T8 Agustos 1942 CUMHURİYET Hükâmefimiz Receb Peker Hariciye Vekiîimiz dışarıda nasıl Dahiliye Vekili oldu (ütfaütcMtaL karşılandı? Moskova konferansı Nister Eden, von Ribbentrop ve Mister ON L E ünlerdenberi neıede buhınduğu bir türlü keşfedilenıiyen ve bu yüzden beynelmilei bir jnerak uyandıran Mr. Churclıill'in en nihayet Moskovada Stalin'le müzakereler yaptığı anlaşıldı. Mr. Churchill'in maiyetinde Hindistan Başkumandam General Wavell ile İngiltere GenelkuMuay Başkanı Sir Allan Brook'un bulunması konuşmalaTin eskerî ve stratejik mahiyette olduğunu gösteriyor. Zaten bugünkü şartlar da daha ba.şka bir şeyle meşgul olmağa müsaid değildir. Müzakerelcre, Amerika namına Mr. Roosevelt'in miimessili Mr. Harriman da iştirak etmiş ve böylece Moskova konferansının şiimul, derecesi genişlemiştir. Konferansın verdiği kararlara dair neşrolunan tebliğ, tabiidir ki, Müttefikl e r i n ne yapacaklarını büdirmıyor. O ııun için konferansın kararlarını hâdiselerden öğreneceğiz. Bununla beraber neşrolunan tebliğden şimdilik şu anlaşılıyor ki, Müttefikler her ne pahasıııa olursa olsun harbe devam kararını vermişlerdir. Müttefikler eskisi giti, Hitlerciliği ve ortaklarını ortadan kaldınncıya kadar harbe devam etmek azmindedirler. Müttefiklerden herhangi bıı devlet, harb talihinin alevhine dormcsi yüzünden münferid sulh tcşebbüsünde bulunmayı aklından geçirmiyerek baıbe devam edecek, her ne olursa olsun ve ne kaybederse etsin, harbe devam elmeyi en birinci vazife bilecek. Demek ki Sovyetler Birliğinin şu veya bu kayba uğraması neticesinde sulha talib dlması bahis mevzuu değildir. Tebliğin bahis mevzuu ettiği bir nokta daha var. O da yalnız HiUerciliçin crtadan kaldırılmasile iktifa olunmıyarak Hitler'ciliğe benziyen her rejim'n de kaldırılması istendiğine işaret olunmasıdır. Acaba bundan maksad Hitler'ciliğe bcnzer telâkki edilen Italyan faşizmi mi? Yoksa daha başka bir şey mi? İngiliz siyasî muharrirlerine göre başka bir ihtimal daha vardır. O da Alman' yada bir dasrbei hükumet vuku bulması ve nazistler yerine, meselâ ordu erkânının ytni bir rejim tesis etmeleıidir. Müttcfikler, bu mahiyette ycni bir rejimle karşılaştıklan takdirde onu da yıkmağa uğraşacaklar ve ancak biitün ceberutla'rdan kendini kurtaran bir Almanya ile sulh yapacaklar. İşte neşrolunan resnıî tebliğden anlaşılan noktalar bunlar. Müttefiklerin Almanyadaki rejimi nasıl yıkacaklarına ve ne zanıan yıkacaklarına gelince bunun için eskisi gibi ikinci cepheden ve bu cepheyi bu &ene içinde kurmaktan bahsedilmiyor. Bu da Müttefiklerin gcçen tecrübelcrden istifade ettiklerini ve kendi efkân umumiyelerini nahak yere heyecanlara kaplırnınmağa cheramiyet verdiklerini göstcriyor. İhtimal ki Mr. Churchill'in İngiltereye döndükten sonra Avam Kamarasında söyliyeceği nutuk Müttefiklerin takib edecekleri hattı hareketi biraz daha aydınlatacaktır. Şimdilik gdze çarpan nokta, İngiltere Başvckilinin bizzat Moskovaya gitmekle ve orada askcTÎ ve siyasî konuşmalar ve anlaşmalar yapmakla İngilterenin Kusyaya karşı gösterebileceği en geniş alâkayı göstermiş olduğu ve Rusyaya yapılan yardımı daima azımsadığını söyliyen İngiliz efkârı umumiyesini tatmine imkân bulduğudur. Belki İngiliz efkân umumiyesi de Moskovada verilen kararları, hâdise ve emrivaki şeklinde görınek için başkalan gibi bekliyerek ve bu bekleme sırasında hükumeti tenkidden çekinecektJr. Hull'den aldığı samlmî tebrik telgraflarına teşekkür cevabferı gönderdi kabeleten samimî teşekkürlerini Almanya Hariciye Nazınna telgraflamıştır Ankara 17 (a a.) Amerika Hariciye Nazırı Kordel Hull, Hariciye Vekilliğine tayini münasebetile Numan Menemencioğluna samimî tebrik ve temennilerini telgraflamış ve Hariciye Vekiîimiz de bilmukabele Hull'e teşekkür ve tahassüslerini telgrafla bildirmiştir. Ankara 17 (a.a.) İngiltere Hariciye Nazırı Eden. Numan Menemencioğluna Hariciye Vekâletine tayini münasebetile samimî bir tebrik telgrafı göndermiştir. Hariciye Vekiîimiz, Eden'e tahassüs ve teşekkürlerini telgrafla bildirmiştir. Ankara 17 (a.a.) Hariciye Vekilliğine tayini münasebetile Numan Menemencioğlu, Almanya Hariciye Nazırı Von Ribbentrop tarafmdan kendisine gönderilen dostane telsiz telgrafma mutııiMiımılUIIIIIH fSoyyet harp] fMman harp Lîebliği (Baş târafı 1 inci sahıfede) Tebliğin eki Moskova 17 (a.a.) Sovyet ek tebliği: Kletskaya cenub doğusunda Tîuvvetlerimiz çok şiddetli müdafaa muharebeleri yapmışlardır. Duşman burada bir yan taarruzile hatlarımızda gedik açmağa teşebbüs etmişse de birlıklerimiz düşmana ağır kayıblar verdirmişler ve 6 tank tahrib etmişlerdir. Potelnikovo şimal dcğusunda kuvvetlerimiz mükerrer düşman taarruzlarım püskürtmekte ve mevzilerini sıkı sıkı muhafaza etmektedir. Son çarpışmalarda ağır kayıblara uğrıyan düşman acele ihtiyat kuvvetleri getirmektedir. Krasnodar çevresinde kuwet!erimiz çok büyük Alman makineli piyade kıtaları tarafından yapılan taarruzları püskürtmüşlerdir. Mineralnivodi çevresinde kıt'alanmız makineli düşman piyadesile tanklarına karşı şiddetli çarpışmalar yapmaktadır. Briansk çevresinde mahalli ehemmiyette savaşlar yapılmaktadır. Bir kesimde birliklerimiz bir düşman taburunu bozguna uğratmışlar ve daha müsaid mevziler işgal etmişlerdir. 13 ağustos günü kuvvetlerimizin 694 üncü Alman piyade alayını bozguna uğrattıkları şimdi anlaşılmıştır. Düşman bu münasebetle 1,450 ölü vermiştir. (Uastarat) 1 inci Viasma doğUi.unda ve Rjev yakınmda her sınıfa mensub kuvvetler şiddetla cıüdaîaa savaşlarına girişmiş bulunmak. tadır. Dün de bir çok düşman taarruzlan akim kalmış ve muhtelıf yerlerdc düşman karşılık taarruzları püskürtül, müjtur. Cephenin şimal kegiminde bir çok yer. lerde düşman karşılık taarruzları ve ha, va savaş hazırlıkları temerküz ateşile dağıtılmış ve geri atılmıştır. Almanlar Grosny'e 30 kilometre yaklaşlılar Vichy 17 (a.a.) Rus cephesinde Sîalingrad ve Kafliasyaya karşı Alman taarruzu muvaffakiyetle gelişmektedir.Al. man haberlerine göre, Kuban nehrinin alt kısmmda Rus taarruzları geri atıl. mıştır. Nehrin sag kıyısı tamamüe te. mizlenmiştir. Bazı noktalarda Almanlar Rus hatlarına nüfuz etmişlerdir. Birçok köprübaşları kurulmuş'.ur. Bazı haberlere göre, Almanlar burada muhim miktarda hava kuvveti kuUanmaktadır. Karadenız limanlarmdan Touapse limanı ağır bir hava akınma ma. ruz kalmış, nhtımlar ve iki şilep tahnb edilmiştir. Bitaraf bir habere göre, Almanlar Grosny"e 30 kilometre yaklaşmışlardır. (Baştarafı 1 inci sahifpdrı tildiğine göre Sovyet Rusya bugün Kafkasya ve Volga bölgelerini kaybetmek tehlikesi altındadır. Bu tehlikeyi önlemek İçin Müttefiklerin garbda ikinci bir cephe açmaları lâzımdır. Halen Almanlar kuvvetlerinin yüzde yetmiş veya seksenıni şark cephesindeki harekâtta kullanmaktadırlar. Bu sebeble garbda, Avrupa sahillerinde zayıf bu(Times) gazetesi Şükrü Saracoğlu lunmaktadırlar. Bu nokta üzerınde dunun müspet bir hareket olarak tarif et ran Ruslara göre Almanlar gelecek yJ tiği Türk bitaraflığını. faal bitaraflık ola Manche ve Avrupa sahillerine mühim rak tavsif etmiş ve böylelikle Piırk si miktarda kuvvetler toplıyabileceklerinyasetinin samimiyet ve ciddiyetini daha den Müttefiklerin karaya asker çıkarziyade övülmeğe lâyık görmüştür. Bizim maları çok müşkülleşecektir. İşte müttefik kaynaklarından gelen bitaraflığımızda müspet ve faal kelimelehaberlere göre Moskova müzakereleririnrn ayni manaya alınmalan Iâzım geleceğini sanınr. Eğer imkânı varsa her nin konusunu bu noktanın teşkll ettiği anlaşılıyor. kesle hoş geçinmeği istiyen, yani TürMoskovada neşredilen teblîğ kiye için sulhu korumak amacma yürüMoskova 17 (a.a.) Resmî bir tebyen bu siyasetin tek müeyyid kuvveti hudud ve hukukumuza vuku bıılabile liğe göre, Moskovada Churchill ve Stalin arasında yapılan toplantı çarşamba cek her saldırıya karşı bütün nıilletçe gününden cumartesi gününe kadar dekuvvetle karşı koymak azminden rbaretvam etmiştir. Bu toplantıda, Harriman, tir, ve Türk bitaraflık siyaseti işte bu Alan Brooke, Wavell ve Aleksander vasfile ve esbabım hazırladığı müdafaa Cadogan hazır bulunmuşlardır. Rus mükudretile müspet ve faaldir. Ve dikkate messilleri Molotof ve Mareşal Voroşİlâyıktır ki pek yerinde bir izahla Şükrü loftu. Saracoğlu mahiyeti bundan ibaret olan Sonuna kadar harbe devam Türk bitaraflık siyasetinin dünya buhLondra 17 (Radyo) Bugün Londraranına takaddüm etmiş bulunduğunu da neşrolunan tebliğde Müttefiklerin dahi söylemiştir. bütün kuvvetleri ve enerjilerile Hitlerciliğe ve ortaklarına karşı Hitlerciliği ve ona mümasil rejimleri ^ıkıncıya kadar harbe devam edecekleri bildirilmektedir. Bu münasebetle İngiltere, Rusya ve Amerika arasındaki sıkı dostluk tekid olunuyor. (Başmabaleden devam) Sebebi şu ki Türk siyaseti şu manzume veya bu zümrenin hizmetine koşulmuş bir siyaset olmayıp münhasıran Türk milletinin yiiksek menfaatlerini korumağa mahsus bir siyasettir, ve bizim kanaatimiz de bu siyaset Tüıkiyeyi harb harici tutabildiği kadar memlekctimizle birlikte insanlığın ve bu meyanda müttefikleümizin ve dostlarımızm hayrma hizmet etmiş olacaktır. Dünyanın hcT tarafında kâfi harb ateşi yanıj or. Memleketimizin yangından konınmuş vaziyeti giderek muhariblerin dalıi hasretini çekmekte olduklarına şüphe olmıyan sulh haünin gıptaya lâyık bir cennet sahnesi olarak hergün biraz daha fazla yükselmekte ve parlamaktadır. Memleketimiz için sulhu koruyaiı vaziyetimizle her iki muharib tarafm da kıymetini hergün biraz daha fazla takdit ettikleri bir sulh istihkâmı roliinıi oynamış ve oynamakta bulunuyonız. Mücadele uzadıkça şimdi her tarafta daha iy> takdir olunuyor ki harbe katılmak koIay ve o nispette muzır ve tehlikeli, fakat sulhu idame edebilmek zor, fakat o nispette iyi ve kıymetli işlerdir. (Baş tarafı 1 inci sahifede) Receb Pekerin hayatı Yeni Dahiliye Vekili Receb Peker, Türk milleti için, yakından tamnan ve sevilen bir simadır. Bir çok devlet hizmetlerinde enerjisi, yüksek irfanı ve memleket aşkile meşbu feragatkâr çaTürk, vatarunı, milletin hakikî durulışmaları hemen herkesin hatırır.da ve munu ve psikolojisini iyi biien tecrübeli kalbindedir. 1888 de İstanbulda doğan ve Krkânı ve azimli bir devlet adamımız olmak itiharbiye mektebini bitiren Receb Peker. barile Receb Pekerin Dahilije Vekiiliordumuzda mulıtelif vazifelerde bulun ğini kütün memleketin derin bir racraşüphemiz duktan sonra Millî Mücahedeye iştırak nuniyetle karşılıyacağında etmiş ve zaferi müteakıb Millet Meclisi yoktur. ne aza seçilerek idare hayatma atılmışKendi sini tebrik eder ve muvaffakıyetler dileriz. Bir müddet Dahiliye Vekilliği, sonra Millî Müdafaa ve Nafıa Vekillikieri vazifelerni deruhde eden Receb Peker uzım müddet Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliğir.i ifa etmiş ve bu esnada genc nesle, İstanbul Üniversitesi kürsüsünden inkılâb dersleri vermiştir. Moskova konferansı 1 |ğg; Cumhuriyet Bu nasıl muamele? Kartalm Şıhlı köyunden Rıfat ve Mehmed Akm, bütün çalışmalarına rağmen Yerli Mallar Pazarlarından kumaş alamadıklarını, son defa müracaat ettikleri Kadıköy Yerlı Mallar şubesi kayıd memurluğunca kendi talebleri reddedıldiği halde Kartaldan başak birisine, müdürden tavsiye getirdıği için numara verUdiğini bildiriyorlar. Alâkadarların dikkatine koyuyoruz. âdiseler oluyor ki merhum dedem alay beyi Süleyman Şevki Bcye rahmete vesile oluyor. Bu lıâdiseler olçeşid şeylerdir ki suçlu, güçlüierle birlikte suçiuyu arar.. Anlatayım: Rahmetli dedem zendost bir adammış. Lâkin bu dediğim en az 7080 senelrk bİT iş o dcvirde bu nevi günahlar mahalle aralannda kaçamak işlenirmiş. Gene böyle bir gecede, mahalleli işin farkına varıp dedemin gizlice davetli olduğu evi basmıya geünişler. O zaman meskenin taarruzdan masun olması bahis mevzuu olmadığı gibi hele böyle bir vak'ada mahallelinin önüne kimse geçemiycceğinden imam, muhtar, bekçi ve halktan mürekkeb bir kalabalık kapıya dayanmış. Vaveylâdan ayılan hane halkı akıbetlerinden korkarak sinmişler. Mahalleli kapıyı çalmış, çalnıış, çalmış. Açılmayınca, usıılii veçhile omuzlamıya başlamışIar. Dedem bu sırada giyinmiş, kapının arkasma gizlcnmiş ve kapı halkın tazyikı önüııde birdenbire açılıp da mahalleli karanlıkta (hurrl) diye evin avlusuna girerken bu da açılan kapının ardmdan halkın arasına karı^mış ve günahkâr cndostu onlarla birlikte aramış ve tabiî hulamamışlar... Bu fıkrayı kimbilir kaç defa yazmışımdır. Bu tekrarlamanın sebebi görmediğim dedemi çok se\dşim değil, fıkranın tekrar tekrar anlatılmasına yol açacak bu çeşid suçlunun güçlüierle birlikte suçiuyu araması hâdisclerinin ckcrı ürüdür. H Rahmet olsun dedeme! Hasta bir işçinin dileği Ruslar Kafkasyada gene geri mevzilere çekildi Londra 17 (a.a.) Ruslar Stalingrad'a karşı yapılan Alman hücumlarını durdurmakta İseler de şimplî Ksfkasyada gerilemek mecburiyetinde kalmışlardır. Maikop'tan çekilen Ruslar Mİneralvodi kesiminde yeni mevzilere yerleşmişlerdir. Ticaret Vekiîimiz (Baştarafı 1 inci sahifedel lan ticaretinin devletin daimi mürakabe ve nezareti altında ifası ötedenberi kabul edilmiş bir esas olduğundan bu nezaret ve muraJcabeyi, bilfiil ticaretini de yapmak suretile, ifa için ihdas ve •.eşkil olunan petrol ofisin ilgası da şim. dılık hemen karar verilecek bir mevzu halinde bulunmamaktadır. Vekil öğle yemeğini Taksim gazinosunda tacirler ve sanayi erbabile birhkte yemiştir. Vekil, öğleden sonra, beraberin. de Vali ve Belediye reisi olduğu halde, İstanbulda da bir şubesi açılan manifatura müessesesini ziyaret etmiştir. Ticaret Vekili, bundan sonra ithalât ve ihracat birliklerini ziyaret etmiş ve burada bütün birlikler idare komitele. Kimbilir, belki de Moskova konferan ri azalarından ve umuml kâtiblerinden mürekkeb yüze yakm tacirin iştirak etsının en mühim neticesi bu olur. tiği bir toplantıda bulunmuştur. Bu ömer Rıza DOGRUL toplantıda birliklerin faaliyeti, ithalât ve ihracat işleri üzerinde bütün müş. küllere bahis mevzuu edilmiştir. Maarif müdürleri arasında Ankara 17 (Telefonla) Kütahya Maarif müdürlüğüne Tekirdağ müdürü Almanlar, fsviçre hududuna Emin Atac, Gümüşhane maarif müdür. duvar çekiyorlarmış! lüğüne Mahmud Dora, Rızeye Vehbi OZurih 17 (a.a.) Reuter: Neue kay, Tekirdağma Zeki Ülker tayin edil•Zuercher Zeitung'un yazdığma göre, diler. bir kaç zamandanberi Almanyadaki harb gün Henüz verilmiş bir karar yok daha esirlerile yabancı işjiler her kaçartan bir sayıda İsviçreye Ekmek istihkakmın büyükler İçin tıklarından Alman makamlan, hudud 600 ve küçükler İçin 300 grama çıkar muhafızlan ile nezareti bu murskabetılacağı yazılmış ve bir şayia haliııde yi kolaylaştırmak maksadile İsviçre ve yayılmıştır. Alâkadar makamlardan al Almanya hududu boyunca halen yükdığımız malumata göre şimdİİLk bu hu sek duvarlar inşa etmektedir. susta kat'î bir karar vermek zamanı Mısır çölünde krom madeni henüz gelmemiştir. Bu akşamki f estival programı Kahire 17 (a.a.) Çölde bir krom madeni daman keşfedilmiştir. Bu gece saat 21 de, Park Otelde festival balosu verilecektir. Çarşamba güOnlara lâzım olan bağı, bahçesi, nü, millî oytınlar festivali. Bebek Be tenis kortile daha az şatafatlı, külediye bahçesinde oyunlarına devam çük, fakat medenî hayita daha eledecek, perşembe günü akşamı saat 21 verişli olan köşktü. Konağm eşyalade Tepebaşmda Halk kazinosunda kon rile hahların ve antikaların bir kısmı sumasyonlu bir müsamere verilecektir. da satılabilirdi. Dilrüba Hanım, çoCuma günü saat 21 de, festival, Su cuklar baba zamanmda gördüklerinden adiye plâjmda tekrar edilecek, cumar mahrum olacak diye derdlenirken, on ' tesi günü de biri saat 17, diğeri saat ar hiç o taraflı olmuyorlardı. Varken 21 de olmak üzere Fenerbahçe stadında parayı su gibi sarfettiler. Almanyada verilecek iki oyunla festival haftası Selçuk milyoner sanayi adamlarının sona erecektir. oğullarile gezdi, İngilterede Turan Lord kızlarile düştü kalktı. Fakat ne ehemMevlid miyeti var. Onlarda saltanat ve büyüklük hissi yok, bu nesil pek pişkin. DilBu ayın 22 nci rüba Hanım nazarında düşmek demek, Cumartesi günü öğ. babalardan, dedelerdenberi sürüp gele namazını mütea. len debdebeyj bırakmaktı. Halbuki kıb Nişantaşmda Selçukla Turan için «düşmek» kelimesi Teşvikiye camü şeri. ancak ahlâkî ve manevî bir mana ifafinde anasını göz de ederdl. Bu yüzden konaktaki fazla yaşlan içinde perieşyanm satılmasına, iki üç hizmetkâra jan bırakarak henüz yol verilmesine aldırış bile etmediler. yirmi sekiz yaşmday. Anneleri bir acayib olmuştu doğrusu, ken Atılay denizaltı dünyaya küskün gibi bir şey Eglangenrsinde şehid dü. tine rastlamak korkusundan sokağa şen torpido gedikli başçavuşu Alaşehirli Mehmed cğlu Hu çıkamıyor, onun ismi, onun bahsi geseyin coşkun ruhuna Beşiktaşlı Büyük çer diye cemiyet hayatına kanşamıyordu. Selçuk da acele. acele AnkaMahmud ve Paim tarafmdan mevlidi şe. raya kaçtıktan sonra Turan Şişlide orif okunacaŞından arzu ederflerm teş. turamaz oldu. Sık sık Feneryoluna, rjfierıni rica ederim. Nuranın evüıe devama başladı. NihaAnnesi Lutfiye Yalnız müttefik İngiltere değil, dost Almanya dahi Türk siyasetinin hakikî rnahiyetini zamanla takdire fırsat bulmuştur. Berlin, İngiltere ve Fransa ile müttefik bir siyaseti hiç bir taraf aleyhine müteveccih olmadığı nekadar tekrarlanmış olursa olsun bidayette AI(Baştarafı 1 inci sahifede) manyaya dost kalmakta devam etmiş ve edecek bir siyaset olarak anhyamamakta Akdenizde batınlanlar belki mazurdu. Vaziyetin hakikatini görBerlin 17 (a.a.) Alman radyosu mek ve anlamak hususunda hcT iki tageçen hafta şimal Afrika cephesinde 52 rafın gösterdiği iyi niyet, Türk dış siyaİngiliz tayyaresinin tahrib td'.ldiğini setindeki bağların Türk Alman dostbildirmektedir. Alman hava deniz luğuna asla karşı olmadığını meydana kuvvetleri ayni müddet zarfında 400 çıkarmak suretile burada da büyük bir bin ton tutarında düşman gemisi batekâmül merhalesi kaydedilmistir. İki tırmışlardır. Bu gemilerin yarısı Akmeraleket şeflerinin bu sahada gerçtkdenizde batırılmıştır. leştirdikleri güzel netice bir mucize eseJaponlann batırdıklan gemiler ri sayılacak kadar büyüktür. Şükrü SaTokyo 17 (a.a.) İmparatorluk u racoğlu hükumetini takdir eden Alman mumî karargâhı Avustralya etrafında matbuatının neşriyatı dahi bu mucizeye ki sularda hareketler yapan Japon de muvazi samimiyette olmuştur. nizaltılarının 20 temmuzdan ağustos Bitaraf nıcmlckttlerin takdir ve tefbaşına kadar olan müddet zarfıtıda topsirleri ehemmiyetçe muharib memleketyekun takriben 90 bin ton tutan 10 lerinkinden geri kalmıyan bir şekil ve düşman gemisi batırdıklarını haber vermektedir. I mahiyette idi. İsviçre gazeteleri şimdi Şükrü Saracoğlu tarafmdan izah ve taManche'ta bir deniz muharebesi I kib olunan Türk siyasetinin ciddiyeti Londra 17 (a.a.) Amirallık daire kadar muvaffakıyetini de bütün bir sasinin tebliği: mimiyetle göklere çıkaracak veçhile Pazar pazartesi gecesi hafif sahil övmü^lerdir. muhafaza kuvvetlerimiz beş veya altı Fransaya gelince bu yaralı büyük düşman gemislie muharebeye tutuşmuşlardır. Bu çarpışma Pas de Calais ge memlcketten hükumetimiz hakkında akçidrnde olmuştur. Devriye kollanmızdan seden sadalan bilhassa şükran ve heyebiri bır düşman gemis.inl ateşe venııiş, canla karşıladık. Harbe bgirip girmemegeminin battığı görülmüştür. Alman nin ne demek olduğunu bugün Fransa kumandanı öldürülmüş, fakat devriye kadsT hiçbir memleket anlıyamaz desek kollarımız 15 Alman tayfasmı kurtar asla yersiz olmaz. Fransız basmı.müttefikan Türk siyasetinin isabeti üzcrıııde mıştır. Devriye kollanmızdan bir başkası da uzun uzun ısrar etti. Bu sözler hakikate düşmana taarruz etmiş ve gemilerden tercüman oldukları kadar biz Türklere birine bindirmiştir. Bu gemi ağır ha karşı derin surette samimî ve adeta sara uğramıştır. Gemilerden diğer ikisi hayranlıkla karışık çok takdirkâr bir gemilerimizin top ateşile ağır hasara dostluğun açık alâmetlerini de teşkil uğramıştır. Bütün gemilerimiz üslerine ediyorlardı. Fransadan akseden bu takdönmüşlerdir. dirlere karşı Türk efkânnrn bılhassa Emniyet âmirleri arasında mütehassis olduğunu kaydederken bizim efkân umumiyemizin Fransada daima tayinelr büyük bir millet mevcud olduğu ve olaAnkara 17 (a.a.) Gazianteb emniyet cağı kanaaünden zerre terketmemiş olmüdürlüğüne Ekrem Sokullu, Kocaeli duğunu ilâve etmeği pek zevkli bir vaEmniyet müdürlüğüne Hüsnü An, Afyon zife biliyoruz. emniyet âmirliğine İstanbul emniyet âHulâsa Şükrü Saracoğlu hükumeti dlmirlerinden Hamdi Tozar, Tokad emni. şanda da umumî bir tasvib ve takdirle yet âmirlığine İstanbuldan Şevki Du. karşılanmıştır. Bu gıllügışsız umumî rak, Giresuna İstanbuldan Vasıf Kar. tasvibin memleketimiz için paha bisiltun, İstanbul ikinci smıf emniyet âmirli mez bir mazhariyet ve istikbal için de ğine Giresundan Halid Yener, İzmir â kuvvetli bir muvaffakıyet amili oldumirliğine Faik Nart, İstanbul ikinci gunda ve olacağuıda şüphe yoklur. sınıf emniyet âmirliğine İzmirden İsma. il Hakkı tayin edildiler. YUNUS NADİ Batırılan Müttefik gemileri Molotof, Stalin'în muavinliğine tayin edildi Moskova 17 (a.a.) Moskova radyosunun bildirdiğine göre Rus Hariciye Nazırı Molotof Sovyetler Birliği milletleri meclisi reis muavinliğine tayin e T dilmiştir. Stalin bu meclisin reisidir. Bu makam Sovyetler Birliği Başvekilliğine muadildir. Toprak Mahsulleri Ofisi umum müdürü şehrimizde Toprak Mahsulleri Ofisi umum müdürü Ahsen Bengi dün tayyare ile şehrimize gelmiştir. Umum müdür şehrimizde bilhassa İstanbulun buğday ihtiyacınm vücude getirilecek en az on günlük bir stokla devamlı olarak karşılanması ile Marmara havzasında köylünün borclanma suretile verecegi buğday ve hububatın tesllmi işile meşgul olacaktır. Bir kadın cesedi bulundu Dün sabah Davudpaşada Çöp iskelesi civarmda denizde bir kadm cesedi görülmüş ve sandalcılar tarafından sahile çıkai'Uarak civardaki camiin avlusunda muhafaza altma alınmıştır. Yapılan tahkikatia cesedin Samatya civarmda oturan Mehmed kızı Fikriyeye aıd olduğu anlaşılmıştır. Adüye doktoru Hizmet Tümer cesedi muayene ederek boğulma suretile kadmın öldüğünü tespit etmiştir. Tahkikata müddeiumumilikçe devam olunmak tadır. Mevlixl 14 temmuz 942 tarihinde Çanakkale bogazmda batan A. tılay denizaltı ge. misinde şehid olan kıymetli oğlum ve lcardeşimiz SALÂHADDİN NARTMAN'ın ruhuna ithaf edilmek üzere 22 ağus. os 942 cumartesi günü öğle namazını müteakıb Kadıköy Osmanağa camiinde mevlid okutulacagından arzu eden ze. atın gelmeleri rica olunur. Annesi Vahide Nartman, kardeş. Ieri Sabri Nartman, Fıtnat Nartman İstinye Doklarında elektrikçi Hüseyin Dincer imzasile: «Vazife esnasında rahatsızlanma neBu sefer de bunun yeni bir nünıunesiticesi göğüs veremi hastalığına tutuldum. Uzun zamandanberi Denizyolları ni İstanbul tüccarlarının. aralannda ihikâr yapacakları ayıblıyarak, onlan İdaresinin benı bir sanatoryoma koyarak tedavi ettirecsğı ümı4ıle avunuyor. kontrol için birlcşmclerinde gördüm. çlcrinde bol kcseden falan zahiıeyi dum. Geçen gün idare bu hususun ka. lutfen şu kadar kuruşa vermek cobil olamıyacağmı bana bildirdi. Vazife başında hastalanan bir isçinin böyle ba mcrdliğinde bulunan âlicenablar da ekkımsızlığa ve ihmale maruz kalması sik olmasınlar; fakat daha zeki oLsunlar! dojnımudur. Münakalât Vekâletmin İstanbul halkı, serbest piyasadan evvel nazarı dikatini celbetmenizi rica ede kendilcrine kara borsada kucak dplusu paraya satılan gıda maddelerinin kimler J rim.» arafından satıldığını umıtmamıştır. BuEski kitablara da zammedildi? nu halk bilmese bile biz biliyoruz. Hatta Bazı karilerimizin gönderdikleri mekkara borsa fiatını hâlâ bir türlü hırmıtublarda, Beyazıddaki kitabcıların eski yanları da biliyoruz. Bunu muhterem mekteb kitablarına zam yaptık'.arı ve Ticarel Odamızın ve tüccanmızın bilmemeselâ 120 kuruşa satılan bu kabilien diğini saıımak on'ara karşı, onların açıkbir esere 170 . 180 kuruş istedikien bı'.gözliiliıklerine, kulaklarının dehkliğine diriliyor ve «acaba bu satışlarla alâkakarşı hürmctsizlik, itimadsızlık olur. Bir dar olup da fiatları kontrol edetek b;r araya geldikleri zaman birbirlerinc demakam yok mudur?» diye sorulvıyor. meseler bile içlerinden kimin neler yapMeseleyi ilgili makamlaruı dikkatine tığını .elbette bilirler. Temenni olunur koyuyoruz. ki; bizim bile bildiğimiz bu malumatı bir Bir çikâyetin cevabı nevi umarı gibi kullanıp, hâlâ halkın İstanbul Vilâyetinden şu tezkereyi al maişetini tazyik etmekte olanlan yola getirmiye çalışırlar ve meselâ Ankarada dık: «Gazetenizin 7/7/942 tarihli nüshası pirincin kilosu 7080 ftınış iken İstannın 2 nCi sahifesinin 7 nci sütununda bulda hâlâ 110 130 kuruşa satılmasını intişar eden (sekiz senedir yapılmıyan önlerler. tabiiyet işi) başlıklı yazınız üzerine t u Serbestlik? Evet! Lâkin mal toplayıp babdaki tetkikatımız neticesini bildiren aşağıdaki cevabm gazetenizin ayni sü isrif etmck. piyasaya çıkarmamak ve piyasayı tazyik etmek? Ilayır! Buna mütununda neşrini rica ederim. saade etmiyeceğiz ve bununla daima 934 yılında Bulgaristandon firar s»ımücadele cdeceğiz! retile yurdumuza iltica eden müşteki Hasan Marmara vatandaşlığımıza alınB. FELEK masını Kadıköy kayfhakamlığına verdiği 13,8/940 günlü dilekçe İle istemiş ve Vefat durum Filibe konsolosluğundan sorulMerhum Müşür Abdi ve merhum Mümuş ve mezkur makamdan 13/5/94? tarihinde alman cevab ve tekemmül et şür Ahmed Paşalar torunu ve Hassa tirilen dosyası Vilâyetimizden salâhiyetli Müşürü merhum Rauf Paşa yeğeni, Dahiliye Vekâletine arzolunmuş ve ha merhum AIi Rıza Paşa kızı, merhum len muamelesi elde bulunmuştur. Albay Aziz'in hemşiresi, emekli Albay T Şu hale göre Hasan Marmaranın ta Tay> ar Bağana'nın eşi, Yuksek Ziraat biiyet işi, elinde hüviyetini bildirir bir Enstitüleri müşaviri Mehmed Ali Bağa. belge bulunmaması yüzünden vaziyeü na'nın ve Münevver Ayaşlı'nın anaları nin Filibe konsolosluğumuza sorulması ve eski orta elçilerden Nusret S. Ayaş. lüzumundan ve muamelesi oradan ge lının kayınvalidesi Bayan Hayriye Beylecek cevaba intizar mecburiyetinden lerbeyinde Ayaşlı yahsmda vefat etmiştir. Allah rahmet eylesin. dolayı uzamıştır. *** Dilekçesi Vilâyetimizde bir gün dahi Maruf tüccarlardan müteveffa Mıgır« sürüncemede kalmamıştır.» dıç Bardizin refikası Bayan Şuşan Bardız vefat etmiştir. YENİ ÇIKTI : Cenaze merasımi bugün 18/8/942 salı gunü saat 14.30 da Eeyoğlunda Balıkpazannda Üç Horan kilisesinde icra edilecektir. *** BETONÂRME PRATİK L FIRTINASI «Cumhuriyet» in edebî tefrikası: 57 Yazan: yet anneslnin Suadiyeye taşınmasmı beklemek üzere tamamile kuzininin yanına yerleşti. İki genc kız artık doya doya derdleşebiliyorlardı. Bu kadar iyi anlaşmalarına rağmen aralarındaki mızac farkı büyüktü. Birisi yaşına nazaran pek çocuk, d'ğeri yaşına nazaran hayatta fazla hırpelanmış, sarsıntılar, tecrübeler şeçirerek olgunlaşmış. Hep Sermedin ismi etrafında dönen uzun hasbihallerin. sonunda Nuran, gözlerindeki dibsiz elem uçuıumunu örtmek için önüne bakıyor ve mariz bünyelerde görülen karakteristik bir hareketle sallanarak diyordu ki: Biliycr musun, asıl yüreğime sapanan bıçak nedir? Ne inkisar, ne zilet. ne de kıskanclık. Fîkat bütün o.acakları önceden bilişim! Sana nasıl anlatayım Turan? Ben evvelâ yaralan S  F İ Y E E R O L dım, yaranm yerini ve sızlamasını duydum, ondan sonra bıçağı yedim Yani şöyle diyebilirim: Ben ıstırabı uzaktan duymak ve keşfetmek gayretüe ıstırabı üzerime çektim. Bunda bir sır var, Turan, fakat henüz anlıyamadım. Turan, eli şakağında, sessiz duruyor; kendi kendinin İpnotizörü ve gene kendi kendinin medyumu olan kuzinine, "=aygı, korku, acımak gibi karışık duygularla bakakalıyordu. Öbürü, vücudündeki ayni mariz sarsmtile devam adiyordu. İşte böyle. Kimse öleceğini bilmez leğil mı? Fakat ben öleceğitnı bildim. TaUh bir insana hışımla vurur, o İnsan birdenbire eyvah! der. Yalnız ben darbeyi önceden gördüm, dedim ki g£liyor geliyor. geldi! Artık eyvah divecek kuvvetim yok. Adama gözü aSikken gelen acı kapalı gözle aldrgı bin acıya bedeldi. Peki ama, şimdi ne olacak? Sermedle son ve kafî ayrılık mı? Turan soruyor, sıkıştırıyordu. İstiyordu ki kuzini bu illet jıavasından kurtulsun, ama ne suretle olursa olsun. Eğer Sermedinden vazgeçsmiyecekse. ölecek değil >a, barışsın, bu ateş elbet da ilâhların ocağı gibi ebediyen tütecek değil, günün birinde gma gelir, o zanıan haydi beyim güle güle denir. Yok eğer Nuran, Sermedi bir daha görmemeğe karar verdise, dünya yiizüne çıksın, çaışacak mı, evlenecek mi, eğlenecek mi, ler neyse bir yol tuttursun ve yaşasm. Her halde bu derbederlik, bu gevşekdk yeter. Turan, Nuranı omuzlarından tutup ^arsıyordu: Kalk çıkahm, Nuran. kalk çıkatim, bak dışarısı bahar, çiçek içinde. Robert Kolej muallimlerinden Hüsen Pektaş'm validssi Fatma Hayriye rahmeti rahmana kavuşmuştur. Cenaze. si bugün oğle namazından sonra kaldı. nlacak, Rumelıhisannda Şehidlikteki aile kabristanına defnedilecektir. Naoma. Nuran mezarmda dirilerek gözünü zı Şehidlikte kıhnasaktır. açan biri gibi, dokunaklı bir hayıetle Teşekkür j dışarı, yeşıllikler köpürten ağaclara bakıyordu. A... Sahl, adamakıllı bahar Biricik oğlumuz Fıkretin tedavisi için gelmiş. İstanbula naklı sırasında teşyiine gelmek Kendini Turanın şakacı hamlelerin lutufkârlığını gosteren ve uç gün sonra den kurtulmağa çalışıyor, bu debeleş oiüsünü Ankara istasyonunda karşıla. mede belinden aşağı kayan sabahlığmı mak ve cenaze merasiminde bulunmak, çıplak omuzlarma çekiyordu gerek mektub ve telgrafla ve ge Peki Turan, çıkalım öyleyse. rek bizzat evimize gelmek suretile unu. Turan, odanın ortasında. hiddetli bir tulmaz acımıza iştirak eden sayın arka. rejisör gibi havada elini sallıyordu. Se daşlarımıza, akraba ve dostlarımıza son;ini kısıyor, başını om'uzlarma gömerek buz şükran ve minnetlerımizin arzına ?özlerini köşelere kaydırıyor ve Nura gazetenizin delâletini dileriz. ıın taklidini yapıyordu: Avukat Osman Şevki «Çıkalım öyleyse... Peki öyle ol• Çiçekdağ ve eşi sun.. Ayol bu nasıl komışmak böyle? "$• *** *î* E vallahi, sen kötek istiyorsun. Aa... Sevgili kızımız Esin İpçinin çok genç Beni çileden çıkarmasana, haydi glyın. yaştaki ölümü dolayısıle bizzat gelereK ıop hop! veya telgraf ve mektubla taziyette bulunan akraba ve dostlarımıza ayrı ayrı Selçuk İstanbul Üniversitesine dominnetlerimızi bıldirmeğe büyük aile a. çent tayin edildi. En çok sevindiği şey cımız imkân bırakma<lığmdan muhte. Kolonya şehrinde üç sömestr deısierirem gazeteniz vesatetile sonsuz teşekne devam ettiği hocası Profesör S. ye '.^ürlerimizin iblâğım rica ederiz. muavin oluşu ıdl. Üniversite, AlmanEmin ipçi ve eşi yadan hicret eden değerli ilim adamlarile zenginleçelı, akademik hayata taRAŞİD RIZA TİYATROSU ze bu hız gelmişti. Selçuk bundan âHalide Pişkin berabet iâsını istiyemez. Maarif âleminde yeni Harbivede. Belvü bahçeslnın Aiaturka veni uyanan bu rüzgâr Selçuk İç:n tam kısmlnda bu eece saat (21 ?.•)) da pupayeiken havası. Y U M U R C A K (Arkası var) Vodvil 3 perde Y A Z A N : Yüksek Mühcndis Z İ H N İ A R I S O Y Eser 1932 Alman betonarme nlzamnamesine uygun olarak betonarme inşaat aksamının kolay ve cabuk hesaplanmasına varayan kaide. formüL ve metod'arl ihtiva etmektedir. Esere ayrlca birçok örnek misallerle hesab tablolan ve malzemeve dair kısa malumat ilâve edilmiçtir. Eser, vüksek mühendiç ve vüksek mimarlarla mühendis ve fen rnemurlarl icln çok favdali bir el ^it^bldlr. Fıatı: 200 Kr Satlş yeri1 Üniversite Kitabevi tstanbul ' Kandıra kaymakamı Bay Pehmi Öza. kın uzun zamandanberi müptelâ oldu. ğu hastalıktan kurtulamıyarak 11 ağustos 942 salı günü vefat etmiştir. Cena. zesi Kandıradan Şile yolile Üsküdara nakledilerek 12 ağustos çarşamba günü Karacaahmedde aile kabristanına def. nedilmiştir. Merhvım calışkan, muhitine kendisini sevdirmiş bir idare âmiriydi. Allahtan rahmet dileriz. ***