28 flfart 1947 meselesidir ve bn mesele uzerinde henuı iki tarafın arasını bulacak blr hal çaresl kesfedüememlstir. Çünkü Sudan ıneselesindt tşe üçüncü bir taraf kanşıyor ki o da Sndanlılardır. Acaba Sudanlılar ne istiyorlar? Mısırla birleşmek Ankara 27 (Telefonla) Cumhuı mi? l'oksa ayn ve bağunsız yasamak xnıî Ycksa Ingilizlerle anlaşrnak mı? Başkanına itimadnamesini vermiş olan Mısırlılar, bütün Sudanldarın kendilecile yeni Arjantin elçisd gazetecilere demişberaber olduklarını söyluyorlar. İngiliz I * i r ' a : Her ne kadar dünyanın fld ayn lcr bn flkirde değildirler. yüzür.de oturuyorsak da paralei ve ayOnnn için bn dava Güvenlik Konsenı noktaya mütevecdh bir siyaset takib yine gidecek olursa, belkl de verilecek ettik. Bu siyaset aramızda ticaret mükarar Sudana bir tahkik heyetl göndenasebeüerinin kunümasını sağlamıştır. rcrek halkın isteklerini anlamak, sonra İstikbalde birbirimizi daha iyi tanıyarak meseleyi ona göre inceliyerek bir karara daha s:kı kültür münasebeüeri tesis bagiama* olacaktır. edeceğiz.» Fakat yukanda dediğimis gibi Mısır hukumetinin Güvenlik Kor.scyine mü Mareşal Çakmak, Hataya mı racaati henüs kat'ileşmemiş ve onun gidiyor? için iki tarafın doğrudan dogrnya anAnkara 27 (Telefonla) Bugün Ulus laşmaları ihtimali de henüz bertaraf olmamıştır. Çünkü işbı iki dost devlct gazetesinde çıkan bir haberde Mareşal arasuıda başanlmasınm. daha hayırh Fevzi Çakmağın on gün sonra Hataya \e daha Isabctü olacagı umumiyetle ka gideceği büdirihniştir. Haber Antakyabul olunmaktadır. dan verilmektedir. Mııhabire göre Maömer Rıza DOĞRUL reşal Hatayh Demokratlarm davetlerini önce reddetmiş, sonradan Adnan Menderesin tavassuüle kabul etmiş Adnan Menderes de bir telgrafla Mareşalın Hataya gideceğini Hataylı Demokratlara müjdelemiştir. Bu haberin yanlış istîhbarata dayandığı anlaşılıyor. Zaten Adnan Menderes de o sırada Ankarada Akçakalenin bir köyünde iki bulunmamaktaydı. Mareşal ile alâkalı çevrelerden öğrendiğime göre memleketin bir çok yerkişi daha öldü lerinden filhakika davetleT alınmaktaAdana 27 (Telefonla) Urfa vilaye dır ve Mareşal bunlann hiç birini redtinin Akçakale üçesinin Tifayt köyünde detmiş değildir. Müsaid vakitte ayn ölümle neticelenen iki veba vakası da ayn ziyaret emelindedir. Fakat bugünha zuhur etmiştir. Bu haberlerle ilgi lerde Hataya doğru bir seyahate çıklenen vilâyet Sağlık Müdürü, bölgemiz mıyacağı anlaşılmaktadır. de sıkı tedbirler almıştır. Hududda aşı Sağlık Bakam Denizlide tatDİM ve fare mücadelesine ehemraiDenizli 27 (Hususî) Sağlık Bakani yetle devam edilmektedir. Bu mücadeleyi sağlamak hedefile, vilâyetten iki bugün şehrimize gelmiş, kalabahk bir sağlık memuru Maraşa gönderilmiştir. halk küüesi tarafmdan karşılanmışür. Akçakalede aşı yaptırcnıyan Idmselere Bakanın şerefine belediye tarafmdan bir ziyafet verilmiştir. tren büeti verilmemektedir. Baştarttfı 1 tnci aahifede Dış îşleri Komîsyonu Türkiye ve Yuşekfl tasavvur edemiyorum. Şarkt Akde nanistana yapılacak ikraz hakkında vengfltere ile Mısır arasında bir ta nizin durumu Amerikanın gü\eni bakı rilen izahaü dinlemeğe bugün son verraftan Mısınn bosaltılmasa, diğer znından çok mühiçtdir.> miştir. Komisyon Başkanı Vandenberg, taraftan Sudan meselesinin taalli Türkiyenin hududunu garanti etme «nereye gittiğimizi kararlaştırmak> üzeiçin yapılan müıakerelerin kesintiye nia daha doğru olup olmıyacağı sualine re yarm gene toplanacağız, demiştir. uğramasmdanberi Mısınn Güvenlik karşı Mr. Patterson, yardımın garantiden Vandenberg, Kongrenin 31 marttan evKonseyine başvuracağı söylenmekte ve daha müessir olduğuna inandığını söy vel bir tedbir alınanuyacağııu ilâve etarada bir takım tavassntlann vukuun lemistir. miştir. dan da bahsolunmaktadır. Hattâ bir Türk hududundaki Bos kuvvetleri Mümessiller meclisinde aralık Suriye ile Lübııanin tavassut te Türk hududundaki Rus kuvvetierinin şebbıisünü üzerlerine aldıklan ve bn Washington 27 (aj.) Mümessiller miktarı hakkında sorulan suale karşı Mr. teşebbüsün az çok ümidli bir safha arMeclisinin Dıs Isleri Komisyon Başkanı Patterson, cBıınlar çok büyüktür> dezetti|i fayi olmnşsa da daha sonralan Charles Eaton, Türkiye ve Yunanistana mekle iktifa etmiştir. Mısınn bn teşebbüsten vazgeçümesini Patterson, Yunanistana gönderüecek yapılacak yardnn hakkmdaki îranunun arza ettiği ve yalnu Arab menıleketleBaşkan Tnjman tarafmdan taleb edillinin Mısır davasına müzahcretlerini askerî heyetin <nxahdud> olacağı konu diği gibi Mümessiller Meclisinde 31 suna da temas edere'k, bu memleketteki diledigi bildirilmişti Onun için bn defa marttan evvel kabul edilmesine imkân Arab Birliği Konseytnin Kabirede top IngÜiz heyetinin işine devam edeceği olamıyacağmı söylemiştir. gözönünde tutularak, heyetin en az 10 lanması uzerine ileri sürülen kararlarVVallace, Türkiyeye para dan biri bütün Arab memleketlerinin ve en çok kırk kişiden ibaret olacağını söylemiş ve Türkiyeye gideoek AmeTİverilmemesini istiyor Mısır davasıni iltizam ettiklerl ve bütün kuvvetlerile destekledikleri mahiyetinde kan heyetinin de buna benzer sayıda New?York 27 (a.a.) Eski Ticaret idi. Bundan başka Mısır kabinesinin olacağını ilâve «taıiştir. Bakam Wallace, New Republic dergiGüney Dakota mebusu CiEnhuriyetçi sinde yayınladığı bir makalede Yunasözcüsü olan Maarif Naon Şebverl Paşa, kabinenin davayı Güvenlik Kon K. Mundt, Yunanlılara, Almanlardan nistan ve Türkiyeye yapılacak yardım seyine takdim için gerekleşen hazırük el« geçirilen harb malzemesinin veril hakkındaki görüslerini açıklamalıtadır. lan yapmış olduğunn ve onun İçin da ınesini teklH etmiştir. Yunanistan. bahsinde Wallace, yardıvanm yakında Güvenlik Konseyine inPatterson bu teklife muhalefet etmiş mm Birleşmiş Milletler Teşkilâünın koıırikal etmi; olacağını söylemlştlr. v« bu takdirde Türkiye ile Yunanista trolü altında ve milletlerarası teşekkülBütün bn sözlerin söylenmekte oldu nm, yedek aksam için Almanyaya bağ ler vasıtasile yapılması lüzumuna kanidir. ğu sırada dikkati çeken bir hâdise, İn lı kalacaklarını belirtmiştir. Türkiyeye gelince, Wallace, bu metngilterenin M'sin boşaltmafa devam etTadil teklifleri kete bir tek santim verilmemesi icab mesi ve boşalttığı mevkileri, kaleleıi, Washington 27 (aju) Yunanlstan tuşlalan Mısır ordnsnna teslim etmesi ve Türkiyeye yardım kanun tasansı ettiği mütaleasındadır. dir. Bn mevküerin bu şekilde boşaltüa hakkındaki ilk üç tadil tekllfl bugün Eski Ticaret Bakanı bu meseleler hakrak Mısır ordnsuna teslim edilmesi. Mı cumhuriyetçi ayan uyelerinden Henry kında Rusya ile bir anlaşmaya varılması sırda memnuniyetle karşılaruyor ve o Calıott Lodge tarafmdan yapılmı^tır. ve eğer dünya barışının kurulması isnun için bir çok kimseler bn hale baBa fcredilerin iadesinin ftyan meclisi teniyorsa bu memleketin er geç milletkarak iki t&rafın Güvenlik Konseyine tarafıcdan lstenmesl fikrini ileri süren leraresı bankaya katıhnası icab ettiği gitmedcn anlaşmalan IhtimaKntn hebu tadil tekUfindes bu paralann Yuna fikrindedir. nüz çok mümkün olduğunn söyluyorlar. Wallace, sözlerine şöyle devam etmeknlstan ve Türkiye tarafmdan başka Müzakerelerin kpsilmis olmasına rağmemleketlerden alınmış olan borcların tedir: men İngilterenin müzakereler sırasında «Tekrar ediyorum: Dünyayı ikiye böödenınesinde kullanılmaması tavsiye ekararlaştırdmış oldnğn gibi Mısın bodilmektedir. tklncl tadU tekltflne göre, ecek ve barış ümidlerini za^flatacak şaltma işine devam etmeai, süphe yok Amerikan müfeellefl sırtma yüklenen bir siyasete doğru gidiyoruz.> ki ,genlş bir hüsnü niyet eserldir. Yokyükün. her tkl memleketta zengln mü Ankara büyiik elçisi izahat verdi Ba, müzakerelerin imzalanan bir Washington 27 (a^.) Mümessiller kelleflert tarafmdan da paylaşılmasına maya varmadan kesilmesini bahane imkân verilmek üaere bu memleketlerin Meclisi Dış îşleri Komisyomı dün Ameederek bosaltmayı dnrdurmak ve uzatmaU progranüannın teşküfttlandırüma rikanın Ankara Büyük Elçisi Edwin mak mümkündü. İngiltere bn şekUde a lcab etmektedir. Üçüncü tadil teklifl Wibon'un izahatını dinlemiştir. hareket etmiyerek arada lmzalanmıs tee, Yunanistana tayin edilecek müteAtina büyük elçisinin raporn blr anlaşma varmış gibi hareket etmesi, hasEis idarecinin âyan meclisi tarafmWashington 27 (a.a.) Birleşik Ameher halde iki taraf arasındakl ayrıhkdan t&svibiııi lstemektedir. rikanın Atina Büyük Elçisi Lincoln Maclarm had blr mahiyet almasına mâni Parlamento dıs lşVerl komisyonu üye •eagh dün Başkan Truman ile 45 dakiolacak ve dostlnk hlslerinin hararet ve lerl tarafmdan da bazı tadil tekllfleri kalık bir görüşme yapmış ve kendisire samimiyetinl mnhafaza etmesine imkân Uerî sürülmektedlr. Bu meyanda Yuna. Yunanlstan durumu hakkındaki raporu. verecektir. ııistana gOnderilecek askerl heyete dahil nu vermiştir. Görüşme sırasında TürkiHaMkatte Mısın boşaltmak ve Mısır olacaklann sayısını tesbit eden blr taye ve Yunanistana yapılacak yardım oıdusuna teslim etmek, Mısır meselesi dü teklifl de vardır. program da bahis mevzuu olmuştur. nin iki davasından blrini halletmekte 31 marttan evvel karar verilmiyecek Büyük Elçi, raporu hakkında basuıa ve ralnız bir davayı hallolunmamış bir •Wa?hington 27 (a^.) Ayan Meclisi tefsilât vermek istememişür. halde bırakmaktadır. Bn dava Sudan Mısır ve Güvenlik Konseyi Türk hududundaki Rus ; kuvvetlerinm mikdarı 0 göze çarpan bir hakikat, A^Tupanın mukadderatına hâkim olmayı kurmuş olan ve bir taraftan mütecaviz komiinizm yolu ile, diğer taraftan Slav birliği davasile, hattâ oriodoks hıristiyanlık kozile tahakküm siyasetini yürürmek için çalışan Rusyanın bu üç başb siyaseti durmadan terviç ettiğidir. Baltık devletlerinin mevcudiyeti, Polonyanın tam istiklâli, orta Avrupanın ve Balkanlann mukadderatı, Slav birliği namı altında, fakat mütecaviz komünizmin hedeflerini gerçekleştirmek kasdife tehlikeye düşüriilmüş, mütecaviz komünizmin tcsirinden ve saltanatından korunmak istiyen milletler Slav birliği davasile boyun eğmek zorunda bjrakılmışlardır. Bulgaristan, Yugoslavja, hattâ Arnavudluk da bu zümre arasındadır. Slav birliği yolu ile fethedilmeleri mümkün olmıyan milletlerse mütecaviz komünizmin taarruzlanna doğrudan doğruya uğramakta ve Rusyanın emniyet ve güven iddialan bu taarnı.'.îarı desteklemektedir. Avusturya ile Macaristanın karşılaşmakta olduklan tehlikeler de bu yüzdendir. Baştarafı l tnci sahifede İ Gazeteler yaııyor. Üsküdar Cezaçok Avusturya ve Müttefiklere aI4 mal: evinde cesasuu çekmekte olan bir kalara el koyduklarını ve harbin sonunda İ Ul, bıçafım çekip bir başka katile hübu malların Almanlarm elinde bulun: cum etmjş. O da kendini müdafaa için masının bunlan Alman malları tasnifi: bıçağını çekip hücum edeni öldörmüş. : Amerikada Al Capone ismindeld ne tâbi tutanuyacağını bildirmişlerdir. Mr. Bevin, Fransız teklifini tetkik : meşfanr haydud düşraanlannın hüİcmDundan nefsini koramak için bil etmek üzere celsenin yarına bırakılmasını istemiş ve isteği kabul edilmiş| mem hangi hapisaneye sıfınmıştı. İ Alman nazilerl de nefislerini ko tir. Trieste hakkında müzakereler •rnmak için hapisanclerde kalmayı Bugünkü oturumda SoTyeüer, Tnesta • tercih etmişlerdi. hakkındaki malî müzakerelerde Avus; Çünkü hapisaneler, içlne silâh ve turyanın haar bulünmasmı teklif et; yasak eşya ^irmiyen yerlerdir. misler ve bu teklif Bevin ve Marshall \ Bizimkilerdeki bu bıçak bonnğnna tarafından reddedilmistir. 4 büjükler. ne bnTurulur? konseyin bu husustaki kararlarmm yazı ile itaJya ve Yusoslavyaya bildirilmesini kabul etmişlerdir. Marshall şikâyetçi Moskova 27 (AP.) ingiliz ve Amerikan kaynaklarma göre konferansm 15 nisana kadar Aknanya ve Avusturya meselelerinin ilk safhalarını tamamlaması muhtemeldir. General Marshall'in işlerin yürümemesinden şikâyetçi olduğu ^ Başmakaleden devam ^ ve isler bu şeki'.de devam ederse 5 veya ya. Harbinin son bulmasındanberi 6 nisanda Moskovadan ayrılmak kara Gezaevinde cinayet A vusturyadahi Alman malları rında olduğu söyler.iyor. A\usturya Dış Bakanının demeci Moskova 27 (AP.) Avusturya Dış İşleri Bakanı Karl Gruber bugün 40 da» kika müddetle Molotov'la görüşmüştür. Sonradan beyanatta bulunan Gruber, Avusturya barış andlaşmasmın Moskova konferansı sırasmda ikmal edilebileoeği hakkmda iyimser davranmış ve cSovyet hukumetinin bir andlaşma elde etmek istediğini zannediyorum. Görüşmemiz gayet iyi bir hava içinde cereyan etmiştir.» demiştir. Roosevelt'in oğlunun bir teklifi NewYork 27 (A.P.) Dun, «Denizaşırı Basın Kulübü> nün verdiği bir öğle yemeğinde Roosevelt'in oğlu Elliot Roosevelt, gittikçe kötüleşen milletlerarası münasebetlerin düzelmesine doğru bir adım teşkil etmek üzere, .Truman. Stalin ve Attlee arasında yeni bir toplantı lâzım geldiğini söylemiş ve sözlerini şöyle bitirmiştir: « Dünyada bir birlik tesis etmek istiyorsak, bu üç adamı bir odada toplarnau, kapıyı üzerlerinden Mlidlemeli ve bir anlasmaya varana kadar buradan çıkmamalarını kendilerine söylemelidir.> Md/se/er/lras/nda. Olgunluğa doğru şimiz dostumuzda, hattâ rakib ve basmunızda olgunhık bekliyoruz. Olgun adamla sevişmek, konuşnıak, hattâ dö\*üsmek bir zevktir. Neden? «Akılsız dosttan akıllı düşman yeğdir» demişlerU Otgunluğu nasıl tarif edeyim? Doğrusu ben de bunun pek farkında değilim. Size: " Gül nasıl kokar? deseler «e cevab verebilirsiniz? Güzel, pek güzel kokar, dersinia İşte o kadar. Olgunluğu da, ancak tezahürlerile tarif edebiliriz. Bunlardan biri, âsıfiı oldnğum birisi, kişinin kendi hatasuu görmesjdir Şairin: «Kişi noksanını bihnek gibi irfan olamaz> sözünü ârifler asla yabana atmazlar. Bunu günümüze göre şöyle tadil etsek ne olur? «Insanm kusurunu kendisi, meziyetini başkası pöı*melidir.> Esefâ ki biz bıınnn aksini yapmakla, kanter içinde hanl banl hep bunu yapmakla meşgulüz. t Ama efendim: hepimizin pek çok knsurlarımız vardır. Hep bir fabrika ma« lıyız. Kemal, bu kusurlan kabul eöip hataların nstüne çıkabilmektedir. Ben, bir türlü hatasını gönnek iste. miyen kim«elere gerçekten acıyornm. Bu harb esnasında, ChurcbiU'in hattâ harbin sevk ve idaresinde hatalar isleo. diğini arasıra açıkça itiraf ettiğini görcrek bu adamın büyükliiğüne hayran obnııyor muyduk? Çünkü efendim, Churchill hem hata edip hem de hatayı müdafaa etmeye lüzum gören adam değildir. ve Churchill, hatasını görmeyi, hatasını örtmeye tercih eden, insamn batasını görüp düzeltcrek jTİkselecefini bilen bir adamdır. işte oiffunluk budnr. Hiç hata «•tmediğimi iHdia etsem inanır mısınız? Siz bu iddiada bulunsamz ben inanır mıyım ve bizıat kendiniz inanır roısımz? Arasua benden haddimiu ve kudretinıiu üstünde şeyler istiyen deli gönlünı işte bu olgunluğu, hatamı gördükçe onu müdafaa etroememi, bilâkis kabul cdip düzeltnıeye imkân vennemi istiyor. İstiyor ki ben hatamın ağırlığı ve onu inkâr etmek hicabı altında kalacağıma hatamın üstiine, hattâ merivet ve hünerlerirain üstiine çıkıp onlara hâkim olayım. Ah olabilseydim: Böylece hatayı ve savabı bir insan için yapıhnası tabiî hareketler olarak görür, gösterir; ne birincHile yerinir. ne ikincisile övüniirdiim. Anuna nerede o kabadayı?.. Ben bir pLsırık ad?mun. Ne kusunımıı itiraf edebiliyonım, ne meziyetlerimin önünde arifane bir tecabül, hattâ dervişane bir tevazu gösterebiliyorum! Çiirümiiş bir davaya dayanan tahakküm Yeni Arjantin elçisinin yaplığı demeç Tarsus 27 (îîususî) Şehrlmlze ?elen Ekoncmi ve Ticaret Bakanları, Toprak Ofisi tesislerini, Sümerbank Çirçır fabriiasmı ve Pamuk Tarım Satış kooperattfinin yapılmakta olan Savcın Çırçır fsbrikası ttsislerinl gördükten ve bunlann genel durumlan hakkmda bilgi aMıktan sonra Partl binasında tertiblencn toplantıda bulunmuslard'.r. Toplsntıda Tarsuslulann istekleri dmlenmiştir . Antakyada Antakya 27 (a a.) Dün akşam lskenderuna gelen Ticaret ve EkonorrJ Bakanları bugün öğleden evvei liman tesisleTini, ilmanda buiunan on bir ecnebi vapuruna yuklerurekte olan hububat ve krom hamulelermi, Toprak Mahsulleri Ofisi depolarını, Ziraat Bankasını, Sümenbank ve Etibank bürolannı tetkik etmişler ve öğleden sonra Antakyaya hareket etmişlerdir. Ekcnomi, Ticarel ve Bakanlarınm tetkikleri Dediğimiz gibi bütün Avrupa milletlerinin en esaslı dileği hürriyet ve bağımsızlıktır. Slavlar da, Cermenler de, Lâtinler de, daha başkaları da bu hususta birleşiktirler ve onun için bütün Avrupa milletlcrinin dileği, Slav Birliği namı altında Rus tahakkümüne alet olmaktan, yahud mütecaviz komünizmin füruhatım genişletmek arzusuna kurban gitmekten kurtulmaktır. Mihverin ortaklarile yapılan sulh muahedeleri Tuna havzasıru bir Rus nüfuz mıntakaa olmaktan kurtarmakla bu yolda müsbet bir adım atmıştı. Moskova konferansı Avusturyannı tam istiklâlini kurtarmakla ikinci mühim adıını atmış olacak ve Slav birliği tehlikesine maruz olan Slav ve Slav olmıyan milletler rahat bir nefes alabileceklerdir. Moskova konferansı bu işi başanrsa çok mühim bir muvaffakiyet kazannuş ve yıkılmış bir davaya son darbeyi indirnüş olacaktır. *** îki gün evvel Ankaraya giden Başbakan Receb Peker dün sabah şehrimize dönmüştür. Başbakan, Haydarpaşa istas. yonunda Vali Lutfi Kırdar, Ordu Müfettişi Nuri Yamut, General Asım Tınaztepe, İstanbul savcısı İhsan 'Gök, Parti müfettişi Şerefeddin Fazıl Bürge ile diğer zevat tarafmdan karşılanmıştır. Başbakan Haydarpaşadan hususî motörle Kabataş Iskelesine çıkmıçtır. Başbakan seçimler hakkmda Demokrat Partinin gösterdiği itimadsızlık hakkında gazetecilerin sordukları suallere: < Herkes istediği gibi düçünınekte ve fikrini açıklamakta serbesttir.» demiçtir. Başbakan Talebe Yurdlarını gezdi Başbakan Receb Peker, öğleden sonra, Vali Dr. Lutfi Kırdar ve Türk Eğitim E>erneği Yurdlar müdürü Fazıl Say ile beraber Kadirga erfcek talebe yurdunu. Beyazıd merkez talebe yurdunu, Lâleli ve Cağaloğlu kız talebe yurdlarını :ezmişlerdir. Receb Peker, dolaştığı yurdlarda talebeler tarafmdan karsılanmış ve hasbıhalde bulunmuştur. Bu arada Kadirga talebe yurdunun kütübhanesini ve okuma odasmı çok bsğendiğini söylemiş, Cağaloğlu kız taleba yurdunun da okuma odasmm ve kütübhanesinin genişletilmesi için yardımlarda bulunacağmı vadetmişth1. Baçbakan, yurdlarm yemekhanelerini. banyo dairclerini ve vatakhar.elerini rerck talebenin bir isteği oîup olmad!s»mı sormuş, umumiyetle vatak odalarındaki karyolalarin birbirine yakm ve sıhhî olmrdığı ileri sürülmüştür. Receb Peker de: r İçinde bulundutumuz şariiara göre yatakhaneleriniz küçük desildir. Son. ra tavanlarınız vüksektir > diyerek yataklarm temizliçini muayene otmiştir. Casaloğlu kız talebe vurdunda, bir öğrenci Başbakana, eenclerle bir konuşma yar>ması için ricada bulunmuştur. Başbakan bueün saat 16 da Fen fakültesinin büyük dershanesinin acıhs töreninde bulunacak ve goncliğe hitab edecektir. Başbakanın îzmirde nu+uk «öviemesi muhtcmel îznur 27 (Telefonla) Pazartesi günü Tırhan vapurile şehrimize gelecek olan Başbakan Receb Pekerin îzmir halkına bir nutuk irad edece&i söylenmektedir. Başbakan bugün mühim bir nutıık söyliyecek Baştarafı 1 inci »ahifede hinde olduğunu söyledücten sonra ezcümle dedi ki: Türkler UNRRA'ya yardım edeceklerdi. Şu halde Türkiyede aclık yok demektir. Hattâ diyebilirim ki, Türkiye ferahlık içindedir. Türkiye UNRRA'ya yardım vâdin<te durmadı. Türkler hiç r bir zaman sözlerini tutmazlar. Türklerle düşüp kalkmağa baslamak Amerikaya çok tuzluya oturabilir.> Ankara muhabirimiz bu mesele hakkmda şunları bildirmektedir: Ankara 27 (Telefonla) Laguardianm UNRRA'ya yardım işindeki isteksizliğimiz<ien bahisle ileri sürdüğü iddialara karşı henüz resmî mahiyette bir mütalea yürütülmüş değildir. Ancak UNRRA ile yapılan müzakerelere ve o sıradaki ahvale vâkıf olanlar NewYork sabık belediye reisinin bu ithamlarında haksız olduğunu belirtiyorlar. Evvelâ Türkiyenin harb sırasında açlık sıkmtısı dahi çekmiş olduğu ve yaşayıs gıda maddesini ekmek teşkil eden bir memleketin müttefıklerinin yardımile bu ihtiyacmı temin etmiş bulunduğu hatırlatılmaktadır. O sırada ekTnek tayini bu memlekette asnlardanberi görülmemiş bir dereceye indirilmiştir. Büyük bir ordu beslemek suretile mühim miktarda müstahsil ^ütlesini istihsal hayatından ayırmak zorunda bulunan Türkiye, müstohlik vaziyete geçmiş olan bu kütlenin ihtiyaclarını karşılıyabihnek için de hakikati sevenlerin sadece takdir ettiği fedakârlıklara katlanmıştır. LaguardiaV.m UNRRA ile yapılan son müzakerelerden o zaman biraz memnun kalmadıB'mı tahmin edenîer bulunmaktadır. Fakat bunun sebebi Türkiye vaziyetinirı hakküe ka\Tanmaınış olmasmdan ibarettir. Bu müzakereler Dış İşleri Bakanı Hasan Saka o sırada Londrada bulunduğundan kendisine vekâlet eden Nurullah Sümer ile UNRRA temsilrüeri arasında yapılmış ve bir anlasmaya varıhnışü. Türkiye bu müzakerelerde ancak yapmaya muktedir olduğu yardımı kabul etmiştir. Laguardiya da bize hücum ediyor B. FELEK Ankara cînayeti IMada veba vak'aları Giiney îlierimizde çekîrge akını başgösterdi Adana 27 (Telefonla) Havalarm erken ısınması üzerine, güney doğu illerunizde çekirg« âfeti başlamıştır. Urfa ili dahilinde altı bin dönümlük bir sahada, geçen yıl olduğu gibi bu sene de Tarım Bakanlığı çekirğe mücadelesine büyük bir önem vererek, uzmanlanm bu bölgeye göndermiştir. Vilâyet, Ziraat Mücadele Müdürü Sadeddin Sarıkaya. Urfa ve Mardin illerindeki mücadeleye iştirak etmek üzere buradan hareket etmiştir. Yugoslavya İngiltereden yiyecek istedi Londra 27 (B.B.C.) Yugoslavya hükumeti İngiltereye müracaat ederek 15,000,000 sterlin değerinde gıda maddelerile 2000 ton buğday istemiştir. Fakat İngiltere bu isteği yerine getireoek vaziyette olrnadığını görmektedir. Çünkü kendisi gıda maddekri ithal eden bir memlekettir. Siyasî muharrirlere göre Yugoslavya, gıda maddelerine muhtac ise Rumanyaya 20,000 ton, Arnavudluğa 10,000 ton hububat vermesinin, diğer taraftan piyasaya domuz, tereyağı ve inÇindeki kadın saylavlar cir çıkarmasının sebebi nedir? Sonra Nankin 27 (a.a.) Yeni Çin millî Yugoslavyanin lüzumsuz yere sulh zameclisinde 2910 saylavlıktan yüzde onu manında 400,000 asker beslemesi de takadınlara tahsis edilmiştir. mamile lüzumsuz görülmektedir. Dadımı, daima yanımda görmeğe, ya J hud o olmasa bile baskalariie konuşup | vakit geçirmeğe alışık olduğum için böyle yapyalnız kalmak, düşünoeleTİmi eöyleyip fıkir alamamak, endişelerimi anlatıp münakaşa edememek, hasüı, fazla taşkm içimi dökecek bir dost yüreğinden mahram kalmak, bana ger Tefrika : 46 çekten büyük bir azab veriyordu. Onun için, bu yalnızlığı bir parça alâmettir. Niçin? Beiki de yumuşayordur. cık olsun, gideren Murtazanın yolunu, İşte bu kat'iyen olamaz. Bu adam, ecbah akşam, dortgöde bekliyordum. Onu görünce, sesini işitip kendisile öc ahnağa bayılır. Gözlerinin nasıl hain hain parladığını bir görseniz, öfkekomışunca içim açılıyordu. Ne yazık ki adamcağız yanunda pei sinin geçtiğine hiç flıtimal vermezsiaz kalıyordu. Y<>mek sepetini bırakıyor niz. Başka bir şey mi var, diyorsun? bana Turgud Beyle dadımdan haberleı Evet Kendisini belki ihbar ederveriyor, sonra, dudaklannda gayrel verid, solgun bir tcbessümle, hemen shıiz diye düçünüp, bumı Bnleyied bir çare bulmuş olacak Bu bulduğu usui çekilip gidiyordu. Dikkat ettim. Her gelişinde, Murta ayni zamanda sizden de intikam almazanın .yüzü daha tasalanıyor, gözleri sına yarıyacaktır herhalde. Murtazanın tahminl doğru olabiUrdl. daha düşünceli, hali daha endişeli oluNaki Bey tıynetinde bir adamdan her yordu. Herhalde pek vahim bir şeyden kor şey beklenlrdi. kuyor olmalıydı. Bir iki dakika düşündükten sonra: Ona bu halinin sebebini sormak, ne Naki Bey benimle açıktan açığa sebebie böyle kedcrli durduğunu öğ çarpışırsa daha iyi olur, dedim. Üç günrenme'k istiyordam. Fakat Murtaza, ba denberi karar sızlık içindeyim, bunalına izahat vermeğe mecbur olmamak. yorum... Nasıl bir tehUkenin tehdidi alvereceği izahatla beni büsb'jtün telâşa tında olduğumu bihnek, en küçük hadüşürmemek için, yanımdan çabucak reketim, sevdiğim insanlara eziyete vesile olur korkusile kıpırdamağa bile ceuzaklaşıp gidiyordu. Ama, üçüncü gün, srtık dayanama saret edememek, tahammül edilir şey değil. Zaman oluyor ki, çüdıracağımı dı. zannediyorum. Geoe gündüz bu azabla Keîidiniri sakıprn. Zerrin Hanıra, kı\Tanmaktansa, ne olacaksa bir an evdedi. Beyefendi bugüne kadar asık su vel olsun. raüı idi, öfkeli, sinirli idi. Dün, birdenMurtaza, bu sözlerimi düuerken, yübire yüzü gülmoğe başladı. Bu fena UYANINCA Nakleden: Hamdi Varoğlu züme sadık bir köpek gioi bakıyordu. Hem, ben varım, dedi. Korkmamakta haklısmız. Size hizmette bulunmak icab edince, benim elimden neler gelecefini Naki Bey bilmiyor! Murtazanın, yumruklarını sinirli sinhrli sıküğmı, gözlerinin içinde, tehdid dolu kıvılcımlar pınldadığnı gördüm. Naki Bey ayağını tetik alsm! Size el surmesin, yoksa karısmam! diy« ilâve ettL Sözünü bitirmedi, fakat elile yaptığı tehdid işaretini anladım. Kadmhk icabı her türlü cebir, şiddet hareketinden kaçmmama rağmen, Murtazanın bu sözlerini ve bu işaretini, kuvvetle tasvib ettim. O anda, bu adamın hlslerüü o kadar iyi anhyordum ki! Böyle bir ihtimalin .gerçekleşebileceğini aklıma getirmemekle beraber, Gâvur Eniştenin zulmüne kurban olmaktansa onu öldürmeği göze alabileceğimi bissediyordum. İşlediği sayısız cürümlerin semeresinden rahat rahat Istifade etmek içiıf, Turgud Beyi de, dadımı da, beni d« yoketmeği aklma koyan bu yrrtıcı mahluku yoketmek, hattâ sevab olurdu. Murtaza çekilip gitti. Ben, yüreğind dolduran aşın heyecanla başbaşa, gene yalnız kaldım. Kafaram içl kasvetll düşüncelerle dolu, derdli bir gün geçirdim. Her dakika, Gâvur Eniştenin bir haber göndereceğini, yahud kendi geleoeğini sanıyordum. Dalgın gözlerimln Bnünde b!r kan manzaraa peyda oluyor. Kendi İçimi seyrediyor gibiydim. Salonun duvarma asılı bir armadakl avcı bıçağmın keskin oeliğine gözüm bir kaç defa takıldı. Hattâ, bir aralık, iilâhı oradan aldun, yakmdan muayene bile ettim. Bıçağı yerine koyduktan sonra, gözüm aynaya gittiği zaman, kendi hayalimden kendim ürktüm. Benzimin solgunluğu, yözümün şaşkın ve heyecanh ifadesi, dudaklarrmdaki »ert kıvnntı, çehreme azimli, oettn bir mana veriyprdu. O anda, kendiml adam Bldürebilseek kabiliyette hissediyordum. xrvı Murtaza, o aksam, yemeğkni geclitirmiştl Kule raendİTeninln sol basamağına otunnuş, onu bekliyordum. . Yerde, kollu bir şamdana tatah blr mum yanıyor, methall kapıyı, kapının yan tarafındakl loş köseyi aydınlaöyordu. Bu köşede bir sttrü bahge edevatı, dogramacı takımlan, duvarca avadanlıklan yıgılı idi. Bunlar, öyle toa toprak içindeydi kl asırlardanberi oraya atılmıs olduklan hissini veriyordu. Blr kaç dakikadanberi orada Mlm. Baytaraf» I İTici saJıifede bozuhnasını istemiştir. Avukat muhakemenin son zamanlardaki usulsüzlüklerinden bahisle müdafaa hakkmm son dereoe tahdide uğradığmdan şikâyet etmiş, davanın Boluden başka bir ağırcezaya sevkini istemşitir. Bu lâyihanın bir hususiyeti de uzunluğudur. Yalnız okun Baştarafı 1 inci sahijede ması 7 saat sürecektir. Türkiye ve Yunanistana hücumlarda buPatlamıyan kurşun davası lunmaları psikolojik bakımdan her iki Ankara 27 (Telefonla) Patlamıyan tnemleketin de lehinde sayılmak icab kurşun davasına bugün Asliye Süncü eder. Nitekim son zamanlarda gene bu Cezada devam edildL Ankara cinayetinçevrelerde varhk vergisi hikâyesi de de kullanılan tabancayı satanlann Ömer tekrar ortaya atılarok ağır ithamlarda Yıhnaz, Yusuı ve Şahin Ersöz oldukları, bulunulmuş, hattâ hâlâ devam eden fakat kendilerinin halen Kızılcahamamneşriyatla bu verginin tatbikma devam da bulundukları anlaşıldığmdan istinabe edilmekte olduğu da ileri sürülmüştür. yolu ile Uadelerinin alınması için duDiğer taraftan Moskova radyosunun ruşma başka güne bırakıldi. bugün 5ğle flzerine türkçe neşriyatında Amerikada münteşir «PJI.> gazetesine Yeni Irak kabinesi atfen ileri sürdüğu Iddia, ilgilî çevreBağdar 27 (ajı.) Nuri Said Paşa lerde, asılsrzlığı üzerinden akan bir iftira olarak vasıflandırılmıştır. Spiker, yeni Irak kabinesinl teşkile memur e• b u gazetenin Türklerin Almonlarla bir dihniştir. likte harbe girmeğe kat'î şekilde karar verdiklerinl ve seferberliği dabi bunun için yapttklannı yazdığını anlatmıştar. Gazete bu malumatı guya o zamanM kablneye mensub bir bakartdan almışHaftanın. Mevsimin değil Şark shıemacılığırun en müstesna tır. Bakan yazdığı bir mektubda Von Papenle varılan anlaşmalardan bahsetTürkçe sözlü ve sarkılı dram filmi mis ve ancak Almanlarm Stalingrad'da bozguna uğramalan üzerine Tünkiyenin bu karannı roecburl olarak tatblk edemediğini İleri sürmfistür. Bu kuyruklu yalanm kuyruğunu teşkil eden tasım da *ABBAS FARİS bu sözleri gasseteye bildirenin işe İnönu ile Von Papen arasında oereyan eden RÜSTEM bü telefon muhaveresi snasmda muttali olduğunu kaydetmesidir, Solcu olarak tanman ve Amerikada bir milyon sattığı söylenen bu gazetenin Moskova radyosunca bahsedilen sayısı Türkiyeye gelmemiş olduğu için ifüranm bu nesriyata ne derece uygun olduğırnu tespit etmek bugün için güçtür. nKomünizm Atomdan daha tehlikeli» NewYork 27 (a.a.) Musikişinaslar cemiyetinin senelik ziyafetinde bir nutuk söyliyen Atlantik bölgesi komutanı Amiral Thomas Kinkaid ezoümle demiştir ki: « Bugün İçin komünizmin yayılması Birleşik Amerika ve daha bir çok mem. leketler için en büyük tehlikeyi teşldl etmektedh*. Bu yayılma atom bombasından da tehlikelidir. Çünkü atom bombasına karşı korunma çareleri mevcud olduğu halde komünizmin yayılmasına karşı müessir çare yok gibidir.» Komünistler, bize karşı ayaklandılar Esnaf ve isçilerin durunılarmı yakından tetkik etmek üzere Ankaradan, şehrimize gelen eski Zonguldak milletveki11 Dr. Rebi Barkm, İstanbulda kurulması düşünülen .Esnaf ve küçük sanat erbabı kredi bankası» etrafmda dün bir arkadaşımıza aşağ:daki izahaü vermiştir: « Esnaf arasında yapılan tetkikte, Türkiyede istihsalin küçük merkezleri olan ve az çok birer mekteb mahiyetinde bulunan esnaflığın ilerlemesi, meslekî bilgilerinin inkişaf etmesi ve lâyık olduğu refaha kavuşabilmesi için, harb sonrası bazı tedbirlerin alınmasına lüzum görüİOTÜstür. Bu tedbirlerin bir kısmı mevcud mevzuatın değiştirümesi ve esnaf işlerinin tanzim edilerek yeni esaslara bağlanmasıdır. Hazırhklarımız hızla ilerlemektedir. Esnafm hakikî iş hayatmdan gelen bir çok dü«k ve istekleri ilk plânda nazarı itibara alınaeaktır. Bundan başka veniden bazı müesseselerln kurulmasma lüıum görülmüstür. Bunun başrnda Esnaf Bankası gelmektedir. Esnafa geniş ölçüde kredi saglayacak Halk Bankpsı ve Halk Sandıklanndan baçka bir müessese yoktur. Bu bankalarm da sermayesi pek mahduddur. îstanbulda yeni açacağımız büyük sermayeli esnaf kredi bankasının pksiklerini tamamlamak üzereyiz. Açacağımız bu baakayı, mevcud bulunan Halk Bankasının sermayesile de takviyeyi düşünüyoruz.» Küçük sar.al erbabi Kredi Bankası Ş A R K Sinemasmda «FATMA BUŞTİİ Rum müesseseleri Rumca cApoyev Matlni> gazeteslnln yazdığına göre şimdiye kadar bir mütevelli heyeti tarafmdan idare edilmekte olan Büyükada Rum cemaati kiliseleri dünden ltbaren Kadıköy Vakıflar Müdürlüğü tarafmdan idare edilmeğe baslanmı§tır. (Arkası var) PAZAR günü matineler saat 11 de başlar Seans saatlerine dikkat: 1 2,45 445 6.45 915