CUMHURİYET 21 Bnincikânun 1939 Küçük hikâye Bedianın nişanlısı Hadiye içlâl YENI ESERLER J Bizans Imparatorluğu tarihi Kanaat Kütübhanesi tarafından neşredilmekte olan (Ankara Kütübhanesi tarih serisinin 12 nci cildi) de çıkmıştır. Paris Üniversitesi profesörlerinden Charles Dichl'in eseri olan «Bizans İm paratorluğu Tarihi» şimdiye kadar 12 defa basılmış, dilimize R. Cevdet tarafından çevrilmiştir. Bizans Imparatorluğu nun bütün tarihini yaşatan bu kitabın, Bizans medeniyetinin karakteristik hususiyetlerini de teşrih etmektedir. Bugünkü program J Hazım, Boğaziçinın bu şırin köyündc rip çevirmeğe başladı. kansı Saime ile sakin ve mes'ud bir hayat Kırmızı zemin üzerinde koyu lâciverd TÜKKİYE RADTODİFÜZTON POSTALAM Dalga nznnlnğu: geçirirken kızkardeşi Bedianın, nişanlısı mürekkeble acele ve telâşlı çiziktirilmiş Türfciye Radyosn 1648 m. 182 Kc/s. 120 Kw. Raifle birlikte uzun zaman kalmak için birkaç satırın tersi görülüyordu. Yazı, Sinemalarmm önündeki bu kalabalık... Bu cemmi gafir... Neye toplanAnkara • T. A. P. 31.70 m. 9465 Kc/s. 20 Kw. misafir gelmelerini çok tadsız ve sinirlen Saimenindi. Karısı bugün hiç kimseye mış?.. Tramvaylar ne için müşkülâtla işliyor?.. Ahali ne için serbestçe 12,30 Program ve memleket saat ayarı, dirici bir hâdise gibi karşılamıştı. mektub yazdığından bahsetmemişti. Kageçemiyor?,. Otomobiller neden durmadan korne çalarak geçiyorlar?.. 12,35 Ajans ve meteoroloji haberleri, 12,50 Saime ile küçüktenberi aralan çok iyi pıyı itti. Odaya girdi. Elbise dolabının Anlaşıldı .. Herkes öğrendi... ve sevindi. Turk müzigl: Halk türküleri ve oyun havaİdi. Kızkardeşimn başının üstünde yeri önüne yaklaştı. Kalbi heyecan içindeydi. İstanbul sinetna merakhlarının dört gözle bekledikleri L Â L E'de 3 ları. Okuyanlar: Sadl Hoşses, Mefharet vardı. Fakat bu Douglas bıyıklı, dört kö Damarlarındaki kan küreyveleri şahlanSagnak. Çalan: Sadi Yaver Ataman. 13,30 haftada 100,000 kdşi tarafından seyredilen 20 nci asrın harikası şe omuzlu, yılışık delikanhdan hoşlanma mış ve koşma hızlarını artırmışlardı. Bu Bugünkü tngiltereyi iyice Kormşma (Kadm saati) 13,45 14,00 Müzik: ıruştı. acayib manalı satırları Saime kime hitaHafif müzik (Pl.) 18,00 Program, 18,05 Mem anlamak için... Evvelce çok neşeli ve geveze bİT kuş ben yazabilirdi? Aynanm içinden fışkıleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haHilaire Belloc'un bu kıymetli eseri aygibi bıcır bıcır konuşan, en ehem'miyetsiz racak hayaller ona bu sırrı ifşa edeceklerberleri, 18,25 Müzik: Radyo Caz Orkestrası Bu iki sinemada ayni zamanda gösteriliyormuş. ni külliyatın dokuzuncu cildini teşkil etmevzuları çılgm bir kahkaha koparmak di: 19,00 Konuşma. 19,15 Türk müziği. Çalanmektedir. Eski Moskova sefiri Galib KeİÇİB vesile yapan Bedia da üç hafta içinde «Azizim Raif lar: Fahire Fersan, Vecihe, Cevdet Çağla, mali Söylemezoğlu tarafından lisanımıza sessiz, açık yiizlü, kızarmış gözlü çekinİzzeddin Okte. I Okuyan: Melek Tokgoz Birbirimize karşı duyduğumuz kuvvetli 11 . 1 . î • 5 . 7 ve 9 da gen bir mahluk olmuştu. Onun da kendisi cazıbeyi inkâr edecek değilim. Fakat bu nakledilen ve F. Y. Eccles'in bir mukad12,30 . 2,30 4,30 6,30 8,40 da 1 Rast peşrevi.. 2 Lemi Rast şarkı: kadar, belki daha fazla nişanlısmdan ra na boyun eğmemek, senin değilse de, be demesini ihtiva eden kitab, İngilterenin (Sazın gibi sinem dahi) 3 Sadi Segâh şarkı: (Ruhumda ölen nağmede) 4 Mushatsız olduğu bu vaziyetinden pek iyi nim en esaslı bir vazifemdir. Çünkü sen kudret ve isabetle çizdiği düsturun ehemmiyet ve kıymetini tebarüz ettirmekte, tafa Nafiz Suzinak şarkı: (Sensiz bu saanlaşıhyordu. henüz nikâhlanmadın! Binaenaleyh ser onun üç vasfı üzerinde durmaktadır. Obah) 5 Neyzen Burhan Suzinak şarkı: Hazım, artık tahammül edemiyecek bestsin. Fakat beni hürriyetime sahib adkuyucularımıza tavsiye ederiz. (Hayli demdir) II Okuyan: Necmi Rıza bir hale gelmişti. Kendi kendine: dedemezsin. Hazıma karşı sonsuz bir şefAhıskan. 1 Aril Bey Suzinak şarkı: (Bir Bugün, dedi, muhakkak şu sırrın kat ve ebedî bir hürmet duygusile müteGenclik Gazetesi dü ki esiri gam olur) 2 Rahmi Bey Suzi» anahtarım ele geçirmeliyim. Hazır Raif hassisim. Raif, eğer sana dört sene evvel Genclerimizin çıkardıkları ve her per nak şarkı: (Bir sihrl tarab) 3 Arif Bey Istanbula inmişken Bedia ile uzunuzadıya rasgelmiş olsaydım, memnuniyetle hayat sembe günü intisar etmekte olan Genclik Kürdilihicazkâr şarkı: (Düser mi şanına) gazetesi olgun, heyecanlı yazılar, İngiliz konuşmalıyım. arkadaşlığını kabul edecektim. Fakat şim4 Suphi Ziya Kürdilihicazkâr şarkı: Merdivenden yavaş yavaş indi. Kız di buna imkân yok. Allahaısmarladık, Bahriye Nazırı Çörçil'in son günlerde çı (Bir gamlı hazanın seherinde) m OkuDünyanın en büyük film Şirketi kardeşi, yalınm denize açılan orta kapısı Raif, seninle bir daha karşılaşmak iste kardığı çok mühim bir eserin tercümesile yan Semahat Özdenses. 1 Mahmud Ceintişar etmiştir. Okuyucularımıza tavsiye nın kanadlannı duvara kadar kanırmış, mem. Buradan hemen gitmelisin!. lâleddin Paşa Karcığar şarkı: (Vah meederiz. pliantın üstünde elini çenesine dayamış Saime» yusi visalindir). 2 Salâhaddin Pınar dalgın düşünüyordu. Prodüksiyonunu LÂLEFİLMER angaje etti. Hazım, kurutma kâğıdının aynaya akKürdilihicazkâr şarkı: (Aşkmla yanan kalTEŞEKKÜR "") Ağabeysini görünce yerinden frrladı. settirdiği bu acı hakikat karşısında iki ( bime) 3 Rahmi Bey Kürdilihicazkâr İLK BÜYÜK FİLM Sesine zoraki bir tatlılık vermeğe çalışa zıd his arasında kalmıştı. Şu anda daha sarkı: (Mahrumu şevkim) 4 KürdilihiBir müddettenberi çekmekte olduğum rak: cazkâr şarkı: (Gönlümü başka emellerle) ziyade bedbaht olan kimdi? Kendisi mi, güç bir cild hastalığını kendisinin hazika Işlerini bitirdin mi? 20,15 Konuşma (Bibliyografya saati) 20,30 yoksa kızkardeşi mi? ne tedavisi sayesinde pek kısa bir zamanDiye sordu. Hazım, kızkardeşinin yüTurk müziği: Fasıl heyetı, 21,15 Muzik: Bu güne kadar Saimenin sevgisinden, da tedavi eden Beyoğlu Istiklâl caddesi KLODET KOLBERT DON AMECHE MARY ASTOR Kuçük orkestra (Sef: Necib Aşkmı 22,00 züne bakınca ihtiyarsız bir çığlık kopar bağhlığından kati'y>en şüphe etmemişti. Şekerci Hacı Bekir üstünde Somer aparMemleket saat ayarı, ajans haberleri; zidı: JOHN BARRYMOR FRANCIZ LEDERER Onu ilk evlendikleri günkü gibi taziz ve tımanında doktor Dermatalog Kâmil raat, esham tahvilât, kambiyo nukud Beduş, dedi, gene mi ağlıyorsun? takdis ediyordu. Halbuki, şimdi, Saime Önümüzdeki PAZARTESİ günü matınelerden itıbaren Galataya alenen teşekkür ederim. borsası (fiat) 22,20 Müzik: Kuçuk orkestra Yazık değil mi sana, beyhude yere ken onun için ebediyen kaybolmuş sayılabiFofo Nikolas (Yukarıdaki programm devamı) 22,35 Müdini üzüyorsun.. Saime nerede? Ben, se lirdi. zik: Opera aryaları (Pl.) 23,00 Müzik: Cazni onunla beraber sanıyordum. Bu düşünce Hazımın zihnini burgular band (Pl.) 23,25 23,30 Yannki program Kongreye davet Hayır.. Saime lffet teyzeye kadar ve kalbini parçalarken içeriki odadan ve kapanış. İstanbul Anadolu Yakası Atlı Spor kulügitti. acıklı bir haykmş yükseldi: bünden: Peki, bu gözyaşlannın herhalde bir Raif, Raifl.. Esas nizamnamemizin 18 inci maddesi Kadınların en çok beğendiği sebebi var. Şüphesiz gene Raifle kavga Saime, uykuda sayıklıyordu. Şüphesiz mucibince kulubümüzün senelik kongrcsi Denizleri kudretine esir eden Kaptan Blod... ve Şarkılar Kralı ettinl bu uykunun içyüzü, zâhirde göründüğü 30 kânunuevvel 1939 tarihine tesaduf eden Ovaları atının nallarüe altüst eden Keşif Alayı... Sade kavga etmiş olsak iyt... Raif gibi sakin değildi. Kızcağızı müthiş bir cumartesi günü saat 15,30 da kulübün Fe Nihayet göz kamaştıran renkli ve tarihler yaratan azametile bu sabah, şimdiye kadar yaptığı aksilik kâbus tehdid ediyordu. Fakat gidip onu neryolunda, Fuad Paşa köşkü selâmlığuıdünyalan sarsan... VATAN KURTARAN ARSLAN lerin, gösterdiği sinirliliklerin esasını mey uyandırmak daha tehlikeli olacaktı. Ken daki idare merkezinde in'ikad edeceğinden filmlerinin kahramanı: En çok muvaffak dana çıkardı. Beni ilk zamanlar hakikaten disini bu halde görürse yavrucak daha sayın azalarm teşrifleri rica. olunur. sevdiğini zannettiği halde son günlerde fazla üzülecekti. olduğu f ilim bunun geçici bir hevesten ibaret olduğunu Ortaköy Fıkaraperver cemiyetinden: Yumruklannı sıkarak aşağıya indi. anladığını açıkça söyledi. Benden uzun Denize nazır, kanadlan gerili orta kapının Ortaköy Fıkaraperver cemiyetinin seneEN SON ZAFERİ T ü r k ç e uzun af diledi ve yann bir daha gelme karşısındaki plianta oturdu. Demin, Be lik kongresi 24/12/1939 tarihine raslayan mek üzere Istanbula döneceğini bildirdi. dianın düştüğü ye's ve acı girdabına şim pazar günü sabah saat 10,30 da Parti ocağında yapılacağmdan cemiyetimize dahil Çocukluk etme... Sen deli misin, di bizzat o yuvarlanmıştı. saym azalarm teşriflerini dileriz. Baştanbaşa şarkı; musiki böyle sefil bir mahluk için insan hayatını Gözlerinin önünde birbirini kovalayafeda eder mi? Görünüyor ki, sen Raifi rak yalınm yosunlu taş merdivenlerine dans ve aşk filmi Gülhane müsamereleri hakkile tanıyamamış, onun hüviyetinin çarpan mavi ve minimini dalgalann bir BU HAFTA Gördüğü inanılmaz rağbet üzerine yalnız dört gün daha gösterilecektir. Gülhane hastanesi Bastabibliğinden: derinliğine adamakıllı nüfuz edememiş insan ruhunda kasırgalar uyandıran bu Gülhane Tatbikat mekteb ve klinığimizin sin! Gel, yavrum, yatağma biraz uzan. felâketlerden niçin haberleri yoktu. senelik musamerelerinin üçüncusü 22/12/ Uyku ve istirahat, en derin ve büyük ısUzakta Anadolu sahilleri efsanevî bir 939 cuma günü saat 17,30 da Gülhane kontırabları bile kısa bir zamanda azaltır, dekor yaratıyorlardı. Batan güneşin ağac ferans salonunda yapılacaktır. Arzu eden İlâvc : YENİ METRO JURNAL teskin eder. Senin, ta küçüklüktenberi lar, otlar, camlar ve tahtalar üzerinde ya meslekdasların teşrifleri rica olunur. derd ortağın ağabeyinin sözleri hiç şüprattığı renkler hiç de birbirlerine benzehesiz senı en iyi teselli edecek bir vasıta miyorlardı. olacaktır. Fikirlerimin nekadar isabetli Bu, şüphesiz çok güzel ve misilsiz bir olduğunu bir müddet sonra bizzat sen de du peK ıyı anlayacaksın! Tatil haftası münasebeüle fevkalâde bir program: Büyük ve küçüklerin la karşılaştıklan herhangi bir zaman, Bedia, Hazımın koluna dayanarak yahoşuna gidecek müntehab bir temaşa... tak odasına geçti. Sakin ve muhteriz kar kurbanı oldukları beşerî hırs ve hıyaneti yolaya uzandı. Bir iki öksürdükten, esne hatırlamaktan geri kalamıyacaklardı. Hadiye lclâl dikten sonra gözlerini kapadı. Elleri, kolCanbazhane ve varyete filmi... Gülmek ve gözyaşı filmi... ları hareketsizleşti. Sonsuz endişeler ve uykusuzluklar neticesi yorgun vücudü, Halk Opereti S H l P L E yıpranmış dimağı tatlı bir sükuna ermişti, TEMPLE Bu akşam ZOZO ile Hazım memnun ve neşeli ona bakıyortarafından Fransız sinemacılığınm bir harikası du. ENAYİLER Sofadan geçerken kendi yatak odalaROBEPT CHARLES " W!LUAM 22 cuma gala gecesi rının eşiğinde bir kurutma kâğıdı tabakaGİT KAL yeni operet Yeni danslar şerefine gayet güzel bir film. sı gözüne çarptı. Hemen iğildi, aldı. Bu S. Atillâ revüsü A HEW U N I V E R S A L P I C T U R E İlâveten: YENİ FOKS JURNAL son dünya ve harb haberleri kurutma kâğıdının oraya nasıl olup da ZOZO TOTO sarkı düştüğünü anlayabilmek için elinde evive danslar Meccanen kravat mı?.. İpekli gömlek mi veya kaşkolmu?.. Yoksa kışlık kömürmü dağıtılıyor?.. Hayir... Ya öyle ise RADYO F ERA H A ZA K Vatan Kurtaran Arslan FERAH'da seanslar AZAK'da seanslar CLARK CABLE PARAMUNT'un 939 40 GECEYARISI KONTESI l LALE sinemasında Tino Rossi'nin PARİS IŞIKLARI E R R O L FLYNN'in ÇAL1NAN TA Ç L A L E sinemasında Ş I K sinemasında Bu akşam S A K A R Y A sinemasında I I)E\\\A DURBIN NanGREYHelenPJ 1 CANBAZHANE PİERRE LARQUEY KRALİÇESİ CHOUCHOU £ 2 ÇILGIN MEKTEBLİLER 4 CÜMMINGS. WINNINGER LUNDIGAN Bu Akşam S A R A Y sineması başlıyor: j Büj'ük kahkahah ve neş'eli haftaya 3 PALAVRACILAR ve DEV MAYMUNLARI 3 Palavracı Polis Hafiyesi TURKÇE SOZLU Büyük zabıta maceralarile dolu filmde bayılırcasına güleceksiniz. tarafından yaratılan TAŞ PARÇASI filme çekildi, yakında gösterilecektir. i Güntekin'in maruf eseri BUyUk Edibimiz İlâveten: FOKS JURNAL Son dünya harb haberleri MELEK Sinemasında BUGÜN Prenses Richard Greene Anita Louse Shirley Temple dürecek bir mucize bile beklenemezdi. Başına bir kaza gelmiş olmasın, diye korRana çıktı. Arkasından o da sofraya muş, sokak kapısım açmıştı. Biraz sonra Behire Hanım, amca beyle el birliği kuyorum. indi. Aylardanberi böyle ağız tadile ye da, merdivenleri kaplayan kalın yol haetmiş, bu çocuğu bulup getirmişti. Ona A, ondan yana hiç üzülmeyiniz, kü mek yediği görülmemişti. Sanki kocasına lılarının üstünde belli belirsiz ayak seshoş görünmek için, belki de kim bilir da çük hanımcığım!.. nispet, hizmetçilere de gösteriş olsun, di leri duyuldu. ha nasıl sinsi düşünceler, gizli hesablar Üzülmemek olur mu?.. Saat dokuz ye üstüste aldığı yemekler bile oldu. Muzaffer, kendi odasına çıkmak için la, onun her sözüne, peki, demişti. Ara buçuk... lnsanın içine bin türlü korku geSonra, gene salona çıktı. Hanidir, bu ikinci katın merdivenlerine doğru yürürlarında ne konuşurlarsa gidip öylece Mu liyor. evin içinde radyo çalındığı yoktu. Hala ken aşağıdaki salonun kapısı açıldı, Safc. zaffere anlatacaktı. Onun da buna tes Beyefendi, yemeğe gelmiyecek. Tefrika No. 40 sının ölümündenberi ancak iki hafta ol vet göründü... çıkarmıyacağını, hepsine boyun iğeceğiSatvet, birdenbire döndü: muştu; onu bile düşünmedi. Radyonun Akşamdanberi çektiği korkuyu unutSatvet, evin içinde sanki bir tatsızlık deki çarpıntı büsbütün arttı: Sakin, hiç ni söylüyordu. Ne yapsın?.. Daha ilk gü Gelmiyecek mi?.. başına geçti. Uzun uzun onu karıştırdı. muş, gene kadının artık yüzü gülüyordu. nünden nişanlısile karşı karşıya oturup çıkmasm diye biraz daha güler yüzlü du mi gelmeyecekti?.. Evlendiklerinin dör Akşam yemeğine gelmezsem, beni Sevdiği plâklan çaldı. Biraz kitab okudu. ıuyor, konuşurken daha tatlı, daha yu düncü günü, onu bırakıp gitmiş miydi, kendi aralarında böyle şeyleri konuşa beklemesinler, demiş. Çıkarken öyle söy Biraz da piyanoyu karıştırdı. Ondan son Kocasının ,onu sormadan, doğruca kendi odasına çıkması büsbütün de s;özünmuşak görünüyordu. Muzaffer, ona bak yoksa büsbütün ayrılmaya mı kalkacak mazlardı ya, elbet, araya birisi girecekti. lemiş. ra gene radyo ile oynadı. den kaçmamıştı; buna belki biraz da ütıkça çok uzak, biraz da soğuktu. tı?.. O zaman işte herkese karşı maska Onun için işte bu il kadınına, Behire tey Bana neye söylemedin?.. Kocasmı bekler gibi görünmek istemi 7Üİmüştü bile... Fakat şimdi artık bu ka Oyle ya, diyordu. Küçük hanım ra olacaklardı. En çok korktuğu bu idi.zeye kapılmış; hep ona uyduğu için de Siz bilmiyor muydunuz?.. Biliyor yordu ama içi içine de sığmıyordu. Bu dar ufaktefeği düşünmenin sırası degildi. kendi dediklerini yaptırdı. Odasına ayak Duyanlar, kim bilir, ne diyecekti?.. Ta bütün bunlar başına gelmişti. sunuz, sandım. kendini beğenmiş çocuk, ya sahiden onu Muzaffer, eve dönmüştü ya, korkacak bir bastırmayor. Benden de söz aldı. Her is nıyanlar, tanımayanlar, kim bilir, ne ma Ne olurdu, annesi sağ olsaydı... Annebırakıp gitmişse?.. Hiç durmadan içinde şey kalmamış demekti. Gene kadın, kendini topladı: tediği oldu. Şimdi de bir gürültü kopma sallar uyduracaklardı?.. si değil, ona yol gösterecek, yardım ede Bak, unuttum da dalgınlıkla sana kıvranan bu korkuyu bir türlü yenemiHem belki de, adamcağız salondaki sın, diye yüzüme gülüyor. Bizimki karıcek başka bir kimsesi de yoktu... Hele onu çekemiyenler: yordu. soruyordum. aydmlığı görmemiş, karısınm bu saate kahk, kocalık değil; o beğenmediğimiz içO aralık, oda hizmetçisi Rana içeriye Kocası ne görmüşse görmüş, ne an Bari, siz buyurunuz. Biraz yemek Geceyansmı geçmiş, saat bire geliyor dar oturup beklemiş olacağını düşünmegüveyiliği bile değil, maskaralık!.. lamışsa anlamış, artık dayanamamış. Dör girdi. Satvet, başını cama dayamış; san yeyiniz. Kaç gündür, öğleyin de yemi du. mişti. Onun için de işte kendisi, ayak ki birinin yolunu bekleyormuş gibi, dal yorsunuz. Nikâhtan sonra dördüncü gündü. düncü günü Satveti bırakıp kaçmış!.. Evin önünde bir otomobil durdu. Gene seslerini duyar duymaz, onu karşılamağa gın duruyordu. Akşam oldu. Yemek saati geldi. Mu Diye nekadar eğleneceklerdi!.. Satvet birdenbire silkindi. Kocası gel kadının yüreği oynadı. Pencerenin önüne çıkmıştı: Rana sokuldu: zaffer görünür de yoktu. Oğleden sonra Bir daha onların arasına nasıl çıkacak, medi, diye sabahlara kadar oturup onun koştu. Kendini göstermeden, perdelerin Nerede kaldınız?.. çıkmış, bir daha dönmemişti. Satvet pek yüzlerine nasıl bakacaktı?.. Rahatsız mısınız, hanımcığım?.. yolunu mu bekleyecekti?.. Onun yüzün arasmdan dışarıya baktı. Bahçedeki, soDedi. Sesinde, ancak sevişen, kocasmı belli etmek istemeyordu ama korkuya Hep kabahat kendisindeydi: Bu ada Diye sordu. den kendisi de aç mı duracaktı?.. Beye kak kapısının iki yanındaki elektrikler yayakın bir üzüntü içinde idi. Gene kadın sesini çıkarmadı. ma nereden varmıştı?.. fendi, kim bilir nerelerde, kim bilir kim nıyordu. Akşamdan sönmüştü de Satvet, görmeden edemiyen, ondan ayrı yaşaya İki lokma bir şey yeseniz, hiç olHizmetçi geldi: lerle yiyip içinyor, gülüp eğleniyordu. geleni gideni görmek için yeniden yaktır mıyan bir kadının sıcaklığı, yakınlığı varKocaya varacak olursa kurtulacağını mazsa... Yemek hazır. Kendi kendine öfkelendi: mıştı. Bu aydmlığın ortasında Muzafferin dı. umuyordu; işte daha kötüsüne uğramıştı. Muzaffer, merdivenlerin bir iki basa Canım istemiyor. Diye haber verd; Ne yemeğirniz var, biliyor musun?.. gölgesi göründü. Geldiğini duymasınlar, Onlarınki, zaten, biraz da eski zamanlaGene kadın: Diye sordu. bu saatten sonra herkes ayağa kalkmasın mağını çıkmışken durdu. Kansındaki bu rın görücü ile evlenmelerine benzeyordu: Beyefendiyi mi bekleyorsunuz?.. Aşçıbaşı çerkestavuğu yapmış; siz diye belki de korka korka eve girecekti. değişikliği bir türlü anlıyamıyormuş gibi Daha acıkmaaım, Ü^JI. ^anım iste belki daha gülüncdü... Eskiden, hiç ol Satvet, konuşacak, üzüntülerini anlameyor. Biraz sonra... mazsa nikâhta keramet ararlardı. Bulan tacak hiç olmazsa bir adam bulduğuna seversiniz. Hiç de öyle olmadı. Elini kolunu salla baktı. Sonra geriye döndü. Merdivenierden indi. Ona doğru yürüdü: Haydi, git, söyle. Ben de Saat dokuz oldu, geçti. Kocası hâlâ lar da olurdu. Satvet için böyle bir ürnid sevinmiş gibiydi. Ranadan da saklamadı: ya sallaya bahçeden yürüdü, geçti... (Arkası var) gelmemişti. Birdenbire titredi. Yüreğin bile yoktu. Onu kurtaracak, yüzünü gül Evet, dedi. Nerede kaldı acaba?.. Kapıcı, bir otomobilin durduğunu duy Nakleden: KEMAL RAGIB