ölüye gelen mektup HABER'in hikâyesi Cavit Nihat Beyi, izdivacından pek evvel tanırım.. Bugün altmış yaşmdadır. İçtima! cihetten yük- sek bir mevki işgal eder. Çok mü- kemmel bir adamdır. Karısı Fatine Hanımla pek az rabıtam vardı. Hayır, bana karşı surat filân astığı yoktu; bilâkis, pek güler yüzlüydü... Fakat, çok gizli bir hayatı vardı. Onun bu halini ben bir türlü düşünceme sığ dıramıyordum, Eskiden feykalâde güzel olması icap eden bir kadımnmış. Hâlâ da cazip bir yüzü vardı. Tatlı, sevim- li bir gülümseme dudaklarından eksik olmazdı. Karıkoca, birbirlerine daima derin ve yarı resmi bir hürmet gös terirlerdi. Kocası, bittabi, karısını aldatmıyordu. Buna yaşı da mâni- di. Karısmın da Cavit Nihadı al - dattığına kat'iyyetle — emniyetim yoktu. Fakat, kadımcağız, arada srrada ortadan kayboluveriyordu. Sözde Bursada bir teyzesi varmış. Onun yanımma gidiyormuş... Hattâ bir kaç ay evvel, karısı- mın bermutat bulunmadığı bir sı - rada, dostumu ziyaret etmiştim de bana: — Teyzesi gene — hastalandığı için Fatine merak ederek onun ya- mma gitti!... -dedi. Hayalim geniştir. Derhal dima- gımda bir - raman . canlandırdım. Dostlarım da, . genç. kadının bir aşk macerası olduğu kanaatindey- | diler. Lâkin, hepimiz, Cavit Niha- dın bunu bilmediğine emindik... Okka dört yüz dirhem eski kafalı alan bu adam müsamahakâr bir zevç olamazdı! Binaenaleyh Fati- ıe gayet büyük bir ihtimamıl reket ediyor; yakayı ele vermiyor- du. Bir hafta evvel, evime telefon edildi. Cavidin hizmetçisi benim - kine demiş ki: — Hanımefendi eve gelirken bir katmyon altında kaldı. Düşüp bayıldı. Ayılması kabil olmadan öldü... Bu haberi alir almaz, — derhal, dostumun evine koştum.' Verilen malümat, hakikaten doğruymuş. Kamyon, biçare kadınm göğsünü ezmiş. Tek kelime söyliyemeden münyaya gözlerini ebediyyen yum muş. Arkadaşımı teselli için, yanın - dan hiç ayrılmadım. Teessürü pek büyük ve samimi idi, Lâkin, ma- temini izhar etmiyordu. Başını ö - nüne eğmişti. Derin düşünceler içinde kaybolmuşa benziyordu. Cenaze günü, pek erkenden e- vine gitmekliğimi istedi, İşte o gün, fevkalâde bir vak'aya şahit oldum. Bütün muamele yapılmış, Fati- ne Hanrmın küçük cesedi tabuta konulmuştu. | Tabut, küçük salonda, ebedi- yet seyahatine hazırlanmış bir ka- tar gibi duruyordu. Yan taraftaki odada, hafızlar, devir hatimi oku- yorlardı. Tabutun içinden çıkmış kadar sarı bir yüzle, Cavit Nihat, yanım- dan geçti. Elinde bir mektup var- dı. Bunu, postacr-yeni getirmişti. Üzerinde de Fatinenin ismi yazı- bıydı. Arkadaşım, titriyen ellerile, ta- Butun kenarmı araladı. Bu mektu- bu içeri koydu. Bu sırada, merasim de - bitmiş- ti. Adamlara döndü: laha; . Cenazenin arkasından yürüme- ğe başladık... Cavit Nihat, koluma girdi: — Her şeyi biliyordum... -de- di.> Ben, Fatineyi krzam gibi'sevir yordum, İzdivacımız, aşksız — bir evlenme idi, Karım, aşka, sonra- dan rastladı. Ve bu, yüksek, asil bir sevda idi, Bunun farkma var- makla beraber süküt ettim, Adam, ona lâyıktı. Büyük bir artist, bü- yük bir mütefekkirdi. İki seneden- beri, Bir sanatoryomda yaşıyor. Doktorlar, onu kurtarmak ümidin de değiller. Zaman zaman, Fati - ne, onu görmeğe giderdi. Bursaya gitmenin bu demek olduğunu bili- yordum, Lâkin, kendisine merha - met ettiğim için, bunu anlamamış | gibi duruyordum. Takriben — her- gün, kendisine oradan mektuplar gelirdi. Bunlardan biri, garip bir tesadüfle elime geçti. Hislerinin İşte, mektupların sonuncusu da bugün geldi.Zira, adamcağız felâ- ket haberini henüz almamış bulu- nuyordu. Hizmetçi, bu zarfı bana şimdi getirip verdi. İşteben de karımın tabutuna koydum. Bu mektup, onundur. Bu, “öteki — er- keğin,, yazdığı son mektuptur. Vicdanımın son emrine itaat — et- tim, Hakkım yok mu?.... Nakili (Hatice Süreyya) Kan kralı Retmini gör - düğünüz Hafır E- fendi “Türkiye - nin kan kralr!" dır. Şimdiye ka - dar bir çok defa bir çok hastalara kendi kanını ver- f miş, bu suretle onları- — ölümder kurtatmış; — s&ıh - hate — kavuştur - muştur. Hatfız Efendi Hafız Efendi para canlısı değildir, bu iş için aldığı para, hiç denecek de- necek derecede, cüz'idir. O, bu feda- kirlığını, — kendi ifadesiyle — “Millet memleket ve Cümhuriyet uğruna!” yapmaktadır. Son defalarda dün Gu- reba hastahanesinde Ömer oğlu is - minde birisine 300 gram kan vermiş- tir. Kendisi Gülhane hastahanesinde bulunmaktadır. İLAN Hamiyet Hanmn tarafından ko- caşı Galata'da merkez rıhtım han Avukat Ahmet Remzi Bey yanın- da olup halen ikametgâhı meçhul bulunan Yusuf Kenan Efendi &- leyhine 934/122 Numaralı dosya ile ikame olunan boşanma ve Mü- cahit namındaki çocuğunun velâ- yetinin anasma tevdii davasınım cereyan eden muhakemesi netice- sinde 17/9/934 tarihinde boşan- ma ve küçüğün velâdetinin anası- na tevdiine karar verilmiş ve ol- bapta sadır olan ilâmm bir sureti muhakeme divanhartesine talik e- dilmiş olduğundan tarihi ilândan itibaren on beş gün zarfmda itiraz edilmediği takdirde muamelei ka- nuniyenin ifa edileceği malum ol- mak ve tebliğ makamına kaim bu- lunmak üzere keyfiyet ilân olunur. 27/Eylül/1934 — 3151 derinliği e cidden 'çok İibardı. | ** a Sülaymanixa, Fenerbahçe. Beykoz, Galatasarayla Vefa. Türkiye atletizm birin- cilikleri başladı Türkiye atletizm birincilikleri » ne dün Kadıköy stadında başlan- dı. Alınan teknik dereceler şum SPOR Lik maçları programı yapıldı Önümüzdeki sene şilt ve lik maçlarma Teşrinievvelin 5 nci Cu ma günü başlanacaktır. Her aym ilk Cuması şilt maçları yapılacak- tır. Şilt ve lik maçları Beşiktaş, Kadıköy ve Taksim stadlarmda yani şehrimizin üç stadımnda oyna- macaktir. Aşağıdaki fikistür han - gi takımların kimlerle ve hangi tarihlerde karşılacağını göster - mektedir. Yalnız 26 Teşrinievvelde Be - şiktaş takımı Bursada Türkiye birinciliklerine —iştirak edeceği için o hafta Beişktaşın maçı sona bırakılacaktır. Şilt ve lik maçları da âzami 29 Martta nihayetlene- cektir. Tehir edilen maçlar devre aralarında boş bırakılan haftalar- yapılacaktır. BİRİNCİ KÜMEYE AİT PROGRAM ŞUDUR: 12 teşrinievel — İstnbulsporla Galatasaray, Beşiktaşla — Fener- bahçe, Vefa ile Süleymaniye. 19 teşrinievel — İstanbulspors la Beykoz, Galatasarayla Beşik - taş, Fenerbahçe ile Süleymaniye. 26 teşrinievel — Vefa ile Bey- koz, İstanbulsporla Beşiktaş, Ga- latasarayla Fenerbahçe. 9 teşrinisani — Süleymaniye ile Beykoz, Beşiktaşla — Vefa, Fenerbahçe ile Istanbulspor. 16 teşrinisani — Galatasarayla Süleymaniye, Beşiktaşla Beykoz, Fenerbahçe ile Vefa. 23 teşrinisani —— Beşiktaşla Süleymaniye, Galatasarayla Bey- koz, İstanbulsporla Vefa, 30 teşrinisani — İstanbulspor- ü wile lardır: 800 M. — Ankaradan Şevki 2, 11, 8/10 birinci, — Istanbuldan Manol ikinci, Bursadan Mustafa üçüncü, 10,000 M. — İzmirden — İbra- him 37, 7, 4/10 birinci, İstanbul - dan Remzi ikinci, — Ankaradan Mecit üçüncü. ; Yüksek atlama — İstanbuldan Sedat 1,70 birinci, Ankaradan Melih ikinci, İzmirden Hüseyin Disk — Istanbuldan — Naili 34,25 birinci, İzmirden Hikmet ikinci, Ankaradan Niyazi üçüncü, 400 manialı — Ankaradan Se- mih 1, 5, 1/5 birinci Ankaradan Emin ikinci, ' Uzun atlama — — İstanbuldan Tevfik 6,70 birinci, İzmirden Hü- seyin ikinci, Ankaradan — Niyazi üçüncü, 400 manialı Semih birinci, E- min ikinci Ankara. 100 M. — Semih birinci İstan. bul, Kâzım ikinci Ankara. 4X400 bayrak İstanbul takımı birinci, Ankara ikinci, Bursa ü- çünçü, Puvan vaziyeti: Istanbul 35,, Ankara 21 dir. Müsabakalar bu - gün de devam edecektir. Güreş birincilikleri İstanbul mıntakası güreş heyetin- den: 1 — İstanbul mıntakası güreş bi- Fincilikleri 12 — 10 — 1934 Cuma “Büyük bir rezalet çıî:a- rırım, fena olur sonra!..,, Raşit Rıza bey ve arkadaşları nasıl çalışıyorlar, neler yapmak istiyorlar? — Olmadı, olmadı, olmadı.. U- nutma ki arka arkaya, üç karak- tere girecksin! Evvelâ zengin ve sökmedi, bu sefer tamamiyle To- mantik bir aşk besliyen bir adam.. O da olmadı; kadın gene sana me telik vermiyor, bu defa da hakiki karakterini ortaya koyacaksm, ve kadmı tehdit ile elde etmeğe çalı- şacaksın! Haydi baştan... — Madam beni dinleyiniz. Bu gece tam 12 de benim odama gele- ceksiniz. Odam üçüncü katta sol taraftadır. — Siz çıldırdınız galiba? — Madam büyük bir rezalet çı- karırım. Fena olur sonra... 'Taksim Bahçesinde, Raşit Rıza Beyle arkadaşları tarafından ku- rulan yeni tiyatro, provalarını ya- pıyor. Raşit Rıza Bey bir elinde men- dil, öbür elinde gene bir mendil, çeket yok, yaka fora, tahta bir ma sa başında büyük bir aktör rolünü yapan Hadi Beyle Şaziye Hanı- mın provalarma dikkat ediyor. Etrafda yeni heveskârlardan mü- teşekkil 'bir kalabalık. Birdenbire kulağıma: — ' — Rumba, rumba, rumba.. diye sesler geldi. Tiyatronun asıl sah- nesinde bir sürü kızla bir sürü de- Hikanlı balet provaları yapıyorlar. Şehir tiyatrosunun eski artistlerin- den Habibe mollanm kızı Halide Hanım bunları seyrediyor, — —-Siz de operet hazırlıyorsunuz galiba? —Hayır, hayır.. Ne münasebet? Bunlar başka bir kumpanya.. Te- sadüfen aynı yerde prova yapıyo- ruz. Hüseyin Kemal Bey de söze ka- rıştı: — Biz şimdilik yalnız piyes ve vodvil oynıyacağız ileride belki.. Sözünü provadan gelen Şaziye Hanrm tamamladı: — Komelli muzikal de oynrya- biliriz. Raşit Rıza Bey bir eliyle yüzü- nün sağ tarafını, öbür eliyle sol ta- rafını siliyor. Lebibe Hanrm da al- nmı kurularken soruyorum: — Nasıl mesainizden memnun- musunuz? — Çok memnunum ve daha zi- yade memnun olmak için çalışıyo- ruz, — Son bakalorya imtihanlarım- da dönen talebenin miktarı pek fazla. Acaba sizin yaptığınız imti- hanın neticesi ne oldu? — Hangi imtihan? — Artist imtihanı, * — Ha evet.. Şunu memnuniyet- le söyliyeyim ki memleketimizde tiyatroya istidadı olanlar pek çok. Bunların arasında en istidatlıları- nr seçmek hakikaten çok zor - iş. Maalesef bunlardan ancak iki üç kişi alabildik, Çünkü esas artistle- rimiz zaten vardı. Halide, Hüseyin Kemal, Şuıyc Hâdi, Şayeste, Lebibe, Necati, Zehra... Bütün bunlar senelerce şehir tiyatrosunda artistlik yapmış lardır. Hepsi büyük muvaffakiyet ler kazanmış şahsiyetlerdir. ! —Şehir tiyatrosundan ayrılma- ' nızın sebeplerini anlıyabilir. mi-' yim? " —Memleket tiyatrosuna kazanç olabilecek yeni trup teşkil etmek. Halide Hanım: — Vallahi oldu işte.. Ben qdıir tiyatrosunda en çok çalışan, ve be ğenilen daha doğrusu tutulan ar- tistlerinden biri olduğum halde en az ben para alırdım. Ş Hüseyin Kemal Bey: — *” — Nasıl demeyim? — İdarede memnun olmadığım bazı noktalar vardı. *İAlüğan » « Şaziye Hanım: Y *W - — Ben kocamı çok severim. Bir dakika bile yanından - ayrılmağa tahammül edemem. Hâdi Bey: — Evet, evet ıyrılılık Raşit Rıza Bey devam etti: — Ayım birinde evvelâ Kadıkö- yünde “onlar ermiş muradma,, vodvilini oynıyacağız. Sonra üç oyun için Bursaya gideceğiz. 9 Teşrinievvel'de de Beyoğlunda temsil vereceğiz. Bu temsil “he- defsiz puseler,, isimli bir piyesle Halide Hanım, Hüseyin Kemal ve Hâdi Beylerin oynıyacakları “bey atladı,, isimli bir komedidir. İstan | bulda bir müddet çalıştıktan sonra Ankaraya gideceğiz. Ankara şe- hir tiyatrosunu kurmamız ihtimali de vardır, — Haydi ikinci perde - üçüncü sahne başlıyor. T Delikanlılar sahneye fırladılar.' Raşit Rıza Bey ceplerinden men « dillerini çıkarıp ellerine aldı. Ben de kendilerinden ayrıldım. Sertoğlu İt et atealaelataaelaeeteaieeeis eeeit eee A günü başlıyacaktır. 2 — 56 ve 61 kilo — müsabakaları 12 — 10 — 1934 te Fatihte kâin Ha- liç Idman yurdunda, 3—66 ve 72 kilo müsabakaları 19 — 10 — 1934 te Kumkapı klübün- de.. 4 — 79 ve 87 kilo veagır siklet müsabakaları da 26 — 10 — 1934 te Beşiktaş klübünde yapılacaktır. 8 — Müsabakaya tecrübeli güreş- çilerin hepsi girebilecek ve tecrübesiz güreşçilerden de her klüpten ve her ıllıthıhııiıwıw—ıı&*o— debilecektir. 6 — Güreşçilerin behbemehal gü - ;'ıfdnıro-nhıhııııhııh- spor 932 — 933 senesine ait Şild fi- nal maçı 28 Eylâl 1934 Cuma günü saat on beş buçukta Taksim stadında yapılacaktır. — Hakem Rüştü Beydir. Yan hakemleri Zarif ve Halit İbra » him Beylerdir. Saha komiseri Kemal Beydir. Yeni Neşriyat: ——— Varlık Bu sanat ve fikir mecmuasının 30 uncu sayısı Yaşar Nabi, Hasan Ce « mil, Al Kutsi, Abdülbak Şinasi, Nahit Sırrı, Behçet Kemal, Cemal Se- na, A. Gaffar, Ahmet Hamdi, Ahmet Muhip, Hümit Macit Beyler ve diğer yazıcıların makale, hikâye, şilr ve ter. —MM. Tavsiye ede « |