1 Ocak 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

1 Ocak 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

I îkiııcik£.auı^ 1940 CUMHURÎYET SON HABER Hâdiseıer arasınaa Derece şuuru DUSUNCELER İntihar devriyeleri Helsinki, 31 (a.a.) Salla cephesinde Rus topraklarına girerek Sovyet alaylannı yıpratmakta olan Finlandiya kayakçı kıtaatı huduttan 85 kilometre ötede Kandalaksa civarında harekette bulunmuşlardır. Finlandiyahlar Leningrad ile Murmansk arasındaki demiryolunu birçok noktalardan kesmişlerdir. Soğuklar artmaktadır. Soğuk sıfırın altında 30 dan fazladır. Binaenaleyb Finlandiya karargâhı böyle bir soğuk altında Rusların demiryolunu tamirde çok güçlük çekecekleri mütaleasındadır. Helsinki 31 (a.a.) Finlandiyahlar «intihar devriyeleri» ismi verilen hususî kayak devriyeleri ifadas etmiştir. Bu müfrezelere oensub olanlar demiryollarının raylannı koparmakta ve Sovyet kıtaatının taarruzuna maruz kahnca intihar etmektedir. Vazifeleri mümkün olduğu kadar fazk yol bozmaktır. Bu müfrezeler, meşhur Lâvrence'in Umumî Harbde şark bölşelerinde demiryollarını bozmaya memur edilen Arab müfreze lerini hatırlatmaktııdır. Bundan başka, ovalarını ve dağlarını mükemmel surettı» bilen Fin kayakçıları görülmemiş bir sfiıatte kaymakta, tasavvur edilemez atkmalar yapmakta ve hayatlarını bir anda tehlikeye koymak tadırlar. Bu gece intihar kayakçılarının Leningrad Murmans hattını üç noktadan bozmaya ve dizi halinde vagonları tahrib etmeye muvaffak oldukları öğrenilmi?tir. Bu yüzden Murmans da iaşe vaziyeti ciddî surette zorlaşmıştır. Sovyet demiryollarını tahrib etmek için Finler hususî kayak müfrezeleri ihdas ettiler İntihar devriyeleri nadolu toprağının altı servet, üotü sefalettir: Asırlardanberi bu toprağın altında bakır, kömür, krom, çinko, mermer, kurşun, belki petrol, belki altın yattı; fakat asırlardanberi bu toprağın üstünde görünen şey hastalık ve yoksullukru, muhaceret ve sefaletti, harbdi, isyandı, yağma ve talandı. Bugün bile, bütün Türkiyede 44 milyon 309 bin hektar toprağın ancak 11 milyon 682 sinkide saat 1 0 ile 1 1,30 arasında tehlikebini ekiliyor. Yani Türk topraklarının dört. işareti verilmiştir. Şehrin bir kısmının üs te üçii, altındaki büyük serveti üstündeki tünden 1 7 Sovyet tayyaresi bomba atma aç insan yığınlarından esirgeyerek, bomdan uçmuştur. Hava müdafaa bataryala boş ve kupkuru uzanıyor; toprağın altınn Rus tayyarelerine karşı ateş açmışlard'r. dan bugünkünün en az on misli bakır, Moskovada büyük bir harb krom, buğday, tütün bekleyenlere zelzele yolluyoa*! Danimarkada bir hektar araşurası toplandı Kopenhag, 31 (a.a.) National Ti ziden 33 kental buğday istihsal edilir; dendi gazetesinin istihbarına göre, Mos Türkiyede: 6. Beşte birden az. İnkılâbkovada mühim bir harb konseyi toplan dan evvel bu miktar çok daha sefiidi. mıştır. Bu konseye iştirak edenlerden ba Şimdi biraz buğday ihrac edebiliyoruz; zılarının Finlandiya tarafından teklif edi Cumhuriyetin ilânında büyük Türk şehirlen şartlar dahilinde barış akdine taraf leri Amerikan ve Rus unu yiyorlardı. tar oldulkarı bildirilmektedir. Diğer ba Fakat, hâlâ da bütün memlekette bir buzıları harekâtın ilkbahara kadar tehirini çuk milyon basit istihsal vasıtasına karşı ıstemişlerse de, ekseriyet Finlandiya ya ziraat makinelerinin sayısı 15 bin kadarbancı yardımından istifade etmeden taar dır ve 1 milyon 187 bin karasabana karruza mühim kıtaatla devam edilmesini ta şı eldeki demir pulluklann sayısı 211 bini geçmiyor. Anadolunun karabahtıru bu leb etmiştir. kara sabanda arayalım. A İHEM T NAL1N; MIH1N i Yeni "Müdafaai Milliye" Yazan: Fazıl Ahmed Aykaç Bütün dünyada sayısız felâket kaydederek geçen 1939, son sahifelerine bizim için de millî bir matem yazarak nihayetlendi. Esasen aylardır insanlık ve medeniyet namına içimiz kanıyordu. Asırlarca içinde musibetler tutuşmuş olan yurdumuzdaki yangınlan, hem ellerimiz, heıu gönüllerimiz yanarak söndürmüştük ve bütün gayretimiz vatandaşlara daha geniş ölçüde adalet, emniyet ve hürriyetle refah temini için döğünüyordu. Şu sebeble hududlarımız dışında gördügümüz ateşler karşısmda dahi çok duygulu idik. Bir yandan ana yurdu bu sirayetlerden korumak için savaşıyorduk. Bir yandan da mezbahalara sürülüp boğazlanan hak ve istiklâl mefhumları önünde vicdanı mız ürperiyordu. Biliyorsunuz; binlerce vatandaşı ölüme süren hain darbeye işte bu şartlar ortasında uğradık. Kış, kıya met ve felâketin geniş mikyastaki hasarları.... Evet hakikat meydandadır. Henüz ne canlarımızın acısı sindi, ne de gözyaşlarımızın çabuk çabuk kuruması kabildir. Zira biliyoruz ki şuursuz bir hıyanetle masum yurdun üzerine abanan soğuk, kar, fırtına filân gibi bir takım kör cinayet unsurlan daha birçok mazlum kar deşin varlığına kıyacaktır. Fakat ben itiraf edeceğim; şimdiden içimde asil bir teselli ılıklığı duyuyorum. Bunun sebebi şudur: Görüyorum ki birdenbire tekmil bütünlüğile vatan «bir» oluverdi. Tıpkı «Müdafaai Milliye» yıllanndaki gibi. Hatta daha kısa bir zaman içinde. Düşünceli bir zihinle önüne eğilerek, Anadoludaki çıplak kardeşe birşeyler ören vatan kızının acelesi, hergün cö merd gönlünün yeni ve verimli sesini duyduğumuz Universite gencliği. Küçük, küçük, fakat büyük hamiyetli bir nice varlıklaı bütün ortaya döküldü. Hepimizde ayni şuur var, görüyoruz ki yeni ve kutsî bir «millî müdafaa» davasına girmişizdir. Biliyoruz ki Ana toprak üzerinde yurdsuz kalan talih yaralısı vatandaş, bu yurdun selâmeti için dün cenkleşmiş olan, tnönünde, Dumlupınarda ve her yerde gerçekten «can vererek şan alan» kahramandır. Yahud onun yarın için hazırladığı ogul, kız, kızan ve emsalidir. Millet Meclisi çalışıyor, hükumet, müesseseler, gazeteler ve ferdler faaliyet tedir. Kendi hayat ve şerefinden başka birşy üzerinde gözü olmayan Türkiye nin bu felâketine bütün medeniyet âlemi de teessürle iştirak etti. Hepimizin gönlünde ayni kibar duygu yaşamaktadır: Yardım, yardım, yardım. Adını her zaman en derin sevgi ve en pürüzsüz hürmetle anmak üstümüze borc olan Kızılayı gene vatandaş actsına koşuyor görüyoruz. Sulh zamanlannı biliriz; ruhların, bazan gördüğü ıstırablardan bıkarak yılmış, donmuş gibi durduğu usanc dakikaları olur.. Bütün o dakikalarda tabiatin bağrında saklı vahim ihtimalleri unutmayarak, her köşeye başvuran zengin gönüllü, mütevazı kıyafetli Kızılay işte o günlerde sessiz sessiz çalışarak, bugünler için göstereceği zengin hayırkârhğın unsurlarını toplamıştı. Şimdi de Fikretin dediği gibi «munis ve şi fabahs» elini bedbahtlara uzatıyor. Yer sarsıntısı, Anadolunun birçok yuvasını yıkmakla kalmadı. Onun vücude getirdiğı hududsuz hasar içinde bir de hayır noktası var. Şu korkunc vesile, milletimizin nekadar bir, nekadar tesanüdlü olduğundan şüphe eden bazı soysuz bedbinlikleri de yerlere sermiştir. Ve cihana göstermiştir ki artık Türkler, kendi yurdlarına tasallut etmek cür'etinde buluna cak her fenalık unsurıle ayni surette boğuşacaklardır. Bu unsur ister insan, ister tabiat olsun! Feyezanlar tarlaları çiğner; yer sarsıntılan, mamureleri viraneye çevirir; yahud herhangi hain ve ahmak göz bu toprağa yan gözle bakar; dünya bu, hepsi mümkündür. Lâkin cihan şunu bir daha anladı: Gördü ki bu milletin de gönlünde taşar bir sel vardır, ve düşmanı sarsıp devirecek bir zelzele kudreti mevcuddur! Bütün yurddaşlan hem taziye, hem tebrik ederiz. Küçücük yavrulanmızdan, yataktaki hastalarımızdan, dermanı ke şilmiş ihtiyarlarımıza kadar hiç kimse kalmamıştır ki yardım seferberliğine katılmış olmasın. Türkiye bugün felâkete karşı bir «millî müdafaa» kurdu. Biliyoruz ki önüne iyik başlar, ana yurddaki kardeşi düşünüyor, susan dil ler, gene oradaki vatan çocuğu için tit reyen dudaklarla felâketzedeleri anmaktadır. Insanhğın böyle bir duygu kona ğına varan millet için ilk hak şudur: Yaşamak! tnanın ki ayni heyetin ilk vazifesi de başka şey olamaz. Gene yaşamak. Açık ve yalansız söyliyerek iftihar ederiz. Şu zalim kışın rüzgârları da karlan da bugün himayesiz kalan vatan kardeşlerinin sırtı kadar bizim vicdanımız üzerine esmekte ve yağmaktadır. Şu saatte ıstı rabımız kadar, zevkimiz de gönüllerimizi, keselerimizi ve faaliyetlerimizi on'arın hizmetine göndermekten ibaret kaldı. Bununla da müftehiriz. Felâket kurbanlarına yardım için en önce koşmuş, doktorlarımıza, hastabakıcılarımıza, eczacı, memur, muharrir ve her sınıf yuddaşı mıza haber veririz; kendileri şu yeni «müdafaai milliye» nin hürmetle anıla cak öncüleri olmuşlardır. Gönüllerimiz yalnız edebî ve eflâtunî bir muhabbetle değil bütün atılganlığile onlan takib ediyor. Onlara muvaffakiyet diliyor ve burada durmadan çahşıyor. Evet yukarıda dediğimiz gibi gene tekrarlarız. Yaptığımız ve zaferle yapacağımız şey şu dur: Millî müdafaa. Ve bu defa t^biate karşıI Yeni yıhn eşiğinde akvimden bir yaprak daha tu; hayatunızdan bir yıl dahâl sildi; yaşımız bir yıl daha a» 1939, tarihe herhalde, uğurlu bir st, diye geçmiyecektir. Çünkü, b u yıl, birr* milletlere, harb, ıstırab, sefalet ve felâ'*'' * getirmiştir. J? tspanya dahrlî harbinin bittiğini 1939 da, buna mukabil, ÇekoSlc başını esaret boyunduruğuna u. mecburiyetinde kaldı. Arnavudluğun istiklâli ort& Lehistan kan ve ateş içinde, dı. Almanya ile tngiltere Fransa dar süreceği meçhul bir harbe gir Sovyet Rusya, Estonya, Letonyvanyayı kendi emrine râmettikteı Finlandiyaya taarruz etti. Nihayet, Çin Japon harbi 1939 vam etti. Bugün dünyada üç harb varc1 ve müstemlekeler, dominyonlar haric, y di millet boğuşmaktadır. Perşembenin gelişi çarşambadan beÇ dir, derler. 1940 ın da ne mal olac.J; 1939 dan bellidir. Yeni sene, bir harb J, olacaktır. Bütün tahminleri bozacak b fevkalâdelik olmadıkça, harbin bu see bitmesi beklenemez. Bilâkis, harbin dah genişlemesi ve yayılması ihtimalleri me\ cuddur. Demek ki, dünya için, 1940 ıt belki de 1939 dan daha uğursuz, daha f lâketli olması mukadderdir. Bununla bı raber temenni ederiz ki 1940 bir bar> senesi olsun ve şom tahminlerimizi boş çıkarsın. Millî hayatımız itibarile 1939 senesi son felâketli günleri müstesna, umumiye itibarile iyi bir yıl olmuştur. Çünkü Türk. 1939 da da çalışmış ve bir çok büyük ve . şerefli işler başarmıştır. Yakınşarkta, Akdenizde, Balkanlarda sulhun temeli olmuştur. Geçen senenin günlerini dolduran yasî vak'alardan ve nihayet harb yüzüfr den Avrupada vuku bulan buhranın dal' gaları, memleketimize kadar gelmiş; bizi masraflı millî müdafaa tedbirleri almağa mecbur ettiği gibi iktısad işlerimizde de sarsıntılar hâsıl etmiştir. Buna rağmen, askerî ve iktısadî kudretlerimizi arttırmak, kuvvetli ve hazır bulunmak için çahştık ve çahşıyoruz. Son günlerde uğradığımız yürekler acısı felâket, insan, mal ve bina itibarile azim zayiata mal oldu ve 1939 senesini, bizim tarihimize de, uğursuz bin sene diye kaydettirdi. Fakat yurdun bir kısmında, köy ve kasabalarımızı, şehirle s rimizi yıkan bu zelzele, memleket ve mil' letin birliğini, beraberliğini sağlamlaştırmıştır; içtimaî yardım şuurumuzu, millî tesanüd duygumuzu kuvvetlendirmiştir; bu felâket, Türküjı Türkü ne kadar candan sevdiğini göstermiştir. Matemimizin, acımızın en büyük tesellisi budur. Binlerle evi yıkan âfet, ruhlarımızdaki iman ve irade kuvvetini yıkamamıştır. Bu kuvvete dayanarak 1940 ta, yaralarımızı sarmak, harabelerimizi imar etmek için, Atatürk Türkiyesine cumhuriyet ve inkılâb nesillerine has yılmamazlıkla çalışacağız. Yeni giren seneyi de geçen seneler gibi bir umran yılı, bir yükselme yılı, bir ilerîeme yılı yapacağız; bir sulh âmili olmak siyasetimizde devam edeceğiz. Yeni senenin aziz Millî Şefimizle milletimiz için uğurlu ve hayırlı olmasım dileriz. Stokholm 31 (a.a.) Amerika seyyar sıhhiye heyetine dahil dört Amerikah genc Stokholme gelmiştir. Bunlar Fin landiyaya gideceklerdir. Bunların arasında lsveçin Rio de Janeyro'daki elçisinin damadı Bartlett Louis de bulunmaktadtr. Finlandiyaya giden Amerikah Sıhhiye heyeti tsveç Başvekilinin oğlu da gönüllü yazıldı Stokholm, 31 (a.a.) Dün ak;am Finlandiyaya hareket eden Isveç göiüllüleri arasında Isveç hükumet reisinın yeğeni de vardır. Bir çok yüksek rütbeli zabitler Isveç ordusundan ayrılarak Finlandiyada çarpışacak olan gönüllülere iltihak etmişlerdir. Dinamitle imha edilen Rus alayları Helsinki, 31 (a.a.) Salmijervi'nin cenubunda Finler tarafından dinamitle doldurulmuş olan boğazlardan geçen Sovyet livası berhava olmuştur. Bu livayı teşkil eden iki bin kişiden hiçbiri kurtulamamıştır. Diğer cihetten öğrenildiğine göre 60 Fin, cephaneleri kalmadığı için Petsamo mıntakuında Parstadt civarında Norveç hududunu geçmişlerdir. Holandadan Finlere gönderilen iane La Haye, 31 (a.a.) Holanda Finlandiya cemiyeti tarafından Finlandiya Kızılhaçı için toplanan iane miktarı iki milyon franga baliğ olmuştur. ttalyan gazetelerinin verdiği malumat Roma 31 (a.a.) ltalyan gazeteleri, Rus kıtaatının Finlandiyaya karşı yap tıkları harekâtta uğradıkları yeni mu\affakiyetsizlikleri tebarüz ettirmekte ve en son muharebelerde Rusların 150 tank kaybettiğini yazmaktadır. Kar fırtınalan Rus askerlerî arasında mühinı tahribat yapmış ve motörlii va sıtaları hareketsiz bırakmıştır. ltalyan gazeteleri bundan başka Petsamo mıntakasındaki Rus kumandanh ğının erzak noksanı dolayısile kıtaatından bir kısmını geri aldığını bildirmektedir. tsveç gazetelerinin verdikleri malumat Stokholm, 31 (a.a.) Dagens Nyheter gazetesinin Berlindeki muhabinnin resmî bir kaynaktan öğrendiğine göre, Almanya Finlandiyaya aid olarak Skandinavyaya memleketlerinden geçecek harb levazımı transiti bitarafhğın ihlâli mahiyetinde telâkki etmiyecektir. Fakat Alman hükumeti, Finlandiyaya yardımın lngiltere tarafından şahsî gayeler için istismar edilmesini ve Skandinavya memleketlermin müttefik devletler mıhverine sürüklenmesini müsamaha ile karşılayamıyacaktır. Bundan başka lsveçli muhabir, iyi bir membıdan istihbarına atfen, Sovyetler Birliğinin Finlandiyadaki harekât için Almanyadan mütehassıs gönderilmiyeceğini bildirmektedir. Diğer cihetten, Svenska Dagbladdt gazetesi, 20 bin Rus askerinin Suomissalmi bölgesinde ağır bir hezimete ugradığmı bildiriyor. Finlandiya kıtaatı Sovyet hududunu Kuhmo yakınında üçüncu bir noktadan daha aşmıştn. Finlandiyahların hududu geçtiği diğer iki nokta Kiotvaara ve lnari'dir. General Wallenius, Murmansk hattına yapılan son baskınlan teyid etmemiş, fakat kavak müfrezelerinin Salmijarvi bölgesinde Rus hatlannın gerisinde mühim harekâtta bulunduklarını teyid evlemiştir. Sovyet büyük umumî karargâhının tebliği Moskova, 31 (a.a.) Büyük umumî karargâh tebliğ ediyor: 30 ilkkânunda mühim hiçbir hâdise olmamıştır. 15 bin Rus askeri imha edilmiş Stokholm, 31 (a.a.) Bhkaç gündenberi Suosalmi bölgesinde Botnı körfezine inmek ve bu suretle Finlandiyayı ikiye kesmek için çalışan Sovyetlerle Finler arasında muharebeler olmakta idl. Dün muharebenin Finlerin lehine cereyan aldığı öğrenilmiştir. Bugün Afton Bladet gazetesinin muhabirinin, Mareşal Mannerheim'in yakınlarından öğrendiğine göre, Finler kat'î muvaffakiyeti kazanmışİar ve bu muvaffakiyet parlak olmuştur. Bu gazeteciye göre Finlandiya kuvvetleri çevirdikleri 15,000 kişilik bir Sovyet kıt'asını Helsinki üzerinde uçan tayyareler tamamen imha etmişlerdir. Şimdi sahaya hâkim olan Finlandiyahlar temizleme haHelsinki, 31 (a.a.) Bu sabah Hel rekâtma başlamışlardır. Zelzeleye karşı elden ne gelir? demeyiniz. Elden pek çok şey, başta sağlam yapı gelir. Tabiatin hiç bir taarruzuna mâni olmak elde değil; fakat hepsine karşı insanm mukavemetini artırmanın bin çaresi var. tster tabiatten, Uter cemiyetten gelsin, bütün kasırgalar, zelzeleler, tufanlar, harbler, isyanlar, istilâlar, hastalık salgınları, çürüğü ayıklayıp sağlamın zaferini ve refahını temin eden korkunc bir tasfiye kanununun emrindedir ve bu bakımdan sağlam ev, sağlam para, sağlam vücud, sağlam ordu ve sağlam kültür, millî müdafaamn birbiri kadar zarurî şartlandır. Mekteblerimizin kalitesi veya buğday istihsalinin kantitesile Erzincan felâketi arasında kabul ediniz! doğrudan doğruya münasebet var. «Zelzele geçti. Hele şu açıkta titreşen vatandaşlan da bir çatı altına soksak, olur biter. Bu da geçer yahu!» demiyelim. Geçmez bu, geçmez. Bir gün Adanayı sel basar, başka bir gün Erzincanı zelzele yıkar, daha başka bir gün limansız karadeniz kıyılannuz önünde vapurlar batar. Ruzgâra: «Esme!», sulara: «Taşma!», toprağa: «Sallanma!» diyemeyiz. Memleket ve Anadolu davasını, maarif veya ziraat, kültür veya ekonomi, san'at veya teknik, bütün madde ve mana unsurlan arasındaki münasebetlerin küllüne aid prensiplerle halletmezsek rüzgâr e»er, sular taşar, yer •arsılır ve bütün memleket, ve bütün Anadolu, asırlardanberi olduğu gibi, yer yer yıkılır, Erzincan harabesine döner. Bugün hepimize heyecan veren davanın küçük adı «zelzele» ise, büyük ve asıl adı «memleket» tir. Bu davayı muvakkat ve mahallî tedbirler değil, memleket çapında büyük plânlar ve hamleler başaracak. İnkılâb Türkiyesi bunu kavramış ve kavradığının delillerini de çoktan vermeğe başlamıştır; başlamıştır ama zelzelenin de bize verdiği şey keskin bir derece şuurudur: Daha geniş, daha toplu, daha köklü ve daha, daha hızlı çalışmağa mecburuz. Devlet ve millet... Ayırmıyorum, hep beraber! Fazıl Ahmed AYKAÇ PEYAM1 SAFA Millî felâketimize dostlarımızın alâkası (Başmakaleden devam.) komşu ve kardeş memleketlerle İngiltere ve Fransanın alâkaları bu merasim hududunda kalmıyarak daha ileriye geçti. Yunanistan ve Rumanyanın, Bulgaristanın kıymetli yardım kararlarından sonra Ingiliz ve Fransız devletleri hükumetlerinın de Erzincan yersarsıntısı felâketinin acılarını hafifletmekte kullanılmak üzere miktarı yüzbin Ingiliz lirasma varan para yardımı kararından memnuniyetle haberdar olduk. Şimalî Amerika Birleşik Devletleri Cumhuriyetinin onbin dolarlık ilk bir yardımdan ve Amerikan sıhhî imdad heyetinden başka felâkete karşı daha ne gibi yardımlara ihtiyac olduğunu hükumetimizden sorması Türk kalblerinde mınnet hisleri uyandırmıştır. lâyık olmazsm. Neticesinde karar kılar. Teşekkür olunacdk bir keyfiyettir ki olmayacak sebeblerden dolayı bir yandan insanlar arasında en kanlı boğuşmalar devam ederken diğer yandan ayni insanlar içinde bir tabiat felâketinin yarattığı faciaya karşı kalblerinin olanca sıcak heyecanile alâka gösterebilmek kabiliyeti hâlâ mevcuddur ve kuvvetlidir. Bizi teessürler içinde yüzdüren bir felâket önünde müşahede olunan bu hakikat, biz Türkler için büyük memnuniyet ve minnet kaynakları teşkil ettiği kadar insanlık için de iftiharla karşılanacak bir itimad temeli sayılsa yeridir. İnsanm tabiate tahakkümü, bir çok noktaîarda muvaffakiyetle yürüyebilmiş bir iddia olmakla beraber zaman zaman tabiat kuvvetlerinin hatta ufak tefek bazı silkintilerinde insanın mükevvenat içinde zerreler hududunu geçmiyen mutlak aczini tasdik etmemeğe de imkân bulunmaz. Bu hal insanlık bakımından miüetlerin münasebetlerinde her gün artan daha büyük bir tesanüdü zarurî kılmah idi. Heyhat!.. Bununla beraber insanlar arasında son misali cereyan halindeki harbde görülen boğuşmalara bedel şuurlu bir muhabbetle mütesanid yeni bir hayatın teessüs ve ınkişafı, uğurunda en ileri fedakârlıklar edilmeğe değer büyük bir nimet olacağını, uğradTgımız umulmaz felâkete karşı gösterilmiş dost alâkalarında bir daha görmüş bulunuyoruz. Dost milletlerden gelen bu alâka millî büyük felâketimize karşı bizi çok takviye etmiştir. Şimdi felâketten arda kalan yaralı, aç ve açıkta yurddaşlarımızm imdadlarına daha büyük hızlarla yetişmekte devam edeceğiz, ve onların harab yurdlarını elbet eskisinden daha parlak surette şenlendirebileceğiz. Bütün bunları yaparken gözlerimiz, insanlık idealinin çoban yıldızına dikili, bütün milletler için hür, mütesanid ve mesud bir hayat elde edilmesi hedefıne de yürümekte devam edeceğiz. Millî büyük felâketimize alâka gösteren komşu, dost bütün insan' milletlere en candan ve en pürüzs"? «iikran v>islenın'zı Çin japon harbi Montevideo 31 (a.a.) Müttefiklere Cenevre 31 (a.a.) Milletler Cemimüzaheret cemiyeti 13 kânunuevveldeki yetinin 15 7 yüksek memuru tasarruf seIngiliz deniz zaferini tes'id için Punta Del Esta'da bir abide dikilmesine karar bebile istifa etmek mecburiyetinde kal mışlardır. Bunlann arasında genel sek Vermiştir. reter muavini ve Sovyetler Birliğinin CeYeni Belçika kabinesi nevre murahhası Sokolin de vardır. Brüksel 31 (a.a.) Belçika meb uBulgar Rumen yakınlığı san meclisi çarjamba günü içtimaa davet Sofya 31 (a.a.) Rumanyanın Ankaedilmiştir. Pierlot'nun, değiştirilmis ve 12 nazıra indirilmfş yeni bir kabine ile mec ra elçisi Stoica, Ankaradan Bükreşe geçerken Bulgar gazetecilerine verdiği bir lise geleceği tahmin edilmektedir. mülâkatta, Bulgaristan ile Rumanya ara80 bin tonluk zırhlılar sında muallâkta bulunan meseleler hakkında iki memleket arasında bir anlaşma yapılmayor Vaşington 31 (a.a.) Bahriye Ne derpiş edilebileceğini kaydetmiştir. Sefir, zareti, 80,000 tonluk zırhhlar inşa edil Sofyada Köseivanof'la görüşmüştür. Semesi hakkmda Maas tarafından yapılan fir, gazetecilere verdiği beyanatta derrıiştir ki: taklifi tasvib etrnemektedir. Diğer cihetten 45,000 tonluk iki zırh« Sofyayı ziyaretimde mazhar oldulının inşasma devam edilmektedir. ğum hararetli kabulden çok mütehassis oldum. Bulgar matbuatı, Bulgaristanın Yeni ı<*ad Balon pemileri Londra 31 (a.a.) Sundav Chro halen Balkan Antantına iltihakı tasavvur nicle gazetesî,; Ingiliz deniz tezgâhtarında etmediğini kaydediyorlar. Bununla berainsa edilmekte olan balon gemilerinin ber hükumet mehafilinde, bitaraflık esa«Balloon Ship :> nazilerin deniz üstün sına müstenid bir Balkan konferansmın deki tehdidlerin karsı miitrefiklerin bir Bulşaristanda iyi karşılanacağı ihsas edilmukabelesi maK olacağını yaz mektedir.» maktadır. Balkan antantı konseyi Çünkü bu gen lileri mayinler veya tor gen toplanmayor pillerle batırmals imkânı yktur. Bu g yoktur. ge p l milerin deniz al mdaki kompartımanla Bükreş 31 (a.a.) R ö y t e r bildiriyor: nndan bazıları azyik edilmiş hava ile Balkan Antantı konseyinin yakında doldurulmuştur. Belgradda toplanacağına dair bazı Al Balon gemileı i deniz inşaatı Fransız man ve ecnebi gazeteleri tarafından veribürosu direktöri Yourkevitch tarafından len haberler resmî Rumen mehafilince icad edilmiştir. tekzib edilmektedir. Filhakika Rumanyanın vaziyeti son Yunan rekilinin beyanatı haftalarm hâdisatı yani Sovyet FinlanAtina *•) Yeni sene müna diya ihtilâfı neticesinde kat'iyyen değişMetaksas Yunan nıille miş değildir. Rumanya icabında hudud ieri olah^ Seyanname neşrederek larmı müdafaaya hazırdır. Ve bitaraf bir \ şerefli bir sulh temenni Balkan bloku.i«>şekkül ettiği »akdirde bu alâkadaından hemleketin bitaraflığını koıi zamanda, orduya da ruya/ul âr>: ;n tedafüî bir anlaşma <Lİste< ılarını bildirmiştir. ma' vaktır. Montevideo'da bir âbide dikiliyor Milletler cemiyetinde tasarruf Çungking 31 (a.a.) Reuter: Ku ang Tung'daki Çin karargâhından alınan telgraflarda Çenking'deki Çin kuvvetlerinin Japonların Kantan Hanken demiryolunun ötesindeki ileri hareketle rini durdurarak düşmanı mühim mağlubiyete uğrattıklarını bildirmektedir. Çinliler, Japon ordusunun merkezini Narreu vadisine çektikten sonra Kan ton'un 50 kilometre kadar doğu şimalinde bulunan Niupeichi'de mukabil taarruza geçmişlerdir. Muharebe bütün gece devam etmiş, Japonlar LianggKeu'nun 15 kilometre doğu cenubuna tardedilmiştir. Japonlar 200 kamyon ve birçok zırhlı araba bırakmışlardır. Salı günü 2000 Japonun öldüğü haber verilmektedir. Çin ordusu, kânunuevvel başındanberi Londra ve Paris matbuatmın bu kahir muhtelif cephelerdeki Japon zayiatını tabiat darbasma karşı felâketzedeler le100 bin olarak tahmin ediyor. hine İngiltere ve Fransada ianeler toplanHalen Hanken'nin batı şimalinde kanli ması için yaptıklan neşriyattan bütün muharebeler cereyan etmektedir. mütehassis îngilterede bir tren kazası Türklerin pek ziyadçyerinde olur.olduklarını kaydetmek pek KendiLondra 31 (a.a.) Terra Annunzileri bir ölüm dirim harbinin binbir zorluata'da vuku bulan demiryolu kazasında 14 kişinin öldüğü, 40 kişinin yaralandıği ğuna karşı koymakla meşgul iken dost Türk millet ve memleketinın uğradığı bu bildirilmektedir. felâketle candan alâkadar olarak yalnız Hür Avusturya cemiyeti dostluklarının değil, yüksek insanlık hisLondra 31 (a.a.) Hür yurdlarınn. lerinin ne kadar kuvvetli olduğunu gösterihyasını arzu eden bütün Avusturyah ların gayretlerini telif etmek maksadile miş bulunuyorlar. Bu bizim için ayni zaLondradaki eski Avusturya ataşesi Kont manda çok kuvvet verici bir teseîlidir. Huynun idaresinde bir teşekkül ihdas Komşumuz dost ve müttefik Yunanisedilmiştir. tanın on bin Türk liralık tıbbî ecza ile Huyn, Sunday Times gazetesine yap beraber ayrıca ve derhal bir sıhhî imdad tığı beyanatta teşkilâta cumhuriyetçiler heyeti tertibine de karar vermiş olmasım de, monarşistler de dahil bulunduğıınu büyük memnuniyetlerle öğrendik. Komfakat hatalar irtikâb etmiş olan Schucshşumuz Bulgaristan felâketimizin hafiflenigg Avusturyasının tekrarını istemediktilmesi hususunda hayli miktarda erzak lerini söylemiştir. göndermek kararile yardıma müsaraat etPlebisit meselesine gelince, hür Avusmiş, Rumanya ise yüzbin liralık kereste turya hürriyetini ne suretle kullanmak istediğini sormak kâfi gelecektir. Hitler'in vermek karannı almıştır. Balkanh karyaptığı plebisit esnasında kendisine zor deşlerden Yugoslavyanın henüz oğreneluk çıkaran yüz bin Avusturyah ceısede mediğimiz karan da, eminiz, bunlara bentekrar hürriyete kavuşmayı beklemekte zer bir müzaheret şeklinde tecelli edecekdirler. tir. Bütün Kızılay ekipleri iane toplamaya başladılar <Baş taraft 1 tnct sahlfede) den bir senelik temettuun tutan olan 2363 lirayı yersarsıntısı felâketzedelerine yardım olmak üzere Kızılaya terkedilmesine karar vermiştir. Keza Yardım Sandığı idare heyeti de kendilerine ikramiye olarak verilen 87 lirayı da Kızılaya terketmişlerdir. Felâketi haber alan tzmir emniyet memurları bundan önce de 200 li , ralık ilk yardımile cem'an felâketzedelere 2650 lira teberru etmiş bulunuyor. ^^» •«»» ^ ^ Fransız Bütçesi Paris 31 (a.a.) Meb'usan meclisi dün gece mülkî idare bütçesini üçüncü kıraatinde müzakere etmiştir. Bütçe şu suretle tevazün etmektedir: Masraflar 79 milyar 889 milyon 92 bin 898 frank ve varidat da 79 milyar 961 milyon 82 bin 912 franktır ki hasılat fazlası 72 milyon 90 bin 1 4 frank tutmaktadır. Maliye encümeninin bütün teklifleri meclis tarafından tamamen kabul edil • miş ve meclis 525 kişinin ittifak reyile bütçenin heyeti umumiyesini tasvib ^vlerriştir. Rumen Kralının Orduya mesajı Bükreş 31 (a.a.) Kral Karoi veni sene münasebetile, kara, deniz ve hava kuvvetlerine aşağıdaki beyannameyi ncşretmiştir: «Bugünkü yılbaşında hududlarımızın müdafıleri olan sizleri herşeyden evvel düşünüyorum. Millî birliğin sarsılmaz bek çileri olan sizlere, sizin imanınıza ve sizin hazırlığınızadir ki millet istikbale olan emniyetini artırmak için istinad ediyor. Bizim istemediğimiz şartların birçok 91 • nıfları silâh altına çağırmağa mecbuı kılmış olduğu bugünde azamî derecede hazırlıkh bulunmanız zaruridir. Bugün sizin olan şerefli üniformnvı vaktile taşımıs olanlarm fedakârlık ve kahramanlığmı örnek alınız.» Şarkm büyük filozofu Şeyh Sadi dünTallin 31 (a.a.) Estonya hükumeti, ya yüzünde insanlığı, bir azası hasbahriye, sahil topçuluğu, tayyare topçu la olunca diğer uzuvları da ıstırab duyan luğu, tank ve hava sınıflan icin 1 8 aydan bir tek vücude benzetir, ve: ibaret olan askerî hizmetin iki seneye çı i Eğer sen diğer insan'arın mihnetinkarılmasına karar vermiştir. 1 den teessür duymazsan adam sayılmağa sunuyoruz. Estonyada askerlik müddeti YUNUS NADİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: