| 5 MILEKANUN — 1995 7 © e eğ goruşum : Aman kızın .... bozulmasını ! -— Aman kızım ahlâkı bozulma-! Bu kayguda olan ebeveyn, e) ilen ne yapardı? | Kızı, kafes arkasında büyütür. İn ikisinden sonra erkek arkadaş- İrile görüştürmez, hattâ kız arka- iyle bile yalnız kalmaması gâyret ederdi. İ Fakat neticede, kız, dönmedo- aba biner, seyise kaçabilirdi... Şimdi de, anâyla babanm kayı İusu, “Kızın ahlâkı bozulmasın,, İller. Fakat bunun için, hayatm girl isini, çıktısmı evlâdıra öğret ekten geri durmuyor. Kız, muhtelit mektebe devam diyor. Erkek arkadaşlariyle çay İçiyor, dansediyor. Hayatın güzel- İİkleri gibi çirkinliklerini de öğre İ Yüzde şu kadar nisbetinde kız | mızın ahlâkı bozulursa, yeni! biyenin aleyhtarları: — Bakın, işte... - diyorlar - Bu,! İzin usulünüzün neticesidir. a vee Nadir Nadi, bugünkü yazısın- da, zabıta haberlerinin gazetelere azılmamasını tavsiye ediyor. İ Biz, bu tavsiyeyi kızların kafes kasına sokulmasını o istemeğe Menzetiyoruz. Yani: | Hayatım ilcaatı saklansın, örtül- Mün; kimse bunu bilmesin... Haki- tatte İse, fenalıklar var. /İ Diğer taraftan, romanlar, sine Malar, a'abildiğine zabıta vakala- tn telliyor, pulluyor, eğer hasta Ma > ha fazla tesir ediyor. | Ötedenberi yazdıklarımızı gene! rarlıyoruz: | Eğer ruhan hastalar varsa cemi-| in alacağı tedbir, neşriyatı on-! | göre idare etmek değildir. eşriyat sıhhatliler içindir. Hasta- ar tecrid edilsin, hattâ belki AL Manyada olduğu gibi nesilleri ke Tilsin. Vakalar ise, yazılım... Ancak edici değil, terbiye edici hiyette... Bir hakikat gizli kalmasın... Bi- fim gazeteciliği telâkkide Nadir adi'den ayrıldığımız budur. (Va-N0) “nor! .B. takımları maçları Dün Taksim stadında yapılan Svpkapı - Eyüp B takımları maçı “üp takımı 2 . O galip vaziyette in hakem tarafımdan yarım br. Galatasaray « Beykoz maçını İatasaray B takımı 3 - 2 kazan- tatır. Fenerbahçe stadmda yapılım inerbahçe . Güneş maçını Fener! “öce B takımr3 .0 ve Hilâl -! hadolu maçını Hilâl B takımı! İSİ kazanmıştır. i Köstence yolile yapılan ihracat Mallarımızın Avrupaya ihracı N tercih edilen ve bir anlaşma açılmış olan Köstence yolunda *on zamanlarda müskülât çık. a başlamıştır. Türkofis, Lİ b, Müracaatlar üzerine bu vazi.| tetkik etmektedir. | | ahlâkı Eş / ir Lİ Sabıkalı | otobüsler | | Ne işliyebiliyor, ne de satılabiliyor Sahipleri suçlu olmadıklarını söyliyerek dert yanıyorlar Belediye muhtelif otobüs hat- larında yaptığı tetkikler sonunda on beş kadar otobüsün biletçileri" nin muhtelif şekilde belediye res- mini kaçırmak istediklerini gör müştür. Bunun üzerine belediye bu otobüslerin sabıkası olup olma dığmı tetkik etmiş ve neticede sa- bıkası olan otobüslerin plâkaları sökülerek bunlar seferden mene İ dilmiştir. Bu otobüslerin sahipleri beledi- yeye gerek ayrı ayrı, gerek hep beraber müracaat etmişler, fakat bunlara hep otobüslerin “sabıka- İr1,, olduğu cevabı verilmiştir. Bu otobüsleri satmağa da imkân yok- tur. Çünkü bunlar sabrkalıdır. , Bir muharririmiz dün bu nevi otobüslerin en çok bulunduğu Eyüp — Keresteciler hattma gide rek plâkası sökülen otobüs sahip” lerinden birile görüşmüştür. Bu otobüsçü diyor ki: “— Ben dalma malımm başımda kendim bulunurum. Ramazan do- layısile bir biletçi koydum. Bilet- çiye bütün otobüscülerin gözü önünde otobüse fazla yolcu alma- yacağına dair söz verdirdim. Fa' kat yine fazla bir yolcu almış ve seyrisefer memurları yakalamışlar Derhal plâkamı söktüler. Bir bilet. çinin yaptığı işten dolayı benim binlerce liralık sermayemi batır dığım bir iş niçin elimden alınsın? Hangi kanun vatandaşı işinden menetmek salâhiyetini alâkadar, lara veriyor?,, Otobüscüler bu hususta birleşe rek Devlet şürasma baş vuracak- lardır. BAYRAMDA Açık yerlerde salıncak kurulamıyacak Bayram dolayısiyle bayram ye- rinde salmcak, atlı karınca vesai: re kurmak için belediyeye birçok müracaatlar yapılmıştır. Havalar fena gitmekle olduğundan beledi- ye çocukların sıhhatine zarar ve-! recek olan bu nevi eğlence vasıta larının bayramda açık yerlere ku- rulmasına müsaade vermemeği kararlaştırmıştır. HABER — Akşam postair ed ç NAZ Ea LER Pireve Iskenderiyeye vapur işletmek için Tetkikler yapılıyor; seferlerin Devlet Deniz yollarnm vapur| kıtlığı yüzünden ve mevcut vapur ların kabotaj hatlar ihtiyacını ko- laylıkla karşılayamaması dolayr sile kaldırdığı “Pire ve İskenderi- ye postalarmın tekrar iadesi için tetkikler yapılmağa başlanmıştır. Pire — İskenderiye postalarr nın kaldırılması kararı üzerine bir yandan İstanbul, diğer yandan İz mir ihracat tacirleri Türk ofise müracaat ederek bu postalarm kal dırılmasile Mısırla ve Yunanistan la yaptıkları anlaşmaları karşıla mağa imkân görmediklerini, bil- hassa bu yıl ilk defa inkişaf yolu” kaldırılması şikâyete sebep oldu tımızın bilhassa en büyük sahasr nı Mısırda bulduğu halde bunun derhal duracağını bildirmişlerdir. Filhakika şimdi İskenderiye yo. Yu bir yabancı kumpanyanın işlet tiği ufak vapurlara kalmıştır. Bu vapurların navlunu da fevkalâde bahalı bulunmaktadır. Bu müracaatları ve vaziyeti tet, kik eden Türkofis Pire — İskende riye postalarmın kaldırılmasmı hakikaten zararlı gördüğünden bu nu Ekonomi bakanlığna bildirmiş. tir. Diğer taraftan Mısıra yapıl makta olan yaş sebze, meyve ve kavun ihracatı da durmuş gibidir. Ekonomi bakanlığı bu işi tetki- nu tutmuş olan yaş meyve ihraca-| ke başlamıştır. Kumarbazlık Balatta Ayan caddesinde sayılı Alinin idaresindeki kahve de beş kişinin tavla ve barbut oy - namak suretiyle kumar oynadık - larmı gören sivil memurlardar İbrahim bunların yakalanmasma teşebbüs etmiş, fakar. sabıkalı ku- marbazlardan Sarı Kemalle Salan. driyon bunları kaçırmıştır. Bunun üzerine Sarı Kemalle Salandriyon kumar eşyasiyle birlikte yakalan mışlar ve haklarında tahkikat baş lamıştır. Ambara düştü Dün akşam saat 22 de Sirkeci- de eşya almakta olan Erzurum va purunun 4 numaralı anbarında ça- lışan ameleden Kasımpaşada Ku laksızda oturan 26 yaşında İzzet oğlu Cemal, ayağı kayarak anba ra düşmüş, kaburgalarmdan aği; surette yaralandığından hastaha- neye kaldırılmıştır. Yaralanmak Dün akşam saat 4 de İstanbu! posta muhabere memurlarından Talât Nafiz yolda üzerine geler bir fenalık neticesinde yere düşe- rek başından yaralanmış ve has tahaneye kaldırılmıştır. Zehirlenmek Nuruosmaniyede oturan sey yar börekçi Süleyman, karısı Bah. tiyar, oğlu Hayri, kızı Seher ve küçük oğlu Cahit, bakır beceri den yedikleri bir çorbadan si o ŞEHRİN DERDLERİ Deniz yolları idaresi Birelden işletilmesi için konuşmalar devam ediyor Deniz yolları idaresinin bir el den işletilmesi için Ankarada top lanan komisyon müzakerelerine devam etmektedir. Komuşmalara bugünlerde" bir netice verileceği rivayet halinde söylemmektedir. Komisyon Ekono mi bakanlığı merkez müsteşarı Sadullah Güneyin başkanlığında toplanmıştır. Toplantılara ayrıca Deniz yol. ları işletme müdürü Sadettin, Va purculuk sefi reisi Mustafa ve Ekonomi bakanlığı hukuk müşa- viri Kemal Galip iştirak etmekte dirler. Ankaraya, kabotaj hatları için almacak tedbirleri ve İstanbul li- mahının tensiki meselelerini ke nuşmak için giden Deniz ticaret müdürü Müfit dün şehrimize dön müştür, zehirlenmişler, hastahaneye kaldı rılmışlardır. Gene zehirlenme Küçük parmak kapıda oturan Sofiya ismindeki kadm, henüz ne- reden aldığı anlaşılmıyan bir sütü içtiğinden zehirlenmiş ve hastaha neye kaldırılmıştır. Portakal hırsızı Şişlide oturan portakalcı Tay- yar polise müracaatla çarşamba günü Vatan gazinosunun önünde duran 150 portakalınm İbrahim oğlu Hamdi tarafından çalındığı nı iddia etmiştir. Hamdi yaka lanmıştır. Sevdazedeler sokağı 'Tepehaşında Margrit sokağında oturan Saffet an- köşede başlıyorlar muheblete., Sağdan ahlor, oflar, Tatıyor: — Bizim sokağın blyük derdinden evveler bir kere daha şikâyet etmiştim. Fakat anlaşılan kimserin naza. rı dikkatini celbetmedi. Çünkü ayni vaziyet hiç değiş. meden devem ediyor. Yani sokağını: gene bir takım yersiz sevgililerin mahalli telâkisi oluyor. Ortalık ka. rarır kararmaz hemen bir cok çiftler kol kola oldukla- rı halde bizim sokağa dalıyorlar, İkisi o közede, ildet bu! soldan şaplar, şuplar.. Bir şey değil, en fenası bu çir. kin manzaraların çocuklarımızın ahlâkları — üzerinde yaptıklor. menfi tesirdir. Bari bu ikinel şikâyet : nazarı dikkati celbetse de belediye zabıtasının ahlâk memurları saat altıdan son. ra birkaç defa bizim sokaktan geçseler. Nazarı dikkati celbederiz. Ak koyun, kara koyun Üemzli GEZGİN (Sa'uk Seyyah) hususu mektepler için yeni bir İa'imatname yapılacağından memnuniyetle bahse- diyor. Hususi mekteplarin mevcadiyetle. ri lâzımdır; çünkü evreli memleket bütçesi bütün çocuklarımızı okutma. ğa kâfi değildir. Saniyen bütçesi en zengin memleketlerde bile hususi mek tepler var. Vardır ama, bunlarm al- dıkları soluklar bie hesaplıdır. Faks* hususi .nekteplerin bir ka zanç fırıdağı, bir ticaret tuzağ' ha « line düşürülmesine hiç bir vakit göz yumamayız. ; Bazı husust mekteplerin vaziyeti « ni, Gezgin şöyle anlatıyor: Aldatılmış çocuk o babaları yaka silkerler, aylığını kaptırmış hocalar, başlarım çevirirler. Piyasada alacak» lılar göğüs döverler. Devlet liselerin. de dönen tembellerin cenneti, haylâz. ların “palas,sı, değersizlerin koltuk değneği ve cehaletin şahadeiname fab rikası olan bir yere okul adı verilebilir mi?.. Eğer varsa böylelerinin kökü ka. Gezgin, bizde de büyük himmetler le açılmış hususi mektenler olduğunu söylüyor. Fakat, ötekilerin oyvanında bunları da adları kirleniyor. İşin garibi şudur ki, hangi husust mektebe gitseniz. kendinin “hacı, kar. şı tarafın “haçi, olduğunu söylerler, Yeni talimatzame (Ak koyunla Karakoyunu belli edecektir * Muallim Cevdet Ma Ahmet Ağaoğlu son günlerde ve. fat eden muallim Cevdete dair hatı. ralarını onlatıyor Bu zatı çok fera « gatli, temiz bir insan olarak favsif e diyor. Vaktile, Durülmuallimin kur. mak üzere, kendini Baküya getir. mişler ve o zaman şöyle bir hâdise zdhur etmiş: Cevdet programı okumağa koyul. du. Dersler, derslerin saatleri birer birer zikredildi: Hsaap, tarih, coğraf. ya, kimya, fizik,, Ahund uyukluyor, nihayet Cevdet okudu; Türk sarf ve nehri! Ahuna gözlerini açtı ve üzerinde. ki abayı geri atarak: — Ne mene? — Türk sarf ve nahvl! ğ — Hayır! Böyle bir sey yoktur, Arabçadan başka hiçbir lisanın sarf ve nahvi yoktur. Türkçe ne menedir ki sart ve nalıwi olsun? Hayır! Ben dayanamadım ve büzüle bü. rüle, küçüle küçüle (Ah bu büzülme » ler, bu küçülmeler!!). “ Cenabı Ahund! Her dilin ken. disine göre bir sarf ve nahvi vardır, dedim ve misal olmak üzere kendi na» mımı alarak: “ahmet, Ahmedden, Ahmede... diye tarif etmeğe boşla dım. Ahund kızdı: “ — Sus?! Cah'l! Arapçadan başka hiç bir dilin sarf ve nahvi olmaz!, “Cenabı Akund meselâ rusça. nın sarf ve nahvl vardır. Rus mektep. lerinde tedris ediliyor... “ Demek ki sen bizi Rus yap « mak istiyorsun! Köifir?., Hayretler içinde o ko'dım. Mün mektepler tesisi için milli bir dorül » muallimin açmak, 'stanbu'dan bunun için adamlar getirmek, Rus yapmak için imiş? Ahmet Ağaoğ'undan öğrendiği . mize göre muallirı Cevdeiin kurduğu Darülmuallimin sa-esinde, Azeri ve Istanbuli türkçev biribirine vaklas mış, Kerdisine Ailah rahmet eylesin derken, muhtelif Türk ocamlalarının türkçelerımi birlesi'rici o'an bu Da. rülmuallimin şeklisoeki müesseselerin artık kurulmamakta olmasım teessüf. le zikrer'eriz. Şimdi artık oAhundun taassubu kalmamıştır. Kimir taassu, bu var? Davet MİLLİ TÜRK FALERF PİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİNDEN; 23 — 12 — 995 pazartesi saati? de üniversite konferans salonunda Ku bilây ihtitalini yapacağımızdan bütün arkadaşların iştirakini dileriz.