1 SONKANUN — sm —— 1936 HOS bir amel FA TE Ri muziplik! AR lana bir sigara sıkış - tırazak, aşağrki hikâyeyi anlatan meşhur operatör le dinliyorduk; — Öyle bir talebe şakarı ha 1 tırlıyorum ki, işe yaradı ve iyi kalpli bir çocuğun saadetini te : min etti, Ortalığı allak bullak ettiğimiz »sene, yirmi yaşındaydık. Kimimiz tıbba, kimimiz hukuka çalışıyor - duk. Tertib etmediğimiz eğlence, çıkarmadığımız gürültü kalmı - yordu. Mahallenin ihtiyarları ve ağır başlıları,, doğrusu, “bizden «fena halde yaka silkiyorlardı. Imam, herhangi birimizi görünce; — İnnallahe © maassabirin! « demeden ge-mezdi. Kız anneleri, bizim'e karşıla- şımca, şeytan görmüşe dönerdi. Fakat, biz, aman yarabbi, ne alay ederdik, ne alay! Babalar: - mızdan, annelerimizden kopar - dığımız azıcık paralarımızı tam yerinde, metelik metelik sarfe - derdik, azami derecede eğlenir - dik... “Li... yı zevk -| .,.. Arkadaşlarımız arasında sa e de bir tanesi oyunlarımıza işti - rak etmezdi. Uzun a bene mavi gözlü; penbe ve kız çocu em bir delikanlıydı bu l “Dü her nedense aptal sanır - dık, Fakat, aradan zaman geçti. | rıladı ki, hepimiz kıskançlıktan Selim, hayatta pek akıllı olduğu- öldük, geberdik., Selimi yanına o- nu isbat etti, Bu oğlanı içimize almak ister - dik. Fakat daima kafa tuttu, Biz de ona bir muziplik yapmağa ka-| rar verdik. Lal | Kendisine Herkül, don juan, Kami li lakaplar taktık, Önümüze gelene Selimden alay - la bahsetmeğe başladık: * * * Ahbaplarımızdan birinin kuzini dul bir genç kadındı. Zengin - di ve Süzeldi, Mahallemize otur- mağ3 S€ldi. Müstakbel doktarlar- dan, avukatlardan, âlimlerden olan bizim grüpun ha- yatında inkılâplar yarattı. Hepi - miz 00 Âşık kesildi. ç Lâlin, üzel ve dul kadm, Yür| gigcüze Sülmekle ve her birimize | ayri yn Muamele, etmekle bera - ber, bizi çocuk Yerine koyuyor - du, Kimseyi <iddiya almmordu. di mdiki Fena halde kızdık. Kendirin -! den intikam almağa karar ver - dik. Selimi bu slayda öne süre - cektik. Alay, iki taraflı olacaktı!. Hamiyet Hanıma, Selim hakkın | da neler anlatmadık neler... Hiç bir horoz kendisile mukayese e dilemezmiş... Görünür görünmez, kadınlar ona âşık olurmuş; bizim! Selimin kollarına düşermiş... Dedim ki: — Hanımefendi, kendisini gö- rünce hayrette kalacaksınız. Ga- yet mahçup ve çekingen tavrı var- dır, Sakın ha, kendisine inanma- yınız! Kibar âleminden bir genç kız, onun için intihar etti, Profe- sörlerimizden birinin karısını ka- çırdı. Bir şantöz onunla bir haf - ta yaşamak için, zengin âşıklarını terketti, Genç kalın, alâkayla, hayret- le onu dinliyordu. » * Biçare Selimin, tabii, hiç bir şeyden haberi yok. Teşvikimize kandı ve genç kadının meclisine gitti. Gülmemek için kendimizi zor zaptediyorduk. Kızarak, acemi hareketlerde bulunarak ve oynadığımız oyun - dan tamamile bihaber, Hamiyetin yanına girdi. Ah cahiller... Cahil bizler... Bir genc kadın ruhunun esrarını bile- miyoruuk. Hamiy«*, onu öyle bir karşılayış * turttu, onun hoşuna gitmek için neler yapmadı, neler.... Kahvesini, şerbetini Selime e- liyle verdi. Hattâ tatlı şarap bile ikram etti. Bu vaziyet karşısında, bizim) oğlan cesaret buldu. Kabak çiçe-| ği gibi açıldı. Parlak bir iki cümle HABER — Akşam postası - Metfrika nımarası : 105 Lidya küçük kilerde zehirli şerbeti döğerek Hızıra içirmek için hazır'arken, usula küçük bir pencere açıldı eçen kısımların hülâsası Prenses Anitanın kısı Did. ya, Hızırın kızıdır. Fakat, bunu, bubü da, kız da bilmi, yor. Hizir, kendisini günahkâr sanıyor. Çünkü , Hacı baba is. münde biri, ona: “Anita, senin kızkardeşindir!,, demiştir. Bar baros, bunu hakikat sandığı için, yıllarca müddet, sevgili « si Anitadan kaçlı. Buna fena halde kızan Ani, ta da, kir Lidya'yr, Hızıra karşı düşman olarak terbiye elmiştir. Ondan intikam al . mağa gönderiyor. Fakat, diğer toraflan, Ani, tanın,Hızırın kız kardeşi olma dığı meydana çıkmıştır. He niz Hızır bunu bilmiyor. Barbaros, ellerini birbirine vurdu: İçeriye Emine girdi. Hızır, ona bakmadan: — Zübeyde! , dedi. — Efendim... Zübeyde biraz rahatsız... Onun yerine bugünlük hizmetinize ben bakacağım... Bir emriniz mi var? Filhakika, Barbarosa karşı bes lediği büyük aşk, son seneler zar- fmda artık nihayetsiz bir sadaka- te kalbolan Zübeyde, onun yanın. da bir hizmetkâr gibi çalışıyordu. Kocasınm yanında kalmasını, istirahat etmesini ona söylemiş - lerdi. Fakat, Zübeyde: — Geçen sefer (gördünüz, efendimize nasıl suikastler yapı - yorlar. Yanına nasıl kötü kadın - lar sokuluyor. Onun bütün işleri- ni ben elimle yapacağım! . de. mişti, Hızır da onun hizmetinden çok memnundu. Zübeyde, onun vd Hızır, Emineye sordu: — Ya... Vah vah. Kız hasta demek?... — Biraz kırgınlığı var, uzandı.! Müsaade ederseniz onu uyandır -| mıyalım da hizmetinizde ben bu- İunayım, reis... Ne istiyorsunuz? — Şerbetimi istiyezektim. Fa. kat, bırakın da bu kızcağız yap - sın ve bana getirsin... İyi şerbet yaparmış... Eminenin gözleri öne iğildi.| Böylelikle hislerini sakladı. — Peki... Buyursun... göstereyim... — Haydi yavrum... Bu hususi alâka, Emineyi doğ- rusu ürkütmüştü. “Galiba, Düşesten sonra bu - nunla başlıyacak...., diye düşün - dü ve üzüldü. Kasaranın altında, küçük bir kamara vardı, Oraya birlikte gir. diler... — İşte herşey burada... Pek - mez, bal, yemiş suları... Hangisini isterseniz... Lidya, gülümsedi: — Teşekkür ederim... Siz faz-| la rahatsız olmayın... Gidiniz... Nesi var? Kileri —' Yapılacak başka bir şey yok - fazayı açtı. tu, Emine, Dışarı çıktı. (Devamı va). Bar? darı Öyle kelimeler bulacaksınız ki tersinden de okunduğu zaman aynı manaya gelsin KAEAK gibi Bakalım kaç tane bulacaksınız ?| | Yüzüğünü çıkardı, Küçük mah. (/ zan: (V&âNO) “— Ben sana gösteririm...,, di ye söylendi. Lidya, yalnız kaldıktan sonra, Eminenin gösterdiği maşrapadan suyu bir kupaya beşa'ttı. Sowra, balı bir havanda, ezdi, ezdi, ezdi... (| Düşünüyordu: i “— Ben bu işi yıpazak mı» yım?... Bu Barbaros da re iyia- dam... Bana o kadar iyi muamele etti ki... Hem de itimad etti.. Hak buki herkesten şüph. işdi- ye işitirdim... Bir'birimize yakınlık duyduk... Buna rağmen onu öldü. receğm...,, Boyuna havanla balı döğü - yordu. Cidden pek güzel bir şer « bet yapmasını bilirdi. Bu esnada karşıdaki mini mini bir pencerenin hafifce açıldığını farkedemedi, Ve buradan, Emine. nin kendisini gözetlediğini görme- di. Zira, bütün dikkati kapı tara» fına teksif edilmişti. Ve şöyle dü- şünüyordu: “.— Ne olursa olsun.. Üzerime | bir vazife aldım... Bu işi yapaca « ğım...,, : bir hokka takımı, dördüncüden ikiyüzüncüye kadar da muhtelif bütün itiyadlarını o öğrenmişti.) Mükâfatlar da ona göre verilecek: Hem bu bedbaht kıza karşı, doğ-| tir. En çok kelime bulan en bü- rusu, bir alil için duyulan şefkat) yük ikramiyeyi alacaktır. kıymetli eşyalar. Bilmece müddeti on beş gü söyledi. | Hamiyet Hanım, teshir edilmiş. ti artık... Bizim aptal oğlanın da- mına düştü... | # Altr ay sonra, parlak verilmiş! bir imtihanı müteakib, hayretle öğrendik ki, Selim, zengin ve gü- zel Hamiyetle'le evlenmeğe talip olmuş.. Genç kadın da buna razı olmuş... Alayrmızdan böyle bir saadet doğdu! Nakleden : Hatice Süreyya İ içinde canlandırayım., Bu, benim | için ne büyük bir teselli olacaktır. ve muhabbeti hissediyordu. O - nün bir söylediğini iki etmemek istiyordu, Ancak, sormuştu: — Sen, evli kadınım, kocan - dan ayrılmazsın. Nasıl olurda be- nim peşimde denizlerde dolaşır - sın? İşte bu sefer, Recep söze atıl - muştı: ) — Ben de böyle bir fırsatı bek- liyordum. Karada otura otura bık. tım... Artik burnum deniz, barut ye kan kokusu koklamak ve ku - laklarım harp naraları işitmek is-| tiyor... Bizi, bir iki sefere götü - rün... Karım hizmetinizde bulun- sun... Ben de küpeşteye dayana -| rak, harp sahnelerini beynimin İşte, bu konuşmalar üzerine kör Receple şiş yüzlü Zübeyde Hızırın donanmasında bulunuyor- lardı, Fakat, her nedense, Hızır her| sefer elini vuruşta Zübeyde hiz - metine geldiği halde, bu sefer, E- mine gelmişti. Verilecek hediyeler şunlardır: Birinciye 5 lira, ikinciye büytik bir kutu bisküvi, üçüncüye ll Saç dökülmesi ve kepeklerden kurtulmak için en müessir ilâç PETROL NIZAM Yeni çıktı İlçin ölümü Nefis bir hikâye La. Tolstoy Haydar Rifat 50 Kuruş dür. Cevap vermekte gecikmemek için derhal kuponu ilâve edip gön | deriniz. A ÇOCUK SAYFASI Bilmece kuponu 1 —1 —936 AKŞAM POSTASI | j 'DARE EVİ '| Istanbul Ankara Caddesi Postu kutusu : İstanbul 214 Telgraf âdresi: Istanbul HABER Yazı işleri telofonu ; 21872 idare veilân ABONE ŞARTLARI Türkiye. Benebi Senem 1400 Kr. 2700 Mr. S oyn 730 , ,.5O ,, 3 oyuk 409 ,, 800 , * ayuk so 309 , İLÂN TARİFESİ Ticaret ilânlarının satırı 12,50 Resmi ilânların 10 kuruştur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Masan Rasim Us ; Basıldığı yer (VAKIT) matbaası ||