CUMKURÎYET / 19 fkîncîEânım W4f Baro umumî heyeti dün Halkevinde ictima etti Üç saat devam eden toplantıda avukat yazıhanelerinin tefriş tarzı hararetli müzakerelere vesile oldu Avukatların toplantısı Lik maçlarının dönüm noktası Bugün yapılacak maçların hususiyeti büyüktür Lik maçlarının puvan cetvelinde büyük tadilât yapacak olan mühim mü sabakalar bugün Kadıköy ve Şeref sahasında yapılacaktır. Bugün yapılacak maçların iki mühim hususiyeti vardır: 1 Likte dördüncülüğe yerleşmek . 2 Lik sonunculuğundan kurtulmak. İstanbul lik şampiyonluğu yüksek puvan farkile Beşiktaş tarafından şimdiden garanti edildiği içindir ki; maçların bütün ehemmiyeti dördüncülük ve souunculuk üzerinde toplanmıştır. Bugüne kadar yapılan maçlarda Beşiktaş iyi bir talihle hiç mağlub olmadan ve geniş bir sayı farkile lik şampiyonluğuna doğru sür'atle ilerlemiş, buna mukabil dördüncülük yeri muhtelif takımlar tarafından birkaç defa kazanılmış ve kaybedilmistir. Dördüncülüğe verilen bu kıymet de, millî küme maçlarında İstanbuldan dört takımın alınmış olmasıdır. Likte dördüncülük için mücadele eden takımlardan İstanbulspor 27, Beyoğluspor 26, Vefa 25 puvanla bu yere namzed bir vaziyette birbirlerini sıkı r surette kontrol etmektedirler. Dördüncülük yerinin bu kadar enteresan bir safhaya girmesınde sicil talimatnamesi pek büyük bir rol oynamakladır. İki grupa ayrılmış olan kulübler birbirlerine muvakkaten oyuncu ver mek suretile puvan cetvelinde ciddî tadilâta sebebiyet verecek yardımları yekdiğerlerinden esirgememektedirler. Milli kümede ümidi olmıyan bir takım, bu yeri işgal edecek takıma yardım ederken, bu iyiliğin. mukabelesi de hiçbir suretle geri bırakılmamaktadır. Bu karşıhltlı yardımlar hiç şüphe yok dördüncü olabilecek takun kat'î olarak yerini alıncıya kadar, icab ederse likte son maça kadar devam edip gidecek'erdir. Vefanın bütün ümidi, Fenerbahçenin, İstanbulspora, Galatasarayın da Be yoğiuspora galib gelmelerindedir. Diğer taraftan da İstanbulspor, Beykozun Vefaya galebe çalmasuu dörtgözle beklemektedir. Bugünkü maçların ikinci safhasını lik sonunculuğundan kurtulmak için yapılacak mücadele teşkil edecektir. Likte müşkül vaziyette olan üç takım vardır. Bunlardan Süleymaniye 18 puvsnla en altta gelmekte, Topkapı 19, Beykoz da 20 puvanla her an lik sonunculuğuna düşebilecek vaziyettedirler. Süleymaniye bugün Beşiktaşla karşılaşacağı için bu hafta da mecburen ayni yeri muhafaza edecektir. Topkapının Kasımpaşaya, Beykozun da Vefaya mağlubiyetleri tahakkuk ederse likte en altta bulunan bu takımların gelecek bafta yapacakları maçlara heyecanla intizar etmekten başka çare yoktur. Kim ne derse İstanbul lik maçları hiç bir mevsim bu kadar cazib bir şekil almamıştır. Bu da sicil talimatnamesinin kulüblere bahşetmiş olduğu kolayhktan ileri gelmiştir. Ş E H I R TİYATROSU TEPEBAŞI D R A M KISMINDA Gündüz saat 15,30 da matine Akşam saat 20,30 da TEŞEKKÜR Pederlmlz Adana manifaturacılann dan Mengülü zade Mahmud Nedim Beyin İstanbulda vefatı dolayısile cenazesinde bulunan, telgraf ve mektublarla taziyede bulunan bütün akraba, dost ve arkadaşlarımıza teessürümüz ayn ayrı teşekküre mâni oldugundan gazeteniz vasıtasüe yaalması rica olunur. Ailesi ve mahdumlan | YENt ESERLER. Fransız mağlubiyeti ] RADYO Bu günkü progpram j 9,00 9.03 9.18 9,45 12.30 12,33 12.50 1S.05 13,25 18,00 19/1/941 pazar Program 18,03 Orkestra Haberler 18,50 Şarkılar Müzik (Pl.) 19.30 Haberler Yemek listesi 19,45 Fasü heyeti 20,15 Müzik (Pl.) • 20,30 Müzik (Pl.) Program 20,45 Taksimler , Fasıl heyeti 21.15 Konuşma Haberler 21,30 Müzik Şarkılar 21.50 Müzik (Pl.) Orkestra 22,30 Haberler 22,50 Caz (Pl.) • 23,30 Kapanış. Program ABDAL *¥* 5 Beyoğlu îstiklâl caddesi 'T KOMEDİ KISMINDA ^ Bugün saat 15,30 da matine Akşam saat 20,30 da Feridun Erginin bu eseri Semih Lutfi Kitabevi tarafından neşredildi. Pransanın son senelerini yakından görmüş olan müellif, kitabında, Pransız içtimaî bünyesinde senelerdenberi mev cud bir çok hususiyetleri tebarüz ettirmekte ve bu âmillerin hezimet uğrundaki ehemmiyetlerini ilmî bir şekilde tetkik etmektedir. Fiatı 75 kuruş. PAŞA HAZRETLERİ lf.Sf.lf. KIVIRCIK PH/H 4S9k. ^^ L5LR: Beyoğlu H A L K Sineması Bugün saat 11 de, gece 20 de 1 KATRACA MUHARFBELERİ ( Türkçe ) 2 ATEŞ BÖCEĞİ d IDuMar O Halk ve hukuk Eminönü Halkevinden: 1 20'1/941 pazartesi günü saat 18 de Cağaloğlundaki salonumuzda Halkevi reisi Yavuz Abadan tarafından (Halk ve hukuk) mevzuunda bir konferans verilecektir. Davetiye yoktur. 2 Açık bulunan almanca, ingilizce ve fransızca lisan kurslarına devam etmek istiyenlerin ikişer vesika fotoğrafıle buromuza müracaatleri. SAİT. HALİDE.YAJAR.TALAT VEDATRE$İTDEFİKMlMETMBAZZfZ SENİYE.NECİIE.BUTRİS.FAHPİYE.SEHER Ankara Borsası, 18/1/941 Londra 1 Sterlin 5,24 Nevyork 100 Dolar 132,20 Cenevre 100 İsv. Frc. 29.7725 Atina 100 Drahmi 0,9975 Sofya 100 Leva l 6225 Madrid 100 Peçeta 12,9375 Belgrad jOODinar 3,175 Yokoha. 100 Yen 31,1375 Stokholm 100 İsveç K. 31,0975 Tahvilât üzerine muamele olmamıştır Ppoduksıyon: UALİLKAMİL Sureti mahsusada ilk defa olarak yakuıda Ankarada Nişan Pivade yarbayı Kâzım Yeymanın kızı Saadet Yeymanla merhum jandarma binbp.şısı Arif Erdağın oğlu levazım teğmeni Emin Erdağın nişan merasimi Kırklareli İnece salonlannda tarafeynin güzide misafirleri huzurunda icra edilmiştir. Yeni çiftlere saadetler di leriz. Rıza Arslan Kitabevi Bilumum gazeteler bayii Asırlan sarsan bir musiki... Göz kamaştırıcı bir ihtişam... Hayatı nes'elendiren bir aşktan yaratılan film: DİVRİKTE SUS ve HÂLK Sinemalarında Dünkü toplantıda bulunan avukatlar İstanbul Barosu umumî heyeti, daha ' evvelki içtimaların devamı olmak üzere, dün toplanmıştu". Hayli zamandanberi Adliye Dairesi koridorlarında toplantı yapan avukatlar, dün, ilk defa olmak üzere Eminönü Halkevinin yeni salonunda içtima etmişlerdir. Yeni reis Mekki Hikmet Gelenbeğin reisliğinde celse açılarak, azadan Suad Tahsin Türk ve Avni Bilge kongre kaübüklerine seçümişlerdir. Geçen içtimaa aid zabıt okunup kabul edildikten sonra, İstanbul Barosu idare meclisi tarafından 3499 sayılı avukatlık kanunu nun 32 nci ve sonraki maddeleri hü kümlerine göre tayin kılınmış olan yazıhane evsafına aid talimatnarnenin madde madde müzakeresine geçılmiştir. | rodan matrud olanlarla, Baroya kayıdlı | bulunmıyanlarla, vergi müşavır ve ınuakkiblerile beraber çalışılamıyacağı da tasrih edilerek, yazıhanede bulundu rulması zaruri görulen bazı şeyler suyılmakta, dosyaların nasü tertib ve muhafaza edileceği anlatılmaktadır. On dört buçuktan on yedi buçuğa kadar süren içtimada yapılan hararetli müzakereler sonunda, yukarıdaki esaslar kabul edilerek, bunlarm haricinde kalan tâli bazı kısımlar tayyolunmuştur. Talimatnamenin birinci maddesindeki «mefruşatın avukatlık vakar ve ciddiyetine uyması» kaydı etrafında muhtelif avukatlar söz söylemişler, reis Mekki Hikmet Gelenbeğ; bu kaydı tefsirle, Bu 10 maddelik talimatnamenin başh şöyie demiştir: € Bundan maksad, lüks mobilye ea esaslarına göre, yazıhane, İstanbul bulundurmak olduğu sanılmasın. Bilâkis, Belediyesi hududları dahilindeki ikametgâhta veya ayni hudud dahilinde meslek an'aneleri bu hususta son derebaşka bir binada olabilir. Şu kadar ki cede ciddî ve imsakkâr davranmak lümesleğin bilgi ile yapdabilmesini te zumunu gösterir. Avukat yazıhanelerinmin edecek kanun, kitab ve mecmuaları de meselâ kadife koltuklar, kuştüyü havi ohnası ve mefruşatının avukatlık yastıklar ve saire bulundurulamıyacakvakar ve ciddiyetine uyması icab eder. tır. Eşya, basit tarzda koltuklarla rnasa, Gerek ikametgâhta ve gerek başka yer külübhane ve saireden ibaret olmak de olsun, yazıhane en aşağı iki gerektir. Birinci maddedeki kayıddan odah olacaktır. Ancak iki oda maksad budur. Bunun için de mutlaka işgal olunmadığı takdirde bir iş sa zengin olmağa hacet yoktur. hU.ile mahrem konuşulanlaruı diğer iş sahibleri ve müstahdemler tarafından işitilmemesini temin edecek surette tertibat alınmış olması lâzımdır. Yazıhanelerin müesses bulundukları mahallerin meslek ciddiyetine uygun olması icab eder. Kapısı bir otomobil garajırun içine açılan, bir ticaretgâhın içinden geçilen veya çıkılan odaların ve buna benzer yerlerin yazıhane ittihan caiz değildir. Yazıhanede bir kütübhane bu lundurmak mecburidir. Dosyasız iş ve dava takibi yasaktır. Mesai ortakhğı eden iki veya daha ziyade avukatm ayni yazıhanede çahşmaları caizdir Avukat, yazıhanesinin bulunduğu binanın büyük kapısıdna veya yazıhanesinde münasib bir mahalle azamî 40X50 ebadmda bir levha asabilir. Bu levhaya, yalnız tAvukat» kelimesile isim ve soy adı ve oda numarası yazdırılabilir. «Sabık, esbak» gibi bir sıfatı anlatan veya munzam vazifeleri gösteren hal ve sıfatların levhaya ve muhabere kâğıdlarına ve zarflara ilâvesi yasaktır. Yazıhane eşyası, avukatın kendi malı olmak şarttır. Avukatlar, büro işlerinde kâtib, daktilo ve hizmetçiden maada, ancak avukat ve stajiyer istihdam edebilirler. Talimatnamede .muameleci, takibci, komisyoncu, iş adamı gibi şahıslarla, BaNeticede, kabul olunan talimatnamenin .1 mart 1941 den itibaren» mer'i olması şeklindeki teklif, umumî heyetçe «1 haziran 1941 den itibaren» şeklinde tadilen tasvib olunarak, bunun kontrol müddet ve şeklini tayin, idare heyetine bırakılmıştır. Teavün sandığı işile adliyenin ıslahına müteallik temennilere aid raporun ve mesleği alâkalandıran diğer meselelerin müzakeresi, 22 şubat cumartesi 14 buçukta yapılacak içtimaa kal mıştır. l Bugün S A K A R Y A sinemasında KUYRUKLU YILDIZ İĞRİ AYAKLI HAYDUD Fransızca sözlü cazib bir komedi İLK DEFA OLARAK ROBERT YOUNG FLORF.NCE Esrarengiz ve kuvvetli bir dram RİCE MARY ASTOR Sibiryanın ıssız çöllerinde geçen tarafından hiss! ve müessir mevzu İlâveten : Görülmemiş canlı bir resim: KEDİNİN EVİNDE Vefat Halkalı Ziraat mektebi eski müdür lerinden ve Ticaret ve Ziraat Nezare tinin eski Ziraat müdürü umumisi İSTİRATİ vefat etmiş olduğundan cenaze merasimi bugünkü pazar 19 ikincikânun 1941 saat 14 te Balıklı Rum Ortodoks kilispsinde icra olunacağı teessürle ilân olunur. İ^bu ilân hususi davetiye yerine kaimdir. Kansı İpatya Kızı Avrokoml Cenaze levazimatı: No. Pistof Telefon: 44236 ASK SERENADİ ( Fransızca ) Amerikanın Metropoliten operasının en parlak yıldızı BİR TÜRKE GÖNÜL VERDİM Mevzuunu güııün en mühim ve heyecanh hâdiselerinden alan BÜYÜK •• •• GRAGE MOORE MELYYN DOUGLAS Bugün L Â L E Sinemasında Altın sesile musiki dünyasırun ölmiyen melodileri olan L a Traviyatanın ateşini.. Manonun ıztırabını.. Madam Butterfly'nin kederlerini.. Marthanm ihtişamını yaşayacak olan bu hakikî şaheseri zevkle seyrediniz... D İ K K A T : Şimdiye kadar gelen harb jurnallaruıın en mühimmi. Tiirk Paramunt Jurnal. Bueün saat 11 de tenzilâtlı matine BİR ŞARK FİLMİ TÜRKÇE SOZLU TÜRKÇE MUSIKILI l MARMARA'dal A L A L A Y K A Son bir kaç günü kalmıştır. I ce klşlnin tekrar tekrar seyrettlğl SUNER Sinemasında İMPERİO ESTRELLİTA ARGENTİNA'ya rekabet eden İspanyol muganniyesi CASTRO ROSLNİN'in meşhur operasından İspanyolca sözlü ve şarkılı SEVİL BERBERİ Güzel ve harika filminde dans ediyor ve şarkı söylüyor. • • • • ^ ^ • B Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine Bütün Matbuatımızın TÜRK miittefikan ZAFER TACI yazdıkları gibi OLAN FİLMCİLİĞİNİN K A H V E C İ IPEK ve SARAY İ Z M İ R D E G Ü Z E L İ DEVAM EDİYOR Yanlış kitablar tashih ediliyor Maarif Vekâleti, geçen sene muallimlerden ders kitablarındaki yanhşların tespit edilerek bUdirümesini istemişti. Muallimler tarafından hazırlanan yanlış listelen Vekâletçe tetkik edilmiş, ilk olarak orta mekteb tarih kitablanna aid yanlışlar düzeltilerek bir kılavuz halinde muallimlere gönderilmiştir. Bu kılavuzdaki esaslara göre kitablarda icab eden tashihler yapılacaktır. Ya kında lise tarih kitablarının kılavuzu da tevzi edilecektir. Bundan başka fizik, kimya kitablanndaki yanlışlann kılavuzu da hazırlanmıştır. Ders senesi sonuna kadar, diğer bütün ders kitablannın da tashihleri yapılmış olacaktır. E L H A M R A Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine Sinemalarında büyük muvarfakiyetlerle L Bugün 11 den itibaren • devamlı matineler Mekteb maçları Mektebler arası lik maçlarına dün Şeref sahasında devam edilmiştir. Birinci maç, Boğaziçi ile istanbul lisesi takımları arasında yapılmıştır. İlk devresi sıfır sıfıra biten maçı ikinci devrede bir gol yapan Boğaziçi takımı 10 kazanmışür. İkinci maçı Haydarpaşa ile Hayriye liseleri takımları yapmışlardır. İlk devre 20 Hayriye takımı lehinde bitmiştir. İkinci devrede çok çalışan Haydarpaşalılar iki gol yapmışlar, oyun da 22 berabere bitmiştir. Bugün Sinemasında ELEANOR POWELL FRED ASTAİRE Tahminin üstünde bir muvaffakiyet kazanmaktadır. Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine Brodıvay Melodie 1940 tarihinin 8 inci iştirakile Mevsimin en şık.. En lüks.. En eğlenceli süper filmi illîAlemdar'da ALICE FAYE RICHARD GREEN'in ilh buhar makinesi keşfinin kahramanhklarını hankulâde yaşattıkları HER TÜRK OENCİ | Galatasarayın fevkalâde kongresi Galatasaray kulüb idare heyetini seçmek üzere yapılan fevaklâde kongre dun kuJüb merkezinde toplanmıştır. Kongrede intıbak nizamnamesi görüşülmüş, bu nizamnameyi tetkik etmek üzere Ali Sarhi, Cevdet Refik, Muslihiddin ve Mehmed Aüden mürekkeb bir heyet seçilmiştir. Heyet on beş gün içinde nizamnameyi tetkik ederek bir rapor hazırlayacakür. İntıbak nizamnamesi kabulünden sonra yeni bir idare heyeti seçmek icab edeceğinden sabık idare heyetinin on beş gün daha vazifesine devam etmesine karar verilmiştir. Yeni intihabat bir şubat cumartesi günü yapılacaktır. Sinemacılık mucizesi: çevrilen 2 sene çahşılarak.... Medeniyet nü görmeüdir 10 tnilyon dolar harcanarak... 100,000 kişilik figüran ordusunun Bugün T A K S İ M sinemasmda 2 büyük film bir programda BEYAZ 2LONDRA KALESİ ESİRE I Türkçe sözlü ve şarkılı BORİS Ulüvvü cenabımın bu pek mükemmel şekilde sofraya getirilen şahidlerı bemm için birer hedıye makamında idi. Muhteşem tabaklar ve lebâleb şeyler içinde bana doğru geliyorlardı, şarab akıyor, meyvalar şa'şaa saçıyor, ağzıma lezzet ve haz veriyorlardı. Odaya neş"e. insanların kalbine aydınlık dotdurmuştum. Kadehlerin içinde, avizenin ışığı akisler yapıyor, sofra örtüsü kar gibi parlıyordu ve insanların, benden intişar eden nuru sevdiklerini gururla görüyor, aşklarım kabul ediyor, onunla mestoluyordum. Bana hürmet ve mirmet göstsriyorlardı ve ben, yemekleri ve içkileri nasıl kabul ediyorsam .onların hürmetie'ini de öylece kabul ediyordum. O akşam Allahtım. Fakat, yüksek tahtımdan, eserime, lâkayd bir nazarla bakamıyordum. Halkettiklerimin arasında haiim ve hüsnüniyete sahib oiarak oiuruyor. onlarm yüzlerini, hayalimin parlak bulutları arasında gbrüyordvım. Solumda bir ihtiyar oturuyordu Benden intişar eden büyük iyilik nuru. onun çizgiler dolu alnındaki kırışıkları cüzeltmiş, gözlerinin çürüklerini kay betrr.ışti.. Ölümü ondan uzaklaşhrmıştım ve ihtiyar, gösterdiğim mucizeden bana minnettar, basübadelmevte erişmiş bir kimse gibi konuşuyordu. Yanı basımda o zamana kadar, ıstırablarınm zincire bsğlı bir esiri, rııhî iğtiçaşlaruıın içine gömülü bir hasta iken. sitndi. iyileşeceği ümidinin nuru içinde yüzen bir genc kız oturuyordu. Dudaklarımdan çıkan nefha ile, onu ıstırabuıın HİND RUYASI Sinemanın akıllara hayret ve dehşet verecek bir hârikasıdır KARLOF ve BASİL RATHBONE Muazzam Şark filmî tarafından tarihî ve cinaî film Seanslar: 1 4,20 ve 8 de Seanslar: 11 2,40 6 ve 9 da Birbirinden daha güzel ve enteresan olan bu iki filmi kaçırmayınız. cehenneminden dışarı çekip aşkın semasına yükseltmiştim ve yüzüğü, parmağında, seher yıldızı gibi parlıyordu. Onun karşısında bir başka genc kız görüyordum. O da minnettar gülümsüyordu, Çünkü onun da yüzüne ve parlak abunı çerçeveleyen kumral ve muattar saçlarına güzellik vermiştim. Hepsiru, mevcudıyetimin mucizesile tatmin ve tehyic etmiştim, hepsinin gözlerinde benim nurum vardı. Bakıştıkları zaman, ben, nazarlannda aydınlık saçan bır meşaîeydim. Konuşurlarken, sözlerinin mana smda ben vardım ve sustuğ'Jmuz zaman, zihinlerini yalnız ben işgal ediyordum. Zira, saadetlerinin başı, ortası, sebebi yalnız bendim. Övünürlerken, övdükleri bendim, seviştikleri zaman, sevgilerinin yaradıcısı sıfatile beni sevıyoı'ardı. Ve ben, ortalarında oturuyor, eserimden memnuniyet duyuyor, onu iyi buluyordum. Ve şarablarını içerken, aşklarını içiyor, ikramlarından seviiic duyarken, saadetlerini tadıyordum. O akşam Allahtım. Endişe dalgalarını teskin etmiş ve bu yüreklerdea, zulmeti tardetmiştim. Fakat, kendi içimden de korkuyu defetmistim. Ruhum. aslâ aslâ görmediği bir sükun içindeydi. Bununia beraber, yemekten sonra, sofradan kalkarken, hafif bir can sıkınüsı duydum. Allahın, eserini itmam ettiği ye dinci günkü o ebedî can sıkıntısı, o hüzün bütün çehrelerde aksetti. Ayrılık vakti gelmişti. Eşi bulunmaz bir şeyin. beyaz bulutlar gibi geçip giden ve bir daha geri dönmeyen, her türlü tesadüf Baş rollerde TYRONE . NYRNA .GEORGE POWER LOY BRENT 1941 senesine kadar yarattığı en muhteşem film tan ve öfkeden, gözleri alev jaçarak: Bırak beni, bırak berii, diye haykırıyordu. Kimseye ihtiyacım yok Kendi başıma yürürüm. Ve Kekesfalva ile uşak, daha vaziyeti kavramağa vakit bulmadan, o ınanılnuyacak hâdise vukua geldi. Ayrıca : Mister Moto'nun DUnyayı Urperten Sinemacılığın Büyük bir aşk.. Gözlerinize inanamıyacağınız sahneler CanavarAdam tebessümü uyanıyordu. İki adım, hayır hir adım daha atarsa, mucize tahakkuk etmiş olacaktı. Açık dudaklarmdan çıkan nefesini duyuyordum. Fakat, tam o esnada, müthiş bir şey oldu. Kollannı ileri uzatır gibi yaptığı sert hareketi yüzünden muvazenesini kaybetti. Bacakları, bir vuruşta kesilmiş gibi, birdenbire bükü'dü ve Edit, ayaklarımın dibme yıkıldı, koltuk değnekleri, sert döşeme taşlarına. gürültü ile düştü. Ben, yapılması lâzım gelen en tabü şeyi yapacağım, yani onu kaldıracağım yerde, korku ile gayri ihtiyarî geri çekildim. Fakat, Kekesfalva, İlona ve Jözef. inleyen genc kızın yanına koşmuslardı. Ünu alıp götürdüklerini, ancak göre bildim, yalnız, Edit'in nevmid ve öfkeli luçkuıklarile, bu yükü taşıyarak ihtiyatla uzaklaşanlarm, sürtünen ayık seslerini işittim. Bütün o akşam, gözlerimi perdeleyen heyeran örtüsü, o anda yırtıldı. Her şeyi, zalim bir vüzuhla gördüm. Bedbahf kızın, hiç bir zaman, tamamile iyi olmayacağını biliyordum. Hepsinin benden bekledikleri mucize vukubulmamıştı. Ben, artık Allah değil zaaf yüzünden, muzır ve tahribkâr merhamet tüzünden fenahk eden, manasız, ufacık bir insandım. Ve vazifemi, bütün dehşetile idrak ettim. Sadakatimi ona göstermenin tam zamanıydı. Bunu ya şimdi yapacaktım, yahud hiç yapamazdım artık. (Arkası var) Yazan: Stefan Ztveig ten azade o nadir anlardan birinin sona erdiğini biliyormuşuz gibi, heplmiz garib bir melâl içindeydik. Hattâ, genc kızdan ayrıldığıma canım sıkıhyordu. Beni seven o kızdan ayrılacağım dakikayı. bir âşık gibi geciktiriyordum. «Yatağmın yanuıda oturup, o çekingen ve yumuşak elini okşamak, bu pembe, saadet tebessümünün, onun yüzünü aydmlattığını gene seyretmek ne iyi olacak» diye düşünüyordum. Fakat, vakit gecikiyordu. Edit'i, acele, dudağından öptüm. O zaman, sanki benim nefesimin hararetini muhafaza etmek ister gibi, kendi nefesini tuttuğunu hissettim. Sonra, babasile beraber, kapıya doğru yüriıdüm. Son bir nazar daha, son bir selâır daha; ve, şerefli bir eser vücude getirdikten, şerefli bir hareket yaptıktan sonra olduğu gibi, kendi kendimden memnun ve emin, çıktım. Holde bir iki adım attım. Uşak, elinde kasketimle kıhcım olduğu halde beni orada bekliyordu. Ne diye derhal çıkıp gitmedim, ne diye o kadar hatırşinaslık ettim! Kekesfalva benden ayrılamıyordu. Kolumu tutuyor, okşuyor, tekrar tutuyor, okşuyor, ona yaptığun iyilikten Türkçeye çeviren: Hamdi Varoğla dolayı bana ne kadar minnettar olduğunu mütemadiyen tekrar ediyordu. Şimdi artık gözleri arkada kahnıyacağım, çocuğunun iyileşeceğini, her şeyin yoluna girdiğini, bütün bunlaruı benim sayemde, sırf benim sayemde olduğunu söylüyordıt Orada, başını önüne eğmiş, saburane bekleyen uşağm karşısmda bu muhabbetli sözleri dinlemek, bana gitgide daha ağır geliyordu. Veda etmek üzere, ihtiyerın elini bir kaç defa sıktım fakat o beni bırakmıyordu. Ve merhametimin esiri ben, budala gibi, orada duruyordum. İçimden bir ses «git! Kâfi artık, fazla bile oldu!» diye beni tazyik ettiği halde, ihtiyardan ayrılmak cesaretini bulamıyordum. Birdenbire, kapının arkasında, hafi/ bir gürültü işittim. Kulak kabartüm. Sanki, bitişik odada bir kavga oluyordu. Öfkeli lâkırdılar teati edildiğini, açıkça işitiyordum. Ve İlona ile Edit'in seslerini tanıdım, korktum. Biri bir şey istiyor, öteki, onu bu arzusundan vazgeçirmeğe çalışıyor gibiydi. İlona'nuı sesi: «Rica ederim, gitmeU diye yalvarıyordu. Edit'in öfkeli, sert sesi: «Hayır, bırak beni, bırak beni!» diye mukabele edi yordu. Endişem gitgide artmış, ihtiyarın gevezeliklerine kulak vermiyordum. O kapınm arkasında ne oluyordu? Sükun ne benim sükunum, o günün Allahuun bahşettiği huzur neden dolayı Dozulmuştu? Edit bu kadar ısrarla ne istiyordu ki, İlona mâni olmağa çahşıyordu. Ve birdenbire, koltuk değneklerinin o menfur takırtısını işittim. Aman Yarabbi! Edit, Jözefin yardunı ohnadan peşimden gelmek mi istiyordu? Artan gürültü yaklaşıyordu. Taktaklarla, bir sağa, bir sola sallanan vücudünün bu yalpah hareketini, hayalimde görüyordum. Şimdi tâ yakjnımıza gelmiş olacaktır. Sonra, bir patırdı oldu, kapı, bir ağırhk yas^nmış gibi itildi, soluyan bir nefes işitildi ve icapının tokmağı, bir ceviz kırılır gibi, sert, hızh bir hareketle çevrildi: O ne korkunc manzaraydı! Edit, yarfettiği gayretten bitab, kapının kanadına yaslandı, Sol elile, orayı, bütün şiddeüle kavrıyordu; sağ elinde değnekleri vardı. Arkasmdan, İlona, gayreti boşa gitmiş, onu tutuyor ve ayni zamanda yolundan cevirmeğe çalışıyordu. Edit, sabırsızhk Edit, dudaklarını ısırarak, alabildiğine açık ve ateşli gözleri, dimdik bana müte\eccih, serbestçe, hiç bir yere dayanmadan bana doğru gelmek için salıilden açılan bir yüzücü gibi, bir atılışta kapıdan ayrıldı. Boşluğa düşecekmış gibi, bir an, iki yana sallandı, fakat, rnuvazenesini bulmak için, biri boş, öteki koltuk değneklerini tutan ellerini çabucak havaya kaldırdı. Sonra, bir ayağını iieri uzattı, ötekini sürüdü. Sağa, sola, kesik kesik yalpa vuran bu kukla harekcti. bütün vücudünü hırpalıyordu. Fakat yürüyordu! Görünmeyen bir ipe tutunuı gibi, cezbeli gözleri bende, dişleri dudaldarına gömülu, çehre hatlan mütekallis, yürüyordu. Fırtuıaya tutulmuş bir gemi gibi yürüyordu, fakat yürüyordu, yalnız başuıa, koltuk değneksiz, yardunsız yürüyordu. Bir irade mucizesi, ölü bacaklarma can vermişti. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse bu bir yürüme değii, yerle beraber bir uçurum, kanadları kesihniş bir kuşun serseri uçuşu ıdi. Fakat irade, kalbdeki o ifrit, onu mütemadiyen ileri doğru itiyordu; tâ yanımıza gelmişti bile; başardığı zaferin gayıetile, kollannı bana doğru uzatıyor, çehre hatlan gevşiyor, yüzünde bir sevinc