Mi MAYIS — 135 HABER — Akş.ın Postası Yazan: KADIRCAN KAFLI © Bakışlarında vahşi bir ihtirasla No. 21 kurnazlık ve alçaklığın toplandığı bir adam içeri girdi Dirseklerini taşlarına dayamış, kalın bir par - iğın arkasından Salerno kör- | yorsunuz... Halbuki... inin enginlerine bakıyordu.. — Evet. Halbuki o, çkotan öldü. Derin ve güzel gözleri hem bü: | Ondan ümidim yok.. Yük bir korku, hem de bir ümitle — Bunu nereden biliyorsunuz? doluydu. Kimden korkuyordu? . | Ben bunu söylemek istemedim. i ümid ediyordu?. | —Ne söylemek istediğinizi bil şte ne zamandanberi her gün | mem... Fakat sizin kılıcınızla ci - İeyin bu odanın bu pencere | ğerleri delinen bir ihtiyar artık ya- geliyor, burada duruyor ve , sayabilir mi? Yaşasa bile ben bu 8*ç vakitlere, hattâ © geceleri sa- | hale geldikten sonra o yaralı adam shlara kadar bu pencereden en - | herhalde ölür. Ölmeseydi şimdiye Binlere bakıyordu. kadar gelir ve size hiç olmazsa son Bu genç kızın göğsünde, kafese | defa yalvarırdı. Çünkü zavallının kapatılan, zavallı bir kuşun yüreği | artık ne yarası, ne malı, ne de genç ordu. liği kalmıştı. i yavaş yavaş açıldı.. —0O halde niçin pencereden en- Sivri sakalir, ince bıyıklı, bakış- ! ginlere okadar çok bakıyorsunuz” lirmda vahşi bir e ihtirasile kur - | — Birisini bekliyorum. Malık ve alçaklığın toplandığı bir | | — Kimi? Babanızdan başka ki- * içeri girdi, mi bekleyebilirsiniz. *. Sırtmda omuzları o kabarık bir ©“ — Senin hakkındari gelebilecek vardı. e Dilim dilim ve allı”) ölan biricik'adam: bekliyorum. O, Yeşilli bit kumaştan yapılmıştı... herhalde gelecektir. Onun gelece- Ayaklarında da pullu kumaştan | ğine, bugünkü varlığım kadar ina bir kület vardı.. Başındaki | nıyorum. Fakat... Ah... Geçkal- in lü şapkası, ayağındaki tokalı | masa! pencerenin kalım | engine bakıyorsunuz. Babanızın be inler pek şıktı.. Tuvaletini Fernando bir kahkaha koyu - ten çok iyi yapmıştı.. Bun. | verdi. z başka şeytanı andıran yüzüne Katıla katıla gülüyordu. #ünahsız bir insanın maskesini | ( Beatris dudak büktü; takmak için uğraşıyordu... kazalarının ucuna basarak genç baki, yanına doğru ilerledi. Onun bi, ğı yere baktı. Orada yalnız «çık deniz görünce sevindi.. — Gülünüz!... Şimdilik bol bol gülünüz... Fakat... Fernando daba cok gülüyordu Beatris büsbütün kızdı. Kaşları çatılmış, yüzügerilmiş, vücudu dim ını uzattı. dik olmuştu. Gözlerinden şimşek- mis kizı omuzlardan tuta - | ler sacılıyor gibiydi. Birdenbire F ak istedi. döndü. Kapıya doğru sert adımlar- akat onun elleri değer değmez | larla yürüdü.. enş kız birdenbire silkindi.. Fernando bir kaç adımda onun ör, 5 Adamın hain dudakları | önüne geçti, ından bir kelime döküldü: — Benim hakkımdan gelecek a | rg is! dam ha!, Hah, hah, hah, ha!. Wi “9nç kız zembereğe dokunulan | Benim hakkımdan gelecek olan bi- | v. hıziyle geriye döndü. | ricik adam! Kimmiş bu büyük sen- tı, Yana doğru iki adım uzaklaş | yör?. Öğrenmek isterdim. tan İğrendiğini, korktuğunu anla - sizi kurtarmak icin geleceğini umu lemoya yakışacak şekilde görüş - tüm.. Sizi yola getirmek için her çareye baş vurdum.. Mümkün ol- duğu kadar nazik ve uysal oldum Fakat.. — Siz ha!.. Demek ki sizi sev - memi istiyorsunuz? Öyle mi? Ba bamı öldüren adamı sevmek?. — Babanızı ben öldürmedim ... O beni öldürmek istedi ve sadec» canımı kurtarmak © için karşılık verdim., İstemeksizin, yaralamış oldum.. — Nasıl olursa olsun! Sizden iğ- reniyorum... « — Bu sözler uzun gider, Şimdi bana cevab veriniz. Size son defa soruyorum. Uslanacak ve benim karım olarak Markizdi Salerno is- mini alacak mısınız?. — Hayır.. Hiç bir zaman.. — Sizi zindana atarım ve orada çürürsünüz!.. — Atınız.. Benim için sizin ya - nmızda bulunmaktan daha acı bi: şey'yoktur... Ne duruyosunuz? Eli- nizdeyim.. Köpeklerinizi çağırı- nız. İsterseniz beni öldürtünüz. — Öldürürüm de. — Haydi.. Çabuk olun diyorum. Ölüm sizden daha yürekli ve daha tatlıdır.. Sizin yanınızda yaşamak- tansa kara toprakta çıyanlar ve yı- lanlara yem olmak daha iyidir. On lar olsa olsa insanı yerler ve bu da karınlarını doyurmak içindir. Fa - kat siz, insanın ruhunu, (kalbini, aşkını ve hülyalariyle (Oümitlerini de yemek, çiğnemek istiyorsunuz. kılıcımla — Yaaa!., Ruhunuz.. kalbiniz. hele aşkmız,. Aşkınız ve hülyala - | rınız ha!. Ne âlâl, Bu kalb kimin | için çaruıyor? Şu büyük aşkınızın | kime aid olduğunu söyler misiniz? — Onu duymayacak, göreceksi- niz... Fernando yeniden gülmeğe baş —Onu, gördüğünüz zaman öğ- Vaday sesle o da dudakları ara - | renirsiniz! Bana yol veriniz! . lamıştı... e bir tek söz çıkardı.: Fernando kapıyı sürmeledi. Kahkahaları, geniş odanın kalın Kügeki di Salerno!.. Birdenbire yüzü gerildi. . Sert | duvrları ve alçak tavanı arasında birey ge» genç kıza gülümseyerek leşti. Başını biraz eğerek kaşları - | bir kaç defa daha büyüyordu. ene yalvararak sordu: nın altından genç kıza baktı.. Göz — Bana yol verin diyorum !.. Mandy ne zaman yalnız Fer - Paye — ak bir kaplanın| O Genç kız böyle haykırmış ve o - a eenle. PA Dn dadan çıkmak için davranmıştı .. Benty; ir zaman... — Şimdiye kadar Marki di Sa- (Devamı var) ve e, —— bi vakaya S5 — A nerek bükmüş başını sa | Mmmmmmamammıznzzu m mama my mmm Lei F,. tola sallamıştı. takağ © yüzüne mümkün oldu. Sülüyyr tatlılık vermek istiyordu. Soğ, süyerek genç kızın yanma bir adım attı... li iki adım geriledi ve ba- de. Yı E, Klaşma; te ” hande durdu. : ei. Meral, a dandı. Sonra sordu: FRiGELUX SAĞLIK - “ONFOR-ÖKONO vi Ayda 5,50 lira Havagazı ile işler İZAHAT - 101 İstiklâl caddesi Veresive satıs | AR ÜnaresseRE Zavallı adam, az daha bu su. lini yüksek sesle soracaktı. Fakat| bunun arkasından feci bir vazi- yet olabileceğini düşündü. Dudaklarını o isırarak, sualini boğazında gömdü. Hakikati an - İ lamıştı, İ İçinde, büyük zelzeleler esna - | smdaki toprak çöküntülerini an- dıran bir ruh çöküntüsü O husule İ geldi. | Yukarıya doğru, yalvarırcasına kaldırdığı kolları, o kuvvetlerini kaybederek, iki yana sarktı, dai. | ma iyilik ifade eden tatlı bakış - | larından öyle bir hüzün o gölgesi geçti ki, yürekler acısıydı. Samiyenin gözü ona ilişti de | yüreği kan ağladı. £ Hıçkırıkları| daha arttı, İskemlenin üzerinde, ikiye kat:| lanmış gibi oturuyordu. — Jaleyi | göğsüne bastırıyordu. İ Vücudu, espajmozlarla sarsılı - yordu. Öyle acınacak hali vardı ki, her halde, babasından o daha ziyade merhamete muhtaçtı, Babası da bunun farkındaydı. Vücudundan büyük bir merha . met hissi taşıyor, (kabarıyor - du. Birdenbire: — Ne zarar var?.. — dedi. — Her ne olursa olsun, obu kız. bi. zim çocuğumuzdur. — Ah, babacığım, babacığım.. Sen, ne iyi adamsın... Beni ev - den kovmuyorsun. — Başına bir felâket geldi di- ye seni kovmak olur (mu? Sen, bedbaht olunca, benim daha zi - yade yakınım olursun... Haydi, bütün bu işlerin nasıl olduğunu senden sormıyacağım bile... Fa - kat, şimdiden eminim ki, başına gelen felâketten dolayı kabahatli sen değilsin, başkasıdır. Başka - lart seni kabahatli (o bulabilirler; yüzüne tükürebilirler... Fakat. ben, hiç te öyle düşünemem... İikisi de, ayni © dert etrafındı birleşmişlerdi. Şimdiye (Okadar, biribirlerine asla bu kadar yakın olmamışlardı. Bir tek kelime söylemek iktida- rında bile (değillerdi. Samiye, mini mini bir çocuk (gibi yavaş sesle mırıldanarak bir şeyler söy- lüyordu. Başı biraz yana bükül- müştü, Kendisinde, tam manasiyls hasta hali vardı. Ulker: — Ağlama, evlâdım, Beni a- cındırma!,. — dedi —Her şey ge- çer, bütün dertler avutulur... | Fakat her sözünden, her hare. ketinden şefkat sızan bu babanın birkaç adım ötesinde, anne, mer- mer bir heykel gibi hareketsiz. aksi duruyordu. Yüzünde hâlâ en ufak bir şef- kat ifadesi bile belirmemişti. Yü- zü hâlâ pancar gibi kıpkırmızıydı. Lâkin kimsenin öna (ehemmiyet verdiği yoktu. Baba ile kız, onun) mevcudiyelini unutmuşlardı bile..(ğ Bu sırada, genç annenin kuca- ğındaki çocuk birdenbire uyana- rak ağlamağa (başladı. Bu 86s, Samiyeyi de, annesile babasını da titreterek kendine getirdi. Samiye, kızımı göğsüne bastı: — Yavrum... Evlâdım... ağla. ma... — diye mırıldandı. — kork- ma... Ben buradayım... Bir Aşkın Hikâyesi j © Nakleden: | No. Pm 30 — Nesi var? — diye sordu — Zannederim, acıkmış o'acak... Bunun üzerine, Bahri, torununu yakından bakmak ihtiyacını duy- du. Karısma dikkat bile edemi- yordu. — Ne şirin yavru... » Büyük baba, hayran © hayran, torununa bakıyordu. Yavrunun yüzünde, gülümse meğe benzer bir (o buruşva oldu. Genç anne, alışmış (bir hare: ketle, bluzunun düğmelerini çöz- dü. Çocuk, annesinin (Omsn.esine atıldı. — Ah yavrucak... Ah yavru cak.... Adeta memnundular. Samiye de gülümsiyecekti, Fakat, tam bu (esnada bir gü- rültü işittiler. Ülkerin kar:sı, sırt- üstü yere devrilmişti. Artık, Kimbilir ne buhrarılar geçirmis. ti ki bu hale uğramıştı. Şimdi, tah- taların üzerinde cansız bir ceset gibi yatıyordu. (Devamı tar) Ademi iktidar ve bel gevşekliğini, sinir zafiyetini giderir MOBiIN KUTUSUNDAN ÇİKAR Her eczanede bulunur - Kutusu 150 kuruştur Adres: Galata, Posta Kutusu 1255 HABER Akşam Postası İDARE EVİ ISTANBUL ANKARA CADDESİ Telgrat Adresi: İSTANBUL HABER Telefon (oOYazı: 25572 (İdüret 213570 ÜTABÖNE ŞARTLARI : Türkiye Ecnebi İsenelik 1400 Kr. 2700 Kr. 16 aylık 3 aylık il aylık ILAN TARIFESİ Ticaret ilânlarının satırı 13,50 Kesi Mânlar 10 kuruştur. Sahibi ve Neştiyat Müdürü: HASAN RASIM US Basıldığı yer: o (VARIT) Matbaası