13 Ağustos 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

13 Ağustos 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| ı:oh Muhabirimiz yazıyor: Çer- h% âdet ve hususiyetleri üze- "llq Yaptığım tetkikleri daha ev- "'hnuı Vç yazımda bildirmiştim: Bu a bu tetkiklere devam edi- H'“ln çerkeslerın kız. kaçırma Kç lerinden bir çok şekillerde is- ' % Yi düşünen acık gözler bulu Btnç B“nlar “Düğün,, lerde - bir 'i“l IZin veya delıkanlmm, di- tti #rasında, kimi beğendiğini I._r Makta ihtısas sahibi sayılır- da henüz hiç bir alâka 'kwen daha doğrusu muhabbet lh'd: kalpte saklı iken bunu, göz K n, hareketlerden pek iyi anlı- Mmütahassıslar hemen faa - Seçerler. Bunların muvaffa- [!Ğ' daha ziyade, kendi — işini % | göremiyen mahcup veya be- iz âşıkların gönül işlerinde lini gösterir. Bunlar, en ziya- l, ienç ve güzel bir kızm hissiz ıqu ikanlıya âşık — olmasından K Sde ederler.. Böyle bir vaziye- İtsat b'lip hemen faaliyete ge- ör, Sevilen delikanlının hiç bir k, ©© haberi yokken, onun genç d!dı â deltcesine âşık olduğunu, redi Ç ek felâketinden korktuğu “endisine görünmeğe, açılma c':;'üretı olmadığını bildirirler. 1uı_ kız bundan çok mütehassis o “lya âlemine dalar.... fin Özde, sevdiği delikanlı tara- e.“ gönderilen hediyeler saa- kıı'n' son haddine ulaştırır. Genç 4 Ü ga *ler, parlak aşk sözlerile — gaş- %“Zu sıralarda, açık gözler, bu * a âşık, fakat onunla evle-| | İh* ü ek için hic bir ihtimal ve ü- ' in, sersemce, beceriksiz bi- 3'[ nüdmde faaliyete — geçerler. “ d’-m ayni zamanda korkak- 1 M kızı hile ile kendisine ka- W larını da söylemeden, kıza| "l ettikleri usulü ona da tek- .% lar yani, genç kızdan kendi-. %'ÖZĞe muhabbet nişaneleri hiş 'l'ler... Pek sevildiğini, fakat şh:enç kızm bir erkeğe ilânı aşk *“ kabil olmadığından tavas- %N:t&le"m şaklını başıma alıp bn' fırsatı kaçırmamasmı w ma böyle bir devlet kuşu- NNn nacağma hic ihtimal vere- "c'h budala âşık, fevkalâde he- ' %. içinde kalır... Tavassutu | l.,. Nla karşılar.. Sevincinden on Si ne yapacağını, bu bor - N:“ı ödiyeceğini bilemez hale ılmt, mutavassıtlar, fırsat ona eda şeklinin pek ba- ı * en çok kullanılan tarzda ol- t“q. n ı;:ru çok bahanelerle öğre- * İş bu raddeye gelince, açık ı :âîe' bir evde Çerkeslerin “dü- dşq dedikleri bir eğlenti tertip e- İif Herkesin istirak edebilece- mü genç kızm gelmesini te- "lı len gibi budala ve zen - ikr da davet ederler. "h; ildiğinden haberi olmıyan xı_ıui'“üına diğer iki âşıka: bu gece sevgilin seni î “hhe'k itin düğüne gelecek ve o- h"ıe!ıp (kız kaçırma) işini 'leq iz, tabif sen de gelirsin,, BEceriksiz aşık hesabına — kandırılan kızlar! 'e'luılısınden gelen güzel he-| lihıdığmı bıldıklerı ekseri-| LA AALLİLE LA L AA D.m edilenlerin her üçü de dul LA iyer ğüne memnuniyetle iştirak eder- ler. O gece bir falso olmaması için mutavassıtlar bütün gayretlerini sarfederler,. Çerkes oyunu oyna - mak ve saire gibi münasip — vazi- yetlerde her üçünü de az çok bir birlerile temas ettirmekle bera- ber, oynadıkları komedyanın dü- ğüm noktasm! çözdürecek şekilde sözlere, hareketlere meydan ver- mezler. : 'Düğün,, ün sonlarına doğru a-| çık gözlerden bir kısmı kızın yanı- na yaklaşır, bir kaç gün sonra ker disini kaçırmak için arkadaşları| olan âşıkıyle anlaştıklarını, muay- yen saatte hazır olmasını söyler - ler, O da, neticeden gayet mem- nun, evine avdet eder, gizlice ha- zırlanmağa başlar. Bu gibi mutavassıtlı ve çok giz- li anlaşmalarda ebeveynin bir şey den haberi olmaz. Kızınm arzusu da zaten bu şekilde olunca, kaçır- ma vak'aları çok tenha yerlerde, yahut gece vakti icra edilir. ve o zaman, hemen hiç bir müşkülâta uğramak ihtimali yoktur. Muayyen zamanda, mutavassıt- lar kimseye görünmeden genç kı- zı alıp yola çıkarlar. Âşıkını ar- kadaşlarile beraber görememesi, kıza, onun ani hastalığı veya çok mühim bir işi çıktığı şeklinde tef- sir edilir. Gide gide, kızcağız ni - hayet hiç tanrmadığı bir eve —ya- ni budala âşıkınım evine— - götü- rülür, ilk dakikalarda bundan ge- ne şüphelenmez.. Çünkü, Çerkes âdetlerince, kaçırılan kız evvelâ çok samimi bir arkadaş evine gö- türülür, sonra, iki aile anlaşınca, güveyinin evine gider. İş bu raddeye gelince, kızı al- mak istiyen sersem âşıka, muta- vassıtlar, işin birdenbire sarpa sar dığımı, kızım kendisinden vaz geç- mek üzere olduğunu anladıkların- dan onu hemen alarak doğrudan doğruya evine getirdiklerini, — iti- razlarına kulak asmamasmı, bir kaç gün sonra gene fikrini değiş - tireceğini, o vakit herşey yoluna gireceğini, beğenip kaçırttığı bir kızı tekrar evine gönderirse aile-| sile bu yüzden belâya gireceğini söylerler. Bu sözleri makul gören adam o gece kızı evinde alıkoymak mec- buriyetini hisseder. Her iki tarafa karşır yapılan bu emri vaki neticesi de, zavallı genç kız, hiç sevmediği bir adamla ev- lenmeğe mecbur olur. . Vasfi D A Romanyanın henüz çocuk denilecek yaşta bulunan veliahtı Prens Mikail pi- yano meraklısıdır. Ve yaşına göre iyi piyano çalar. Resimde, saraydaki bir toplantıda, bir arkadaşiyle birlikte dört elle çalmağa mahsus bir parçayı çaldığı görülüyor. Kenarda, ön taraftaki kol- tukta eli çenesinde oturan, babası Kral Karoldur. Diğerleri de saray — erkânı- dır. Öi Japon ordusu ve polisi, bilhassa Mançuri hâdiselerinden sonra köpek yetiş tirmeğe fazlaca ehemmiyet vermektedir. Bu iş için yalnız Tokyoda bir kaç mektep tesis edilmiştir. Buralarda Almanyadan vesair ecnebi memleketlerden getirtilen damızlık — köpekler üretilmektedir. Bunlara boyun- larındaki tasmalara takılı mektupları getirip götürmek, tehlikeli mıntakalardan geçtikleri sırada hücuma — uğrarlarsa kendilerini müdafaa yollu mukabil taarruza geçmek v.s. öğretiliyor. Bu köpek lerden ayni zamanda sıhhi yardım işle- - rinde de istifade edilmesi gözetiliyor. Tayyarelerin, denizde üzerlerine kkonmalarına müsait satıhlı tayyare gemileri vardır. Buâlardan bir İngiliz geı: sine inen bir tayyare, isabetli bir iniş temin edemiyerek, kenardan kaymış ve bir anda denize düşmüştür. Batan tayya- renin pilotunun bu kazadan kurtulması, adeta bir mucize eseri sayılryor. Resim, tayyare kenardan kayarken, gemi üze- rinden alınmış nadir bir enstantanedir! KET D oe7 1 Hintliler, ölünce cesetleri yakılır. Geçende Londradaki ilk Nepal sefirinin karısı Prenses Şunsher Yung öldü — ve Hintlilerin âdeti üzere, kadının cesedi Londrada yakıldı. Bu ceset yakma işi, Londrada aha- linin merakını uyandırmıştır. Bunun- la beraber, ceset herkesin gözü önünde değil, hususi bir bahçede yakılmış, me- rasim sırasında Prensesin kocası — olan Nepal sefiri, sefaret mensupları ve ma- halli hükümet memurları hazır bulun- muşlardır. a Dört bir tarafına tenteler gerili sa- hada, odunlar üzerste konularak yakı- lan cesedin külleri bir vazoya konulmuş ve Hindistana doğru yola çıkarılmıştır. Resim, ceset yanarken alınmıştır. Deniz canavarı cesedi bulundu! . Deniz canavarı masalı, yılan masalı- na döndü. Kâh İskoçya sahillerinde, kâh başka yerde, kâh Marmara denizin- de göründüğünü israrla iddia edenler var! Fakat, son günlerde dalgaların Şi- mali İskoçya sahiline attığı kısmen çü- rümüş, suda şişmiş acaip bir mahlük, bu iddiada bulunanlara “biz demedik miydi?,, dedirtmiştir. Bu acaip mahlükun uzunluğu tam dokuz metre imiş! Bir çok hayvan mütehassısı, bu de- niz hayvanının ne olduğunu anlamak i- çin Şimali İskoçya sahilindeki Kastle- | tovn denilen yere gitmişler, — tetkikat yapmağa başlamışlardır. Resim, sahil- deki dokuz metrelik acaip — mahlükun bulunduğu vaziyeti tespit yollu alınmış- trel öldü, Yalancı kral İspanyada, Pirene dağlarında An « 'sini “Birinci Boris,, ünvanile Kral ilân etti. Fakat, ancak on gün hüküm sü- rebildi. İspanya hükümet memurları, kendisini yakaladılar, “Bir macerape- rest!,, diye Barselona getirdiler. Bu adam, Şarki Avrupa ahalisin - denmiş, Asıl ismi, Kosiner, — Vilnada doğmuş.. Kendisini seven bir kız, Ame- rikalı bir milyonerin kızı, ona bu krallı- ği temin için külliyetli para vadetmiş. Andarralılar da bu adamın — krallığını tanımakta, çok para vard olununca, te- reddüt göstermemişler, Rivayete göre, aylardanberi kendi- lerine bir kral arıyan Andorralılara, şu- batta Barselonlu bir milyoner 800,000 peçeta teklif etmiş, reddetmişler. Mart- ta başka bir milyoner, yeğenini tahta oturtmak için, üç milyon peçeta teklif etmiş. Bunu 'da azırganmışlar ve niha- yet daha fazla para teklifi karşısında

Bu sayıdan diğer sayfalar: