F Pİ945 YJUNDA' lsanin 25 inde toplanacak olan San Franclsco konfeŞehir değü, karargâh Kadın askerler En ransı acıldıği sırada, SovyetIer Blrliğinln de Japonya ile 1941 nisaucuz şey: Viski Meşhur rakkasenin gururu nında tmzaladığı tarsfsızlık andlaşmasım feshcdeceği Süylenmi<!ti. Ehramlarda bir akşam Sovyet Ensya, bu andlasmayı bozmak Gülmeyl incelerce göreceğiz. Bırn için, 25 nisanı değil, hattâ imzalandığı ken, marazî gülmedan yiımi üç yıl ev günün yıldönümünil, 13 nisanı. da, bekler müstesna, keyil vel «Gülmek nedir lemeğe Iüzum görmedi. ve neş'elerden geGaribdlr kl 1939 ağustosnnda lmzave kime gülüyoıoız, Eski seyahatleri hatırlıyorum. O ne Ingilizlerin, Amerikalıların iftihar edelen gülm» ila koadı ile Bergson'u lanan Almanya Sovyetler dostluk r e «evinc, ne telâş, ne zevktL Aylarca ev cekleri gayet güzsl kızlardı. Bazdarının mik, yahud gülünç saldırmszlık paktı glbi, 1941 nisanında «Le Rire^zGüîm velinden konuşulmağa, projeler kurul bir otel terasında askerî elbiselerile şeylerden gelen gülme olmak üzere İki meğe katılmalan gülünj şeylerden ge adlı eserini kısaca adapte etmeğe ça lmza edilen Sovyet Ensya Japonya rnağa, hazırlanmağa başlanılır, binbir oturup yün ördüklerini görmek insanın dostlnk ve tarafsızlık andlaşması da, nevi gülme olduğunu söylemıştik. Duy len gülmelerin içtimaî bir kaynaktan lışmıştım. Fakat bugün tekrar gözde heves, hayal, ve tasavvurla yola düşü hem hoşuna, hem ruhafına gidiyordu. Fahri admda bir memur dün evine gu ve düşüncelerimizl sadeo* mimik, söz geldiklerini ve içtimaî bir baskının te geçirince, türkçesinin olduğu kada: dostluğa ve barışa değil; düşmanlığa lürdü. Bazıları ise dudaklarında rujlan, saçgittiği zaman, karısı Naciye kendisini ve yazı ile ifade etmiyoruz. Henüz ko 6İri altında bulunduklarmı gösterir. Gü adapte edilme tarzının da köhne bir hal ve harbe yol açmıştır. önce imza edenıJ 1945 te seyahat ise bir cehennem yol larında permanantları sokaklarda nöIerln dostlan lle düşmanlan, arkasıngüler yüzle karşılamış ve «sana müjdem nuşamıyan çocuklar meramlarını mi lüncün bütün topluluklarda bu furetle da bulunduğunu gördüm. Nihaj ct as euluğu. acı, yorucu, tam bir harb se bet bekliyor, jandarmalık ediyorîardı. var» demiştir. Fahri, bu müjdenin ne mikler, ağlama ve gülmelerle ifade et •algın bir tesir yapması dinliyenler ara eseri bugünkü türkçemize olduğu gib dan da kendileri arasınâa, Büyük askerî kamyonlar bu genc kızyahatidir. Sovyetlerle Almanya arasındakl dostları, kadınları erkek arkadaşlarile b e olduğunu merakla beklerken, karısı tikleri gibi büyükler de ağlama v« gül sında müşterek fikir tedaileri, müşte geçirmekle müsterih olabildim. Sayır luk paktınm, imzasından bir hafta sonYola çıkmadan tavsiyeler alelâcele bir iahve pişirmiş ve büyük meleri, ahvale göre. bir dil olarak kul rek kıymet ve âdetler, müşterek düşün okuyucularımdan adaptenin yeni harf raber şehre taşıya ta?ıya bitiremiyorIsviçreye gideceğimizi öğrenen bazı du. bir iltifatla getirmiştir. Fahri, derin bir Ianırlar. Bütün diller gibi ağlama ve ce ve duygular olmasmdan geliyor. Bir lerle basılması veya hiç olmazsa bu sü ra, Almanya, Lehistana saldırarak tklndostiar daha Istanbulda iken yapacağıhaz içinde kahveden bir yudum içmiş gülme dilleri de içtimaidir. Duyan de topluluk veya bir cemiyette gülünç olan tunlarda gülmek meselesinin tazelen cl Diinya Harblnl açmış, aradan ikl yıl Zaten otellerde askerf kuvvetlerden mız yolun güçlüğünden, uzunluğundan ve tam bu sırada Naciye; elindeki ga ğil de duygulanan v« düşünen yalnız bir şeyin diğer bir cemiyette ayni dere mesini istiyen mektubları da bu «ır geçmeden de Hitler, Sovyetler Birliğine hahsetmeğe başlamıştılar. Yiyecek gö yer bulmak imkânsızdı. İlk geceyi kö zeteyi göstererek: insan olduğu gibi fülen, gulünç olabi cede güldürürii bir tesir yapmaması alınca onların arzularını yerine getir taarruz etmiştir. türmemizi, valizlere dikkat etaıemizi, tü bir Arab pansiyonunda geçirdiktcn Japon Rus dostlnk andlaşması da, t Kocacığım bak memurlara birer !en de sadeee insan olduktan «onra gül Bergson'un dediği gibi her cemiyette menin benim için de sırası gelmiş ol sonra bize iltimasla bir otelde birer daha bir sürü şeyler tavsiye edenier olmaaş ikramiye vereceklermiş!» demiştir me ve gülünç olmanm mâna ve kaynak kültür, ahlâk, fidet, düşünce ve fikir duğuna hükmederek her biri başh ba Japonyanm miittefikl Almanyayı Sovoda bulablldiler. duğu gibi, barJan da «Aman, diyorlarFahri, havadisi görünce sevinmis ve ları tabiatile ferdl veya içtimaî hayatı tedaCerinin hususüiklerinden gelen baş şına okunabilecek tarzda bir seri ter yetler Blrliğlne hiicnmdan menetmediği âı, sabun, pirinc, hattâ kabilse yağ göKı? ortasında yaz günleri kahklar bulunmasındandır. Garib gö tib ettim. Okuduğunuz bu yazılar işte fibl, Japonyanm da, Sovyetler Birligi Inşallah karıcığım, doğru çıkarsa mızdan gelecektir. türün..> E\\elâ keyif ve neş'elerden gelen gül rünmesine rağmen gülmenin içtimailiği o seriyi takib ediyor. Yalnız bunla nin müttefiki Ingiltere ve dostu AmeriKış ortasmda buiunmamıza rağmen çok iyi olur. Fakat Isviçrenin dağlarını, havasını, Kahire gündüzleri adeta sıcak, akşam Diye cevab vermiştir. Fakat, Naciye me diünin ifade ettiği mânaîardan ba? dolayısile topluluklarda katıia katîla mümkün olduğu kadar k:sa ve şematik kaya saldırmasına mâni olamamış; bitabiî güzelliğini söyliye söyliys bitire üzerlerâve geceleri serin oluyordu. Ka ağzındaki baklayı çıkararak su teklifte lıyalım. Bunların mânalan ahvala göre güldüğümüz şeylere tek başma kabnca olacaktır. Bununla beraber bütün özü lâkis onn teşrik etmiştir. Ba pakt imzaT miyen ve seyahatimize gıpta ile bakan dınlar ince elbiselerle şahsî veya içtimaî olur. Keyif v t neş'« gülemiyoruz; azıcık gülsek bile gene o vermeğe çalışacak, me\ zu da somurt landıktan 2 buçak ay sonra Almanya lle dolaşıyorlardı. bulunmuştur: lar da yok değildi. Bizlerse yolcuhık Erkekler pardesüsüzdü. Kadınlardan gü'.melerinin kajnağı, hoşlanmalaria ke topluluğun tesiri alt'nda ve onu düşü kan olmadığı için biraz uza=a bile sık Rnsya harbe tntu«muş; Japonya harbe İkramiyeyi alınca bana bir elbise heyecanı içinde hiç bir şeyin farkmda emprime giyenler dahi vardı. yiflenmelerde olduğu gibi, sırf şahsî ol nerek gülüyoruz. Hattâ muzibiik etmek, mıyacaktır sanıyorum. kanşmamışsa da açıkça dostuna değil, yaptırırsın değil mi.. Haydi söz ver!» tieğildik. Ben kendi hesabıma rahat, sı Mısırın bu başşehrinde gözüme çarduğu zaman mânaları da şahsî ohır. iğnelemek, şeytanca gülmekr hususunda Bergson'un hayret edilecek ince, de miittefiklerine taraftar bir tarafsızlık Fahri elinden fincanı bırakmış ve kacak bir tayyare, kuşbakışı güzsl tabiat pan şeylerden biri de en iyi ile en körısına, fon günlerde çok sıkıntılı vazi Kendi kendimizden memnjniyeti bildi her topluluğun kendine mahsııs gülme rin, yaygm görüş ve açıklamalarma takib eftrılştir. Sekiz ay sonra da Japonmanzaraları, ve kjsa, enteresan bir yol tünün, en güzel ile en çirkinin, en ileri yette olduklarını, bu para ile hiç olrirler. Fakat bu gülmelerin kaynağl mevzulan oluyor. Bergson, gülünç şey rağmen gülme meselesinin tamamile lar, rearl Harbour baskinı lle Sovyet Kus culuk düşünüyordum. Kahireye kadar ile en gerinin başbaşa yürüyüşü oldu. mazsa açıklanm kapatacaklarmı söyle doğrudan doğruya kendimizd* olmayıp lere gülmede içtimal «aklı bir maksad, halledilmiş olduğu iddia edilemez. Bunu yanın müttefiklerinl mağlub etmek ve da hayal inkisarına uğramadım. İnsanlar ya yalınayak, sefil ve periçan, meğe başlaymca Naciye gittikçe asabi da dostiar, ahbablar, tanıdıklarla olan bir ortaklık olduğuna işaret etmekîe kendisi de açıkça söylüyor. Bühassa bu suretle onu da Almanyaya yendirmek Hareket içtimaî münasebetlerin emrettiği muaşe bu nevi gülmelerin derin, hayatî, İçti muvaffak olduğu noktalar?a gülünç şe için, tiraz dolambaelı bir yoldan Sovyahud çok terniz giyimli idi. Ana cad leşerek: Bir sabah saat onda, Ankara hava deler büyük, geniş ve temiz, ara sokakmaî kaynaklarma nüfuz etmış, ayni za yin, komiğin nasıl vücude geldiği, bu yetlere düşmanlık etmiştir. Fakat, mak< Sen zaten böylesin.. Beni hiç dü ret âdabmda olduğu zaman artık şahsî meydanından bir Amerikan tayyaresile lar pislik içindeydi. bir ifade olmaktan çıkarak tamamile iç manda en müessir içtimaî rollerini rada bizi güldüren şeyin ne oüuğu me sadına dolambarlı bir yoldan varmak şünmezsin!» diye bağırmağa başlamıştır. Kahireye doğru yola çıktık. Arkalıklı timaî bir dil olur ve bu dilin rolünü göstermiştir. 0nun bu husustaki oriji selelerinin ince ve nüfuzlu tahlılleridir. kurnazlı|ı Japonraya da, miittefiklerine Şehrin havası bizlere oldukça ağır Iş sözle halledilemeyince Fahri, müthiş maroken koltuklara oturduğumuz za geldi. Uykudan gözlerimiz her an kapaOynar. Çünkü karşılıklı kaynaşma ve nal görüş ve kavrayışlarını sırası gelin I Prof. M. Şekib TUNÇ de pahalıya mal olmoştor. çünkü Mihman biraz heyecanh, fakat müs*erih ve nıyor, başlarımız ağrıyordu. Kendimiz bir sinir buhranı içinde kansınuı üze denkleşmeyi istiyen cemiyet hayatı, yarerciler, Amerlkayı da harbe sokmuşlar neşeliydik. Tayyarenin içi kaloriferle de hissettiğimiz bu uyuşukluktan sonra rine hücum ederek onu iyice dövmaş şama kavgasınm didişme ve rekabetleve ba memleketln müthiş harb ^ticünün eımsıcaktı. Yolcu olarak biz beş Türk Mısırlılann ekseri niçin biraz ağır in rür. re sevkeden zaruretlerile, bir yandan alrırlıjı altında ezilml^lerdir. Neticede hâdise adliyeye intikal et gerginlik, sertlik, ağırbaşhhk, mehabet tük. Diğerleri bir iki sivil IngiUz, ve sanlar olduklannı ve gözlerimn baygın Hakikatte, Hitler Almanyası fflbl emmiş, Sultanahmed üçüncü sulh ceza lsterken bir yandan da gevşeklik, yubir kaç üniformah tayyareci idi. Ağ bakışını anlar gibi oldum: Iklim.^ peryallst Japonya da, Sovyet Rusyanın mahkemesinde yapılan duruşmada Fah muşaklık, güleryüzlülük ister. Bunun zımıza güzel nane kokulu Amerikan Ehramlar düşmam İdi ve onunla yalancıktan bir ri 29 lira 10 kurus para oezasına mahçikletlerini almış, sırtımızı koltuklara Bir kısım ltbalât mallannm balen mem. dostluk andlaşması imzalamıştı. Bn Sadık, Befer thsan Te Pevzl adında 4 Kahirede görülmesi lâzım gelen yer kum edilmiştir. Bu suretle, henüz ikıa için, ahvale göre, ağır, yahud hafif olyaslamış, ve pencereden altmnzda omak, hiç olmazsa böyle görünmek icab arkadaa Beyoglunda lçkt &leml yaparlarken Ieketlrr.lzs gelml» alparljl verilmij ve yclda yuncaklar gibi küçülen şehirleri, kasa lerden biri de ehramlar olduğu için bir miye eline geçmiyen koca üstelik bu eder. Birind halde, ne kadar vakarlı, yok yere ortaya bir münakafl» fikmıj Te bulunmakta olanlan memleketln bir kaçharbden blr kaç yıl önce Mançnko n akşam üzeri, dostumunm otomobili ile baları seyrediyor, hiç sallanmadan hakadar da para cezası ödemek mecbu ciddî, sert ve acı isek, diğerınde o ka Fevzl lla thsan mUnakasayı k&vgaya çevlr. yıllık Ihtiyaeına kafl gflecek mlktarda ol nırlannda, Japon ve Rus knrvetleri araçöle, onları görmeğe gittik, resimlerde mlslerdlr. Bu arada Fevzl eeblnden taban duğundan bu maddelerln bundan sonra sında harbsiz yapılan kanlı mnharebeler vada kayıyorduk, riyetinde kalmıştır. dar hoppa, o kadar lâübali, o kadar na casını çıkararak thsanın üzerine ateş et slparlşı durdurulmuı ve akredltlf muame bnnnn en büyük dellll İdi. ufak tepeler gibi görünen bu muazzam Kahireye kadar iki durak yaptık: zik. o kadar tatlı olur veya öyla görü mlştlr. A£ır sıırette yaralanan t h » n k»l lelerl kesllmlştlr. Bunların başında memmezarlar, akfamm kazıl pırıltılan içinJaponya, Jnfiltere ve Amerikaya UBeyrut, Lida. Beyrutun havadan görüOrta öğretim müdürleri arasında nürüz. Ayni zamanda bütün jest ve ha dırıldığı Beyoğlu hastaneslnde ClmOştür. leketin lkl yr.lık lht'.yacına kâfl geleeek kade azametleri, binlerce seneHk ömürlezakdoguda tehlikeli zamanlar geçirtmek nüşü pek güzel. Hattâ sahilinl kıvrıntılı değisiklik reketlerimiz yumuşar, jaizümüz güler, Cesedl muayene eden Adllye doktoru tzzet lay ve p00 tonu bulmu» olan. goraalak snretile onlann Sovyet Rusyaya yaptığı rile içimize ürperme verdi. Bir tayyare manzarasile bizim Modaya benzettim. Istanbul orta öğretim müdCrlerl ara sesimiz tathlaşır. Bütün bu değişmelerle îşçan Morga ka'.dırtmıştır. Katll Fevzl ya vardır. hücumundan zarar görmemesi için yardımlan azaltarak kendi miittefikl kalanmıçtır. Hava meydanı uzakta olduğu ve az Difteri a^ısı sfenksin çenesüe boyunu arasma kum sında bazı deglşlklllcler yapılmaktadır. Bu karşımızdakileri de değişmeğe, bizim Mihvercilere yardırn ettiği glbi, Sovyetkaldığımız için şehri gezmek mümkün arada Erenkoy Kız llsesl müdürü Palka gibi olraağa davet ederiz. Gülmelerin bu Ingiliz kültür heyeti reîsi Bir akşam gazetesl, bir çok allelerln ço ler Birîi£i de, Manruko hndudundak] olmadı. Lida küçücük bir durak yeri. tnrbalarl kojmuşlar. Yarı karanhkta, Onan İstanfcul Kız llsesl felsefe ö*retmen içtimaî diline ister=eniz nezaket dili de îngülz kültür heyeti relsl Mr. Mlkael cuklarına dl'terl aşısı tatblk etrnek lstedlk knvvetierinin büyük kısmmı, orada tntbizleri kumlara gömdüğü mumun etra llgtne, Kız Öf'retmen okulu müdürü Rebla Yarım saat kadar kahp benzin aldıktan diyebiliriz. Içtimailikteki ileriHk ve ge Grant, heyetln dlfer memleketlerdekl me lerl halde piyasada ası bulamadıklarmı, sonra ucsuz bucaksız çölleri geçerek fına toplıj'an beyaz maşlaklı, kurnaz Yarkm Erenköy Kız llsesl müdürlüğüne, riliğin ölçüsü olan bu dil say^sinde iç murlarlle görüsmek Ozere dört veya beç Reflk Saydam Enstltüsünün lhtiyaca yete mak suretile bir kısım Japon kuvvetlebakışh bir fellâh falunıza baktı. Ingiliz Beşlktaş lklncl kız orta okul müdürü Bedakşam, saat 6.30 da Kahireye vardık. hafta kadar memleketlmizden oyrılacaktır. cek a.jı yapamadıgını yazrruştır, Hayatl bir rini buraya bağlaınış ve büylece 0 da turistlere söylemek için ezberlemiş ol rlye Şanda K:z Öğretmen okulu müdürlü timaî potlann birçoğuna meydan veril Bu esnada kültür heyetlnin Türktyedekl is değerl taşıyan bu mesele İle Bıhhat Bakan Japonyanm laranna olarak miittefikKahirede duğu bir sürü yalanı papagan gibi ar ğüne. Fatlh Kız Orta okulu mildUr mua mediği gibi birçoklan da bu dille dü lerlne, mOmesBÜ vekll Mr. Gohm Bostock lığı yakmdan Ugllenmlş ve blze bu hususta lerine yardım etmiştl. Bundan daha rahat, güzel bir seyahat ka arkaya dizdi. Hava iyice kararmca vlnl Nızlre Blrson Beşlkta? tklncl Kız orta zeltilir. Nezaket inceîdikçe de zarafet bakacaktır. 8U malumat verümlştlr; okulu m'Jdürlü^üne tavln edllmlşlerdlr. Şimdf, Japonyanm yenilmege başladıjı olmağa başlar. Osmanlı cemiyftinde netasavvur edilemezdi. İşte bu güzel baş rehberimiz ehramların eteğinde meşa« Dlfterl aşısı ve diğer bütün Beromla şu sıralarda. sadeee adı dostluk ve taAna ve oğlun başına gelenler Sıtma savaşında çahşacak zaketin zarafet derecesinde incelmesini langıcdır ki Avrupayı hangi yoüardan leler yaktırarak Fravunlarm mezar'arınn satışı K'.zılaya verllmlştlr. Bu ltlbarla. Beyoğlıında, Yenlşelılrde oturan Zehra dır kl Kızılay deposur.da bu seromlar kül rafsclık paktı olan, Istnl müsemmasına doktor alınacak âle devrinde gÖrüyoruz. Sultanahmed geçeceğimizi bile bilmediğimiz halde nı aydınlattı ve gece büründükleri fHamiyet) edmda" btr kadın, yanmda ] ! ' ilyetll mlktarda ve her türlü lhtıyact kar re içi riışına urmıyan bir andlasma orVallllk makan'.ır.dan tebll? edllmlştlr: camii ile Nedim'in şiirleri bu zarafetin raşındakl oğlu Şenyuva lle birllkte Şlş'.iden bizlere tam bir emniyet, ve gaygusuz muhteşem manzarayı gösterdi. Işık »o4707 sayılı oIaSanO=tft mtma savaşı kaşılıyacak ölçüde mevcuddur, Kanunen her adan kalkmıs bnlunuyor. luk verıniş bulunuyordu. nüp, mukaddes mezarlar heybetil du nunu hükmüne gore bu savaçta çalışroak bugün elimizde kalan en güzel ve ölmez geçerken kadının eskl tanıflıSı Fethi yol eczanenln bu seromîan bulundurması da Kahirede bir hafta kaldık. Çünkü es ruşlarile karanlığa karışmca biz de şeh lstlven 6erbest tablb'»re ayda rî< ıO Hra üc timsalleridir. Mehabet, vakar ve ciddi larını kesmlştlr. Kadını yabancı fn bir mecburldlr. Blnaenaleyh her hangi bir raO. Bnnnn üzerine ratcn son maglublyetki mesud zamanlarda olduğu gibi sim re yollandık. ret ve memurlyet rr.alıalllne kadar zatl yol •yeün timsallerini de Kanunî devrinin gencle görea Fethl slnirleaerek eskl met racaatte serom vermlyen eczane blze bll ler yüzünden mevkil sarsılmış bnlnnan tneral Koiso Istifa etmis ve yerlne Aharclrahları ve koylfrde gezdiklert rr.üd eserlerinde. Bâki'nin şiirlerile Koca Si re=Inin üzerine atılmış ve kadının üst du dlrllsln; bu vaziyet tahukkuk ettlgl takrîlrdi trenler, tayyareler, diğer nakliye dajını kopanrcasma ısırmıştır. Kadının Ertesi gün hayvanat bahçesini gez det'.ere aid nakll va'itası bedell verllrr.ek nan'ın ö'mez âbidelerinde görüyonız. eryadı üzerine Şenyova da ortaya atıl'niî de lhmailnden ve kanunl vecîbeyi yerlne miral Suzikl başbakan olmostnr. Japon vasıtaları yolcularm emrinde değildir. dik. Yazık ki bahçe son zamanlarda çck ve taylnlerl Sıhhat Bakanlığınca yapılmak Kahireye vardığımız taman hangi ta ihmal edilmiş, pek hoşumuza gitmedi üzere Islm. adres ve şlmdlye kadar biılun Yahya Kemal işte bu mehabeıie o zara tır. Fakat kendine mallk olmıyan Fethl getlrmemeftnden dolayı derhal cezalandırı emperyalistlerl, eskidenberi feneraller rız, Endlçeye mahal yoktur. Jlemleketlmiz e amirallar, yahud karacılar ve denizrihte, hattâ hangi yolla gideceğimizi dukları hl'zmetlerl gö^terlr blr lstlda ile fetin büyük bir hayranıdır. Ve bu hay bıçaÇmı çekerek genc çocuğu da ajır eu de bol mlktarda aerom vardır ve dalma da Eğlence yerlerinin hali ranlıkladır ki mehabetle zarafeti ken rette yarâlamıştır. Ana, ogul hastaneye ha^ırlEnmaktadır, Bu türlü havadİEİerln iler diye iki gnıpa aynlmışlardır. ŞimVallHk makRmına mt.raraat!erl rlca olunur dahi iyi bilmiyorduk. Bunu ancalc üç ka'.dırılmış'.ar, snçlu Fethl de yakalanmıştır !i amirrjlar gencrallerin yerine geçrnis dört gün sonra kat'î bir şekilde öğreKahirede barlar, sinemalar, eğlence Belediye memurlannın ikramiyeleri dine hâs bir güzellikle birleştirmiştir. aslı yoktur.» jnlnnnyorlar. Fakat Japon denizcilerl nebildik: Cezair, Marsilya, Lyon, yerleri harbdenberi oldukça çoğalmış. HUkumetln memurlara blr aylık İkramiye r 200 bin liralık deri Nezaket gülmelerinin ahvale göre teena bir Eamanda işbaşına fellyorlar. Berru Ingiliz ve Amerikan askerlerinin saye vereceğlnl ve buna a'.d tasarınm Buvv.k şekkür, hoşnudluk, hüsnükabul yeriNebioğlu Yayınevi, senenin en Tlcaret Oflslt plyasaya 2Cw),n("P0 liralık 'ünkü Japon donanması sırra kadem Her an bizJeri götürecek olan tayya sinde bu eğlence yerleri dolup boşah Mlllet Mecllslce verlldlplnl yazr.ııstık. Şederl Batacaktır, Satı;:ara bir kaç güne ka asmıştır. ne geçtiği de olur. Nitekim misafirlerigüzel romanmı çıkarmakla recinin hareket emrine amade buluna yor. Yerli halka çok kazanç temin edi ledlye ve Hu^uM muhsfebe. Mallye Bakan. dar başlanacaktır, Derl'.er. mütehassıslar müftehirdir. ıSı lle terr.asa gecerek bu tasarı tle lstenl mizi karşılar ve geçirirken gösterilen cak ve hareket işaretini aldığımız anda yormuş. İçki muayyen saatlerde verili eoek ödeneğe Ctah=lsata) Belediye ve Hutarafmdan clnslerlne gore tasnlf edllip küYenl Başbakan, Amlral Tojo'nnn «agüleryüzler memnun olduğumuzu ve bu çük partllere aynlmıçtır, bavullarımızla tayyare meydanına ko yor. Viski ve diğer içkiler çok ucuz ve ;us\ muhasebe İçin de odenek eklenmeslnl 'erlerlne de iştlrak etmiş, 77 yaşında blr memnunluğun tekrarlanması temennilesacaktık. Bu işarete intizaren ve hare bol. Muayyen saatlerden sonra içki ve rlca etmlştlr. plr Imiş Difer taraftan Amlral Snzikl, Tıbbî müsamere rini ifade eder. kete hazur bir halde, tetikte bekliyerek ren yerleri derhal kapatıyorlar. Bu kaŞİ5İİ Çocuk hastanesl tıbbl müsamereleri kısa mesafeden torpido hücnmlarmda Komik, gülünç şeylerden gelen gülmeçehri dolaşraağa koyulduk. panma yüzünden Mısırın Samiye deihtısas sahibi imlş. tlk torpill MoskovaI'apılm'.ştır, BİR İKİ SATIRLA lerin diline geçersek gülme dilinin buKahire gibi büyük bir şehrî bir haf dikleri meşhur rakkasesinî göremedik. Aylardanberi beklenen bu fevka1 Dahülye mütehassısı Dr. Kemal Ba dan yiyen ihtlyar Amiralm bo thtısası, rada ıs!sh etme gayesile çok daha zenteda göriip tanımak imkânsız Eh Oynadığı bar muayyen saatten sonra da racoglu t^rafmdan kanda protrombln za ırtık biraz modası geçmlş blr azmanTOCLON LİMANİNA fcldeeek olan lâde nefis roman BUGÜN ÇIKTI manı taylnlnln muhtelll tıb jvıbelerindekl lıktır. Çfinkü şlmdl. hava sllâhl. donanramları, çölü, hayvanat bahçesini, eski, içki vermeğe kalktığı için bir ay müd Trabzon şllepl ]O nlsan sah günü ltmanl in, çok daha içtimaî bir roi oynadığı Dört renkli, nefis bir tablo içinde öneml üzerine tebllg ve tecrübeye ald şahsl malan nzak mesafelerden gellp torpflllmeşhur çarşısını ve diğer bazı yerleri detle Ingiliz, Amerikan askerlerine ya mızdan hareket edecekt'.r. Şüep, rransaya eya oynar gibi görünmek mecburiye480 sahife 400 kuraş. metodu göeterllmlştlr, gördük. sak edilmiş. Hayranlarmm ekserisl as Ihracat mallarımızı götürecektlr. Trabzo tinde kaldıçı görü'.ür. Nitekim bir nükyor. Onun için, Japon kabinesuıe bir Bu roman Amerikan edebiyatının 2 Kulak, boğaz, burun mütehaasıs! nun yolcu gatürmlyeceŞ! anloşılmıştır. te söylendiği, yahud gülünç bir şey, Kahire yesil palmiyeleri, hurma a kerler olan Arab rakkasesi ise MısırhDr. thsan Duydal tarafmdan bir çoeugun lava komntanı bnşkanlık etse daha fajIf. İNHİSARLAR İDARESİNE b!r Türk meselâ Na?raddin Hocanm bir hikâyesi şaheseridir. Bütün kitabcılarda ve ğacları, mavi Nili, berrak semasile bü lara oynamağa tenezrül etmediâinden lrma=ı önemlt mlktarda otomatlk kapaklı kaynar su lle merlslnla yanrr.asma s'd lalı oinrdaüBeyoğlu Kitab Sarayıncla bulunur. yük ve muhteşem bir şehir. Göze ilk sahneye eıkmıyormuş. Bedia denüen blra şlşesl tekllf etmi.ştlr. Bu şlşeler Fllls nla*ıldığı zaman o mecliste bulunaılamüşahede tebllğ edllmıj ve blr çok doktorNEBİOĞLU YAYINEVİ İstanbul lanmızın lçtlrak ettlğl müsamereye son veçarpan şey îngiliz ve Amerikalı asker başka bir barda Arab rakkaselerinin tlndedlr. ÖİŞe'erln almması muvafık görül rm he^sinin gülmeğe iştirak etmeleri, anlamıyanlar olsa bile bunların da gülrllmiştlr. lerin bolluğu. oluyor. Bütün büyük meşhur göbek dansmı seyretmek ınüm mUştür. oteller adeta blrer karargâh hallne gel kün oldu. Sahneye yarı çıplak, pullar ve Babasmdan kalma Hah! Onu tutamis. Bir cumartesi günü vardığımız tüller içinde çıkıyor, bir yığın göbek bir arsayı okutmak lrm efendi. Yeni İçin sokaklan izinll askerlerle dolup kıvırıp boyun kjrdıktan sonra Ameriistiyormuş. Bir samoda mı?.. taşar b?» halde bulduk ve İlk defa harbi kalıların alkışlan, beyaz maşlakları. bah erkenden bana yapanlar*,;şrakından gormekle kendlmi fesleri ve entarilerile ön ma3aları işgal Hayır hanımegeldi.. zl birdenbtre son zamanlarda harb ya eden zengin bedevilerin ah ve ofları fendi bayancığım. Hadi kalk, senlarında, okuduğumuz, sinemalarda içinde te?yi edilerek sahneden çesiliKüçük Modada... ninle bir yere kagördüğümüz cephe gerisi havası içinde yor, biraz sonra sahnedekir.den daha Yaa! İstemem dar gideceğiz!> diye dekolte bir elbise içinde baygra, ârsız bulduk. öyle ise.. Paramıza palaspandıras alıp bakışlarla konsümasyon yapmağa geligöre yer isteriz biz, Asker kadınlar Taksim Taraflarında yor ve bir çok askerlerin raasasma küçüğünü ne yapayıffl?.. Mecmualarda resimlerini gördüğum, davet edilmeden, hattâ zorla oruruyor bir emlâk bürosuna götürdü.. Müba nadlarmı açmış.. tıraş iki günlük.. bıyık yerler o kadar, hani havadar değildlr.. Efendiciğim köşk küçük değil. hikâyelerini okudtığum askerî kuvvetrek adam kafasına bir şey koydu mu lardı. Ekseriyetle Yahudi, Ermeni, Rum burun gölgesi.. burun dağlara taşlara... gürültü, patırtı... semtin ismi.» lere mensub Ingiliz ve Amerikab kamutlaka yapmak ister. Ona karşı yüm«lezi olduklarını söylediler. Ve kaslar... Ille de kaşlar.. tıkız bir Bey karışır: Istemem kurum.. âsabımı sinirlendınlarla da ilk defa Kahirede karşılaşrümek boşunadır. Kavga eder, küf j r adam. Kalın kalın, küt küt, katı katı Kuzum! Sen paraya pula bak diriyorsun.. istemem dedim istemeeem tam. Agjr kamyotıları idare ediyor, eder, dediğini yapar.. Tabiî anladuıız: Yiyecek vaayeti parmakları var.. kokulu sigara içiyor.. ma!. Bize şöyle bir iyi yerde sayfiye Biz yünsek yer istiyonız.. paraya bakkantinlerde, hava meydanlarmda, asKantorundan bahsediyorum. Evden Hanımm iki elinde dört yüzük! Bile köşk.. Kmalıda« göster... Kahirede yemek bahsine de şöyle bir çıktık, bir güzel günün gülümser sama.. demedik mi?.. kerl bürolarda çahşıyorlardı. Yüksek Haa! Şimdi aklıma geldi.. lâkin Hanım: Yüksek yer, yüksek yer?.. rütbeli genc leydilerin, askerî kıyafet dokunmadan geçmiyeceğim. Harb dcla bahı idi.. hafif bir sisle buğulanmış ğinde bir pırlantalı saat. Baştaki şapka. ' Amaan! Kınah mı dedin? . Iste biraz paha'ı olacak galiba!. Acaba Yakacıkta bir yer leri içinde kumandanlarile bir masada yısüe büyük lokantalarda bile güzel, sokaklarda çoluk çqcuk mektebe, tram Şapka değil.. leylek yuvası.. bacaklar Paraya bakma dedik ya!. Plâjı var mı?.. arkadaşça yemek yedikleri, daha kü lezzetli yemek bulmak çok müşkül. bir vaya, simidci veya salepçiye koşuşu birer jambon.. ayakları kunduracı us mem.. şimdi artık kma yakman bile Yeni mücedded... Beş oda.. bir Yok efendim. Lebiderya değil... çük rütbeli başka bir genc kızın kendi çok şeyler mevcud değil. Haftanın üç yordu. Biz de tramvaya atlayıp gide tasmı intihar ettirecek şeyler.. buna kalmadı! Ne diye Kınalıya gideyim.. Siz bilirsiniz bayan hanımefendi stüdyo.. bir alafranga mutfak. iki ha Kumluğu da yok mu?.. bölüğünden genc bir erkek arkadaşile günü et yasak olduğu için bir takım ceğimiz yere vardık. Tramvayda bilet rağmen yılan kundura!.. (Soksun in O da yok.. efendim.. lâkin, hava, otelin terasmda çay içtiği her zaman tadsız balıklarla iktifa ediliyor. Bana çi ile bir, vatmanla bir ve yolculardan şallah!) Sırtmda biçare bir mavi tilki miz. Siz bilirsiniz.. bir yerimiz var ama lâ.. Halâ da alafranga mı?.. su.. bağ, bahçe. yemlş... gördüğümüz manzaralardan oldu. Şık Kahirede en ucuz jey, muz ve viski gi bir şişman herifle bir defa münakaşa nin mutlaka hanımı görünce bırskıp o size biraz büyük gelir sanırım!. Tabiî efendiciğim, tabM Teras etti. Her birine titiz bir mekteb hocası ksçt:ğı pöstekiden yapılmış bir kap... Neymiş bakayım! Amaaan efendi bu adam bu işi üniformaları içinde vakarlı hallerile bi geldi. gibi ders verdi. Uzatmıyalım.. tellâhn Elde manşon... Sevsinler!. On odalı bir yalı.. ama cennet val denize nazır... beceremiyecek.. Ben bağı neydiyim, Biz, sayfiye arıyan bu çiftin tam ü lahi, cennet!. Büyük divanhanesi.. ha Hangi denizs?. yazıhanesine vardık. Burası emsali giBahçayı neydiyim?» Ben gonforlu yer Marmaraya bay efendimiz.. Mar arıyorum.. yünsek bir yer!. bi döşü deşilmiş bir kaç muşamba kol zerine gitmişiz.. Tellâl: rem, selâmlık... Alaturka hamamı... Tiîi tuk, koyu kahve rengi cilâsız bir kirli maraya!. Bir dakika # istirahat buyurun! di masura su... KocaKantoron dayanamadı.. tellâla: yazıhane, duvarda sararmış eskı bir ye ortasmdaki dikiçi sökülmüş.. kıtık man selâtin mutfak. Gozel... Canım Nuri Bey.. sayın bayanın fuar ilânı.. izmaridlerle dolu bir reklâm ları delikten dışarı bakan kanapeyi bi Banyo mavi fayans.» hakkı var.. yüksek yer istiyorum di Mutlak böyük sigara tablası. Mürekkebi kurumuş bir ze gösterdikten sonra.. elindeki deftere mü? Hanım: yor, büyük yer iitiyorum diyor.. sen hokka ve ucu kırık bir kalem.. ve he bakarak konuşmağa başladı.. Ben maviden hoşlanmam.. rah hâlâ Kanlıcada, Kmalıda yer gösteri Selâtin beyefennüz içilmiş kahvelerin boş fincanlan. Hammefendiroiz! Bir güzel köş dimiz selâtin.. Sonmetli anam da sevmezdL. yorsun. Şöyle Yüksekkaldırımda, BaIçeri girdiğimiz zaman tellâlı bir ka kümüz var. Ama fevkalâde bir Eey! ra ahırlar.. Bey: şıbüyükte... Büyük Lângada, Tepeüsrı kocanın önünde adeta takla atar gibi Beş oda.. banyo.. mutfak, «fis.. salon,, Hele evi bulalun da yahu! Ban tünde... Kuledfbinde... Gümüşarayıcı Ahır da var bir halde gördük: Her ikisi de etli canlı taraça.. pek güzel bir bahçe.. iskeleye yoyu istediğin renge boyatınz da.. dedikleri gibi, Altınbakkalda.. ha! Disene eşraf go C ^ . olan bu erkekle kadmın karı koca ol iki dakika.. yepyeni... O da olur beyefendiciğim... Sonra Hay Allah razı olsun... Hah! işte nağı! duklarmm kadının erkekten bahseder Nerede bu? Gazeteci Churchill, meb'us Churchill, Da Evet efendim muhakkak beğene efendim, ayrı servis kapısı, servis mer biz buralarda yer İstiyonız.. ken: Heybelide™ Kantoron devam etti: ceksiniz. iki tane ahır, bir 3rahalık.. diveni. hiliye Bakanı, Bahriye Bakanı Churchill, Aman 0 servis nerduvanı rahat Erkek karışıyor: Kadirgada, Ahırkapıda.. Odunisondan sonra efendiceğizime söyliyeyim.. Bizim efendi! demesinden, ereğin blr *ey olsun.. ben dik nerduvandan kelesinde... Çatladıkap:da.. ZindankaBaşbakan Churchill Aman gözünü seveyim.. Biz, yalı... Deniz.. de: heç hoşlanmam.. heybeden hurcdan gayrı bıktık.. bize pısında.. Babacaferde.. Nirede bu? Bizim hanım! diyişinden anladığı bir başka yirde köşk buluvir.. Herif açtı ağzını... Kanlıcada... Aman efendim! Siz oradan çıka70 senede 100 insanın hayatını bütün fırtınalan, mız gibi ancak birbirile geçinebilecek Baaaş üstüne eîendim! Emredermazsımz™ Dehe! merrct!. Ben de buau bir Kadın karışır: i yaradılışta oluşlarmdan da keşfetmiş siniz.. elimizde bir çok sayfiyeler var ıstırablan, maceraları ve başarılarile yaşıyan adam Amaan! Öyle gsnlı irinli şey iste Paramla değil mi yahu? Istediğim adam sandım da lâliiraiîina h^! dediytik. Hele bir tane bütün konforlu... Her kitabcıda bulunur. mem. Siz ne biçim emlâksiniz ayol?. yerden girer çıkarım... Evimde ds m: dim... Ulen sen bernmle.. Eendinin bileğinde en iri kalibrada Hah.. gonforlu olsun gonforlu.. Demeğe kalmadan bir koluna tellâl Evleriniz hep minesepetsiz yerlerde! yasah?.. bir altın saat. ama dört ibreli mi, beş Tabiî efendim, tabiî! Altı oda.. sa Aman hanım bayancığım. bizim.. Hâşâ! Hâşâ.. ne münasebet efen oir koluna ben girc.m... Kantoronu dıibreli mi. Haniya saati. dakikayı, sani lon. Sal amanje.. mutfak.. ofis.. Vallahi öyle! Bizim Haci Ehmed dim! Yanlış arzettim. Yani zat.â'inız şarı çıkardık.. O hâlâ söyleniyordu... yeyi, mesafeyi, günü, ayı, haftayı, se• Opis dediğin de sizin har evde giller Altmbakkalda Tabutçular içinde.. Büyükhenoturuyor.. ben selâtin merdivenden çıkarsınız... Kayseri Belediyesince insa ettirihniş olan şehir otelinin 12910 lira bedeli neyi, yazı, kışı, sıceğı soğuğu gösteren var!. Ganlıcada oturu muyum? Daha yünsek Kim bu Salâhaddin kuzum her dekt»... Doboderede.. Bitlikâhtanede™ kesifli elektrik pis su sıcak ve soğuk su tesisatı işi 2490 sayılı arttırma ve ek bir takım saatler var. Saat değil yar Yani.. Evet! Pek güzel bir köşk.. yer yok mu? Yerebatsnda.... yere burnunu sokııp durur? •ıitme yasasının 31 ve onu takib eden maddeîerine göre kapalı zarf usulile direktör! işte onlardan bir saat. Par hele havası.. enfes.. Herifi deli san^CRklar! A!dır:ş etmi Hıhı evet efendım.. köşk revkalâ Ama bayan efendiciğim! Altmmağmda kocaman bir hakik yüzük.. yaptırılmasına karar verilmiştir. Havası gözel olsun!. Ben hava pa bakkalda sayfiye olmaz ki... yor, boyuna söyîeniyor. Sokağa çıktıkde köşk deâil yalı... Istekiilerin eksiltme günü olan 2/3/945 çarşamba günü saat 16 dan bir maamafih kıravat dargm.. sağ tarafâ rasmdan kaçmmam... tan sonra ben sıvıştım.. bilmem ne za Nirede?, Neden olmazmış.. paramla değil saat evvel zarfîarını Belediye Encümenine vermeleri ve şartnameyi görmek kaçmış.. gömleğin yakası bahar sevin Istağfirullah beyefsndimiz.. öyle mi?.. Modada efendim.. man sustu!. Jstiyenlerin Belediye mühendisliğine müracaatleri ilân olunur. (4398) cile uçuşan büyük bir kelebek gibi ka şey aklıma bile gelmez. Fevkalâde bir Hanım.. Şüphesiz, ş'üphesiz,. fakat oradaki B. FELEK Harb içinde Kahire Yazan: Peride Gelâl Sefflr haberleri ikramiye yüzünden Bir koca karısmı dövdü. para cezasına mahkum oldu HEM NALINA M1HINA Gülme dili ve onıın mana ve kaynağı Prof. M. Şehib Tunc Yazan: Torpil uzmanına ilk torpil Dörf arkadaş arasındaki münakaşa öliimle bitti Birkaç yıllık ihtîyacı karşılıyacak mallar r A VAHŞÎIRMAK YÜKSEK YER MERAKLILARI Yazan: " Burhan Feiek Senenîn en sayanı dikkat eseri ChurchiH'in Siyasi Hayatı Ingiliz Imparatorluğunu kurtaran adam nasıl yetişti? Kayseri Belediye Başkanlığından: