Türk - Bulgar anlaşmazlığının Ortadan kalkması için çalışılıyor Sofya, 31 — Türk ve Bulgar dış bakanlarını konuşmalarından, ve Tevfik Rüştü Arasın Bled'e doğru hareket ederek Bulgaristanı terketmesinden sonra Bulgar dış bakanı Köseivanof gazetecilere! yeniden bir diyevde bulunmuş, ez- cümle şu sözleri söylemiştir: — “Tevfik Rüştü Arasla yaptı- ğım konuşmalar sırasında Türk ve Bulgar hükümetlerini iki memle- ket arasındaki dostluk münasebet lerini 1925 dostluk andlaşmasının) rabu içinde kuvvetlendirmek ve belirtmek hususunda ayni arzuyu beslemekte olduklarını memnuni- yetle gördüm. “Tevfik Rüştü Aras tarafından Anadolu ajansma verilen ve iki hükümetin anlayış, düşünce ve ar- zu tıpkılığının bir belgesi olan di- yevi memnuniyetle gördüm.,, Bütün Bulgar gazeteleri, bu a- rada bilhassa Slovo, ve Mir gaze- teleri Türk - Bulgar yakınlaşma. sı etrafında müspet yazılar yaz- makta, ve bu işin kotarılması için her iki ulus basınının (matbuatı- nın) büyük ve faydalı roller oy- nıyabileceklerini söylemektedir. ler. Namık cenaze İRİ gün evvel hayata gözlerini yuman Güzel San'atlar Akademisi direktörü Namık İsmail dün tanı: dıklarnın ve sevdiklerinin göz yaşları arasında Beşiktaş aile mie- zatlığna gömülmüştür. Cenazede Şükrü Kaya, saylav- lardan Salâh Cimcoz, Cevdet Ke- rim, ressam Şevket Dağ, kültür! direktörü Mehmet Emin, Şair Ne- cip Fazıl, muharrir Peyami Safa, Nizamettin Nazif, Suat Devriş ve daha birçok tanınmış zevat hazır bulunmuştur. Cenaze Alman has- tahanesinden Alman #efaretine kadar talebesinin elleri üstünde götürülmüş, orada otomobile ko- nularak Beşiktaşa getirilmiştir. ” “Mğdüze Kamazı burada kılın - dıktan sonra tam saat 1530da| «4 «uu. Yahya Efendi kabristanında top- rağa tevdi edilmiştir. Güzel San'atlar Akademisi mü- dür muavini İsmail Safa, ölünün mezar başında hayatını anlatır şe- kilde bir söylev vermiş ve sözleri- ni: “Namık İsmail Akademinin xaerhum Necatiden sonra ikinci benisidir. İki yıl beraber çalıştı - em Namıkı'n san'at zevkine hay- Ismailin töreni müyoruz. Namık, seni ebediyen unutmıyacağımıza and içiyoruz!,, diyerek bitirmiştir. Bundan sonra ressam Elif Na- ci de söz söylemiş ve merhumun kabri üstüne örtülen sayısız çe- lenkler bırakılmıştır. Bir Hintlinin cesedi bulundu Evvelki gün Galatada bir kah- venin üstünde bulunan dar bir o- dada taaffun etmiş bir halde İn giliz tebaasından bir Hintlinin ce- sedi bulunmuştur. Ceset morga kaldırılmış, tahki- kata başlanmıştır. Hüseyin Rahmi Saylav gösterile- cekmiş Büyük romancı Hüseyin Rah - minin Cumhuriyet Halk Partisi tarafından açık saylavlıklardan birine namzet gösterileceği söyle niyor. —— Ali Çetin Kaya ranım. Bize büyük eserler bıra - kan seni, kara topraklara değil, kalbimizin en sevğili köşesine gö- Bayındırlık Bakanı Ali Çetin - kaya dün akşamki trenle Anka - İ raya dönmüştür. inhisarlarU.M üdürlüğün nden:| 50,000 kilo 270 m/m Tripleks karton: 54,000 , 266 ,, - Si . 34,000 , 219 ,, Krome Erzans , : 17/9/935 salı günü saal 14 de 60,000 ,, 266 » "m "i 10,000 ,, 285 ,, ey 2,000, 297 “ “ 190,000, 273 ,, ” Selliloz paket: kâğıdı 20/9/935 Cuma günü saat 14de İdaremiz ihtiyacı için şartname ve nümüneleri mucibince yukar. da isim ve miktarları yazılı malze me pazarlıkla satın alınacaktır. Vermek isteyenlerin pazarlığa iştirak etmek üzere hizalarında yazılı gün ve saatte teminat paralarile şubsindeki alım komisyonuna mü Kabataşta levazım ve mübayast sacaatları. (4935) USTABAŞI VE USTA ARANIYOR Adapazarı Türk Ticaret Bankası Fabrikaları için bir demir ve tesviyehane ustabaşısı ile birinci #mıf tesviyeci Frezeci tornacı ve dökümcü ustaları alınacaktır. Tafsilât için İstanbul Dördüncü Vakıf hanı altında Adapazarı Türk Ticaret Banka - sına müracaat. Şikâyetler ve dilekler HABER — Akşam Postası işçilerini gizli çalıştıran fabrikalar varmış! Üç kadın imzasiyle gazetemize gönderilen bir mektupta Samatya tarafındaki bazı mensucat fabri- kalarının işçilerini günde on üçer saat çalıştırdıkları haber veril- mektedir. İsimleri bizde mahfuz olan bu bayanlar şöyle diyorlar: “. Günde on üç saat çalışırken hafta tatili kanunu çıkınca hepi- miz sevindik, biç olmazsa haftada bir buçuk gün tam manasiyle din- leniriz, dedik. Fakat maalesef çalıştığımız fabrikaların sahipleri bu ümitlerimizi boşa çıkardılar . . Cumartesi günleri öğleden sonra çalıştıktan başka pazar günleri de çalıştırılmyoruz. Her gün sabahın saat altısın- dan akşam saat yedi buçuğa ka- dar mütemadiyen çalışmağa han- gi vücut tahammül eder? İşçilerin ekserisi kadındır. Fakat bu vazi- yetten şikâyet etmeğe de cesareti- miz yok. Çünkü fabrika sahipleri hmen kızıyor ve: — Para veriyorum, çalışacak- sm. İstemezsen fabrikamdan çık git! diyorlar. Bu fabrikalar Samatya civarm- da üç tanedir. (İsimlerini mahfuz tutuyoruz) Hepsi işçilerine senede bir gün Cümhuriyet bayramında tatil yaptırıyorlar. Diğer resmi tatil günlerinde, kapıya gündelik- le adam tutup polisi gözliyerek iş- çileri gizlice çalıştırıyorlar. Onun için alâkadarlarım bu vaziyet gö- zünden kaçıyor. Vaziyeti gazeteye yazarak cüm- huriyet hükümetinin kanunlarına karşı gelen bu müesseselere, işçi- Terin hakkını Yabut enirmek iyi alâkadarların dikkatini çekmeni- zi dileriz.,, Edirnekapıda köpekler sürüler teşkil ettı! Edirnekapıda oturan birkaç ©- kuyucumuz dün matbaamıza gelip yanayakıla dertlerini döktüler: — Edirnekapı civarında son zamanlarda köpekler o derece ço- galdı ki geceleri bunların havla- masından uyku uyumak imkânsız gibi bir hale geldi. Geceleri 30- kaklarda sürü halinde devriye geziyor. Bunlar muhitin yabancısı birini gördüler mi vah o zavallının başına gelenler!. A damcağız köpeklerden, ibisesin. de bir iki yırtıkla yakasını kurta- rabilirse haline şükredip bir da- ha bu semte uğramamağa yemin ederek gidiyor. Vakıa bu fuzuli bekçilerin bel- ki de hırsızlara karşı faydası var amma, biz gayretli zabıta memur- larımızdan memnunuz. Belediye ne diye Edirnekapıyı çoban kö- pekleriyle muhafaza edilen koca- man bir çiftlik halinde görmek is- tiyor? Maazallah bir iki kuduz vaka- sı çikarsa belediyenin bu vaziyeti öğrenip tedbir almağa kalkısacağı muhakkaktır. Lâkin o zamana kadar beklemek her halde doğru değil, onun için siz gazeteye yazı- nız da halimiz, nazarı dikkati çeksin..,, KAYIP — 30 ağustos cuma günü Kasımpaşada pazaryerinde mührümü kaybettim. Bununla kimseye borcum yoktur. Yenisini aldığımdan hükmü yoktur. Kasımpaşa hacı Ahmet mahallesi « Ebiirriza 22 numarada Hatice 1 EYLUL — 1035 PARDAYANLAR Mişel Zevako nun en “uzel eserini HABER'de takıp yi BAŞLADI Mişel Zevako'nun en güzel eser.) yani gebe olduğunu o gece tekrar bü- lerinden biri olan “Pardayanlar,, for. ma halinde neşrine dün başladık. Bor. Jiya serisi kadar, hattâ ondan daha heyecanlı ve çekici olan bu romanın da okuyucularımız tarafından beğeni. leceğini sanmaktayız, Dün verdiğimiz ilk kısmın hülâ - sası şudur; 1553 senesi idi. On ikinci Lul'nin silâh arkadaşlarından olan OSenyor dö Piyen ikinci Lui (öldükten sonra gözden düşmüştü. Şimdi Fransa hü - kümeti bu adamm Marjansi arazisiy- le diğer bütün çiftliklerini, tarlaları- nı Monmoransi ailesine (veriyordu. Ve Jan isminde 16 yaşında çok güzel bir kızdan başka bir şeye malik olmı- yan Senyor dö Piyen bir ay zarfında sığınmış olduğu klübeyi de terketmek mecburiyetinde bulunuyordu. Monmoransi ailesinin iki oğlu vardı. Büyüğü Fransüva, ve küçüğü Hanri, Fransuva, kendilerine lânet eden dö Piyen'in genç ve güzel kızı Jan - la üç aydır sevişiyordu, Jan hahası - nın bunu haber alır almaz teessürün- den çıldıracağını bildiğinden işi fer. kalâde gizli tutuyordu. Bununla bera. ber aşk her şeyi olduğu gibi bunu da! yenmeğe muvaffak olmuştu. Ve şim - di genç kız karnında üç aylık hir ço - cuk taşıyordu. Fransuva ne kadar doğru ve na -| muskâr bir genç ise kardeşi Hanri de o derece küstah ve fena bir kimse idi. Felâkete bakın ki o da Janı görmüş, ve kendisine çıldırasıya âşık olmuştu. Hanri bu aşkı uğruna her şeyi göze alacak ve hattâ cinayetler bile işliye - cek yaradılışta idi. Nitekim Fam ön haşılniyle hana ve şevişirlerkensonlarıı da gözetlemiş, yolda genç kızın önüne çıkarak kendi. sini tehdit etmişti. Fakat Jan bu teh - ditlere ehemmiyet vermiyor, yalnız o .karılan hisse miktarı zamana kadar gizlediği bir o hakikati luşacakları zaman Fransuvaya nasil söyliyeceğini o düşünüyordu. Eğer Fransuvanın kendisine verdiği sonsu itimatta idi. Fakat Hanri de o gece (intikam maksadiyle ihtiyar senyoru buldu v9 kızın Fransuva ile beraber (olduğu bir anda Janın ağabeyisinin metresi olduğunu, bu suretle dö Piyen aile - sinin namusunun da bir paralık oldu ğunu söyledi Bu hâdise ihtiyar ads- ma çok tesir etti. Ve hakikaten kızının odasında olmadığını görünce yıldırım la vurulmuş gibi lânetler ederek bir koltuğun üstüne yıkıldı. Ve Hanri. de bu sırada kaçtı, Şimdi Janın yanındayız. (Devam: bugün vediğimiz tefrikada) Ty ET Serseriler yatağı Romanımızı biriktirmiş olan 6 » kuyucularımızdan bunları ciltlet * mek istiyenler: Eylülün 15 nel günü akşamına kadar Ankara caddesinde (Vakit kütüphanesine bir numara muka - bilinde bırakmalıdırlar. Bu tarih - ten sonraki müracatlar kabul edi « lemez. Ciltleme ücreti 10 kuruştur. rampa Sikiyo Istanbul ikinci icra memurluğun- dan: Mahcuz olup, paraya çevrilmesine karar verilen ve açık arttırması Ak- şam gazetesinin 31 — 7 — 985 tarih ye onuncu sahifesinin üçüncü sütü nile Zaman gazetesinin ayni tarih v8 yedinci sahifesinin ikinci sütununds yete emme ia üç hissede bir hisse yazılacak yerde sehven iki hiss olarak yazılmış olduğundan key * fiyet tavzihan ve tashihan ilân olu © Yüksek Iktisat ve Ticaret Mektebi Direktörlüğünden: 1 — Okulun her Üç kısmma yazılma 2/Eylül/935 Pazar- tesi günü başlıyacak ve 25/Eylül/935 Çarşanba gününe kadar sürecektir. Bu akşam Küçük Çiflik Parkında İstanbul'un en yüksek saz san'atkârlarmı Deniz Kızı Eftalya Sadi "* gikedelere Küçük Çiftlik parkı İstanbul'un göbeğinde İsviçre usulü muhteşem çamlar ve havuzlarile anılan bir bahçedir. Herkes koşub görmelidir. Tel. 49356 Yazılma işleri pazartesi, Çarşanba ve Cuma günleri saat 10 dan 16 ya kadar yapılır. Yazılmak isteyenler bir dilekçe ve belli belgelerle okul direktörlüğüne baş vurmalıdırlar. 2 — Yüksek İktisat ve Ticaret kısmı Üç, Ticaret lisesi bir ihzari ve üç asli, orta Ticaret mektebi dört sınıflıdır. 3 — Yüksek İktisat ve Ticaret kısmile Ticaret lisesine ya” zılacakların en az lise veya orta okul derecesinde Fransızca bil meleri gerektir. 4 — Yüksek İktisat ve Ticaret mektebine lise mezunların dan Bakalorya veya olgunluk imtihanlarını pek eyi veya eyi de recede vermiş olanlar alınır. $ — Orta Ticaret mektebiyle Ticaret lisesine yazılmak için baş vurarların sayısı her kısım için ayri ayrı tayin olunan kad royu geçtiği takdirde içlerinden müracaat tarihi srrasiyle pek eyi ve eyi derecede mezun olanlar ve bunlar arasından da tah * sillerine ara vermemiş bulunanlar ayrılarak kabul olunur. 6 — Her Üç kısımda yazılı bulunan eski okurların 25/E7 ül/935 tarihine kadar okul direktörlüğüne baş vurarak okul Harçlarını vermek suretiyle kayıtlarını Behemehal yenilemeleri gerektir. İstanbulda bulunmayanlar kayıtlarmı yenilemek içim” okul Direkötrlüğüne mektupla müracaat ederler, (5210) , sa KEDİM pm