2 Şubat 1947 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

2 Şubat 1947 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 2 Subal 1947 HEM Yazan. Kabib Sevük NALINA MIHINA Hakikat, iyilik, a?Uık her sahada dalet, güzellik duy«tenkid> in yer alma gularının yanında Gelibolumın Çardak güreşinde Koca hayal yılulışıru avutmak için olacak, sil» meziyet ve kusur bir de kutluluk • Yu£ufun karjisma çıkarıldığı zaman Çemberlitaştaki Murtazamn. ka'.ıvesinde ların bitaraf bir mu duygusu vardır ve Kurdderelı Mehıned henüz pek toydu. bir yarenlik toplantısı yapariar. hiisebesi yapılmak bütün bu duygular da âdet olmusUır. Zaterı Kooa Yusufun gürejte, düğün sayalnız insanlara mahsustur . sirlerledir ki bugünkü medenlyet doğBu toplantıda başpehlivanlardan Kurd Bazı fabrikalar, kömürsüzlük Din meselesinin ehemmiyetle münahibile hakem heyctine kar§ı: «A be, însam insan yapan bu duygu nıuş, evvelâ uzlaşamaz gibi görünen duy kasa edildiğl bir sırada insanlık cevheridereli, Küçük Yusuf, Sakailı Deli Mubana bu Memedi ezdirtmeyin, o, Ueride yüzünden durmak tehlikesine ar olduğu gibi insanlan birbirlerine gu ve kıyraetler insan cevherinin parça mizi teşkil eden kıymetierin tarihi bir büyük bir pehlivan olacak> demesi öe rad, Cihan Pehlivanı Kara Ahmed; başısındıran, bağlayan da bu duygulardır. lanamaz bir bütün olduğunu göstermiş, muhasebesini kısaca hatırlatmak istlyaı kalarını saymaya lüzum yok, bir de bu maruz bunu gösterir. B«lli, genc Mehmed Türk Bir çokluk olarak görünen bu duygular nihayet yaratıcı bir tekâmülü tamam bu satırlar yirml yıldanberi bu yolda tutoplantının şimdi canh şahldi ve o zagüreşinin adile «deste», «küçük orta» Istanbulun kömürü ile yurddaki hava esas mahiyetleri itibarile «sit ve birbir layan amiller halinde bir arkadaşlık ha tulmuş olan istikamete biraz dalia aydm«büyük orta», «ba$alu» gibi, aşağıdan man yeni yetişmekte olan bUim Vezerini tamamlayan kıymetierin ifadele yatına kavuşmuşlardır. Arkadaşlık karyukarıya dizilmiş, kademe.erini bir sıç neöar Cemal var. Murtazamn kahvesi vaziyeti arasmda, gevşeraesine imkân rinden başka bir şey değUdirler; Dilln şılıklı bir fedakârlıkla devam eden sami lık katmak ümidile yazılmıştır. Görülüo vakitler pehlivanlar kulübü gibi bir yor ki bu duygu ve kjymetlerin ahenkolmıyan bir münasebetin ıjıevcudiyâtırayışta atlıyarak «ba.5» a ulaşan nadir şeydir. «Türk güreŞi tarihi» için çok ni §u son fırtına bir kere daha ispat praük fonksiyonu dolayıaile muhtelif ke mî bir yoldaşlıktır. "Bu ana duygu ve leşmesi içtimaî ve harsî blr tekâmüle yaratılanlardan biridir. ehernmiyetli olan bu toplantmm hangi etmi^tir. Şehirde çekilen kömür sıkın ime sembollerine bürünmüç insan cev kıymetlerde arkadaşlık ve yoldaşlık ru bağh bulurruyor. Muhtelif din, mezheb Bununla beraber Kurdderelinin Çarherini temsil ederler. Hakikat duygusile hile çalısükça karşılıklı yardım ve sa ve ırklara karşı tarihimizde gdsterdiğiyılda yapıldığını Veznedar Ceraal kat'i dak güreşinden üç dört yıl sonra, artık olarak söyliymiyor amma bir defa Ko tısının, fırtına dinmedikçe gideriiemi çinde yasadığımiz dünyayı ve kendimi mimiyetlerinin arttığını göreceklerdir. miz müsamaha Voltaire'in meşhur «Felyeeeği alâkalılarca • kesin olarak trildirilkarşısına kimîenin çıkamıyacağı kadar ca Yusufun Amerika dönüşündeki feci öğrenip anlamağa savaşırız. Iyüik Yalnız bütün bu duygular ne kadar yük s*fe diksyoneri!» nde emsalsiz bir örnek geliştiği bir zamanda, Kepsutlu Çakıra ölümünden ve K3ra Ahmedin Paristeki miştir. Bir haftadır şehre pek az kömür duygusile kendimize ve başkalarına ha sek ve güzel olmak isterlerse istesinler olarak gösterilmiş bulunuyor. Müsama«hatalı düşerek» yenik sayıldığını da, ilk zaferlerinden sonra oldıığuna göre gelmiş, stok kömürler sarfedilmiş, ko 'îrsiz olmaktan korunuruz. Adalet duy meleklerin değil, insanların duygularj ha evsafım uzun tarihi boyunca istiyerek bizim pehlivanlık iflerinde en ileri bir 20nci asrm ilk y4|arına rasladığı anlt mür tevzi müessesesi de eiindeki ko [usile hayvanlık hırslarma gem vurmayı, dır. Meziyetlerinin yanmda, maddeye de ve bilorek yapmış olan bir milletin kendi mürlerin büyük kısmını, âcil ihtiyscı 6?Jâhiyet olan, veznedar Cemal Yavu şılmaktadır. şitlik seviyesinde yasamayı, doğruluk bağh olmaları dolayısile, kusur ve zâf öz hayatında bunun daha yüksek ve ince dolayısile Denizyollarma vermiçtir. za istinaden, evvelki yazılarm birinde • e hakkaniyetl yaşatmayı aağlarız. Gü ları olacaktır. Nitekim bu duyguların bir örnoklerini vermeğe çoktan hazırlanmış * * * Alâkahlar, vapur sıkmtısı olduğunu :ellik duygusile her türlü menfaat, hırs bütün halinde ahenkleştiğl cemiyetlerde olduğunda hiç şüphe etmiyorum. Elverir aniatmıştık. Kurdderelinin sonra Çakın Topîantıdaki konuşmayı Kurddereli reddftmektedirler. Esasen sanayicilere yaman bir jekilde yendiğini büen Cetamah baskılarmdan uzak ve bu ha müsamaha duygularınm kökleşmesi za ki aydınlanmiz onda meknî bir halde açar. Veznedar Cemalin hafızasmda cl 40 motör tahsis edilmiştir. Fakat bu mal Yavuz, bunun nerede ve nasıl ol duğu gibi kalanları ben "de olduğu gibi ile istenen ve çeken bir âlem yaratmak rureti nasıl olmus, «insanlık hali» nden bulunan bu jîeniş ruhu i^leyip kuvvetdoğan kusurların hoç görülmekten başka lendirmeyi bilsinler. duğunu bilmediğine esefleniyordu. Ken naklettiğim için kendiliğinden görükcek motörler ve diğer gemiler fırtına dola mkânlarmı buluruz. disine: «Ben biliyorum ve o güreşi göz kı 6nun sözleri sadece bir «konuşma> yısile işliyememektedirîer. Dün ancak Kutluluk duygusile de ucsuz bu bir çaresi olmadığı anlaşılmış, buna karM. Şekib TUNÇ Çeşidli idaresizlikler yüzünden denlz Jerimle gördüm> deyinee, sözüme tnan değil, enüonu bir «hitabe» dir, Tabiî Tunç şilebile Doğan şilebi kömür yük caksiz bir kâinat içinde mahdud lıâkimiyetini Yunan donanmasına kaplü olarak Boğazdan gire'bllmişür. Bu fani mevcudiiktidarlarımızdaa ve ır.amış değil de, yaşımdan beklemezmiş pehlivan hitabesi bildiğimiz gibi cümleli Ankaraİstanbul trenltrri bugiin Tan vapurunun hamamında (ırdığımıt siralerda, Hamidiye, Rauf Orgibi, acabalı bir vaziyet alması üzerine olamaz, gövdeli olacak. Hem bu gövde vaziyete göre yapılacak tek şey, fırtı yretimizln aczinden doğan ezginliğimizi de işlemiyecek Izmlrden hareket eden Tan Tapurucun bayın kumandasında, bir karanlık gecelafifletecck mutlak ve ebedî bir üstünişi kendisine hikâye ediyorum: yalnız katı ye dolu değil endam endam nanın dinmesini temenni etmektir. Bllcclkle Istanbul ara«ndalcl K»raçRm yolda her hangl blr seb*bden tıkanan h3Bazı fabrikalar kömür£iizlükten doiaüğün inayet ve hidayetini aramak, hiç »Sprüsücün tamlrl dolayısUe dün lşlemlycn nıam lavabosu dün şehrlmlzde tamlr ed'l de denize çılcmış, Egede, Adriyatikte ve Çocukluğum Smthrğı, Edremid ve Ba boyludur da, ılmazsa manen yok olmamak ümid ve Ankara • Istanbul trenlerl bugun de lşle. mck t)7ere açıldığı zaman lçlnden altı aylık KiTildenizde dolaşarak bazı düşnınn liyı faaliyetlerini fimdiden tatü etmişlerIıke3irde geçti. Çakırın memleketile Kurddereli: « Baka arkadaşlar, der, mlyecfktlr, Buna mukabll bugün şehrlmlz bir çocuk genlsı çıkmıştır îzzet Işcan ce manlarını topa tutmuf ve harb bittikten esellislni verecek rahün bir yaradana dir, hava vaziyeti diizelmediği takdirde Kurdderelinin köyü Balıkesire yakm işitiriz, bir takım atıp tutmaLır clurığınmak ihtiyacmı duyarız. tnsanlığm den lkl llave uc&k postası kaldırılacaktır. sedl Morga kaldırtmış ve Sftvcılık bâdiseye sonra, anavatan sularına dönmiiştür. dırlar. Kepsut, Bahkesirin batısından muş. Lâfla peynir gemisi hele bizim a\Tii halin diğer fabrikalara da sirayet birl saban saat 9 da, dlğerl de el koyarak taHklkata başlanuştır, Balkan harbinin o felâketli günlerinde, lildijimiz bütün tarihi bu duyguların ana BusJaıdan edeceği ajikârdır. 13 M hareket edsoelüerdir, geşen Siyav ırmağınm sağında, bizim pehlivanlıkta hiç yürümez. Biri derrniş, Hamidiyenin akım Türk denlzcilik taıymetler olarak yaşanmış ve yaşanmak Kamyon ve kamyonet satışları ben Kurddereliyi yenerim; öteki dermiş, Smdırğı da, o tarafta Kocaçay denen ayistenmiş olduklar'ını göstermesi itibarile Serbest kahv3 5 7 0 kuruşa satılacak Kamyon. kamyonet «atışlarının serbest rilıine bir şeref sahifesi daha îlâve etŞehir Meclisinin on dakikalık Tüccara ald fiSOO çuval kahve gümrükni ırmağın Balıkesir cenubunda doğu artık cihan pehlivanı var, önünda du!e insanlık cevherini toplayan duygular lerdeu lnrakıldi}'ı hakkındaki karar dün Vllâytte miştir. Bu bakımdan, evvelce de yazdıçıks'rılmıs ve serbest kaiıve tatıjlatoplantısı dan batıya akarken henüz şimale dön ruîmaz. Huzur güleşinde her şey belli ılduğunda şüphe yoktur. İnsaıJığın ilk rına düııden ltlbaren başlanmıştır, Nakllye blldirllmlştlr. Yalnız bundan evvel komls» ğun gibi, Hamidiyenin menkıbesi anŞehir Uecllsl dlln bejlncl devrenln şuolacak sandık, olmadı. Bize sadece bir meden, bir kaç kilometrelik bir mesayon enırlne verllmlş olan arabalar, listetl? mnğa, övünmeğe ve tebcile değer. Fabat toplaııtısını yapmıştır. Içtima», dün ievirlerinde kutluluk duygusunun bir tnasrafı ve kAr nltbetlnln lltrftalnden sonra kl sıraya göre tevzi edllecekur, fe ile soluna, yani alt tarafına raslar. eüeşme yaptırdılar.» kilosu 550570 kuruştan Mkat bugünkü yazımın mevzuu baskadır. sabah Aukaradan dönsn Vall ve Belfdlye ilid taşı gibi diğer bütün ana duyguları Içmekte olduğu balaban fincanlı kah relst Lutfl Kırdar baskanlılL etml»Mr. Idare endi etrafında topladığmı ve bütün tılsn kaHvenln, tatrada 600 kuruju a?an Çakır da, Kurddereli de hemşerimlz diUsküdar Halkevi gencleri, dünkii topTüberküloz Cemiyeti ye, yalnız büyükler değil, biz çocuklar veyi lopurdattıktan sonra devam eder: hasablarıca ojd dalml komlsyon raporları rymetlere karşı bir ölçek mahiyetinde blr flatl» utüaosgı ta^mln •dllmektedlr. lan(ıdan sonra, Hamidiyenin o zamardd TüberKUloı cemiyeti aylık mutad top Tekel Idareil, •llnd» bulundurduğu kai«Hepimiz bulunduğumuz yerlerden da İle radyo antenlerlne âid tallmıtname llgul aşadığmi biliyoruz. Fakat bunun sebebi bile övünürdük. kilocunu jJmdlya kadar 500 kuru;a lantısmı 5 eubat !)17 çarşamba günU saat miirettebatından Allahın rahmerine kaencünıtnlere haval» edlldlkten sonra lçtl. Sındırğıda Şatırzade ailesinin tanta vet edildik. Sahici bir güreş olacak diye ma ancak on daklka devam etmia T» çar. :utluluk dııygusunda hâkim olmak ea ratmakta ldl TUccarl» yapuan anlaamajra 13,3i) da Cağaloglundakl Etıbba Odasında vuşanlann hatırasını tebcil etmek için, tıalı bir düğünü var. Çakırla Kurddere çıkıp geldik. Eh, keselerimiz doldu. Ama •amba gunu'ıaat 1," t« topiamlmak Uz«r» uretinin mündemic bulunması değildi, gfire, Tekel l'dare»ı rekabtt ytpamıyacagın yapacaktır, denize bir çelenk attılar. İşte bu kahangimizin içine sindi? Pehlivan kaj«lkl iptidaî cemiyet yapılarının lf ve dan bundan sonrk ellndekl kahreler^ tüc Mahkemeye verilen parti liderleri dirşinas hareket, bana şu Uhamda buli de güreşeeekleri için kasabanm batısoc vtrmljtlr, zandığmı almterüe kazanmah. Günalıa innetice kıymetler bölümüne henüz el carın stttıgı ftatla »atacak, yanl flat» lcab sındaki geniş düzlük etraf beldelerden lundu. Tekel Umum Miidiirü geldi girmeyim arr.a bu âldığımız para b«na eltıgı kada< >&m yapacaktır. Ocak »yı, T e . CemtyeUer hanunıın» aykın hareket etekın eden halkla mahşer gibi dolmuştu. haram gibi gelir.» Babıi GUmruk v» Tekel 'BakRtu Buad erişli olmamaları idi. Kaldı ki her ce kelden en çok kahva ç«kllen ty olmuatur. tiğl İçln fctanbul tütün lşçüerl »endlkasi ikinci Dünya Harbi içinde, Refah «iBayrl ÜrgUblUnUn dRvasll» al&kalı işler miyet ebedî olarak ya;amayı istediğine Bu lt'.barla serbut kahv» satiflan, blrden, İle Tekel lsçllerl sendlkasımn kurucuları ve lepi, tneçhul bir denizalh tarafından Kurddereliyi ilk defa Servet Beylerin Kallavi fincanı elinden bıraktıktan baklunda dlnlenllmek Uz«re Ankaraya ça. öre en kuvvetli bir maserî ilıtiyac haTUrk Muhafazakâr Partlsl liderleri, ceml torpillenerek battı ve içinde Ingiltereye ragbet görmemlftlr, evi önünde attan inerken gördüm. Çosonra önce elile blr daire çizerek: «Ha Sırılan Tekel Oenel muduru HUsnU Kar. yetler konununun • ; . 23, 85 v« 33 üncu cukluk bu, öyle sandım ki o, atm üs zır, bellibaşh pehlivanlar hep surada tel, Oeneı müdür yarduneısı Becal Tural nde yaşanan bu arzuyu en iyi tatmin Türk Cerrahî Cemiyetinin toplantuı maddelerlaa tevflXan mahkemeyt verllmlg denizaltılarımızı getirmeğe giden denizdecek kuvvet hiç şüphe yok ebedillğe tünde iken hayvanm kamı yere 6ü yız» dedikten sonra bu bellibaşh pehll Te muhendls Hayrullah dttn aabab tehıidlerle staj görmeğe giden havacılarıTUrk Csrrahl oemlystl 1917 eenesl 1 mel lerdlr. ıağlı olan kutluluk duygusu olaeaktı. toplantısım Opr, Dr. Perldua Şevket Bvmızdan ve geml mürettebatından 167 rünüyor v« ancak onun inmesiledir ki vanları, kendi de dahil, ayn ayrı işaret mlze dCamüslerdlr, Fakat ir.sanlığımızın cevherini teşkil reneella baık&nJıgında TUrk Tıb cemlyetl Kavgadan sonra ölüm TUrk genci bu kîihpece hücum neliceatın karnı eski hizasını buldu. Pek kü eder; «Yarın hep dağılacağız, ben pamGazetecilik Enstitüsü den ana duygular geliştikçe cemlyetle salonlarmda yapmı» Çehrenılnlnde, Dralzaptal mahalleslnde sinde boğuldu. çük olmama rağmen güreşi iyi hatıılı pura atlayıp Bandırmaya, yaylıya atlayıp Ist,anl)ul Gazetecller cemlyîtl, Ünlverslte rin yapıları gelişmiş, işler bölünmüş, 1 Opr, Dr. tlb'ami Akçakoyunlu t a . 21 Dumaralı ev'de oturan Abdullah Tığrıl yonım: Kurdderell, o kalın ve kaya gibi Balıkesre, ata atlayıp köyüme gideceğim. Mnatosuna müracaat ederek| Istanbul Ü . kıymetler birbirlerlnden farkedilecek ve rafındaa Amerlkad* tatblk edllen ve vena Gene Ikinci Dünya Harbi İçinde, Atıadında hır «ahın, aynl mahallede kahvecU Çakın havada çevirerek bir sihirbazlık Yusuf, sen kara pampuruna binlp Şum nlTerslteflude bir gazeteclUlt' enstltusU a* kendi hususiliklerine göre işlenip ilerle (1 Ee*rke£llen yenl blr antttjtlk madde. lık yapau gubahsdrtın Ayke İle kavga et Iay denizaltunu, Çanakkale Boğan açık. çüniaaını lstemlılerdlr, •Senato. bu dllfjl 2 Opr, Dr, Haml Dllek ta'afından, ^ kavga sonunda Sabahoddln bıçakla larına dökülen meçhul mayinlere çaryapar gibi herkesin şaşa kaldığı bir nu yolunu tutacaksın. Ahmed, sen ver lnce>ınekn meagtıldur tilecek blr hale gelmij ve bunun neticeı Norotoral retrogasserlen tatblkl lle çlfa Abdullahı karnından yaralamıştır, Abdul parak battı. îçindeki 39 denizaltıcı da, tarzda yeniverinee... elinl Paris diyip kefere diyarına gidersinde kutluluk duygusundan doğan kıy bulmua blr trlgemlnua nevralje»l vak'aaı. Sebze fiatlan çok yükseldi lah Tıgrıl, kaldınlaıgı Gureba hRstaneslnde kenrtilcrine mezar olan gemilerinin içinMuhatabım, hikâyemi gözleri parlıya sin. A be sakalh Murad, en yakın senin metierin hâkim bir msvkide kalmalan 3 Opr, Dr. Ferldun Şevket Evrenoel dtln ölmüştür. Ce»ed Adalet doktoru Izzet Son günlerdekl jlddetll k;ş Istanbulda ? de, halâ, ebedî uykulannı oyııyorJar. parîıya dinledikten sonra öyle sevhımiş yerin, yarın matbaadaki bekçiliğe döner bir sebze darUSı yaratmağa başlamışür. zarureti kalmamış, ana kıymetler arasm tarr.fından, Envajlnasyonla mtlt*reflk blr Işcan tarafından Vlorga kaldırtılmı;tır, Bu iki geminin fedakâr şehidlerini ti ki, pehlivanlığı ve hakemliği yalrıız sin.» Çshre civardan gelen seDZe azalmakta, ş e . da dayamşmalı bir arkadaşlık başlamıç lleltls ternılnalls vak'gtı, 4 Kulakp boğaa, burua Snütehaasısl nnutmuş görünüyoruz. Ne bu gemilerin Et narkı arttırılmıyor bir mesîek deŞil, bir kutsiyet vecdile Bütün bu belâğat hazırhğmdan sonra hlr lçlndekl babçelere de çamur ve Kardan tır. O halde ki hakikat duygusu, zaferDr. Ziyaetidln Maktav tarafıntlan MUamln Et îiarkının ırttınıacağı hakkındaki ha battıklan günlerde onların hatırasını gören Cemal Yavuz, Türk güreşine daiı Kurddereli teklifini yapar: «Hepimiz glrUmedlğlDden bunlardan da Hâle çok kz lerinde ilerlediği nisbette varhklarm slnılzıtlerde pentsillln tatblkatı ve »onuçu Bebz9 gelmektedlr, Bllhassa lspanak flatiarı berler llglll makamlarca tekzlö edllmektebana verdiği rutam tııtam malurrıatâ be dağılmadan önce hani bir hesablaşıver çok yükselmlçtlr. Kilosu Halde r,o Ruruşa esas mahiyetlerind»ki sonsuz derinlikle bakkın(U tebllğler yapılroıı, münakaçalara dlr, AncaK on üeş gUn «onra ve müvaredat anıyortu, ne de onlar için, kıyılarımıza veya şehidliklerimize birer ta« diktik. t h S ' Opr, D Dr S Semln Sumerman T» Opr. Dr' del bu kadarcık bir şeyi öğrenmiş ol sek. Artık dcdlkoduya mchel kalmasa. •atılmaktadı^ Manavlarda 80 K«) ku ri yakından görmeğe başlamış; kutlu Op takdirde bcsl hayvanları İçln bes. Rcfah, 2324 baziran 1941 günü baton kuru; blr rara yapılabliecekUr. masmdan dolayı «Hay Allah razı olsun Biliriz fetanbul içinde güleş olmaz. Ol ruşa kadar lspanak aatUcıaktadır. Lâhaua luk kıymetlnin lnsaha Verdiği serefle Hayrl ljt;rak mıştır. da Hâlde 2Ö'M, manavlarda 40 "İO kurııiçimizdeki şeytanla pençeleşme yüksek maz ama naha Edirnekapısı çuracıkta iyi ki raslamışım» diye âdeta bütün şa çıkmıştır. Pırasa, kerevlz Hâlde 35, ma bir zevk olmuş, maddl menfaat ve alâkaAtılay da, 14 temmuz 1942 günü bathskkım helâl eder bir vaziyet aldıkfan Omuzlarımız kispet zembillorini, çıkarız navlarda 50liO kuru?tur. mıştır. ları aşarak içtimnî ve insanî bir seviyeye t?şka neredeyse, bir gramlık alıp bir kapıdan dı?an, paylaşırız kozurauzu ken Yeşll selatanın tanesl HAlde 10 kuruaa, Bu ild ?ünU, Halkevlerimiz, denü mümanavlarda en az 15 kuruşa satılmaktadır. çıkmak hamlelerinde adalet duygusunun kiloluk verdiği bu alışveriste, kendini di aranuzda.» egseselerimiı unutmamah o gün denize kuwetlendi§i gürüJmüş; kutluluk duyVeznedar Cemal diyor kl: Herkese bir bnrçlu bile çıkaracaktı! Dünkü hava vaziyeti birer çelenk atarak bu azir şehidlerimU gusunun yüce heyecanile beslensn sanCîngilterenin en büyük Röntgen ve Tıbbî Cihazlar Fabrikası) eükut çöktü. İlk olarak Küçük Yusuf Hava dün sabah karlı ve soğukı öğlcden atı tabiati hasbi olarak temaşa etm,eyi zin hatırasını anmahdırlar. şu cevabı verlyor: «Kurddereli, Allaha sonra yumuşak geçml}tlr Denlilerde SağJık Bakanlığı hesabma Türkiyede deruhte ettiğimiz tesislerin fırKurddereli ve Çakır arasmdaki gü yemin ederim, bir defa ben böyle bir tına devara etmestedlr. Ankara, Anadolu öğrenmiş, insanlara korkunc görünen tamontajma nezaret ermek ttzere, tesisat müdürümüı Mr. P E N N Y, Yanmın bundan ötesini Milli Savnnrcşten de bahsedilen o yazı vesilesile jjledikodu yapmadım. Biz senin pabueu ve Zonguldafc vapurları dün Boğazdan çı biati munis ve sevimli bir hale getirnaiş şubaün ilk günlerinde Türkiyeye gelecektir. Her markadan: tir. Bütün bu hayırlı kaynaşma ve tenıa Bakanı Orgeneral Cemil Cahide hiÇakırm oğlu Mustafa Pehlivandan (evet nu çevirecek pehlivan değiliz. Kendimi kamamıjlardır, Metsorolo]l lttasyonu, haVanın busün tab edlyorum: eoy adını haklı olarak pehlivan diye zi biliriz.> Meğer Yusufun da kendine eleklıikli Saym Bakan, sitden de dileğim suseçmiş) bir mektub aldım. Meğer Ça göre davası varmış, cnu açıklar: «Ben mevfcl! yağıjlı geçec^ğln^ pek az lhtlmalle açacağın^ denlzlerde fırtınanın devam edur: Bu iki sehid kafilesi içln, biri Sakırm bu en küçük oğlu şimdi yüksek eadece cihan pehlivanlığmı kazarimış deceglnl blldlrmektedlr sahibi doktor, hastane ve sıhh! müesseseler, Mr. Penny'nin Türkiyedeki rayburnuna, Öteki Üsküdar meydanında »nimarmıs. 1932 de, henüz ortaokula gir Kara Ahmedle hesablaşmak isterim, o ikametinden istifade ederek, cihazlarını revizyone etmek ve fennî müşdeniz kıyısına olmak ttzere, İki mütekadar.» mek üzere Balıkesirde bulunduğu zakülleri halletmek maksadile, Mr. Penny'nin geniş bilgisine müracaat vazı sütun diktiriniz ve fizerlerine saCemal Yavuz* bu noktayı aydınlatmak man Manyaslı I9mail Beyin Halk oteli edebileceklerini arzederiz. Müracaatleri not etmek ve fazla malumat îitanbul MtUtlliglnden: dece «Refah şehid'.erine» ve «Atılay sealtındaki kıraathanesinde babasile için dedi ki: «Kara Ahmed alafrangada RablUlcvvelin 1112 »lne vermek içta Türkij'e veküimiz: rre 34 gubat hidlerine» kltabelerini ve şehadet takuvvetliydi ama yağlıda değildi. KurdKurddereliyi sohbet ederlerken görü l'i'l" tr.rihlne ma»adlf pazarte^l akşanaı rihlcrini yazdınnız. Bu iki sade ve müDört tenkli blr kapak Makine ve Elektrik Kollektif Şiıketi yor. Kurdderelinin heyecanla elini öp dereliyi bırak. Küçök Yusuftan da çeki rsüı gecEsl) MUbarek Mevlldl Nebev! ol. tevan sühın, o fedakâr vatan evlâdlaİçinde ve yepyenl bir duğıı llân olunıır. niyordu. Nitekim Yusufun bu meydan tüğü zaman koca pehlivan Rumeli şiverını unntmadığımızı, buşrtinkü ve yannşekilde çıktı. İçinde Paris sile: «Te, bu baban yok mu? Ken olnımasına karşı ağzını bile açmadı.« kl nesillere go>teren büer vefakârhk ve ve NewYork moda sa«Ulan Koca kurd, herkesin yüreğine mi Osmanbey matbaasmda bekçilik yapan disüe çok güleş ettik ama Taşköydeki kadirşina«hk hatırası, birer minnet ve indireceksin? Al kispetini, git Kurdderaylarının en son mcvsim îstanbul, Galata, Rıhtım caddesl, Frank han S inci kat No. 32. kündesini hiç unutmam» demiş. Çakırm Sakallı Deli Murad devrüı en zağlı ba?teşvik anıtı olsun. redeki inine!» pehlivanlarındanmış ve neşeli bir adamyeniliklerini bulacaksınız. Model'in bu Telefon: 41072, emrinize amadedir. kulakları o zaman ağır işittiği içln mış da. Kurddereliye son sözü o söyler: | sayısı kapışılıyor. Ismail Habib SEVÜK Kurddereli bu söaü ona da yüksek sesle tekrar edince babası Mustafaya döNe kadar kaçari a r a r verdiniz? Adın ne senin hemşeri? nüp: «Oğlum, o da beni Smdırğıda turuyor... sam, ne derec* içtlArtık müddeiumumüiğe müracaatten yenmişti» der. Ben Hmseye nab etmek istersem başka çaretn kalmadı. Söylesene adını! Şimdi Üniversitenin Beyazıddaki In musallat olmadıoı o kadar başıma gelir. Herif deli galiba: " beyirn... Ben sizin gaatında çalıçan yüksek mimann bu Efendim, ben yaban Söylersem ne olacak? Ben sizden çocugunutun.mektubu sayesinde bir defa Çakırm ! ^ . cı eve girmek istemahdumunuz hakkında malumat iste Hftlâ çocugtıırt. galib geldiği o meşhur güreşin Taşköyfflem. Evvelâ sıkılgan dim; verirseniz verirsinia, vermezseniz dan bahaediyor. de yapıldığını, sonra bu galebenin «dış olduğum kadar soçıkar giderim. Sizin çocugybrpan» la değil «künde» ile elde edil kulgan değilim; son Vermiyeceğim istel Ne yapaoaksın nuz yok mu? diğini öğreniyoruz. Gene öğreniyoruz ki ra da türlü sebeblerefendi? Bak şu kadının haline: Hüngür Bey Yok! çocukluğumuzdanberi bizim sadece le haksız yere hırpalanır, azarlanırıcn. AFredersiniz, rahatsız ettim; sizln hüngür ağlıyor. kmda malumat alayım, dedân. HarbiHanım Var. «Kepsutlu Çakır pehlivan» diye bildigi E, durup dururken böyle seylere neden Artık dayanamadun: mahdum.., yede indim. Tarif edilen mmtakada birDayanamadım: miz babasımn asıl ismi îsmailmiş. Ça maruz kalayım? değil mi ya! Ağlıyorss bana ne beyefendi? Ço Neyi bizim mahdum? Yahu! Sizde kaç «saiık» tan sonra sokağı buldum. Mutabık değllsiniz galiba! Evvelâ Hâdise şu: kırın hemşerimiz olması küçüklüktenhiç insaf, merhamet, akıl, fikir yok mu? cuğu siz peydahladınız. Lâkin «Cankurtaran> Apartımaıîı diye siz aranızda... brri övünüşümüzdü, onun adaşım oluAllah kiırün varsa bağışlasm, benim bir şey yok. İki defa sokağı aşağı yuBen yaşta adamdan böyle sey sorulur Deyinee herif ayağa kalkıp: Bey atıldı: junu öğrenişime ayrıca sevindim. pek sevdiğim bir küçük yeğenim var kan dolaştım. Havanın hali de maium... mu? Herif, şimdi seni boğarım. O çocuk Kuzum, benim durumumda bir Yüksek mim?rın mektubuna hayırlı dır. San günlerde kız değil mi ya! Ay şimdi kayacağım. diye ödüm kopu Hayır, beyefendi, öyle değil. Benim benim değil. Ne diye üstüme varıyor adamın yirmi yaşmda çocuğu olur mu? bir vesile olan yazımızda da açıkça söy roodadır diye kızamığa tutuldu. «Aman yor. Nihayet bizim Cankurtaran Aparsizin yaşmızla bir alâkam yok. Ben sa sun? deınez mi? Sen onu söyle! lemLştik ki babası bütün o havalinin en kızamığa tutulsun da başka şeye tutul tımanının adı Zacnkoç Apartımanı oldudece sizin mahdumuruŞaşırdım; ne diyeyim: Söyîedim ya! Olmaması lâam. acar bir pehlivanı idi. Fakat pehlivan masm! Hayırlı hastalıktır» dedik, Has ğunu ögrendik... Onu da bakkaldan öğ Hâlâ benim rnahdumum diyor ya Affedersiniz, ben sizin sandımdı... Öyleyse ne diye hâlâ benim olmılıkta yenmek ve yenilmekten daha mü talık bu! Ne kadar hayırlı olsa gene rendim: Saib Beyi sordum; çocuğu hashu! Bfnim mahdumum değil, anlamadıniz dememe kaJmadı, bu sefer kadm, koca yan bir asker kaçağını oğluftidur diye bim olan şey «gelişme> dir. Taşköy gü adamı hırpalıyor... Hem de n3sıl. Çocuk ta imiş, dedim de öyle buldum. Vardı't mı? O sizin aradığmız adam ben deği Bina;' benden soruyorsunuz? Nüfusta... reşinde ister Cemal Yavuzun dediği gi yattı. Efendim, çıkaramaz... Bir türlü kı apartımana. Kapı kale duvan... Çal bre lim; ne diye üstüme çullanıyoraunuz? Ne inkâr ediyorsun çocuğunu? Aaa! Beyefendi, yalnış, yanlış... zamık çıkmıyor Bre aman, doktorlar, çal. Nihayet ağzmı burnunu Kr yazma bi, dış tırpanla; ister, oğlunun mektuKabahat sizde değil. size bu işi haber Herkes yalancı da sen mi sahicism? de Bendeniz... Ha! Demek ki siz beni siviL.. hekimler, dostlar ahpablar.., yemeni ile sarmış, bir kadın çıktı. Kaveren ahlâksızda. bunda yazıldığı gibi, kündeyle yenmi$ dikten sonra bana hitaben: Degil misiniz? pınm ardmdan işaret ediyor, «Ne isti Dökecek, merak etmeyin! olsun: Çakırın bu galebesi Türk güre Beyefendi! Ben bir ahlâksızlık yap Bu işin hakikatini söylemezseniz, Değilim ya! yorsun?> diye. Ben de: Valde içerler: şinde nasıl umıtulamaz bir mazhariy^tse mış değilim. însaniyet namına sizden bir sizi şuradan şuraya bıraknîam; saçmızı E, ne diye gekHnte evime? Eskiden kızamıklar böyle miydi? şu da bir hakika'tir ki onun pehlivanşey öğrenmek... bnşımzı yolarım. Benim saadetim mah Canım aç! diye bağırdım. Arnan beyefendi! Çok üzüldiim Efendim, çocuğu sıcak tutmah. Lohusa Bu işin in?aniyetle bir alâkası yok. vo'.du; ocağım yıkılıyor, siı hâlâ... lığı «mevziu kaldı: Belki kendi diyaKadın y^nhş anladı: doğrustı. Efendim, sizin bir çocuğunur., Sen ve senin gibiler vazifenizi yapıyorVe başladı ağlamaya. rmdan çıkmidığı, belki yaşı ilerlediği çerbeti vermeli. Benim çocuklarımm Karnın açsa Allah versinl küçük çocıu;unuz yok mu? Eahatsız? sunuz. Lâkin farkında olmadan evimi Aman hanımefendi! Ben sizden saiçin. Fakat Kurddereli? O, yalnız Ba hepsi kızamık çıkardı, diye eski kıza Öyle değil... Var... idi... barkımı dağıtacaksınız. Gene karımın iki dece, oğlunuzun... lıkesjr havzasından bütün Türkiyeye mıklara hasret çekerken nihayet on be Öğlende de gelsen vermem. Gayri Ya! Şimdi yok mu? şinci gün kızamık lekeleri kendini gös dilenciden uaandık. gözü iki çeşme, aglayıp duruyor. O benim oğlum değil. taşmış olmadı, Türkiyeden de taşıp «ci Var ama rahatsız değil. terdi. Lâkin çocuk çok hırpalandı. De Geçmiş olsun efendim! Ne yapalım, Peki canım! Beyefendi benfcn deDayanamadun, bağırdım: Oh, geçmiş olsun. Bizim de bir çohan çaplı» bir şeref oldu. rece 40... Dile kolay. Öksürüjt, tıksırık; insallah bu da geçer. ğil diyor, siz benim değil diyorsunuz. cuğumuz kiîstnık oldu da, ağzından kan Aptalhk etme kadm; aç şu kapıyı! na göre değil. #*# ağzından kan... Bizde telâş, hem de ne Teltrar geldi: Geçer ama, sineye geçer. Yemeden Bu çocuğun babası anası yok mu? Kadın hiddetimi görünce dayanamadı, geldi; onu merak ettik. Sizin de çocuAbdülhamidin pehlivanlarla arası iyi telâş! Serçe kadar yavrucak. Ağzından açtı, ve açtıktan sonra da: Siz kimsiniz? Ne bilelim biz? içmeden insanm başına... ğunuzun kanmdan, sey, ağzından Jcan olmadıktan başka Istanbulda güreşi ya kan gelirse... Beni tanımazlar. Oğlu için bir şey Darülâcezeden mi aldınıt? Derken kapı açıldı. İçeriye akça pakgçlmiş dediler. Acaba... Yoharı çıhaTken ayaklarml temizîe! sa's bile etmişti. Fakat Koca Yusufiarın, Doktorlar: Adam, yakamı tuttu ve silkmeye başça bir taz« girdi. Gözleri şiş şiş. Beni Dememe kalmadı, hanım oturdu, minBenim her gun nerduvanı yeykıyacai Bjçeneceğim de.M Hergeleci İbrahimlerin, Kara Ahmedle Merak etmeyin! Boğazı# bilmem halim yok. Kadm tekrar gitti. tçeride iri iri ko görünce: ladı: evvcl ilââhır çocuğun hastalığmı anlatrin Avrupa ve Amerikada kazandıkları neresinden sızan kanlar mideye inmiş, nuşmalar işittim. Pişman olducn geldi Bana bak hemşerî, dlnle beni; Bu tı. Bsnim merakım zail oldu ama, doğ Rica ederim beyefendi! Bu işin ha Kadın, sen bud.ila mısın? Ne diye zaferler Türk pehlivanlarmı birer des oradan çıkmı?, falan filân... ğime. Hasta evinde.adam tedirgin etmek kikatini anlamak istiyonım, ( ve hıçkı nu öteküere de söyledim.» n:su hskkımda vaptıkları muameleden tan haline getirince Istanbuldaki ecnebi Ertesi gün komşulardan blrl haber açmıyorsun kapıyı? de saygısızlık; lâkin bir kere oldu, ne rarak) koeam bana hakikati söylemiyor; Yakamı bırakın efendim; ben gide o'f müte»ssir oldum. Ben seni düenci sandım idi. sefirleri padişahtan bir Türk güreşi sey verdi: yaparsm? Şimdi hırsız gibi sivışmak da bari siz söyleyin de bu azabdan kur ybn. Sizi rahatsız ettlğirh anlaşıldı. Siz Bilmiyorum, hâlâ adamcağıa, o asretmek riîasında bulunurlar. Abdülha Bende dilencl kıyafeti var mı? Cankurtaran Apartımanının ikinci olmaz ya! tulayım. muhakemenlzi kaybetmlşsiniz. kpr firprisinin babası diye sıkıştnıvormidin bunu reddetmesine imkân yok. katmda Saib Beyin küçük oğlu da si Var ya! Elinde gopa... Ne beleyim Hizmetçi tekrar geldi; yarım ağızla: Vallahi, korkulaçak bir şey yok dl Yook, bir yerlere bırakamam. Beni lar mı? Allah kimseye vermesin. DüZamanın kalburüstü pehlivanları davet zinki gibi olmuş; sonradan geçmiş. Bu ben. Gunde türlüsü geliyor işte! Buyurun! diye beni içeri aldı. yorlar. Herhalde sabır lâzım hanıme dinle: Ben beş sene evvel şu kadınls şünün bir kere: Günün birinde resml edildiler. Yalnız elaltından onlara nasıl cene kızamıklar hep böyl«! Şimdi söyle bakayım: Saib Bey Soğuk da bir apartıman. Paltomu, fendi! m€trn:rİ3r kapınıza gellp: evlendim... bir tenbih yapılmış olacak ki bu güreşhangi katta otunıyor? Bizimkinin anası tutturdu: şapkamı oracita bir iskemlenin üstüne Sabır, sabır; neçeberi sabredeyim? Si'in yirmi yaçmda bir oğlunus Allah dirlik düzenllk versin. Bnna ler sadece, sefirlerin dediği yerine gel Hangi Saib Bey? Soralım; bakalım sahiden bizimkl bıraktım. Beni küçük bir odaya aldı Her gün aynı nakarat. Ben hakikati bils?~ . j var. ask^r kacacı. Nerede olduğunu söysin diye. bir ?cz boyamsdan ibaret ka gibi mi? Canım, oğlu varmts... lar... Yarı oda, yarı yazıhane. Duvarda mek istiyonım. Dinleee! Ondan evvel de evlenrai» ı 1«' mi^iniz? d«rse... hr. Vakıâ padişah pehlivanl'ara bol bol Rchbere baktık, telefonu yok. Canbir Hilâliahmer takvimi, bir eski Şir Ha! Uçüncü kat, dört nümere. Doktorlar sBylemiyorlar mı? değildim. Nüfus kaydırn meydanda. j Siz iste.^içiniz kadar inkir edin; kaihsanlarda bulunmuş. Fakat neve ya kurtaran Apartımanını sorduk; NişanMcrdivene sardık... Bir kat, bir kal keti Hayriye vapuru resmi... Suluboya. • Doktora göstermedim, Olabilir. j rınızın içine kurt dü?er. Güç durum rar? Pehlivanlar kendilerini Abd'ülâziz [laşı ile Pangaltı arasında Hacı bilmem daha... Dört numDra. Oh... Nefcs nefese Talan filân. Aman hanırnefendl; hiç İnsan bir Olabilir ha! Pekâlâ! Beş sene evvel j &o^rusu. Böyle yanhşlıkları yaparken : denberi unutulan «huzur güreşi» ne ça n» sokagında; tarif ettüer kapıyı çaldım. Bir hizmetçi kadın: Pek az sonra kapı hızla açıldı. Içeri doktor çağırmaz mı? evlenmiş olan •bir adarmn yirmi yaşm dikkat etmeli! ğırıldılar diye se^nip meslekleri gene; Ne yaparsınız? Meraktan kurtulahm Ne istiyorsun? kırk yaşlarmda bir adam girdi ve doğru Benim doktorluk lşim "yok. <îa oğlu olur mu? (Bu da lâf mı j»a? Dikkat edilse yanitıbar buldu diye bayram yaparlarken. diye, evvelki oksam kalktım, aWm gabana yaklaşarak: Beyefendi burada mı? Bu sırada bey lâfa karıştı: Olmaması lâzım. hşlık yppılmaz. Ve dahi cümleye maJflTtı güreşın bir gösterişten ibaret kahşile reteden eve dönerken oradan geç^yim Ne istiyorsunuz? diye hışımîa sor Sorayım. Hi! Bir de başımıza hasf^Iık çıÖyleyse ne diye tana mosalinh olu ola ki işbu hlkâyemlzin yarısı haki«çleri kızgın, suratları asık, u»radı!;brı de adarr.dan çorjğv.r.un hastahğı hakAnlsşıldı. Adamına göre evde adamı du. Şsîir^ım doğrusu: karm. Kuzum, su bizi çıldırtmaya mı yorsunuz be adamiar? Bu kadın da tut kattir.) B. FELEK Kok sıkıntısı Kutluluk duygusu Mustafa Sekib Tunç Yazan: Prof. Refâh ve Afilây şehidleîirîi unutmıyalım Milli Sa.vunma BaTtanına iin, Üsküdar Halkevinde, Hamidiye kruvazürümüzün Balkan Harbindeki meşhur akınının hatırası anıldı. Balkaıı Ilarbi, o zamarüsi devlet adamlarının ve yüksek kumanda heyetlerinin idaresizliği ve beceriksizliği yuzünrten ve bütün Rumeli ile Ege ndaları clden çıkmıştır. Dir arkadaşile bcraber itmir civarında yanbşlıkla alılmıs bir jandanna knrtununa knrban gidcn ıahmetli Bursalı Mehmed Nihad Beyin Balkan Harbinin Trakya seferine aid bü>iık ve çok kıymetli eserini okuyanlar, o harbi ne kadar boşuna kaybettiğimhi, iyi bir hükumet ve iyi bir kumanda heyetile zaferin nasıl »ilâhlarımıza nasib olabileceğini gürmüşlerdir. Bir yürekler acısı okn o talihtiz harb içinde, karada olduğu gibi, denizde de harb fena idare edilmistir. Buna raçmen karada da, denizde de münfcrid kahramanlıklar, harbin seyrim değiştirememiş olmakla beraber, Türkün tarihî şerelinl korumuş ve kıırtarmıstır. Bunlar arasmda Hamldiyenin meşhur akım da vardır ki Birinci Dünya Harbinde, A'.manlann Emden kruvazörüne bir örnek olmuştur. :ı WATS0N And SONS Lfd. LONDON RONTGEN TIBBÎ CİHAZLAR Mübarek MevSudu Nebevi NUREDDİN PEKARUN ve ORTAĞI r T A H K İ K A T Yazan: Burhan Feiekl

Bu sayıdan diğer sayfalar: