9 Aralık 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

9 Aralık 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 CUMHURÎYET 9 Bîrincfltânun 1939 Neş'esini kayıb edenler... Tebessüme hasret çekenler... Hayatm zevkini anlamıyanlar... koşunuz. Dünynın an güzel çifti Güzel yabancı Türk lokantasından konuşa konuşa çıktılar. Önce bankaya uğrayıp paıalannı alacaklar, sonra müfettişliğe gideceklerdi. Savinyi Platz'ta gidecekleri istikameti tayin etmek için oklarla gösterilen istasyon isimlerini okumağa çahşıyorlardı ki, rüzgâr gibi önlerinden geçen trenin pencereleri arkasında onun sarışın başmı gördüler. Bu başın bir kere görüldükten sonra unutulmasına imkân olmıyan bir manası vardı. Bir solukta kendilerini genc kızın karşısında buldular. Beyaza yakm gri Tenk li bir kürk giymişti. Kalpağı, manşonu ayni renkte kürktendi. Ayaklannda uzun deri çizmeler vardı. Bakışlan rüzgârlı. sanki bütün mevcudiyeti rüzgârlı idi. Lutfi genc kızın kendi dilinden anlamıyacağından emin olduğu için serbestçe konuşmağa başladı: Şu saçların rengine bak Macid' Eritilmiş, köpük haline getirilmiş altmlar gibi... Hele gözleri. Şimal denizinin enginlerinden iki damlaya sanki şark güneşinden ışık tutmuşlar. Macid arkadaşının yüzüne dik dik bakarak: Saçmalama dedi. Seni buraya güzellerin peşinden koşasın diye değil, iş adamı olasın diye yolladılar. Insan mısralardan kurtulmuş canlı bir şiiri karşısında bulur da lâkayd kalabilir mi a canım ? Hayran oldum. Şu saçlarının toplanışına, şu yüzündeki boyasız güzelliğe, şu vücuddeki tenasübe bak. Spor yaparak, iyi bir ev ve mekteb terbiyesi alarak yetiştirildiği ne kadar belli. Zaten hemen hemen hepsi öyle.. Yani yurdun kızlarını aşağılamak mı istiyorsun? Müfrit milliyetperverliği bırak §imdi. Sanki sen bu harikulâde güzellik karşısında taş gibi kalmağa muktedirmişsin de.. Bana yabancı kalmağa mahkum insanlann güzelliği vız gelir dostum. Buraya gönül oyunları ile vakit kaybetmek için gelmedim. Bir görüşte göklere çıkardığın şu şimal kızı, benim için güzel bir yabancıdan başka bir şey olamaz. Buraya gelirken kilidlediğim kalbimi, ancak memleketimde bir genc kızın temiz elleri açacak. Insanlann iradelerine bu derecelerde güvenmeleri doğru değildir. Seni de görürüz. Seni şimdiden görüyoruz. tki istasyon sonra ayağa kalkan kızın arkasından arkadaşının da hazırlandığını gören genc adam: Lutfi, çocuk olma dedi. Bugün bankaya ve müfettişe gitmeğe mecburuz. Bu gece de otelde kalırız. Müfettişe de cuma günü gideriz, ne çıkar? Çapkın mahalle delikanlılan gibi meçhul bir kadının arkasından yürümeğe utanmıyor musun? Kızın yüzüne bak bir kere. Nasıl sinirlendi. Geç efendim. Sinirlenmiş gibi görünüyor ama aldırma. Arkadaşlar onların içyüzlerini açık kitab gibi okumuşlar. Istemem ama yan cebime koy kabılinden bîr"sinirlenme. Sen şimdi bu kızın peşini kovalayacaksın demek? Şüphesiz. Uğurlar olsun. * * * Beşihtaş S U A D P A R K sinemasında 3 AHPAB ÇAVUŞLAR HAYDUTLAR ARASINDA Ikl muazzam TÜRKÇE şaheser birden Hiç zaptedilirler mi onlar? Insanın içi uslu olmalı. Kanında binbir ateş yanan genci mezara gömsen toprağı deler de çıkar. Sonra ikisi de garsondan takib ettikleri mecmua ve gazeteleri isteyerek kendi âlem lerine daldılar. Macid, Berlinde kalmak istemiyoıdu. Kü çük bir yeri tercih etmesinin sebebleri vardı. Bir kere burada Türk talebe çoktu. Her gün bir tanıdığa raslayıp saatlerce ahpablık etmek mecburiyeti nasıl oluyordu. Şehir hayatı yorucu idi. Bir lokantaya gidip gelmek bir kaç saatini alıyor, lisan kurslarını takib etmek için trenlerde epey vakit kaybediyordu. Müfettişe fikirlerini tasvib ettirdikten sonra yola çıktı. Lisanı iyice kavramadan dönmiyecekti. Lutfi lisan için önümde koca bir yıl var diye işini daha gevşek tuttu. O genclığinin taşkın istekleri ardında koşmağı ilk plâna almıştı. Bir perşembe akşamı Türk kulübünde uzun müddet hayalile oyalandığı genc kızı gördü. Gene yanında o uzun boylu, esmer delikanh vardı. Gözgöze geldiler. Lutfi arkadaşlarından birinin koluııu çekerek: Türk kulübüne yabancılar da girebiliyor mu? Diye sordu. Ne gibi? Meselâ şu uzun boylu adamın metresi falan! Kendine gel arkadaş. O Türk kızı. Ya?! Lutfi kıpkırmızı oldu. Hiçbir şekilde tamirine imkân olmıyan bir pot kırmıştı. Ertesi gün Macide bir mektub yazarak bu tesadüften uzun uzun bahsetti. Genc kızın Türk olduğunu öğrendikten sonra arkadaşının nasıl hareket edeceğini merak ediyordu. Aldığı cevabda bu hâdiseye temas eden bir nokta yoktu. İçi biraz serinler gibi oldu. Aklı sıra rakibsiz kalıyor, genc kız tarafından bir gün affedileceğini umuyordu. Aylar geçti. Macid, sömestr zamanı Ber line döndü. Bütün ruhile işlerine gömülmüştü. Sefarethanede orta Avrupada tetkik seyahatine çıkan mülkiyeliler şerefine çay vardı. Genc kızı ikinci defa orada gördü. Belinden aşağı pilili, yakası ekoseden lâciverd renkli bir rob giymi^ti. Başında saçlarının sarışın dumanını bütün ihtişamile açıkta bırakan minimini bir akşam şapkası vardı. Neş'eli neş'eli arkadaşlarile konuşuyordu. Macid kalbinin tatlı, ılık hislerle çarpmağa başladığını hissetti. Bir gün yabancı zannettiğ için güzelliğine karşı kalbini kapalı tutmağa mecbur olduğu genc kızı, şimdi ne kadar kendisine yakın buluyordu. Mülkiyeliler kafilesinin başkanı eski hocası idi. Onunla konuşurken yanlanna uzun boylu, esmer bir genc geldi. Profesör: tki sevgili talebemi de karçunda bulmak ne hoş dedi. Yıllardan sonra uzak bir memlekette eski talebelerimle konuşacağımı seyahate çıkarktn aktma bile. goi tirmezdim. E, sizi birbirinizle tanıştırayım çocuklar: Bülend, Macid... Bu tanışmadan sonra her iki genc de çabucak ahpab oldular. Kafaları yekdiğerine denkti. Branşları da ayni olduğu için Macid kendisine kuvvetli bir rehber bulmuş oluyordu. Bu arkadaşlığın ilerlediği günlerde genc adamın kalbi de en ince noktalarına kadar yüksek bir aşkla dolup taşmıştı. Bülend doktorasını bitirmişti. Memleketine dönmek için sevincle hazırlık yapıyordu. Macid durgunlaşmıştı. Çünkü bütün ruhile sevdiği kızdan ayrılmak icab edecekti. Aylarca sezdirmekten çekindiği bu kalbî bağı genc kızın ağabeysine nasıl açmalıydı? Nihayet bir akşam dayanamadı. Ürke ürke Jale ile evlenmek istediğini söyledi. Bülend kardeşile konuştuktan sonra mes'ud karar verildi. Türk kulübünde nişanlandılar. Konsoloshanede nikâhlan kıyıldı. Genc kız kilidi memlekette açılacak sağlam bir kalbi küçük ellerile vaktinden önce açtı ve yerine yerleşti. Evlendikten on gün sonra Bülendi geçirmek üzere istasyonda idiler. Vatanına dönmek için genc kızın bir zamanlar ne ka dar sabırsızlandığını yakından bilen genc adam gülümseyerek: üzgün müsün Jale diye sordu. Ve karşılığını gene kendi verdi: Sakın üzülme yavrum. İlk fırsatta senin için bir yurd seyahati hazırlamak vazifemdir... * * * M. K. Su STAD İLAHLARI Berlin Olimpiyad Oyunları Aitm sesii İ R E N N E DUNNE Seanslar : 2.30, Akşam 7 de 3 Ahpab Çavuşlar 8.30 da iki film birden Tel : 43143 Çok sevimli DUĞLAS FAİRBANKS CUNYOR T A N N t s Viviane Romance i Metro Jurnal son haber Yalnız 1 ve 4.30 da Kadınlar hapisanesi HEYECAN İSTİYORSANIZ Yaşamak Zevktîr Filminde size veröcektir. Herkes bu hafta Hepinizin aradığı bu saadeti... Hasretle beklediği neş'eyî M A S I KASIRGA (Türkçe) Oorothy Lamour Pazar 11 de 15 kutuş ALEMDAR ve M İ L L î Sinemacıhğm 1939 da yükselebildiği en son tekâmül eseri LALE'ye M E L E K Gülerek girip, gülerek çıkacağına enin olsun Kiralık daire Sinemalarında İlâveten: MİKt ve en son METRO JURNAL Bugün saat 1 ve 2,30 da tenzilâth halk matineleri. Yayla apartımanı Harbiye Valikonağı caddesi Tüccardan merhum Hasan Tahsinin kızı ve doktor Tahsin Furtunun hemşiresi uzun müddettenberi devam eden hastalık neticesi, Allahın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi, bugün saat ] 1 de Osmanbeyde Rumeli caddesinde Tahsin apartımanından kaldırılarak cenaze namazı Teşvikiye camiinde kıhndıktan sonra Şehidlikler mezarlığına defnedilecektir. C ÖLÜM GÜNAHKÂR MELEK i seyredinız. 20 nci asrın son büyük aşk faciası BÜTÜN İSTANBUL HALKIN1N Ağzında dolaşan 2 isim HONOLULU Bu film M E L E K sinemasının zaferlerle dolu tarihine taç giydirmiştir. sineması ve Son 4 günü kalmıştır Mümessilleri: Margaret SuHavan James Stewart Avrıca : İSTANBULDA İLK DEFA Amerikanın çoşgun güneş iklimlerinin titretici maceralarını size yaşatacak olan ELEANOR Baş r o l l e r d e : D Ü N Y A D A N S POW EL L sinemasında Y I L D I Z I Bugün saat 1 de tenzilâth halk matinesi ( TEŞEKKÜR " BUGÜN SAKARYA Beşiktaş Yıldız otobüsünde düşürdüğüm para ve hususî evrak cüzdanımı bularak Beşiktaş polis merkezine teslim eden otobüs biletçisi kıymetli gence ve bu hususta yardımlarını gördüğüm Başkomiser Naim ve komiser muavinleri Ahmed, Sakıba ve bilhassa Türk polisine yakışır kibar ve dürüst muameleleriie beni hay. ran bırakan polis Mustafa «1438», Ah med Hamdi «293) e alenen teşekkürü bir borc bilirim. Haseki Kadın hastanesinde asistan Dr. Tank Maktav ARİZONA KAPLANI ALKAZAR Sinemasında 10 günde*nberi görülmemiş muvaffakiyetle devam etmekte olan mesvimin en güzel heyecan ve korku filrni B U G Ü N Bir aşk filmi... Bir lüks ve ihtişam nirnunesi ve bir şarkı ve aşk serenadları olan bu müstesna filmi görünüz. LiLY DANIiTA z £ z £ DEL KANIPO MUZÎKALI POSTA KUTUSU 2 kısımlık mükemmel bir şarkı ve dans filmi Bugün saat 1 ve 2.30 tenzilâth matineler Franr 7ca sözlü ve renkli filminde göreceksiniz. Baş rollerde: GÜZEL ESİRE Tangolar... Rumbalar... Meksikanın bayramlan ve en güzel kızları... Bütün bunları: İlâveten: MEVLÎD Emirgan orta okulu ingilizce öğret meni ve. deniz önyüzbaşı Afif Tuğrulun refikası olup geçende vefat eden Betul Tuğrulun ruhu için önümüzdeki 13 kânunuevvel çarşamba günü, Beyoğlu Ağacamii şerifinde öğle namazından sonra Mevlidi Şerif okunacağından arzu eden zevatın tesrifleri rica olunur. FRANKENŞTEİN OĞLU Son nın Pangalh BASİL RATHBON BORİS KARLOFF ve BELA LUGOSI sünlerinden istifade ediniz. Türk musikisinin ve Türk san'atkârlarımn kaleler kadar azametli harikası, Aşk... İhtiras... Göz kamaştırıcı ihtişam şaheseri... Senenin en büyük zaferi TÜRKÇE SÖZLÜ ve TÜRKÇE ŞARKILI A K IN sinemasmcla « Ramazanın 7 nci Cuma günü rahmeti rahmania kavuşan sevgili büyük valdem ruhuna yarınki pazar günü öğfle namazını müteakıb BEYAZID camiinde okunacak Mevlidde arzu buyuıanların hazır bulunmalarını NEVLiD Usküdar Hâle sinemasmda SÜVEYŞ FEDAİLERÎ Türkçe sözlü Ayrıca: Hevecanların en müthişi içinde yaşatan büyük bir harika daha Ç İ N G E Ç İ D İ ve DÜNYA HABERLERİ îündüz ve gece 8,45 te 2 film birden^^IHB^^HHHB G V L A7 A Z S U L T A N Bayan Hatioe Nakiyenin BUGÜN T A K S İ M T Ü R K Ç E sinemasında ÜÇ AHBAB ÇAVUŞLAR artistleri M A K S B R O T H E R S R. K. O. Film şirketi hesabına 1939 da çevirdikleri senenin en eğlenceli, en neş'eli ve baştanbaşa hareketle dolu Genc kız büyük bir caddenin köşesindeki kahveye girdi. Masalann arasında iler lerken kendisini hayran hayran süzen bakışlar üstünde toplanıyordu. Geniş pencerelerin yanındaki masadan uzun boylu, esmer bir erkek ayağa kalktı. Hararetle ellerini uzatark onu karşıladı. Soyunmasına yardım etti. Geniş koltuklara yerleştikten sonra konuşmağa başladılar: Belli etmeden başını sola çevir ağabey. Köşedeki çocuk. Bak nasıl bakıyor. Her halde seni şey zannetti. Nasıl söyliyeyim şey! Aman trende ne saçma konuştu bilsen. Genc adam öfke ile: Münasebetsiz dedi. Binbir fedakârlık mukabili tahsil için Avrupaya gelirler. Sonra daha geldiklerinin bilmem kaçıncı günü kız kovalamağa başlarlar. Kardeşinin kahvesine süt koyarken parmaklan hafifçe titriyordu. Daha sinirli bir sesle: Elimde olsa, dedi. Şu tecrübesiz gencleri bir pansiyona koyar, hareketlerini dehşetli bir kontrola tâbi tutardım. Barları, eğlence yerlerini, çeşidli kadınlarla düşüp kalkmağı onlara yasak ederdim. Genc kız tatlı bir sesle: Burası koca bir şehir ağabey dedi. dilerim. Simper Kurşunlu KONYADA Yeni Kütübhane sahibi M. Naci Cumhuriyet Gazetesinin ve bütün mekteb kitablan, kırtasiye, gazete ve meemuaların tevzi yeridir. B U G Ü N 2 saat KAHKAHA NEŞ'E NÜKTE İlâveten: EKLER JURNAL en son haberler ve MÎKİ MAUS. • Dikkat: Bugün saat 1 ve 2,30 da tenzilâlı seanslardan istifade ediniz. Biri KAHKAHA, NEŞ'E, ZEVK ve EĞLENCE TUFANI... İkincisi HEYECAN ESRAR MERAK ve DEHŞET FİLMİ... PASTIRMACIYAN ve ŞÜREKÂSI 2 BÜYÜK ŞAHESER BİRDEN S Ö Z L Ü İPEK Sinetnasında 1LOREL HARDİ HOVARDALIKTA Bugüne kadar yaptığımız (TÜRKÇE SÖZLÜ) LOREL HARDİ filmlerinin en eğlencelisi ve en mükemmeli Esrar ve macerayla dolu büyük film ( 8 kısım) DİKKAT : Bugün, her iki filmi görmek şartile seanslar saat: 1 3,45 . 6,15 ve gece 9 da İZDİHAMIN ÖNÜNE GEÇMEK ve YER BULMAK İÇİN SEANS BAŞLARINA DİKKAT EDİLMESİ RİCA OLUNUR. Muzaffer, titredi: | nişanlısının gözünden kaçmadı. Demin Para ile saadet olmaz, doğru. Fa kapalı duruyordu. Benimle evlenmeğe mecbur olan, [ denberi duyduğu sözleıin hiçbirisi Muzaf kat parasız saadet de hiç olmazmış, öyle Muzaffer, o gece gidip otelde kalmak öyle mi?.. fere, bu kadar dokunnıaınıştı: derler. Saadetin dekorları, o kirli, kok istedi. Muhiddin Bey olsun, nişanlısı ol« Değil mi ya?.. Nasıl isterseniz öyle olsun, dedi. muş kâğıd yığınlarından yapılıyor!.. Ben sun, ikisi de bırakmadı. Ayn bir oda haGenc çocuk, dilinin ucıında dolaşan acı Mademki, kendinize başka bir hayat ar saadetten de, hayattan da büsbütün ümi zırlattılar. Orada yattı. sözleri söylememek için dudaklarını ısır kadaşı bulmak istemiyorsunuz, öyleyse dimi kesmiş değilim. Ertesi günü, herkes erkenden uyandı. dı: dursun!.. Yalnız, varacağınız adamın, si Ne mutlu size!.. Mademki öyledir, Evin içinde matemli bir hazırlık vardı. Ben de onun için i?te, isterseniz ay ze denk olmıyacak kadar parasız oldu ilk iş olmak üzere beni şu amcamın elinSatvet, buraya geldikten sonra, birdennlalım, diyorum. Ne zaman isterseniz, ba ğunu da unutmayınız. den kurtarınız!.. Ondan sonrası, belki si bire değişivermişti. Zaten pek güîer yüzna varmaktan vaz geçebilirsiniz, onu söyBiraz daha sokuîdu: zin dediğiniz gibi kolay olur. Belki ben lü değildi ama hele şimdi büsbütün durlüyorum. Bilmezsiniz, dedi, sizinle anlaşmayı de sizin gibi düşünmeğe başlarım. gunlaşmış; gözleri yaşlı, ortalıkta dola Daha doğrusu, siz beni almaktan nekadar isterdim. Anlaşmak, birbirimize Satvet, artık sözü bundan öteye uzat şıyordu. Kapının üstüne sarılmış, büyük vaz geçtiniz, benden ayrı'mak istiyorsu inanmak ne büyük' bir saadet olurdu. mak istemiyormuş gibi: bir çardak gülü vardı. Bir arahk onu Mu> nuz, değil mi?.. Şunu açık söylesenize... Mademki öyledir, parmağınızdaki Haydi, dedi, siz de hazırlanımz; zaffere gösterdi: Satvet, yeniden ona dönmüş, dalgın yüzüğü, ikide birde, kaldırıp başıma at alacağınız ufaktefek birşey vardır, belki... Zavallı halacığım, dedi, bu gülleri dalgın bakıyordu. Başı, gururdan bir tac maymız. Anlaşmak, birbirine inanmak, Apartımana kadar gideyim, arka pek severdi. Kabrinin üstüne de bundan giymiş gibi, yukarı kalkıktı. Fakat yüzün verilen sözü tutmakla olur. j ma koyu renkli esvab geçıreyim. Bir de diksinler. Gideyim, şunu Hasan çavuşa de hiçbir heyecan izi yoktu. Ben kendi sözümden dönmeği dü küçük el çantası alacağım, o kadar. söyliyeyim. şünmedim, bile... Belki siz vaz geçersiniz, Muzaffer, biraz şaşmr gibi oldu: Çabuk olunuz, öyleyse. Altı vapuMuzaffer: Ben kendim için söylemiyorum, de aiye korktum, onun için söyledim. runa yetişeceğiz. Buraya uğrar mısınız; Hasan çavuş dediğinîz bahçıvan Neden vaz geçeyim?.. Halamdan yoksa doğru vapura mı gelirsiniz?.. di. Siz, evvelce verdiğiniz sözü, isterseniz, mı?.. Çağıralım da buraya gelsin. geriye alabilirsiniz; onu anlatmak istedim. miras yedim, diye mi?.. Bugün elimde Vapura geleyim, daha iyi. Sizi de Baksanıza yağmura!.. Zavallı adam Genc kız, hep öyle azametle başını olan para, üç beş yüz bin lira daha çok, bekletmiş olmam. buraya gelinciye kadar ıslanır. yahud da bir o kadar eksik olmuş, ne çıbüsbütün arkaya doğru silkti: Genc kız, Muzafferin arkasından uzun öyleyse ben gideyim, ben söyliye Nasıl isterseniz öyle yapınız. lster kar?.. Benim bütün hayatım, bu yüzden uzun baktı. Nişanlısı işte, görünüşte hiç yim. seniz beni bırakıp gidersiniz, istediğiniz değişir, başkalaşır mı, sanıyorsunuz?.. de fena bir çocuğa benzemiyordu. Ama, Başka söyliyecek!erim de var. Kenbu ise eğer?.. Yok, yalnız benim içîn söy Bunun için mi, verdiğim sözü geriye ala içyüzü nedir, orası belli dpğildi. Onun iç dim gideyim, daha iyi... Hasan çavuşu lüyorsanız, ben bir kere söz verdikten cağım?.. yüzü de, yarın ikisinin başına gelecekler ben, pek severim. Bilseniz, ne iyi adam! sonra bir daha geriye dönenlerden değiGenc kızın yüz binlerle liraya değer de, bunların hepsi karanlıktı... Dün gece de görmedim. Hasta mıdır, nelim. vermiyormuş gibi görünmesi, hiç de yap 9 dir?.. Hatırını sormuş olurum. Bunu söylerken Satvet, parmağındaki macığa benzemiyordu. Belki şimdi, her O akşam Adaya geldiler. Satvetin deKışın pek hoyrat günlerinden biriydi. nişan yüzüğünü öteki elile tutmuş; sanki zamankine göre daha candan, daha canlı diği gibi köşk çok büyüktü, bahçe pek . ..ç durmadan yağmur yağıyordu. Geno kimse almasın, yerinden çıkaran olmasın bir sesle konuşuyordu: genişti. Yalnız, içindekiler o kadar ka kız aşaÇıya indi. Mant ışaçıya mdı. Mantosunu başın diye sımsıkı yakalamıştı. Belli ki, bunu Para ile saadet oldbilsel.. labalık değildi İki hizmetçi, bir a=çı, bh tüne çekti. öylece bahçeye fırladı bilmiyerek, istemiyerek yapıyordu. Fakat. Diye başını salladı. u§ak, bir de bahçıvan... Odalann çoğui [Arkası • « 2 Polis hafiyesi ŞARLİ Ş A N Mükerrem Kâmil Su Tefrika No. 31 Satvet, gözlerini ondan ayırmıyordu: Evet, öyle ise?.. Diye sonunu bekledi. Öyle ise, size şunu söyleyecektim... Ne söyleyecektiniz?. lsterseniz, diyecektim... Evet?. lsterseniz, aynlalım, diyecektim. lsterseniz, benimle evlenmekten vaz geçebilirsiniz, onu söyliyecektim. Genc kız, işte yalnız bunu beklemiyordu. Rengi uçtu. Dudakları soldu. Şimdi, ikisinin de gözleri birbirinden kaçmış, ikisi de birbirine bakmaktan çekiniyor gibiydi. Halam öldükten sonra, büsbütün zengin oldum, diye mi söylüyorsunuz?.. Evet. Bunu düşünüyorum. Demindenberi bu yüzden nekadar azab çektiğimi bilmezsiniz. Neden?.. Siz zengin değilsiniz de onun için mi?.. Hem öyle, hem de siz bu kadar zengin olduktan sonra istediğiniz adama varabilirsiniz. Sizi seven bir adamla, sizin de seyebileceğiniz bir gencle evlene Nakleden: KEMAL RAGIB bilirsiniz, onun için... Eskiden de zengindim. Kendi param da var. Hem halamm bıraktığından daha çok!.. Oyle olsaydı, dediğinizi eskiden de yapabilirdim. Satvet, artık kendini tutamadı. Başını iğdi. Hem gözlerinde bcliıen yaşı gizlemek için, hem de tutunacak bir yer bulmak için pencereye doğru yüriidü. Oraya dayandı. Dışarıya bakıyormuş gibi durdu. Muzaffer de ağır ngır ona yaklaştı: Biliyorum ki, dedi, ben sizin gibi bir genc kızın varmak istiyeceği adam değilim. Sonra, bir şeyden daha korkuyorum... Ne gibi?.. Içgüveysi diye kapınıza sokulmuş, para için sizinle evlenen bir adam? !.. Sizin için ben bundan baska birşey değilim. Bana ancak bu gözle bakabilirsiniz. İşte bundan korkuyorum; utanıyorum. Genc kız, omuzlarını kaldırdı: Ya ben?.. Ben neyirn?.. Sizinle evlenmeğe mecbur olan bir kız değil mi?..

Bu sayıdan diğer sayfalar: