CUMHURÎYET »niHiıııiHiiH mıuıuiiiiuuiiiiuıııniiıuıijii ııımıı 4 Temmuz Î 9 4 5 Yabancı Gözile Türkiye HEM Tek NALINA MÎHINA Yükseleıa Hilâl Amerikada, memleketimizin dünü, bugünü ve yarını hakkmda neşredilen kıymetli bir eser Yazanı Perifmıt Kuturman 1944 senesinde, Birleşik Amerikada, 23İen Alman olan Ernest Jackh'ın bir eseri basılmıştır: Yükselen Hilâl. Memleketimizin dünü, bugünü, yarmı hakkmda değerli hatıralar, kıymetli görüşler, iyi niyetlerle dolu olan, ayni zamanda şimdiye kadar hiç basümamış gızli vesikaları ihtiva eden kitab, bizim için ya2ilmış olanların en mükemmeîidir. Ehemmiyetini müellifin şahsmda, görüşlerinde, yakm dostluk ve sevgisinde bulan esar tarafsızlığile de derin bir krymet taşımaktadır. Bir sahn« eseri kadar hareketli, bir roman gibi vakalarla doludur. Us'ubu akıcıdır. Okuyucuyu merakla sürükleyen bir kitabdır. Amerikah meşhur bir muharrir olan Byron Dexter'in yazdığına göre senenin en fazla satılan kitabıdır. Bir kaç yazı içinde hulâsa etmeğe çaloşacağımız kitab için kıymetli yardımlarını esirgemiyen Amerikan Karb Haberler Bürosuna teşekkür ederim. Dr. Ernest Jackh, bir Alman demokrab ve devlet adamıydı. Birinci Cihan Harbinden evvel VVeimar Cumhuriyetinde vazife almıştı. Berllnde meşhur Hochschule für Politik ve Birleşmiş Milletler Cemiyetini kurmuştur. Almanyada bulunduğu sırada Lord Davies'le birlikte, kollektif emniyet ve sulhçu değiçikliği müdafaa eden New Commonwealth hareketlerine başlamıştır. Hitler iktidara geçince Londraya gitmiş ve çalışmalarına devam ederek, Mr. W. Churchill'in înglllz section'unun da reis olduğu bu hareketin «nternasyonal direktörü olmuştur. Ingiliz tsbiiyetine geçerek 1937 den 1940 a kadar Britanya hükumetl hesabına hususî vazifelerle Türkiyeye gönderilmiştir. Bu tarihten çok evvel Kaiser hükumeti narcma ise 1908 den 1918 e kadar Selânikten Arabistan, Arnavudluktan Mısıra kadar uzayan seyahatlerinde Osmanlı împaratorluğunu dolaşmıştı. 1940 senesinde Amerikan tabiiyetine geçmiştir. Halen Amerikanın Kolombiya Universitesi hukuk profesörüdür. garaz ve iftirasına uğramış bir mlllet yoktur âiyen müellif, milletler arasmda ehemmiyeti gittikçe artan bir ro'. oyn<v ması m.ıkadder, eski fakat hâlâ bilinmiyen bir halkı, milletkrin en geniş komünlerine anlatmak isteğile eseri yazmışhr. Bütün hayatı boyunca devam etmiş bir dostluğun armağanı o'arak «Yükselen Hilâl» de keşfini ve inancmı Türklere takdim etmektedir. Eser üç tarihî kısım altmda Türkiyeyi canlandırmaktadır. 1 Osmanlı Imparatorluğunun birinci Türkiyesi, 2 Genç Türk împaratorluğunun ikinci Türkiyesi, 3 Türk Cumhuriyerinln üçüncü Türkiyesi, Bu üç Türkiyede de hükumetler ve idareler ne olursa olsun Türk daima Türk kalmış ve üstünlüğünü muhafaza etmiştir. Osmanlı împaratorlugu îstantulun zaptından sonra dünyanın en büyük bir imparatorluğu olmuş ve kudretli bir idare altında birbirinden tarklı ırklar, dinler ve dilleri bir arada tutmuştur. Genç Türk İmparatorluğu, müellifin yakinen şahid olduğu bir devirdir. 1908 de ilk defa memleketimiz» geldiği raman Abdülhamid'in hal'ile nihayetlcnen hareketi, «Aralarında Kemalin de bulun duğu, genc Türk ihtilâline akıl o kadar hâkim oldu ve kontrol etti ki, bilindiği gibi bu cKansız ihtilâl» veya «Centilmen ihtilâli» olmuştur» demektedir. Bu esnada Türkiyede Almanya elçisl bulunan ve bilâhara Hariciye Nazm olan Von KiderlenWaechter'le olan dostluğu neticesi, sefir kendi gizli kâğıdlarım vasiyet etmiştir. Bu suretle şimdiye kadar hlç neşredilraemiş ve bittabi bilinmiyen vesikaları kitabma koymuştur. Bilhassa bunl.ır, 1914 senesi harbe girmemize takaddüm eden günler içinde Almanyanm Istanbul elçisi'.e, Berlin Hariciye Nezareti arasında çekilmiş tclgraflardır. Pek büyük ehemmiyeti haiz bulunan tel^raflar, aradan otuz yıl kadar bir zaman geçmiş olmasma rağmen, hâîâ bilinmiyen Birinci Cihan Harbindeki vaziyetimizi, ne şartlar altında harbe girdiğimizi bütün açıklığile ifşa etmektedir. n ı nnî ı u ı niîTnTTTTTTiTTTn n ı n m n n n rrn n ı ıı n! n 1111 î ekmek tip Perçembe günü satışa çıkanlacak ekmeğin 900 gramı 30 kuruşa satılacak Türklere kendi tâbirile, bütün hayatı boyunca dost olan Dr. Ernest Jackh yakm tarihin dünya meselelerini ve mukadderatmı ellerinde tutmuş ve tutan büyük çaptaki hemen bütündevlet adamlarile tanışmış, yakın dostTürk Cumhuriyetlnin ujüncü Türklluk yapmıştu. Kaiser gibi zamanında Almanyanm bütün kudrarini e^inde top yesi, Avrupanın «Hasta Adam» ından lamış olan bir hükümdarla derr.okrasiyi dünyanın en kudretli bir devletini yamünakaşa etmiştir. Lonfirada Lloyd ratmıştır. Inkılâblarile asırlan bir h;>mr Grorge, W. Churchill, Feldmareşal Al lede aşmıştır. Sulhseverliğile dünyada lcnby ve Berlinde Kaiser, General Von tek tanılmıştır. Bilhassa bu harbde, Moltke, General Von Falkenhayn İle harbin gidişi tizerine yaptığı tesir unuyaptıği müteaddid görüşTnelerde bu şah tulamaz. Süveyş ile Bağdad arasındaki siyetlerin Türkiye hakkmdaki fikir, £ö İngiliz Amerikan Rus köprüsünü, rüş ve düşüncelerine kitabmda yer ver Montgomery'nin sekizinci ordu ElAlemeyn'de tutunarak batıdan nasıl mumiştir. hafaza ettise Türklerin Meric hattı da Atatürkle Çanakkale muharebesinde onu doğudan korudu. Türkiyenin, Hitberaber bulunmuş, eşsiz kahramanlık lerci Almanyanm yıkılmasmda oynaiarma şahid olmuştur. Istiklâl savaşm dığı rol bir seri hâdiselerle taayyün etdan sonra memleketimize geldıği zaman mektedir. Chıırchill'in uçağmın Rus Ebedî Şefimizin büyük iltifatlarına maz çekiç orağı kadar Türk Hllâlinl de har olmuştur. taşıması manasız değildL Reisi Cumhurumuz înSnünü tanımak Yarmki Türkiye sulh dünyasınm serefine ermiş ve hemen bütün devlet adamlarımızla yakm dostluk tesis et sulhsever bir memleketi olacaktır. Türkiye insanlık âleminde üstün bir mevmiştir. 1908 den 1918 e kadar Türklyeye yap kie gittikçe artan kat'î ve emin adımtığı müteaddid seyahatlerde bu devrin larlâ yürümektedir. bütün büyük devlet ricalinl, Sadrazam Perihan KUTURMAN Said Halim, Talât, Enver ve Cemal Paşaları tanımıştır (1). (1) Müellifin çahsiyeü hakkında »cn Müellifin Türkiye hakkmdaki kanaat bir kaç eümleyi de Anafartalar kahrave kararı hayat boyunca devam etmiş, manı Mustafa Kemal (Atatürk) ün 2 tetkik ve • tecrübelerin üzerine kurul eylul 1915 te ve Şeyhülislâm Hayri muştur. On üç sene gibi uzun bir za Efendinin 29 ağustos 1915 tarihlerinde man İçinde birbirinden tamamen ayn müellife yazdıklan mektublardan alalıra. iki devri en mütevazı ferdinden en üs Mustafa Kemal: cKaderin savurduğu tün şahsiyetine kadar Içten ve yakinen her haşin darbeye bizimle beraber katbilen Dr. Jatihi, onun muhittne âdet, lanmakla kalmayıp bundan doğan ıstıörf ve hayatma da âşinadır. Hasıh o, rablan hafifletmek içinde akla gelen «Türk» ü tanımıştır. Savaşların, zafer her yardırru esirgemiyen siz sadık doslerinde, ihülâllerinde, kara gün'erinde, ta...» Şeyhülislâm Hayri Efendi: €İ908 Istibdad devirlerinde, bayramlann, pa den itibaren dünya milletler burcunzarlarmda, evlerinde; kahramanlıklan da «Yükselen Hilâl» i keşfettiğiniz zana, merdliklerine, centilraenliklerine, man başhyan samim! duygularınız Slicenablıklarma, korkusuzluklarına, ço karşısında Türk milleti şükran duycuk ruhlanna, temlzliklerine sahid ve maktadır.> diye yazarak Dr. Jackh'ın hayran olmuştur. Türk milletine olan yakml'.ğım ve bağTürk kadar yanlış anlaşılmış, garbm lılığını ifade etmişlerdir. Eektrik Tramvay, Tünel Işletmelerl UAltın fiatları dün blrdenblre tekrar yü*mum müaürlüğü, tramvaylardakl lzdlhamı aelmege başlamıştır. Evvelki güa 37 llra önlemek maksadlla yolcularm son duraS olan blr Reşad altını dün ]:ıo kuruş blrden larda inmesl mecburlyetlnl koymuştur, Pefe yüiselerek o?30 kuruşa ve" külç» altının çok kişlnln, İki bllet almaS suretile lstlfa gramı da 8 kuruj lazla3İle 568 kuruça de ettiklerl' bu usulüu kaldırılması, tram vükselmiştlr. vaylardaki lzdlhamı önleyip önleyemlyeceğl Ihtiyar bir kadın yanarak öldii ve böyls blr yasağın tatblk kudretlnln ne Şl?lde, Osır.anbey semtlnln Kırağa soka. olduju önümüidekl günlerde anlaşılacaStır, Smda ır! numaralı evde oturan jetmis yaşlarmda Zaruhl Kuyumcuyan adında IhMürakabe büroîarı tiyar bir kadın dün eabah ateş yakarken Tlc&rst Bakanlığı İstaubulda «yn ayn etekleri tutuşmuş ve muiıtelil yerlerinden çeşidll nıakamlara bağlı mlllt korunma atır surette yanarak Beyoğlu hastaneslne mürakabe büroları içln yenl blr teşkllât kaldınlmış ve orada ölmüştür. Cesedl nua. kıırmaga karar vermlştlr. rene eden Adalet doktoru Izzet Iççan göBu yenl teşkllâtm blr elden İdare edlle mülmeslne izln vermlştlr. cegl ve ayn ayn İdare edllen çeşidli büroHatayda bulunan krom madeni ları blrieştlreceğl anlaşılmaktadır. Bak'in. Hatayda bulımmıış olan Ikl krom maJik. bu hurusta İstanbuldaKl ilgllllerden deni 45 er yıl müddetle bu madenlert agersl:en rsporlan almıştır. rayıp bulanara verllmlştlr. Tenl krom m>Köfteden zehirlenerek öldii denlert Iskenderımun Arsua bucağının Sutlilcede oturan ve çobanlık yapan Domuzburnu mevkiindpdlr Mehmed Koçak İle karısı Makbule Koçak evvelkl gece yediklerl köfte İle zehlrlenmişlerdJr. Gece fena halde sancılanan karı koca, blr taksiye atlıyarak Beyoğlu haatanestne gltmlşlerdlr, Mehmed, dün sabah hastanede ölmüşttir. Cesedl muayene eden Adaiet doktoru İzzet fşçan. Morga kaldırtmıştır. Beyoglu Halkevlnde 07915 tarlhlnden ltibarenı menüeketlmlzln tanınmış blr uzmanı tarafmdan stenografi derslerl verllecektlr. Ikl »7 sürecek olan bu derslere lştlrak edecek olanlann o güne kadar Halkevlne üç aded fotograflarile blrllkte müraeaatlerl rtea edHmektedlı, ınebolu COzel) lfioo senesinde açilan ve mp.hallen tamlr olunarak otelden bozulan Halkevl bina^ının lhtlyaca kafl gelmedlğlnl gören C. H. P. genel sekreterü^i Ineboiuda yenl blr Halkevi lnrasma karar vermlştir. Yenl blna, şlmdiki Halkevlnla yerlnde yapılacak ve İki yüz bln llraya mal olacaktır Yarmdan itiaren yeni ve tek tip ekmek imal ve satışına baslanacaktır. Belediye, yeni ekmek çeşnisi için tecrübeler yapmış ve yeni bir çcşni tutmuştur. Yapılan tecrübelerde rütubot, kuru madde miktarı ve bcher çuvaldan kaç ekmek çıkabileceği denenmi?, alman nümuncler tahliihaneye gönderilmiştir. Bugün de son olarak bir fırında çeşni tecrüoesi yapıbcaktır. Yeni tip ekmek 8183 randımanh olacaktır. Şimdiki beyaz ekmek 7981 randımanh idi. Bu bakıma nazaran şimdiki beyaz ekmekle yanndan itibaren satılacak yeni t!p ekmek arasmda pek cüz'î fark olacaktır. Buna mııkabil eski siyah ekmek ortadnn kalkacak, bunun yerine hastalar ve çocuklar için 7476 randımanlı francala imal edilecektir. Francalayı harbden ev\'el francala yapan 22 fırın imal edecektir. Yeni çeşni ekmeğin 900 gramı 30 kuruştan satılacak ve bir ekmek ikiye bölünerek nüfus başına yarısı verilecektir. Francala ise GO gram olncak, «ene 0 otuz kuruş fiatla ikiye bölünerek 300 rübenin mühim bir tmsesi olmuştur. gramdan satıiacaktır. Yeni çeşni neti Ruhların açılması da ancak bu tecrübecesi bugün Belediye Daimî Encümenine lerdon sonradır. teklif edilecektir. Benliklerin dar çerçevesinl kırarak evrenscl bir şuur yaratmağa çahfan mistikknle ruhları söz varıtasıie büyüliyen şairleri eski kavimler pek ayırmıyarak hepsini tanrı ulakları gibi kutlu gö'rmeleri ayırd edüemiyecek kadar birbirlerine ynkın bir tccrübeyi yaIstanbul bakkallarında dağıtılan zey şamr.larındandır. Nitekim Yunan metinyağlarm bazan 10 asid derecesine denivetinin vücucie getirdiği büyük kadar yüksclmcsine karşıhk Izmir İn escrler, sahiblerinin, Mistfcre'lere sücir ve Üzüm Tarım Satış Kooperat'.fleri luk ettikleri zaman gizlice aldıkları taBirliğinin verilen yağların en çok 3,5 limatla yüklüdürler. Veda'larla büyük asidliden yukarı olamıyacağını ilerl Ç;n mistiği Lao tse'nin aforizmaları bisürmesi üzerine bu işin Istanbulda tetrer şiir olduğu gibi Incil ile Tevrat Hahi kikine knrar verilmiştir. Müfettişler bugünlerde şehrimizde incelemeler ya uzun zamanlar garb şürinin fcaynakları ohnuştur. pacaklardır. Bu iki ruhu birbirlerine yaklaştıran Bildirildie;ine göre. ya^îarın asid deşey dünyayı bir birlik halinde duymarecelerinden dolayı Ankara ve Izmirden bir şikâyct olmamış, bu şikâj'etler f,a çahşmaları ve bütün melekelerini bu birlikle kaynaştırmağa cehdelmeleyalnız Istanbulda görülmüştiir. Diğer taraftan, Ticaret Bnk.inlığraın ridir. Yalnız mlstikler bu tecrübeyi riemri üzerine Istnnbulda ancak ayın yazet, perhiz, ter.effüs hareketlerî, ne15 lnden snnra dağıtılma?ma imkân ha ticesinde ulaştıkları blr vecd ile Rersıl olacak zeytinyağların nıma giiniin çekle?tirirlerken şairler bunu söz paıaden itibaren mutemed bakkallara veril kalarile yapmaktadırlar. Fakat her lki^i mesi ve 32 temmuzdan İtibaren halka de bir alev içind» kaybolan kıvılcım dağıtma ifinin ba^laması kararlaştır:! gibi evrensel ruha dalarak benlik fikirmıştır. Bunun için geçen iki ayın yağ îerinl kaybedenlerdir." Mistik, «benlik tevziatına dün akşam bOtün kazalarda dar hendesesinden> vecd ile kurtuîson verilmiştir. Mutemed bakkallar en mnğa çahşırken şairler bunu ilhamla tegeç yarın akşama kadar yağ hesablarım min ederler. Biri söz yoluna koyulmu?, d'.ıreri ermişlik sükutunda karar kılmışkapatmış olacaklardır. Temmuz ağustos ayîarı için hnlka tır. Şalr, tîfifvatm beîîren kuvvetlerile verilecek olan zeytinyağı, ekmeiî kar "îıemlıa! olmak ister. Mistik ise bu beve nelerinin <Z» harfli kuponlarile dajı' 1 lirtilerin arkasındaki hareketsiz hududsuz mutlak kudrete ulaşmak islacaktır. ter. Yunus Emrenin: «Bir ben var benMensucat fabrSkatorlannın de benden içeru> dedigi <ben> de onun toplantısı dünya biıliğine açılmış olan «ben» i Mensucntv fabrlkatcrli'.rı dün Bolge 8a olacaktır. Ve kendini dünyadan ayn navl Blrllı tnde blr toplantı yaparak yabancı mpmlpketlerden gettrilecck yapnk ve duj'mıyan bu «ben» ledir ki küçiik bir ytln lpllği mevzuu üzerlnde gdrüşmüş dünya oluyordur. Bunun içindir ki halerdlr. kikî şairlerln kıymeti, sadece yarattıkBugOn için harlcden yün lplljl getlrmek ları giizellik ve gö^tercliklerl teknik malmkanı çok güçtür. Fakat yapağı itball lçla muayyen kontrnjaniar vprllmektpdlr, harette aranmaz, ilhamlarının da ayrıca Bilhassa geçen yıl kontenjam olarak 2 nıl! bir dfğeri olur; ve bu ilham, kSinatı yon küo Avustralya merlnos yapağısından Eir ve Bütün halinde doyurur ve bunsonr» bu yıl İçln de kontenjan tahfls e dan do'ayı da felsefenin bir eşi savıhr. dllmlçtlr. Bu Uontenjandan ne mllıtarının Gene bundan dolayı şiirin duyduğunu Sumerbnnk ve ne mlktarının hususl labrlkalar tarafmdan kullanılaca§ı henüz ma fplsefe düşünür, felyefenin düşündüğülum dejlldlr. FabrlkAtorlar bu husust» Sü nü çiir duyar. Çünkü her ikisinin ilmerbaukla temasta buiunacaklardır. hnmhrı kâinatm senfonisine rerçekfen konu^tukları Için de sözleri Kömür tevzîatı KOmür Tevzl ve Satıg Müessesesl kış merslmlnln kömür tevziatına Ikl gündenberl deva metmektedlr. Dk günlerln tccrübesi, bu yıl alman tertlbatın her gün İOTMİ kijlye kömür verilmeslnl kolaylıkla temln ettlgl netlceslni vermlştlr. Bu yıl da kömür liatları geçen yılın tamamen ajnıdır. Verilen kömür mtktarı üeerlnde de çlmdlllk blr değlşlkllk yapılmamıştır, Bir âlim teorübesi ve bir ilim felsefesi olduğu gibi bir şair tecrübesi ve bir şiir felsefesi olacakür. Nitekim ühamını din hayatmdan alan ve «mutlak hakikat» ile kaynaşmayı deneyen mistik bir tccrübe, mistik bir fclsefe vardır. «Incil» in dediği gibi: «Herşeyin evveü kelâm idi sözün en büyük sahibi olan şairin de bir tecrübesi, bir felsefesi olnıak lâzımdır. Âüm, müşahede ve tecrübclerile bi?e ancak izafî hakikrtleri gösterir. Paha dofrusu sadece görünen ve görünebileni ta:ııt:r; fakat asıl hakikatin bunlardan ibarct olduğunu ispat etmez. İnsanlığın en büyük tcrbiyecileri peygamberler olduiiuna gore bunların «vahiy> l^t mistik tecrübelerle eriştikleri bir hakikat olmasaydı bu dercce goniş ve derin bir tesir yapmr.ları anlaşılmaz bir muamnıa olurdu. Bunlar henüz bilinmiyen hakikatlere hiç olma7sa temas etmeselsrdi Içsüdü ve bencilükler içinde kapalı olan ruhlar açılmaz, insanların yabanlıkları yumuşamaz. vicdanlarda insanlık şuuru uyanmazdı. Ohalde insanhğın gelişmesinde dinî. mistik tec Şair tecrübesi ve onun dünyası Frof. M. Sekib Yazan: Bir müsabaka ve bir müze teklifi O BtanbuldıVi Kız Sanat Enstifüleri fî ile Akşam Kız Sanat Okullannırı II bir yıllık çahşmalarıru gösîeren sergilerin sonuncusıı, ervelki gün Selçuk Kız Sanat Enstitüsünde açıîdL Sırasila Beyoğlu, Nişanlaşı, Üsküdar, Kadıköy Kız Enstitüleri ile Akşam okullarıcın sergilerinden sorsra 16 haziranda da İstanbul Enstilüsü ve Sanat Okulunun sergisi, bu nıüesscselerin kıjmptii b.işarüarını ortaya koymuşlardı. Ceğaluğlunda büyükçe bir evde raiışmak zorunda bulunan Istanbul Kız Sanat Eııstiiüsü, Istanbul bRSinımn nerkczi Ankara caddesine konışu olduğu halde, gazetcler komşuluk hak!uru, kâfi derecede ödeyeraediler. Çünkü, o gün, toprak bayramı ve millervekili seçimi, siitunların çoğunu kaplamıştı. Istanbul ve Selçuk Kız Sanat Enstitüleri ile Akşam Kız Sanat OkuUarının da, sergilerini ve geçidlerini daha evvel yapan kardeş müesseselerden farklı olmadıklarınt ve oıüarın da ayni gayret ve başcrı ile çalıştıklarını kaydetmek lâzimdır. 30 yı'.lık bir tnüessese olan Selçuk, bu yıl 100 genç kıza diploma vermek gibi bir başarı gostermiştir. Bu yıl, bir haksızlık yapmareak içîn, hepsinin sergücıini ve geçidlerini gördnjfüm ve takib ettiğim Kız Sanat Enslitiileri ile Akşam Kız Sanat Okullan hakkmdaki dUşüncelerimi, bu konııya aid daha evvelki iki yazımda belirlmiştim. Bunları tekrarlamıyacağım; fakat bu müesscselerin çok lüzumlu ve çok faydalı olduklarım bir daha yazmaktan kendimi alamıyorum. Çünkü bu Enstitülcr ve AUşam sanat Okullan, Türk kızina ve katlınına ev kaâmhğını öğretiyor; onların bileklerine, dairclerdc memnrluk veya daktiloluk'an çok daha faydalı birer sanat bileziği takıyorlar. Bu sanatlarm hepsi medcni hayatta her gün kullandı;ınuz ve ımıhtaç olduğu» muz eşyajn vücude getiron sanatlardır. Bir camia, bu sanatlar olmadan yaşa>amaz; hattâ medcnî olamaz. Bu müesse«elerde genç kızlara öğretilen Eanaiiann çoğıı, eskiden sanayii nefise dediğimiz Güzel Sanatlar grupıına dahildir. Hele eski Türk nakışlan, muhakkak ki birinci derecede bir güzel sanattır. Çünkü büyük ninelerimizln işledikleri v« kullandıklan bu işler, güzelliçin, zarafetin, inceliğln, meharetin ta kendisidir. Bu şaheser Türk nakışları, Türk mede. niyeünin derecesini göstercsj birer belgedir. Yüksek mcdeniyet sahibi olmıvan ellcr ve dimağlar, asla bu bedialan vücude geüremezler. Selçuk Kız Sanat Enstitüsünün sergisinde Rarb sanatı ile şark sanatı, çok KÜzel resimlerle çok nefis elişleri halinde, birbirini tamamlıyan tablolar teşkil ediyordu. Besim öğretmcninin kıymetini gösteren başlarla vücudler arasma meselâ eski Türk motiflerile işienmiş zaıif bir bluz giydirilmiş ve bir çok eserler böyle teşhir edilmişti. Bu yıl zevkle seyrettiğhn bu sergiler, Tunc Zeytinyağlarına karsştırılan yaba^cs m^ddeler ölümsüzdür. Şairin yarstmalaruıa hâkim olmak ve bunları idare etmek istiven bir cemiyet hayatında şiir, roman gibi sadoce bir devrin, şahidi olarak kaldığı gibi kuinatın büyük kanunlannı duymaktan kesılerek ölümsüzlüğünü de kaybeder. Ahmed Haşimin dil kusuru dolayısile yatayıp yaşamıyacajjından şiiphe eden Nurullr.h Ataç hakikî şairlerdeki ana kıymctin rekil ve surette olmayıp bunların içini dolduran ilbanıların kâi:ıat .c.enfüni;:Ie akord olnn~ında bniundu^ııiiU unutmuş forünüynr. Dalıa çok şüpho ile dü.şiinen ve şüpheden şüpheye gitükçe daha gcrçek konuşmaya varan Nurullah Ataç gibi Ijir münekkid lıakikî şairleri, hiç çüohe etmiyorum ki, zamana bırakmadan da keşfedebiiirdi; eÇer dil in\ılâbcıh'»ının isyankAr havası içinde sö^ün suretine deiiî de cfvlıerine bakmayf unııtmıyarak düşündıiklerine değil, duyduklarma inanmakta devam etseydi. Kaldı ki onun doi'ru hükümieri hep bu kaynakîardan seldiği halde arasıra aklm cazibesine tuiuluyor; tutuluyor da olgun zevkine kıyacak kadnr kondine gadrediyor. Faknt îakılsa bir yerde durmaz, bir şey buldu mu başka bir şey bulmak ister bir yaptı"'inı yıktı§ı da olur» diyen diyen<?. O ölüyor. Ahmed Hasim de bu akıl cazibesile ona ve onun çırakları olan Baudlaire ve Paul ValeVy'nin paradoksal iddialarma rağmen şiirin içten mi, dıştan mı yapıldığı asla maium değildir. Onun vücud bulma tarzları hakkmda ileri sürülen bütün fikirler aklın sonıadan yaptığı yakıştırmalardır. Çünkü hakikî şiirin ölmezüği onun bir akıl takıştırması olmasına mânidir. Kaldı ki hiç bir sanat adamı eserinin hakikî çehresini evvelden gürmüş değildir ki bunun tertibi hak':ında aklın hesab ve ülçülerini tasarlıyabilsin. Bütün canlı şeyler gibi canlı kalan şiir'.erin ö'ıgülen de sadece tahlil ile kavranacak gibi değ:luir. Ilham. şiir perisini bir tarafa bırakarr.k şiirin oluş veya yarntı'.ışını akl'n tahlilleıine buldurmaya çalışanlar şuuru bütün bir ruha kadar girmek veya büliin bir ruhu şuuröa topiamak suretile açıklamak yolıınu tuttular, fakat birbirlprine zıd yönlerden harekot etrr.eîeıine rağmen gene ayni noktada birleştiler ki o da şiirin bülün bir ruh ile yapılabildiği ve ancak bu sayode bir ve bütün olduğıidur. Tanrmın ana vasıfları da Bir ve Bütün olduğuna göre eskilerin şiiri bir Tanrı vergisi, cavidanî bir sunuş olarak görmelerjnde derin bir bilgelik olduğu sibi Eflâtunun Phâdre diyaloğunda da ayni bilgeliği görüyoruz: tŞiirin 'capılîrma «Muse» lerin sayıklanan nefeslerini almadan yakiaşarak sırf hünerle şair olabileceğini sananlar tekemmülden uzak kahr ve sağ duyu ile yapılan şiirîer ilhamdan ğe gelen şiirlerle küsufe uğrar.» • bir acayib şair» olarak göri mahkum oluyor. Halbuki Edgar Poe, | Prof. M. Sekib TUNC Ticaret Bakanlıiı, şimdiye kadar dagıtmaya tSbl tutulan' maddeleri blrer blrer aerbest bırakmaktadır. Kalavdan sonra, 17 numaralı slrküler hükümlpılne göre y'arısı Ticaret Oflsl emrlne verllerek, dl?er yarısı daîıtmaya tâbl tutulan sp'ntetık kaııçuk, lâstlk tamir malmesln'n de satif ve tlcaretl serbert bırafeılmıştır, Bu şeklld» lthal edilmlj Te dagıtılmak Urere olan 10ı) ton tamlr lijlrrlnde kullanılacak ltstlk bulıınmakta lril. Ithalatçı Btrllklerl umumt kfttlbllğl Tlraret Bakanlı^ından aldıgı enılr üzerine bunların serbest olduSunu dün llgtltlere blldlrmlştlr. Bu KNI ton eentetlk kaııçuk memleketln 1U1 yıllıktftn fazla lhtlyacını karşılayabllecektlr, Ithalfttçı Birllkleri, yenl alınacak kararlar» lntlzaren son günlerde gelen lthalât mallaruıdan, kesln blr ihtlyac olmadıkça dagıtma yâpmamaktadır. Bugünlerde febjimlze gelmest beklcnen Ticaret BafcaDimızm yapacagı temaslardan sonra bu hunusta daha ıar!h kararlar lüınBCftgı an. lafilmaktadır, tısad mudürıi Necati Çiller dün Mezbahaya glderek fazla mlktarda kasablık hayvan gelmeslne ra?men ııcuzlamıvan# hatta Belediye narkından fazlaya catılan etin ucuzlatılması ljlnl tetkik etmlşlcrdlr, Alınan bazı tedblrlerln netlcesinde blr, Ikl güne kadar koyun etl iflO, kuzu da 105 kuruşa eatıiacaktır. Sentetik kaaçuk satışı serbest bırakıldı Üniverslte ve yüksek okullar blrlncl devre askerlik kamplarına bugün başlanmaktadır. Bu devr» kamplarına lştlrak eden Fen ve Tıb Fakültelerlle Teknik Ünlverslte ve Teknik okulu ögrencllerl bu sabah Hür. rlyftl Ebedly» tepeslnds toplanacaklar ve oradan muntazam yürüyüşle Ayazagadakl lcampların» gldeceklerdlr. Birinci devre kamplan 21 temmuzda sona erecektir. Yüksek okullann askerlik kamplan Eski Güzellllc Krallçcierinden Naçlde 6&rfet aleyhine altıncı asllye ceza mahkenıeslnde Reflk Amlr tarafmdan açilan sirkat davası sona ermlştlr. Netlced» Naşide Saffetln suçu sablt görüJerek ftltl ay hapslne karar verllmlş ve bazı kanunl sebebierle ceza Ikl güne lndlrllmlçtlr. Banığın lçtlmal mevkil ve sabıkası olmadıgı da gözönünde tutularak cezuı tecll edllmlstlr. Dl£er taraftan Naşide Saffetln, BelUi. Amlr aleyhtnde açtığı slrkat davası dk Beflk Amlrln beraetlle sonuçl&nmıstır. Naşide Saffat aleyhine açilan dava bitti • . baha şu fikirleri ilham etti: Et fiatlan Sarıyetde blr yalıda oturan Fertdun »1 Bütün Istanbul Kız Sanat EnsÖBeledlye rels nıuavlnı Rlfat Tenel İle Ik dmda blr geno sandalım kıyıya çekerken Bandalın kızak tahtalan kırılmıs ve genc kayık'a kayalar arasında ezllerek ağır eurette yaraianmıs ve derhal Beyoğlu ha«taneslne kaldınlmıştır. Bir sandal kazası Dün Beroğlu Halkevlnde Guzel Snnat'.ar blrllgl azasmdan öğretmen ve ressam M. Turgud Tokatlının realm serglsl kalabalık blr davetll kütleslnln huzurunda açılrrnştır. Sergl 15 temmuza kadar halka açık bulundurulacaktır. Istanbul Mtiftttlügünden; 6 temmuz 9 |.> tarlhlne ve recebi şerifin yirml altısına musadlf cuma akşnmı fcumarteM gecesl) mübarek Leylel Mlrao olduğu llân olunur. Bir resim sergisi açıldı Matematik Kimya Dergisinin 19 uncu özel sayısı çıktı. Bu sayıda önümüzdeki güneş tutubnası hakkmda Dr. W. Gleissberg'in mühim bir makalesi, Istanbul Teknik Universitesi müsabaka problemleri, Lise Fen Kolunıın şimdiye kadar sorulan olgunluk problemleri, ortaokul 1945 eleme imtihanı sorulan çözümlerile verilmiştir. Bilim meraklılarüe lise ve ortaokul okurlarına tavsiye ederiz. Mübarek Mirac Gecesi Bakalım faydası olacak DU? Alhn fiatlanna ne oluyor? «Sfthlblnln Seâl» müesaespnlnln müdürü Karnkln Fesçiyan, »ahte fatııra tanzlm ederek fahls fiatla buz dolabı satmaJc suçundan millî korıınmaya verilmlştlr. Bav. Çuval tevziatı Istanbul Vllayetl emrlne verilen yenl çu cılık tarafmdan tevkif edllen Karaklnln lklncl toplu mllll korunma val partlslnlnp şehrlmlzde bulunan taclr yargılanmasına başlanılmıstır. Sanık yapıve sanaılcllerden tlcaretlerlnde veya lma mahkemeslnde suçunu lnkar etmlçtlr. lan sorgımında latlarıuda çuvala lhtlyacı olanlara da^ıtüDeri ve kösele derdi masına karar verilmiştir. Vllftyet dajıtma komlsyonu bu ayın 15 lne kadar bu glbl Bölge Sanayl Birllğlnde bugün, bütün ticaret ve eanayl erbabının nıuracaatlerlnl derl fabrikatorları Mıntaka Iktısad ve Tikabul edecektir. Çuval» konulacak malın caret müdürlerlle BOlge Banayl Blrllgl ve miktan, nev'i ve yerl blldlrtlerek yapılacak Ticaret Odası umuml katlblerl v» SUmermüracaâtler tetkik olunduktan »onra tah bank mümesslllnln lstlrakll* blr toplantı slsler yapılacaktır. yapacaklardır. Bu tqplantıda,t aylardanberi Dzerlnd« dunılduğu halde bir sekls baglaDün fiatlan tesbit edilip satısa namıyan ve artık çok clddt blr durum arzearzolunan ihtal mallan den dsrl ve kOsele meselesl gOruşülecektlr. lat. Kfttırcıojlu handa Lazar Belnsteln'e 1911 yıll konten]anı olarak memleketlyassı derl kayışı, Ankara Atattlrk cad. de mize lthal edllmek Uzere verllmlş olan Yenlce Apr. da D. Akgönül'e lnce el aletl ve 2S(*)O ton ham derlden el'an tam manamuhtellf eğe, saman eğesl, Ankara Ulus mey slle lstlfade edllememlsttr. Bu kontenjanm danında Koç Tıcarete lâstlk tamlr malzeme OdflO tonunu SUmerbank, 800 tonunu da el IsUnbul Çemberllta»ta Ibrahim Etem hususl fabrlkalar alacaktır. Fakat bu 1? blr H. Nezlhlye kalsl ferol, Ist. Çemberiltaşta Ib türlü süratla yUrümemektedlr. Bu sırada rahlm Abdl Barut'a kalst ferol, Gal. Abld 19 15 konten]anı olarak da 3500 tonluk handa Verim tlcaret* parça japp Y. Kule blr derl kontenjanı daha verilmiştir. FaKazîıçeşmede N. Ariettaa vo Y. Kefelesa ta kat bunun alınması İçln de Bümerbankm nlgan, Ist. Meıcan Y han arkasında Hulkl yapacagı hareket beklenmektedir. Ismalle lltyum karbonatf Gal. Havyar handa Derl fabrlkatorlan blr buhranla karsı Mihal Peçelis'e kolofan Vreçine), Ist. Yeni karşıya geleceğlmlzl aöyleyerek bu lşin blr caml Çlllnglrler ead. de Jak Pollkara muh an evvel halllnl ve derllerln getirllmesinl tellf esana, Ist. Vitall handa Horasan mahd, lstemektedlrler. Bugünkü toplantıda 6Una merdane tutkalı, Gal, Maksudlye cad. de merbankla fabrlkalann hlsselerl ayrılıp Iİ8 Ardaşes Polata zımpara t&şı, Ist, Mar teşeşbüse geçllecektlr. puççularda A. Abuav ve N, Benhaslme ağaç Bale yıldızı Buket film çevirecek düğme, Eyüb Bostan çıkmazında, Eyüb menGenc sanatkar baçrolünü blzzat oynıya' sucat Fab, a sun't lpek ipllğl, Ist. Bakaçeş caSı blr flllm çevlrme teküflnı kabul etme S. 23 te Muzaffer Bornovalıya poplln, miştir, Yakrada çevrümeslne başlanacak Gal. Gümrük sokak 2 de Derlclllk Limltede flllm bugüne kadar çevrilenlerln en zengüderl. glni olacaktır. «Sahibinin Sesi» mahkemede tülerile Akşam Sanat okullarımn eserlcrinden en güzellerini seçerek bunların hepsinden bir sergi tertib etmek ve aralarında bir müsabaka yaparak bn müsabakada kazananlara blrer takdirname vermek; 2 Takdirname kazanan eserlerf tstanbul şehri arlına satm alarak bunlardan bir «Şehir elişleri müzesi> vücude getirmefc. Böylece bu müesseseler arasında. terakki ve tekâmül yaratıcı canlı ve faydalı bir r'ekabet ve yanş havası viicııde getirilmiş, ayni zamanda ileride tarihî bir varlık teşkil edecek bir müze kurulmuf olur. Fatlu Halkevinden; Evlmlz halk dersaneleri ve kurslar şubesl tarafmdan türkçe okuma yazmat plyano, keman> mandolln v» fransızcadan bütünlemeye hazırlama kursları açümıştır. Kaydolmak lstlyen rurddaşlarm Ikl aded fotograflarile Evlmlz idare müdürlügüne müracaatleri Halk dersaneleri CUMHURİYET AL.. ^lr Uç Nüshası 10 kuruştur. c • . Türklyo •" Harlo lçln Abone a y l l k »yl* beraıtı Altı aylık Senellk Gazetemlze D i k k a t gönderUen evrak VB yazılar r.eçretSliEln edümesln lade olunmaz cuklar sözüm ona orada oynıyacaklar. Kumda mı? Hem de nasıl I Neyse, mesele orada •Sfe'S degll. Efendlm, bah |J)J çenin pisliti görülecek şey. Yerlerde ne yok Yarabbi! Boş sigara paketinden tut da, köpek tersine kadar. Şikâyet etmediğim yer kalmadı. Çocuğu bahçeye yollamağa haddimia yok, şafi köpeğine dönüp öyle geliycr. Bir gazeteye şikâyet mektubu falan.» Onu da denedira. Bu kadar büyük dünya ve memleket meseleleri arasında, ufacık bir iş için yazı yazılır mı? dediler. Sen ne dedin? Eir kere, çocuk meselesl ufacık bir mesele değil, en büyük memleket meselesidir, dedim. Onlar ne dediler?. Olabilir ama, bu bahis bir fıkra mevzuu değüdir, dediler. Sn ne dedin? Acaba Avrupada böyle bir şikâyet olsa, bir fıkra, bir makale falan yazümaz mı? dedim. Onlar ne dediler?. Yazılmaz, dediler. Sn ne dedin? Şaştım, doğrusu; niçin yazılmaz? dedim. ^ Onlar ne dediler?X Çünkü, evvelâ, •%vrup3Cİa Oöyla çocuk bahçesi olmaz, deBİer. Yaa?. 3OO Kr. 6OO Kr. 800 > 1600 » , 29O0 , 1 5 0 0 > 540O » 2800 lçln Güneşe dair Tevfik Fikret sana: «... Esatîri evvelin gökten dehayı nârı çalan kahramanı...» demişti. Bü yük şairin şefaatine «ığınıp, sana çıkışacağım: Gözümden düştün, Promete! Mitoloji seni bize anlatırken, nekadar büyük bir tanrı gibi göstermeğe yelteniyor da, nekadar küçültüyor, biliyor musun? Mitolojiye bakarsak, ola ola ateş tanrısı, beşer neslinin yaratıcısı, insan zekâsının timsali olmuşsun. Medeniyetin özü senin eserinmiş; Atena'nın yardımile balçıktan adam yapmış, Tufanda gemi plânı çizmiş, ilk sanatları icad etmişsin. En büyük marifetin de güneşten bir zerre çahp, yarattığm balçık adama can vermek! Bari, büyük işler yaptım diye böbürlendiğin bu icraattan eonra, tanrılığmı sahiden gösterebilseydin! Onu da becerememişMn. Senden. de büyük olan Zeus'ün eline geçip bir kayaya zincirle bağlanmışsm, başma bir kartal musallat etmişler, gitmiş gelmiş, karaciğerinle ean beslemiş. Herakles imdadına yetişip s«ni kurtarmış, amma anandan emdiğin süt de burnundan gelmişj Ama. ne de olsa, bunlara gene büyük if'er diyecektim. Gözümden düşmenin sebebi bu değil. Şu ateş hırsızlığma, üç gündür pek içerliyorum. Sebebi ml? anlatayım: O senin balçıktan yarattı Stenografi kursu TÜRK MEŞHURLARI ANSİKLOPEDİSÎ 3 üncü FASİKÜLÜ tneboluda yeni Halkevi yapılıyor ÇIKTI ğm, sonra güneşten çaldığuı zerre ile' can verdiğin insan oğlu var ya, işte o nazenin, senin zerresine razı olduğun güneşi, topyekun çalmağa kalkıştı! Şaşmakta, küçük dilinl yutmakta i'erden göğe kadar hakhsın, Promete! Ama, bu işin böyle olacağı zaten belli idi. O senin yarattığm, içine ateş doldurduğun Âdem oğlu, dünyaya ayak bastı basah işlediği marifetlerln hep6İnl senden ve senin arkadaşların olan öteki tanrılardan öğrendi. Içinizde, dünya işlerine parmağını »okmıyan tanrı mı kaldı ki? İnsan oğlu demeğe dillm •armıyor, bir takım mahluklar, gökyüzüne tırmanıp güneşin önüne taraça sermeğe kalkışmışlar. Maksadlan, güneşin ışığını toplayıp hapsetmek, insanlara dünyayı eindan etmek. Hem de bunlar, asırlardır, Avrupanın göbeğinde yaşıyan, orayı biz aydmlatıyoruz diye gert gert geyiren bir takım adamlar! Ama, bu zindan ediş, öyle yalnız ışıksızlıktan ibaret, karanlıktan ibaret bir göz gözü görmezlik zindanı değil. Güneşin ışığile kuvveti, nasıl bir hmzırca tertibatla olacaksa, bir araya gelecek, korkunc bir kuvvet halinde, o insan kılıklı canavarların elinde, bir oyuncak olacakmış. Filân memleketi kül et! Emri verilir verilmez, o memleket, Pompei'nin tepesinden dökülen kızgm !âv yağmurunu fersah fersah geride bırakan bir ateş ummanı altmda, gık demeden yok olacak; Fa'.an ülkeyi kurut! Kumandası üzerinden bir saniye geçmeden, cennet gibi bir diyar, çöl haline gelecek; güneşin efendisi, perçemini alnından doğnı sarkıtıp meczub gözlerile karşı dağları seyrederken, sakat afelına estiğl daklkada. arzın dlbinde uyuklayan yanar dagları blr anda pat latmak; Okyanuslan karalara ^aldırtmak; nehirleri göklere çekip asrî bir tufan yağdırmak; belki, yeryüzünde, yer yer, ülke ülke, kıta kıta kollektif cinnet dalgaları dolaştırmak kudretine Eahib olacakmış. Bereket versin, senin o korkunc, açgözlü rakibinin bu tasarısı şimdi meydana çıktı da, dünya nasıl bir ölçüsüz afetin yanıbaşmdan sıyırtıp geçtiğini anladı. Gözümden niçin düştüğünü şimdi an!adm mı Promete? Sen, yanına bir de yardımcı alıp. uğraşa uğraşa, balçıktan blr tek adam yaratmışsın. Bizler, bugünün insanlan, bir balçık adam gördük ki, bir çırptda, milyonlarca ve milyonlarca adamı yok etti. Sen, insan zekâsını temsil etmişsin. Bu da bir şey mi? O balçık adam, inean zekâsmın kat kat üstündeki lblis zekâsının timsali oldu. Medeniyetin özünü yaratmışsın. Balçık adam, kıl kaldı medeniyetin kendisini öldürüyordu. ilk sanatlar senin icadınmış! Adam sen de, ne değeri var! Balçık adam, bir yandan onları yıktı, bir yandan, kendi ömrü vefa ermezse kalanı da yıkacak ne korkunc sanatlar icad etti. Nihayet, İşte en büyük hünerinl de hiçe saydığını gördük. Zerre.'ini, korka horka aşırdığın güneşi, topyekun cebe indirmeğe kalkmış! Sen, yirminci asrın bu güneş hırsızı yanında, pabuç hırsızı bile olamazsm Promete! Bizim bahçeîer Bir yerde konıışuyorlardı, istemiverek kuîak misafiri oldum. Adamcağız derd yanıyor. Birader, bizim semtte bir bahçe var. içinde bir de çccuk köşesi yapmışlar. Hani şu blldiğimiz kumlu saha. Ço Yaaa!. H. V.