CUMHURÎYET 13 Mart 1940 Küçük hikâye Arkadaşım ve kızım yaptım; çünkü Neclâyı deli gibi seviyorum. Sustuğu zaman bu defa ben ona cevab verecek halde değildim. Şaşırmış, endişe ve ıstırab içinde donmuş, kalmıştım. Şimdi vaziyetin nekadar vahim olduğunu anlıyorum. Diyebildim ve ilâve ettim: Fakat Şefik, bir gene, çok gene kızın istikbalile oynadığını düşünmüyor musun? Sen onu bahtiyar edebilir misin? Hatta onunla evlenibilir misin? Evlenmeye muktedir olsaydım, çoktan evlenirdim ve onu bahtiyar edeceğime emnim... Ah, demek mümkün olsaydı, kızım da bu adama varacaktı, öyle mi? Bu suali soramadım. Fakat o cevabını vermekte gecikmedi: Rıfkı, biliyorsun ki ben sekiz sene evvel, bir tesadüf neticesinde düşünmeden, sevişmeden evlendim. Karımı senelerce sonra da sevemedim ama şimdi bu kadın hastadır ve sanatoryomda yatıyor. Bizi tanıyanlardan çoğu bu hastalığa benim lâkaydim sebeb olduğunu söylemek tedir. Onu bilmem, fakat bu kadının bana ne derece merbut olduğunu, kendisinden ayrılırsam tahammül edemiyerek öleceğini pek iyi biliyorum. Bir kadının ölümune sebeb olmak... Bir gene kızın istikbalini mahvetmek.. Birini kurtaramamak, ötekini felâkete sürüklemek... lşte ben bugün bu haldeyim. Sustu ve ben ağzımı açamadım. O her şeyi anlayor, takdir ediyordu. Vicdanının ona benden daha iyi rehberlik etmekte olduğunu hissediyordum. Kalktı, yanımdaki iskemleye oturdu. Elıni omzuma dayayarak: Kendime kahredebilirim, fakat başkalarına fenalık etmeğe hakkım yok. Neclâyı bir daha görmıyeceğim; sana söz veriyorum Rıfkı... Bundan sonra Neclâ akşamlan erken gelmeğe başladı. Artık mektebinin olmadığı günleTde evde idi. Fakat son derece meyus ve son derece düşünceli... İhtiyar kalfa onun arada bir ağladığını da bana haber verdiği zaman gene ve tecrübesiz kalbinin bu kadar ümidsiz bir aşka nasıl kapıldığım anlıyamıyarak hayret içinde kalıyordum. Onu nasıl avutabilirdim? Ne ben ona Şefikten bahsetmiştim; ne ,o bana bu bahsi açmak cesaretini gösterebilmişti. Onümüz yaz olduğu için Bostancıya taşmdık. Orada uzak akrabalarımız, onların gene oğullan ve kızlan vardı. Neclânın bütün bir yaz, bahçede, denizde, sandalda, kırda onlarla gezip tozarak avunacağını ümid ediyordum. Bu ümidimin nekadar boş olduğunu bir iki ay içinde öğrendim. Esasen benim yanımda cebri nefsederek gülen, neşelenen Neclâ, kendi yaşındakilerin hiç bir âlemine ve eğlencesine iştirak etmiyor, bahçede bir köşeye uzaşünüyordu. Bir gün Şefik daireye geldi. Nekadar zayıflamış, ne kadar bozulmuştu. Titrek bir elle elimi sıktı, titrek bir sesle: V'edaa geldim, dedi. Öbür gün sabahleyin Ankaraya taşınıyorum. Fevkalâde müteessir oldum. Acaba Bu nakle biz mi sebeb olmuştuk? Ona uğurlar ve hayırlı işler temenni ederken: Karın, dedim. O nerede? Gözleri dolmuştu. Acı hakikati bu gözlerden anladım. Ayağa kalktı. Elimi sıkarken: Sana verdiğim sözü yerine getirmiş olduğumdan eminsin, değil mi? Diye sordu. Başımı salladım ve teşekkür ettim; gitti. Üç dört gün sonra kalfa, beni köşkün kapısında karşılayarak kulağıma: Beyefendi, dedi. Neclâ Hanımın bir hazırlığı var. Bir bavul buldu; en lâzım olacak eşyasını yerleştirdi. Dün de, bugün de yalnız başına sokağa çıktı. Köşke akşam üstü döndü. Mutad hilâfına, doğruca onun yatak odasına çıktım. Içeri girdiğim zaman Necçamaşırlarını devşirirken buldum. Biraz müteessir, fakat sakin olmaya çalışarak: Nereye gidiyorsun kızım? diye sordum. Başını çevirdi. Iri elâ gözlerini gözlerime dikerek: Ankaraya gitmek istiyorum baba... Bir kaç gün teyzemde kalacağım. Izin vermez misiniz? Bu seyahatten pişman olmayasın?. Hayır, zannetmiyorum. Çünkü iki buçuk aydır, burada, çok düşündüm ve kararımı verdim. Yüzüne baktım; gözleri dolmuştu. Bana istirhamkâr ve muti bakıyor, benden izin bekleyordu. Ağır ağır uzanan elime sarıldı. Gözyaşlarile ıslatarak öperken: Bahtiyar ol • • ».(j;,,»V,;l^:TT, '• > •!' Bu hafta: Dans görmek ve dans etmek istiyenler için Lokantadan çıktıktan sonra saate baktım; vaktimiz vardı; daireye yanm saat sonra gidebilirdik. Ağır ağır tramvay yoİunu takib ederken Raifin koluna girdim: Allahaşkına Raif; dedim. lkidir so»acağım, unutuyorum. Şefikle aranıza kara kedi mi girdi? Demin lokantada dikkat ettim. Yanımızdan geçerken gene aşinalık etmedin. Halbuki adam beni selâmlarken sana da dikkatle baktı; muhakkak gelip bizim masaya oturmak istiyordu.. Raif sesini çıkarmadığı için ilâveye lüzum gördiim: Senin de benim gibi kırk yıllık mektek arkadaşın... Benden çok sevdiğine de emmim. Ne oldu size? Bu sefer Raif içini çekti; yolda bir saniye durdu. Yüzüme baktı: Peki söyliyeyim azizim, dedi. Şe fikle benim aramda değil, senin aranda çok şey geçiyor. Fakat sen haberdar değilsin. Hatta bir sen haberdar değilsin; herkes biliyor ve görüyor. Sana bunu benden başka haber vermek isteyen daha üç beş arkadaşın vardı, ama cesaret edemediler. Mademki bahsini açtın. Ben söyliyeyim: Kızın Neclâyı sık sık, sağda solda, sinemada, pastacıda, Ada ve Boğaz vapurlarmda Şefikle başbaşa görüyoruz. Eğer Şefik hâlâ evli olmasaydı aralarındaki yirmi beş, otuz senelik yaş farkına rağmen onun Neclâ ile bu derece yakınhğmı tehlikeli görmezdik; ama biliyorsun ki kadın ayrılmak istemiyor. Daha doğrusu, galiba Şefik de bırakmak niyetinde değildir. Bu vaziyette Şefikin senin kızına karşı hüsnüniyetle hareket etmediğine kailiz. Bunu bir iki defa kendisine söyleyen de oldu. Aldırış etmedi. lşte bundan dolayı Şefikle dostça konuşmaya artık tahammül edemiyonım. Mesele bu azizim.. Seni ve kızını sevdiğim için bunları söylediğime şüphe etmezsin, değil mi? Bu sözleri işitince o kadar şaşırdım, ki Raif farkına vardı ve beni tesliyeye, herşeyin yoluna gireceğini temine çalıstı. Ta mülkiye idadisinden arkadaşım Şefik ve on dokuz yaşındaki kızım Neclâ!I. Acaba doğru mu? Ben karım öldükten sonra bir yaşında elimde kalan Neclâya hem babalık, hem analık yaptım. Onu bu yaşma kadar büyüttüm; onun ezilmemesi için yeniden evlenmek üzere öniime çıkan en iyi fırsatlan reddettim ve hâlâ onu bir çocuk telâkki ediyorum. Fakat... Raifin ne kadar dost ve bana nekadar yakın olduğunu da bilirim. Neden yalan söylesin? Akşama kadar güç sabrettim. Daireden çıkar çıkmaz eve gittim. Neclâ, henüz mektebden dönmemişti. Her akşam bana: Beyefendi, Neclâ artık koca kız oldu. Biraz kulağını bükün de böyle geç kalmasın... Şeklinde ihtarlarda bulunan ihtiyar ve gajı'ınıııyaılr «ıuücufcrfıydra'um. ' ı>ecıa, l>«nden bir saat sonra geldi ve heT zamankinden daha hararetli, daha sevimli, daha cana yakın bir heyecanla koşarak boynuma atıldı; beş yaşındaki hoppalığı ve hafifliğile dizlerinin üstüne oturduğu zaman guya kızgm ve tevbihkâr: o Nerdeydin? diye sordum. Nerede olacağım, gene iki arkadaşla sinemaya gittik. Ne giizel bir filim vardı baba!.. Ve bana filmi anlatıp bitirdikten sonra artık ona aşkının tehlikesinden, sevdiği adamın evli olduğundan, yaşlan arasındaki farkın da hiç bir rabıtaya miisaid olmadığından bahse imkân bulamadım. Ertesi gün daireden erken çıktım ve Şefiki Sirkecideki yazıhanesinde buldum. Masasının önündeki koltukta bu eski ve yaşlı dostu bu defa biraz daha dikkatli tetkik ettim. Yüzündeki çizgiler ona manidar bir ifade veriyordu. Meyus bakışlan, kır saçları, geniş omuzlarile uzun boyu cazibeli idi. Onun hâlâ kadınlar üzerinde müessir olabileceğine hükmettim ve ziyaret maksadımı derhal ifadeye başladım: Şefik, dedim. Bana kızım Neclâ ile sık sık dolaştığından bahsettiler. Sen evlisin ve karmdan ayn yaşadığın halde onu bırakmak niyetinde de değilsin. Bu ciheti hiç araştırmasak da olur. Fakat Neclâ henüz çocuktur ve ben onun bir müddet daha çocuk kalmasını isterim. Seninle biz galiba bir yaştayız. Bu vaziyette senden kızımın istikbalini diişiinmüş olmam beklerim. Maamafih benim tanıdığım Şefik bunu düşünmemezlik de etmemiştir. Şefik bir müddet cevab veremedi. Önüne baktı; belli ki heyecan içindeydi. Neden sonra dedi ki: Rıfkıcığım, bana gösterdiğin itimada teşekkür ederim. Ben bugüne kadar senin bu itimadını suiistimal etmedim. Ancak, eğer kızım sık sık görmek ve sık sık onunla başbaşa kalmak bir günah idiyse emin ol ki bu günahı elimde olmıyarak BÜYÜK MÜJDE, Bugünden itibaren Şehzadebaşı T U R A N sinemasında MEVSİMİN 2 BÜYÜK ŞAHESER FİLMİ BU AKŞAM M E L E K sinemasında Amerikada en çok dedikodu çeken ve romanı bütün dünyada 5 milyon nüsha satılan Dans Kral ve Kraliçesi FRED ASTAİRE ve GİNGER ROGERS En son varattıkları bütün modern dansları 1BÜYÜK DANS 2 HİIMDLİLER GELİYOR 15 devre, 30 kısım Bu filmde sizlere 1940 senesinin en güzel ve modern 9 yeni danslarını ovnuyorlar. Danslı ve musikili büyük filmleri. Şimdiye kadar misline raslanmamış büyük sergüzeşt filmi JOHN MACK BR0WN Amerikalılarla kızıl derililer arasında geçen korkunç ve sonsuz mücadeleler. Heyecan, dehşet ve macera ile dolu film. Telefon : 22127. Matineler 11 den itibaren başlar. DİKKAT: Perşembe ve Cuma toplu aileler için tenzilâtlı fiatlar. GELECEK PROGRAM : SAHRA YILDIZI Aşkveihtirasfilmi 16 mart Curoartesi akşamı SES KRALİÇESİ HAMİYET YÜCESES ve Saz arkadasları. Gedikpaşa A Z A K sinemasında Bugünden itibaren 1KAPLAN KRALiÇE KATHERİNE HEPBURN ve GARY GRANT'ın 2MASKELi VATAN Hainleri DİKKAT: THOMAS DİX0N'un heyecanla dolu macera filmL En son yarattıkları harikası Pazartesi ve Salı halk günleri ve Perşembe ve Cuma konbine bilet günleri. Baş rollejrde: Pangalh A KI N Tarzanın intikamı Türkçe sözlU attığı GITTA ALPARRİN yarattığı Sinemasında R 0 S A L İ N D R 0 B E R I R U S S E D 0 N A T Harikulâda heyecanlı ve müstesna bir mevzuu olan bu film sinemacılığın şaheseridiıv İlâveten: METRO JURNAL. D İ K K A T ; Bu akşam için L O C A kalmamışhr. Numaralı verleri evvelden aldırınız. T e l : 40868 îlâve olarak: Son dünya haberleri Gündüz ve gece 8,45 te 2 fîlim birden CASUS AŞKI • Matinelerden it baren Sinemada : Tel : 21359 FERAH Bugün ÇEMBERLITAŞ Sinemasında Telefon : 22513 Tektaş pırlanta Kolye Emniyet Sandığı tarafından perşembe günü saat 1 4 te Sandalbedesteninde tek taş bir pırlanta kolye sattırılacaktır. SABAHSIZ BİR AŞK GECESi Sevenlerln, sevlşenlerln fllml Senenin en büyük en muhteşem eseri CHARLES BOYER İRENNE DUNNE FERAH'da Yıldırım Geçlik ÇEMBERLiTAS'da Bu emsalslz filme ek olarak Hiç bir fedakârlıktan kaçınmıyan daima en heyecanlı ve en iyi filimleri göstermekle şöhret kazanan sinemamız METRO GOLDWYN MAYER filım şirketinin bu mevsim için çevirdiği ve büyük artist M E L V Y N DOUGLAS'ın fransızca sözlü en güzel filimlerinden biri Gangsterler Mümesslll : MICHEL MORGAN Gelecek program gene her 2 sinemada DON KAZAKLARI Şirin, giizel ve sevimli Ispanyol artisti Imperîo Argentina nin TUrkçe sözlü, Ispanyolca şarkılı Melvyn Dougl; Florence Rice iper filminin gördüğü fevkalâde rağbet hasebile Baş Tollerde: BEHÇET RONA SUMER Müdiriyeti bir hafta daha göstermeğe karar vermiştir. SiNEMASI ölüm ve ateşle karşı karşıya... Heyecan ve korku ile yüz yüze... Büyük Gangster filmi... C Ş TOSUN PAŞA Seanslar: 2.30 4.30 7,30 ve 9,30 dadır. Daima en büyük yıldızlar toplayan... Her zaman eşsiz harikalar sıralayan... Hergün zaferden zafere koşan Beşiktaş SUAD PARK sinemasında Kızgın çöllerin esrarlı hayatı... Dunya destan ve efsanelerine karışan ıssız sahraların korkunç sırları... Büyük ve yuksek bir aşkın heyecanlı romanı... 10,000 lerce figüran Emsalsiz bir temsil heyeti, gözler kamaştıncı lüks ve ihtişam dolu sahneler. mestedici müzik Herkesi coşturacak orijinal Arab havalan. senenin en fevkalâde eseri: BUGÜN Matinelerden itibaren A Y Ş E filmi ayni zamanda ve yalnız PERŞEMBE akşamına kadar T A K S İM sinemasmda çösterilecektir ALKAZAR Sinemasında başlıyor. Tel: 42562 L A L E ILK MILLI SAN'AT MUCİZEMİZ İSTANBULDA ,~ lli artistimiz C A H İ D E'nin H O L İ V T D s i n e m a l a n tarafından apğaje şayialarma sehebiyet verecek kadar harıkulade bir m u v a f f a k i y e t kazandığı, EMİL Y A N N İ N G S'in meşhur filmine T ü r k i y e d e n cidden şaheser bir nazire olarak yaratılan YARIN AKŞAMDAN İTİBAREN Haftanın... Ayların... 940 senesinin hiricik süper filmi olan Hatta Türk matbuatının daha üstün bulduğu İstanbul halkını derinden derine ürperterek saatlerce sarsıp ağlatmış gösterecek Bu şaheser bütün dünyada güzelliğine eş; kudretine rakib olmayan güzel DANİELLE DARRİEUX'nün Şeref ufuklarını dar bulan en büyük bir zaferdir... Numaralı verlerinizi simdiden kapatmız. T e l : 43595 MİLLÎ ve ALEMDAR sinemalarmda bugünden itibaren başladı. DİKKAT: Izdihama meydan verilmemek üzere biletlerin behemehal seans vakitlerinde alınması rica olunur. ŞEHVET KURBANI olan bugünkü hayattan çıkarılmış