CUMHURlYET 11 Temmuz 1945 IKTIBASLAR İkinci Dünya Harbinden alıııan askerî ders Yazan: İngiliz Askerî Mütehassısı Gl. Zufler Alman askerl satvetinin gerek yükselişinde, gerek yıkılışında hiç bir şey gelişi güzel vuku bulmarraştır Talihli olmanın veya talihsizliğe uğramamn bu Lşte zerre kadar tesiri yoktur. Çünkü mesele yalnız hesab meselesi idi, ve Almanyamn yükselişi ile yıkılışı ayni derecede felâketli idi. Çünkü bunların biri, diğerinin köklerini beslemekte idi. Clausenitz'den sonra Almanyanın belki en derin düşünen askarî mütefekkiri olan Hans Delbruck, bunu izah etmişti. Onıın bir çok askerî nazariyeleri için<ie en mühimrni, stratejinin iki belli başlı şekli bulunduğudur. Biri: İn,ha etmek, diğeri yıpratmaktır. Birinde harbin biricik hedefi, muharebeyi kazanmaktır Diğerinde haro, siyasî bir hedefi gerçekleştirmenin vasıtalarmdan biridir. Hangi stratejinin kııllanılacağı meselesi, siyasî ihümallerle denk tutulan miliî kaynaklara bağlıdır. Meselâ 18701871 Fransa Prusya harbi sırasmda Alman kaynakları Fransız kaynaklarından daha büyük olduğu ve siyasî hesablar üçüncü bir taraiın harbe karışmasına ihtimal vermediği için imha Stratejisi daha verimli sayılırdı. Çünkü siyasî bir hedefi en kısa bir zamanda ve asgarî gayretle kazamyordu. Delbruck bu stratejinin, millî kaynaklara karşı beslenen güvene dayanması lâzımgeldiğini. aksi takdirde imha stratejisinin intihardan farksız sayılacağını belirtmiştir. Büyük Fredrik vaziyeti bu şekilde gördüğü için daha fazla yıpratma esasına güvenmişti. Bununla beraber geçen harbin başladığı sırada, ihtimalki deniz kuvvetinin ehemmiyetini lâyikile kavrıyamad'iğı için, Delbruck imha stratejisini desteklemiş, soııra Almanların Marn muharabesini kaybetmeleri üzerine yıpratma esasına dönmüş ve harb hedefinin ya pazaılıkiı, müzakereli bir sulh, yahud İngiltere ile Fransayı harb alanmda yere sermekten fazla ikisini ayırmak olmasını istemiştir Delbruck'un bu hareket tarzı, ikinci Dünya Harbinde kendini büsbütün ar çığa vuran bir hakikatin başlangıcı idi. ve bu hakikat Alman askerlerinin tarihten bir şey öğrenemediklerini açığa vuruyordu. Almanlar 1914 te Napolyon harblerini anlamamış olduklarını göstermişlerdi. 1939 da da birinci Dünya Harbine karşı ayni şekilde davranmış olduklarını isbat ettiler.» Halbuki Napolyon harblerinin âkıbetini St. Helena adası r« blrind Dünya H«rWnin aonunu Kayser Vilhebn'ın menfası ol»n Doorn şatosu vuzuh ile gösteriyordu. Almanlar bunların Ötisinl d» gönnedller. Napolyonun bütün muharebeleri, de ayni netlceyi vermls, ve Hitler de ayni yolun yolcusu olmuştur. Bu üç olayda da hata yalnız stratejik mahiyette değildi, üstelik ayni hata idi. #** ikinci Dünya Harbintn başında Almanya, İngiltereyi yenscek kaynaklara sahib olmadığı için imha stratejisi, Almanya için intihar mahiyetini almıştır. Onun yerine yıpratma stratejisini tatbik etmek gerekti. Çünkü imha stratejisini muvaffakiyetle tatbik edebilmek için Almanyanm Manşı geçmesini sağlayacak vasıtalara malik olması icabederdl. Halbuki Almanya 1933 ile 1940 arasmda her sey için hazırlanmış olmakla b«raber bir şeyi ihmal etmişti. Yirmi millik bir düşman suyunu aşmak!.. , Almanya bu işt başarabılspydi, raferi kazanırdı Çünkü bunu yaptıktan sonra Amerikamn harbe girmesi de harbin neticesi üzerinde kesin bir tesir yapamazdı İngiltereyi mağlub eden bir Almanya ise, Rusyayı ya imha «der, yahud yıpratabilirdi. Surateji bakımmdan bütün harbin özü, Mang denizine hâkim olmaktır. Bu Manş denizl, 1940 da bir hendekten ibaretti. Fakat 1944 de bir kanaldı. Ve yalnız bütün İngilterenin ganayiinl değil, Amerikamn bütün sanayiinl korumakta idi Sonunda bu sanayi kaynaklarınm verimi imha stratejisini tatbika imkân verecek hale gelmiş ve gene bu kanaldan istifade edilsrek Avrupaya girilmistir. 1 Hukukî düşünceler seferyapacak HEM NALINA MIHINA Akdenizde gemilerimiz Gidecek yolculara büyük kolaylık gösterilecek Gemilerimiz tarafından Akdenizde yapılması kararlaşürılan seferlere yakında başlanacaktır. Bu seferler, her on beş günd« bir yapılacak Istanbul Izmir Pire Iskenderlye Portsaid Hayfa Beyrut Trablusşam Iskeuderun Mersin Antalya Rodo» Izmir Istanbul rotasını takib edecektir. Turlar yirmi gün sürecektir. Bu hatta çalışacak vapurlarla seyahate çıkacaklar için büyük kolaylıklar gösterilecektir.. Pasaportlar yolculara gidiş dbnüj için verilecek, gümrük muameleleri vapurlarda yapılacaktır. Gidip gelm« biletleri nıemleketimiz dahilinden temin edilebildiği gibi bedelleri de Türk parası ile tediye edilocektir. Pasaport ve vize kontrol muameleleri de frapurda ynpılacaktır. Ticarî eşya ve yük navlunları bu esa?a tâbi olmıyacak, müteamil döviz muameleleri carl olacaktır. Devlet Denizyolları ve Limanları Işletme Umum Müdürlüğü bu hatta vapurlarımızın uğrıyacakları iskelelerde acentalar teminine çahşmaktadır. **• Onun için bana öyle geliycr kl harbin en büyük askerî dersi çudur: «Döğüş kuvvetleri daima değişmekle beraber strateji, ayni durutnu muhafaza ediyor. Strateji, bir san'at (art) değildir. İlimdir ((Science), hesab işidlr. vasıtalar, şartlar ve gayeler arasmda bir denkleşmedir. Bnşlangıçta bir hata lflemek bütün bir hesabı altüst eder. Almanlar için harb, daha başlamadan kaybedilmişti Halbuki ne kadar azımız ta başlangıçta bunun böyle olduğunun farkma varmıştır. Niçin mi? Hâ!â çoğumuz,,, harb âlimi değil, harb san'atkârıyız.» Amerikan ATeu"STV>efc Mecmnastndan Şehrimizdeki Bakanların yaptıkları teikikîer Bastara.1t 1 tnci sahtjede kan, bilhassa devlet sanayii ile ferdî sanayiin karşılıkh durumları ve hakları üzerinden bu iki sînayün yekdiğerüe rakib gibi bir vaziyet arzettiği hakkmda bir fabrikatorun mütaleasını önemli bularak demiştir ki: < Devlet sanayii ile ferdî teşebbüslerin malı olan sanayi arasmda hiç bir zaman ve asla bir rekabet mevzuu bahsolamaz. Devlet sanayii, ancak ve ancak hususî sanayiin noksanları tamamlamakta, ferdin başaramiyeceğı sahalarda çalışmaktadır. Bu bugünkü şartlar içinde böyle olduğu gibi, yarm dahi böyle olacaktır. Hattâ devlet sanayiinin iş sahasında başarı gösteren hususî sanayie daha fazla yer verileceği ve himaye gösterileceğinden şüphe etmemek lâzımdır. Bizim için iki sanayi arasmda hiç bir fark yoktur ve hattâ hepsi bir küldür.> Hariçten hazır sanayi mamulleri, me6elâ altı kauçuk, üstü keten ayakkabı ithalinden şikâyet eden sanayiciler* de cevab veren Bakan, sanayiimiz« zarar verecek ithalâta mecbur kalmmadıkça, taraftar oluomadığını, bununla beraber dost memkketlerin sanayiinin de duruttunu gözönünde tutmak mecburiyetinde bulunduğumuzu hatırlatmış, maamafih bu işi tetklk edeceğini söylemiştir.ı Tekel Umum Müdürü izahat veriyor Tekel l'mıım müdürü Hürrem Şfren; Tetcel maddeierlıun satı; Te sürümünü »rttırmak dolayıslle yaptığı Takınçark ıey*. hatl, rakiı blra, çlşe buhrsnıt Takın;arK Komşu devletlerintn blzden «ldıklan ve rağbet gösterdlklerl maddeler hakkında gazetecilerle blr konuşma yapmıştır. Umum müdürı hükumetln ucuzlfttma slyasetıne tâbl olarak Tekel maddelerlnln de İmkân dahlllnde ucuzlatılmasına çalışıldığını bllcllrmlştlr. Rakılarda utflık Te temlzllk clhctlne gldllmfslnln bazı tlryakllerl titlzlfiıdlğinl •Aylljcn Umum mUdür, bu vazlyetln rnkı satısını azaltmakta olduğunu blldlrmlstlr, Rakı •atıeı ^,0 mllyon lltreden 7,5 mllyou lltreye düsmüş^ buna nntkabll blra satıçı 14,.">mllyon Utre'ien ] S mllyon lltreye çıkmıetır, Memlekettekl sl|e lhtlyacı Tazlvetlne temas eden Umum müdür «yvelc» sl$eye olau ihtlyaç 30 mllyon İle' gösterlllrken »lmdl bunun 40 mllyon» çıkmMinın, darlı|a ftmll oldugunu bUdlrmljtlr. Memlekette l&7im olan normal haddekl blra lhtlyacı 40 mllyon lltre olarak tesblt edllmljtlr. Halbuki bunun slmdlkl halde temln edllmeelne lmkftn gdrUlememektedlr. Evvelkl »kjamp Kadıköyd» blr gencln ölümü lle blten recl blr tramvay kazası olrauştur. Tlrml yaçlarında Haydar adında blr gene, doğru Bostancıya giden fdrek) tramvaylardan blrlne blnmljtlr. Vatman Omerln ldareslndekl bu tramTay Kızıltopraktan geçerken Haydar atlnmak istemiştir. Tramvay olanca hızı İle gltmekt* Iken »tUyan geno yere düşerek ağır »urette yaraBakan Bursaya gidiyor Ekonomi Bakanı, yarın Bursaya gide lanmi) ve kaldınldığı Hftyriarpaşa ha«taneslnde dün ölmuştllr, rek Merinos fabrikasmda tetkikler yapacak, Gemlik Sungipek fabrikasını ge Bir gazino •ahibinin yargilanması eecek ve gene şehrimize dönecektir. Fahlş flatla Içkl, meze T« yemek satmak suçundan, Tepcbaşındakl Cumhurlyet gaTicaret Bakanmın tetkikleri Ticaret Bakanı Raif Karadeniz, dun zlnosu sahlbl Vangel İle Garsonu Mlzrahl bakkmda Şehlr Tlyatrosu Ithalâtçı ve ihracatçı birliklerinde meş Feyzl tarafından açılan darayamuhasebecİBl dün beşlncl gul olmuş, muhtelif işler üzerinde izahat mllll korunma mahkemeslnde deram edllBİmışür. Bilhassa fiat verme ve sipariş miştlr. Dünkü oturumda soz alan davacı eervislerinde fazla duran Ticaret Baka veklll vakayı lzah ettlkten gonra; c Böyle lhtlkâr olaylan memleketln nı, fiat ve siparişin ne gibi sebeblerle geciktiği üzerinde etraflı izahat almış, lktısadt btinyeslnl sarsar» demlçtlr, Sanık veklll Sadl Rıza da : müteaddid sualler sormuştur.. Bakan, < Ilıtlkârın lktısadl bttnyemlz! «arsm» dağıtma işleri hakkmda da geniş izahat flkrl blr hayal mabsulddür» cevabım veristemiş, bazı idart dağıtma kararlarının mlç Te bu Eozlerlnln mahkeme zaptına g«ne gibi sebeblerle verümij olduğunu çlrllmeslnl rlca etmlştlr. Mahkeme bazı hususlarm lncelenmesl lçln başka güne araştıımıştır. bırakılmıştır. Bakan, sekiz ithalât ve ihracatçı birSıtma ile savaş liği idare heyeti azalarile umumî sâtib Sıtma mücadele heyeti tarafından hazimuavinlerinin yaptığı bir tcplantıda da ran ayı lçlnde Tll&yet hududları dahıiınde İTuiunmuş, toplantıda gerek ithalâtçı, 319 kojün sıtma bakımından muayenesl gerekse ihracatçılar ithalât işlerinin yapılarak 3S53 ^'5' tedavl altına alınsüratlendirilmesi, siparişlerin kolaylaş mıştır. Arazl ıslahatı bakımından açılan kanal tırılması, dağıtma işleri üzerinde düşünve arklirm mlktarı 2i>.St)7 ınetredir. 57,017 celerini söylemişlerdir. Bilhassa, Anglo metre mlkabı katıal, dere Te ark temtzlen. Amerikan büroya giden muamelelerin m l S, 2053 mctre nılkâbı çukur doldurulgecikmesi üzerinde durulmuş, birliklerin rouş, 230,303 mesken re mahal kontrol mevcudiyeti üzerinde görüşülürken bir edllralş, 356,791 yer mazotlaumıştır,. Ayliklerin kaldırılmasınm mevzuubahs da rıoa SllKrlde Bağlıca bataklığınm temlzlen hi edilmesinin doğru olmadığı ileri sü mesln3 mükeHefiyet ueullle devam edllmlçtlr. Ayamama, Cevlzllk bataklıkları Ue Beyrülmüştür. koz kazası lçlndekl Sırapınar, Cumhurlyet Toplantı geç vakte kadar devam etti ve Ishakh koylerlnde bataklıklar temlzîetğinden görüşmelere perşembe günü sa tlrllmlştlr. bahı devam edilmesi kararlaşmıştır. Tütün ikramiyeleri Ticaret Bakanı, kendisile görüşmek Beyoğlu ve Tak=lm Askcrllk çubelerlnln ve derdlerini söylemek istiyen tacirleri defterlerınde kayıdlı malul aubay, erat Te lkrnmlyelnln bugün Kutlu handa Bakanlık Teftiş He şehld yet.mlerlnln tütün yeti dairesinde biıaat veya Teşkilâtlan tevzll gunlerl aşağıda gosterllmiştlr: 1 J, dırma Umum Müdürü Mahmud Şida 36 3 66,12 temmuz perşembe subaylar 14 temmu3 cumartesl subaylar vasıtasile dinliyecektir. 1 40, 17 temmuz salı erler 41 80, 19 temmuz perşembe erler 81 120, 21 temmuz cumartesl erler 121 1S2, 2İ temmuz B«U erler 1 40, 2fı temmuz perşembe çehld yettmler •1180, 23 temmuz cıımartesl şelıld yetlmler Sl 120, 31 temmuz salı şehld yetlmler 1211IİO, 2 aiîustos perşembe şehld y?tıml?r 161 212, 4 ağustos cumartesl senid yeKütübhaneni?de bulundurmakla övüne tlmler. neceğiniz ve asıriarca yaşayacak olan Go=;t?rilen günlerde 4 adefl fo.tograf nüdünyanın en güzel muazzam şaheseri fus cüzdani, resml sened, rapor ve maaş Takımı 6 lira. e\lzdanlarlle blrllkto Askerlik subeierine müracaatle llin olunur. ARİF BOLAT KİTABEVt ölümle biten tramvay kazası Temmıu Te »Kustos ayları lçln eeytinyaftı dağıtma lşlne yarın »abahtan ltlbaren (ehrln her tarafında Eeytlnyağı «atıfin» lzlnll bakkallar tarafıudan baelanacaktır. Zeytlnyağı tevzlatı «Z» kuponları İle yapılacaktır, Bolge Ticaret mUdürlüftünde »eytlnyagı dağıtma lşlerlnl tanzlm eden btlro, bu aksama kadar bütlln bakkallara reytlnyağı riağıtımım tamaınlamış oalrak ve bakkallar Tlparet OflMnden yağlarını alacaklardır. Her bakkal, lstlhkakının yüade 2 J lnl geçmenıek sartlle l^tedlğl kadar y«c;ı aimakta serbe^t bulıııınıaktadır, Yagını bltlren he dığı bir histen başka blr çey olmadığı men yenldeu yağ alacaktır. Bakkallaıa ve alde, kanunu yapanlar ve onu tatbikle rllen yaSlann, geçen defa oldııfiu gtbl RPiıe görevli olanlardaki «hukuk ve adalet :;,5 asld dereoeslnde old\:Su Izmlr Inclr uııru» yalnız hisse değil, muhakema ve ve Uziım Tarım S.ıtıs Koupcratlflerınln ra bilgiye dayanan, kaynağını bunlardan poruna lsttnaden l)eyfln edllmektedlr, alan bir şuurdur. Hepsi de aydm olan, tsveç vapurlan yük alıyor ilnınsı gereken «idare edenler» in, ahLlmunımı.^la bııluııan Iiveç baııdırall Vaslnnd Te Yagoland çlleplerl but^ün ha âkî düsturlara riayet etmesi blr fazilet rmîle alma^a başlıyacak ve cuma günU ak değil, onlarda mutlaka bulımması geşann !lıııflnııni7dfln lıareket edcccklerdir. normal bir vasıftır. Esasen bu Vesland şllepl, tnm hamııle olarak dogruca ılmazsa, kanunlar nekadar güzel olurIsveçln Gothenburı; llmanına hareket ede îa olsun ve rejim hangi adı taşırsa taşıcektlr, Sagoland şllepl İse llmammızdan 1*, bir «hukuk devleti» nden balıse veç lçln azı lakat Beyrut ve Iskenderlye lçln tara hamule alaraktır, Bu şllep lçln imkân olmn». Zira ahlâksızlar elinde Surlye ve Mı«ırda daha evvel yer tutujmıı? lerşeyin bir lıilesi bulunduğu gibi, gübulunmaktpdır, kanunların da lıilesi bulunur. E c ki leviıdcki «hilei çer'iyye» ler, lslâm Kalay serbest bırakıhnca Ticaret Bakanlitu tarafmclan entî.^ı ta ınine dayanan eski lıukukun bazı hümamen «erbest bırakılan kalaym peraken vümierini tatbikten düşürmek ve böyde olarak plyasada satılmasına başlanmış ece Allahı aldatmaktan başka ne>i ifatır, Kalay bulamadıklaıından dolayı Ucretlerl pek yükscltmlş olan kalaycılar şlmdl e eder? Binaenaleyh ahlâklılığı, yaşakr.laylama tlcretlnl dılîürmege baçlamıslar nak ve ebedileşmek istiyen bir cemıctte ve onun idarecilerinde normal bir dır, asıf olarak kabul etmek mecburiyeünMukavva ithali Tlcorpt Bakanlıcı, bılhrı«=a nyakkabı lma eyiz. Bu böyle olunca, asıl fazileti, bu lâtmda kullanılan knlın mukavva lthalft asfın, «hukukî muhakeme ve bilgi» ile tını durdıırmuştur. Buna sebeb Izmlt Bel eçhiz edilmeslnde görürüz, lşte o zalüloz sanayii mücspselerlnln knfl derecede man, ve ancak o zaman, «hukuk devlemuka\ va lmallııe muvaffak olnıasldır# veya «hukuka bağlı devlet» dedişiMatematik imtihanlannda miz ideal devletle karşı karşıya bulumuvaffak olamıyan talebeler uruz. Bir kaç gllndenbeıl Ankarada bulunftn n Mılll Egrtlm müdıtrü Halll Vedad Fıratlı dün eehrlmlzc gelmlştlr, Müdür, Bakanlığa, «Hukuk dergileri.», yenl hukuk probbu yılkl lmtlhan sonuçlarım blldlrmlş ve •mlerinin lâboratuvarı ve hukuk biliönümüi'dekl ders yılına ald hnzırlıklar minin yayıcı va^ıtaları olduğu için, bir hakkında temasîarda bulunmuştur. Verllen karara göre, Matomatlk »mtlhanemleket bu dergiler bakımından ne larında hiç muvaffak olamıyan Kadıköy adar zengin ve bunların okuyucu kütKıa llsesl orta ki'imı İle Çatalca Te Bakır•i de nokatlar geniş olursa, o memles koy orta okul son Eiıııf öfrencllcrl lçln yaz aylarıncla yetiştirme kursu açılacaktır. cette «hukuka bağlı devlet» idealine nisbette yaklaşılmış olur. Bununla, Eylul devreslnde ö*rencller yalnız bu dersten lmtlhane glreceklerdlr. hukuk dergilerini, hukukçu olmıyanlaOğretmen kadroları önümüzdekl ay lçln ın da okuması mutlaka lâzımdır» dede tamamlanacak, okulların öğrencl duru mek istemiyorum. B'jna imkân yoktur muna göre de hazırlıkları yapılacaktır, e böyk bir düşünce abes olur. DüşünRiişvet alan millî korunma üğüm şey, bunları, evvelâ, adllyeci, kontrolörii dareci, avukat veya öğretici bütün huBeyoğlunda, Kalyoncukullugunda blr ka. kııkçuların okumasıdır. Bazan işlerin sabdan elll llra ruşvet alırken yakHlanan, •okhığıı, bazan da düpediiz isteksizlik Vllayet mllll korunma kontrolörlerınden Muharrem Olcay lklnd mlllt korunma e alâkasızhk gibi amiller, hukukçulamfthkemeslnce blr sene, dört a,y hapse ımızdan çoğunu, hukuk neşriyatını akibden ahkoyar. Esasen her hukukçumahkum edllmlştlr. Zeytînyağı tevziatına yarın bajlanıyor ,••••^^••1 Y a z a n : îstanbulda yenl çıkmaja başlayan vel «İlerl Hukuk» adını taşıyan aylık hukuk dergisinln ilk layısmı tevk le gözden geçirirken, Cumhurlyet dev1 nun, her «hukuk eserini> okumasma rinde hukukumuzun ne büyük ve fe zaman ve imkân müsaid değildir. Fakat yizli bir gelişme yoluna girdiğini dü her hukukçunun, her «hukuk dergisişünerek yeni bir haz duydum. Bu sü ni» gözden geçirmesine zaman da, irntur.îarda, başka bir münasebetle yaz kân da müsaiddir. Zira bu derçilerden dığınuz gibi, Cumhurlyet rejtmi «hukuk bazıları ayda, bazıları da üç ayda bir devleti» veya <hukuka bağlı devlet» lefa yayınlanır, adedleri de iki elin, parmak sayısını aşmaz. Ve bunlar o mefhumunun müşahhas ifadesidir. sen, luıkuka bağh olan devletle bağlı kadar mütevazı fiatlarla satılmaktadır olmıyan devleti birbirinden ayıran ba kl, günlük gazetelerden birinin bir yılriz vasıf, birinclsinde: Devleti idare lık abone bedeli ile, en az üç dört huedenlerin bir nizama ayak uydurması kuk dergisinin bir yıllık abonesini teKhumu, yanl hükumet çarkmı döndü min •etmek mümkündür. Demek ki zarenlerin keyfî hareketlerin» sed çekil man da vardır, imkân da. Mesele, arzumiş olması ve onların gerek kamu işle dadır. Düşündüğüm iklnel nokta, gerçek rinde ve gerek ferJlere karşı durıımunda, yiiksek bir irade mahsulü olan ka hukukçuluğun teşviki suretile, kaide mına tâbi oluşudur. Cumhurlyetin en ve formüllerin ve rengi bozuk menfaatiistün devlet şekli olmasınm sebeb ve lerin külesi olan basit ve borne hukukhikmeti, onda, idare edenlerin ve idare çuluğun kökünil kurutacak idenlist bir Anolunanlsrın riayet zorunda oldukları hukuk neslinin yetiştirilmesidir. kanun ve nizamı koyan yüksek irade cak, bir meslegin yüceltilmesi, yalnız nin, bizzat milletln iradesi olmasında idealist olmakla mümkün olmadığı için, saklıdır. Böylece mlllet, bir tek kişlnin idealt gerçekle?tirecek sağlam bilginin yahud lmtiyazh bir zümrenln ilâht ve edlnilmesl ve bunun devamlı surette •srarlı kuvvetlere veya doğrudan doğ beslenmesi lâzımdır kl ; bu besleme işi ruya cebir ve lora dayanan iradesine ni bas*rmak, bilhassa, hukuk dergikrideğil, kendi iradesine tâbi olur. n« düşmektedlr. ni Hukuka bağlı devlette yalnu ferdln Yurdumuzda yayınlanan hukuk dordevlet karşısındaki hakları değil, bir de devletin ferd üzerindekl yetkileri ve gilerinl resmî ve hususî olmak üzere ferdin cemiyet» karsı vazjfeleri, ayrı lklye ayumak lâzımdır. Resmî dergiler, devletin çeşldli mflayn kaidelere bağlanır. Umumiyetl» «kanun> çeklinde gördüğümüı bu kai esseselerl tarafından çıkarılanlar olup, dclerin mükemmel olabilmesl, herşey bunlar: «Adalet Dergisi», «Istanbul Uden önce, millett» ve onun temsilciîe niversltesi Hukuk Fakültesi Mecmuainde bir «hukuk euııru» nun yerleş 11», «Ankara Universltesi Hukuk Famiş olmasma; kanunların mükemmel kültesi Dergisi» dir; birinclsi aylık, 6atbikı da, bununla görevli organların tekileri üç ayhktır. Eunlardan başka DergLsi» ve azife ve adalet duygusu taşımalarına «Siyasal BilgilerVOkulu ıağlıdır. Halktaki «hukuk ve adalet »idare Dergisi» de çeşidll hukukî probuuru» az çok miiphem bir iç duygudan, lemlere genis yer vermelerl bakımınani, din ve ahlâk düsturlarının aşıla dan, hukuk dergileri lçine sokulabilir. Ozel dergiler, hususî kurıım veya kiçiler tarafından yaymlanmaktadır ki, bunlar: «Istanbul Barosu Dergisi», «Izmir Barosu Dergisi», Ankarada çıkan «Hukuk Dergisi», İstanbulda çıkan «»Hukuk Diinyası» ve nihayet, bu yazmın başında rikrolunan «Ilerl Hukuk» dergileridir. Gen« hususî teşebbilsle çıkarılmakta olan «Tş Mecmuası» da, daha zlyade blr felsefe ve sosyoloji dergisl olmakla beraber, hukukî meselelere geniş tahifeler, hattâ bazan husust nüshalar tahsis etmek suretile (1) hukukun gelisip yayılmasına hizmet etmoktcdir. Yukarıkl dergllerden üçü yenidir: (Hukuk dergisi, hukuk düııyası, ileri hukuk). Ankaranın değerll hâkim ve tı\rukatları tarafından yayınlanan ve ilk sayısı nisan 1944 te çıkmış olan «Hukuk Derghi» nin 14 üncü sayısı da elimizde bulunuyor. ilk sayısında: « Bu derginln ana maksadı, gerek medenî ve ceza hukukumuzla ilı^ili hükiimlerin, gerek adlî ve idarî mahkemelerimizde hüküm desteğl yapılan di&er mevzuatımızm tatbikat alanmdaki verlmlerini bütün meslektaşların bilgilerlne ulaştırmak.... tır» diyen «Hukuk Dergisi», bir yıldan Hukuk Devleti ve Hukuk Dergileri Prof. Dr. Hıfzı VeUet \ Tekelin 901 miîyon lirası ecenlerde gazeteler Tekel idaresinin 1944 yılında umumî çayrisaft hasılatımn 309 milyon Hra gibi «rametll bir yekuna v«rdığını yazdılar. Bunun 231 milyon küsur lirası sstışlardan, 78 milyon llrası da müdafBa vergisinden elde edilmiştir. Tekelin bütün masraflan ise 20,089,000 liradan ibaret kalmışür. Satılan mallann maliyetleri v« masraflan (îktıktan sonra kalan safi kâı 184 buçul^ nıilyon llradır. Bunun 4 milyon 871 bin lirası hususi idareye ve tayyare resmine aynldıktan sonra Haziııe hissesi 180 milyon liıadır. 1943 e nazaran 1944 de safi satı? kârlan mfidafaa vergisi !1« beraber 185 buçıık nıilyon lira iken 1944 de 206 buçnk milyon liraya çıkıni? ve böylece arada 21 milyon liralık miîhim bir arti? elde etmiştir. Tuz ile mahdııd miktarda ithal rdüebilen çavdan başka bütün Tekel maddelerinin istiiılâkinde artış vardır. Harbln başJadıği 1939 yılının İıazint hissesi 43 nıilyon 297 liradan ibaret olduğuna göre Tekel Mare^l, harb yıllan içinde elde ettiği yüksek gelirlerle devletin büyük bir ordurn ayakta tutmak için sarfcttiği milyonlann, hattâ milyarların büyük kısmını tcmin ve tedaiik etnıiştir. Filvaki 1939 danberi Tekel maddelerinden alman müdafaa vergisi haric olarak sa<ı? kârlarından, Hazineye 650 milyon liradan fazla para cklemiştir. 1939 danberi Tekel maddelerinden ahnan müdafaa vergisl de 227 milyon kiisur lira olduğuna göre Teksl'in harb içinde devlet hazinesine temin ettiği gclir, hususî İdare ve tayyare resmi hariç, 877 buçuk milyon liraya yakındır. Hususi İdare ve tayyare resmi de 23 milyon 714 bin liradır. Hepsi 901 milyon lira eder. Tekel maddelerinîn pahalıl'ğmdan ve bunun umum! hayat pahah!ı|ma tesir etliğinden şikâyet eder, dururuı. İyl amnıa, cğer tuz ve barut müstesna hepsi keyif vericl »eyler olan Tekel maddelerinin fîatlanna zam yapılmasaydı, bizl harbe sürüklcnmekten koruyan ordumn7un masraflan nereden ödenecekti? Rakı, bira, şarab, likör, tütün gîbl hepsi az çok sıhbate zararlı, keyif ve zevk verici maddeleri bırakıp da meselâ eknıektcn mi vergi almacaktı? Kaldı ki bütün Tekel maddelerinin sarfiyatı. fiatların artmış olmasına rağmen, azalmanıı?, hilâkis çoğalmıştır. Tekel idaresi, sattıği maddelerin fiatlarını yakında indirecegine göre, bunların islihlâkl daha da artacağina şüphe yoktur. Böylece harb yıllan içinde, vatam ve istiklall korumak için zaman laman mevcuda bir milyona çıkan büyük bir ordnyn silâh altında rutan devlet, bu ordunun masraflannı, en çok, keyif ve zevk maddelerinden almakla isabet etnıiştir. Türk milleti de kendhini harb felâketinden koruyan ordusunnn masraflannı, en ziyade bn ınaddelcre verdiği vergilerle ödemiştir. Tekel maddelcrinin pahalılığından şikâyet ederken bu hakikari gözönünde bulundurmak lâzımdır. Tekel ldaresl, öniimürdekl yıllarda yeni tesisler vücude getirerek faaliyetinl artırmak kararmdadır. Memlekete liraat, Iktısad, sanaji, iç ve dış ticaret imar ve aynl ramanda içtunaî yardım bakımlanndan büyük faydalan dokunacak olan bn tesislerden de başka bi* yanmızda bahsedeceğiz. bert muntaaaman bastlgı geniş lçtıhad ve etüdlerle bu mak sad arkaemdan ayrılmajıııştır. Yeni dergll?rflen ~ Dcinclsl olan «Hükuk Dünyası», kendi sahasında orijinnl bir karakter taşıyor ve, yalnız bir tatbikat dergisi değil, daha geniş manasında bir hukuk kültürü dergisi olmak maksadını güdüyor. İçinde, meslek makalelerinden başka, sosyolojik yazılara, Lüyük hukııkçularımızın hayatlarım izaha, adlî rüpoıtajlara, çeşidli hukukî olaylara, yanl hukukî aktiialiteye yer vermfsi, derginin, hukuk tahsiline yeni başhyanlardan, mesleğin en yü'tsek mertebesine erişenlere kadar, her hukukçuya hitab ettiğiııl gösterir. Bu derginin,, çok değerli yazılarla süslü 4 üncü ve 5 inci sayıları bir arada olarak yeni yayınlanmıştır. Makalenin başında zlkrettiğimiz «Ilerl Hukuk» dergisi de Istanbul hâkim ve Avukatları tarafından çıkarılmaktadır. Bunda tatbikat ve nazariyata ayni derecede yer verileceği, ilk sayının baş ya7ismdaki: «.... Amacımız, bir taraftan "kanun hükümlerini tatbikle ödevü olanlara lü;umlu teorik bilgiyi, diğer taraftan lıukukun tatbik şekillerine ihtiyacı olanlnra mahkeme içtihadlarını en yeni şekillerile vormeğe çahsmaktır.» eümlesinden anlaçılıyor. «ileri Hukuk» dergisinin bize vadettiği en orijinal noktalardan biri de, son Cihan Harbinin «hukuk üzerimleki tesirlerini belirtmek» tir. ilk sayısında, çok değerll Profesör Mazhar Nedim Göknilin «Türkiyede bir deniz ve hava mahkemesi kurnıak zamanı geldi mi?» başlıklı güzel etüdü, mecmuanın hamleci karakterini belirtmektedir. Bu sayıda bundan başka, saym yargıç Kâmil Boranın, bugün dcğerli yargıclarımızı bize tamtmnğa çalışan «Büyük Yargıçlarımız» adh makale ser!?lnden birinrisl, Yargıtay ve DaniFtayın bir çok içtiHadları ve bunlardan başka da, Cumhurivet savcılarının, sorgu yargıçlarmın, hüküm yargıcının ve Yargıtayın delilleri takdir ve talll yetki^ine dair ankete, Istanbul savcı yardımcısı Fjkrem Onurun verdiği ce\'ab vardır. «Adalet gibi llâhl ve bfij)ük hiç blr farilet yoktur» vecİ7esini knpağının üzerinde taşıyan «Ileri Hukuk» derjhinin, adma yaraşır bir şekilde ilerlemesini dlleriz. Yenl dergilerden olmamakla beraber, son defa, 3136 ncı sayıları bir arada (183) sahifelik bir kitab büyüklüğiinde ve yeni bir şekille ve bilhassa yeni bir llmî ruhla yayınlanan (Izmlr Barosu Dergİ5İ) ni de başka bir yazıda ele almak isterim. • * Hıfzı Veldet (1) Bu mecmuanın «Çocuk meselesi» ve «Medenl Kanumın XV inci yılı» başlığmı taşıyan nüshalan hemen ba;h başma birer hukukî eserdir. Mecmuanın bir nüshasının da eski ve çok kıymetli hukukçumuz Ccvdet Paşnya tahsls edileceğinl duyduk. Cevdet Paşa ile blrlikte, eski hukukumuzun çeşidli cephelerinl lnceliyecek olan böyle bir eserin çıkması şüpheslz ki, hukuk tarihimize büyük bir hizmet olacaktır. Dün mllll korunma gavcılığına aks?den olaytar çunlardır; Smtanhnmanıfla manlfaturacı Klryako Pamukoğlu, Hlndlstandan Ketlrttlğl 00 balya r fiümerbank» satmak mecburlyetlnde olduAu halde on halyasını saklamak EU çundan, Çakmakçılarda Dağlstanlı manlatura maöazaMnın eahlblerlnrien IsmaU Osman, Flncancılarda manlfaturacı Key^ yam Zarık Oitlu ve Mccldiyeköjde bakkal Şcvkl O.kar. da fahlş llatla faturasız mal ERtmaktan mllll korunmaya verllmlşlerdlr. Ayrıca Atabek mılesse.seslne büyuk mlktarda merlnos lpllğlnl yüksek flatla Batan Recal Korkut, Omer Kayan ve Rıdvan Baaban da lklccl toplu mllll korunma mahkemeslnde yargıianmağa başlanmışlardır. San'.klardan Omer yalnız elll l!ra mııkabllnde dort tane eahte fatııra verdlcınt sbjemlş Ve lhtlkârdan haberl olmadıgını blldlrnıtştlr, DiÇer sanıklar İse fuçlarım lnkâr etmlşlerdlr. Dava tanıkların çağırılması lçln bsçka güne bırakılmıçtır. Millî Korunmaya verilenler Halk tevzi birîikleri Müddetleri blrer «ene olan halR tevzl blrllklerl lçln kazalarda yonl Bçlm yapılacaktır. Muamelelerlnln doğnılııgu ve lntlzamı görülen eski blrllk üyelerl lpka edllerek, kaymakamlar lüzum gOrdüklerlnl degletlreceklerdlr. 15 a|usto«a kadar yenl blrllk Uyelerl Beçllmlş olacaktu:. Francalaya rağbet yok Tek tlp ekmek İle blrı'.kte francala lma! eden 60 fınndan blr çoğu bilhassa Istanbul clhetlndekller Beledlyeye başvurarak franralanın kftfl mlktarda lmall lçln mü=aade edllmeslnl lstemlşlerdlr. Beledlye, bunların milracaatlerlnl tetktk etmektedlr. Kaymakamlar tarafından yapılacak tahklkat .netlceslnde bunların lddlaları gerçek gorfılurse «kmelc lmal etmelerlne müsaade edllf ıtlr. Francalanın raSbet görmeme^l ekmc:. 11» »ralannda pek az fark olmasından luna mukabll francalanın ckmekten riıı') gram noksan bulunuşundandır Cağaloilunda, Çerlf Eokağında 15 nu. ma:alı evde oturan seksen yaşlarmda Zeyneb adında Uıtlyar blr kadın gelinl Bedrlye Çamlıca 11» kavgaya tutıışmuşlardır. Hldde. tlnl yenemlyen hayırlı gelln () ökçell terHS1 İle kaynanasını başından yaralanııştu:. Yaralı kadın Cerrahpaşa hastaneslne kaldırılmış, gelinl hakkmda taklbat» başlamlmıştır. 80 ya$mdaki kaynanasuu döven gelin CUMHURİYET Nüshası 10 kuruştur Blr aylık Üç aylık Altı aylık Senellk Abone Şeraiti ™£T Harlo lçln 300 Kr. 600 Kr. 1600 » 8OO 2900 » 2300 » 5J 00 » Gazetemlz* gOnderllen evra* re yaal&r neşredllsln eöllmesln lsde olunmaz Hanımeli agacıdır efendim. 6aray eşyasıdır. Sııltan Mecldln kadın efendllerinden... Nesl olur? Kadm efendi ml? Hanımısı olur, efendim. Yok canım, yanl şifonyerden n« yemek pişer? Ha! Tatluun envaı. Dilber dudağı, kadın göbeyl.. Yerli bir çey yok mu? Var efendim, o da var. Ebülhüdamn earık kalıbı ile, Vahdetî'nin kalemi. Birinden sarığı burmanın dik âlâsı, öte* kinden, parmak tatlısının damskası olur. D ik k a t Odun ziyafeti Allah ulemaya zeval vermesin! Bazan öyle cevherler yumurtlayorlar ki, insan kenoisini rüyada, hem de kâbuslu bir rüyada sanıyor. Tabiî okumuşsunuzdur. Avusturyalı bir bllgln, eşya<3an ve talaştan gıda maddesi çıkarmanın usulünü bulmuş Hay yaşayasm, bilgin efendi! Tam bu asra lâyık bir icad,. doğrusu. Zaten ke^ifler ve icadlar, ihüyaçlardan doğar. r Medeniyetin, ana ının karnım kemiren akreb yavrusu gibi, kendi kendini yediği şu asırda, mamureleıin ankazile dolu uçsuz bucaksı arsalara birer yafta asıp, hayvan postile «setri avret» ve mağaralarda «beytutet» usulüne handçyse dönmeğe hazırlanan iz'anına kıran girmiş nesle yakışacak gıda, olsa olsa odundur. Avushıryalı bilainin usulü, tekemmül ettikten sonra, ilk tesirini, elden düşme eşya piyasa'inda göster»cGİ;tir, tabiî. Meselâ. eski püskü bir karyola görayorsunuz. Ne boyasmdan eser kalmış, ne cilâsından. Ustelik, kurt yeniklerile delik deşik. Gıda maddeleri piyasasmda ne var ne yok bakslım diye merak edip yaklaşıyor, etikete bakıyorsumız: Fiat dehşet! Ayol, bu karyola ne işo yarar ki böyle ateş pahasma satıyorsıınuz? Dediniz miydi, cevab hazır: Ne işe yaramaz ki, bayım! Alâ yahnisi olur, musakkası olur, haşlaması olur... Ooo! Yeme de yanında yat desene! VE SiYAH Ha şunu bileydin, bayım. Beride, külüstür, emekli bir nynll dolap. Fiattan yana, az evvelki bunak i a r yolaya taş çıkartıyor. Peki ya bu dolab ekısi? O da mı karyola gibi hezar f^n? Ne sandındı bayım? Bu dolap pelesenk ağacındandır. Bunan bir tavası olur, tadına doyamazsın ;ılimallalı! Bacakları iple tutiurulrmış, kanatlarım yaralı karga gibi miskin r.ıiskin sarkıtmış, üflesen düşecek, yandan çarkll bir eski zaman yemek 'na^psı Üîtündeki etikette yazılı fiat, akıllara durgunlıık verecek kadar yük?ek. Etiket deyil, şlmjir tarak, mübaıek. Soruyorsunuz. Peki, ya bu masaya ne divclim? Haa! O masa mülıimdir. Bir kere. ceviz afacı. Ayol, bu durucuk duruyor! Durur zâhir! Ama, siz onun öyle durduğuna bakmayın. Hele bir plâkhini pişirtin de bak, acab» meşe odunu plâkisi' bir şey mi? Bakınıyorsunuz, gözünüze bir büfe üişiyor. Onun da, arkadaşı masa gibi, canmdan bıkmış bir hali var. Eir püf bekliyor. Boynundaki yaftasile, melul melul yüzünüze bakışm'lan belli ki, ateş paha?ı olduğu için ahcı bulamamış. Eyy! Artık bu kadan da fazla Bir büfe enkazına bu kadar para istenir mi? Bayım, sen o büfeyi öyle hor gör me. Gürgen ağacıdır. Canım, isterse Tubâ ağrtcı olsun. Yoo! Oyle demeyin. Gürgen, hele eski oldu muydu, paha biçilemez Yani? Yani tavasından tutun da, ıskara sına kadar, nesini plşirspn parmakla rını beraber yersln, Sadeyağlısı olur, zey tinyağlısı olur, efendime söyliyeyim, şeysi olur... Ayol, bunun bir şey olacak hali yok, turşuya dönmüş... Ha, sahi, turşusu da olur Bakınırken, şöyle bir köşeye, ihtiram mtvkiine yerleştirilmi?, <ama kanna karışık durduğu için ne oldıığu pek de seçilcmiyen bir yığın gözüniize ilişiyor. Şu tarafta duran >ınkaz nedir? Dükkânımızın en nadide malları onlardır, efendim. Tel dolapları, eski hasır iskemleleri, çamaşır iplerini, eski süpürgeleri orada muhnfaza ederiz. Korkarım, onlardan da »atlı yapıyorlar. Ta kpndisi. bayımız. Bunlar. te'kadayıflık mallar. Oh oh! Allah hayırlı rnii='eri versln. Sa3 ol, bayım * * » Stil eşya adı altında, çoğu zaman pes til eşya satan, yarı antikacı yarı koltukçu, yaldızı bol mağazalarda, bu muhavere daha başka bir çaşnı Rİacaktır. Şu ampir koltuğa ne istiyorsunuz? Valdem cariyenizin mihri raüecceh'le mihri muaccelini. Çok değil mi? Aman efendim, çok olur mu? Bir kere bu koltuk Madam lâ kontes filândan, falan paşanm haremi feşmekân Ha*** nımefendiye hediye edilmştir. Gül ağaBu minval flzere, elden düşme eşcındandır. Bir reçeli olur, Allah sizi inandırsm, sahici gül reçeli acaba yanın yayı kâh para yetiştirip alabilirsek sade yağh, kâh bakkalda bulablirsek zeyda kaç para eder? tinyağh, ikisi de olmazsa lskara halin Fesubhanalîah! de midelere indireduralım, lokanta lis Öyledir efendim. Daha ucuzu da teierinde «gürgen tavada», tmeşe oduvar. Buyurun, şu parçayı takdim edenu fırında», «mayonezll karaçam> teryim. Zeytin ağacıdır, ya^ı kendinden tibinden nefis yemek lsimleri; oduncu olduğu halde .. , dükkânlarında «iskaralık âlâ meşeıeri Nasıl yağı? miz gelmiştir» tarzmda levhalar go2Ü Zeytinyağli3uu yaptırneak değil kecek; garnitürlük odun kırıntılarile misiniz? yongalar, talaşlar ateş " pahasma çıka Ha, pardon. unutmuşum. Eşya a cak, kurşunkalem artıklarından, kibrit lıyorum gibi geldi de. Maium va, alış çöplerinden, kürdanlardan, süpürge sokanlık... pası kıymıklarmdan ordrövrler, kibar arasmda Estağfurullah bayım.. Evet, hem sofralarm nadide yiyeceklerl zeytin ağacıdır, hem tar'hî knTneti öte yer alacaktır. kinden aşağı değildir. Kardinal mon, Bereriyetin şu asırda yemediği tek senyor E?tek cenabları, Papa dok^an herze, bir bu kaldı idi. Ama, saym b;lsekizinci köstek cenab'arma yazdığı gine, haddim olmıyarak diyeceiim ki, bütün mektubları, bu koltukta kaleme odun deniîen nesnsyi yirminci asır nesalmıştır line, Cennetten çıktığı şekilde yedirmek Bunun nesi olur? daha hale uygun düşecek gibime geîir. Pspas yahnisi emsahndir, bayım.« H. V. Şu rönesans şifonyer?.