5 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

5 Ağustos 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Her dolabın bina sahip olan bir kimse herne sui ERİGİDAİRE den vazgeçemez. Bu yâz sicaklardaön bunalmayınız. Ilik sularla, ağırlaşmış Yemüklerle midenizi Bozmayınız. Yaz hastalıklarından (kendinizi bir FRıGDAIRE alınız. — kuvvet tasavvur edemiyordu. İ O, bir gün gelip kendisinin ya| Melek, ya Mari yahut da annesinin ruhunun yardımile bu böcreden lacağna emindi. Şimdiye ka: dar Pek fazla sevdiği ve hürmet ka erdiği manastır rerisine karşı İbinde pek ufak bir nefret duy Di de atarak kurtuluşuna bekleme e ğe başlamıştı. za Birkaç saat geçti. Bu sırada kar. a Yice acıkmış ve pek fazla susa str, Kendisi için bırakılmış olan sağ din Yarısını yedi ve destideki Re içti. Sonra reisin verdiği em Ül - gerçi reis artık onun dr A pek muhterem bir kimse elli de... çilekeşlere mahsus Hakik, ualarr okumağa başladı. mah arm kendisi büyük bir gü dö #emişti. Bu günahı ise Mari ye ijeye olan aşkı idi. kükuz Ykusu gelmiş, rahat kor. Uyandığıin uykuya * dalmıştı acikmış Zâman karnını yeniden Ün 254 Ve susamış buldu. Ekme. dha kalan kısmını yedi. Desti İni an suyu içti. Keşişlerden bi yeğ, yeniden ekmek ve Teceğini düşündü. Fakat batia 'r Yaman geçtiği halde kati. Ken; — ayak Pıtırdısı duymadı. Sağun dine pek az uyumuş ol. miş düşündü, Akşam hapsedil. bah çı, “İU İçin vaktin mutlaka sa- si eğ ordu. Haki- üstünde hakiki FRiGiİDAİRE' in alâmeti olan bu markaya dikkat ediniz. 84 MAĞLUP FAUSTA İkatte ise bir gece bir gün ve tekrar bir gece geçmişti. Artık bir zaman geldi ki desti. de bir damla su kalmadı. Hem, aç hem de susuzdu. Fakat açlık henüz dayanılmaz bir ıztırap halini al. mamış bulunuyordu. — Acaba bu kadar iştihamm açılmasma sebep ne? Mutlaka uzun bir mesafeyi bir şey yemeden dört nala katetmiş olmamdan ileri geliyor.. Acaba bu susuzluk hüm. ma başlangıcı olan bir hararetten mi ileri geliyor. diyordu. Uzun bir müddet zindanın için. de dolaştı. Karanlık o kadar fazla idi ki bir adım değil bir karış önü. nü göremiyordu. Fakat elile yoklı- yarak ve omuzlarını duvarlara sür. terek daima muntazam adımlar atmağa muvaffak oluyordu. Bu uzun yürüyüş nihayet bir yorgun- luk doğurdu. Tekrar uykuya daldı, Fakat bu sefer uykusu bir takım karışık rüyalarla doluydu. Uyandığı zaman: — Oh, aman yarabbi.. Ne kadar da susamışım? dedi, Hemen ayağa kalktı. Susuzluğu unutmak için dolaşmağa başladı. Fakat bacaklarının titremekte ol. duğunu hissediyordu. Artık onlar emrine itaat etmiyorlardı. İşte o zaman müthiş hakikatı anladı. Aç- İrk ve susuzluktan ölmeğe mah. küm edilmişti. idareli ve ucuz So- ğuk hava dolabını buldu ya, artık dün- yaya bile metelik verdiği yoki!... FRiGiDAİRE ucuzluğu ve son dere- ce idareli olması saye- sinde her eee Şa karışt, Bügün, FRiGiDAİRE soğuk hava dola- pahasına olursa eve ve çocukiğrinizi koruyunuz, ve BOURLA Biraderler ve Şürekâsı Galata: Hezaran caddesi — Beyoğlu İstiklâl caddesi Ankara : Bankalar caddesi — İzmir; Gazi bulvarı ve SATİP' nin bütün şübelerinde. MAĞLOP FAUSTA si — Buradan ayrılırken beni tak- dis eden siz değil miydiniz? Burguvani ellerini havaya kaldı. rarak: — Zavallı, saçmalıyor. dedi. — Burada bulunmadığım sırada işliyebilmem ihtimali bulunan her türlü günahlarımı affı için dua et. mediniz miydi? — Deli! Zavallı çıldırmış! Aman Allahım, acaba bu adam bu rada bulunmadığı sırada ne gibi bir günah işliyebilirdi ki ben onla. rı daha evvelden affettirmek için delâlet edeyim. Jak Kleman bu sefer hakikaten çileden çıkmağa başladı: — Size, bunların hepsini söyle- miştim. Sanırım... Bana söylemiş olduğunuz sözleri de hatırlamanızı rica ederim. Hem lütfen artık aklı- nızi başımıza toplayınız... — Aman birader, asıl aklını ba. şına toplaması lâzım gelen sizsiniz, Keşiş acı bir sesle: — Gerçi, henüz aklımı kaçırma- dımsa da şu sözlerinizin ve tavırla rınızın bana verdiği hiddet o işi yapmak üzeredir... Mukaddes kita- bımızın, hak yolunda yapılacak meşru olmıyan birçok işler için müsaade verdiğini söyliyen siz de. ğil miydiniz? Burguvani yapma bir hayretle: — Fakat Allah aşkına bapgi| olmıyan işler! : e Jak Kleman: — Yalnız bir iş, muhterem pe derim... dedi. z Reis, keşişin sesine hakim olmak için yüksek bir ses ve telâşlı bir bakışla: — Hiç, hiçbir iş!.. dedi. O sizin hasta beyniniz de mutlaka şeytan tarafından hasıl edilmiş karanlık düşüncelerdir... Onları bana atfet- meyiniz. Reis, göğsüne yaymış ol- duğu peçetenin üzerinden bir istav roz çıkardı. Jak Kleman: — Artık çok oldu, ben buradan ayrılırken yapacağım işler hakkın- da sizin kabul ve takdisinize mü. racaat etmiştim. Siz de bunu esirs gememiştiniz. Frer Anjm bulundu. ğu alayla birlikte Şartre doğru yo- la çıktım. Orada, Fransa kralını bulacak ve onu işte şu hançerle öl- dürecektim. dedi. Reis, birdenbire masayı itti. Pe. çeteyi göğsünden aldı, keşişe yak» laşarak alçak ve boğuk bir sesle: — Ne diyorsunuz? Kralımı öl dürmek istiyordunuz? Amanya. rabbi, ne kadar müthiş şeyler dü. şünüyorsunuz? dedi. — Allahın ismine yemin ederim — Yemin etmeyiniz diyorum.. Sizi ruhani mahkemeye teslim et. mediğime şükrediniz. Haydi bira. imiz O

Bu sayıdan diğer sayfalar: