Çerkeslerin âdetleri Beceriksiz âşık hesabına kandırılan kızlar! Bolu healeri in âdet ve hususiyetleri üze- * Yaplığım tetkikleri daha ev- Mimi Yazımda bildirmiştim: Bul N* bu tetkiklere devam edi-| b” Çerkeslerin kız kaçırma tin *rinden bir çok şekillerde is-| “Yi düşünen acık gözler bulu! taç Bunlar, “Düğün,, lerde bir| “ızın veya delikanlının, di- ağ #rasında, kimi beğendiğini , makta ihtisas sahibi sayılır-| hk "tada henüz hiç bir alâka “en, daha doğrusu muhabbet iş? kalpte saklı iken bunu, göz! n, hareketlerden pek iyi anlı- muhabirimiz yazıyor: Çer- mütahassıslar hemen faa - Si *çerler, Bunların muvaffa- tang daha ziyade, kendi. işini! - İ göremiyen mahcup veya be-| ya i Mi gösterir. Bunlar, en ziya-| iç 2€nç ve güzel bir kızm hissiz) ini delikanlıya âşık olmasından! “43 ederler. Böyle bir vaziye-| "ta? bilip hemen faaliyete se-| er, 5. Ky VW de, diğ delicesine âşık olduğunu, red) iç, ilmek Felâketinden korktuğu “endirine görünmeğe, açılma k ete, : âşıkların gönül işlerinde| 4 haberi yokken, onun genç ğüne memnuniyetle iştirak eder- ler, O gece bir falso olmaması için mutavassıtlar bütün gayretlerini sarfederler,. Çerkeş oyunu oyna - mak ve saire gibi münasip vazi- yetlerde her üçünü de az çok bir| birlerile temas ettirmekle bera- ber, oynadıkları komedyanın dü- ğüm noktasm' çözdürecek şekilde sözlere, hareketlere meydan ver- mezler, “Düğün,, ün sonlarına doğru a- çık gözlerden bir kısmı kızm yanı- na yaklaşır, bir kaç gün sonra ker disini kaçırmak için arkadaşları olan âşıkıyle anlaştıklarını, muay- yen saatte hazır olmasını söyler - ler, O da, neticeden gayet nun, evine avdet eder, gizlice ha- zırlanmağa başlar, Bu gibi mutavassıtlı ve çok giz- İi anlaşmalarda ebeveynin bir şey den haberi olmaz. Kızın arzusu da zaten bu şekilde olunca, kaçır- ma vak'aları çok tenha yerlerde, yahut gece vakti icra edilir ve o mem» a delikanlının hiç bir) zaman, hemen hiç bir müşkülâta! uğramak ihtimali yoktur. Muayyen zamanda, mutavassıt- lar kimseye görünmeden genç kı- zı salıp yola çıkarlar. Aşıkmı ar- âa “etareti olmadığını bildirirler.) kadaşlarile beraber görememesi, 1, kız bundan çok mütehassis o| kıza, onun ani hastalığı veya çok > Hulya âlemine dalar... mühim bir işi çıktığı şeklinde tef- heyy izde, sevdiği delikanlı tara-| sir edilir, Gide gide, kızcağız ni - 4.» gönderilen hediyeler saa-| hayet hiç tanrmadığı bir eve —ya- e, #on haddine ulaştırır. Genç! ni budala âşıkınm evine— götü-| Üy *evgilisinden gelen güzel he-| rülür, ilk dakikalarda bundan ge- Y eler, parlak aşk sözlerile o gaş-| ne şüphelenmez.. Çünkü, Çerkes Uğu sıralarda, açık gözler, bu & kıza âşık, fakat onunla evle-| hi, mek için hiç bir ihtimal ve ü- olmadığını bildikleri, ekseri- iç *Mgin, sersemce, beceriksiz bi-) * Nezdinde faaliyete © geçerler.! Adam, ayni zamanda korkak-| Mi kızı hile ile kendisine ka! a klarını da söylemeden, kıza hay k ettikleri usulü ona da tek- Ver yani, genç kızdan kendi- tij Sözde muhabbet nişaneleri| bi, rirler... Pek sevildiğini, fakat Benç kızm bir erkeğe ilânı aşk ty *ai kabil olmadığından tavas- Uyg iklerini ,aklını başma alıp öy | le bir firsatı kaçırmamasmı İeiler, ma böyle bir devlet kuşu- Onacağma hic ihtimal vere-| *R budala âşık, fevkalâde he- Kiya içinde kalır... Tavassutu tey la karşılar.. Sevincinden on & $1 ns yapacağımı, bu bor - ti il ödiyeceğini bilemez hale 3 fakat, mutavassıtlar, fırsat iş ona eda şeklinin pek ba-| serenrarsasını “rvoraamı “ten çok kullanılan tarzda ol- ley, bir çok bahanelerle öğre-| tay İş bu raddeye gelince, açık iğ, * bir evde Çerkeslerin “dü-| 4g” dedikleri bir eğlenti tertip e- tüy”: Herkesin istirak edebilece- Ri, Yere genç kızın gelmesini te- tin ikleri gibi budala ve zen - ez da davet ederler. tenç İdiğinden haberi olmıyan < Düstesna, diğer iki âşıka: İşte bu gece sevgilin seni| Nd e sin düğüne gelecek ve o-| ! leşip (kız kaçırma) işini Üyee ekiz, tabit sen de gelirsin,, Dareç *dilenlerin her üçü de dü âdetlerince, kaçırılan kız evvelâ çok samimi bir arkadaş evine gö- türülür, sonra, iki aile anlaşınca, güveyinin evine gider. İş bu raddeye gelince, kızı al- mak istiyen sersem âşıka, muta- vassıtlar, işin birdenbire sarpa sar dığını, kızın kendisinden vaz geç- mek üzere olduğunu anladıkların- dan onu hemen alarak doğrudan doğruya evine getirdiklerini, iti- razlarına kulak asmamasmı, bir kaç gün sonra gene fikrini değiş - tireceğini, o vakit herşey (yoluna gireceğini, beğenip kaçırttığı bir kızı tekrar evine gönderirse aile- sile bu yüzden belâya gireceğini söylerler. Bu sözleri makul gören adam o gece kızı evinde alıkoymak mec- buriyetini hisseder. Her iki tarafa karşı yapılan bu emri vaki neticesi de, zavallı genç kız, hiç sevmediği bir adamla ev-| Deniz canavarı öldü , lenmeğe mecbur olur. 1. Vasfi PSİ Romanyanın henüz çocuk denilecek yaşta bulunan veliahtı Prens Mikail pi- yano meraklısıdır. Ve yaşma göre iyi piyano çalar. Resimde, saraydaki bir toplantıda, bir arkadaşiyle birlikte dört elle çalmağa mahsus bir parçayı çaldığı görülüyor. Kenarda, ön taraftaki kol- tukta eli çenesinde oturan, babası Kral Karoldur. Diğerleri de saray (o erkânı. dır, Japon ordusu ve polisi, bilhassa Mançuri hâdiselerinden sonra köpek yetiş tirmeğe fazlaca ehemmiyet vermektedir. Bu iş için yalnız Tokyoda bir kaç mektep tesis edilmiştir. Buralarda Almanyadan vesair etnebi memleketlerden getirtilen darmzlık lerındaki tasmalara takılı mektupları getirip götürmek, tehlikeli kendiletini müdafaa yollu mukabil taarruza geçmek v.s. öğretiliyor. Bu köpek lerden ayni zamanda sihhi yardım işle rinde de istifade gdilmesi gözetiliyor, Tayyarelerin, denizde üzerlerine kkonmalarına müsait satıhlı tayyare gemileri vari ıntakalardan geçtikleri sırada hücuma köpekler üretilmektedir. Bunlara boyun- uğrarlarsa » Bunlardan bir İngiliz gemi- sine inen bir tayyare, isabetli bir iniş temin edemiyerek, kenardan kaymış ve bir anda denize düşmüştür. Batan tayya- renin pilotunun bu kazadan kurtulması, adeta bir mucize eseri sayılıyor. Resim, tayyare kenardan kayarken, gemi üze rinden alınmış nadir bir enstantancdir! cesedi bulundu! Deniz canavarı masalı, yılan masalı. — na döndü. Kâh İskoçya sahillerinde, kâh başka yerde, kâh Marmara denizin- de göründüğünü israrla iddia edenler var! Fakat, son günlerde dalgalarm Şi- mali İskoçya sahiline attığı kısmen çü- rümüş, suda şişmiş acaip bir mahlük, bu iddiada bulunanlara “biz demedik miydi?,, dedirtmiştir. Bu acaip mahlükun uzunluğu tam dokuz metre imiş! Bir çok hayvan mütehassısı, bu de- niz hayvanının ne olduğunu anlamak i- çin Şimali İskoçya sahilindeki Kastle- tovn denilen yere gitmişler, yapmağa başlamışlardır. Resim, sahil- deki dokuz metrelik acaip (o mahlükun | bulunduğu vaziyeti tespit yolla alınmış» #el tetkikat | EEE e Hintliler, ölünce cesetleri (yakılır, Geçende Londradaki ilk Nepal sefirinin karısı Prenses Şunsher Yung öldü ve Hintlilerin âdeti üzere, kadının cesedi Londrada yakild. Bu ceset yakma işi, Londrada aha- linin merakını uyandırmıştır. Bunun- la beraber, ceset herkesin gözü önünde değil, hususi bir bahçede yakılmış, me- rasim #rasında Prensesin kocası — olan Nepal sefiri, sefaret mensupları ve ma- halli hükümet memurları hazır bulun- muşlardır. Dört bir tarafına tenteler gerili sa- hada, odunlar üzerme konularak yakı- lan cesedin külleri bir vazoya konulmuş ve Hindistana doğru yola çıkarılmıştır. Resim, ceset yanarken alınmıştır. Yalancı kral İspanyada, Pirene dağlarında An « dorra eteklerindeki bir adam kendi - sini “Birinci Boris,, ünvanile Kral ilân etti. Fakat, ancak on gün hüküm sü. rebildi. İspanya bükümet memurları, kendisini yakaladılar, “Bir macerape- rest!,, diye Barselona getirdiler. Bu adam, Şarki Avrupa ahelisin » denmiş. Asıl ismi, Kosiner, (o Vilnada doğmuş.. Kendisini seven bir kız, Ame- rikalı bir milyonerin kiz, ona bu krallı- ğr temin için külliyetli para vadetmiş. Andorralılar da bu adamın — krallığını tanımakta, çok para vard olununca, te- reddüt göstermemişler, Rivayete göre, aylardanberi kendi. lerine bir kral arıyan Andorralılara, şu- batta Barselonlu bir milyoner 800.000 peçeta teklif etmiş, reddetmişler. Mart- ta başka bir milyoner, yeğenini tahta oturtmak için, üç milyon peçeta teklif etmiş. Bunu'da azırganmışlar ve niha- yet daha fazla para teklifi karşısında İ kalınen bu adama “yaşasın krall,, diye bint etmişlerdiri,