I Musihisine TURK I dair Tarihî eserler kpnserleri suzinâk makarnında Istanbul (!a) yı (bemoi) oVaıuarının (T, !?rak kulianmışiar konser) letinden" dır. çüncusü de « ı r müddet evvel veSuzinâk makamırildi. Türk kendi îddiaîari kisinde tavrı asaletile temayüz etmiş | veçhile (rast ve hicaı'tn kaldınlmasınolen Gazi Giray, Sadullah Ağa, Hacı Arif daı. hasii olduğu J meselesine gelince: Bey ve tamburî Mustafa Çavuş gıbi bü Kendi müracaat ettikleri doktor 3upyüJc bestekârların eserieri koııserin huun kitabından suzinâk makamınm programını teşkii ediyordu. Gittikçe ku taıifini okuyalım: (Bu makamın dizisi surları düıeıtilen bu konserieri tertib mülâyimdir. Pesten tize doğru nağmeleederek bize öz musikimizin ölmez ş.aLe rinin adları rast, dügâh, segâh, çargâh, eerierini dinlemek fırsatıru verdiği için neva, hisar, ev:ç, gerdaniye'dir). dedikİstanbul Konservaluarına müteşekkirız. ten sonra (pes tarafta bir rast beşlislne Bu kısım evvelki konserlere nazaran ve tiz tarafta bir hicaz dörtlüsünün ilâdaha az kusurlu oldu. Fakat tambur vesinden doğmuştur.) diye yazılı. t)etaksimi halen makbul olınıyan tavırda, mek ki (suzinâk) sayın doktorun tâbigayet ağır bir tempoda yapıldj. Büyük rince yalmz rast ve hicazın karıştırı'madahî san'atkâr (Cemil)den sonra tam sıııdan hasıl olınuş değildir. İçinde daha burda beğenilen tavır, sür'at ve ihüzazı b3şka perdeler de bulunan bir makemmezceden tavırdır. Bunun örneğini An dır. kara radyosunun neşriyatında zevkle Yazıda (birbirine arka çevirmiş) diye jlinîiyoru*. vasıflandırdıklârı tamamen ayni mutfld Sehir Fikirler haberleri Kadın ve san'at Kadıtı yüzünden Unkapanında bir adani kama ile Öldürüldil İUc is bölümlerinde yani işlerın henüz iyice farkblaşraamış olduğu ce rfıiyetlerde san'at v« ganayi hemen * ^ ^ i ^ ^ ^ ^ ^ ^ CıJMHURİVET 22 Brrincikânım İ 9 4 1 IHEM NALINA MIHINA Harbin zalim cilvelerinden Ö talyan umumî karargâhınm 18 ilkII kânun tarihli resmî tebliğinin soU nuna şu ild saiır da sıkıştınlnuşU: «jçinde 22 İngiliz esiri bulunan bir denizaltımız üssiine dönmemiştir.» Tebliçin bu kısmını oknyunca ilk hatıra gelen şu düşüncedir: Demek ki Akdenizde, İtalyanlar^ Libyada aidıklan esirlerden bir kısmmı denizalrılarile t a şımağa mecbur olacak kadar sıkışık vaziyertedirler. İngilizler. geçenlerde bir İngiliz denizaltısı, içinde esir düşmüş 2000 İngili» askeri bulunan bir vapunı da Yunanistan sularında torpilleroişti. Tabiî, İngilizler. bu vapunı, içinde İngiliz esirleri buhınduğunu bilmeden batırmışlardı. Bu defa da, bir İtalyan denizaltısında kendi adamlan olduğundan habersiz olduklanna şüphe yoktur. İtalyan denizaltısındaki 22 İngîliz csiri, elbette er değil; subaydır: belkl de yüksek rütbeli subaylar. Çiinkü, ancak böylo kıymetli ve güzide yolculardır kl bir denizaltı gemisinin. csasen kendi «ıürettebatına dahi dar gelen teknesine misaf.r edilebilirler. Bnnun böyle oldu&u, bir İnjriliz haberinden de anlaşılıyor. Bn İngiliz haberi, içinde bulunduğumuz harbde ölen İtaîyan generallerinin dokuza çıktığını söylerken bunlardan birinin, ingiliz harb gemileri tarafından batınian Ammiragl;o Caracciolo denizaltısında bulunan Libyadaki İtalyan ordusu başkumandanı olduğunu bildirmişti. Böyle mühim bir mevki sahibi bir İtalyan generali. her nedense bir denizaltı ile Libyadan uzaklasırken janına aldığı İnçili* esirleri, elbette erler veya erbaşlar değil, yüksek rütbeli subajlar olmak lâzım ge r Yazan: Tunc çalmada kalmışlar, müzik yaratıcılar hep erkekler olmuştur. Hatta bu hususta üçüncü derecede bulunan' erkeklere Unkapanında Yavuzsinan mahallesinbile yetişmiş olduklannı gosteren delilde Duygulu sokakta. 6 sayılı evde otuler pek güç bulunabilir. (Yalnız bunîaran Yusuf oğlu 30 yaşında Siirdli Şefik, rın müzik tenkidinde fıtrî bir kabiliyetafkadaşı Makkı tarafmdah kama ile Slleri olduğunu iddia eden ruhiyatçılar var dürülmüştür. dır;. En çok kadma mahsus olan erkek Sefiklfe Hakkı ve Aü adlı arkada?1arı aşkı ve evlâd sevgisini en muvaffakiyetle bjluşgrak, üşü birden hayli içmişlerdir kadının bestelemesi lâzım gelirken buSonradan. sarhoçlukla aralarmda kavga rada da onlardan bizi sars?cak bir ses çıkmıştır. Dil kavgasm'ian sonra bogıjşhâlâ çıkmamıştır. Hattâ ateşli bir gönül mâ baçlamış, bu sırada ksma eeken şarl.ısı, yurekler yakan bir nınnı bestesi Itnkkı, elindeki kamayı Şerifin kaîbine yapmış bir kadın bestekâr bile henüz caplamıştır. Şefik. defhai ean vef.nniştir. işitilmiş değildir. Ali. hâdise yermde yakalanmış'ır Oradsn kaoan flakkı da, çok geçme5en tuEdebiyatta dahi, bir çok kadın romantu!mu?tur. rıların bulunmasırio rağmen, analık sevgisini ölmezliğe k&vuşturmuş bir kadın Cinâyetin bir k?dın yüzünden eıktıgı nıuharrir bilmiyoruz. Vakıâ bundan Eöyienmekfedir. Tahklkata müddeiufnubahsedenler olmuş, fakat bu yazılardan mî Yusuf Ziya İskenderoglu. el koymu$Kadınların muvaffak oldukları ve 'ıathiç biri gelecek nesillere kalabi'.ecek tur. Adl! hekim Enver Karan, cesedin ta erkeklerle yarış edebildikleri bir bir kudret kazanamamıştır. Bu da gösg'ömülmesire müsaajc etrrJştir. teriyor ki doğrudan doğruya olan ipti san'at varsa o da roman san'atıdır. Nidaî duygu ve hisler bir san'at eseri için tekim Türk romanmda Halide Edibin Ünlrerıite pföf<t«ötler | Üçüncü kıaım büytik san'atkâr Kemal ve mefhumu taşıyan iki cümlenin ne kâfl değildirler. Eğer böyle olsaydı ka hıttuğu yüksek mevki bu hakikati teyid ! Tîiyazinin taksimile başladı. Gene bu şekilde arka çevirmiş olduklannı anlı1 mecllsinin bir karan dın arın erkek aşkında ve analık sevgi ettiğ gibi romancılık san'atının geliştiğ; fasmı da Necmi Rıza muvaffakiyetle o yamadık. Yalnız bütün konser imtidasi'ide şaheserler yaratmaları icab eder bütün memleketlerde ayni hakikatin beSize verilen bir habere göre, tstanbul kudu. Bu kısrnın başlangıcında yapılan dmca çalı?ını methetti|im kemanın yaidi. Bunun İçin uzun müddet kendine lirtilerini muhtelif derecelerde görmek üniTersltesi profesörler meclisi yeni bir kemençe taksimi; icradaki hâkimiyet, ta nız bir yerini tenkid etmemi (mütenakjs) karar vermiştir. Bu Karsra gSre, Üfıiçeki:mek, kend'ni dinlemek, doğrudan ksbildir. Yalnız, Flaubert'te oldu'ğu gibi, »ırdakl asalet bakımından fevkalâde diye telâkki etmek isüyorlarsa buhu versitenin muhtelif iki f«Rültesi birincl Bununla beraber işlerin henüz lyice doğruya olan duygu ve hislerin tecrübe roman bir şiir derecesine kadar yükselmuvaffaklyetli ve konserin havasına cevaba değerli bulmam. Yaalarındaki sınıflannd» okuyup sınıf geçmiyerek farkhlasmamış olduğu raman'ara aid lerinden uzaklaşmak lâzımdır, tâ ki asıl diği, büyük bir mimarî ve ciddî bir üsOygun ve diğer saz san'atkârları için hükümlerine göre konsCrde oku^ıcuTara dört sene UetUste kalmif olanların ka büfün dünya san'at ve sanayi işlerinin kıjmetler ruhu teşevvüşe uğaratan lıis lub kudretile nefsip mutlak bir koniraImtisale şayan çok güzel bir taksihı oldu. muvaffakiyetle refakat cden sazlarıh, yıdlan siiinecek ve bu talebeleHn ünl kndmların elind* kaldığı ve bunl«rda l^rden ayrılmış ve süzülmüş: olsun yal lunu isted'ği zaman kadın romancılan İir. seslerl i|itilmiyen «azlara uyduklarını Son kısnn olan köçekçelerde diğer iki Bir İtalyan amiralının adnıı taşıyan versite İle alftkaları tarnamlle kesile bi'hagM Intifal bir karaktef gBtüldiiğü nî7 bu kr.dar da deği], ayni zimands bu revi erkek romancılarla kıyas etmek »kuyucuntin Necmi Rızanuı okuyusuna bir an için kebul edersek bütün sazlarm cektir. Bunlir ba»kfc hiç bir fakUlteye umumlyetle iasdık «dilmfiktedir. bu deniraltı gemisi, İtalyanın 1330 40 tecrübelerle ya^anmış olan canh m a i artık kolay olmaz. Nitekim artistik teçalrriöları yazılamıyacaklan gibi İstanbul Univertam seslerile iştirak etmeleri (Dede) nin işitilmiyecek derecede haflf Sayın hocam merhum CİapartdVin o'enin plâstik bir şekil alması ve bu kemmülde en yüksek dereceye erişen progTamlanna dahil 10 tane denizalhdan biridir. Bunlar 1940 da denize indirilmiş şaheserlerlnden biri olan (iki de tur :cab edecek ki bunun ne dereceye kadar tltesinde bir daha talebe olamıj'acaklar • Archives de Psychologie» adile Cenevşekilde tebellür etmesi lâzımdır. Bu da Fr&nsız romanmda erkeklerle yarış edemuvafık olacağının tayinini kendilerine ve tahsile imkân bularruyacaklardır. ve lnı yıl hizmete girmişlerdir. 1461 tonrede neşrettiği ruhiyat mecmuasında muhtelif ruhî hallerin belirtilerini san'at bilecek kadın romancılarm bulunmaması t jıam)ın az çok zevkini bozdu. bırakıyorum. durlar: Sür'atleri 18 mildir: 2 tane 100 Muslkirniz daha çok (ses) musikisidir. Maaşlar Bayramdan evvel (1908 ilkkânun sayısında) bütün İsviçre ilcp.sile birleşmiş bir halde ifade'.endir bu itibarla anlasılmaz bir şey değildir. lük top, 4 tane 13.2 miUmctrelik uçak • *• | B a z daima refakatte, ikinci plânda kalkantonlarmın ilk mekteb çocuklarında mekle kabil olur. Hiç şüphe yok ki tam manasile roman, savar yani tayyareye karşı makineli t ü Şimdi biraz da sayın doktorun üçünverilecek llnıştır. Buna nazaran icra heyetinde yspılan bir anketin, resim hususunda fiirden daha az artistik meziyetler ister. fek ve 14 tane 450 lik torpido kovanı tacü konser münasebeüle Tasviri Efkâr Her yerde ve her zamanda dinin özüMemurlann maaş ve tlcretlerinin kızlarla oğlanlar srasındaki kabüiyet bir çok aaza mukabll yalnız üç okuyuP.omanm istediği şey herşeyden evve! şırlar. Bu pemiler, bir defada aldıMan cunun bulunması bu kaideye uygun de gazetesinde yazdıklan yazıda (birbirine bayramdan evvel verilmesi kararlastı farklarını çok açık bir surette gösterme nü teşkii eden mistisizmde temayuı et insan karakterlerini ve içtimaî hayatı az yakacakla bütün Afıikayı dola<=arak Soarka çevirmiş) olanlardan yalnız birisini nlmıştır. Maliye Vekâleti meğe, dın hayatına çok meclub o^an kaicab eden si j'ukarıdaki vakianm sebebini ?.ydmğildir. Bunun telâfisi ile konserlerin çok şiddetli heyecanlarla renklenmiş maliye kadar gidebilecek kudrette yapılhazırlıklara baişlamış, Vllaj'et ve Def ktması itibarile önemlidir. Anketin ver dının herkesten çok müstaid olm«sı icab daha çok muvaffakiyetli olacağına şüphe gözden geçirelim: olarsk, çabuk görüp anlamaktır. Roma nıışlardır. (Azizler derecesine erişmiş olan Fuzulî terdarlıklara bu hususta tallmat pön diği netice »udur; JCızlarda iyi resim ederken burada da hemen hemen bir &ey yoktur. ^ nın esasını teşkii eden erkeklerle kadınİnpliı harb gemileri Ammiraglio Caile başbaşa kalmayı çok isterdim. Fakat derilmiştir. Maaş ve üeretlerin ayın yapmak sadece umumî bir zekâ aîâmeti yapılmış değildir. Bu hususta da en gülar arasındaki karşılıklı tesirlerden İba rocciolo'ju batınrken kendi subaylarm*** rel eserler daha çok kadınlar tarafından 26 ncı cuma günü vetileceği aannedilYahya Kemal de insana her vakit iltifat olup hususî bir kabiliyet eseri değildir. ret olan içtimaî hâdiselerin diri diri dan 22 kişiyi de yok etmişlerdir ama «Doktor Osman Şevki üludağ» m ge etmediği için onun işlenmiş bedia'arı mektedir. okunduğu halde erkekler tarafından Oğlanlarda lse bu kabiliyet, aksine olakavranmagı bütün kadınlarda tabiidir; ytpjcni ve kuvvetli bir İtalyan denizalçcnki konserlere dalr yazdığım yazıda karşısında Fuzulî sahlfelerini muvakkayazilmıştır. Yalnız Sainte Thirese bunEyüb Parti kongresi rak, daha başhbaşma ve daha oriıinalÇünkü onlar içtimaî hayata, bir manada, tısını da denirin dibine göndermisierdir. yaptıfım ikaza (ayıb olmasın) diye ver ten kapamağa raZ) oldum. Tamburî dan müstcsnadır. Fakat bunun yazıHalk Partisi Eyüb kaza kongresi dün dir. Mekteb çalışmaları zayıf olan kızeekoklerden daha çok temas halindedirİtalyan denizaltısmı batıran îngili* mış oldukları cevabı okudum. Sayın Dürrünün taksimi tarih konserinde bu lsrı erkek mistiklerin yazılarına nispetie düktor (milletimizin tarihinde bir musi nevi bir müdahale oldu.) Biraz daha a toplanmıştır. Kongreye Ankara meb lardan iyi resim yapanlar yüzde (1,4) ol açıkça marazî olan unsurlarla malul ler. Fazla olarak teferruata aid intıba harb gemisi, bunun i< inde 22 \n^\\x suusu Yahya Galib riyaset etmiştir. İda duğu halde ayni vaziyette bulunan oğlara karşı daha hassas oldukları gibi bayı bulunduğunu bilseydi, acaba Kene kısi olduğuna inananlardan olduğumu) şağıda: (Nihayet bu makama en çok hizdür. re heyeti raporu okundııktan »onra, lanlarda bu nispet yüzde (11) i bu 1 makhunların içtimaî intıbalannı da daha İyi ha'tınr mıydı? Bu, o harb gemUine kubiıdırıyor. Bana bu sadedde fikir beyan met eden Sadulîah Ağayı dahi imrenrapor hakkmda bazı tenkidler yapıl tadır. O halde ki aradaki fark bire on Felsefe, bir ilim olmaktan ziyade bir hıfzederler. «O, bunu dedi», «şu, bunu manda eden İnînliz dcnizrisinin karar ve etmek fırsatını verdikîeri için kendiie dırecek bir kararla taksimi bitirdi) dimıştır. Tenkidlerde. bilhassa, Eyübde dereeesindedir. san'at olduğundan bu yazıya onun da eöyledi. leri ve herkesin dedikodularile karakterine kalmış bir şeydir. Yalnız, rine müteşekkirim. Evet, milletimizin ta yorlar. kl dispanserln lftyikı veçhile faallyette Medeniyetln yüksek derecelerinde be giımesi lâzımdır. Kadm mütefekkirler erkekten çok daha fazla alâkadar olan harb içinde, her zaman, buna bemet rihinde, sırf kendisinin yarattığı iııısiBu da sayın doktorun ayni makalede buhınmadıSı. doktorlann yerlerinde olden üçüncü derecede olsun bir metafi kadının bu bakımdan erkekten çok içti şeyler olmu'tur. Graf von Stıce harb kisi olduğuna ve bunu hiç bir yerden ki mütalealarıdır: (İlâve edeyim ki ge madıSı, Halkcvinin iyi çalışmadığı. liren tam manasi'.e ressamhk kabıhyetine gelince burada erkeklerin üstünlüğü pek zikçi henüz hiç bir yerde yetişm;ş de rmaî münasebet intıbalarile meşbu o'ma. zırhlısına hücum eden İndliz kruyazöristiane etmedcn, sırf guzel san'atlara o rek Dürrünün gerek Kemal Niyazınin muallimlerin Parti ve Halkevine karş: ğildir. Felsefe san'atı, ruhî yapımıza da ı tabiidir. Bıfr.dan başka kadın roman leri, belki de. bu gcmîde bir çok îngili* lan büyük istidadi saıkasile yarattığına taksimleri güzel olmakla beraber, eser alâkasız oldufru, heyeti idarenin, genc barızdir. Gene ayni mecmuanm ayni ysnarak ideal ve aklen mümkün' bir da kendini ifade edecek bir vasıta bulur ticaret gemisi kaptanları ve tayfalan olnüshasında İsviçrenin dört kantonunda ve bunun bir tarih hakikati olduğuna ieri çahnan bestekârlann ve tarihin ma llgin yetiştirilmesinde kabahatli bulundünya görüçü vücude getirmeğe bağlıdır. ki rrtistik bakımdan tam onun seviye dujnınu biliyorlardı. Sonra. geçen harb(250) mekteb çocuğunda yapılan bir ankaniim. Bir çok hakikati görmek istemi lı değildir. Onlar bize tarih sahlfelerini dugu tebarüz ettirilmiştlr. Bütün san'atlar arasında his ve heye slndedir. ' de, Franiız ve Belcika topçu ve tayyareyenlerin dediklerı gıbi (aristokrat Os muvakkaten kapattılar ve başka bir Bundan sonra hesab raponı ckun kette oğlanlardan iyi resim yapanlar caııı en zihinleştiren bır san'at varsa o cileri. Almanlar tarafından is?al edilmiş yüzde (21) olduğu halde kızlardan ancak manlı musikisi) değildir, Türk musikiai çeşni ile muvaffakiyet gösterdiler. Fakat muş ve kongr»ve son verilmiştir. Kadınların, erkeklerin sadece rakibi olan sehirleri buralardn binlerle Fransı» da felsefe sanatıdır; buradaki unsurlar yüzde (7) dir. Keza, oğlanlardan fena Türkün, asırlardanberi kara taassubun biz o konserde güllâç baklavası yemekle pratikten ve müşahhas (concref* ten cn clarak kalmayıp erkekleri de geç'ikleri ve Beiçikalı oturdu5"nu bildikleri halde, 7 dilenci resim yapanlar yüzde (12) olduğu halde koyduğu en çetin bir din yasağına rağ meşgul iken bu da tathdır, diye keçi Blri erkek. altısı kadm yedi dilenci kızlardan yüzde (23) tür. Resim tarihine çok tecrid edimişlerdir. Daha çok praü bir san'at varsa o da aktörlüktür. Ron slddetle bombardıman etmisler. kimbilir, men ve sırf yüksek yaradıhşındaki gü boynuzu dahi sunulduğunu unutmuş deyaka'anmış, haklannda. takibata baş baktığımız zaman dahi ressamlığa çalış ğe, faydaya, müşahhasa yatkm olan ka iki asırdaki tiyatro tarihi gözden ge kendi vatanda«larından kaç ihtiyan, kaç ztl san'at meyli ilcasile yarattığı mu ğiliz.)( dm kafasının metafizikteki muvaffaki çirildiği zaman adı unutulmıyan meşhur ksHıni, kaç cocugu olfüirmüşlerdi. lanrrvtır. mış binlerce kadın olduğu halde buneikidir. yetsizliği, felsefenin mi, yoksa kadının bir aktöre mukabi'ı bundan daha meşhur Ne taraftan bakılsa çok çapraşık, tam Bunlnr, tâbir caizse. harbin Mİim d l Faydalı bir konferans lardan deha gdsterenler hiç çıkmamışmı kabahatidir; bu, mizacların felsefsye bir aktris göstermek daima kabildir. veleridir. Sayın doktor, kendilerine yapmış ol manasile ve bir çok noktalardan birbiDün, Üsküdar Halkevinde Bayan If tır, Meryem Ana ve kucağındaki yav olan müsaadesine göre halledilecek bir Sinema için de ayni sey söylenebildiği duğum ikaza cevab veriyor ve (Suzinak) rina arka çevirmiş olan bu mütaleaları fet Halim tarafından cihtikarla müca rusu Hazreti İsa kadınları doğrudan mesele. olduğu için de üzerinde durmı gibi opera muganniyeliğinde çok t e makamı hakkındaki iddialarıru isbat içm tavsif için bir çey ilâvesine lüzum ve dele» mevzulu bir konferans verilmiştir. doğruya, en çok müteessir etmesi lâzım yacağım. mavüz etmislerdir. Dansta ise üstün ol(nıusiki nazariyatmdan bahseden her ihliyaç yok; yalnız, büyük şair Fuzull'yi Halkevl relsl avukat Resad Kaynar, gelen hıristiyanî bir tasvir olduğu halde duklarmda hiç şüpne yoktur. bangi kitabı) dedikten sonra tercihan çü.lâç baklavasına benzettikten «onra Hırsızlık edip sinemaya İffet Haliml dinlçyicllere tanıtmış, ha bu tasvirin bir kadın elinden kuvvetle Iptidaiiik zamanlannda kadınîarın şi(jahud doktor Suphinin nazarî ve ame koca Yahya Kemal'in (keçi boynuzu) tib, mücadelenln şekillerini izah, ve b!lM. Sekîb TUNC çıktığı görülmemiştir. Resimde böyle ol irle münasebetleri nasıldı? Buna dair gideceklermiş! lî Türk musikisi) isimli eserine müra kadar küçültülmesine ve musikimire öl hassa lstihlakin azaltı'.masım, halkın duğu gibi büyük Yunan heykecisi sçık ve doğru olarak bildiğimiz bir şey caat ederek münasib gördükleri bir kıs mez ^aheserler yaratmış büyük dehâla tasamıfa riayet etme^inl tavsiye edeAksarayda Kemaîpaşa caddesinde 29 I'hidias'tan Michel Ange ve Rodin'e yoktur. Yalnız bazı müelliflerin, meseBir teneke yağ çalmış mı aiıyor ve belkl de lüzum görmedik rın yanmda, makbul olmıyan bir tavnla rek lilzumsuz yere fazla mal almamn sayılı evde oturan Fatmanm bahçeya gelinciye kadar bütün heykel tarihinde lâ Karl Bucher'in tahminlerine göre taksim yapan bir tamburinin (keçi boyAsmaaltında Cambaziye hanından bir astığı çamaşırlan lpten aşıran Artro leri için olacak ayni sahifede diğer idhiç blr zaman iyl bir tedblr olmadıgını bunlar kadar yükselmiş bir tek kadm kadınlar erkeklerle beraber çahşır. hem teneke yağ çalan Hasan, kaçarken ya ve dört arkadaşı, yakalanmışlardır. Bu dialarım cerheden şu setırları meskut nuzu) derecesine yükseltilmesine, bun anlatmıştır. malum değidir. de bugünkünden daha çok tarzlarda ve kalanmıstır. Sultanahmed Uçüncil sulh gencler. çamaşırlan satıp ellerine geçegeçiriyorlar, eğer kendileri için zahmet dakı acaib teşbihe gönlüm isyan etti. Müziğin tekâmülüne baktığımız zaman dsha karışık bir surette; denebilir ki ilk ceza mahkemeslnce, iki ay. on beş gün cek para ile sinemaya gitmegi düşünclmazsa o Batırları birlikte okuyalım: Hulâsa: kadınîarın buradaki hisselerinin de pek şiir tohumlarım erkeklerden fazla kadın hspse mahkum edllmiştlr. düklerinl söylemişlerdir. Tahkikat ya(Suzinâk makamınm bir de zirgüleSayın doktor Osman Şevki Uludağ'ın zayıf olduğu görülür. Onlar tarafından pılıyor. lisi mevcuddur.) Demek ki kendi iddi h?talı olarak yaptığı gibi günlük gazetstanbul Müftillğinden: icsd edilmiş bir müzik aletinin bulunBları olan (hatalı olarak la'yi bemol gös lc'erde daha ziyade ihtisas erbabmı ilAmerikanm en vahşi sahalarında... Ve vadilerinde medeniyetln 28 binncikânun 941 tarihine musadif ması pek şüpheli olduğu gibi sırf onlahenüz hâkim bulunmadıği devirlerde yaşamış terdi) mütaleası hakikate uymamakta Silendiren (sol'dan başladı la'da karar pazar günü zilhicce ayının dokuzu olrın en iyi çaldığı bir alet de gösterilecek dır, Eğer kendilerinin müracaat ettik kıldı. La'yı biraz bemol gösterdi) gilıı duğundan Arife, pazartesi günü de gibi değildir. Bu hususta şimalî Amerileri doktor Suphinin bu mükemmel ese tafcilâta lüzum ve ihtiyaç yoktur. Ayni Kurban Bayramı oldugu ilân olunur. NOshası 5 kurnstur. ka yerlilerini tetkik eden meraklı'.ar, tinin yukarıya çıkardığım bendi kâfi 7<îmanda bu tarzı harekette insan ne Bayram Naman l ! Türldvs Haric burada hiç bir kadının müzik çalmadıgelmezse Zekâi Dede gibi, Dellâlzade kadar senelerce diz dövse ve kendisinl S. D. İçin İçin ğtnı, ancak muhtelif şeylerle sadece gibi beheri birer musiki otoritesi olan nmsikl nazariyatını öğrenmiş zannetse 8 7 nün Mt'THİŞ oldufn kadar EĞLENCELİ maceralan. Baş rolde: tempo tutmakla kaldıklarını yahud kaySenelik gene hatalı çıkmak ihtimali coktur. 1400 Kr. 2700 Kr. fcevatın peşrev ve semaiierini tetkik buBayramda kesılecek kurbanlann deAlü avlık Dr. Neşet HnlH ÖZTAN rilerile barsaklannm başka bir tarafa r.ana zırıltısı gibi tahtadan yapılmış 750» » 1450 • yursunlar, göreceklerdir ki onlar da bir aletle b a a fasıllara karıştıklarmı Üc avhk 400 > 800 * sarfedilmeyip yurdumuzun daima haBir aylık 150 . Yoktur. yırına, itilâsına çalışan ve elde ettigl gcrmüşlerdir. Yalnız cenubî Amerikada, AŞKIN GÖZ YAŞLARI, YAŞASIN AŞK'tan sonra teberrüatı Kızılay ve Çocuk Esirgeme o da pek nadir olarak, kadınların bir nekurumlarile paylaşmakta olan Türk vi flüt kullandıkları vâki oluyormuş. Lâhutî sesi, ilâhî nağmelerile bütün kalbleri teshir ve meclub eden Dünyanın her tarafında, medeni barHava Kurumu emrine verilmesi memŞARKIN YEGÂNE SES KRALI Gazetemize eönderflen evrak ve vanla» leketimizin yükselmesini bir gaye bilen bsr bütün kavimlerde, bir çok kadmara nesredilsin edilmesin iade edilmeı ve n Iirik ögretildiği halde bunlar yalnız sayın ahalimizden rica olunur. Tİv.ıırıHan mes'oHvct kahnl olnnma». Yazan: * N Pr. Mejtt H. ttılafl | fı^men kadınîarın inhisarında kalrnıştır. Meselâ bu seviyede bular.an cemiyetlerdeki çanak ve lek işlerine bakanlar bir çok y bunlafm düpedüz ve süssüz olarak t e men tamamen kathhlar tarafından yapıldığını (Çörtnü.lef ve her türlü kabartma ve süslere müsaid bulıinan lUie çamurunun bu kabiliretinden neye istifade edilmediğini sordukları zaman •Neye yapalım? Eizem değll ki< cevabını almışlardır; halbukl bunîarın arasma karişmış bulünan iki erkek çoruğu:ı ycphklan çömleklere parmeklaHlî bir kenar süsü kondurduklaJını görmüşltrdir. Fakat YeniGuin6e'nin şimal do|usu mıntekasile fapou'larda ve Bibi adasında görülen bu hale karşılık Cezayirdekj kabilelerde dahi çanak ve çörnlek işlen hemen kâmilen kadınîarın ellerinde olduğu halde burada her çjmlek atölyesinde yapılan süslerin başka bajka ve pek zengin olduğu ve bunîarın erkek süslerinden taklid edilmedikleri gibi kadınlar tarafından yapılan kumaşlarla halı ve nakı» işlerinde dahi görüldüğü etnografyacılar tarafınden tespit edilmiş bulunmaktadır. lar hazırlamışlardır, erkeklerin şairlikleri kadınlardan sonra gebniştir. Fskat bizim bildi' ğimiz devirlşre bakarsak kadınların şiırde felsefe ve mistisizmde olduğundan çok daha ileri gittiklerini her yerde olduğu gıbi bizde de görebiliriz. Bır çok memleketlerde bilhsssa Iirik çiirlerde kadmlar oldukça büvük bir kudvet göstermişlerdır. Yalnız eserlerinin daha çok zayıf, yaygın ve şekıİEiz olmak yolunda olduğu söylenebilır. Yüksek bir cür'et ve ayni zamanda son derecede geniş bir kafa istiyen büyük şıir san'atı kadmlarda pek r.adirdir. Yalnız Sapho (eski Yunan kadın şairlerinden) nun Iirik şiirlerdeki yüksek dehası söz götürecek gibi olmamakla beraber muhayyilesi, üslubu ve yüksek şür mimarisile birinci dereceden olan şairler arasma konabilecek bir kadm şair henüz hiçbir yerde yetişmiş değildir. Kurban bayramı ÇILGIN SÜRÜCÜ WALLACE BERRY LEO CARILLO ANNE BAXTER Yarın akşam I P E K sinemasında CUMHURÎYET Abone seraiti Dikkat ABDÜLVEHAB'm Üç senede hazırladığı en son eseri D e i s Koliş, ne cumhur reisiydi, ne âyan, ne de meb'usan; ne devlet şurasında, ne hesab divanında bir makam sahibiydi; ne temyiz mahkemesinde, ne ağırcezada, hattâ ne de polis mahkemesinde bulunmuştu; hiç bir senTürkçe Sözlü Arabca Şarkılı dikaya veya her hangi bir esnaf cemiyeAşfc ve sevgi bekleyen bir gönülün. hicran ateşile yanan bir kalbin tine reislik etmemiş, umumî toplantıen yüksek duygularmı terennüm eden büyük aşk ve ıstırap romanı ların ağır havası içine asla adım atmaP E K Y A K I N D A mıştı. Yirmi seneyi mütecaviz bir zamandanberi gördüğü bu vazifeyi ne devlet Sinemalarında birden reisinin lutufkârlığına, ne nazırların himayesine, hattâ ne de hemşerilerinin, ^•* HOLLYWOOD'un EN GÜZEL KIZLARI... EN PARLAK • • % bugün var, yarm yok taraftarhk'arma • GENCLIK... KAKNAVAL GECELERİNİN BÜTÜN NEŞESİ 1 borçlu idi. Buna rağmen, reisliği bütün Fransaya şamildi. Şimalden cenuba. doğudan batıya kadar, büyük küçük bütün şehirlerde, reis R tarafından yaratılan Koliş'in ismi hürmetlc anılırdı. Koliş, Marsilya'da, Havr'da, Nant'da, Şerburg'da, Bordo'da. Lil'de, Kaen'de, Nis'te, her yerde re'slik ediyordu. Neye mi reislik ederdi? Sergilere. Filmi, Y A R I N A K Ş A M D A N îtibaren Bu mesleğe nasıl intisab ettiğini son zamanlarda kendisine sorsanız, cevab vermekte güçlük çekerdi. Diplomasiye, devlet memurluğuna, adliyeye, resme, •^•^••••••B yeni bir muvaffakiyeti olacaktır. musikiye, çiire intisab eder gibi pünün birinde bu işe kendini verivermiş, bir m ^ ^ W I L L Y F O R S T ' u n R E J İ S Ö R L Ü Ğ Ü sabah uykudan göziinü açtığı zaman, G U Y D E M A U P A S S A N T ' ı n M Ü E L L İ F L İ Ğ İ kendisini reis olarak görmüştü. T H E O M A C K E B E N ' i n M Ü Z İ Ğ İ . . . Koliş, çabucak, zalımetsizce, enrrika çevirmeğe, sağdan so'dan tavsiyeler tedariklne m.cbur kalmatlan, şöhret kazanmıştı. Reislikleri birblrini takib ediyor ve Koliş, durmadan riyaset ediyordu. İrl yarı bir adam olduğu için, mesleğinin daha ilk günlprir.de hej'betli bir Filmini h i r Ş A H E S E R Y A P M I Ş T Î R . manzara gösternüştL İri göbeği, her sene ı Ü MEŞ'UD GÜNLER S17MER ve T A K S İ M \ff= KUçUk hlhâye Reis Koliş I Anne Sheridan Helen Parrish ve Robert Armstrong Karnaval Kraliçesi SARÂY SİNENASININ BEL AMİ biraz daha yükseliyor, yüzünün ifadesiz zarifti! Yemekte, en iyi parçaları ona verirliğini örtmekle beraber, reisin ehemmilerdi; ve ne verirlerse, yılmak ve usanyetini arttırıyordu. Sakal ve bıyığı yoktu, dudaklan, da mak biîmez bir İştiha ile yerdi. Tabağma herkesten evvel yemek konan ima mültefit bir tebessümle aralık duruyor, mükemmel bir dişçi reklânu va o oldugu halde, herkes yemeğini yiyip zjfesi görebilecek iki dizi bembeyaz dişi, bitirmeden o elini tabaktan ve kadehten çekmez; gemisindeki yolcuların hayatınpırıl pırıl meydanda bırakıyordu. Hele sesi, tok, ahenkli, vakarlı sesl dan mes'ul bir kaptan gibi, sofradan en umumî takdiri celbediyordu. Nutuk söy sonra o kalkardı. lemek, vazifeleri meyanında değildi. Fa% %% kat «sözü, sayın falâncaya veriyorum», Reisliği haricinde nasıl yaşıyordu? Bu derken sesinin bir edası vardı ki, değme bana merak olmuştu. Fakat, Koliş beni kimsede bulunmazdı. Bu alelâde cümle, dostluğa lâyık gördüğü halde bu noktayı hiç bir zaman tesirslz kalmazdı ve her keşfedememiş, meıaktan kurtulamamışseferinde, hazırun arasında bir ürpertî tım. dolaşır, herkes, heyecanla alkışlamamak Ailesi yoktu. Serveti olmadığmı da için kendini zor tutardı. biliyordum. Yalnız, şu cihet vardı ki. Ya ziyafetler! Koliş, yaz mevsiminde, bir tarafta blr Valinin, vali muavininin, yahud be sergiye riyaset etmek üzere daima selediye reisinin karşısında, sırmalı ünifor yahat halinde bulunur, yol, otel ve yiması, parıl parıl yanan eşarpı olmama yecek masrafları sergi komiteleri tarasına rağmen, çok uzun zamandanberi fjndan ödendiği için her türlü ihtiyaçihtiram mevkiini işgal etrnenin ver dan vareste kalırdı. diği itiyadla, meclisin en göze görünür Her sergide, vazifesl, yerine göre sekiz şahsiyeti, hiç şüphesiz daima o oluyordu. günden bir aya kadar sürüyor ve Koliş, Evet, ziyafetler, onun en fazla kendini senenin ancak üçte biri kadar bir zaman, gösterdiği mulütlerdi. o da fasılalı olmak şartile, boş oturablHiç bir davetli, çorLssmı, onun kadar liyordu. asîl jestlerle içmeyi beceremezdi. Lâkin ne de olsa. resmî vazifelerinin Bıçakla çatal, onun elinde, dünyanın haricindeki bu boş zamanlarda elbette en dakik aletleri ha'lne gelirdi. aç duramazdı. Acaba bunun çaresini Kadebini kaldırıp bosaltması da aynca l bulmuştuT. ıÇeviren: Hamdl Varoğlu = Bu sırrı, Koliş'in cenaze töreninde, gayet garib bir tesadüfie öğrendim. Koliş'in ölümü de, hayatı gibi şanlı oldu. Vazife başmda, adeta er meydanında, ziraat madaîyası almasına bir gün kala, serginin oporta yerinde, bir ziyafetin sonuna doğru, müthiş bir mide fessdından öldü. Bu, ilk hazımsızlık değildi. Doktorlar, daha evvel bir kaç defa geçirdiği ayni neviden rahatsızlıkları manidar bulmuşlar, sıhhatini tehlikeye koyduğunu kendisine haber vermişlerdi. Şerefli, fakat tehlikeli bir vazifeye bu derece fedakârlıkla bağlanmanın. günün birinde hayatına mal olabileceğini söyledikleri zaman, Koliş, riyaset vazifesinl her türlü şahsî mülâhazanın fevkinde tuttuğunu üeri siirerek: Ölüncüye kadar riyaset mevkiini muhafaza edeceğim! buyurmuştu! Koliş'in korku nedir bilmiyen, midesinden daha sağlam bir ruha sahib olduğu besbelliydi. Doktorlar fazla ısrar etmedller ve onu, tuttuğu bu fedakârbk yolunda istediği gibi üerlemekte serbest bıraktılar. Maamafih, Koliş'in ölümü anî oldu. Her zamanki gibi, ticaret ve ziraatin şerefine İçmek üzere kadehini kaldırdığı sırada, yıldınmla vurulmuş gibi, ağzı açık. koltuğuna yıkılıvermişü. Artık, reis yoktu. Sergi komitelerine mensub bir mümessiller heyeti, müteveffa reisi, ebedl ikametgâhına kadar götürdü ve murahı haslardan biri, bu vazife kurbanının meziyetlerini sayıp döken bir nutuk irad ederek, sözlerinl şöyle bitirdi. Sayın ve ünlü Mösyö Koliş hakkmda daha başka ne snyliyebilirim! Yalnı^ şunu ilâve ile iktifa edeceğim. Muhterem reis, tam yedi bin dokuz yüz yetmlş sekla sergiye riyaset etmişti! Koliş'in resmî h?yaündaki mühiro mevkiini anlatmağa kâfi gelen bu rakamlan işitince, bütün başlar, derin biı takdir ve hayranlık hissile eğildi. Kabristandan ayrılacağrmıa iirada, kırk yaşında kadar köse sakallı, meyua yüzlü blr adamcağızla karşılaştun. Zavallı dostum Koliş'in akrabasındansınız galiba? diye sordum. Adam, ağlamalı bir sesle cevab verdi: Hayır efendim, fakat, gene de pek meyusum. Müteveffayı çok mu severdiniz? Evet efendim. Bakkal olduğum için severdlm. Dükkânıtn, onun evile karşı karşıyadır. On senedir, onun itimadına mazhar bulunuyordum. Sergilerde mal teşhir edenlerin hediye olarak verdikleri en âlâ neviden konserveleri, aliyülâlâ şarablan, ligörlerl, çeşid çeşid yiyecek, içecek şeyleri hep bana satardı. Kendisine, senede takriben bin lira verirdim, ama ben de, yüzde üç yüzden fazla kazanırdım.. Acaba yerine kimi tayin edecekler deıslrüzl