Alaturka musiki (Baş tarafı 1 ineide) mekten meneden zihniyetin ma - hiyetini anlıyabildiniz mi? İçinizde, bu sualime: — Hayır! cevabmı verecekler yok değildir. Bu itibarla; kısaca izah etmeyi faidesiz bulamıyaca - Şım. Musikimizde yapılacak inkılâp haberi, bazı muhitlerde çok yanlış l tefsirlere uğradı., O kadar ki; bazı kimseler, ala - turka saz çalmanın ; hattâ alatur - ka saz çalınan yerlerde görünme- nin bir cürum sayılacağını sandı - lar. İşte; Münir Nureddini dinle - mekten çekinenler; bu zanna kapı- lanlardır. Onların bu gülünç — ihtiyatları hakkında fazla söz söylemek, ke- limeleri boşuna israf etmek olur . Bu itibarla; hazı Musiki cemi : yetine girmişken, — aklımızagelen suallerin cevaplarını alalım.. Ben, evvlâ; alaturka sazla geçinen va- tandaşların miktarını öğrenmek is- tedim. İsminin yazılmasını arzu etme - yen muhatabım: — Efendim, dedi, bu sualinize sahih ve kat'i bir rakamla cevap verebilmek imkânından mahru - muz. Fakat iki bini, hakikate çok yakın bir tahmin olarak kabul edebilirsiniz.. — Bu iki bin kişiye beslemeğe mükellef oldukları ai - lelerini de katarsanız, — alaturka musiki yüzünden — geçinenlerin miktarr on bini bir hayli aşar.. — Cemiyetinizin ne kadar aza. sı yar? — İki yüzden fazladır. Bunlar- dan bir çokları garp musikisiyle meşguldürler. — Musikimizin yeni takip ede - ceği istikamet hakkında neler dü. şünüyorsunuz? . —Vallahi, henüz bu istikamet hakkında sarih bir fikir — ve bilgi sahibi değiliz. Yalnız; Ankarada mütehassıslardan mürekkep bir komisyon teşekkül edeecğini ha - ber aldık. Bu komisyon; yeni mu- sikimizin takip edeceği istikame - tin ana hatlarını tesbit edecekmiş. Tabit gene ayni komisyon, es- ki musiki aletlerinden hangileri - nin iskartaya — çıkarılacağını, ve hangilerinden istifade edilebile - ceğini de bildirecktir. Burada maruf bir alaturka mu- siki sanatkârı söze karıştı ve: — Biz, dedi. musikişinas insan- larız.. Kulaklarımız notalara ve seşlere aşinadır. — Binaenaleyh, yeni verilecek janlar ne şekilde o- hursa olsun, hangi aletler atılırsa atılsın; hangi aletler alınırsa alın- sın; bu inkılâbın — peşini takipte zorluk çekecek değiliz. Yani yeni hareketin bandosuna ayak uydururken, yürüyüşe yeni girmiş acemi efrat gib falso yap - maktan korkmiyoruz. Bizim bu işte karşılaşacağımız güçlük; direksiyon imtihanını mu- vaffakıyetle vermiş bir şoförün , alıştığı otomobilini değiştiriverme- sinden fazla olmryacaktır , Nikbin san'atkârlarımızdan ay- rılmak üzereydim. İlk muhata - bım çok mühim bir noktayı unut- mamak ister gibi söze başladı, ve: — Biz, dedi; musiki inkılâbı - mızın, çok değerli neticeler vere « ceğine kaniiz. kılâbı; herkesten büyük — bir se- vünçle karşıladık dersek, samimi- yetimizden şüphe etmeyin.. Memlekete yapılan bütün in - kılâplar; en muhalif ve muteriz kimıol_ı_d_n bile — alkışlamaktan kendilerini afamadikları netice - Bu itibarla bu in- | Harice çıkan K — yük mahsullerimiz (Baştarafı 1 inci de) Türk buğdayları İsviçre piya - salarına da girmiye — başlamıştır. İsviçreye ihracatın devam edece - ği anlaşılryor. Rekolte başlangı - 1931 senesinde ise — ayni müddet emdanberi 35.216 tonu bulmuştur. zarfındaki buğday 1108 tondu. İspanya hükümeti piyasamız - dan burçak almaktadır. Geçen | hafta 101 ton burçak ihraç edil - miştir. J Fındık ihracatımız da devam etmektedir. Geçen hafta zarfında bilhassa Almanyaya pek fazla fındık gön - derilmiştir. Bir haftada — yabancı memleketlere 170 ton kabuklu, 24 ton iç ceviz gönderilmiştir. İtalya bir kaç haftadanberi memleketimizden mercimek al - maktadır. Fransaya da nuhut gön- derilmektedir. Tiftik ihracatı da hararetlidir. | Geçen hafta 308 ton tiftik gönde- rilmiştir. Kşrfim- mevsiminden - | beri şimdiye kadar geçen dört ay | zarfında 3940 ton tiftik ihrac e - | lilmiştir: Sovyet Rusya (Baş tarafı | incide) bütün bu şayialara nihayet vermiş ve Fransa ile Sovyet Rusya ara- sındaki münasebetlerin hakiki şeklini göstermiştir. İki memleket arasında bir kaç aydan beri meydana gelen sıyasal yakınlığın ülküsü, Avrupada barı - şın korunmasıdır, hiç bir devlete karşı değildir. Insül beraat etti (Baş tarafı 1 incide). da olan bu adam bir müddet 85 idare meclisinde azalık etmiş ve bunların 65 ini bilfiil idare et - miştir. 1932 iflâsları onun da su - kutuna başlangıç olmuştur. Samoel, önümüzdeki hafta İL linua mahkemesinde dolandırıcı- lık suçundan dolayı muhakeme e- dilecektir. Federal mahkemesi İnsül hak- kında beraat kararı vermiş ise de, İllincis eyaleti mahkemesi onun aleyhindeki ittihamda israr etti- ğinden, yeniden muhakeme et- mek niyetindedir. Ter doğurmuştur...— — ç Bugün; bu ilerleyiş hare - ketlerinin büyük nimtlerinden, mu sikimiz de istifade edecek demek- tir. | — Bizim sevincimizi arttıran nok- talardan biri de, hükümetimizin hudutsuz ülüvvü cenabına karşı beslediğimiz büyük güvençtir. Şimdiye kadar yapılmış olan bütün inkılâplarda, hiç bir vatan- daşın, en ufak bir şekilde — dahi mutazarrır olmasına meydan bıra- kılmamıştır. Meselâ; küçük san- atlar kanunu tatbik edilirken, ec- nebiler bile düşünülmüş; ve zerre kadar mutazarrır olmamaları için onlara iki sene gibi — geniş bir müklet verilmişti. Alaturka musiki sayesinde ge- çinen vatandaşların sefalete düş- memeleri için icap eden tedbirler elbette düşünülmüştür. Binaen - aleyh; bu uzun musiki seferberli - ğine çıkarken; şüphe yok ki bize de bavullarımızı hazırlıyacak ka - dar zaman verilecektir. Muhatabım bir an sustu, ve gü- lerek sözüne — zarif bir nükteyle nihayet verdi: — Ondan sonra emin olsunlar kivapuru kaçırmayız! 9 | ihracatımız | | ketlerine dönmeden evvel, bunla HABER — Akşam Postası |Japonya ne istiyor Edire j (Baş tarafı 1 incide) Kemmiyet, İngilterenin de guru - runu okşayıp, Amerikaya — karşı aykırı bir vaziyet almasını intaç edecek midir? Konuşmalar, bıçakla kesilmiş gibi birdenbire durmadığı takdir- de, ve her murahhas, — tamamen şahsi ve hodbin fikirlerle memle- rı da sıra ile öğreneceğiz... Japon sefiri Londrada İngiliz hariciye nazırı Sir Con Simonu gördü. 'Tam bir saat, bir çeyrek bera- berce konuştular. İlk ağızda, şimdiye kadar Ja « pon deniz murahhaslarının iddia edegeldiği fikirleri, Japon sefiri - nin resmen teyit edeceği zanno - lunuyordu. Fakat böyle olmadı. Japonların bugünedek takip ettikleri siyasetle İngilizler üze - rinde hasıl olan bedbinliğin bu son görüşmeyle daha azaldığı söy- leniyor. Japon sefiri, sulh ve anlaşma kapısını çattadak kapamak niye - tinde olmadıklarını bildirdi. Her türlü imkânlar ve her çe- şit teklifler üzerinde konuşmak fikir karşılaştırmak devam edece- ğini söyledi. Japonların, son iki gün içeri - sinde değişen siyaseti işte bura - da kendisini gösteriyor. Japonya, İngilterenin Japon - yadan ayrı olarak Amerikayla bir- leşmesine her halde engel olmağa azmetmiş vaziyettedir. Üstelik bunları birbirlerinden uzaklaştırarak, kendisinin hususi bir anlaşmasını yola koymak isti- ©or. Z Açıkçüsi; Japonya, doğrudan doğruya İngiltere ile anlaşmak ar- zusunu besliyor. Japonya ve İngilterenin bera - ber hareket etmesiyle, Doğu Ar- yasında sulh daha iyi korunabilir- miş. Japonya ve İngilterenin bu mın- takada alâkasının Amerikanıikin- den daha çok olması noktasın dan bu mülâhaza ileri sürülüyor. Japonya şimdi diyor ki: “-İngilizlerle Japonlar, pek âlâ bir ademitecavüz ve karşılıklı te- minat misakı aktedebilirler. - Münasip görülürse Amerika da buna sokulabilir.,, Ve bu suretle Japonya, İngil - terenin garbi Okyanusyadaki a - razisini tahtı temine alınca, Ja « pon donanmasının kuvvetli olma- sı İngilterenin lehine çıkacakmış.. İşte bu yepyeni ve eskisinden daha derin ve ince bir safhadır. İngiliz Başvekili ve hariciye nazırı Amerikalılarla tekrar görü- şecektir. Ve hariciye nazırı, ayrıca avam kamarasında da ayni mesele üze- rine izahat verecek.. Nevyork, 25 (A.A.) — Silâh ticareti hakkında tahkikat yap « makta olan ayan komisyonu reisi M. Nye, Japonyanın Vaşington büyük elçisi M. Saito'nun — cuma günü Filadelfiyada söylediği nu - tuk hakkında demiştir ki: “Japonya, Vaşington antlaş - masını feshetmek ve kendisine beraberlik verilirse — diğerleriyle birlikte filosunu yarr yarıya in - dirmek istemektedir. Evinde e - fendi olmak istiyen — Japonyaya hak vermemek imkânsızdır. Eğer bu üç devlet hakikaten silâhlarını azaltmak istiyorlarsa Amerika ile İngiltere Japonların istediği be - raberliği vermelidir.,, - Diğer taraftan Nevyork Herald ) . Dün coşkun bir şenlikle kurtu- luşunu kutluladı Edirne,, 25 (HABER) — Edirne- nin kurtuluşunun 13 üncü yıldönü- | mü bugün büyük heyecanla kutlu- landı. İstanbuldan ve civardan gelen binlerce halk, Edirneliler so- kaları doldurmuştu. Şehir baştan başa bayraklarla donanmış birçok yerde taklar kurulmuştu. Şükrü Naili, Mürsil Akif Paşa - lar ve mebuslardan çoğu kutlula « ma merasiminde bulunmuşlardır. Saat dokuzda, Milli orduyu tem- silen “Ayşe kadın,, dan giren gö « nüllüleri bir heyet karşıladı. Bele- diyedeki tebriklerden sonra, hal - kevine gidildi. Buradan Cumhuri- yet meydanına gelindi. Atılan bir toptan sonra, Selimiye camii mi - nareleri arasına büyük bir bayrak çekildi. Bu sırada on binlerce in - san, bir ağızdan, kurtuluş marşını söylüyordu. Edirne mebusu Şeref Aykut B., canlı bir hitabesinde dedi ki: * Yarattığı büyük tarihin bü- yük çocuğu olan Türk ulusuna söz söylerken, bugün yaşayan çocuk - Jarın o büyük savaşın, dünün gös- terdiği fedakârlığın çocukları ol - duğunu biliriz, Bağrınızdan bütün bir tarihi önünde diz çöktüren bir Mustafa Kemal çıkardınız. Size a- çılan, Büyük Önderin gösterdiği yol doğu değil batı yoludur. Ak günleri yaşayan, kara günleri u « nutmamalıdır. Tarihin göklerinde zaferden zafere koşan al sancağın ününü göğsünüzde yaşatırken, gü- Z€) Edirnenin hatrralarmır gönlü « nüzden çıkarmayımnız. “Artık Trakyanın yükseliş yolla- rı düzelmiş ve işlemeğe başlamış - tır. Bundan sonra yeşil ovalardan hayat fışkıracaktır. Yaşasın Büyük Önderimiz, Kemal Ata Türk..,, Şeref Aykut beyden sonra mu - allim mektebinden Reşat, liseden Hicri Beyler, kız muallim mekte - binden Vildan hanım söz söyledi- ler ve alkışlandılar. Bundan sonra halkevi önüne gi- di'di. Burada da mühendis mek - tebi talebelerinden Mithat ve Ek- *em beyler hitabede bulundular. Selimiye caddesine kurulan tri- bünün önünde geçit resmi yapıldı. Asker kıtaları, mektepler, izciler, cemiyetler geçide iştirak ettiler. Gazi heykeline çelenkler kondu. Belediyede 200 kişilik bir öğle ziyafeti verildi. Gece şehirde büyük fener alayı yapıldı. Halkevinde müsamere ve- rildi. Selimiye camii elektriklerle donandı. Edirneliler sevinç içinde- dirler. Yekta Ragıp B.M.M. İntihaâbı yenileme kararını ne vakıt verecek? Büyük Millet Meclisinin inti - habını yenileştirmek için verece. ği kararm ilk Kânunun — birinci veya ikinci günkü toplantısında olması ihtimali kuvvetlidir. gazetesi diyor ki: “Vaşington antlaşmayı Japon - ya tarafından feshi deniz silâh yarışı siyasasına dönmek olacak - tır. Japonyanın bu antlaşmayı ğı, fiatlarm bundan bir miktar yükseldiği """J _,: inde 26 Ikinciteşrin 1934 » Oduncular (Baş tarafı 1 incidi) fırladı. Yerli maden ve kok mürleri 20-30 kuruş fazlalaştı dun da 250 kuruştan ruşa çıktı. Odun ve kömür satan esnaf tüccardan yaptığımız — tahk e göre; fiyatlarda henüz #i dilecek bir yükseliş olmami” Asıl bir ay sonra fiyatlar 'M caktır! ç Her kış fazlalaşan — bu fi hakkında odun ve kömür © esnaf ve tüccarla konuştuk- kende satış yapaân esnaf © kendilerinin yükseltmediğim: nun tüccarlar ve depolar “'Jl dan yapıldığını söylüyorlar. — /| diyorlar ki: “Bir ay sonra kış " ce bastı mı, dışardan odun, M gelmez olur. Ve tüccar J’JJ malr fiatlandırır. Tabit biz d€ halı aldığımız malı ziyanıns * mayız.. Kendimizin de elit sermayemiz olmadığı — için mal bulunduramıyoruz. Mecbi tüccardan odun ve kömür TUZ.,, Bu mesele etrafında muh“ıu dun ve kömür depoları sahil ile de görüştük. Bunların dâ ledikleri hiç biribirini tutmu$*” Bazı tüccarlar, fiatların yete ve piyasaya tâbi — oldu söylediler. Bir kısım depo leri henüz fiatlarda bir deği$i* olmadığını bu senenin yaş od nu 300 ve geçen senenin odu! 330, kömürün de kilosunu 3 kf” şa verdiklerini söylediler. Bu " carlar da kışım fiatlar — üzerl bir tesiri olmadığını anlatıyo Bazı tüccarlar ise yerli m kömürü ve Avrupa kok kömü lerinde 20-30 kuruş zam olduği ! söyledilerKrş- ilerledikçe / da fiatlar fazlalaşırmış.. SJ havalar bozulunca, vapurlar Brİ | tazam gidemezler ve kömür olarak bekledikleri için fazla * |) Hiye ücreti alırlarmış... İşin en mühim tarafı, bu leyi tetkik esnasında muharrii zin edindiği malümattır. Küçük oduncular muharriri ze odun fiatlarının bu kadar sek olmasınınm asıl sebebini toptancı odun tüccarlarının tıkları tröst olduğunu söyl: lerdir. Bunların iddialarına baki altı büyük odun tüccarı aral da anlaşmışlar ve bir odun © meydana getirmişlerdir. depolarında odunları stok ten sonra Kandereden gelen” ,” ları tamamiyle ele almışlar * dun tüccarlarına pahalıya / ye başlamışlardır. Eskiden odun tüccarlar! ları bizzat kendileri aldığ? çeki odunu 200, 220 kuruş? derlsrse ve buna on on btf Jp yt ta kâr ilâve ederek çekisini her zaman satarlardı. Halbuki bu sene bu 'ÜD'Vİ bütün nakliyatı ellerine M' rından ve odun satışın! da Pi miyle kendileri yıptıllllr"ı:ı' Ş atları istedikleri gibi yü tedirler. A Ayni zamanda bu !i'k'”n e kümet ağaç kesilmesini ”? cek, odun kalmıyacak'ı Jı,.p” K d mütemadiyen provll"'d;’ı.yı â ü ;ğ". buhranı ve karışıklığ! içi Jark cak de:in.blr Ceeuüf" '*':hıa $ bilir. Bu hareket düny? 7 ehi çin doğrudan doğruya kedir.