çizgileri Hiç tereddüt etmeyin büyük komur" tan! Bu iş sizin için çok kolay olacak” tır. Siz Bağdadın önünde O görününce kapıları kendinize açık Obulataksınız Mazlüm halk sizinle beraberdir. Hulâgü başını yavaş yavaş yanında") kilere çevirdi: "— Ne dersiniz? — Derhal yola çıkmalı! — Bağdadı almalı! — Halifenin ordusuna daha toplar“ mağa vakit bırakmadan vurmalı! — Bağdada giden bütün yolları kes meli? Hulâgünun bir işareti bütün komu” tanları susturdu; — Acele etmeyin, düşünürüz. Bu elçiyi alıkoyun, kendisi he iyi bakın, Cevabı birkaç gün sonra! gene kendisile göndeririz. Şimdi dör“ düncü adam girsin! Odaya dördüncü olarak giren adam| gayet kısa boylu, ufak © tefek, epeycel yaşlı ve köse idi. Hulâgü sordu; — Ne istiyorsun sen bunları İhtiyar köse ince ve © kısık bir sesle cevap verdi? — Sizinle hususi ve mahrem olarak konuşmak. — Ben husüsi ve mahrem konuşmak”) tan hoşlanmam! — Fakat söyliyeceğim şey yalnız size ait bir erdir. — Bana sit bir sır mı? — Evet. Size ve bir kıza alt bir sır. — Anlaşıldı. Hulâgünun yüzünde derhal heyecan sizgileri belirdi. Etrafımdakilere bütün gayretine rağmen titrediğini belli eden bir sesle; — Bizi bir dakika yalnız bırakmız! Tedi l Biraz sonra koca çadırda ikisi yalnız kalmıştı. Hulâgü köseye doğru yaklaş- tr. — Dikakt et! Kellenle oynuyorsun! Ümit ederim ki kulaklarım söylediğin sözleri yanlış anlamadı. Söyle bakalım. | İşte yalnızız. — Size kızınızdan bahsetmek isterim. — Hangi kızımdan? — Gökbigemden. — Sen nereden tanıyorsun — Bir tesadüfle tanıdım. — izah et! — Anlatayım”? Bundan bir sene evvel semerkantde bir esirci ile tanıştım. İti- raf ederim ki o zaman ben de bir esirci idim. Bu esirci içkiye çok (düşkün ve içince de çok geveze olan bir adamdı. Bana bazı müthiş şeyler anlattı. Söyle” diği şeyler o kadar mühimdi ki bunun bana bir servet o getirebileceğine inan-| dım. Ve işte derhal elimde bulunan bü Hulâgö'nun yüzünde derhal | leri: heyecan belirdi tün esirleri satıp savarak sizin peşinize düştüm, Fakat sire yetişmek çok zordu. Siz bir rüzgâr gibi geçip gidiyordunuz. Ne İse işte nihayet muradıma erdim. Size yetişebildim. Şimdi sen canını kurtarmak isti yorsan bütün bildiklerini kelimesi keli mesine söyle! w Bana esirci sadece fevkalâde güzel bir kız gösterdi. Ve kulağıma eğilerek “bu Hulâgünun kızıdır, dedi. İşte hep” si bu kadar.. Bu sırrın bana esir ticare” inden çok daha fazla kâr getireceğini anladım. Esirleri ucuzca elden çıkardım. Ve bildiğiniz gibi derhal işte © peşinize düştüm. Size yetişinceye kadar. Hepsi bu kadar mı? — Evet, bütün bildiklerim bu kadar başka hiçbir şey bilmiyorum. — Yemin edebilir misin? — Her istediğin şey üzerine yemin e- debilirim, — Senin adın nedir? — Sâmanon! — Yahudisin demek! — Evet, Yahudiyim, — Bana verdiğin bu haber için ben” den kaç para İstiyorsun? — Hiç ben bir şey istiyebilir miyim.Bü yük kumandanın çok cömert ve zengin olduğunu söylüyorlar. Siz ne arzu eder- seniz onu verin! — Bana dinin üzerine bütün bildik” bundan ibaret olduğuna dair ye" min eti — Dinim ve İmarım üzerine yemin e diyorum, — Alâ! Sana bu haberin için bin altın versemi — Kulunuza hiç ümit etmediği bir ils| tifatta bulunuyorsunuz. — Yalnız daha bazı şeyler soracağım. Bu esircinin ismi nedir? — Reşit, — Demek bir Arap? — Evet. Ihtiyar, çirkin (o suratlı ve kambur bir adam, Onu tanımayan yok*| tur. Hulâgü parmağından bir yüzük çıkar! rarak Yahudinin önüne attı: — Bu pırlanta ne kadar eder? Samanon gözleri hırsla (o parladığı halde bir dakikada yüzüğü muayene et- tiş — Bin altından fazla. beş yüz altın. — Al onu sakla! Bü senin ücretin” dir. Belki de bin Allah ömürler versin! Kahraman başbuğ müsaade ederlerse artık gide" yim. (Devamı var) “©—— Postacı efendim. Mektubu ver. miyor, taahütlü imiş, Ferruh Bey Zarf? açıp okuyunca gayri ihityari kaşları çattı ve bo. Zuk bir sesle: — Allah cezasmı versin, Ölmefniş ha! Başımm derdi. ben de kurtuldum sanıyordum. Öfke ile kâğıdı yırttı, #onra bir) kibrit çakıp yaktı. Odaya döndüğün. de suratı asıkt, ” — Nte oldun? Fna bir havadis mi? — Yok canım. Banka mektubu. — O halde öfken neye? Yoksa vetlilerin gelme saati yeklaştıkça © nirlerin mi bozuluyor. Sen zaten be nim eğlendiğim! istemezsin ki! — Yanılıyorsun şekerim. Benim | yulda bütün ezadetim seni neşeli görmek!. Başım ağrıyor, biraz bahçeye çıkaca. ğım. Genç kadın arkasından baks ialdı. Birdenbire içi ürktü. Her hal © e rk. tuğu bir şey yardı ki yavaşça mırıl. dandı — Acaba imzasız mektup mü nldı? Sonra da omuzlarını silkti- — Yok catı, kimee bir şey bilmi. yor ki. Diyerek eğlenceli meşgalesine ko. Ferruh Bey bahçede adamlarına bir kaç emirler verdikten sonra ağır adımlarla sokak kapısına doğru yürü. dü. Caddeye çıktı. Cami yoluna sa. parken ufak bir cenaze alayına rast NEVZAT (BEY) BİRİNCİ ŞUBEDE| Kapiten Benet izahatına devam etti: — Yeni vaziyete göre yeni bi: prog” ram takip edeceğiz. Artık Kemalistlerin aleyhine - açıktan açığa yürüyemeyiz. Hattâ, bize zarar olmamak kayt ve | şartile onların bazı noktalarda arzula- rın: İs'af etmeyi bile düşünüyoruz. Me selâ, bir Nevzat (Bey) vardır. (Şimdiki Ankara valisi). Bu zatı, polis birinci şube müdürlüğüne getirmek istiyorlar Kendisinin o Milicilerle münasebetini bildiğimiz için bu işe muvafakat etmi”; yorduk. Fakat şimdi müsaade edeceğiz. İkinci bir mesele var: İstanbulda işgalin bidayetindenberi hattâ daha evvel İngiliz siyaseti güden! ve bize çok yardım eden, bizimle resmi münasebetleri olan Türkler vardır, A- nadoludaki mill? hareketin inkişafı üze” rine Kemalistlere aleyhtar olan bu züm” renin vaziyeti cidden müşkülleşmiştir. Çünkü İstanbuldaki yerli o Türk halkı Kemalistlerin muvaffakiyetleri üzerine şılgın ve tehlikeli bir vaziyet almıştır. Halk, zafer sevinci içinde kaynaşıyor ve intikam almak istiyor. Bu mühim va" ziyete karşı alımacak tedbirler için Lor» dradan talimat bekliyoruz. Bu hususta bize yardım edebilir misin? — İstediğiniz kadar! — Teşekkür ederim, Şimdi senden ri”) ca ettiğimiz noktaları hülâsa edeyim: Polis müdürü Esat (Beyi) görerek Nevzat (Beyin) birinci gube müdürlü- ğüne tayinine muvafakat ettiğimizi bil dir, Kemalistlerle temas ve muhaberede bulunduğu İngiliz ( istihbaratınca öte“ denberi malüm olan polis müdürü Esat hakkında da bize mahrem bir rapor ha“ zırlaf Benete bu işleri göreceğimi vadede! rek istihbarat dairesinden ayrıldım. Be" ni ayni samimi tavırla teşyi (o ederken yavaşça dedi kiz — İleri de daha çok işlerimiz olacak ki bünlârdan karşılıklı Tpemnun kala cağız. Bu sözlerine hararetle teşekkür ede") rök tamamen onlar için çal'şan bir adam | olduğum hakkında mevcut tesiri takvi" yeye çalıştım. Nevzat (Bey) milli teşkilâtla alâka- dardı. Birinci şubeye (o tayini de Esat (Bey) tarafından iltimas (o ediliyordu. Çünkü 6 zaman birinci şube müdürlüğü bizim için çok mühim bir mevkidi. Ora" ya bir Kemalistin getirilmesi ve bu ta) yine İngilizlerin muvafakat etmesi bir geldi, Bu küçük bir tabuttu, merak. la sordu: — Kimin çocuğu öldü? — Köyümüzün lekesi olan sarhoş Şadiyenin piçi. Köşke döndüğü zaman, doktor Rem. zi Böyle komşuları Mahir Beyin Ni. halle bahçede dolaştıklarını g*rdü Doktor müteessir bir sesle anlatı. yordu. — Çok çalıştım. Fakat kurtara. madımi. İçimde müdhiş bir şüphe var. Polise haber vermeği vicdani bir vazi. fe telâkki ediyorum. — Sizce,'bu işte bir cinayet mi var? — Evet, Bu kadın mutlak çocuğu. nu zehirledi, — Fecsat. Bu kati hükmü işitince Mahir fena halde sarsıldı. Sendeliyerek orada du. ran bir iskemleye oturdu (Nibalder başka kimse bunun farkına varama. dı. Ferruh Bey doktorla birlikte iler. lemişlerdi. ..Nihal yavaşca sordu: — Ne oldun? Bayılacak gibi rengin uçtu Mahir büyük bir gayretle kendini toparladı: — Bir şeyim yok. Halecandan, se. şubeye tay E d inine razı olmuşlarf mesele idi. Yalnız bu kadarcık bir netice) bile o ahval ve şerait altında bizi sevin- akşam ada iskelesinde dirmeğe kâfi geliyordu. Ballarin emri mucibince evvelâ Kro* kere giderek işi ona © anlattım. Ondan sonra İstanbu tarafına © geçerek Türk polis müdürlüğünün bulunduğu Şahin Paşa oteline gittim. Kendisile gene bir Odaya kapandık. Kapiten Benet ile olan mülâkatım: büttün tafsildtile anlattım. Beni dinlerken başı sallyor, yüzü ha" Gif tebessümlerle | kırışıyordu. Sözümü bitirdiğim zaman; — Sen Nevzat (Beyi) tanır mısın? — Hayır! Henüz kendisile şerefyap olmadım. — Çağırtayım da kendisile görüş. Zile bastı, gelen polise, Nevrat (Be- Yi) çağırmasını tenbih etti- Yalnız kal dığımız zaman dedi ki: — Şimden sonra Nevzat Beyle de te”) maslarda bulun., Kendisi çok itimat € dilecek bir arkadaştır. Hep beraber çalı şacağız. Bu sırada kapı açıldı. İçeri, her hali sempatik, güler yüzlü, uzunca boylu zayıf ve gözlüklü birisi girdi. Esat (B.) bizi biribirimize tanıştırdı, Üçümüz baş” başa vererek tekrar vaziyet üzerinde mü zakerelerde bulunduk, Müzakerelerimizi hüldeş (Bey) dedi ki: — Çocuklar! Vaziyet, İngilizlerin de itiraf ettikleri gibi bizim lehimize ola” rak inkişaf ediyor, Anadoludan düşman kovulacaktır. Hürriyet ve istiklöle ka” vuşacağız. Bu çektiklerimizin hepsini unutacağız. Çok yakında büyük müjde- lerle sevineceğiz, — Benim hissikablelvukuum da ya” kında büyük şenlikler göreceğimizi an” Jatıyor. — O zamana kadar yapacağımız işle- ri düşünelim. Yolumuzda devam edelim. İlk iş olarak siz biribirnizle muntazaman temas imkânmı temin ediniz. Nevzat (Bey) bana sordu: — Hergün burada buluşabilir miyiz? eden Esat — Filvaki ben hergün buraya geliyo"; rum, Fakat bu ziyaretlerim Esat (Bey efendiye) resmi işler içindir. Ayrıca &i- zi de görmeye başlarsam bu şüpheli gö” rülebilir. Çünkü bu bina içinde İngiliz” lerin casusları vardır. Siz de Milliei- İerin adamı olarak tandıyorsunuz. Bi nacnaleyh burada görüşmemiz doğru ol” maz, — O halde ne yapabil — Dışarıda buluşuruz. — Meselâ, de? vinçten. Bu geceyi düşünüyorum. Kalabalığmn srssınia kaybolmak ko lay olucak, Seni yalnız göreb'teceğim Seni ne kadar sevdiğimi rahat rahat söyliyebileceğini Kadın gözlerini kapadı. Büyük bir zevkle bu sözleri dinledi: Sonra da çapkın dudaklarında tatlı bir tebes. süm belirdi; — Bende seni seviyorum. Seat ona doğru nazarı dikkati celbetmeden sıviş bahçenin arka kapısmdan çık. ilerdeki harât değirmenin içinde beni bekle. Cevap beklemeden koşu © Kocası- nm yahinr geldi, İki erkek konuşuyor- lardır; — Şa tarlayı bana sattığına iyi et tin doktorcuğum. Kaç zamandır ora. da gözüm vardı. Mandıra vapmak İs. tiyordumi. — Elden çıkarmağa hiç niyetim yokti ama ısrarma dayanamadım gö. züm. — Haydi gel, içeri girelim de mi. safirler gelmeden evvel sana borcumu ödiyeyim. Merher merdivenlerden yukarı çık tılar O Nihul hazırlanmak fizere müsa. ade istedi odasına gitti. Mahir tek. | aştım. Güya şemsiyesinin — Siz Adada ot pul Krokerdeki daktilo kızlardi” gamları iskeleye getiriyoruM na mahrem raporlari iv bu hizmetine mükâfaten © oynuyorum. Binaenaleyh, da iskelesine geldiğimiz tesadüf etmiş gibi olurum. — Çok muvafık! » Bu müzakerelerden sonr# dürlüğünden ayrıldım. Kroft akşama kadar çalıştım. İşler sile yoluna girmişti. Merhekfi mağa çalışan kahramanlar İuyorlardı. Vatan ufukları neşi doğmağa başlamıştı. ei Rikatson Hat gittikten 2 ve nüluzumun İngilizlerin zölzüle uğrayacağını o zanni Halbuki bilâkis o mevkiin“ tesadüflerle kat kat tarla da — kulakları çınlasın mundun da meşkür hizmeti muştu. Şimdi yalnız itilâf leri nezdinde değil, Entel mensuplatı yânında da hayli itibar sahibi bir adam olm! da ciddi ve mutâmet bir a gi rakmıştım. Dikkatli hareket rimdeki şüpheleri bertaraf vaffek olmuştum. # Vaziyet ve bâdisata dahâ muştum. 4 Artık kendimden biraz 48“ | larak çalışabilirdim. / «ij O gün akşama kadar çal şama kadar bizim isa olan malümatı muhtelif min ettim ve paydos saatindi olan Ermeni kızı ile kolkola “g4 » lesine gittim. Hava fena idi. ) yağmur yağıyordu. Etrafa I Nevzat (Bey) beni iskelenif ı limi vapura gönderdikten salonunun kapısında bekdiy ii 7 ii mış gibi baş başa vererek bİf | 5 görüştük. Ona günün mahıref gi rini kışaca anlattım. Sonrü © mizden aytıldık. KONDİL1S'IN TEŞEBİ 1 O günlerde siyasi ve as” Ni tedrici bir şekilde lehimiz€ *“ mek vaziyetinde idi, istanbul . muzun Yunanlılara karşı yeni yp Tat bir toarruzda bulunacıği i — yeniden şayialar çıkmağa Me lifsiz olduğu için. onu yali? bahçede bırakmaktz mah Yazıhanede yalnız kahadi | Bey kir müddet süküt etti yus bir edâ ile söze haslsdi — Azizim, bugün san cumu ödemek niyetinde parayı hazırlamıştım - bire başka bir yere vet yi yetinde kaldım. Bin bes İ.G beş yüzü eksik. Onu d* g ( sonr veririm olmaz mi” ge” Doktor zengindi. Eskİ i yel i gg? ruh Beye de büyük bir er” Samimiyetle bu teklifi KAPU yp. — Ne acele ediyorsu? a kada” istersen kalsın. şım yok. — Teşekkür ederim: > lirken seni bekletmede ne ölur, ne olmaz! Arkadaşınm garip bir Me Remzi Bey farkına vardı sordu: ” / — Seni mületessir gi eski bukukumuza binaen * gl 4 garet ediyorum. Bir derdi. Bilirsin ki biltür manasi!€ ) Bana üzüntünü açıkça söYİ” gf (Deva