13 SONKANUN — 1996 R... Nezih, kendisinden on| Yaş genç olan Raika ile evlendiği ta kazanılacak işleri keşfederek Yapışmak hususunda, onunla reka v edecek kimse bulunmazdı. "kat bütün mevcudiyetini işine derdi. ise, güzeldi. Kocaman a la N ii öm kadm, neşeli tebessümile iği zaman, bunlar, na - ie Çocukluk arkadaşları - uzak bir kuzeni vardı. Riza | İsmindeki bu gençle çok anlaş - » Çok kafadardılar... it Nezihle izdiyacından bir * sonra, Raikanın bir oğlu dünyaya geldi. Oğlan Reşit, karısının üni Riza ismini koymak istedi- Öğrenince biraz yüz buruştur- İz. Fakat, itiraz etmedi... 44 ne iki sene geçmişti kil eve dönen eg karı . Riza tarafından yazılmış bir vin yırtık parçasını ele ge- mek betbahtlığına uğradı. “Ati a, şu kelimeler vardı: ini mini Rizacığımızı benim dan öp!... Çünkü 0...,, ai üzerine, Residin yüreği- Yağ iş şüpheler kemirmeğe baş Derhal tahkikatta bulundu ve Üs Riza ile birlikte gezme- erini öğrendi. kaç opladığı vesikalar eksikti. Fa. kanala bir araya getirince, Maşa 2 arasında esaslı bir olduğuna inanıyordu, Mtk. Mem evlâdından da Yük Ri iydi. Küçük Riza, bü Evet, böy oğlu muydu yoksa? Sanam le olacaktr... Mektup da bü mânâ çıkmı - e sahneleri ki fd. | itirazlarile karşılaştı. Sek roman okurdu. Dimağında| anladı. Yâl ile hakikat karışmış, çap-| Karısmı istintak edince onun Raika di- yordu ki: — Evet, Bazan Riza ile birlik- te sokağa çıkıyorum... Lâkin ara- mızda hiç bir şey yok... Yalnız ço- Yakı, eş dostunun tenkidine uğ -! cukluk arkadaşıyız... Senin ele ge- Pamişir, Kendisi, iş adamıydı. Pa. | çirdiğin kâğıt parçasındaki cüm- lenin tamamı ise şöyledir: “Mini mini Rizacığımızı benim tarafımdan öp!... Çünkü onun is- mi benim ismim olduğu için ken- disini öz evlâdım gibi benimsiyo rum.»,, Reşid! Yavrumuzun gay gözler... Siyah saçlar... Bem) rimeşrü olduğundan şüphelenmen aye dişler... Hele dişler, dişler.,. | cinayettir! Lâkin, ne söylense, adamcağı- zım yüreğine bir kere kurt düşmüş »lda orta; ya çıkardı, ne güzel gö-| bulunuyordu. Reşit, Raikadan ay» Yünürdü rılmaksızın rahat edemiyeceğini ”» | Ayrıldılar. Fakat mahkemeye müracaat elmeden ve tesçil ettir İ meden: Reşit, zengindi. Evinin hayatını bozmadı. Fakat kendi uğ ramamağa başladı. Yalnız hesapları | görüyordu. Klübünde yerleşti. 2». $ Bir akşam, radyo dinlerken güzel çocuk müsabakasının neti - | cesini öğrendi! İ Hayret... Kendi ismi geçiyordu... airesi.. Ve küçük Riza... Evet... İstanbulda, küçük Riza o senenin en güzel, en gürbüz çe- cuğu olarak ilân edilmişti... Birdenbire, yüreğinde bir bur. kulma hissetti, Hele ertesi sabah, gazetelerde resmini görünce, aynanın karşısı: na geçti: Bir resimlere, bir kendine ba- kıyordu: — A... Benzemeğe başlamış... İşte, burnu... Gülümseyişi.. Alnı - nın şekli.» Hattâ saçları... Küçük Rizayla aralarındaki bu kadar müşabehetten sonra, şüphelenmeğe mahal kalmış mıy- dı?... Kendi Li Evine koştu... Karısile barıştı... Ziyafetler çekti... |, .".. Hey gidi insanlar hey.» İyi gün dostluğu iliklerimize kadar işle - miştir Hallce Sareyya “Tetrika No. 8 Yasan: ri Mademki duvarlar gözleri delmeğe yarar şişler, tırnakları sökmeğe yarar kıskaçlar, türlü türlü işkence aletlerile doludur, bunlar paslanmamalıdır. Geçen kısımların hülâsası Rodosta Kanlı Balta meyhane- sinde Kırmizı sakallı Jak, mur- arini Valero, diğer korsanlurla Sultan Bayezidin Rodos şöcal- yesine gönderdiği yirmi bin dü- kayı nasıl ele geçireceklerini düşünürlerken o meyhaneye iki yabancı giriyor ve ortalığı | tüst ettikten sonra ortadan kayboluyorlar. Sicilyalı Ancello ve Napoli- li Roberto adinda olan bu İkt yabancı iki saat | sonra Rodos kalesinin dibinde biribirlerine rastlıyorlar. Yi EAA — Birbirimize yardım ederiz. — Çek iyi olur. Teker teker mu- vaffak olmak, birlikte hareket et- mekten daha güçtür. — Sizin çok kuvvetli bileğiniz, ve tecrübeniz var. Hayır, hayır.. İnkâr etmeyiniz. buna eminim. Ben bu hususlarda sizden çok ge- ri olduğumu itiraf ederim, Yalnız buna mukabil benim de çok pa- ram var. Bunlar birleşince müthiş bir kuvvet olur. Korsan arkadaş- larmız da kaleye girmek istiyorlar mı? — Hayır, onların bu işle hiç bir alâkaları yok. — Onların yanına dönmiyecek- misiniz? — Kaleye giremezsem, $ey, gi- remezsek diyecektim, o zaman dö- neceğim. Robertonun yüzünü bir hüzün kapladı. Ancello bunu derhal sez- di. Ve sözüne ilâve etti: -— Gene yanlış söyledim. Birlik- te döneceğiz. Delikanlı gene acı acı başmı i salladı: — Dönmek mi? Ne mümkün? Onlar beni görür görmez yeniden öldürmeğe kalkacaklar. Siz beni terekderek yalnızca dönersiniz. — Aldanıyorsunuz. Siz gayet güzel kılıç kullanıyorsunuz. Eli- nizde bu hüner varken kolaylıkla korsanlar tarafımdan kabul edilir siniz. Ben bunu taahhüt ederim | Robertonun yüzündeki elem çiz-| gileri gene dağılmamıştı: — Neye yarar? Kaleye gireme- dikten sonra. diye söylendi. Ben! korsan olmak istemiyorum ki. — İyi amma, ben de kaleye gir- mek için onlarla bir oldum. Delikanlının gözleri birdenbire parladı: — Ne dediniz? Yanlış işitme- dim ya? Bu korsanların yardımiy- le kaleye girilebileceğini söylüyo: sunuz, değil 7 mi? — Evet! — Ne suretle? —— Bunu size sonra anlatırım. Şimdi daha fazla vakit geçirme- den kaleyi dikkatle gözden geçi- relim. Nasıl korsan olmağa karar verdiniz, değil mi? Roberto sevinçle haykırdı: — Elbette! Bu delikanlı ne kadar çocuk ve masum düşünceliydi. Bu kadar genç olmasına rağmen kalbindeki büyük sir neydi acaba? Kalede nej yapacaktı? Yoksa orada sevdiği bir kız mı vardı? Dışardan da duymuştu. Kalede birinci şövalye Dobüssonun Jose- fin dö Blanşfor adında çok gü- zel bir yeğeni varmış. Bu sarışın kızın güzelliği metheds ede bitiri- lemiyordu. Yoksa bir zamanlar! Cem Sultan daha burada mahpus- ken seviştiği Mari dö Blanşforun kardeşi olan bu dilbere mi âşıktı? Çünkü bu deliliği insana yalnız aşk, veyahut delilik yaptırabilir- di. Ya kendisi? Kendisi hangi hisle hareket ediyordu? Aşk mı? Ha- yır.. Delilik mi? O da değil, Şu halde bu derece hayatını istihkar ederek bu büyük tehlikeye atılma- sının sebebi neydi? Düşündü, dü- şündü.. Ve bunun sebebini bula- madı. İki arkadaş - Artık onlara arka- daş diyebiliriz - çok çabuk ve her hususta birbirleriyle anlaşmışlar - dı. Birbirlerinin içlerini, ve mak- satlarını bilmiyorlar, fakat bunla- rın büyük şeyler olduğunu anla» dıklarından bunu birbirlerine sor- muyorlardı. Şimdiki halde bir nok- taya kadar gayeleri birdi: Kaleye, daha doğrusu kalenin içindeki büyük şatoya girmek. Mademki bu noktaya kadar ga- yeleri birdi, binaenaleyh içeriye girinciye kadar birlikte hareket e- deceklerdi. Orada ne yapacaklardı? Bu SAM, ssEb AU4€ Çıktığı gündenberi, en büyük gayesi o, kuyucularma elinden elen hizmeti yapabil. mek olan (HABER) (Bize sorunuz, size Ce, vap verelim) başlığı alında yeni bir sütun açarak, muhterem okuyucularma yeni ve fuydalı bir hizmet deha görmeği düştindü. (Bize sorumuz, size csvap verelim) sütü, nu, tam manasile okuyucularımızın bir dert ortağı, bir akü hocam olacaktır. Doktora gitimağe lüzum kalmadan akel danışmak istediğiniz hastalıklarınızda, sıkın. taya düştüğünüz fakat bir müşavere için a. Yukatlara avuç dolusu para vermek isteme, diğiniz hulult işlerinizde, omerak ettiğiniz da büyük bir sırdı. Rodos alesi, Rodos kalesi. O zaman, 1492 senesinde Kıristof Kolombun yumurtayı dim dik masaya oturttuğu ve Kafdağ larımı aşarak kırmızı yüzlü : ların yaşadıkları Amerikayı lanık suda görünmeden ya! , balık gibi yakalayıp İspanyolları verdiği sene... Bu kale pek müthiş bir Duvarlarının sağlamlığı zindanları da korkunçtu. Yetmiş yaşındaki birinci şövalyesi Pi; Dobüsson da bu müthiş duvar ve dehşetli zindanlara lâyik bir as damdı. O, kocaman zindanları kul: lanılmaz bir şekilde bırakm doğru bulmuyor: ğ — Mademki bu zindanlar ya « pılmış, muhakkak surette kulla nılmalıdır! Dünyada hiç bir $* ey âtıl kalmamalıdır. Mademki | modern - tabii o zaman göre - kence odaları tesis edilmiş, odalar kilitli kalmamalıdır. demki duvarlar, seyri bile insi nü dehşet veren türlü türlü bı lar, testereler, tırnak sökmeğe,. etle meğe yarar mengeneler, delmeğe yarar şişler, ku ve ağıza kurşun akıtmağa yarar hu nilerle doludur, bunlar p nm ğa terkedilmemelidir! diye düş nürdü. (Devamı il 228281, BOYAMA p cavap verdin. büdiselerde, aki erdiremediğiniz #por lelerinde, vergiler, kanunlar, plzamnam vessire hakkında bir derdiniz, bir 50 mu var?! Hemen bize yazmız, ve #OrUnUZ. Suallerinize, her saban en sahibi salihi, yet yüksek bilgili şahsiyetlerine damışa: Vu sütunlarda dersi oOcevap vereceğiz ve müşküllerinizi halletmeye çalışacağız. ONUN İÇİN HİÇ GEÇ KALMAYINIZ Bitün müşküllerinizi, 15.20 satırlık kı ve düzgün bir yazı (le yazarak; (BİZE SORUNUZ SİZE CEYAY LM.) Konservatuvara parasız girmek için Haydarpaşa (lisesinde Nuri Turkay'a: Şan dersi almak için İstanbul konservatuvarına parasız gitme . niz şöylemümkündür: Konservatuvarın biri şubat, bi- ri de teşrinievvelde iki kabuldev- resi vardır. Bu devrelerden biri - de istidatla konservatuvar mü - dürlüğüne müraacat edeceksiniz. Ve ilk üç ay için dörder buçuk iki ay için de ayrıca, dört buçuk ki, altı aylık ücret olan cemiyet do - kuz lirayı iki taksitte verecekle - dir. Bu altı aylık müddet zarfında, mua'iimler tarafmdan sesler), is tidatları için iyi rapor verilirse o zaman,, çıkaracakları bir fakir hal mazbatası ile, vaziyetiniz İş - ! tanbul belediyesi riyaetine yazı « lacak ve talebe mevcudü arasın « daki nisbete göre, açık yer bulu . nursa meccanen okumaları mi amelesi balış edilmiş olacaktır! Konservatuvar müdürlüğün den öğrendiğimiz yukarıki izaha ta rağmen, isğinizi yerine getir / meniz oldukça müşküldür. , Çok temenni ederiz ki, mem ; kette müsiki inkilâbı yapılmasın çalışıldığı böyle bir devirde, si nN ve sizin gibi, bu işe merakli gençlerin istidatlarınn işler . için yürüyecekleri yollar ve çalış ma imkânları çok daha kolay! örilmiş olsun ve bir sanat mü sesi olan konservatuvar işlerin olsun, lüzumsuz kırtasiyecilikte kurtulursun. “