Ba lkan Konseyi salı günü Anka- rada toplanıyor SÜLE Filhakika fil, bu kütüğün üze- rinden müşkülâtla bile olsa dışarı- ya çıkabilirdi. Evvelâ hortumun- dan tutarak ona yol gösterdi ve | tamamiyle çıkmasını beklemeden | kendisine ok atanların kim olduğu nu anlamak arzusiyle bir ağaca tırmandı. Ne uzakta, ne de yakın- da hiç kimseyi göremiyordu. Bora nın da ortada olmayışı kendisini teskin etti. Demek ki baba aslan, onların peşlerini bırakmamış — ve arkalarından koşmuştu. Aslanlı hükümdar, kendisine hücum edenlerin Niyam Niyamlar olduğunu anlamıştı. ” Gelenler, onların keşif kolların- | dan başkası olmıyacaktı. Az sön * ra, nerdeyse kalabalık bir hücum- la karşılaşacağını umuyordu. Geri döndüğü zaman kara fi- lin çukurdan çıktığını gördü. Ya - nına yaklaşarak: — Benim yüzümden pusuya düştün, beni affet... dedi. Aslanlı hükümdar, filin, hortu- -— | mundan yakalıyarak: — Haydi, diye ilâve etti. Beni mağaraya götür. Fil, bu söz üzeri- ne ön ayağını kaldırdı, aslanlı hü- - A K L ğa AAA Y UĞ rın bulundu. Yukarıdaki resimde Londra hayvanat bahçesinden bir köşeyi görüyorsunuz; Penyuen denilen kuş Bu kısımı... Daha ziyade soğuk memleketlerde yaşıyan bu kuşlardan Londra hayvanat Bahçesinde yakın —zamana kadar nümüne buluamıyordu. Ancak gcgcnl:rwde yirmi kadarı bahçeye getirilmiştir. İ :::Ü:::::' basamak yaparak Şikâyetler, Temenniler: l:—" — - - Eer İ İcodider lam yawlo, Y aRl, eai || ; | —5— || ESİR TÜCCARININ KERVANI Esseyidülmahfi kırk — kişilik kervaniyle, sahrada yolunu kay- betmiş, kendisine yol arıyordu. Göz alabildiğine uzanan bu çöl denizinde artık ümidini kesmiş gibiydi. O Cezayirli bir esir tüccarıydı. Ecle geç'rdiği güzel Tüarek kızla- rını, Afrikanım başka- noktalarına götürerek satacaktı. Yanındaki kırk kişinin on beşi bu kabil esir - lerdendi. Üst tarafı adamlarıydı. Otuz beş devesi vardı. Bunlar- —e aamamana ST * | dan biri yalnız su ve eşya taşıyor- Burada gördüğümüz kediler, munis, ualu mahlüklardır. Fakat, kedilerin | du. Kırk kişi geri kalanlara” tak: vahşi olanları da vardır. B ne “Yak| gim edilmişlerdi. ıdan Mahalle çöpten | geçilmiyor! Yenikapı Yalı mahallesi al boyacı- |. © lar sokağında 49 numaralr evde — (A. | F.) İmzasile şu mektubu aldık: “Aksarayda Yenikapı- Yalı mahal- lesi halkı hemen kâmilen çöpleri soka- ğa dökmek mecburiyetinde kalıyorlar. Civardaki arsalar çöple doludur. Filvaki çöpçü mahalleden - geçiyor amma çöp aldığı yok. Rivayete naza- ran çöpleri toplamak için bahşiş isti- yormuş. Doğru mu, bilmem? — Fakat her balde bu İşin düzeltilmesi Tüzım ol duğu muhakkak..” | Tıihtim hamalları inhisarı mı “Vilâyetim olan Ereğliye gidiyor - dum, Sirkeci rıhtımında - bağlı olan Bursa vâpuruna geçmek Üzere bir san- | PtElt olarak baş aşağı görd tın Brez ğlarında yaşıyan bir c güar” diyorlar, Bu, Pars kadar dot simde bir sırığa ay | Esseyyüdülmahfi, yol bulamı- " | yacağma eklı kesince, rehber diye mişlerdir. Fakat canlt olarak de.| yanmaâ aldığı bir çiroz kadar zayıf adama çıkışıyordu. — Ben sana yolu kaybedeceği- | ni daha evvel söyledim, Oralı bile olmadın.. Yüzden Ffazla geçliğim bu yolda senden daha ehil oldu- ğumu anlıyorum.. Seni alacağıma ! bir eşek kiralasaydım isabet ede- işte bunlardan biridir li W Ş dala bindim, vapura yanaşımca eşya- | Avcılar, bin bir tehlike atlatarak ele geçirebilr mı: kendim çıkartmak istedim. Fakat | zil) derhal rıhtim hamallarr müdahale et- eşya taşımak onların kakkı imiş.. İtiraz “ettim, fakat faydasız.. Çaresiz, harçlık paramdan — hamallara vererek ellerinden kurtuldum. Bu hareket doğ- ru mu?," Balatta Liman şirketinde 114 numaralı Mehmet.. eekmişim.. Şark şimendiferlerinden Kuru, bir çiroz kadar kuru a- şikâyet dam Esseyyüdülmahfi'nin bu sö - *“Yeşilköyle Sirkeci arasında işli yen trenlerde yolcuların ekserisi (yüz- de doksanı) Üçüncü mevkile. gidebile- cek iktidarda olanlardır. Yolcuların atı- cak yüzde yirmisi ikinci mevkile seya- | hat edebilecek iktidardadır. Halbuki, | üçüncü mevki vagonları gayet azdır. Üçüncü mevki yolcuları tıklim tıklım ; doldurulduğu halde birinci me”ki lını toplamış gibi hançerini çeke - gonları boş kalıyor. Kumpanya, birin- rek doğrulmaya savaştı. Fakat, Si ":E.Vh 'arabalrrmî B üçum.“ Muhtelif memleketlerde mühtemel hava hücumlarına kârşı korunma - tecrü- | rehberin daha çevik bir hareketle mevki çoğaltmakla hem halkın parasi- | sıyırdığı hançeri hemen göğsüne | le eziyet çekmesinin — önüne geçmiş, 'bzlcıi yapılıyor. Tayyarelerin — boğucu, gazlarının tetirinden korunmak - için gar dK çei hem de çok muhtemel bir kazanın ö- | maskelerinin nasıl kullamlacağı, toplu bir halde nasıl hareket edileceği ' mah-| **P Ka nüne geçmiş olacaktır. Çünkü üçüncü | zenlere nasıl sığınılacağı ahaliye öğretiliyor. Resimde, Almanyada bir şehirde Bü _ı.vı. o*“_ı" çabuk, o_*" mevki arabalar — sahanlıklarına kadar | yapılan tecrilbeden sonra; tecrübe makşadiyle neşfolunân gârin tektar ortadan| JAT ani olmuştu ki kervandakiler Sereyir İkaldırılması, /hayanın temizlenmesi — işi- nasıl yapıldığını görüyorsunuz. bilemeolduğunu biz veldldet anlip yamadılar, Rehber, kendisini Es- ! | zü üzerine kendisinden hiç bekle- nilmiyen bir süratle yumruğunu çenesine yapışlırdı. Neye uğradığını birdenbire kes- tiremiyen eşir tüccarı kumlar üze- rine yığılıp kalmıştı.. Yere yuvarlandıktan sonra ak- Her parçası ayrı bir heyecanla okunacak macera, kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat romanı ASLANLI HÜKÜMDAR YMANIN OĞLU eee Tefrika No. 73 — . Vi : ae seyyüdülmahfinin &' korumak için tedbir manda belinden çekmişti. Çölde dağılıp gidef bir sesle hücuma " bağırıyordu: — Kim bana yaklaşır” bir zarar vermeye teşe”” esir tüccarının yanına Bana itaat etmek i$t men sağa, bana düşm istiyenler de sola ge Rehberin bu kat'i şaşkından farksız göl balığı hareket edemi la getirmişti, Herkes, elinde ol geçmişlerdi. Esir tüccarının bu den sevinenler yalnız 09" riydi. Bir şey söylememit'” men birer ince tülle öğ rinden sevinçlerini a müşkül olmazdı. İ Rehber. elinde tabaniğ) ları yukarda duran adaf laşarak hepsinin belind calarını çıkartıp yere af ra içelrinden birine de de asılı duran mavzeri rarak büyük bir paket Esseyyüdülmahfi'nin yüklettirdi. Artık, bu kendisine zararları d0 cak bir hale getirmişti. Sonra hepsini aynf karşısına bir çenber hat yarak: —Benimle gelmek la, burada kalmak istiy” lerinde kelsınlar, dedî: | İçlerinden bir kişt | olmak üzere hepsi solâ Sola geçenler arası'iğ de vardı. Bnlar, EssevY | | den kurtulmuş olmak!? 7 | hiç bilmed'kleri bir a6”) altıma girmekten de Üf? | deydiler. Yalnız içlerinden doksan kiloyu aşkın. bir kadım müşteriydi: rehberi çok eskiden onun iyi bir adam yordu. Rehberi takipte renleri ikna etmişti: - — Biz, diyordu. tulduğumuza dua © bizi az sonra seri dan eminim.. Şişman kadının zerine bütün esirlef ler, Eııeyyı'idülm'ıııfi / Rehber, kendisif? / lerini vadedenlerde P tüccarının üwi":w# metli şeyleri çıki üzerini kumla ö l men yola devam N mişti.