ÎO ŞuSal 1940 CUMHURfYET *• Kâdiseler arasında Fransız sosyolojisi son günlerde iki ne gibi tesirler altında yaşıyorlar? lktısaırhan vapuru, malum şekilde Amühim uzvunu kaybetmiş bulunuyor. Te diyatın, maneviyat ve ahlâkıyatın, edebilanya sulannda karaya oturdu. fekkür tarihimiz ve aktüel fikir cereyan yat ve bediiyatın içtimaî şekillerle münaSonra da, kurtarılarak Istanbula larımız itibarile çok yakından bağlı ol sebeti, ırk ve iklim, bu avamilin cemiyeduğumuz Fransanın bu iki kaybı, dola te, cemiyetin bu avamile karşı mevkileri, getirildi. Kazanın mes'uliyeti etrafında, yısile, Türk fikir âlemini de alâkadar et ve nihayet milletler ve devletler nasıl te gazeteleıde, dedikodular dolaşıyor: İlk mektedir. şekkül ediyor? Hulâsa bir takım mesele tahkikat heyeti kazadan kimseyi mes'ul Filhakika umumiyetle «Fransız içtima ler ki herhangi bir cemiyet ve memleket addetmemiş; bütün kaptanlar suçlu adiyat mektebi» ismile anılan Durkheim teki idare edici sımflar için... bilinmesi lâ dedilerek hepsine işten el çektirilmiş; o« Bir kere ben Peyami Safanın dezımdır.» Daha son tomatik iskandil aleti eskimesin diye camuasır diği gibi Seylân çayı içirmiyorum. Millî cereyanınm ra zanaanın sosyai hştırılmıyormuş ve saire... Kazayı tahkika İktısad ve Tasarruf cemiyetinin hediye et mümessillerinden ve meselelerine temas memur edilen zatın kim olduğu gibi pek muakkiblerinden otiği memleket mahsulü olan Rize çayını ediyor: «Diyelim ki basit bir şeyi bile tahkik edemiyen biziçiriyorum. Sonra masraf öyle dendiği lan Paul Fauconnet bir Türk Arab me lerin böyle teknik işlerde daha büyük kadar çok değildir. Talebe başma 15 ku ile G. Bougle dir. Ev seîesi yoktur. Fakat hatalar yapabileceğimizi kabul etmemiz velkısi 1939 içinde, Atîna 9 (a.a.) Atina ajansı bildi halinde kalacaksak, buna, sulhta kalma ruş...» lâzımdır. ikincisi de bir kaç gün evvel ölmüş bu şu muhakkaktır ki bir Arab, bir Türk cerîyor: mayı tercih ediyoruz. Şimdiye kadar, biEğer bu sözler yalnız bir gazetede çıkV'apurun oturmasmdan elbette, az çok, miyeti vardır.... Bir Türk Arab meselelunuyorlar. Başvekil Metaksaa, dün oğleden sonra, ze şerait değil, fakat Allah yardım ettiyse mif olsaydı mubbir arkadaşın duyduğunu mes'ul biri vardır. Bu mes'uliyeti ancak münakaşadan Bunlardan Fauconnet, 1874 te doğ sinin mevcud olmadığmı Belgrad ve Selânik'ten Atina'ya dönmüş bu yardıma lâyık olduğumuz için etti. yanbş hatırladığına hükmederdim. Başka muş, 1897 de lise felsefe hocalığile mes ziyade Türkler, Arablar, Arnavudlar, mütehassis olanlar bulup meydana çıkave halk tarafından büyük tezahürlerle Belgrad'daki faaliyetimiz, muvaffaki yerde değil, dünkü Cumhuriyet'te de bu lek hayatına atılmış, 1907 de Toulouse Ermeniler, Rumlar ve Bulgarlann içtimai rabilir. Münakalât Vekâleti, şüphesiz, gekarşılanmıştır. yetle tetevvüc eyledi. Bu muvaffakiyet, sözleri okuyunca doğruluğundan şüphem Üniversitesine, 1921 de de Paris Üniver şeraitini tetkik etmek muvafıktır.» Niha micilikte ihtısas sahibi bir heyete bu mesMetaksaa, Selânik'ten hareket etmeden benim muvaffakiyetim değildir, bu mu kalmadı. Seylân çayına aid cümlemi bura sitesine tayin edilmiştir. Sarfettiği ilmi yet şu neticeye vâsıl oluyor: «Memleke uliyeti arattırmaktadır ve kazanın asıl mesevvel, Selânik Belediyesi tarafından şere vaffakiyet bütün Balkan devletlerinin mü da hatırlatmama izin verfniz. Demiştim ki: mesainin merkezi bilhassa ceza hukukuna timizde her şeyin iyi ve doğru bilinmesi ulünü bulup meydana çıkaracaktır. Sonra, fine verilen ziyafette, Belediye reisinin messiüerinin muvaffakiyetidir. Çünkü biz «Üniversite Rektörlüğü, Çinin, Hinduta aid sosyolojik meseleler olup orijinal fı arzusile vücude gelmiş olan bu sahifele şurasını da unutmamak lâzım gelir ki yalefkârı nız ısk THI aletinin değil, daha birçok •özlerine cevaben irad ettiği bir nutukta ler ispat ettik ki milletlerimiz ayn ayn nın, Seylânın bütün çay mahsullerini, sa kirlerini ihtiva eden eserinin ismi «La rin (yani Bougle tercümesinin) dahi olsa, gerek coğrafî ve iktısadî ba bah akcam günde iki defa toplanb yaezcümle demiştir ki: respousabilite Mes'uliyet> tir. Bundan umumiyeyi tenvire hizmet edeceğinden modern juetlerin mevcudiyetine rağmen kımdan, gerek tarih bakımından bir kül parak talebelere ikram etse, günde iki k^zalar olur. En yüksek denizci milletlebaşka Büyük Ansiklopediye bir başka ümidvarım.» « Çetin zamanlar geçiriyoruz. Bazı teşkil ediyonız. Çünkü Balkan devletleriOtuz senelik bir fasıladan sonra Fran rin en yeni gemilerinde bile kazaların anlar oldu ki harb badiresine sürüklen nin, asırlardanberi «üren müşterek bir ta defa onların derdlerini dinlese, gene, sem arkadaşile birlikte yazdığı «içtimaiyat> sız müellifinin ölümünü andığımız bir önüne geçilemiyor. Daha geçen gün Akmek tehlikesi üzerimize çökmüş bulun rihi ve müşterek bir medeniyeti vardır. bolik hararetini bir çay fincanından alan maddesi de, orijinalite itibarile mühim günde Osmanlı lmparatorluğunun müz denizde motörlü bir ltalyan vapurunda du. Bizi kurtaran, başı öne iğik yaşa Bağlarımız, Belgrad'da daha ziyade sıkı bu temaslardan öğreneceği şey, geçen se dir. Bu son eseri, Haydar Rifat tarafınmin meselelerinden birini sosyoloji ışığı infilâk oldu ve yangm çıktı. Halbuki bu maktansa başı dimdik ölmek kararımız laşmıştır. Hiç bir diğer devlete fenalık nekinden, evvelki senekinden, daha ev dan Sosyoloji ismile türkçeye tercüme edilmiş bulunuyor. Zaten bundan başka ile tenvir etmeği düşünen Mustafa Suphi gemide, yangına karşı en yeni koruyucu olmuştur. Sonuna kadar harbden masun yapmak, kimseyi rahatsız etmek istemi velki senelerdekinden hiç farkh olmaz. da türkçeye nakledilmiş eserini tanımıyo nin zihniyetini ve »onradan gerek Os ve söndürücü cihazlar ve tertibler alınkalabileceğiz demiyorum. Bunu arzu edi yoruz. Bilâkis Balkan Antantına iştirak Çünkü yıllardır, talebe, veliler, matbuat, rum. Fakat mecmualarda sosyoloji ile a manlı lmparatorluğunun, gerek kendisi mıştı. Buna rağmen, bir motör patlamayorum ve bunun için bütün gayretlerimi etmiyen Balkan devletlerine ve Tuna hav tek gırtlak halinde bar bar bağınyor: lâkadar muharrirlerimizin ondan mül nin uğradığı hazin akıbetleri, Türk tefek sının ve geminin tamamile yanıp batmasarfta devam edeceğim. Fakat yalnız şu zası devletlerine kapımızı açık bulundu Programlar bozuk, kitab yok, talebe yurdhem neşriyatlan şüphesiz müstesnadır. kür tarihini tefekkür edecek olanlara bı sının önüne geçilemedi. Tırhandaki otorasınl teyid edebilirim ki badireye sürük ruyoruz. Bu suretle sıkı bir halde bağlı lan şart, ecnebi hocalar faydasız, v.s, Bilhassa liselerde tedrîs edilen içtimaiyat rakalım. Mühim olan nokta, henüz matik iskandil aletinin, kaza esnasında lenmekten masun kalamazsak bile, bu olarak, fırtmayı karşılamaya ve sulha mu v.ı...» derslerinin ceza hukukuna aid malumatı, Durkheim'den mülhem sosyolojik neşri kullanıhp bullanılmadığını bilemiyoruz; Bu sahrlardan ve bütün yazımdan çıbadireden herkerin hürmetini isteyebile zaheret etmeye, fakat ayni zamanda millî Fauconnet'nin fikirlerinden alınmıştır. yatm sistemli surette başlamasından çok fakat kullanüsa dahi, bazan, öyle ahval cek insanlar gibi çıkacağız. Çünkü bizzat mevcudiyetimize ve millî istiklâlimize da kan mana, çay sohbetlerinin Üniversite Bu bakımdan orta ve yüksek tedrisatımı önce, onun bir arkadaşının eserinin bizde ve şerait olur ki gene kaza olur. Eğer, biz, şeref ve haysiyete tam olarak hlirmet ima hürmet edilmesini taleb eylemeye derdinde şifa verici bir tesirden mahrum zın bu Fransız sosyoloğuna olan borclu tercüme ve neşredilmesidir. Bougle'nin denildiği gibi, alet kullanılmamışsa, bu olduğunu anlatmakh. Çünkü talebe, veediyoruz. Çünkü. yerde süriinerek «ulh, karar vermiş bulunuyoruz.» bizim için bir başka hususiyeti de, vakit da, mes'uliyeti mucibdir. luğunu kaydetmek isterim. liler, matbuat her sene ayni ihriyacları uııııımııııııııınııııııiiNinilllllllltllllinillllinillllllllıııiNiıııuıııuH»,,,.... Denizlerde, her gün kazalar olur. BunFakat memleketimizin fikir hayatına vakit Balkan memleketlerini gezerek kontekrarlayorlar. (Bir gün evvel Tan gazeferansçılık yapmasıdır. Nitekim 1924 sı ların mes'ulleri bazan insanlar, bazan da tesinde de bu fikir çıkmıştı.) Ister Sey yaptığı tesir itibarile Bougle Fauconnet ralarında Üniversitemizin konferans sa tabiattir. Mes'ulü, bitarafane araştınp bu den daha mühimdir. 1870 te doğan ve lân'dan, ister Rizeden gelsin, çay, o ya1890 da meslek haya'ına atılan bu Fran lonunda iki içtimaî mesele üzerine musa mak, tahkik heyetlerinin vazifesıdır. Llzımda bir derde koşturulan devanın kisız sosyoloğu, Almanyada bir tetkik se habe yaptığı ve hararetli bir alâka uyan verir ki kaza karşısında lâkayd kalınmafayetsizliğini anlatan bir sembolden başyahatine çıktıktan sonra (Almanyada İç dırdığı malumdur. Türkiyede, Fransız iç sm ve mes'uliyet yerini değiştirmesın. lırka bir şey değildi. (Yukanki cümleden timaî llimler) i neşretti. Muhtelif üniver timaiyat cereyanlanna karşı olan alâkayı han kazasında böyle bir şey olmıyacagıde bu anlaşıbyor.) Rektör anlamamıs. sitelerde profesörlük yaptı ve 1907 de kendisine göre çok tabiî ve sempatik bu na, Münakalât Vekili Ali Çetinkaya «ıbı Üniversite çayının Rizeden geldiğini, MilSorbon'un «içtimaî iktısad> profesörü ol lan Bougle, neşriyatında sık sık Türk ce titiz ve dürüst bir Vekilin mümtaz î^ıısılî Tasarruf cemiyetî tarafından hediye du. Bir kaç sene evvel rahatsızlığı dola miyet hayatına temas eder, misaller geyeti en büyük garantidiı. edildiğini söylüyor. Demek bütün Üni yısile Sorbon'u terketmiş, Yüksek Mual tirirdi. İlk defa İstanbulda verdiği kon Şunu da ilâve edelim ki Tırhanın oturversite davan, cayuı Seylândan veya Ri lim mektebi müdürlüğile kalmıştı. Huku feranslar vesilesile gördüğüm Bougle'yi ması teessüfe değer bir kaza olmaka bezeden gelmîş olmasındadır. Kitab, me kî ve siyasî içtimaiyatı alâkadar eden bilâhare 1930 da Pariste dinledim. Bir raber, üzerine çıktığı kayalardan kurtatod, hoca, laboratuar, staj, asistan, do eserleri içinde en mühimleri (İçtimaiyat Türk felsefe mualliminin konferanslarını nlması. daha ziyade takdire lâyık bir muAnkara 9 (Telefonla) GümrüklerBern 9 (a.a.) Sovyetler Birliği, çent, program, talimatname, talebe yur Nedir?), (Müsavatçıhk Fikirleri), (Kast dinlemesinden pek mütehassis olduğunu vaffakiyettir ki kazanın teessürü arasın<Je birikmiş olup bir kaç ay evvel hüku Almanyanın umduğu zahireyi vererek du meseleleri ya hiç yok, yahud ikinci ler Rejimi), (Kıymetlerin Tekâmülü).. söylerken ayni zamanda Türkiyedeki sos da bu cihet lâyık olduğu ehemmıyetle yoloji hareketleri hakkında da malumat metin emrile çıkartılıp piyasaya dağıtılan yardımda bulunmak şöyle dursun, bu za plânda. Bütün bunlara Rektörün verdiği ilâhtır. karşılanmadı. cevab her senekinin aynıdır ve »öyle hu5 milyon liralık Alman malı yerine Al hirenin, Almanya tarafından Avrupa ceBenim bildiğime göre Fransız içtima almak isteyordu. Karl Manc ile Durk Diğer taraftan bir mesele daha vard.r manyaya 5' milyon liralık ihracat yapıl nubu şarkisinde mübayaasına bile engel lâsa edilebilir: «Not aldım. Tetkik edi iyat mektebine aid neşriyattan ilk defa heim'i mukayese eden derslerinin bende ki benim asıl yazmak istediğim nokta butnası takarrür etmiştir. olduğu söylenmektedir. Filhakika, Carrere yorum. Çaresine bakacağiz.» dilimize tercüme edilen kitab, Bougle"nin bıraktığı intıba, talebelik hayatımın en unutulmaz hatıraları arasında bulunmak dur Türk denizcileri, ehliyet, liyakat, Almanlarla parafe edilen bu anlaşma del Teciruı gazetesinin Berlin muhabirine O halde çay meselesini konujalım. Bu dir. Filhakika 1911 sıralarında gene bir gayret hususlarında garb denizcılerınden lardan başka yeni bir anlaşma yapmak göre, nakliye vesaitinin çok fena şerait Rektör beni affetsin. Üniversite çayının Türk sosyoloğu, bu Fransız içtimaiyatçı tadır. Fauconnet'ye nispetle Bougle, muhiti aşağ, değildirler; fakat kazanclan onlaiçinde bulunması ve Finlandiya harbi, Rizeden geldiğini bilmiyordum. Rize ça sının «İçtimaiyat Nedir?» isimli eserini hususunda henüz hiç bir müzakere cereAlmanyaya vâdedilen malTarın teslimine yı içen bir Üniversite flmin ta tepesme' •güzel, hâkim ve kuvvetli bir türkçe ile mizde daha çok tanınmıştır. Muhtelif fel rınkinden çok aşağ.dır. Biz, denuc.lerı. yan etmemiş olduğu da anlaşılmıştır. sefe ve içtirtıaljo.1 mecmuaUnm^ja u' ,j ^ j ı... *^ı. . kitab, hoca, r 1 I .. . . . . . 7'n/<ı IrıtV"' nun cıuuıcnmn nuıasaıarı veya lercumecaret ajanlan da, Rumanya ve Yugos doçent, sınıf, metod ne lâsım? Rektör f ı . ,tetekkur tarıhırruzı yakından bunje leri görülür. En son olarak bizde neşredi murTarfa bir tutuyoruz. Halbuki on^ar lavyadaki zahireyi ve nakliye vasıtalannı bütün memlekete ve bütün dünya üni yenlerce meçhul olan bu Türk* mütercim, len iki eserile bir makalesini zikredelim: y üz binlerce liralık gem.lerde ag.r ma ağırlığınca altın mukabilinde elde etmek versitelerine, göğaünü gere gere sunu söy kültürü oldukça kuvvetli, fakat Harbi Bougle'nin bir arkadaşile birlikte tertib ve can mes'uliyeti alt.nda ubuıtl. daım leyebilir: «Biz cihan kültüründe irtifa rö Umumî sonlanna doğru ilmî mesaisini ettiği bir içtimaiyat antolojisi (İçtimaiyat bir mücadele halindedirler Zaman ohır tedir. 24 48 saat durup dınlenmeden, >e korunu kırdık; ilim şahikasının zirvesine siyasî fanteziler uğruna terkeden Mustafa Unsurlan) adı ile Kâzım Nami tarafın Almanyada doktorlara verilen eden içmeden, uyumadan azgın bir vardık; çünkü biz Rize çayı içiyoruz.» Suphidir. Mustafa Suphi, Bougle'nin ese dan tercüme edilmiş, Maarif Vekâleti taemir Rektör buyurmuş ki: «Masraf öyle rini tercüme ederken ne yaptığını ve ni rafından bastırılmıştır. (Içtimaiyattan İç h r t m ^ .öğüs gererler; hayatları da.mı Amsterdam 9 (a.a.) Havas ajansı dendiği gibi çok değildir. Talebe başına çin tercüme ettiğini tamamile müdriktir. timaî Aksiyona Geçiş) ismindeki bir ki bir tehlike içindedir. Bora, dalga, akınn, Ankara, 9 (Telefonla) Suşelıri kay bildiriyor: 15 kuruş...» Ben jöyle yazmıştım: «Bu Mütercim, bakınız, ne diyor: «Şu son za tabı da, hulâsa ve adaptasyon suretinde sis tipi sıglık. kaya, yangm, lımansızlık, makamı Kemal Çumraya, Koyulhisaı Alman sivil hekimleri, gıda noksanın çay toplantılarına yapılan az veya çok manlarda (mütercim 1911 sıralarını ka3 1925 te bizde pek buhranh bir münakasa s k i ^ maizemenin sebeb olduğu kazalar kaymakamı Sabri Mecidözüne, Reşadiye dan veya yiyecek maddelerinin kötülüdediyor) ulumu içtimaiyeden, şeraiti iç mevzuu olan Feminizm meselesi vesilesile ve ekserisi hurda gemiler, her şey onlakaymakamı Viranşehre, Şebinkarahisar ğünden mütevellid hastalık teşhisleri koy masrafla üç beş fakir Üniver$itelinin kar timaiyeden, muhiti içtimaiden.. o kadar ve «Anadolu mecmuası, 1926, sayı 11, nn yenmeğe mecbur olduğu çeşıd çe« d kaymakamı Halil Arabkire, Niksar kay maktan menedilmişlerdir. Gestapo ajan nı doyurulsa daha iyL» Bu cüraledeki bahsolundu, bu zavallı kelimeler o kadar 12» de tanıtılmıştı. Nihayet Fransız hu orluklar ve düşmanlardır. Hayat bu » « makamı Şekib Lâdike, Alucra kaymaka ları hasta kıyafetine girerek doktorlan «az veya çok» tabiri şu demektir: «Az suiistimallere uğradı ki, bu gün ciddî bir kukçularının sosyolojiye karşı olan alâka cadeleden ibarettir, sözü, b^ım «ın. b « mı Nureddin Darendeye, Viranşehir kay kontrol etmektedirler. Birçok Almanlar olsun, çok olsun, mesele orada değil.» eser vücude getirmek isteyenler bu «içti larını ve bu alâkanın sebeblerini izah defa doğru ise denizciler ıçın b.n defa makamı Emete, Aşkale kaymakamı Ne doktorlara müracaatle, erzak vesikaların Rektör bunu da anlamamıs, çayın talebe maî» tabirlerini kullanmaktan mümkün eden bir araştırması tarafımdan tercüme doğruduf. Türk denizcileri, tam b.r ^ecati Reşadiyeye, Yıldızeli kaymakamı Hil da yazılı olanlardan fazla gıdaya ihtiyac basına 15 kuruşa mal olduğunu gazeteler olduğu kadar ihtiraz ediyorlar. Filvaki, ve (İ3tanbul Baro mecmuası) nin son sa ragat ve fedakarhkla çal.şıyorlar. K « » n c " mi Suşehrine, Çumra kaymakamı Feyzi gösteren rejim raporları almak istemiş le ilân ediyor. Rize çayının kültürel hp.s herhangi bir ilmin liyakatsiz fikirlere, sa yısında neşredilmiştir. Fikir hayatımızm an çektikleri zahmetler ve atlatt.kları Koyulhisara, Mecidözü kaymakamı Şe lerdir. Alman matbuatı, bütün bu taleb salarım düşünürsek 15 kurus, sudan ucuz! lâhiyetsiz kalemlere mal olması bir dev son merhalesini araştıracak olanlar, bu tehlıkelerle asla mütenasıb degıld.r. On (Artık Rektörün anlayabileceği bir ifa rei felâkete girmesi demektir. Halbuki bin Karahisara, Darende kaymakamı Ke lerin reddedildiğini yazmaktadır. gün artık içtimaiyat tarihinin malı olan lan böyle çahşt.ran, aldıklar. beş on ku deyle yazıyorum.) fiziyoloji insanlann vazaifi uzviyelerile bu iki Fransız sosyoloğunun, bizdeki te lim Alucraya nakledilmişlerdir. değil, hizmet ve meslek aşkıdır. r a IU9 Yunan Hariciye müsteşarı Fakat bu bahsin en eğlenceli tarafı, nasıl meşgulse «ilmi içtimaî» de insan sirlerini daha iyi aydinlatabilirler. L t kazanclarile hizmetleri arasındakı nısEbe Naciyenin mahkumiyeti gene bu Rektörün bir sabah gazetesine lardan mürekkeb cemiyetlerin şekillerile petsizlik devam ederse, denızc.lık pek az Kahireye gitti Ziyaeddin Fahri benim şahsım hakkında •öyledikleridir. öylece meşgul ve alâkadardır. Cemiyetler cazib bir meslek olaeak ve kıymetU detemyiz edildi Atina 9 (Hususî) Hariciye müsMuharrir soruyor: nizci bulunmaz olacaktır. teşarı Nikuludis bugün tayyare ile KahiAnkara 9 (Telefonla) Dr. Mehmed Ne dersiniz ? Peyami Safa günün Denizciliğin bir ihtısas isi olduğunu goz Aliyi, oturduğu otelin odasına alarak ta reye hareket etmiştir. Nikulidis'in Kahibirinde Maarif Vekili olursa? önünde tutarak denizcilerimiz. terhh etbancasile öldüren Ebe Naciye hakkında rede Mısırla Yunanistam alâkadar eden Muharririn ifadesile: «Cümle ağzımdan Ankara Ağırcezasınca verilen 6 »ene adi meseleler hakkında müzakerelerde bulumeliyiz. çıkar çıkmaz Rektör ateş püskürüyor: hapis kararı Müddeiumumilik tarafından nacağı haber veriliyor. «Asla, diyor, asla! Türkiye Cumtemyiz edildi. Suriyedeki Fransız ordulan başkumandanı General Weygand'ın Mısırda bulun huriyetinde âli tahsfl görmiyen bir kimse Ticaret müdürümüzün yeni ması münasebetile Nikulidis'in seyahatine ne Universiteye profesör, ne de Maarif Vekili olabilir! Böyle bir şey olursa bühususî bir ehemmiyet atfediliyor. vazifesi tün Üniversite isyan eder!» Ankara 9 (Telefonla) Ingiltereye Millî ticaretimizde vahdet temini, bilAnkara 9 (Telefonla) Istanbul Paris 9 (a.a.) Polonyanın Alman Bir nahiye müdürünü Eyvah!.. Demek şimdi ben Maarif Ve memleketimizden külliyetli miktarda tüMmtaka Ticaret müdürü Avninin Teşkiişgali altında bulunan kısmında Alman hassa ithalâtta en müsaid şekilde mübayaraladılar kili, hatta Universiteye profesör olmaktan tün almak üzere gelen mümessiller alâlâtlandırma Umum müdürlüğüne tayini makamlan nisana kadar Almanyaya bir yaat yaparak bunun gene müsaid şartlar Geyve (Hususî) Buraya bağlı Pa da ümidimi kesmeliyim. Bütün o maarif kadarlarla temas etmişler ve istedikleri milyon Polonyalı ziraat amelesi nakledil içinde satışa arzedilebilmesi ve döviz teyüksek tasdikten çıktl. mukova nahiyesi müdürü, evinde oturur ve Üniversite aleyhine yazdıklarım boşa tütünlerin evsafı hakkında malumat ver mesine karar vermişlerdir. darikinde kolaylık için kurulmuş olan İtTürk tngiliz ticaret ken haricden atılan bir kurşunla yaralan mı gitti? Hiç olmazsa bir doçentlik de mişlerdir. Öğrendiğime göre, esasen memFrankfurter Zeitunga göre bu tedbir, halât Limited şirketlerinin hep birden itmıştır. Yapılan tahkikat neticesinde, bu vermiyecekler mi? Kime gitsem, ne yap leketimizde faaliyette bulunan bir Ame 1940 senesinde memleketin ziraî mahs'j halât birlikleri haline ifrağı devletce kaanlaşması işi yapanın lskeçeli Ahmed oğlu Hilmi sam, derdli başımı nereye vursam?.. Ben rikalı tütün sirketi İngilizler hesabına da bul olunmuştur. Ticaret Vekâletince buLondra 9 (a.a.) Avam Kamarasm olduğu ve müdürün vazife dolayısile ken zanendiyordum ki İstanbul Üniversitesin piyasamızda istedikleri miktar ve evsafta lâtını artırmak gayesile alınmıştır. Ziraî istihsalât amelesizlik yüzünden ciddî su nun için bir nizamname hazırlanmaktada, Türkiye ile yapılan ticaret anlaşmala disi hakkında yaptırdığı takibattan muğ de değil, hem de Sorbonne Üniversite tütün almağa memur edilmiştir. dır. rette azalmak teh!ikes<ne maruzdur. nna dair sorulan bir suale Denizaşırı Ti ber olarak intikam almak istediği anlaşıl sînde bile en yüksek ilim yapesini almak Yeni teessüste limitedlerde olduğu gibi caret Nazırı Hudson aşağıdaki cevabı ver mıştır. Hilmi tevkif edilmiştir. Müdürün için diploma değil, liyakat şarttır: İşte Moravyada feyezanlar Mağazalar kapandt ithalât maddelerine göre değil gruplara miştir: Belgrad 9 (a.a.) Moravya vadisinyarası ağır değildir. Fuad Köprülü! Şimdi öğreniyorum ki Paris, 9 (a.a.) Krakova'daki Alman göre teşkilât yapılacaktır. Meselâ şimdi « Türkiye ile lngiltere arasında 3 meşhur âlimimizin İstanbul Üniversitesin deki feyezanlar gitgide vahim mahiyet al makamlan bütün mensucat mağaza ve ayn ayn üç limited olan demir, bakır ve Polonyadaki ihtiyat erzak den aynlması, diploması olmadığı için maktadır. 9 köy tamamile su altında kalşubatta imzalanan yeni ticaret ve tediye depolarını kapatarak yün ve pamuk men teneke ve kalay ithalât tacirleri bir tek mukaveleleri, Türk tngiliz ticaretini tan Paris 9 (a.a.) Polonya hükumeti bütün Üniversitenin isyan etmesindendir. mıştır. Sava nehri üzerinde buzlar erimeğe sucat alım ve satımmı menetmişlerdir. demir grupu birliği teşkil edeceklerdir. zim eden eski anlaşmaları tarsin eylemek istihbarat merkezi, işgal altında bulunan Maarif Vekilleri arasında da bazı diplo başlamış olduğundan buz kütlelerini köpTüccarîara mallarının miktarını gösteren Gaye, daha ziyade memleket menafiini tedir. Bu mukaveleler yakında meclise Polonyada mevcud erzakın, lüzumu ha masızlann niçin çekildiklerini şimdi anla rüler civarında parçalamak için tedbirler listeler ibrazı mecburiyeti tahmıl edilmiş himayedir. Limitedlere giren ithalâtçı ve alınmıştır. arzedilecektir. Iki memleket arasındaki linde Almanyaya gönderilmek üzere ka yorum. sanayicilerden malın haricden mübayaatir. ticaret münasebetlerinin mühim bir in yıd ve tespit edildiğini haber vermektesında asgarî fiatın tercih olunacağı, en Polonya harbine aid filim Ve gene şimdi anlayorum ki âli tahsil Tahtelbahirlerin Amerikan az navlunla naklolunacağl, devletce göski.şaf göstereceği ümid ediJiyor. Bu in dir. Erzak sahiblerinin, müsaade istihsal Berlin 9 (a.a.) «Polonya harbi» iskişafı kolaylaştırmak için Türk hükume etmeden mallannı satmaları yasaktır. Köy görmiyen Abdülhak Hâmid, bu Rektör mini taşıyan vesika filmi ilk defa olarak terilecek su'arma girmesi yasak edildi yacağı ve kâr nispetinin haricine çıkılmıgibi bir hukuk mezunu olan Florinah Natinin elinden geleni yapmakta olduğunu lüye ancak tohumluk buğday ve ekilecek icab ederse malın devletin emdün gece burada gösterilmiş ve devlet, Rio de Janeiro 9 (a.a.) Amerika rine amade tutulacağı hakkında taahhüdkadar patates ve pancar bırakılmıştır. Fa zımdan dsha aşaâı bir ş^irdir; âli tahsil biliyorum.> parti ve ordu erkânı hazır bulunmuştur. hlar bitaraflık komisyonu muharib dev nam" p''n»rıakta^ır. kat bu ihtiyat erzaka el sürmeleri yasak görmiyen Namık Kemal de, Tevfik FikGeneral VVeygand'ın Mısır tır ve aksi takdirde ağır cezalara çarptı ret de, Halid Ziya Uşakhgil de ondan aşa darSinema fotoğrafçıları en ön hatlara ka let denizaltılarının istisnaî ahval müstesilerlemişler ve keza tayyarelerde ve na olmak üzere Amerika emniyet mıntaBirlik azalart için kayıdlar ğıdır. Şimdi anlayorum ki âli tahsil gören rılacaklardır. daki temasları Yeni kurulacak birliklere bütün itha Ekrem König profesör olabilir, fakat ya harb gemilerinde yer almışlardır. Bu vesi kasma girmesini yasak etmiştir. Bu istisCenubî Afrikada yeni bir şasavdı Ziya Gökalp, âli tahsil görmedi ka filmi Alman ordularımn | eylulde hu naî ahval şunlardır: lât ve ihracat tacirleri girmeğe mecbur Kahire 9 (a.a.) Dün öğleden sonbulunacaktır. Esasen yeni millî iktısadı 'a Fransa evinde General Weygand şeği için sos v oloji kürsüsünden atılırdı, çün dudlan geçtiği andan itibaren Varşovada 1. Mücbir sebebler, fırka Hitlerin önünde yapılan geçid resmine koruma kanunu da bunu âmirdir. Tacirrefine eski muharibler tarafından bir kakü bütün Üniversite isyan ederdi. 2. Fırtınalar, Londra 9 (a.a.) Johannesburg'dan ler, birliklere aidat vereceklerdir. Tabiî 3Uİ resmi tertib olunmuştur. tşte bir çay fincanından çıkan hakikat kadar cereyan etmiş olan bütün harekâtı 3. Tamirat, bildiriliyor: göstermektedir. limited şirketlerde olduğu gibi birliklerde ler... Geceleyin Fransız elçiliğinde bir ziya4. Insanî sebebler. General Hertzog ve nasyonalistlerin !ifet verilmiş ve bu ziyafette General Wey deri Doktor Malan tarafından teşkil edilTürk gazetecüeri cepheye Anlaşılan, Rek'örün âli tahril dediği Bu suretle bitaraflık mmtakasına gir sermaye mevzuubahs olmıyacak ve limigand, Mısır Başvekili, Âyan ve Meb'usan miş olan yeni fırka, Kuruman'da yapılan şey de kitabsız, laboratuarsız, terimsiz, meğe mezun olan denizaltıiar bazı şart tedlerde tahdid edilmiş olan ortak miktan gittiler reisleri, Büyük Britanya ve Türkiye el kısmî intihabatta bir azalık kazanmıştır. me'ol'MT, yurdsuz, isti'Tar^'r ve insicamlara riayet edeceklerdir. Aksi takdirde birlikler için serbest olacaktır. Parı's 9 (a.a.) Türk gazeteleri müİthalât ve ihracat birliklerine girmemiş çilerile Ingiliz kuvvetleri kumandanı Ge Bu intihab, Smuts aleyhtarı fırkanm te sız bir Üniversitede bol bol Rize çayı içgemilerin musadere ve mürettebatının dürleri heyeti bu sabah ordular mıntakaolan tacirler ihracat veya ithalât yapa neral Wavell ve yüksek Fransız ve Ingi şekkülündenberi yapılmış olan ilk kısmî mektir! tevkif edilmesine kadar varan cezalara sına hareket etmiştir. Pazar akşamı Parimıyacaklardır. liz subaylan hazır bulunmuşlardır. çarpılacaklardır intihabdır. PEYAMİ SAFA se döneceklerdir. Yunan Başvekili Selânikte mühim bir nutuk söyledi Bir çay fincanındaki hakikatler 'ODf| ruVersite Rektörü, tekrar ediyorum, Üniversite Rektörü, (çünkü aşağıdaki sahrlan okuyunca inanmıyarak cümlenin failini aramak için yazımın başma bir daha bakmanız ihtimali vardır, tizi bn zahmetten kurtarmak için gene tekrar ediyorum:) Üniversite Rektörü, evvelki gün ;?zdığım fıkraya birkaç gazetede şu cevabı vermiş: CEMIYET MESELELERI Fransanın iki kaybı [HEM T NALINA M1H1NA ,1 Türk denizcileri «Çetin zamanlar geçiriyoruz. Sonuna kadar harbden masun kalabileceğiz demiyorum, fakat bunu arzu ediyorum» Yazan: Ziyaeddin Fahri Almanlarla yeni Rusya, Almanlara itilâfın mahiyeti erzak veremîyor Gümrüklerden çıkarılan Alman sivil doktorlarma 5 milyonluk eşya yerîne şayanı dikkat emirler mal verilecek verildi Felâket sahasmda U 3 Kaymakamların mühim kısmı kâmilen değiştirildi lngiltere namma bir Bir milyon PolonAmeıikan şirketi yalı Almanyaya tütün alacak naklediliyor İthalât tacirlerinden taahhüdname almacak