CUMHURÎYET Küçük hikâye Vicdanın uyanışı\ «VATAN KURTARAN ASLAN. filminde gördüğünüz harikalardan sonra... filimleri münhasıran O, hayatta aşktan ve sevgiden başka ruyabilmek için mesaisıni daha ziyade ar ' birşey düşünmüyordu. Mazurdu. Çiinkii tırmaya uğraşıyordu. çok güzeldi, yirmi ikisine henüz basmıştı. Yirmi iki yaşında, birincisinden daha Erkekler etrafında fırıl fırıl dönüyorlar parlak olacağını ümid ettiği ikinci bir madı. ceranın kucağına atılmaya hazırlanan SaÜç sene evvel kendisine delicesine gö niha harb ve istikbal korkusile kat'iyyen nül vermiş olan yakışıkh bir delikanlı ile alâkadar olmuyordu. evlenmişti. Onu, çocukken dinlediği maZaten, Macidden ayrılmaya kat'î susallarda sık sık ismi geçen sehzadeye rette karar vermişti. Hergün hiç de hoşubenzetmişti. Mes'ud olacaklannı muhak na gitmeyen bir takıjn nasihatleri dinlekak sayıyordu. mekten bıkmıştı: Yavrum bütçemiz gittikçe daralı Macid, kalb, ruh ve malumat zengi niydi. Fakat fazla parası yoktu. Ameri yor, biraz ekonomi yapalım.. Bak geçen kan radyolanndan binnin mümessilinin seneki elbisen yepyeni duruyor, bir başyanında mühendis muavinliği ediyordu. kasmı yaptırmaya kalkmakta bilmem ne Altı haftalık balayı devresinden sonra mana var?.. Halbuki öteki neler vadetmiyordu negiinünün ekseri zamanını gene işine verler!.. Küçük bir arzusunu emir telâkki meğe başlamıştı. Geceleri de Sanihasımn yanında plânlannı, projelerini tetkik et ediyor; hiçbir hareketini tenkid etmiyor, daima cömerd, daima nazik ve kibar davmekle geçirmekten hoşlanıyordu. Evet, Saniha, Macidın bütün meş. ranıyordu. Ayrılmak!. Evet, bu mutlaka mukadguliyetinin kendisini sevmekten iba derdi. Fakat Macide nasıl söylemeli. Oret kalmasını istiyordu. Ama, bunun sonu açlık ve sefalet olabilirdi. O, böyle bir nun çekeceği ıstırabı gözünün önüne geakıbete tamamile bigâne idi. Yeni bir el tirdikçe bu acı itirafı ertesi güne bırak bise giydiği, saç tuvaletinin şeklini de maya mecbur oluyor ve zaman böyle ilerğiştirdiği zaman Macidin onlara aid tek liyordu. Bir akşam kocası eve erkence dönmüşkelime söylemeyişini büyük bir cinayet sayıyor, bazan hiddet ve teessürünü ye tü. Yüzü hayatî meselelerden birine kanemiyerek ağlıyor ve hıçkınyordu. O za rar vermiş insanlara mahsus cidiyeLİe süslü idi: man kocası: Yavrum, dedi, yann birkaç ay için Yavrum, diyordu, niçin çocukluk seni terketmeğe mecbur olacağım. Anaediyorsun. Aşk mıitemadiyen «seni sevidoluda uzun bir seyahate çıkacağım. yorum!» sözünü tekrar etmekten ibaret Çektiğimiz para sıkıntısından bir parça değildir ki.. Hakikî sevgi asıl kalbde saklı olsun kurtulmak için müfettişlik vazifeolamdır, zaman, zaman coşar, taşar ve sini kabul mecburiyetinde kaldım. Me kendini belli eder. Hayatta başka meşrak etme, sana hemen hergün mektub yaguliyetler de vardır. Bilhassa erkeklenn zarım. Kısa bir müddet için yekdiğeri ailelerinin maişetini temin için devamiı, mizden ayrılacağız ama, sonunda feraha muntazam, hatta bazan da fazla çalışçıkacağız. Metin ol, cesur ol... Sana kâfi maları lâzımdırl. miktar para bırakacağım. Kardeşlerinden Bu sözler, Sanihanın aklını, mantıkım birini yanına al, otur, sakın üzülme!.. başına toplatacağına, canını sıkmaya başNe tuhaf vaziyet! Kocasım terketmek lamıştı. Çenc, güzel ve tecrübesiz bir ka isteyen kadın, şimdi muvakkat bir za dın için çok tehlikeli bir vaziyetti bu!. man için de olsa onun tarafmdan serbest Onun için Macid bir gün: bırakılıyor. Üstü küllenen hakikatin ya Geceleri seni tiyatroya, sinemaya vaş yavaş alevleri yükseliyor ve bu alevgötüremediğim için üzülüyorum. Öğle lerin üstünde Macid, ona birden ne kıyden sonra işin bitince yalnız git bari.. Bir metli ve ne sevimli göninüyor. parça eğlenir, açılırsın! dedi. Zaten genc kadın ötekinin bol vaidleSaniha, bu müsaadeden istifade et • rine, zahirî nezaketine bütün kalbile inanmekte gecikmedi. Hatla sade beyaz per mıyordu ki... llk aşkı ruhunda yeniden de ve sahnenin eğlencelerinden müstefid canlanıyor. Nasıl canlanmasın ki onu sevolmakla kalmadı. Gönlüne eğlence bir diğini şimdiye kadar binbir delille ispat erkek bile buldu. Bazı zayıf ahlâklı ka eden kocası sırf evini, istikbalini düşünedınlann başına gelen beylik bir hikâye.. rek daha güç ve yıpratıcı bir işe kendini Sinema salonlanna matinelerde hangi atıyor. gaye ile devam ettiği malum işsiz ve pa Onun üç senedir sıkmtısız, üzüntüsüz ralı bir delikanlı tesadüfen tam onun ya yaşaması için durmadan mücadele eden nındaki koltuğa oturmuştu. Filme aid fikir adam ne çetin bir maceraya sürüklendi teatisile tanıştılar. Beş dakikalık istirahat ğini aklına bile getirmeden son söz olazamanında birlikte limonata içtiler. Tek rak: rar görüşmek iizere sözleştiler. Sana kâfi miktarda para bırakacaTabiî Saniha evli olduğunu söylemek ğım! Diypj. Asıl aşk bu değil midir? Onun te ve bu ahbabhğın ancak samimî bir dostluktan ibaret kalacağım ilâve etmek yanında geçici bir adamın geniş vaidlete gecikmemişti. Ama, ne de olsa yaban rinin, >aldızlı sözlerinin, müraiyane ilti jSapir erkekle arkadaşhk,. Herke»in hoş fatlarının ne kiymati var? Onlar, ihmaJ edildiğini zannettiği bir kadının başını göreceği bir hareket mi? Evet, Saniha cidden namuslu, fakat döndürmek için yapılınış mahirane ma o derecede hayal ve macera peşinde KO nevralardan başka ne olabilir? Garib şey! Saniha, bu adamla hayatmı şan bir kadındı. Tanıştığı delikanlı da kadınlarla konuşmasını çok iyi bilen bir birleştirmek vehmine niçin düştü? Sade erkekti. Sanihanın şıkhğından, inceliğin kazancı, degil, bütün hayatını uğrunda den, giizelliğinden işe başlayarak seyret feda eden Macidden nasıl aynlabilecektikleri filmin en heyecanlı bir yerinde ti? Sonra resmen de karısı... Hem genc agenc kadının kulağına: Sizin için çıldırıyonım, sizsiz yaşa damîR kendisine hudadsuz itimadı var.. yamıyacağım, bir başkasına aid olmanız Onun için herşey, bütün hayat, yuvasınbeni öldürecek! sözlerini mınldanmakta dan ve zevcesinden ibaret! O halde, ona lâyık bir kadın olması gecikmedi. Salonu dolduran baygın musikinin, lâzım değil mi? Yavrucuğum, diyor, güle güle git, perdedeki şairane manzaranın iradesini benim için hiç üzülmeden emin ve serbest elinden almasına ramak kalmıştı. Saniha çalış... Ben, sana daima sadık, daima kendini tuttu: Hayır, diye cevab verdi, kocama merbut bir zevce olacağım! Fakat »öyle, sen beni hâlâ seviyorsun, değil mi? Aanet edemem. Tabiî ruhum. Bu suale bilmem lü Hakkınız var.. Belki o da sizi be zum var mı? Yalnız, şu mahud evrak nim kadar seviyor, lâkin elindeki hazi neden istifade etmesini bilmiyor, onun çantasmm içindeki güzel resmini bana versene! için size lâyık bir adam değil.. Saniha, o dakikada sevildiklerinden Saniha cevab vermedi. Bu sükut, delikanhnın cesaretini kamçıladı. Genc ka kat'iyyen emin olan kadınlara mahsus dının şeref ve haysiyet mefhumlarına ruhî vecdin en büyüğünü, en kuvvetlisini fazla ehemmiyet verdiğini anladığı için benliğinde duydu. Kocasının bu sözleri ona kocasından aynlmayı ve kendisile en muazzam yeminlerden daha muhte şemdi. Genc kadının vicdanında bıraz evlenmeyi tavsiye etti. Haftalar böyle geçiyor, hiçbir şeyden geç de olsa beliren bu uyanıklık onu vahaberi olmıyan Macid, Avrupada başla zife ve saadetin mukaddes yoluna dön yan harb gürültüsünün her işi bozduğu gi dürmüştü. bi kendi kazancım da azalttığını düşünerek yuvasının istikbaldeki vaziyetini koAhmed Hidayet L Â L E sinemasında gösterilen sinemanın en büyük kahramam ERROL FLYNNi Bu Perşembe Akşamı Gene İngiliz tarihinin en parlak bir sahifesini canlandıran Müşir Merhum Fuad Paşanm haremi Bayan İnşirah dün irtihal etmiştir. Cenazesi bugünkü salı günü saat birde Kadıköyünde Caferağa mahallesinde Kadife so. kağındaki 41 numarah evinden kaldırılarak motörle Sirkeciye ve oradan Beyazıd camiinde ikindi namazında namazı kilındıktan sonra Eyübdeki aile kabrine defnedilecektir. Ailesine sabrı cemil, merhumeye de Tanrıdan mağferet dileriz. Birinci Kolordu Serbaytar muavinliğinden emekli Beyoğlu Belediye Dairesi baytan Mustafa Nail Özgören vefat etmiştir. Cenazesi 12/12 ^939 bugünkü salı günü saat on buçukta Şişlide Perihan sokak No. 82 deki evinden kaldırılarak cenaze namazı Üsküdarda Yenicamide kıhnarak Üsküdarda Karacaahmed şehidliğinde aile makberesine defnedilecektir. Allah rahmet eylesin. c 12 Birmcikânün 1939 ÖLÜM JTEŞEKKÜHf Müptelâ olduğum hastalıktan dolayı iki senedenberi haftalığımı muntazaman evime kadar gönderen ve aynca yardımda bulunan Matbaa tşçileri Birliğine yüksek saygı ve teşekkürlerimi bildirir, muvaffakiyetler dilerim. Halen Haydarpaşa Intaniye hastanesinde tedavide bulunan H. Tahsin Hançer BERLİTZ Akşam Lisan Kurları 294 Istlklâl caddesi Fransızca ingilizce Almanca Haftada 3 ders, ayda 4 lira | ÇALINAN T A C (TÜRKÇE SÖZLÜ) filminde alkışlıyacaksmız. Binbir macera... Binbir güzellik... Binbir aşk ve hissivat... Zafer ve harikalar filmi. JEANETTE MAC DONALD AŞKIN SESI ME L E K sinemasında 25 eenelik sinema dünyasının EN NEFİS EN MUAZZAM ve EN GÜZEL FİLMİ YARIN AKŞAM DÜNYANIN Birinci artisti güzel iki meşhur yıldızı ve sinemanın birbirinden SİGRİD GURİE EDDY LAMARR Tarafmdan ŞAHANE bir surette temsil edilen H A R L E S B O Y ER FERAH AZAK Tel: 21359 Tel: 23542 2 sinemada ayni zamanda YARIN matinelerden itibaren Çarşıkapı Şehzadebaşı İHTİRASLI BİR AŞKIN, ATEŞLİ BİR HAYATIN ROMANI DIKKAT: Yann gece icın loca kalmamıstır. Numarah koltuklar bu sabahtan itibaren aldırılmalıdır. Tel. 40868. Türkiyenin en muhteşem ... En büyük... En vasi... En sıhhî... İSTANBUL SİNEMA MERAKLILARININ SESİNE VE PROJEKSİYONUNA MEFTUN KALDIĞI SON SİSTEM MAKİNELERLE CEZAiR S E V D A L A R I ıPOLO JOE 2 m emsalsiz ŞAMPİYONU Amerikanın meşhur komiği BROWN ÇENBERLİTAŞ Sineması. Telefon: 22513 1 BEYAZ GUL TÜRKÇE SÖZLÜ I Şarkın füsunkâr güzellikleri A R A B C A ŞARKILI l arasmda canlandınlan BÜYÜK AŞK, İHTİRAS VE HİCRANLAR ROMANI } ^fttnanvrkl ^ A f a n o / I i ^ Emsalsiz müzik, dans ve melodilerle ABDÜLVEHAB dolu TÜRKÇE SÖZLÜ Bugüne kadar göriilen Amerikan filmlerinin şahı Yarmki ÇARŞAMBA Matinelerden itibaren Iispanyoı oerenaaıj OLARAK FANTAZÎ Amerikan nolis teşkilâtının fedai eideri... Amerikan panssterlerini mahveden ölüm makinesi... HaytJnriinmp7 GANGSTERLER CFXLÂDI Yann Akşam S Ü M E R Sinemasında AŞK AZAKFERAH 3 KADIN... 3 AŞK... 3 İHTİRAS.., KESMiGEÇiDi GALA SUARESİ V A T A N Gelecek Hafta Carşambaya KURTARAN ASLAN! Senenin en merakh ve heyecanlı maceralarla dolu sinema ronanlarını Türkiyede ilk defa goSter"mekle şöhret bulan SİMONE SİMON JAWİNE DARCEY ve CORİISJSE LUCHAİRE Askm bütün tarihçesi... Askın bütün lezzetleri... Aşk yarışı... Emsalsiz bir harika... "ıS 'Yann aksam icin verlerinizi evvelden aldırınız. • ' Senenin en büyük Fransız Süper filmi başhyor. Baş rollerde: RICHARD GREENE ANITTA LUISE ALKAZAR S İ N E M A S I YARIN Matinelerden itibaren •• KÜÇÜK PRENSES Yarından itibaren Şehzadebaşında SHIRLEY TEMPLE T U R A N sinemasında ABDÜLVEHABuı K Ü Ç Ü K GANGSTERLER Oymyanlar: Mestedici bir müzik, gaşyedici bülbiil nağmelerile süslenmiş Harry Corey Frankie Thomas Nevyorkun mülevves bir muhitinde ana ve baba terbiyesi görmemiş batakhane cocuklarının acıklı hayatlan. Türkçe sözlü, Arabca şakıh, aşk, ihtiras, hicran romanı İKİNCÎ FİLM: BEYAZ GÜL Matineleı saat on birden itibaren başlar. BAYANLARA HER YER 10 Kuruş. LOCA numaraları bitmek üzeredir. Telefon : 22127 ESRARENGİZ ÇETE: Tam KEENE Tefrika No. 34 Allahın birliğine emanet; hastalık dağ. taş arkasına!.. Fakat ne de olsa, insan hali bu, her türlüsü akla gelir. Belki yeniden üsteler; belki büsbütün artar. Onun için korkarım, doğrusu... Halbuki demin Muhiddin Beyin söyledikleri büsbütün başka türlü idi. O: Yapmacık, şımanklık ! . Deyip çıkmıştı. Hangisine inanmalı ?.. Muzaffer, emektar kalfanın ağzmı biraz daha aramak istedi: Doktor bu sabah geldi, değil mi?.. Evet bu sabah. Dokuzdu, sanırım. Saate bakmadım ama öyle olacak. lşte saraylının yalanını yakalamıştı!.. Amca beyin anlattığına göre doktor, dün o baygınhk arasında gelmiş, bakmış, sonra bir daha köşke uğramamıştı. Muhiddin Bey de ancak o gece eve döndükten sonra telefon etmiş, öyle konuşmuştu. Demek ki bu ihtiyar kadın yalan söylüyordu; ona da böyle ö£retenler vardı. Muzaffer, birderbire cileden çıktı. Yalan söyliyecek ortada ne vardı?.. Nakleden: KEMAL RAGIB Mademki, nişanlısı hasta değildi, öyleyse ne diye yatak odasından dışarı çıkmıyordu?.. Neden hiç kimsenin karşısına çıkmak istemiyordu?.. Gene o şeytan: Sakın arkasını bırakma!.. Bir ipucu bulabilirsen, hepsini öğreneceksin, işte!.. Hadisene, ne duruyorsun?.. Diye Muzafferin önüne düşmüş gibiydi. O da büsbütün kendini unuttu. Büsbütün gözü döndü. O derlitoplu, okumuş yazmış, görmüş geçirmiş genc gitti; yerine bambaşka bir adam j'aptıklannın da, yapacaklarının da ölçüsünü şaşırmış bir cılgın geldi. Birdenbire kapıya dayandı. îhtiyar kadını da beraber itti. Içeriye girdi. Ortalığa şöyle bir göz attı. Yatak bozulmamıştı. Bütün eşya yerliyerinde duruyordu. Genc kızm çantası, ufaktefeği de görünürde yoktu... Gülüyor mu. yoksa ıslık mı çalıyor, bilinmez: dudaklannın arasmdan işte öyle keskin bir ses çıktı. Odanın içinde hiç kimse yoktu... yım?.. Döndü, ihtiyar kalfaya baktı: gizli değil ya. Buyurunuz, işte... Demek ki küçük hanım burada yok; Neden korkacaksınız?.. Yalnız şuEski diplomat, cebinden bir mektub siz de onu saklamak için beni içeriye bı nu öğrenmek istiyorum: Ne zaman gıttı?.. çıkardı. Uzattı. Muzaffer de aldı, okudu: rakmak istemiyordunuz, öyle mi?.. Dün, akşamüstü. «Amca, Bız cenazede iken. yahud da iske Ne yapayım, amcası öyle tenbih et«Şimdi Istanbula iniyorum. Muzaffer leye indiğimiz sırada öyle mı?.. ti, bana!.. Bey, vermiş olduğu sözleri, daha kendi Öyle olacak. Amcası mı?.. Bu yalanı Muhiddin nikâhına girmemi beklemeden unuruverBey mi öğretti size?.. Beğendim doğru Nereye gitmiş, acaba?.. di. Sizin bulacağınız adamdan daha başsu!.. Nereye gidecek?.. Nişantaşına, e ka türlüsü beklenemiyeceği için buna pek Muzaffer, onun ne diyeceğini bekleme ve... o kadar şaşmıyorum. Fakat anladım ki di, yürüdü. Koşar gibi merdivenlerden aAmca bey bunları konuşurken o kadar geçinemiyeceğiz. Hiç kimsenin yanında sağıya indi. Sofada ihliyar diplomatla heyecansız görünüyordu ki Muzafferin öf bir suçlu gibi başı yerde yaşamak istekarşı karşıya geldi. Birdenbire vahşi bir kesi birdenbire tavsadı: mem. Hele ikide birde vır vır dinlemesevincle titredi. Artık, ona da çatmanın Giderken size de haber vermedi, ğe hiç gelemem. Vaziyeti, olduğu gibi, sırası gelmişti. Bütün bunlar ne demek o demek?.. kendisine anlatmış olmanız icab ederdi. luyor, diye soracak; hem de şimdiden Nereden verecek?.. Ben sizinle be Onun da artık bunları bir daha kurcalatezi yok hesab istiyecekti. raberdim. maması lâzım gelirdi. Böyle konuşmuş, Ne olursa olsun, kavga çıkarmak isti Dün gece köşke döndükten sonra böylece sözleşmiştik, sanırım. Verilen sözyen bir hırçınlıkla: mı duydunuz?.. ler bu kadar çabuk unutulacak olduktan Evet, kâğıd yazmış, bırakmış. sonra, yol yakınken geriye dönmek, he Satvet Hanımefendinin yanına mı Oyleyse bu sabah bana da söyliye men şimdiden ayrılmak ikimiz için de dateşrif buyuruluyor?.. bilirdiniz. Halbuki, odasında yatıyor, ya ha hayırlı olur. Diye sordu. Onun sesindeki acılık, yüzünün çizgi nına da kimseyi bırakmıyor, demiştiniz. «Bu mektubu okuduktan sonra nekalerindeki terslik Muhiddin Beyin de gö Neden sanki?.. dar öfkeleneceğinizi biliyorum. Başıma Muhiddin Bey dudağını büktü, omuz neler geleceğini de tahmin etmiyor değizünden kaçacak gibi değildi. Şu beş on dakika içinde ne oldu, ne bitti, hepsini larını kaldırdı: lim. Fakat bundan baska türlüsü elimden bir bakışta an'adı: Nişanhların arasında böyle ufak te gelmez; başka türlü yaşaj amam.» Siz de galiba. oradan teşrif ediyor fek cilveler eksik olmaz da ondan.. GittiMuzaffer, üstüste iki kete mektubu osunuz. öyle mi?.. diye güldü. ğini duyacak olursanız, büsbütün sinirle kudu. Sonra da Muhiddin Beyin yüzüne Evet. nirsiniz, diye düşündüm; onun için... baktı: Satvet gitmiş, onu mu söyliyecek Şu mektubu ben de görebilir mi Hic birşey anlamadım. siniz?.. yim?.. Dedi. Artık sİ7 de saklamağa lüzum gör Bana yazdığı kâğıdı mı?.. Ihtivar diplomat, kalm yaprak sigara müyorsunuz, demek?.. Evet, savgısızlık olacak ama «ını çıkarmış, onu yakmağa uğraşıyordu: Nesini saklıyayım, korkacak mı Neden saygısızlık olsun?.. Sizden Ben de öyle, dedi, hiç birşey anla madım. Şımanklık, densizlik, açıkçası bu işte!.. Pek de şımarıklığa benzemiyor. Vaziyeti bana da anlatmış oîmanız icab edermiş; öyle yazıyor. Bu ne demek?., Ne gibi bir vaziyet?.. En çok bunu anhyamadım. llk günü söylemiştim. Annesile babasının nasıl öldüğünü, uzun uzun size de anlatmıştım. Bunun için olmıyacak, sanırım. Ben kendisine bunu hiç açmadım. Bunu hatırlatacak hiç birşey söylemedim. Öyleyse neden kavga ettiniz?.. Yahud da bizim küçük hanım, enikonu aklını oynattı, demektir. Bence o da değil!.. Yazılan mektub, akhbaşında bir insanın kaleminden çıkmış. Sakın, başka birşey olmasın?.. Olur a, siz de bana söylemeğe unutmuş olabilirsiniz. Ne gibi?.. Bilmem, ben de onu sonıyorum. Sizin aklınıza gelen birşey varsa, söyleyiniz bakalım. Bsraber düşünelim. Muzaffer biraz durdu. Sonra birdenbire: Hüsameddin Beyin adını duyar duymaz, Satvet Hanım neden böyle baygınhk geçirdi; neden hiç kimseyi görmeden '=>çıp gitti?.. Diye sordu. İArkası var]