iTfMHVRIYET 24 Afrustos İ9tT Mineli saat Nakleden: ^«oze, saati ssün almâkta ter«ddüd edıyordu. Bu kararsızhğı, malm, Manuel'in istediği fiata değmeyişinden iieri gelmiyordu. Hani iyi bir saattı. Hâlâ işliyordu, hele zarif mineli k»pak v« mahfazası göz alıcıydı. Ihtimal ki yirrni beş peçeta bıle ederdi. Kendisinin da bunu 18, hattâ 20 peçetaya okutaeağı muhakkaktı. Fakat Msnuel'in saati nedon elden çıkarmaya baktığını pek iyi büiyordu. Coze, çalmmış mallar satmaktan hoşlar.mâz buna yanaşmazdı. (Pazar) pazarında bir hayli çalınmış eşya satılırdı. Coze de bu gibi alışyeTİşleri sevmezdi. Ama Manuel'e acıdı ve başından defedineeye kadar huzuru kaçacağını bile büe saati saün a'.aı Güzel, aydın bir yaz sabahı idi. Pazar da kalabalıktı. Bir sürü insan; Coze'nin, küçücük seyyar tezgâhının önünde durup içindekileri seyretti. Coze, uouz aoyundan bir kaç elmas taklidi cam yüzük; bir evvelki pazar akşamı pazar kapanana yakın jlrin yüzlii bir yaşlı hatundan kapattığı eski bir bileziği sattı. Ama, tezgâhın bir köşesinde azameüe kurulmuj oturan; beyaz, laciverd minah; küçük, cici kadın Eaatine hiç kimsenin gozü ili§medi. Nihayet, bunun pek köhne, modası geçmis bir caat olduğunu kabul etmek gerektL Kadınlar, artık kol saati kullanmakta idiler. Görüp, mütemadiyen gözünün önünde durarak sinirlenmesine rağmen, herhangi bir müşterisine Baati methetmek bila Coze'nin aklına gelmedi. Neredeyse yaşlı bir kadınm ^ıkageiip «saat, benim. Manuel bunu benden çaldı.. deznesi hiç de uzak bir ihtimal değildi. O zaman da Coze sapa oturacak, Dimyata pirinoe giderken «vdeki bulgurdan olacak, .çalınmıs malı> f .ıbin» geri vermeğe mecbur ka•larak, paraca uğradığı zararı sineye •Bekecekti. Pazann kapanma vaktine bir iki gaat Ikalnuçtı ki, uzun boylu bir Ingiliz geÜp tezgâhın başına diküdi. Coze, müs•tcrinin yüzüne baktı ve lâhzada, a fdamdan perisl hojlanmadı. Ecnebileri, pıani arf ecnebidirletr diye sevmemezlik etmezdi. Bazıları gerçekten «Buona gente> (Kbar insanlar) idiler. Ama, bu i uçuk benizli, soğuk, donuk gözlii, herkese hor bakan soydan( hülâsa sev' «nediği züppelerdem biriydi. Coze, bir .Ingilizle bir Amerikalıyı kabil değil 1 birbirinden ayıramazdı. Hepsi de birbirine benzer; hepsi de canım lspanyolcayı; başını gözünü .yarıp, o garib §iyve ile konuşurlardı. Mübarekleıin bopsi de aynl tarlanm mahsulü idiler, Eanki... Ama, bu züppe öteki ırklara yukarıdan bakarak, kendi îTkının üstünlüğiinü gösterip caka satmak isüyerdere benziyordu. Coze, işte, içinde bu çeşid duygular, faısiyakî bir şekilde coşup kabarırken, tezjâhın üzerine eğilmiş; içindeki'ıere bakan adamın yüzünü seyrediyordu. Adam: Şu köşedeki mineli saat kaça?.. diye sordu. Coze, yurmışak bir sesle cevab verdi: Yirmi peçeta... ^klmdan, 18 peçeta istemek gelmişti. Ama, müşteri ile pazarlığı uydurup saati okutabilmek için, hesabria on on iki peçeta kadar inmek olduğunu da düşündü. Müşteri çıkıştı: Yirmi peçeta mı?.. Çıldırdm mı?. Nerede bu bolluk?. Beş peçeta bile etmez, yahıı!. Coze, omuzlanm «dlkti. IngilİK, tatsiz tatsız giildü: Tabit boiuktur da Deferinden fazla; üstenk tamir parası vermek lâBim. B»na b«k babahk, son kaça olacak?. Pazarlık, bu kertey» gellnc*, Coze daima fiatı indirir; malını satmaya bakarda. Ama, herifçioğlun» ,Yok, beş peçeta edermij. GeUin de külfihına anlatsındı bunu!. Saat, «u 4çinde yirmi beş peçeta ederdi. Anhyordu. Ingilizrn âdeti bu idi. Kazmayı, ia«anın beline vurmaya ahşmıştı.. Yani sizin, biâm düimizle, herif, ölmü) ejek arıyordu. Coze adamın bu halir.e tutulmuştu. Adam, tekrar o milstehal, hakaret edici gülüşile güldii: Değmez a n » saat hoşumft gitti.. Haydi on peçeta vereyim.. dedi. Coze: Fiatı 20 peçetadır dedi. Bana bak.. Kabil değil, bu finta Eatamazsm. Gel de inadcılık etme.. On beş peçetaya «ulh olalım. Değerinden de fazla veriyorum. CoM'nin omuzları manalı manalı kalk'., indl. Alacalı bulacah yüzüklere bakan bir kâdına dönen yürti kâğıd gibi dilmdüt bir mana tâşımakta idi. Ingiliz, uzaklaştı ve gömtekçi Ebi'nm tezgâhınm önünde durdu. Coze için için gülümsedi. Adsmm bu ucuzcu lşi hazır gömlekleri elmayaeağını pek iyi biliyordu. Adam kasden orada dıırmuştu. Coze'nin arkasmdan çâğınp; saati on beş peçetaya vmneğe razı ola cagmı ummuştu, Genc kadın: ışil ı?ı! yanan vüzüğü satın ahp uzaklaçıraa; ecnebi birden te??âh.n önünde bitıverdi. Elinde bir + ^kım banknotlar vardı. Ki2?ın bir eesle: Yâbaneı oiduğüm için bmi kazıklamak istiyorsıın. anîıyorum. Al, işte sana on sekiz peçeta veriyorum de di.. Coze, gayet n^zik, yumusak bir sesle: • Bağışlayın senyor, dedi. Caydun. S«ati atrrayorum. Adam, hiddet, tehevviiHen dili tutulmuş bir halde, bir an Coze'ye baktj. Sonra tezgâhın üzerine on peçetalık iki banknot fırlatıverdi: Alâ . A!â.. Işte 20 psçeta. Ver saaati. dediCoze kımıldamaciı Bir hsftalık kae zancmdan daha fazla olan yirmi peç tHva elini sürmedi, ve: Affedersiniz. Galiba iyi anlatamadım. Saat satıhk değil senyor; dedi. Pekı ama.. Yirmi peçetaya raîiydin Ben de sana 20 peçeta veriyorum, nikaye T EŞEKKÜR fbrahim Koyi z= baren fikrimi değiştirdfaıl. Caydun.. gaati satanyorum. Coze'nin oldukça «tli; dolgun du daklarıııda bir gülümseme Hioa bu gülümseme .kara gözlerine kadar uâaşıp yayılamadı. Dönüp, o sırada tezgâhına yanaşan bir başka müş teri ile meşgul olmaya başladı. Ingiliz de paralarım hırsîa kapıp hızlı adımlarla uzaklaştı. Oteki ecnebi, pazarin tam kapanma saatine yakın geldi. Bu, genc, yakışıklı bir Ingilizdi. Sevimli bir hali vardı. Coze'nin, yerinden telâşla kalktığını görünce: Zahmet etme, jöyl* bir göz geıdiriyorum.. dedi. Coze, bu Sefer, gözlerinin içi güle gül« gülümeedt. Müşteri, lçerisindeki hazin«yi daha iyi görebilsin, diye banknotun kapağmı kaldırdı. Delikanlı, birdesı elıni uzatıp, köşedekl beyaz, lâdverd minah eaate dokundu. Gü lümsiyerek: Güzel bir saat, hem d« halise benziyor, dedi. Coze: Galiba, antika ieviyorsunuz, dlyerek, saati aîıp delikanlıya uzattı. Yabancının «aati elinde evirip çevirmesinden; yüzünde nakışlanan haz, memnunluk ifadesinden, Coze onun güzelliğe âşık bir insan olduğunu anladı ve müşterisin«, kırk yıllık bir dost imiş gibi, yakınlık duydu ve eaatin bir ba?kasına gideoeğin« bu delikanlıya nasib olmasmı canı gönülden istedi. Güzel saat, h«m keleplr dedi. Adam Hakikaten güzel bir saat.. ama, ne yazık ki bana yaramaz, dedi. Sesinde garib bir hüzün vardı. Devam etti: Bu, kadın «aaü. Benim d« kendi•ine böyl« bir hediye vereceğim karım, kızkardeşim, hattâ bir sevgillm bile yok. Onun için de bana yaramaz. Ucuz vereceğim. Hattâ »eınsayerino vereceğim. N« istersen değer doğrusu.. güzel, dci blr «aat bu.. ama, neblleyim ki bana yaramaz. Üstelik o kadar param da yok. Coze gülümsiyerek: Canım, ben size üç peçetaya Vereceğim bunu.. dedi. Üç peçeta mı? Yahu, antikacılar bunu ikl, üç yüz peçetadan aşagı vertnezler. Ne>e oralara götürüp satmazCoze, labırlı «abırlı anlattı: Sebebi var da ondsn. Ben bu fibi malları ancak pazarlarda satabilirim. tşte bu yüzden de, saatin gelecek haftaki pazara kadar elimde külmssını istemiyorum, Nered* ise pazar da kapanacak, İyisi mi, ü j peçeta ver de al funu.. Babahk, senln böyle dobra dobra konuşmanı pek sevdim, ben de sana üç yerine beş peçeta vereceğim. Ama pazarhkta kaybeden gene sensln, bunu iyi bil.. Coze güldü. Yüzü neş« ile aydmlandı. Bu yabaneı, ijte o tBouna gente» dediklerlndpndi. Içl ferahlamıştı. Scvmcinden neredeyse kuj gibi uçacaktı. Saati satmıştı; ve bu kıyaıetli nesne, t n tikadan anlayan, güzel çeyleri takdir eden ellere geçmişti. Zaten kendisi de çahnmı? eşya alısverişinden oldutnolası hoşlanmazdı. Üstelik, verdiŞİ parayı çıkarmış, bir de iki peçeta kâr eimlçti. Yalnız, anladığınız i^ibl. Bilmediği bir nokta vardı ki, o da bu mineli saati alan delikanlmın, iki saat evvelkl, kibirli, tn?ğrur Ingiliz müşterinin yakın arkadaşı oldugu İdi. eelma ömerinin bayram sabaîn 01(1mli dolayısile gerek cenaze merasiminde bulunmak, geTek telgraı, telefon ve mektub yolu ile felâketimlze iştirak ve alâmlı gimterimizde ıdyaretlerile bizi teselli ve kederlerimizi paylaşmak euretile gösterdikleri yüksek alâka ve yakınlıia, duyduğnmuz büyıik acı içinde akraba ve dostlarımızm her birine ayrı ayrı teşekkür etmek imkânını bulamadıgımızdan tejekkür ve minnettarlığımızm her blrinin şansında bir mukabele diya kabul buyurmalan için mııhterem gazetenlzin del&letlnl rlca ederiz. Babası: Abdullah Abud, arjıesi: Refet Abud, hemşlresi: Nermin Abud, eşl: Mahmud Ömeri f.HAKKt TONGUC CANLANDIR1LACAK Eğitim yolu ile Tarih boyunca Türk köyünü ve Türk köylüsünü ilgiîendiren en karışık meselelere ışık tutan bir eser. 700 sahife 600 kuruş. R E M Z İ K İ T A B E V İ Girld eşrafından Baîcızade Hüseyin Beyin oğlu ve eskl Ticaretl Bahriye Mahkemesi fizasından, Muhtelit Mehaklm Türk delege»! eınekli hâkim MEHMED ALİ BALCISOY vefat etmlştlr. Cenazesi bugünkü pazar günü saat 12 de Cihanglr Oba Bokak 17 numaralı apart'manından ksldırılarak Eyübsultan canıünde cenaze nanıazı kılmdıktan «onra aıle mezarlıfına defnedilecektlr. Mevlâ rahmet eyley». *** Zlraat Enstitüıü Parczitolojl ProfesSrü Dr. Hasan Şükrü Oytun, Akdenlz Bölgesl Llman Merkez İşleri feflerlnden Mustafa Nurl Oytun, Cumhurlyet Merkez Bankası memurlarmdan AU Haydar Oytun, Gümrük ve Tekel Bakanlığı Tarife Şubesl Müdur muavınl A«f O^tun ve tüccardan Hüseyin Kâmll Oytun hemjireleri ve emekU hSklm Mehmed AU Beyin allesi, Girid eşrafından Mebrukzade Hicı Mehmpd Bey kerimesl YILDIZA BALCISOY kısa bir hastahktan sonra vefat etmljtir. Canezesi bugünkü pa?ar eünü eaat 12 de Cihangir Oba tokak 17 nuınarah apartımanından kaldırılırak cenazc namazı Eyüb camlinde kılmdıktan «onra aile mezarlığına defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyleye. *** Sabık Istanbul Vallsi Muhlddln Ostünda» İle Izmir Demokrat Parrl Ba;kanı Dr. Ekrem Hayrl Cstündagın yengelerl. Çemberlltaj Foto Turan »ahibleri N«şet ve Eehçet blraderlerin valideleri Bayan HAVVA ÜSTÜNDAĞ Hakkın rahmetlne kavuşmusnır. Cenazesl 24/ 8 947 pazar günü Bostancı camii çerlîinden öğle nama7im müteakıb kaldırılarak Içerenkoyündekl alle kabristamna defnedileeektir. Mevlâ rahmet eyleje. ÖLÜM Hasan Ali Kenan Oıter davasına dün devam edildi 8attara.1i 1 ind sahijedt gazetesinin «Bir dakika> sütununda «Beale kargayı> adile çıkan ve Sabahaddın Âlinin Türk köylüsünü tasvir jekiinin «Yeni Zamanlar» isinıli komüni't dergisi tarafından iktibas edildiğıni de açıklamıj olan fıkranın okunması takib etti. Okonan dtğer vesikalar «Türkiyede Modeın Teknik Nasıl Meydana Gelebüir> adlı eserin 100 ılâ 106 ncı sahifeleri de okundu. Bu parçada liselerdeki Yunan ve Lâün liEanlan tedrisatı t#nkid edil'iyor, hümanizm, enternasyonal hareketinden başka bir manası olanııyacağı, Cunıhuriyet Idaresinin Türk camiasını hıristiyan olan Avrupa medeniyetine sokmak istemesinin doğru olmadığı iddia olunuyor ve ahlâk disiplini, din fikri ve Allahtan yardım falel/i ileri sürülüyordu. Daha sonra Bozkurt neşriyatmdan <Kızıl faaliyet> adlı eserden parçalar okundü. Bu parçalar, bu mahkem£"de, isimleri Bik sık geçen öğretmen ve doçentlerin faaliyetlerinl, bunların sınıflar arasmda münaferet ve din hisleri yaratmak istediklerini, bunların Millî Mücadee tarihini dahi sınıf mücadelesi zaviye sinden gördüklerini, eserlerinde daima Türkiy« i$çisi ve Türkiye köylüsü tâbirlerini kullanarak «Türk işçisi ve Türk köy!üsü> demedikJerini izah ediyordu. «Çmaraltı» nın 29/4 344 tarihli nushasmda Nurullah Ataj tarafmdan verilen ve Füzulî, Mehmed Akif, Namık Kemal hakkında tezyifkâr üadeleri ıhtiva eden konferans tenkid ediliyordu. Gazetemizde klâsikler hakkında çıkan yazıda, en çok tercümenin Nurullah Ataç tarafından yapıld^ığını belirtmesi bakjimmdan mahkemeye verilmişü. Bu satırlar da okundu. Hâkim, temrauz 1932 tarih ve 45 Bayıh Mulıit mecmuasının baştanbaşa Rus v« Sovjetleri metheden yazılarla dolu olduğunu zapta geçirttikten sonra, Millet mecmuasının muhtclif nüshalarında neşredilen dava mevzuuna nıüteallik yazıları ve Bayrak dergisi^de Adnan Otügen tarafından yazılan «Oldu mu Bay Adnan Cemgil?» adlı makal«yi okuttu. Bunu müteakıb Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinde teftia yapılraasına sebeb olan «Bir dost> imzalı mektubla Cemaleddin Saracoğlunun ve . kili Mahmud Oven tarafından mahkemeye verilen Millet mecmuaları ve Orhan Seyfi Orhonun «Maarif Vekili Hasan Âli Yücele açık m«'ktub> adlı eserinin son satırları okutturuldu. Demokrat Izmir gazetesine Adana muhabiri Yusuf Ayhan tarafından yazüan mektubun da okutturulmasmdan eonra vesikalar tamamlandl ve Ankara Universitesi Ordmarjüa profesörlerinden Rodenin isüdası ele almdı. Bu istidasında profesör, geçen duruşmada Salâhaddin Ertürk tarafından yapılan yeminli jehadeti reddedıyor ve kendiEinin 1756 yılındanberi nesebi malum bir Alman olduğunu kaydederei Azra Erhad ve Can Yücel haklarındaki teveccühlerinin, onlarm kabiliyet ve muvaffeikıyetlarinden ileri gelcÜğini bildiriyordu. Bundân sonra Abdülkadir Gölpınarh, kendi ifadelerini reddffden şehadetine ve îstanbul Polis Müdürü Ahmed Demirin içkenoe hakkında gazetemizde çıkan beyanatına karşı Hikmet Tanyu nun mahkemeye gönderdiği dilekçe okundu. Hikmet Tanyu, bu dilekçesinde, evvelki ifadelerini tekrar ediyor ve Abdülkadir Gölpınarlının bildirdiklerinin asılsız olduğunu iddia ederefc, sözle rinin doğruluğunu teyid edecek bazı şahid isimleri veriyordu. mek üzere saçını kaşmm Ozerine düşürerek resim çektirdiğini söyledi. «Elimizde deliller var» dedi, Ben: « VazıyeÜ tayinde, Hasan Ali ve Falih Rıfkı ile konuşacağımza aklı başında bir hukukçu ile konuşsaydmız daha iyi ederdmiz» dsdim. Vali, buna karşı; « Kiminle konıışayım, «arsak Hâmidle tni?» dedi. Bu sözile Hamid Şevket Inceyi kasdediyordu.» Hasan Âlinin bir konferansmdan ve bu münasebetle milliyetçi gencler aleyhfnde bulunduğundan bahseden Said Bügiç, içkence yapıldığını da izah ederek: « Mevkuf bulunduğum sırada Ankaraya gelcn Kâzım Aluç, Reisicümhur köşkünde yemek ycdiklerini ve bu yemekte Hasan Âünin de hazır bulunduğunu söylemişti. Bu söz üzerine Hasan Ali Yücelin, bu işte ve işkencede müessir olduğuna inandım. Hasan Âli komünisttir. işkencede amil olmuştur. Köy erstitülerini komünist yuvaları haline getirmiştir. Ben, bu kanaatteyim.> diyorrlu. Bu şahidin istinabe evrakınm okunmasını müteakıb hâkim, tnüdahil vekiline söz verdi. Avukat profesör Esen, bir diyeceği olmadığını, ancak bu duruşmada okıınan evrakı tekrar tetkik etmesi icab ettiğini bildirdi. Kcnan Önerin bazı ricalan Kendisine söz verilen Kenan Oner de junları söyledi; « Talikten talike uğrnyan bu davsda yeni bir tnliic zarurî olduğuna göre, bazı ricalarda bulunacağım Ezcümle; Bakanlık emrine alınan hocalar hakkında Daniştayca verilen bozma kararİHrınm getirtilmesi, müdafaamla ilgilidir; hâdiseyi tenvir edici mahiyettedir. Son aldığım mektublardan öğrendiğlme göre, Sıkıyönetim tahkikat hâkimi Kâzım Aluçun karısı, Hasan Ali tarafından, Istanbulun kız mekteblerinden birine tayin edilmiştir. Bu luretle de tahkikatta müessir olunmuştur. Bu hususun da MilH Eğitim Bakanlığmdan sorulmasuıa karar verilmesini isterim.» dedi. YüceHn blr şilrl Kenan öner, mahkemeye Hasan Alinin, bazı şiirlerini neşreden bir antoloji kupürü verdi bu kupürün, okunan bir parçasmda Hasan Âli Yücel: «Bu aşk bir kadınm olur, yaradanm olur, Hjsanm olur, en geniş bir görüşlü insanın olur> diyordu. Bu yeni vesika üzerine Bülend Esen söz aldı ve dcdl ki: « Bu şiir, Nazım HikmeÜn gayrimült bir şiirine cevab olarak yazılmıştır. 1924 te bu münakaşa matbnata dahi aksetmiştir Bu jürin «onu da vardır. Mah kemeye takdim edeceğim.ı cılara yapılan tazyik ve işkence hakkmda İç İîeri ve Millî Savunma Ba«.anlıklarınca yapılan tahkikat hakkmdaki evrakm ceibina lüzum oimanığına. 3 Nureddin Barıman tarafından bahsedilen ve tezkereye ekîendigl yaîiiı olduğu haJöe çıkmıyan raporların celbine, 4 irkçilık tahkikatı daayısile Emriyet umum müd'ırlüğünden İç İşleri Bakanlığma ve Başbakanbğa yazılan ve sonradan Sıkıyönetim komutanlığına gönâerilen tezkereler gelmiş ve geçan ceiseie okunmıjş olduğundan, tekrar îster.ılmeslne mahal olmadığuıa, 5 Hasan Âli Yüceıin işiencede müessir olup olnıadığına dair Şukru Sa. rscojlu, Ah R'za Türel, Ali Rıza Artunkal, Ssbit Noyan, Kâmran Çuhnık, Şina.si Turga, Ahmed DPmir ve Kâzım Aluç'un dınienilmeieri talcb edilmelcîe ise de Anayasa ve ceza hukukıına göre işkence memnu olmakla buna lüzurn clmadığına ve Ahmed Ellezin s?hadeti <3e. gonderılen ve fotografları mahl:;meye tevüi edilen mektııblarla tek?ib edildlğınöen tekrar dinlenünTDİerine mahıl bulur.ma^ığ.na. 6 Ferid Alnar, ifadesini tesbit ettirmls ve mahk«mt?ye de tevdl ediim'.ş olmakla, halen Londrad» buhınan DU şahi^in dinîenilmesine liizum olmad.ğma, 7 Mustafa Soylunıın milracanti hakkında Niğde milletveklll İbrahlTi Soyer ve Millî Eğitim Bakanı R<;şsd Şemseddin Sirerin dinlenilmeleri hakkındıkl talebin reddir.e. 8 Ağır hapsine ve âmme hizmetlerHden mahrumiyetlerine hükmedilen Naam Hikmete resmî tercüme işi verilemiyeceğinden bu cihetin sorulmasına mahal olmadığına, 9 Ibrehim Sürurinin şehadetine at« Ten E.sad Âdilin, Hasan Âliyi tanıyıp tanımadıgınm somlması isteğinin yersiü olduğundan reddine, 10 İbrahim Sürurinin bîldiğinl, fakat gizli celsede söyliyeceğini ifade ettiği üç hâdisenin mahkeme ile alâkall olmadığı bildirildiğinden, bu hususun sorulması icab etmiyeceğine, 11 Zeki Sofuoğlu tarafından, bilgisi olduğu ifade edilen îstanbul inzıbat m baylarmdan Binbaşı Rafıb Çaldıranın dinlenilmesi için talimat yazılmasına, 12 Jlülkiye Okulundan haklarmda muvakkat surette tard ceza81 verilen falebflere aid inzıbRt komisyonu kararlarının getirllmeslne, tÇKİSİZ S A Z Gağaloğiu ÇEFTESAİAYLÂR Bahçesmds K A Ş I D Her R I Z A M Ü S A M E R E L E R İ F E V K A L  D E B İ R Y E N İ L Î K PAZAR saat 14 ten 20 ye kadar FASIL SAZI hejetile birlikte SAFİYE AYL HAMİYET YÜCESES MVALLA ÜOKÇAY îştirak Edecek Saz Heyeti I Bu Pazar Programı Saat Keman : NECATİ TOKYAY 14 Fasıl Sazı: Kanun : AHMED YATMAN Blrinci fasıl: Nehavend Piyano : FEYZİ ASLANGİL 15 İkinci fasıl: Hüseyn! Klarnet : ŞÜKRÜ TUNAR 16 NUMAN İÇLİSES Cümbüş : CEMAL CÜ>IBÜŞ 16,30 LÛTFİ GÜNERİ Keman : HÜSEYİN Coşkuner 16,50 Saz Şairi Bayram Aracı Kanun : İSMAİL TEZELLİ 17^0 Cevad Kurtuluş: Darbuka : YAŞAR CANL1 KARİKATÜR Hanende : HAMID DIKSES 17,40 HAMİYET YÜCESES > ı İBRAHİM TUĞBAY 18,10 MUAT.T. GÖKÇAY > : NUMAN İÇLİSES 18,45 SAFİYE AYL SON: TİYATRO , : MEH1\IED BİGAU İ L  V E T E N ı Halk Türküleri Okuyucuları COŞKUN KARDEŞLER Halide Pişkin İhsan Baîkır Tiyatrosu S ü R T Ü K Komedi 3 perde. Yazan Merhum Mahmud Yesari ACÎKHJU'A TIYATROSUNDA KRAL İDİPUS Her Salı, Perşembe, Saat hafta da Cumartesi ve Pazar akşamları 21,30 Biletler her gün saat 13 ten itibaren Şehlr Drara Tiyatrosu gişelerinde satılu. (11474) YENİ ESERLER Osmanlı tarih deyimleri ve B U G Ü N G Ü N D Ü Z terLmlcri sözlüğü BESİKTAŞ BAHÇESİNDE Dlllmlı jrenlleştlXfe «e|idll blltf kollarını ald «terleri anlamaic, bllhaısa y«nl nesil İçin A Y D A S Ö N M E Z glttikçe zorlaşmaktadır. Son zamanlard» u Kemal Mısırlı, Malatyalı Nazmiye, yıları artıuakta olan «sSzlük» ve canılklopedıier» bu Eorlukları yanmtk lfln barcanan Ahmed Güldürür, Eyüb Sabri, gayretlerin bir mahsulüdür. Tevfik înce birlikte Mehmrd Zekl Pafcılmın kalem* »ldıgı «O«G Ö N Ü L A V C I L A R I manlı tarıh deyimleri ve terimlerl eözlüğü», komf/Ii 3 perde ve zengin VARYETE tarıh alınında rastl&nan bu zorlukltn CnlemeK mıkudını futnıektedlr. Bu «ozlutun Bu aıkşam: Üskildar İnkılâpta, Yann akşam: AZAK'ta îımdiye kadar Utt fasikulü çıkmıstır. H*r ikl fasikülü de 125 er kuruj fiatla Milll Eğitim Bakanlıgı Yayıne\lerile bütün kltabcılarda satılmaktadır. Dört klâsik daha M11U Egltlm Bakanlıgı, klAdk w r y»yımına büyuk blr hızla devam •tmektedir. Yenldan 4 klâtlk Tayınlanmıjtır. Bunlsrdan lkısl Francız klâslgl, birl Lâtln klâıljl, dördüneüsü iîe lâtirtce klâslklerdendlr. Buhl»rın arasında Plautut'un «Buğday kufdu», Bplnoaa'nın «Etika n> U, Chateaubrland'ın «PaGorUlen liizum üzerine, tecrîibe mahiyetinde olmak üîere ikin rısKudüs jrolculufu» run lkind dldi İle «Onyedtnd yüzyıl Franaız edebiyatından «eç d llâna kadar motörlil ve motörsüz bütün taşıtlardan EmitıBnü isti. me mekhıblar» vardı t. kametinden gel«nleria, Köprüden nhtıma geçerek Beyoğlu istika. Bütün bu «*rl«f Mlllt EJİtlm Baktnlıtl Vayınevlerilt diier kitabcılarda «atılmak metine gideceklerin eski Gümrük sokağmdan, Tophane cihetine gi tadır. de'ceklerin nhtım yolunu takiben Karamu«tafapaBa eadd«sinden tek İSMAİL DUMBULLU TİYATROSU AMBER Nihal Adsıı hakkında Bunu müteakıb Iç Igleri Bakanlığmdan sureti gönderilen 23189 numaralı tezkere okundu. Iç işleri Bakanı Hümi Uran imzalı olan bu tezkere, îstanbul Sıkıyönetim Komutanlıgına yazıhnıştı ve Nihal Adsızın evinde araşJinfiİHr yapılmaaı nefjoe»sinde onun hükumet aleyhine harekete geçtiğine dair veadkalar bulunduğunu büdlriyordu.Bu tezkereye ekli olduğu yazılan fki rapor çıkmamiftı. , Bakanlık emrine abnan floçentler Bundan sonra Millî Eğitim Bakanlığından gönderilen Dil ve TarihCoğrafy« Fakültesinden Pertev Naili Boratav, Behiet Boran ve Niyazi Berkesin Bakanlık emrine alınmalanna dair o lan tezkere okundu. Bu tezkerede, bu doçentlerin Bakanlık emrine alınmalan, bir müfettjj raporile değil, Fakülteden Bakanlığa yazılan ve Bakanlık istîkametli olarak Tophaneye gidecekleri'ı ve Tophaneden Karaköye müdürler encümeninin, bu hususta itgelişinde Necatibey trfcmvay caddesini takiben KareJcöy istikametin. tlhaz ettiği karann Yüksek Öğretim C3«ıel Müdürlüğünoe Bakandan alınan de •eyrüsefer etmeleri uyg^m görülmüjtiîr. bir onay üzerine olduğu ve buna «GöBu «ekileîeki »eyrüseferin 25/8/947 pazarted tabalıından lti« rüşler» dergisine yazı yazmalannın ajbaren tatbikma baslanacağı ilgililere ilân olunur. (11480) yasl mahlyette telâkki edilmesiniu sebeb bulunduğu izah ediliyordu. 13 İbrahim Ermetenin İfadesinde, işkence hususunda bilgisi olduğu kaydedtlen tstanbııl Emniyet Müdürîüğü. Basın Masası şefl Halll Tuîan İle Orhan Ş a ü Gökyay ve Necdet Özgelenln Ifadelerinin alınması v» sonradan muvaAvukat Mahmud Eren münakaşamn, cehelerînin yapılması için talimat yazılNazım HikmeUe Hasan ÂU arasında de masma, ğil, Nazım Hlkmetle Yakub Kadrl Ka14 M«lik Adahn gösterdiği İsıuaa ıaosrr.HHOft!u arasında ruku bulduğunu Zengingönül ve Veysi Yüneyin ifadeleri söyledi. için Bursa Asliye Ceza Mahkemesine taBur.dan »onra savcı yardJinCLSı Dr. limat yazılmasma, Abdullah Polat Gözübüyük, Kenan Ö15 Pertev Boratav, Behlce Boran v« ner tarafından yapılmış olan taleblerin r^d<linl lstcdl. Kenan öner, lsteginde Niyazi Berkesin Vekâlet emrine almmaar ettL Karar için durujmaya ara ve larını iptal eden Daniftay kararlarının eelbine, rildl. Karar 16 Bayan Kâzım Aluçun öğretmenliğe tayini hakkında Bakanlıktan maluîklnci oturumda karar okundu: mat istenilmesine, Yargıç. bu tebUğl ile: 17 Orhan Şaik Gokyay, Nihal At1 Yurd ve Dünya ile Adımlar dergi lerlnl çıkarsnlar hakkında tç îşleri Ba sıznı esi ve Sabahaddm Alinin, 1944 t« kanlıgımn maiamatına müracaat edil Bakanlık emrine alinma sebeblerlnin mesl ve Şeflk Hüsnll hakkındakl rapo sorulmasma ve bu husustaki kararların run celbi İle otunması talebinln Bakan getirtilmesine, tarafından Mecliste bu hususa dair ya18 Silifke A»liye Yargıçlıgmdan gepılan açıklamayı muhtevi aabıt getlrtll lecek istinabe errakının gelecek duruî» mia v» tetkik ediUnla oldugundan red mada okur.masına ve muhakemenm 6 dine, eylul 1947 cumartesi günü saat 9.30 a ' 2 1844 senesinde ırkçilar ve tuıan hırakılmasma karar verildi. Bursada dedikodu uyandıran hâdise îstanbul Belediyesinden: Motörlü ve Motörsüz Taşıt Kullananların Dikkat Nazarına Babıâli, Ankara Caddesi No. 99. Telefon: DISTABİBI BÜRHAN CEM % 20778 | Hububat Unlan.Baharüt.kököO Dünyada rekor kıran muazzam şaheser rbman. İKİNCİ Cildi Çıktı. Arfi Bolat Kitabevi Dr. BAHA OSKAY BaltaJimanı Hastanesi OperatörO Kemlk VQ Mafsal Veremleri AmeUyat ve Tedavileri Şehidmuhtar cad. No. 40 Bisturi Aprt. Taksim, Telefon: 85207 Mukavele île Gezici Doktor Almacak Toprak ^ihsuüeri Ofisl Genel Müdürüiğünden: Bölgje merkezlerimizle mülliEkatındaki \% yerlerimizd'e çalışan memur ve hizmetlilerin muayene ve tedavilerini yerlerinde sağlamak üzere Afyon, Seyhan, Erzuram, Üiyarbakır, Konya ve Samsun BöU Ss Müdürliiklerimize m'jkavele il^ ve gayrisafî 500 liraya kadaı ücret mukabilinde geçici serbest doktorlar alınacaktır. Isteklüerin daha fazfa bilgı edinmek ve mukavele şartlannı oğrenmek üzere 30 ağusios 1947 giinüne kadsr Ankarada Umum Müdürlügümiiz ?at Isler! MüdüîlujLüne, taşrada Bö!ge MüdürlükİTİ. mİ2e başvurmalan ilân olunur. (11393) M ACELE KİRALIK HANE Bebekte Çarşıda dört oda. Mahallebici îbrahime müraraat. Doğru. buyuruyorîrun ama, ben 20 perjlsta isted)6im zarr>an. siz kabay:m.. Ben de o andan iti Baftaraft 1 ind ıahi/ed« buz verildl mi? dîye sordum. Evet verildi. Verildi ama nasîî verildi. Onu da anlatalım, dediler. Beherimlz bu son kontenjan için mutemede 4200 er lira verdik. Buna mukabil bize dSrder bin liralık makbuz verildl. Sebebinl öğrenmei Istedik. Bu 200 er lira güzellestirmeye yaürılacaktu1, dendi. Gene ses çıkarmadık. Fakat, iş bu kadarla da kalmadı. Mallar geldi, tevziatl da yapıldı. Bize, sermayemiz nisbetinde mal verilmesi lâzım gelirken ikişer bin lira noksanile verildi. İtiraz edecek olduk. Mutemed, «maluı nısfı hususî mües»eselere dağıtılacaktır. Yuzde beç Sârını alırgmız> cevabında bulundu. Şu halde mademki sermaye bizim, gatışı da biz yapıyoroz, bu hususî mtiesseseler de malı bizden alsmlar, diyecek olduk; bu dileğlmiz de kat'l bir ifade ile, «olamaz, emir böyledir» çeklinde mukabele gördü. Parasınm tamamı tarafımızdan ödenmiş bu esyannı, Bf)nradan gen« çarşı esnafı Konyadan gönderilen ifadesüıde Nabi arasınd» tek bir şahıs tarafmdan sattıDincer, Haluk Karamağarahrun kendi rılmakta ohnasl, işln garabetinl bir kat hakkmda, «talebe avlama organı> oldu daha arttırmıs bulunmaktadır, dediler. ğu ve Hasan Ali Yücelin başkanlığında Esnaf arasmda mahsus bir infial uyanyapılan «komünist içtimalarına> iştirak ettiği yolundaki iddlalannı reddediyor dndığı görülen ve ddden garib olan bu ve bunlan beraet ettiği komüni^tlik it hâdisenin içyüzünün neden ibaret olduhamı tahkikatı sırasuıda söylemediğini ğu henüz kat'î olarak bilinmiyorsa da. kaydederek, bu sSzlerin doğnı olmadı ortahkta yarattığı türlü söylenti ve^ değmı bildiriyordu. dikoduya zemin teşkil etmiş olması itiBursa llsesi felsefe 6ğretmeni MalUc barile alâkalılarınm üstünde hassasiyetle Adalan da, istinabeli ifadesinde, Talât durmaları gerekli olduğu umumî bir kaCerid'in, Naznn, Hikmete yardım edildi naat halinde beürmis bulunuyor. ği hakkmdaki sözlerini tekzib ediyorSahibi salahiyet bir şahsiyet, hastane du. biletlerinden sonra Bursada güzelleştirBir hâkim namzedlnin lddiası: «Hasan me adı aitında kimseden para almmaAli komünisttir, dığlnı söylemişti. Buna rağmen, muteGümüşaneden gönierilen ifadesinde medfa güzelîeştirme için esnaf kârının hâkim namzedi Said Bilgiç şöyle diyor bu şriîilde yarısmı almasına verilecek du: mana bulunamıyor. < 1944 yılında Hukuk fakültesl son Esnaf, ek îîontenjan tevziatında kensmıfında talebe iken komünistler aleydilerinden alınan yüzde beşle son tevhine yapılan nümayiş dolayısile tevkif edildim. 39 mayu 1944 arasında devam ziatta alman iki^er yüz liranın nereye eden bu tutukluğum sırasmda, Ankara verüdiSini sormnkta ve makbuz lsteValisi merhum Nevzad Tandoğanla üç mektedirler. Söylendiğine göre mutemed, defa konuştum. Bu müddet içinde Ha bunların hesabını henüz vermemiştir. san Âli Yücelle Falih Rıfkı Atayın 4 Esnaf, ha];larımn meydana çıkarılması defa Valiye geldiklerini gördüm. Bir için muhfelıf yer'.ere sözlü ve yazılı mügün Vali, beni: «Gel bskalım ırkçı, tu racaatlerd'e bulunduklarmı ve bu mürarancı, darbei hükumetçi!» diye çağırdı. caatlerinde bıınian sonraki dpğıtım işleO zsmana kadar böyle bir hitabda bu rinin gene kendi aralarından seçilecek lunmamştı. Vali, vaziyeti tayinde ve özel bir knn.i^yon marifetile yapılması deliüerin tf^bitinde bu iki zattan isti dileğinde bulunduklarmı söylemişlerdir Dervis EDESEN fade ettiğini ve Adsızm Hitler'e benze Türkiye ferdî allelizm birincilikleri başladı Muhteîif böîgelerden gelen aüetlerin Iştirakile tertiblenen Türkiye ferdî atletizm birinciliklerine dün Fenerbahç* stadında başlandı. Çeşidli rekabete sahne olan dünkü müsabakalarda aşağıdakl dereceler elde edilmiftir: 100 Suphi (îstanbul) 11, Raşid (Eskişehir) 110 Erdal (îstanbul) 15,4, Mustafa (İstar.bul) 15,7 400 Kemal Heroli (tstanbul) 51,6, Fikret (îstanbul) 51,9 1500 Rıza (îstanbul) 4,13, Ali (Îstanbul) 4,17 5000 Coşgül fîstanbul) 173,3, Ozcan (Ankara) 17^1,4 Yüksek Ekrem (tzmir) 1,70, Ömer (Ankara) 1,70 Cirid Kemal (Ankara) 51,59, Melih (Îstanbul) 51,01 Uzun Salih (îstanbul) 6,92 1/2, Suphi (îstanbul) 6,92 Dünkü müsabakalarda dikkatimizi çeken atlet Fenerbahçeli futbo'cu Svphi oldu. H«n 100 metrede, hem de urun atlamada gösterdiği muvaffakıyet cidden takdire lâyıktır. Dünkü müsabakalarrla ealiblerin hed^releri da*ıtıldı. Mii sabakaların diğer kısımları fcugün Fenerbahçe stadında saat 16 da yapılacaktır. Buşün yapılacak maçlar Bugün muhtelit takım Vefa staduıda Vefa ile son maçını yapacaktır. Fenerbahçe de Kadıköyde Istanbulspnrla, stletizm müsabakalarmı müteakıb, saat on sekizde karşılaşacakhr. 500 liranın başına gelenler Fatihte oturan Fikret »dında birl evvelki gece eşl l!e birUkte Yenlkapıda Çakır Mehmedin Bazinosunda oturup saz dinl'erken. îçinde 500 lira para buiunan cıızdanının meçhul btr yankesid tarafından açırıldığıru farketmlçtir. Fikretin müracsati üzerlne ise elkoyan zabıta, bu rr.eçhul yankesici}"l kısa bir zaman sonıa yakalamıjtır. Fikretin 50C lirasını çalan adsmın, aynı gazinoda oturmakta olan Şerif adında blri oldugu ariia' ş:lmıs ve çaldığı paralar iizerinde bulan muçtur. Irtlnye dok'srında IJçliik yapan Safl adında blri evrelki gün ç^1ıçırk«>n başına b!> dlrek duşmüş ve bıı yti7dcn agır stırette y»lal^ndıüından Baltaümara Hastaneslne jrati Tilmştır. Başına direk diiştü