e A gg 175 — Yaylalarda otlıyan uzun tüylü hayvanlar gördüler, 178 — Yolcular önce güzel bir parkın içinden geçtiler, va — PARDAYANIN - ÖLÜMÜ tüfekli askerle birlikte beraber geldi. Yolda Katerinle Danju Sen Jermen Lokserruva kilisesinde olan bir muci- seden bahsettiler. Üç gün evvel, salı günü ( sabah- leyin erkenden kilisenin kayyumu mâ- bede girinte bir gün evvel içinde mu- kaddes su bulunan abdanin kanla do- Iu olduğunu görmüştü. Geceleyin kiliseye kimse giremez- di. Bundan başka mukaddes suyun i- çinde insan kanı dökmek gibi bir gü- nahı kim işliyebilirdi. Herhalde bu bir mucizeydi. Kan şişelere konarak Notrdam kilisesine götürülmüşdü. Bu kilisedeki mucize kazanı da kanla do- Tu bulunmuştu. Biribiri peşinden gelen bu alâmet- Jerden Allahın kan istediğini anlama- mak imkânsızdı. Dük Danju: — Bundan tabif bir şey oolamaz! diyordu. Dokuzuncu Şarl, yelsli bir tavırla, hata edip etmediğini ve Allahm iste- ğine boyun eğmek zamanı gelip gel- mediğini düşünerek bütün bu konuş- mayı dinlemişti. Bu sırada tahtıravan oKolinyinin konağı önüne vararak kral yukarıda anlattığımız ve: — Yaşasın kral! seslerile karşıla- nan sözleri söyledi. Dokuzuncu Şari, Katerin ve Hanri Danju odaya girdikleri ozaman ami- ral yatakta yatıyordu. Yaralının renk siz yüzünde bir sevinç ışığı parladı. Kral hemen koşarak onu kucakladı. Ve: — Caninin yakında ipte sallanaca- ımı vadederim. Hayatınız. tehlikede değildir sanırım, dedi. ” Yatağın yanında duran Amberu- vaz Pare: — Şevketmaap, amiralin O hayatı tehlikede değildir. On beş gün içinde ayağa kalkacaktır. sözlerini söyledi, Kolinyi: — Şevketmaap, kralım tarafından gösterilen bu lütufdan doğan sevincim iyileşmeme çok fazla yardım edecektir dedi, Dük Danju da; — Mösyö amiral, Uğradığınız fe- lâketten son derece müteessirim sözü- nü söyleyip gözlerini silen Kâterin de: — Bütün ümitlerimiz kendisinde olan sevgili kumandanımızı, fedakâr amiralimizi Allah korusun! diye ilâve etti, Bu sözler üzerine ojantiyomlarla dolu olan odada sevinçten doğan bir murrltı oldü. Doktorun tavsiyesi unutularak: — Yaşasın kral!,, Yaşasm krali- çe... Yaşasın Dük Danju! diye bağrıl- di. Nihayet yaralınm odası boşaltıl- dı Yatağın etrafında (yalnız üç kişi kaldı. Hanri dö Beran Telinyi ve ka- rısı Luiz dö Kolinyi.. Bu ziyaret bir saat sürdü. Kral pazar günü geleceğini (osöyliyerek çe. kildi. Dokuzuncu Şarl konağın avi sına İnince ayni alkışlar ortalığı sars- tı. Kral herkesin duyabileceği bir sesle: — Mösyö dö Kossen! diye sesle di. Muhafız kumandanı: — Şevketmanp!. diyerek yaklaştı. — Yanınızda ne kadar asker var? 179 — Sonra güzel ve müselles esasına göre ya» pılmış bir saraya vardılar. genç kız belirdi, 180 — Saraym kapısında garip (kıyafetli bir e PARDAYANIN ÖLÜMÜ 203 — Bir bölük Şevketmaap! — Peki, bir hücüm olursa bu ko- nağı muhafaza için bu kuvvet size ye- ter mi? — Şevketmaap, bölüğümle üç bin kişiye karşı koyabilirim. — Alâ, burada kalacaksınız. Sizi| bu konağın muhafızı olarak tayin edi- yorum. Amiralimin (hayatından siz mes'ulsunuz. — Fakat Şevketmaap, sarıya ka- dar sizinle beraber kim gelecek? Dokuzuncu Şarl avlıda duran Hüg noları işaret ederek: — Bu jantiyomlar bir kere odaha bana arkadaşlık etmek isterler sant- rrm, Ben de onlardan daha iyi bir ko- rTuyucu bulamam! dedi. Bu söz üzerine öyle bir alkış gü- rültüsü koptu ki konak temelinden Yı- kılacak sanıldı, Dokuzuncu Şarl çok neleliydi. Dük Danjuya çabucak bir göz işareti yapan Katerin kendisini heyecanlandı ran müthiş bir sevinci gizliyerek: — İşte hakiketen yüksek hir dü- günce! diye mırıldandı, Kral haykırdı.: — Öyle değil mi anne? Fransa kralının kendi muhafızlarmı yaralı &- mirale bırakması doğru değil mi? Katerin samimi bir tavırla: — Çok doğrudur oğlum! dedi, Hakikaten, Kolinyinin konağı bu suretle Hügnolardan temizlenerek 0- nun bir işaretine bakan Kossenin elin- de bulunuyordu. Hügno jantiyomları, kralın muha- fiz askerleri vazifesini görmek üzere dizildiler kılıçlarını çektiler. İşte kral, binlerce Hüygnonun al- kışları arasında böylece saraya dön- dü. Gece, amiralin ölümüne sebep ola- bilecek bu cinayetin böyle kolayca ge- çiştirilmesinden dolayı (sarayda bir ziyafet verildi. Neşeli olan kral, dü- şünllen harbe amiral iyileşir iyileş- mez, yani en çok on beş gün &onra başlanacağını söyledi. İskambil kâğıt larile yeni icat olunan bir o oyun oy- nadı ve Hanri dö Bearna karşı iki yüz ekü kaybetti, Navar kralı eküleri cebine indire- rek karısı genç kraliçeye: — Karıcığım, böyle giderse biz zengin olacağız. Ve galiba bu da beni biraz değiştirecek! dedi. Margo etrafına korkuyla hakma- rak: — Şevektmaap kendinizi kollayı» nız! diye mırıldandı. — Niçin? Şarl hakkımızda fena bir düşünce beslemiyor. Buna eminim. — Belki, Fakat kraliçeye bakınız. Onu ömrümde bu kadar neşeli görme- dim. Kendinizi kollayınız Şevketmaap! Hakikaten Katerin dö Mediçi çok şen görünüyordu. Saat onu vurduğu zaman yüksek sesle: — Protestan mösyöler, geceniz hayra kalsın! Ben sizin için dua et- meğe gidiyorum. diyerek ( dairesine çekildi, Geceyarısında, sarayda herşey des rin bir sessizliğe gömülmüştü. — MÜTHİŞ GECE Kral yatmıştı. Oda hizmetçisi o nu soymuş ve yatağa yatmasına yar» dım etmişti. Sonra bütün ışıkları sön- dürüp yalnız bir gece kandili bıraka- rak ayaklarının ucuna basa basa oda- dan çıkmıştı. Kral bir saatenberi yatmış olduğu