?' j? I" ' 1 CUMHTJRÎYET Macarisfanın hürriyete vedaı! acaristanın biricik muhalefet partisi olan Hürriyıt partisinin kendi kendini feshetmeğe karar vermesile Macaristan da hürriyete hakikaten veda etmiş sayılabilir. Hürriyet partisinin kendini feshetmeğe karar vermesi üzerine Macar meclisi yeni seçim kanununu pek cüzt bir muhalefetle karşılayarak kabul etmiş ve yeni genel seçimin 31 a. ğustosta yapılması kararlaştırılmıştır. Yeni seçim kanunu bir çok kimseleri seçimlere iştirak hakkından mahnıra ettiği ve seçime ehliyet kazanmak yaşını yükseltmiş olduğu için solların bu durumdan îaydalanarak durumlannı kjvvetlendirmeleri ve yeni tabirle Stalinist bir hükumet kıırup bilhassa Sov. yetleri hoşnud edecek siyaset tutraalan beklenmektedir. Macaristanda yapılan son hükumet darbesi üzerine iktidar partisi olan Küçük emlâk sahibleri partisi raiihim bir tasfiye geçirmiş ve bir hayli sollaşmış, daha sonra seçim kanunu değiştirilerek bu yolda daha ileri adıralar atılmış, Hürriyet partisinin kendi kendini feshehnesi dolayısile seçimlere iştirak etmesine yer kalmaması Mara. ristanı doludizgin demokrasiden uzakIastırmış ve totaliter bir rejime doğru sürüklemiştir. Bunun boyle olacağı zaten bclli idi. Mesele bir kere sakaîı ele vermekte idi. Ele vevdikten sonra ,,nun krala boyanmatîıkça rahat ve huzur bulamıyacağı şüphe götünnezdi. Yani Macaristan, yeniden bir peyk devlet olmals ynlunu tutmuştur. Halbuki onun çektiği bütün ıstırab peyk devlet olmak yÜTÜndendir. Alnıanyaya pejk olmsk zorunda kalmak onun başına şimdiki belâlan getirmisti. Şimdi de Rusyamn peyki olmak zorunda kalmak kimhilir neler getirecek? Halbuki İkinci Dünya Harbinin zafer hedeflerinden biri küçük millctleri bu mecburiyetlerden kurtarmak, Bir. leşmiş Milletler Kurulu gibi teşekUüller sayesinde bu milletlerin rahat nefes almalarını, istedikleri hayatı yaşamalannı ve kimseye alet olmamalarını temin etmekti. Birleşmiş Milletler kurulu gerçi çalışıyor, fakat bu milletler de onun gözü önünde peyk hayatı yaşamağa zorlanıyor ve asıl fecii millî hüviyetlerini değiştirmeğe mecbur edilecek, millî mukaddesatını ayaklar altına alacak. bütün inanelarını ve bütün temaj üllerini, bütün hakikî istek. lerini feda edecek tarzda adım atmağa ve inkişaf etmeğe sürükleniyor. Bu facia bütün dünyanm ve Birleşm:s Milletlerin gözü önünde vuku bulduğu halde buna karşı yapılan bir şey varsa, Macaristana acımaktan ibarettir. Çünkü dünynın bu en serapatik mille. tine acımamak kimsenin elinde değildir. Her bakımdan dünyanm ileri mHletleri arasında yer alan bu miltet, bugün maalesef ken<Hne malik değildir ve kendisinden her ne istenirse boyun eğerek onu yapmak mecburiyetindedir. Çünkü başka türlü hareket elinde değildir. Çünkü dünya siyasetinin ona yüklediği rol, iste'diğt gibi yaşamak değil. başkalarına peyk olmak ve boylece bütün teşebbüs kTıdretini kaybetmektir. Bugünkü medeniyet dünyası buna müsaade etmekle çok büyük bir vebal yükleniyor. Ömer Rıza DOĞRUL Demokrat Partinin dün Konseyde Balkanlar ; Var mı bu kabadayı! yayınladığı tebliğ meselesi B E F2 Baştarafı 1 inei tahifed* | n m fikirlerinden daha fazla kıyra«t verre, Amerika tarafırıdan, bir komisyon dikleri mcnasma gelebilir.» Anlaşma Umidl kurulması hakkuıdaki teklifin bir ihtaj Lake Success 24 (a.a.) Güvenlft mahiyetinde sayılraası lâzım geleceğini işaret etmiş ve: «Bu üç memleketia, Konseyi bugün toplanmıştır. Konsey YuBalkanlarda hâdise çıkarmaktan kaçın nanistan meselesi hususunda bir anlaşmak ve kendi işlerile meşgul olarak, maya varılacağmı ümid etmektedir. başkalarının işlerine karısmamak icab Balkan Tahkikat Komisyonunun raporu, Konseyin iki tekliften birinl seçmesine ettiğin: anlamaları gerektir> demiştir. Hershal Johnson sözlerine devamla de müsaade etmektedir. Amerikanın ileri sürdüğü birinci t«klifte husule gelecek miştir ki: sınır anlaşmazhklarıni halletmeile vazl« Krallık veya faşistlikten bahsedi feli yeni bir Balkan Komisyonunun kulip duruyor; sanki tenkid edilecek hü rulması derpiş olunmuştur. Sovyetler kumet şekilleri sade bunlarmış gibi. Birliği tarafından ileri sürülen ikinci Bizce, bugün dünya sulhu için tehlikeli teklifte ise, önce dört Balkan devletinolan Yunanistan değil, asıl onun üç de iyi komşuluk münasebetleri idame komşusudur.» etmeleri istenilmeden harekete geçilmeBundan sonra söz alan Rus mümes mesi taleb edilmektedir. Sovyet teklifinsili Gromyko, Johnson'a cevab vererek de, «eğer Balkanlarda yeni bir tahkikat komisyonu kurulacaksa, bu komisyonun şöyle demiştir: < Bulgaristan, Yugoslavya ve Ama kontrolünün yabancı devletlerin Balkan vudljğun, jç •işlerine dair Amerikadan devletlerine yaptıkları yardımı tahkike nasihat almaya ihtiyacları yoktur. Eğer, hasretmesi gerektiği» ilâve edilmektedir. Amerikan d^Jegesi bugün Amerikan Amerikahlar sorulmadığı halde bu gibi nasihatlerde bulunacak olurlarsa bu an teklifine ithal edilecek olan iki teklif cak onlarm. kendi fikirlerine başkaları daha kabul etmiştir. »imınmmıııııııi!flll!l|!inimiH!l!!]||||ll!!ll!llllllininnilllHimıınHm. : Rumurlu yazdık, apaçık yaıdılar™ \ Hayyanlan Konuna CemiyeÜ müra• caat etti, gazcteler feryad eyledi... • Lâkin bir türlü sokaklarda ayı oy: natmanın öniinti alamadık, I Kanun sarih, nizam apaçık... Fer| yadlar gizli kapekh bir şey bırak> madı. Dört buçuk çirtfene ve onlann • hayvan artistleri bütün Belediye teşi kilâhna galib gelmiş görünüyor ve i oynuyorlar. Bir tek şey anyonır: İstanbulda oynaülan blr tek ayı kalmamıştır! diyecek kabadayı zat ve makam. Ve bunu gülmek İçin değil, şehri koloni manzarasından kurtarmak İçin yazıyoruz. Fenaya teşvik sayılmasa, halka, ayılan çingenelerin elinden kurtarıp sahverin dJyecegiz! Ama o zaman da bu ayılara kim sahib olacak? Baçtarofi 1 tnci uygun bir gelenek teslal, hem de parömJa merkea teskllatlle illerdeki teşMl&tımıa arasında daha yakın ve akı blr temasın muhafazası makaadı temin edllmls olacaktı. İşte bu karara uyuiarak 11lerden gelen 115 delege ve 30 Demokrat milletvekilinin içtiraklle 22'7/19« tarihlnde ük toplantı yapılmifl v« üç gün süren konuşmalar sonunda, müzakere mevzuu olan bütün meselelerde görüş Mrllglne varılmıştır. Görüşmelerin eaaa mlhverl Son bir kaç aylık lç polltıka hadlselerlnln Lfade ve netlcelerl, sayın Devlet Başkanının 12 temmuz 1947 tarihinde yayınlanan beyannameslnde toplanmakta oldugundan, görüşmeler daha ziyade bu beyanname üzerlnde ve bu beyannamenin lntlşar. İle hasıl olan durum etrafında oereyan etmiştir. tki beyanname arasındaki görüş farfelan Aync* Başbakan Receb Pekerto, Parttnüze cevab olarak verdlğl son beyanatı da ele alınarak, blr gün ara İle yayınlanan, blrbtrile karşılaştırıldikta.n sonra neşredilm^ olmalan pek tabil bulunan bu iki vesika arasında göze çarpan fark ve tezadlann. hakikatte WT likir ve görüa ayrılıgı netlcesl olup olmadıgı noktası üzerlode de durulmugtur. Geroekten bu Jkl vesikanın bir arada mütaleası, aradaki tezadlann tesbitl bakımmdan olduğu kadar, birblrinl manalandırmak ve doloyısile meselelerln daha İyi ka\Tanmasına yardım etmek bakımmdan da faydalı olmuştur. Aradaki görüş ıarklan Ue tezadlar ve bunların muhtemel manaları üzerlndekl münakaşalar blr taraJfa, sayın Devlet Başkanınm beyannamelerinde lzhar olunan anlayı? zlhnlyetile iyi nlyetlere \&rşı, Başbakanın \rı demeclnde gerl hlr zlhnlyete ve slstemin Inadcı müdafaanamesl mahlyetlnl taşıması ve bu d«mec!n, beyanname İle hemen aynı günlerde lntişar etmiş olması, yaian atidekl iyi gelişmeler hesabma tamamile ümid k:ncı olarak kabul etmek zaruretlnl doğurmaktadır. Hâdiselerflrasındi Bir hâdise var. Evet efendim. Şarkının dediği gibi: Bir hâdiıe var, cân ile cânân arastnda Anlatalun: Gemilerin gelmesi, İstanbulun gitmesi, et meselesi, süt davası {alan gibi şehrin canlılık tez&hürleri arasında İstanbul Belediyesi büyük bir buhran geçirdi. Bu buhran, bugünkü şehir müessesesinin kuruluşundanberi emsaline az tesadüf edilmiş, müstesna bir mahiyeti haizdi. Kısaca anlatayım: Hükumet, merourlara zam kanununu çıkardı. Bu kanun Belediye memurlarının yarısına zam emrediyor, yarısını zamdan dışarıda bırakıyordu. Boyle bir müsavatsızhğın idare cihazında menfi tepkileri olacağını düşünen Şehir Meclisi «barem harici» denilcn bu zümre müstahdemlere de zam yaptu İtfaiyenin boşalması, şoförlerin işlerini terketmeleri gibi hâdiseler Meclisin bu endişesinin yerinde olduğunu gösterdi. Bütün bu zamlar 9 milyon ürayı geçü. Buna mukabil hükumet Belediyeye yalnız 3 milyon lira veriyordu. Geri kalan 6 milyon küsur bin lira açığl kapatsın diye mecüs hükumete bir heyet gönderdi. Miizakereler oldu. Adı müsrife çıkmış olan Belediye bütçesinden tasarruf yapılmak şartile hükumet iki milyonluk bir yardım kabul etti. Bundan başka birkaç yüz bin lira sağhyabilecek tahsisli bazı varidat imkânlan da verdi. Bütün bunlar İstanbul Vali ve Belediye Reisinin seyahatte bulunduğu sırada ve en gergin bir hava içinde cereyan etti. Salâhiyetsiz Şehir Meclisi, salâhiyetli Bakanhkla karşı karşıya kaldı. Bir taraftan bu salâhiyetsizliğin verdiği asabiyet, diğer taraftan şehir hizmetlerinin aksamaması, tiçüncü cihetten binlerce memura maas vereme' mek tehlikesi şehir mümessil lerini gerçekten fena ve arzu edilmiyecek duruma düşürdü. Mcclis zaruretlerin dikte ettiği ve imkânlann çizdiği hududlar içinişi bir karara bağladı. Bu karann yüzde yüz isabetli olmadığına kani olmasma rağmen elindeki salâbiyetin en az fena şekilde kullamlnuş olduğuna inanarak iki günlük fevkalâde içtimaında bütç» tashihi yapıp dağıldı. Bu buhran tâaa 947 başındanberl söküp geliyordu. Ocak a>i içinde mecl bu mevzu için bir fevkalâde toplantı : yapmısn. Şubat devresinde bu işi görüş ; müş, zamları yapmış, hükumetten k a r | şılık Istemişti. Haziran a>ında zamların tasdlk edilmediğini, yardımın yapıbnadığım görerek bir takım tedbirler ve ka | rariar aldı. Nihayet Ankaraya hejetler i gönderdi. Bir takım neticelere vardı ve son günlerde de bütçejT hükumetin isteği dairesinde röruş etmek için fevkalâde içünıaa çağırıldı. Milyonluk şehıin bu mühim işinde, İstanbul milletvekillerinden bir kişinin bile: Vahu, derdiniz nedir? Gelin bakabm.' Belki ske bir faydanuz olur! diye Şehir Meclisi tiyelerine el uzatmadılar. Ankaraya giden Şehir Meclisi mümessilleri orada kendi vilâyetlerinin işlerini kovalayan milletvekillerinin yanında yalnız ve bikes kaldı. Gerçi milletvekillerinin yalnız kendi vilâyetleri işlerile meşgul olmalan sakat ve rejiyonal bir zihniyettir. Meclislerde iş görülürken bu zihniyete asla yer verrnemek lâzımdır; ama bu hükumetle İstanbul şehrl arasında hâdis olmuş bir meseleyi hal hususunda milletvekillerimizin müdahale etmemelerini, hattâ müşkulümüzün neden ibaret olduğuna merak edip sormamalaruu icab etmez. Diyebilirim H; parti ve zümre ve kanaat farkı olmaksızın bütün İstanbul nüHetvekUleri bu bahiste şehirliye karşı vebal altmdadır. Şehıin hükumetle olan işlerini halletmeye yardım etmemişlerdir. Belediye iradlaruun arttırılması için yapılan teşebbüsleri desteklememişlerdir. Bunlardan bir tanesi müstesna, hiçbiri Şebir Meclisinin içnmalarına gelip hcmşerilerlnin derdleri, müsküUeri nedir dinlememişlerdir. Bin türlü lhtiyacı, zorluklan kanunî darlıklarile Şehir Meclisini karşı karşıya btrakmışlar ve bu müşküllerin hallinl nihayet hükumetçe tayin edilmiş bir reisin yani mansub bir memurun mahdud salâhiyetli ve tesirli olması tabii bulunan teşebbüslerine terketnuşlerdir. Onların ve Şehir Meclisinin inühabmdanberi iki seneye yakın zaman geçti. Vekil!erimİ7İn kendüerini seçen şehrin davalanna karşı gösterdikleri bn alâkasızlık beni nihayet bm serzeniş sanrlannı yazmaya sevkerti. Muhterem vekillerlmiz bumelldirler ki bundan dolayı yazımızın başına: Bir h&dist var, cân ile cânân arasında dedik. Bu hâdise, bize karşı gösterdikleri alâkasızhk ve vefasızlıktır. Vmahm ki kendilerini bugüne kadar bizimle meşgul etmeye mâni olan çeyler bundan sonra azalır da milletvekillerimiz: Nasılsınız İstanbullular?.. İşleriniz, hele Belediye işleriniz nasıl ,gidiyor? Güçlükler var mı? Hükumet nezdinde yapacağınız teşebbüsler, elde etmek istediğiniz şeyler var mı? Söyleyin de size yardım edelim! desinler. Gençliğe deger verelimî aaayasa tadili, kendi şekil ve sistemme |)ahis konu^u olan tadülerle nihayet verilmek istcnen bir medis ile değü, vatandaşlarca rejim meselesini tayin maksadile seçüecek yeni bir meclisle yapılmalıdır. Bu takdirde ise partimizin büyük kongresi toplantıya davet edilerek bu mevzuda esaslı kararlara varılmak eab eder. İç İşleri Baknanmı demeci dolayısile Nihayet müzakere, lç işleri Bakanının, memlekette mevcud tdarî baskı üzerinde yaptığı son demeoe intikal edince, bu demec dahi, sayın Devlet Rei&inin beyannamesile açılmak Istenen ye ni yolda ilerlemeyi güçleştirecsek âmü:erden biri oîarak telâkki olunmuştur. lç îşleri Bakar.ınm demecinin esasını teşkil eden memlekette hiç bir çeşid baskınm mevcud olmadığı iddiası üzerinde hayret *e teessürle durulmuştur. Toplantıda ha&r bubunan btitün üyeer, her çeşid baîkının memleket ölçüsünde mevcud olduğu ve bu baskınm mevcudiyetine dair en kuvvetli ve şaşmaz delillerin İse mületin viodanında yaşadığı hskikatinln teyld ve tekran hususunda birleşnüşlerdir. Bu ltlbarla resmî afızlarm mahlyeti bütün vatandaşlarca malum olan ve bu nevideın iddialan kayıdsızca ileri sürmeleri karşısında cevab vermerdn dahi abes olacaga netlceslne vanlmi5\ı.r. Devlet Başkanının beyannamesinden sonraki durum Beyannamenin neşri üzerinden henüz kısa bir müddet geçmiç bulunmasına rağmen SnümüzdeM müşküllerin büyük olacağı hususundaki belirtiler, böylece kaydolunmakla beraber beyan. namede izhar olunan iyi niyetlerin gereği gibi tahakkuk ettirilmesine yetecek bir zaman geçmenüş olması da mütalea edilmis, fakat bu müddet kısa dahi olsa İyi başlangıc sayılabilecek baa tedbirlerin de alınmiş bulunması imkânsız görülememiştir. Örf! kararlarla kapatılmış bulunan gazetelerin neşrine müsaade olunması ve partiler arasında gözetilmesi icab eden eşitlik haklan gereğince, meselâ radyodan muhalefetin de İktidar partisi gibi faydalanabilmesl hususları, bu eümleden olarak zikredilmiştir. Receb Peker hükumetinin azmi Bununla beraber, buraya kadar c«reyan eden müzakerelerle ümid verici bir görüse varılamamiş olması karşısında, memleket idaresini elinde tutan Receb Peker hükunvetinin, beyannamedeki sarih ifadelere rağmen demokratik gelişmeyi, urun bir sürünceme devresirîe sokmak istemekte olduğu ihtimalleri üzerinde hararetli konuşmaolnruştur. Halbuki içinde bulunduğumuz çartların, siyast bünyemizde süratli ıslahını zaruret haline getirdiği ve milletlerarası iktisadî, malî ve siyas! yeni gelişmelerin, memleketimize vadettiği geniş imkânlann ise bu zarureti ayrıca teyid eder mahiyette ol. duğu da ortaya konulmuştur. Receb Peker hükumetinin eski zihniyet ve gidişten esaslı hlç bir şey değiştirmemek yolunda yürümeğe azmetmiç olması karşısında, memleketin içinde bulunduğu şartlar gözden geçirilmiş ve muhtelif memleket meseleleri etrafında, bugünkü durumu aydınlatıcı mahiyette uzun konuşmalar olmuştur. Bugünkü ağır şartlar karşısında Bu münasebetle ileri sürülen mütalealar şöylece htılâsa olunabillr: Bir memleketin içte ve dışta kuvvetli olabihnesi, milletçe güvenilir, istikrarlı bir idare sistemine sahib olmasile mümkündür. Türkiyede hakikî bir demokratik rejim kurulmadıkça bugünkü ağır şartların iyiye doğru gitmesini beklemek beyhude olacaktır. Çünkü tek partili, tek taraflı, başıbos, muı». kabesiz bir idare gisteminin uzun yıllar devam etmesile varılan neticeler ortada dururken aynı zihniyet ve sistemde ısrarın, vaziyeti ağırlaştırmak. tan başka bir netice doğurmıyacağı muhakkaktır. İktisadî Eüçlüklerl haflfletmek için Her sahada kalkmmalara temel olacak iktisadî bünye sağlamlıgı da, ancak demokratik bir rejimle kabü olabilecektir. Bunu, henüz tahakkuk ettiremediğtmlzden dolayıd» ki, bugün İçinde bulunduğumuı iktisadî güçlükler de hafiüemek şöyle dursun, gün geçtikçe ağırlaşmaktadır. Memleketin umumî durumu bSylece gSzden geçirildikten sonra Receb Peker hükumetinm demokratik gellsmemizl uıun^ bir sürünceme devrlne sokmak lmkânını bulması ihtimsli karşısında partice takib edilecek hareket harb hakkında da miizakereler cereyan etmlştir. Şekll muhalefet Bugun hlkim olan siyasî ve idarî çartlar altınd* nrahaleîetln, hailkl blr murakabt razlfesi yapabilmesinln. çok müskül, hatta gayrimümkün olduğu ?u bir senelik tecrübe iîe bütün alâkalı ve vaaifellleroe olduğu kadar; umuml efkftrca da anlaşılmış bulunmaktadır Hal b5yle olunca şekll bir muhalefet ve murakabenin mevcudiyeti, memleket içia çok zararlı olduğu, bütün müzakereler esnaâinda uzun uzadıya belirtibııiş bulunan bugünkü gidişin ıslahma değil, aksine olarak idame ve teyidine yarByabileceği hükmüne varılmıştır> Misafir İngiliz denizcilerî diin âbideye çelenk • BcslgraU koydular l Inci tahiftdt Sir Al?ernon V. WiUls on yedlyl beş geçe bir motörle DDİmabahçsye gelmlş, buradan otomobüle Park Otele gitmlşlr. Dost ve mütteflk fllo komutanı Park Otelde bir milddettenberl memleietlmlzln misafirl bulunan Amlral Kelly'yl ziyaret etmiştir. Oramlral Sir Wlllis ve Amlral Kelly saat 17,45 te beraberce Dolmabahçeye şçimişler, oradan bir motöre blnerek Ya'nız.ia verilen kabul resmine gitmiş.erdir. Saat 18 de başlıyan ve 20 ye kasüren bu kabul resminde misafir fio amlrallan kara ve deniz birliklerimlz •rkânı, basın mümessilleri bulunmu§lardır. Dün de misafir denlzciler. şehılmMn :emaşaya deger yerlertnl zlyaret etmlşeıdir. Dün saat 14 ten itibaren halk, başta Llverpool amlral gemisl olmai üe mis3fir filoyu teşkil eden denlz blrUKerinl gezmlştlr. Ziyaretin Londrada akisleri Londra 24 (a.a.) Matbaa kâğıdlarmın son zamanlarda tahdide tâbi tutulması üzerine ingiliz gazetelerinin sahife miktarlarınm azaltılmış olmasma ve yaymlanan bütün nıakalelerin kualülmasına rağmen ingiliz filosunun Türkiyeyi ziyaretine epeyce yazı tahsis edilmektedir. En tipik tefsiri yapan Times, gemlterin gelişinden Türk milletinin duyduğu memnunluğu belirtmektedir. Gazete bu yazısmda, İngiliı gemileri parlak bir güneş altmda muntazam bir şekilde Marmaradan Boğaziçin« doğru yol aldığı zaman sahillerde bulunan binlerce kişinin bunlar^ hararetle aliışladığıru ve daha sonra IngiHz bahriyelileri İstanbul sokaklarında ilk gezintilerini yaptıkları raman derhal halkla dostluk tesis ettiklerini ve her tarafta uzun bir müddet görülmemiş bir dost gibi karşılandjklarını kaydetmektedir. Trabzonda 250 yataklı yeni Nüınune hastanesi dim törenle açıldı Trabzon 24, (Hususî) Inşaatı tamamlanan 250 yataklı yeni Nümune hastanesi bugün törenle açılmıştır. Törene Istiklâl marşile başlanmış ve kordelâyı bugün şehrimize gelen Sağhk Bakanı Dr. Beiîçet Uz kesmiştir. Bakan bu münasebetle söylediği nutukta bu yeni müessesenin önem ve değerini belirtmiştir. Törende kalabalık bir haVk kütlesi buljrırmıştur. Rusya îngiltereye bir milyar İngiliz lirası borçla Londra 24 (a.a.) Bugün Avam Kamarasında bir suale oevab veren Maüye Müsteşarı Glenvil Hall, Sovyet Rusyanın İngiltereye bir milyar ingiliz lirası borclu olduğunu bildinniştir. . Müsteşarm bildirdiğine göre, bu paranın 900 milyonu Rus ihtilâlinden evvelld borcları teşkil etmektedir. Artakalan miktar, 1941 senesinden itibaren oîan borclardır. Bundan sonra Glenvü'in ilâve ettiğine göre, son harb seneleri içinde Ingiltere tarafından Sovyet Rusyaya verilen harb malzemesinin bedeli 300 milyon İngiliz lirasını bulmaktador. Her türlü banka işlerinde SÜRAT ve KOLAYLK TLRKİYE GARAKTİ BANKASI Galata Bankalar Caddesi 27 Telefon: 49402 Bakanlar Kurulu uzun bir toplantı yaptı Ankara 24 (a.a.) Bugün saat 11 de toplanan Bakanlar Kurulu, öğle arusı vererek, saat 18 e kadar çalışmıştır. Başmaka.leden devam münü tamamlıyan insanlan bu kanunla dinlenmeye gönderir, yetlerine daha genclerini getiririz. Fakat acayib bir himayecilik zihniyeti bu kanundan beklediğimiz faydaları hemen de Baftara1% l Ine» sıfıra indinniştir. Eski emekll memurlan büyiik siyasî vazifelerin baBalkan devletleri arasında şına yerleştirnıek, yahud da yan serLake Suooess 24 (a.a.) Güvenlik best devlet müesseselerinde kullanKonseyi oturumunda Yunan, Bulgar, Yugoslav ve Amavud temsilcilerinin mak surçtile, genclere ilerleme ve karşılıklı iddiaları dinlenmiştir. Bu yükselme yolunu kendi ellerimizle muhtelif memleketler temsilcilerinin bil tıkarız. Demokrat Parti kurulduğu zaman, dirdiklerine göre kendi aralarında dostane münasebetler tesisine hazırdırlar. bu bakımdan bir inkılâb hareketine girişileceğini düşünerek sevinenler Stalin, Enver Hoca şerefine aldanmışlardır. Partinin ileri gelcnbir ziyafet verdi Londra 24 (A.P.) Moskova radyo lerile beraber arkadan, hattâ daha suaun bildirdiğine gfirs, Stalin, Enver arkadan gelenleri de hep eski, yıpHocajıın başkanlığındaki Arna%rudluk ranmış, ihtiyar Halk Partililerdir. heyeünln çereflne dün gece bir ziyafet Yıllardanberi iktidar saflarmda olvermlşttr. duğu gibi, muhalefet saflarmda da, Cumhuriyetin yetiştirdiği genc ve gür seslere hasretiz. Emekli generaller, emekli hariciye ve adliye memurları, emekli milletvekilleri, ötcde olduğu gibi, burada da kadroyu hemen baş Baftantf\ l Ine» tahifed» tan aşağı doldurmuştur. Savın emekli mıştır. Cumhuriyet ordulan Cavarun Mareşal Fevzi Çakmak geçen sene §imalinde Senarang'a dognı süratli bir Demokratlarla manen birleştiği zaileri harekete girişmişlerdir. man, Halk Partisi ona karşıhk bula Diğer taraftan Holanda makamlarına bula emekli General Kâzım Karabegöre, Endonezya kuvvetleri bir hafta kiri çıkardı. O emekli Kâzım Karaiçinde mağlub edileceitir. Fakat bu bekir ki, vaktile hem Halk Partisine tahminin tahakkuk edip etmiyeceği he ve inlalâblarımıza, hem de Halk Parnüz belli değildir. tisinin ve inkılâblarımızın unutulmaz Diğer taraftan Holandanın hareketi şefi (işte bir ebedî genc) Atatürke her yerde takbih olunmaktadır. Hindis karşı cephe almış, devrim hareketitan Başbakam Nehru, Holandanın hare mizi durdumıaya çalışan bir siyasî ketini takbih etrmj v« artık hiç bir parti kurmuştu. Şimdi bu emekli gcAvrupalı devletin Asyada ordularmı neral, sevgili Atatürkümüzün partisi kullanmasına frnkân vermemek icab etsayesinde ulaştığı yüksek mevkie datiğini söylemişür. yanarak bir takım faaliyet gösterHrındistana gelen eski Endonezya Ba$ mekte, uğradığı yurd köşelerinde bakanı Doktor Şahrir, Nehru ile görüş «Bolululan severün, Izmitlilere nıutükten sonra Hoalanda emperyalizmi üe habbetim vardıra tarzında gerçek bir mücadele için beynolmilel bir ordunun kurulmasını istenıiştir. Çin hükumeti de halk idaresinden ziyade tannsal reara bulmak için Batavyadaki bajkonso jimlere yakışan acayib söylevler vermektedir. losuna talimat vermiştir. Halbulii yirmi beş yıl İçinde bu MarshalTın demeci millct cidden çok ileri gitmiştir. BaWashington 24 (a.a.) Amerikan zılanmız bunu yakından göremiyorDış İşleri Bakanı MarshalL basın kon sa, sebebi, devlet mekanizmamızın feransında Amerikanın Endonezya mekilid noktalannda gençliğe yeter deselesinde muhtemel bir harekete geçmesi hakkında yorumda bulur.maktan recede yer verilmemesindendir. Mecimtina etmiştir. Bununla beraber, Dış Us Başkanı, Başbakan mutlaka gencIşleri Bakanı, Japonya teslim olduktan lerden seçilsin demiyorum; fakat bu bir kaç hafta «onra, Dış îşleri Bakan gibi saygı değer şahsiyetler arkada lığının Endonezyaya Amerikadan teç yetişen ve yetişmiş olan nesille sıkı hizat nakledilmesine müsaade edilmesi bir işbirliği yapmak, elinden geldiği hususunda talebde bulunduğunu ve kadar ona söz ve iş hakkı tanunak Endonezyaya kıt'a nakliyatında Amerizorundadır. İnkılâb ancak böylelikle kan bandralı gemilerin kullanılmasmı müdafaa etmiş olduğunu belirtmişür. yürüyecek, yurdumuz ancak böylelikle yükselecektir. Siyasî partiler, Marshall, Japon zaferindenberi, Amerikanın Felemenge, Endonezyada kulla birkaç devrelik seçimleri kazanmak nılmak üzere mühimmat vermemiş ve gaycsile kurulmazlar; hiç değilse elli satmanuş olduğunu söylemiştir. Birleşü yıldan öteye bakan bir ldeolojinin Amerika, yalnız evvelce yapılan bir an güdücülüğü iddiasını taşımalıdırlar. laşma gereğince, Japonya teslim olduğu Bu da her sahada gençliğe kıymet sırada, Amerikada talim terbiy* gören, vermek, onu sorumlu mevkilerde ça4800 kişilik bir Holanda tugayına teçlıl hştırnıakla olur (Halkevlerinde cimzat verilmi? olduğunu llâv« etmiştir. nastik yaptırmakla değil). Bundan başka, Ingilizler, geçen kasımNADİR NADİ da Cavayı terkettikleri sırada, ödünç Venne Kiralama Kanunu geregince alBaşbakan mış oldukları Ameırikan malzemesinden Ankara 24 (Telefonla) Başbakan mahdud bir miktan Holandalılara dev Receb Pek«r, Istanbula yann hareket retmişlerdir. edecektir. Yunan çelecileri vahsete başladılar Endonezyada harb vaziyeti • CUMHURİYET» in Tefrikası: 1 8 Vâbâncı Tazan: AHMED HÎDAYET REEL Ooh.. tamam!.. Her derdli de bizi [ Kontes Zilha ZiUhl, üzeri uza&tan bulur. madem sücıntıdasın kadın, [güç farkedilecek kadar hafif tüylü, üat Grand Hotel'de işin ne?. Hayır.. görü dudağile kenarı pek az görünen ince alt şüp, tanışıp bir vurgun vuracak ha dudağma garib bir tazyilc ysparai yünım! N'e tuhaftir. şu büyük Avrupa züne müstehzi bir ifade verdi: şshirlerinin hangi taşını kaldırsan al Yanılmıyorsam, dedi, slz Türistttından mutlaka ya bir «aventurier», nüz. Kulağım dillnizin ahengine blraz yahud bir «aventııriere> çıkar. alışiktıj. Yalnız hazar bulunanlar taKontes yoksa, bizi Mısır prensleri, biî müstesna. Türklerden, daha doğrusu Hind racaları gibi, fellâhın, paryanuı bir Türkten yüreğim pek vanıktır. Hiç beüemediğimiz bu saldın} karşıalmterile hazine doldurmuş bir hazır yiyiei, Amerikan milyarderleri tarzın smda hepimiz afaliadıi. Raik, kaşlarını kaldınp, közlerlnl açarak, boynunu pei da bir turist kahramanı mı sanıyor? Bir zâf, merhamet ânımıza getirip alçaitan İleri dogTU uzattı. Kadının yübizden şöyle bir iki milyon koparıver zirne yüksek bir kuleyi seyredlyonrnış. m;k emelinde galiba.. maamafih, A gibi aşagriden yukarıya baktı. Suad bavusturya veya MaC3r parasile olursa şım İki tarafa sallayıp gözlügünü dübir iki milyonu biz de verebiiiriz. Nite zelttl. Sol elini; Garib şey! kim bu geoe ödeyeceğimiz her halde Der gibi sağa sola döndürdü, Zaklr onian aşağı olmıyacak. Ama, Türk parasile ancak yüz Ura kadar tutan fcron Cemal dayanamadı. Kalın davudl semiîyonlarıni ne yapsm? Onun gözü sa£ sile bir: Hoppala! P8ra mil^onlarda. Sa'vurdu. Ben iskemleml çekerek blraz Bazan erk?kler aramızda, tekrarlanBjası İcab eden yemiş porsiyonu, taze daha kenüsine yaMaştım: Kuzum madanı, dlye KJrdum, h&nlenır.esi lâzım olan şampanya şisesl hakkında türkçe bir Üü cümle teati edl gl Türk bu.. yüreglrJzl nasü yaktı? AğnncIaM slgarayı, çeneeinl içlae d*yorduk. yadıgı sag ellnln Ucl panna^ına emanet ettitten sonra: Kim olacak, dedi, memleketlnlzln tanınmif tücoarlanndan bM. Keraml Şecerl Birblrlmla bakıştak. Zailr Omal hepimlzden ev%el davranarak alçak perdeden mınldandı: Canım gu y&Scı, aabuncu olacak. Kontes slgarasmda çekmekte olduğu r.efesl yanm bıraktı: Tft kendlsi! Dedi. Sonra a.nl&traaya <lev»m ettl: Efendlm.. onu bana Memduh tekdlm etU. Dört erkeS aramıad* gene bafcşlar teatl ettlk ve lhtiyareıa heplmMn ajzından şu keUmeler döküldü: Selâ.nlkll Memduh olacak! Evet, Selanlkll Memduh. O, maIftm ya, her türlü 1$ takib eder. Ben de ba^ıma halledilmesl güç bir mesele dolandı mı ona havale ederdlm. Bundan dolayı tamşınz. blr lokma çanapanya ile ıslatıp emdikSabredemiyerek sftsünü kestim: Affedersinis madam, maceranıs ten sonra hlkâyesln» devam ettl: Evet onu bana Memduh takdlm şüphe yok ki pek enteresan. Fakat aklıma Memduha aid çoi daha garib bir ettl. Nikfthh zevceslni ml, yoksa' metrehikâye geldi. Müsaadenizle arada onu sinl ml buraya amellyat ettlrmege geanlatayım. Çapfcn, Türklerden buraya tlrrnlş. ApaEdisltten ml mustaribmiş, gezmeğe gfelmi? olanlardan blr kısmına yoksa, safra kesesinde tajı mı varmıs. hemen rehberlü etmege kalkışir. Bilmi vallahi, geçmls zaman nnuttum. yorum neden blzlmlcller ekseriya Metrcr Ey..ypolHotel'e lnerler, haftada ild üç defa Bu vaziyette başka blr kadına *amutlaka oraya ugrar ve bir kaç av ya ha lhtiyacı varmış. Sem oismanl ve rukalar. 9af bulduklannı da haflften tır hî durumundan memnun olursa alıp tstıilar. Pakat, ju vurgunu şaheserdir, tanbula götürecekmlş. lleride belkl de dört sena evvel ben burada matbu^f resmen ev'.enmesi ihtimaU varmı*. Memmümessill lt«n uluslararası polls kon jduhun aklına hemen ben gelınlşlm. groslnde Türklyeyl temsll etmek üzere ( Arkan vr Anayasanın tadili meselesi Gene lç polltika hayatimızan yakın lnkijaflan bakınundan ümid kırıcı blr hadlse olarak, Haik Partisi gazetelerlnin, Anayasanın tadili lüzumu hakkında, beyannamenin neşrl ile başlıyan kesif neşriyatı üzerlnde de duruldu. Bu ii€şriyata göre, Devlet Başkanlıgı İle iktidar partisi başkanlıgi. blrbirinden ayrılacak olursa, Anayasafla yazılı Devlet Başkanlıgı salâhiyetlerl. bu vazifenln lfasına kâfl gelmlyecektlr. Bu saJâhiyet noksanı İse, şimdi, kanun yollarlle tftmamlanmak ve bu maksadîa Anayaf.ida değisikllkler yapılmak lâsımdır. Bu lddlalardan İlk dikkatl çeken clhet, meselenin, daha önceden düşünülmüş bulunması ihMmall olmu? ve bu hal sayın Devlet Relslnin teşebbüsü üe glrlşi'.en vald ve taahhüdlerin tahakkuk ettirilmesinde uğTanılacak gilçlüklere blr Işaret marılyetlnde telâkkl olunmuştur. Bu meselenin ash üzerinde yapılan görüş. teatisine gellnce, mevcud Anayasamızın, me:nl He ve ruhu ile de\'let hayatımıza haklm ve tam olarak tatbikte bulundugu lddiası varld olamıyacağma göre, bilhassa vatandaş hak ve hürrlyetlerine dair olan hükümlert, uzıın jıllardır tatblk edilememiş bir Anayasa karşısmda bulunuldug^jnun hatırdan çıkanr.aması üz?rlnd« durulmuş ve slyasl bünyemiztn ıslahmdakl ilk adımm mevcud Anayasamızın, bilhassa bu hükümlerinin yerine getirilmesinden lbaret olacsgı mütalealan, bu konudakl geniş mü2akerelere zemln teşkil etmiştir ve parttmizin muhtelif vesllelerle yaptıgı açıklamalarda, haklı ve yerinde olarak Anayasaya aykın kanunların kaldırılmasuu lstedlgl ve nlhayet blrlncl büyük kongTemlzde «hürriyet misakı> şeklinde tecelll eden kararın, bu haklkatin bir lfadeslnden başka blr şey olmadığı bellrtilmiştlr. Demokratik gelişmemi» lçin îster Anayasada tadllât îayialan ve ihtımallerl üzerindekl konuşmalar, bu mütalealara baglanmi} ve hulasa olarak blr kere daha ifade edllmek İcab ederse, demokratik gellşmemizin tabil bir rwticesl olarak, devlet ve otorit» makamîarının zamanla takyld ve tahdidlere marua bulunan ealahiyetlerlnln genijletllmesl glbl maksadlara dtişmekten kesln olarak sakmüması icab edeceğl ve bunun akslne olarak bu memlekette vatandaşı siygsl hak ve hürriyetlerine tam olarak kavuşturacak ve ferdin lktısadî faaliyetleıinl cıüa ve verlmslz hale düşüren her türlü baskılan da ortadan kaldıracak bir hürriyet rejlmlnln «aglam olarak kurulması esamnda lttlfak olunmuîtur. Anaraeanm tadlUni yent 1)1r mecus blr zat ge'jnijtl. İstanbul polia müdilryapmah lügünde bümem fcaçıncı jube müdürü Toplantınujıda, bu mevruda lıakim lmiş. Kısa boylu, nazlk, terbiyell blr a kanaat ju olmuştur H, gerektiği zaman dam. Onu da «s3z« ueux gömlek alayıml> diye bej «Itı tngllla hailamaıni? mı? Zavallı blr hafta kadar gömlelüeri bekledlkten sonra elçtlige başvurdu. Fakat, Memduhu bulabülrserj* bulun. Kalkmıj Semerlng'* gltmiş. Dogrusu polls şube müdürüna dolandırmasına hem ?aştım, hem ü» gülmekten bayıldım.Otekiler bu acaib sergüzeşti tafsilâOnuncu sayısı bugün çıktı tlle bildlklerl İçin pei o kadar merakla Ramazant çerif munasebetüe dlnlemedller. LâHn Kontes Zllhas kahneşriyatına büsHVtun tuvvet vekahayı bastı. Sonra blr müddet d« bur ren Selftmet'in onuncu «ayısı her r.undan nefea vererek gülmekte devam bakımdan mükemmeldir. Ramazan etti: için tahsia olunan ilml, dinl, tarili Tapar kâflr, yapar, dedl, hattâ yazılar blrbirmdesı kıymetlldir. Şarlok Holmes'l blle dolandmr! Diyanet İşleri Reisi Hamdi AkSuad Seyhanl sabırsiBİandı, fransaca sekinin dinl hasbıhali, tefsiri | e blr atalar sözünü tekrar ederek: rif, hadisi şerif, Siyreti Muham Koyunlanmıza geleHm, bahsimlze mediye din dersleri onuncu nüsdönellm! hanın en bellibaşh yazılan araeerzenlşind» bulundu. Dudaklarını sındadrr. Selâmet, diğer bütün hususiyetlerini da muhafaza •tmektedir. LÂBORATUAR MESAİSİ Her gün bir tekemmülü temin eder. Bunun en büyük delill, Pertev müstahzaratı lâboratuarı, müstahzaratmın her geçen yıl İçin şöhretinin «11111851 ve niesadslne yeni yeni kıymetler katmasıdır. Krem Pertev J'ertev çocuk pudras, Briyanün Pertev yeaalre. Banun söylenmesi, yapılmasından daha kıymetlidir. Mesele hatu almaktan ibarettir. Bu psikoloiik noktayı hatırlat Baîtorajı 1 Inci tdMfed* makla kıymetli vekillerimize hizmet etHarbiye Bakanlığı tarafmdan açığa tiğimiz kanaatinde>im. vuruhnuştur ki, son birkaç ay içinde B. FELEK bu yüzden askerl ve mülkî 800 memurun işlne nihayet verilmiştir. Bundan Lisan Müteh. Prof. Albert Anjel başka gene komüniatier aleyhindeki tedbirler cümlesinden olarak Dı? İşleri Bakanlığından da 10 memur azledilmiştir. Amerikan komünist şeflerine karsı şidDersaneşi Bahçekapı Selâmet BL v detle hareket edilmektedir. Komünist Fransızcanız zayıf ise bize gelinll. Partisi Sekreteri Denr.is ve Komünist Mutedil bir ücretle az zamanda takviye' Lideri Eisler birer s«ne hapse ve iki ederiz. «j yüz ellişer İngiliz lirası para cezasına Dersler. münferid vey« mufterektir.'! mahkum edilmişlerdir. Eesral şafasiyetlerin beyan ettiklerine göre Eisler Amerikada Moskovanın sözcüsülüğünü yapıyordu. Faşist aleyhtarı muhaceret komitesinin 16 lideri de yüz yirmi beşer İngiliz lirası para cezasuıa ve bunlardan 11 i de fazla *Urak altısar ay hapse hüküm gijmişlerdir. Bunlarm suçu fcomdte defterlerini göstermektea imüna •yiemektir. Amerikada komünizm aleyhtarlığı FRANSIZCA * NAS.IGI" j£dcı