30 Mart 15İ0 CUMHURİYET Hâdiseler arasında İlk basamak EDEBÎ HAREKETLER ültürün ilk basamağı anadilini iy konusmak ve iyi yazmaktır. Bu nu söylemeğe lüzum yok, değil mi? Var, bizim memlekette en çok bunu söylemeğe lüzum var. Kalemi elime aldıir okuyucum bana gönderdiği ğım gündenberi türkçenin müdafaası için mektublarda, Belediye reisimize yazdığım satırlan birbirine eklesem, İstanve bana iltifatlarda bulunuyor, bul Ankara şimendifer yolundan daha uzun olur; bütün muharrirlerin bu mev Nadir Nadi, idarehanedeki odasmda, şecek. Neferi Mehmed Ali ve bir sandık «Belediye reisimizin ıcraatı meıhume te gayzuda yazdıklannı birbirine eklesem, Tür bana bir mektubla bir kitab uzatıyor. fransızca kitabile beraber kalkıp neferin rimufidesine adeta birer kasidei methü sena yazdımz. O derecedeki Damad Ibrahim Paşa kiyenin her sathı üstüne gazete satırlarm Mektub türkçe, kitab almanca. Yakub Porsuk kryısındaki köyüne giderler. dan bir çizgi çekmek mümkündür. Fakat Kadrinin «Yaban» romanını * ] «Der Yazmağa başladığı defterin daha ilk zamanında bulunsaydınız, şairi marufu Aekalemi elimize aldığımız gündenberi, bu Fremdling» adile almancaya tercüme e sahifelerinden anlayoruz ki Ahmed Ce dimini, şiiphesiz, istihlâj buyuracaktınız» didavada, müesseselerimizi ve münevverle den Max Schultz yanlâl çok koyu bir bed yor. =11111 rimizi bir kanş ileri doğru yerlerinden kı lışsız bir türkçe ile z II lllll III lllll III inillllllllllllll IIIIII Hlll III llllllllll 111111111111 = bindir: «Biliyordum Kendisi de Nef'i gibi konuşan, fakat Ankara 29 (a.a.) Büyük Millet ve zarureti kabul etmekle beraber, ne mıldatmak mümkün olmadı. yazdığı mektubunda ki insan hayvanların imzasını atmak medenî cesaretini gösteYazan: Meclisi bu gün Şemseddin Günaltayın gibi ahvalde bu müddetin uzatılacağı tasdefa olarak en kötüsü, en baya remiyen bu muhterem okuyucum, son Müesseselerimiz hangisi? Hangisi değil «ilk başkanlığında toplanarak lstanbul Liman rih edilmemiş bulunduğunu ileri sürerek ki: Başta Ankara radyosu, Anadolu ajan Trük edebiyatından sı ve en «evimli o gönderdiği mektuba, bazı yiyecek madlşletme idaresinin 1935 yılı hesabı kat'i hükumet esbabı mucibesinde de kayde sı, Şehir tiyatrosu, hatta bazı gazeteler; mühim bir eserin allanıdır.» diyor. ( S : delerinin iki ay evvelki ve bu günkü fiat•ine aid kanun lâyihasile Evkaf umum dildiği bu temdidin «fevkalâde hallere» arkasında resmî ve gayrıresmî bütün mü manca lisanında inti SllllllllllllltllllllMIIMCIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIMHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMII* 6) Onun nazarında lannı gösterir bir cetvel de ilâve etmiş. miidürlüğü 1939 malî yılı bütçesine 14 hasredilmesini istemiş ve fıkralara bu ka esseseler... Bunlardan aldığım bir tek mek şar etmesinin» gazebütün medenî mil O kariimin fikrince ekmeğin 9 kuruştan bin lira munzam tahsisat verilmesi hak yıdların ilâvesini gözeten bir takrir ver tub yok ki içinde katmerli bir türkçe yan temizi alâkadar edeceğini düşünerek «Leletler birer goril sürüsünden ibaret: «Ra 10,25 kuruşa çıkmasından tutunuz da bükındaki kanun lâyihasını tasvib eylemiş miştir. lışı olmasuı. Münevverler hangisi? Han ipzig'deki maruf A.H. Payne basımevi ta sin'lerin, Volter'lerin Fransızlan, Bakon tün fiat yükselmelerinin sebebi ihtikârtir. Millî müdafaa encümeni mazbata mu gisi değil ki: Doktorlar, avukatlar, tacir rafından gayet nefis bir şekilde» bastırttı ların, Şekispir'lerin Ingilizleri» Italyadır; bu ihtikârdan da Belediye ve BeleMeclis gene bu günkü toplantısında harriri Şükrü Koçak, mevzuubahis fık ler, hatta bazı muharrirler ve arkasında ğı kitabdan bir nüshasının gönderildiğini nı, Amerikalısı, hepsi «ne terbiye gördiye reisi mes'uldür; hatta lstanbul mebyedek subay ve askerî memurlar hakkın ralarla günden güne nrtan ordu teçhiza bütün diğer mesleklerin adamlan. Bana bildiriyor. Basıhş sahiden çok nefis. Kita memiş, ne iğrenc bir goril sürüsü.» ( S : uslarile Vilâyet ve Belediye erkânımn daki kanunun 3 ve 14 üncü maddeleri tının fevkalâde tenevvüü ve tekemmülü kusursuz yazılmış bir ilâc tarifesi, bir ra bın türkçe aslile bu tercümeyi, sırf basım 7) Milletlerde şeref olan tarafla emperson toplantısında hazır bulunduğu halnin tadiline aid kanun lâyihasının bi karşısmda bunları öğretebilmek için ol por, bir iddianame, bir mazbata, bir tica bakımından, yan yana koyunuz; tercüme ler ki asılların astarıdır, burada bir Hind yalist olan tarafı ayıramıyan kafa. lsatn de, ihtikârın Önüne geçecek müzakererinci müzakeresini yapmıştır. Kanun lâ duğu kadar talim ve terbiye hususunda ret mektubu gösterebilir misîniz? Gözlebulda Ingiliz ve Fransiz polisi hoyratlık lerde bulunmadığmdan dolayı muhterem yihasının 3 ve 14 üncü maddelere ek da zikredilen subayların silâh altında rim kapalı bahse girerim ki içinde mutla kumaşı nefasetile duran astara karşı ki tabın ash bir çul parçası kadar zavall yapıyorsa Şekispir'lerin ve Rasin'lerin ka Dahiliye Vekilimiz de mes'uldür. lenmesi istenen fıkralarla «Yedek Subay kalacaklan müddetin Vekiller Heyetince ka yanbf vardır. bahati ne? Görülüyor ki bu muhterem okuyucu, kalıyor. mektebini muvaffakiyetle bitirdikten son uzatılması salâhiyeti istenilmekte oldu Doktorlanmız için yazdığım fıkrada bu bütün fiat yükselmelerini, sadece «ihtiğunu bildirmiş ve Fuat Sirmen tarafm ra 6 ay berayi hizmet kıt'a ve müesaeseKoylülere hep sağ kolunun olmayışını noktaya ilişmiştim. En seçmelerinden biri Muhterem mütercim mektubunda kilere verilenlerin bu hizmet müddetlerile, dan ilâvesi istenilen bende lüzum gör göstermek ister. Bu, onun son öğünüşü. kâr» telâkki etmekte ve muhtekirler hakbana dedi ki: tabın başına ilâve ettiği mufassal mukadhazerde, manevra ve tatbikat, atış ve kon mediğini, hükumetin esasen bu temdidi Fakat köylülerin aldırış ettiği yok. Onun kında kat'î ve cezrî icraata girişmediği Ne yapalım? Biz edib değiliz! demeye de dikkatimizi celbediyor. 24 saferanslar gibi tedris ve talim maksadile icab ettirecek fevkalâde haller görmedikyaptığı fedakârlığın farkında değiller. Ne için de, en başta Belediye reisini mes'ul Allahım! Münevver mesleklerin en mü hife tutan bu mukaddemeden icab eden davet edilen yedek subayların talim müd çe böyle bir karara gitmiyeceğini bildirye farkında olsunlar? Anadolu ki yalnız tutmaktadır. Onun fikrince, ihtikân ezdetlerinin lüzumu kadar uzatılması husu miştir. Bu mevzu üzerinde söz alan muh nevver adamlan bile anadilini doğru ko yerleri Nadir Nadi şifahen tercüme edip fedakârlığın değil cefakârlığın da kendi mek de kolay bir iştir. Pahalılık meseleaini ihtikâr a ve ihtikârın mes'uliyetini de sunda Vekiller Heyetine mezuniyet ve telif hatiblerden sonra Fuad Sirmenin nuşup doğru yazmağı edebiyat sanıyorlar. anlattı: Mütercim Türk istiklâl hareketl dir, o, hangi fedakârhğa şaşabilir? Onlar için bu, kültürün en alt değil, en ne karşı Anadolu halkının vaziyetini gösBelediye reisine yüklemekle iş bitseydi, rilmesi istenilmekte idi. takriri kabul edilerek «fevkalâde haller üst basamağı. Çıksalar da olur, çıkmasa«Sağ kolumu ben onlar için kaybetteren, içtimaî kıymeti haiz, bir eser araLâyihanm müzakeresine geçilmesi üze de» kaydı ilâve olunmak suretile bu fık lar da. Kültür merdivenini tepeaşağı çe mış. Bu romanı bulmuş. «Vak'a bir köy tim.» ( S : 8) diyor. Affedersin sen, Ana ne pahalılık kalırdı, ne de ihtikâr. Çünkü, o vakit hükumet, ihtikân önleyemirînde söz alan Fuad Sirmen (Rize) mev ralar tasvib olunmuştur. viren bu ters görüs, lisanımıza aid kıymet de geçmekle beraber bütün bir millet: dolu köylüsüne ve Mehmedciğe bir de yen Vali ve Belediye reisinin yerine bunu zuu bahs hükümlerin ilâvesindeki lüzum Meclis pazartesi günü toplanacaktır. leri ve kanunlan, her gün, paldır küldür tasvir edecek kadar kuvvetlidir.» diyoT. minnet yüklemek öyle mi? Zabitin kül yapabilecek bir başkasını tayin etmekle nMmıınlllinilllllllllllRlllllllllllltlUllinillllllllllllMiımu » yere yuvarlıyor. Misal o kadar çok ki bir Yakub Kadri «hayrete şayan bir rea fetine karşı nimeti var, kumanda eder, mesele hallediliverirdi. Hayat pahalılığı iki tanesini sayarak hepsinin verebileceği lizmle, hiç çekinmeksizin, katı bir jekil terfi eder, zaferinin kahramanı adını alır; ve onu önlemek çok karışık bir iktısadi müthiş bolluk intıbaım zedelemek iste de, merhametsiz bir dürüstlük göstere fakat Mehmedcik köyüne gene Mehmedmeseledir; ne bir Valinin, ne bir Beledimem. Açık söyliyeyim: Bu yüzden, rad rek, Türk halkının bir kısmında yaşayan cik olarak döner. En çok veren o, ve ye reisinin onu halletmeğe gücü yetmez. yoda Berlin, Roma, Londra istasyonla milliyet duygusu eksikliğini tasvir etmiş.» karşılığında hiç bir şey almıyan gene o Hele bir Avrupa harbinin, iktısadî hayarının türkçe nesriyatını ve bizim AnkaraKöylüler bu kolsuz zabite bir türlü ısı tımızı altüst ettiği şu zamanda, bir mesKitaba ne için ve ne bakımdan kıynın haberlerini dinlemem; bu yüzden Şenamıyorlar. Herkes ona karşı soğuk ve ul bulup «vur abalıyal» kabilinden bütün hir tiyatrosuna ve millî filmlere gitmem. met vcrildiğini görüyorsunuz. Fakat zeki çekingen davranıyor. Ahmed Celâl bun işi onun «icraatı ^ayrimüfidesi» ne yükYoğurtçuların bildiği mısraı, Ertuğrul mütercim neuiktir de: Halkın bu noksanlığım hep, halka yabancı islâmî maya ile dan müteessirdir. Neferi Mehmed Aliden lemek hiç doğru olmaz. Muhsinin ağzında «ben böyle hezimete tktısadî işleri, yalnız karakuşî hükümbin canla fedayun» seklinde işitmeğe ta beslenen, saltanat rejimine atfediyor. Ye bunun sebebini sorar. O cevab verdi hammülüm yok Millî filmleri seyredenler ni rejim bu noksanı çoktan düzeltmis. Her sabah tıraş olma, dişlerinî fırça ler ve cezalarla yürütmek kabil değildir. arasında, edebiyatçı olmadıklan halde, Hem bu ince nezaketine, hem edebî bir lama, hele «geceleri kitab okuma, seni En büyük hüsnüniyetin ve en azimkâr gayretin de maksadı temine kâfi gelmebuna benzer yanhşlara dikkat edenlerin Türk eserini tercümedeki himmetine, hem büyü yapir sanarlar!» ( S ; 12) Ah benim *af Ahmed Celâlim, hani diğine, iki yıl önce, sulh zamanında, İsBursa 29 (Husus"î) Nafıa Vekili şikâyetlerini sık ıık dinliyorum. Bu yüz de o kitabı bir bedia denecek kadar neBelgrad, 29 (a.a.) Havas ajansınfis bir şekilde bastırtmasına ayn ayn te defterinin bir yerinde «Benim bir koca tanbulda et fiatını ucuzlatmak için yadan: Belgraddaki Alman ajanlan, yakın General Ali Fuad Cebesoy bu gün Ban den Anadolu ajansının haberlerini okurşekkürden sonra «Yaban» daki «o hay çocuk olduğum muhakkaktır, bundan bir pılan teşebbüsün müvaffakiyetsizliğinden dırmadan şehrimize geldi. Kendisini yol ken de yan yolda bıraktığım oluyor. da Alman ve Yugoslav iktısad heyetleri rete şayan realizm» i açıkça konuşabili türlü kurtulamıyorum.» ( S : 144) diyor daha yakın ve daha canlı misal bulunada Vali, Nafıa müdürü ve Nafıa erkânı arasında yapılacak olan müzakereler esKabahati hemencecik dil inkılâbma riz. sun ya, sakın o «özlere inanma, onlar maz. nasında Alman heyetinin Alman markı pi karşıladı. yüklemiyelün. O büsbütün ayn dava. BiVekil Kemalpaşada seylâbdan hasara zi derdlendiren, resmî tezkerelerde «tayin Eskiden Anadolu köyü ve Anadolu köylünün ciddiye bürünen alayıdır, köylüHayat pahalılığınm, ihtikârdan başka, yasasının yeniden yükseltilmesini isteyeceğine dair ortaya bir şayia atmıştır. Hali uğrayan mmtakayı tetkik ederek alâka edildiniz» yerine «ataylandınız» kelime köylüsü deyince, romantik bir saffet için nün senden neye çekindiğinin asıl sebebini muhtelif sebebleri vardır. Onunla mücahazırda Belgradda markın piyasası I 4 di darların izahatını dinledi, yeni inşaat sinin kullanıhnası değil. Bizi derdlendiren, de, göz önüne şu çeşid bir levha gelir sana açıkça söyleyeyim: Sen onlara yu dele etmek için Ticaret Vekâleti, hükuhakkmda da direktifler verdi. Karacabey nar olduğundan Almanlar, bu piyasanın kelimelerin gramer örgüsü, nahiv yapısı. di: Yeşilliklere gömülü, seyrek seyrek be kandan bakıyorsun. Sen akıllı, sen ma met, Büyük Millet Meclisi meşgul olmakharasını gezen Vekil Bursaya gelirken Buna bir de manayı büsbütün rezil eden yaz evler; evlerin çitle çevrili geniş avlu Iumatlı, sen hamiyetli, «en Kemalist, sen... tadır ve olacaktır. lhtikâra gelince, ona 1 7 dinardan ibaret olan Berlin piyasasına yolda Uluâbad ve diğer köprüleri tetkik noktalama yanlışlarını, ata sözlerinin, meş arında besili davarlar; gürül gürül akan Ve onlar hep bunun aksine. Halbuki iki karşı da millî korunma kanunile tedbirler müsavi olmasım istemektedirler. Bu şayietti. alınmıstır. Fakat harb denilpn^afpt, iv..^ hur beyitUrin. müfredlerin bozuk düzen çeşmeler önünde, omuzlannda testi, pemi j . ı..tj. ••anın gayesi, Yugoslav tacirlerini kendileGarbî Anadolu orta Anadolu arasınbe yuziu wo, kıxiani naiıs sur, nnesız yag, medin, Anadolu köylüsünün kendine gö> harıb ve eravrimunaTİb bütıin memlekettekrarlanmasmı, radyodaki, sahnedeki ekrine daha yüksek kazanc ihtimalleri arzeyağlı yoğuTt, tabiî kaymak; ve odaların da en mühim geçid olan. Uluabad köpriire bir efendiliği vardır. Onun bu efendL lerde, iktısadî hayatı buhranlar içinde blrandaki tüyler ürpertici telâffuz hatalanderek Almanyaya ihracat yapmalarını kar gibi patiska minderlerinde oturan sünün yeniden ve ahşab olarak inşasını rakmıştır. Memleketimize ithal edilen nı ilâve ederseniz, türkçe namına, her köliğini görmiyene o kendini göstermez. teşvik etmektir. melek gibi köylüler; ne hile, ne hud'a, alâkadarlara tebliğ etti. şeba^ında ve her adımda, her gün döğüKöyde o kadar zaman neye bir kim mallar, hem azalmış, hem fiatları artmışHitler, Markoviç'e nişan verdi hepsinin dini bütün. General Cebesoy şehirde resmî ziya nür durursunuz. tır. Bu fiat yükselmesi, kendi millî istihBelgrad, 29 (a.a.) Almanyanın retlerde bulundu. Bu akşam Çelikpalasta Halbuki... bütün bunlan tamamen ter seye olsun kendini beğendiremedin? Ka salâtımızın fiatları üzerinde yükselmeler Dostlanmdan biri, türkçenin kara günBelgrad elçisi Hitler'den aldığı müsaade Vali, şerefine ziyafet verdi. sine çeviriniz. Anadolu köyü mü? Çobahati köylüye bulma, «eni bak biz de husule getirmiştir. Döviz azlığı, millî mülerinden birtnde, bize şöyle demişti: ile Yugoslav Hariciye Nazırı Markoviç'e rak bir topTak, keleş tepeler; bulanık beğenmiyoruz. Senin bu antipatikliğin dafaa tedbirleri, yeni vergiler, zelzele Ve Yarın Bursa ovası sulama teşkilâtının Pencereyi açıp «yangın var!» diye Alman Kartal nisanının büyük salibini en mühim unsuru olan Gölbaşı bendinin bir dere, izbe evler. Davan cılız, sütü «müspet» i göremeyişinden ileri geliyor. su baskınları, şiddetli kış, hep hayat pabağıracağım. Vermiştir. sulu, yağı karışık, peyniri imansız; halk Porsuğa bile «Bir hayvan leşi gibi kokan halılığını mucib aebeblerdendir. Hükuküşadını yapacaktır. Bağırsaydı ne olacaktı? Türkçeyi o hep sakat, kör topal, kel kambur; her Porsuk çayı> diyorsun. ( S : 137) metçe kontrolu kabil maddeler üzerinde, devirde muhtac olduğu hastaneye değil, kes kendi menfaatinde, ne vatan hissi, ne Eskişehre kadar, yatağını satha sere meselâ şekerde, kahvede, benzinde, petkendisini timarhaneye göndereceklerdi. mukaddes duygu; pislik, gübre, çirkef. rek, nehir olmak hevesile neş'eli neş'eli rolda, maden kömüründe resmen zam, Mahalle bekçisinden Maarif Vekiline kaNe «istilâ» ya karşı nefret duyan var, ne serpilirken, ovaya düştükten sonra yu yapılmadıkça fiatlar artamaz ve bundar, mes'ul ve gayrimes'ul her kes için, «istiklâl» hummasından haberdar olan. muşak toprağı oya oya yatağını dikine larda ihtikâr yapılamaz. Fakat bütün Eskişehir, 29 (Hususî muhabirimizden türkçe davası ancak yemek Ustü konuşuEvvelki «tam müspet» ne kadar ro kaldıran, satıhtan kaybını derinlikten ka muhtac olduğumuz maddelerin bu şekiltelefonla) Eskişehir askerî tayyare olan sade kahve mevzulanndan biridir. İş mantikse bu «tam menfi» de o kadar zanıp, deve tüyü tepeler arasından boz de kontrol edilmesine imkân yoktur. Bukulu öğretmenlerinden ve dünyanın en saati çalmca ilk unutulan mesele daima Tomantik. Yakub Kadrinin romanı işte ovada layısız kıvnmlarla, bazan bir har nu, Ingiltere ve Fransa gibi zengin, ileri meşhur tayyarecilerinden Mösyö Duma bu olur. Ispatı: Hâlâ gramer yok. İyisi bu «tam menfi» yi anlatıyor. O «Ya manlık yerde yedi sekiz büklüm yaparak, ve bizden daha iyi teşkilâtlandınlmış milölmüştür. Cenazesi lstanbula getirilerek yapılıncaya kadar eskiler okutulsa ya? ban» da realizmin sonuna gideyim der bazan ayni yerde iki üç ırmak akıyormuş letler dahi yapamıyorlar. Onlar, hayatı yarın askerî merasimle kaldırılacak ve Hayır. İyisi yapılıncaya kadar bekleriz. ken, bilmiyerek, romantizmin «onuna git gibi görünerek, iki tarafında yarattığı daha pahalılaştırmamak bahsinde, en müFransiz mezarlığına defnedilecektir. Kültürümüzürı bir çok davalannda nasiti. Anadolu köyünün hakikati «son» da ağaclarla kendini kendi eserinin arasın him âmili, az istihlâk ve çok istihsalde, bimiz yalnız beklemek. buldular. Biz de, ayni yolda yürümeğe değil ortadadır. Tam müspet ne kadar da saklaya saklaya, bütün o boz yerlerde PEYAMt SAFA çalışacağız. Fakat, uğursuz Avrupa harbidoğru değilse tam menfi de o kadar dog Vasington, 29 (a.a.) Ruzvelt ve tek başına yeşil bir şerid cümbüşü çizen, nin devamı müddetince, barış zamanınır» ru değil: Anadolu köylerinin cennet gibi Hull, Avrupadaki seyahatinden dönmüs sessiz, sükutî, ve derviş Porsuk, ona hay hayat seviyesini bulmak tamamen imkânolanları da Var, berbad olanlan da. Köyolan Welle§ ile bir buçuk saat süren biı van leşi denir mi? Moskova 29 (a.a.) Yüksek Sovyet sızdır. Bunu simdiden kabul etmek, felülerin temizleri de var, madrabazları da. Meclisi haricî siyaset hakkındaki raporla görüşmede bulunmuşlardır. Welles'in verYiğitler korkaklar, sağlamlar çürükler, Çok garib ve çok tuhafsın Ahmed Ce ragat ve fedakârlık göstermek lâzımdır. Kareli Cumhuriyetinin teşkilâtı hakkında diği rapor, gizli tutulmuştur. Amerika Birmüfsid olan, mümin olan... Hayır, Ana lâl: «Anadolu bir çöl, senin köy o çölde Bunları söylemekle ihtikâra karşı şidki lâyihayı ve 1940 bütçesini tetkike ka leşik Devletleri Reisinin Sekreteri, matbuİzmit 29 (Hususî) D ü n geceyarısın. ata, ne Ruzvelt'in, ne de Hull ve Welles"in dan sonra saat üçte Gölcük kazası üstün dolunun köyü de köylüsü de tek değil ıssız bir ada, Ve sen o adada bir Roben detli tedbirler alınmasın demek iatemirar vermiştir. son.» Ve soruyorsun: «Robenson'u kur yoruz; bilâkis. Fakat bu mücadelede, hübu hususta hiçbir beyanatta bulunmıya deki Başkiraz ormanhklarında büyük bir dir. Her Schultz'un «Yaban> ı «son dere taracak gemi yok mu?» ( S : 163) Bukumetle beraber halk da çalışmalıdır. caklarım bildirmiştir. yangın çıkmış, esen şiddetli rüzgânn sev; realist» telâkki etmesini mazur görü na çatlak edebiyat derler. Seni orada Komşu memleketlerde, bir kısım istihlâkVasington, 29 (a.a.) Amerika Ha kile çabucak tevessü ederek etrafa yayıl. f riciye Müsteşarı Welles'in Avrupa seya mağa başlamıştır. Hâdiseden haberdar e rüz. Bir Türkün kendi milletini methet bağlayan kim? Ne sen köyü sevdin, ne ler tahdid edildiği halde, bizde hiç bir mesi bir ecnebiyi belki inandırmaz ama köylüler seni sevdi, paran pulun da var, tahdid yapılmamıştır. Buna mukabil, halk Vasington, 29 (a.a.) Meb'usan hatinden dönmesi hakkında Vaşingtonda dilen itfaiye, derhal faaliyete geçerek yan hicvetmesi derhal inandmr. Meziyeti mey hem kendini, hem köylüleri üzüp dura da hükumete yardım etmeli; fiatı fazla , mevcud intıbaa göre Avrupa sulhunun gının söndürülmesi için bütün tedbirlere Meclisi Hariciye Encümeni, merkezî poyeniden tesisi ihtimalleri azdır. Maamafih başvurmuştur. Yangın yirmi kilometrelik dana çıkanrsak romantik, fakat nakiseyi cağına kalk istediğin yere git, e mi be yükselen maddelerin istihlâkini, mümkün loı.ya halkına yardım edilmek üzere 15 olduğu kadar azaltmaya, ihtikâra boyWelles seyahatinin neticelerinden mem geniş bir sahada beş kol üzerinde devam teşhir edersek realistiz. «Yaban» realiz nim sahte Robenson'uml milyon dolarhk tahsisatı kabul etmiştir. min kendini değil cazibesini avladı. kotla mukabelede bulunmaya çalışmalınun gözükmektedir. Demiştir ki: Dava, dava diye iki üç sene köyde bu etmekte ve çok korkunç bir şekilde geniş. Merkezî Polonyada yeni mahsule kadar Muhterem mütercim yalnız mazur de defteri yazıyorsun da neye davaya hiz dır. Hükumet, kendisine büyük salâhiyet« Almak istediğim ve bunun için de lemektedir. 7 milyon kişinin aç bulunduğu beyan eğil haklıdır da: Kendisinin mukaddemeler veren millî korunma kanununu azamî Gölcük, Değirmendere ve kısmen Kamet etmiyorsun? Biliyoruz, kolun yok, Avrupa seyahatini yaptığım, malumatı eldilmektedir. de Yakub Kadrinin şahsiyet ve san'atini itina ile tatbik ederek bütün gayritabiî fakat davaya hizmet yalnız silâhla mı de etmek hususunda büyük fırsatlar bul ramürsel arası kıpkızıl ateşler içindedir. anlatırken söylediği gibi Yaban müellifi fiat yükselmelerine ve ihtikâra karşı, bu ÇanKayŞek mücadeleye dum.» Yangını söndürmek için Gölcük Kaymaolur? Yazdığın defterden belli, elinde ürkçemizin san'atkâr bir nâsiridir. Karigünkünden daha şiddetli bir mücadele devam edecek Welles bunun haricinde beyanatta bu kamı, Emniyet komiseri, İzmit ve Gölcük ni kaleminin büğüsile sürüklemeyi biiir. Yakub Kadrinin kalemi gibi bir kalem açmalıdır ve böyle yapacağına da şüphe jandarma bölük kumandanları, bütün jan. Çungking, 29 (a.a.) Çin Reisicum lunmaktan kat'iyen imtina eylemiştir. Sonra eserde yer yer birçok realist par var, bak Yakub Kadri «Ikdam» sütunla yoktur. Muhtekirler, bunun acısını duyadarma kuvvetleri, orman koruma teşki huru Lin Sen radyoda millete hitaben irad çalar var. Meselâ köyün en zengini ve rında nurlu kalemini davaya vakfederek caklardır. lâtı askerleri, istihkâm bölüğü ve ülkün, ettiği nutkunu şöyle bitirmiştir: en kötüsü Salih Ağanm yaz kış çorabsız ne hayırlı hizmetler etti; halbuki sen, bir Fakat yalnız tenkidle iş bitmez; şu haHâlidere, Değirmendere, Sarayh, Ereğli, « Çin milletinin basına bu milletin Ankara, 29 (Telefonla) Emniyet ayaklarına verdiği hareketlerle gösterdi köye kapanmış, pısırık pısırık bu deften kikati bilmek ve unutmamak lâzımdır: Ihsaniye köyleri halkile beraber tahminen arzu ve iradesile gelmiş bulunuyorum. Umum Müdürlüğü basın ve yayın tetkik i manalar ne kadar diri anlatılıyor. Ge yazıp duruyorsun! Biz harbe girmedik amma harbin içindeÇin milletini memleketin hüriyeti "ve bü mütehassısl muavini Nazmi, ikinci sınıf beş bin kiji yangını söndürmeğe çalışı ne meselâ Süleymanla Cennetin maceraDefterinin bir yerinde, yazdığın şeyler yiz; sulh iktısadı bitmiş; harb iktısadî başyorlar. tünlüğü için olan mücadelede sevk ve ida emniyet müdürlüğüne, arşiv müdürü lhsı bir küçük hikâye olmak itibarile ne gü çin «Eğer günün birinde memleket kur lamıştır. Ona uymak, harbin iktısadî cepYangmın neden ileri geldiği anlaşılareye devam için Mareşal ÇangKayŞek'le san Sabri emniyet umum müdürlüğü bizeldir. Gene meselâ Emeti kadının toru tulur da tekrar kendi muhitime döner hesinde elbirliğile çalışmak ve mahrumimamıstır. Bir kasid eseri olması ihtimali tamamen mutabıkım. rinci şube müdürlüğüne, birinci umumî nu küçük Sığırtmaç Hasanın portresi na sem ilk yapacağım iş bunları yakmak yetlere katlanmak mecburiyetindeyiz. pek fazladır. müfettişlik yazı işleri müdürü Hasan Topsıl füsunlu çizilmiş, gene meselâ... Sayolacaktır.» diyorsun ( S : 144) Keşke Japon kumandanları arasında Adapazarında Adliye köyü ile Çay köÇekmeğe basladıklarımızdan ve çekeçu emniyet umum müdürlüğü ikinci şube mağa lüzum yok. Parça parça güzellikler, yakaydın keşke. intihar çoğalmış yü ormanlarında ve Sapancanın Kurt köeeklerimİ7den Belediye reislerimiz degil, müdürlüğüne, yedinci şube müdürü Mitpeki; fakat romanm umumî havası, haBizleri değil, bizler Anadoluyu da bili dün^ayı bu faciaya sürükleyenler mesŞanghay, 29 (a.a) Çekai ajansı Jayü ve Yanık köy ormanlarında da yangın hat üçüncü şube müdürlüğüne, altıncı şuyır. yoruz, davayı da; fakat bilmiyenleri al uldür. pon kıtaatı arasında intiharların pek artçıkmış, mahallinde alınan tedbirlerle sönbe müdürü Izzeddin dördüncü çube müMücerred konuşmamak için eseri ko datıyorsun; bak, almancaya yapılan tertığmı ve bu yüzden Japon kumanda hedürülmüştür. dürlüğüne, dokuzuncu şube müdürü Hüsnuşalım: Romanın yalnız kahramanı de cüme ile meydana çıktı, Alman müterciyetinin endişede olduğunu ve hatta Sooİzmit Valisi ve Emniyet teskilâtı Gölnü altıncı şube müdürlüğüne, şube müdür çeu'da bir alay kumandanının da intihar cükteki orman yangını hakkında tahkika jil yazıcısı olarak gösterilen çünkü ro mi ne diyor: «Vak'a bir köyde geçmekle muavinlerinden Said yedinci şube müdürederek bıraktığı vasiyetnamede askerlerita başlamışlardır. Vali bizzat bu tahki man onun tuttuğu hatıra defterinden iba beraber bütün bir milleti tasvir etmektelüğüne, dördüncü şube müdürü Tevfik ne ayni suretle hareket etmelerini tavsiye katın başmdadır ve yangmın söndürülme ret Ahmed Celâl nasıl adamdır? Ferid dir.» Besim, dokuzuncu şube müdürlüğüne, iCelâl Paşanın oğlu olan bu ihtiyat zabiti eylediğini iddia etmektedir. sile meşCTul olmaktadır. Hariciye tayinleri Ah muhterem Max Schultz eğer milkinci şube müdürü Kenan da emniyet uUmumî Harbde sağ kolunu kaybetti. Müet Ahmed Celâlin anlattığı köy olaydı Ankara, 29 (Telefonla) Paris başKömür havzasının devletleş mum müdürlüğü arşiv şubesi müdürlüğü Çatalcada bir orman yangını tarekede onu otuz iM ya«larında bir müstiklâl cengi mi olurdu? Işin asıl mühim konsolosluğu kançiları Melih, Paris büyük Çatalcanm Tarfa köyündeki kömür o tekaid görüyoruz. lstanbulu işgal er'ne tayin edildilertirilmesine dair kanun caklarından dün büyük bir yangın çıkmış müttefik devletlerin orada yarattığı ze tarafı burası. Mühim, sakat, sakaf, ve feci elçilıği üçüncü kâtibliğine, merkezden Ankara, 29 (Telefonla) Kömür Kont Teleki Peşteye döndü ve etraftaki ormanlara sirayet etmiştir. tarafı. Bunu ayn bir vazı ile korni'?''m. Namık, Paris başkonsolosluğu kançilarlıhirli havadan dolayı Ahmed Celâl artık havzasında istihsal masraflarının azalmaRoma, 29 (a.a.) Macar Başvekili Yangının söndürülmesi için cİvardan köyISMA1L HABIB ğına, llhan Londra büyük elçiliği üçüncü 8i ve modern tesisatın kurulabilmesi için Kont Teleki dün akşam Romadan avrıla lüler ve orman koruma kıtaatı sevkedil İstanbulda yaşayamaz. Babasından kalan kâtibliğine, Mustafa Kayagil Belgrad bühavzanm devletleştirilmesi takarrür etmiş rak Budapeşteye hareket etmiştir. Italya miştir. Dün aksam geç vakte kadar yan evi sattı. Anadolunun bir köyünde yerleGüzide arkadaşımızm, Adana Beledi yük elçiliği üçüncü kâtibliğine Ve Mehti. Buna dair kanun lâyihası bugün Mec Hariciye Nazırı Kont Ciano, Macar Baş gınm söndürüldüğüne dair malumat gel*] Yaban, Yakub Kacri, Ahmed Halid yesine cevabı 6 ncı sahifede «Serbest fi med Ali Tekinalp Burçaz konsolosluğu li»in Maliye Encümeninde göriisüldü. vekilini istasyonda selâmlarrugtır. tançilarlığma tayin edildiler. memiştir. urler» sütunumuzdadır. ütübhaneai, İâtanbul, 1032, B = 315. Yedek Subaylara dair kanunun tadili 44 Yaban^ romattı NALINA M1H1NA Harb, pahalılık, ihtikâr! [Almancaya tercümesi vesilesile] Millet Meclisi lâyihayı uzun münakaşalardan sonra kabul etti | Ismail Habib \ Yugoslav Alman Nafıa Vekilinîn Bursada tetkikleri müzakereleri Berlin tnark piyasasını yükselterek ticareti genişletmek niyetinde General Cebesoy, bugün Gölbaşı bendinin küşad resmini yapacak Maruf Fransiz tayyarecisi Duma Eskişehirde öldü Welles, raporunu Roosevelt'e verdi Müsteşar, Avrupada sulhun yeniden tesisine ihtimal vermeyor Sovyetler bir Kareli cumhuriyeti kurdular Gölcük ve havalisini saran büyük bir yangm Polonyada 7,000,000 kişi aç Poliste terfiler