6 Birlncikâmın 1939 CUMHURÎYET H A B E Rusyanm verdiği cevab Moskova hükumeti, Finlandiya ile harb etmediğini ve bu itibarla Cenevreye mümessil göndermiyeceğini Cemiyeti Akvama bildirdi! Cenevre 5 (a.a.) Bu sabah, Sov yetler Birliği Finlandiya anlaşmazlığı etrafında büyük bir faaliyet kaydedilmiştir. Genel sekretere notalar yağmaktadır. Bu sabah, Avenol, 9 ve I 1 kânunuevvelde konsey ve asamblenin toplanmasını reddeden Sovyet cevabını almıştır. Mil letler Cemiyeti tarafından alınmadan evvel Moskovada neşredilen bu cevab, enternasyonal kanun ve usulleri hiçe almaktan korkmıyan bir hükumetten beklenen bir cevabdır. Sovyetler Birliği, genel sekretere ver diği bu cevabda ağır bir eda ile Finlan diyaya karşı harbetmediğini bildirmekte dir. Cenevrede, Molotofun Berlinden ders almış olduğu söyleniyor. riyetinde kaldığından Milletler Cemiye tini haberdar eylemiştir. Milletlerarası ahlâkı {Başmakaleden devam) münhasıran bunlar üzerinde durmak en doğrudur. Bununla beraber harbin dahilinde ve haricinde bulunan milletlerin bir milletlerarası ahlâkı ve bir milletletarası hukuku bulunduğunu daima gözönünde bulundurmaları lâzımdır. Geçen Umumî Harbin sonunda galibler tarafından Türkiyeye tatbik olunmak istenilen gelişigüzel ve alabildiğine haksız parçalama siyasetinde elbet hiçbir iiabet, hukuk ve ahlâk umdelerine herhangi derecesinde bir mutabakat yoktu. Ondan dolayıdır ki dört senelik yorucu, yıpratıcı bir harbden sonra Türklerin tekrar silâha sanlmalanm dünya insanlığının efkân umumiyesi teveccühle, muhabbetle karşıladı. Millî hudud ve hukukumuzu bize tam istiklâlimizle iade eden muzafferiyetimizi biraz da bu cihan efkârının teveccüh ve muhabbetine medyunuz. Sabık galiblere mensub memleketlerin mühim bir kısmı bile bize bu en büyük millî işimizde velevki manen muzahirdi. O zaman yeni bir rejimle Çarlığı yıkıp yok etmiş olan Sovyet Rusyanın Türk kurtuluş cidalindeki samimî ve çok dostane alâkalanndan başka hatta Fransız ve Italyan milletlen dahi Türk milletinin bu isyanını mes.ru ve muhik buluyorlardı. Loid Corc'la bazı hemfikirleri istisna olunacak olursa lnjriliz efkân dahi ekseriyetle Türkiye lehinde idi. Amerika ise aleyhimizdeki bütün propagandalara rağmen sür'atle hakikari kavrıyor ve bize teveccühkâr olmağa dönüyordu. Maarif davamız: 5 J Idare keşmekeşi Yazan: PEYAMt SAFA |HEM Bir NALINA MIH1NA muamma Üniversite hâlâ kitabsızdır Gene altı ay evvel, Maarif bütçesi müzakere edilirken, Diyarbakır meb'usu 1brahim Tali Öngören, Büyük Millet Meclisinde sordu: «Kitablar meselesi mevzuu bahsoldu. Bendeniz bir noktayı sormak istiyorum: tıtanbul Universitesinde Tıb Fakültesinin talebesi kitabsızdır. Notlarla oknyorlar. Bu hususta Vekâlet ne düşünüyor?» Bir meb'us dedi ki İngiltereyi, Hariciye müsteşan temsil edecek Londra 5 (a.a.) Çember'avn bugün Avam Kamarasında beyanatta bulunarak Milletler Cemiyeti konseyinde ve asam blesinde ingiltereyi Hariciye Müsteşan Butler'in temsil edeceğini söylemiştir. Maarif Vekili dedi ki Maarif Vekili Hasan Âli Yücel, Ibrahim Tali Ongörenin sorgusuna şu cevabı verdi: «lstanbul Universitesinde okunan ki • tablarm 180 i basılmışhr, Aşağı yukarı yüzde yetmiş besL Geriye kalanın bir kısmı yazılmıs, henüz basılmamıştır, bir kısmı da yazılmamıshr. Emir verdim, yazılmanuslan yazdınyorum. Yazılıp ba tılmamışlan da bastırryoruz. Zannederim ki önümüzdeki sene ancak % 10 kitabsızlık kalacaktır.» Maarif Vekilinin bu ifadesine göre, Üniversite kitablannın yüzde yetmiş beşi altı ay evvel hazırlanmıştı; geriye kalanların bir kısmı da hazırlanacaktı ve Vekilin tahminine göre Üniversitede yüzde doksan kitab, mektebler açılınca, hazırlanmış olacaktı. Mektebler açılalı iki ayı geçti. Bugün, Üniversite taiebesinin elinde yüzde doksanı bırakınız, yüzde yetmiş beş değil, yüzde kırk bile kitab yoktur. Bazı fakültelerde bir tane bile kitab bulamazsınız. Oniversitelilerin çıkardıklan «Genclik» gazetesinin geçen ayki sayısından aşağıya aldığım parçayı okuyunuz. Bu keskin çığlık Üniveısitenin hançeresinden fırlıyor. eden noter vesikalan ve evrak var. Bunların lıepsi, müfettişlerin, şahsî temayüllerine çok esir olarak rapor verdiklerini, meslekî rekabet ve kin duygularının emrinde hareket ettiklerini ileri sürüyorlar. Bu yüzden, büyük cevherlerini ve kabiliyetlerini yakından bildiğim bazı muallimIerin istifaya mecbur olduklan da görülüyor. Çocuk velilerinden gelen şikâyetler de muallimlerinkinden az değildir. Hepsi bu makaleye sığmaz, bir tanesıni ahyorum. İki de muallim mektubu. Bir çocuk babası diyor ki Maçkada, Nişantaşı caddesinde, 21 numarada oturan Maksud Rıza Ünver bize birkaç gün evvel §u satırları yazıyor: «Oğlumu bir hususî liseye göndermekteyim. Senelik ücreti 100 Iiradır. Fakat, maalesef bu kış günlerinde sobasız dershaneleıde okumaktan oğlum hastalanarak zatürreeden yatmaktadır. Mekteblerde bu gibi sıhhî kavaide riayet olunup olunmadığı hakkında maarifimizüı teftişi yok mudur? Geri kalanlar da böyle birer birer hastalanacaklar mı? Bunun cezasını yalnız ana, baba rm çekecek?» Molotofun cevabt Moskova 5 (a.a.) Molotof, Finlandiyanın talebi üzerine Milletler Cemiyeti konseyi toplandığı takdirde, Cenevrede Sovyetler Birliğinin kendisini temsil et tirmiyeceğinden, Milletler Cemiyeti ge nel sekreterini haberdar eylemiştir. Molotof, Milletler Cemiyeti genel sekFakat, Moskovaya karşı hareket git reteri Avenol'a verdiği cevabda, Sovyettikçe fazlala;maktadır. Arjantin ve Koler Birliğinin Finlandiya ile harb halinde lombiden sonra, çimdi de Uruguay, mii olmadığını, bilâkis iki kânunuevvelde tecavizle bundan sonra işbirliği yapmrya Finlandiya demokratik halk cumhuriyetile cağını Milletler Cemiyetine bildirmiştir. bir dostluk ve karşılıklı yardım paktı imVenezuella istifa etmiş olduğu için iç zalamış bulunduğunu kaydetmîştir. tîmaa i$tirak eylemiyeceğini, fakat toplanMolotofa göre, Holstin'nin talebi, bu tıyı doğru bulduğunu genel sekreters teb talebin neşri ve Milletler Cemiyeti konseliğ etmiştir. yinin toplantıya daveti, Sovyetler BirliğiNihayet Finlandiya hükumeti, Aaland nin şerefile telif kabul etmez birer hareAlmanya, Versay'ın şiddetli hükümle«dalannı yeniden askerileştirmek mecbu kettir. rinden kurtulmağa çalıştığı müddetçe milıtmnnımıının!inııi!!üiniiııınııııiHi!iıııııuııııııı>ııı«»ı letler tarafından manevî muzaheret görmüştür. 1870 71 Alman Fransız harbinin Fransaya tahmil ettiğî ağır bazı mecburiyetler, gel zaman git zaman, 1914 harbinin amilleri arasında sayılabilirse Versay'ın şiddetli hükümlerini beıtaraf eden Almanyanın bu defa kendisi tarafından yaratılacak yeni Versay'lara meydan vermemesi lâzımdı. Milletler arasında hukuk ve ahlâk hududunu geçen her haAnkara 5 (a.a.) C. H. Partisi B. Ankara 5 (a.a.) Refakatinde Iktı reketin belki kendisinden daha şiddetli M. M. Grupu bugün ( 5 / 1 2 / 9 3 9 ) saat sad Vekili Hüsnü Çakır ve lstanbul meb bir aksülâmel doğurması muhakkaktır da 1 5 te reis vekili Trabzon meb'usu Hasan usu Ali Rana Tarhan olduğu halde Ka onun için. Sakanın riyasetinde toplandı. rabük ve Zonguldakta yaptığı seyahatten Münih konferansından ve orada alınıp Ruznamede Manisa meb'usu Refik In dönmekte olan Başvekil Doktor Refik cenin, Büyük Millet Meclisi dahilî nizam Saydam bugün saat 11,5 te Ankaraya verilen karşılıklı teminatlardan sonra tek taraflı olarak ve ÇekoSlovakyaya tatbik namesinin 35 inci maddcsi hakkında ev dönmüştür. olunan muamele, milletlerarası hukuk ve velce başlanan müzakeresinin devamına Başvekilimiz, Büyük Millet Meclisi reahlâkına indiriimiş bir darbe idi. Bunu dair olan takriri vardı. iei Abdülhalik Renda ile Vekiller, RiyaBundan evvel ilk defa söz alarak kür seticumhur umumî kâtibi Kemal Gedeleç Polonya meselesile Alman Sovyet ansüye gelen Hariciye Vekili Şükrü Sara Başyaver Celâl, meb'uslar, Ankara Va laşması takib etti. Artık bir iki kalemde coğlu, son haftanın siyasî ahval ve hâdi lisi Nevzat Tandoğan, Emniyet direktö bütün milletlerarası hukukiyat ve ahlâkiseleri hakktnda uzun izahatta bulundu. ni tarafından selâmlanmıştır. Garda bu yatı yıkılmış oluyordu. Rus Fin cidalinAyni mevzu üzerinde söz alan birçok ha lunan kalabalık bir halk kütlesi Başveki de yalnız kuvvete itibar eden bu yeni yoltiblerin mütalealan dinlendikten sonra ve le karşı içten sevgi tezahüratı göstermiş culuğun şimdilik en hazin son misalini görüyoruz. rilen izahat umumî heyetçe alkışlapla tas lerdir. , vib olunarak ruznamoye geçildi. ÇekoSlovakya parçalanmasının milVekillerin tetkik seyahati Bahsi geçen maddenin Parit Grupu iletlerarası ahlâkına kıymet vermiyen bir Çankırı 5 (Hususî) Dün gece saat misalini de bugün kendi vücudü Avrupa 'dare heyetince teşkil olunacak bir komis8,30 da jehrimize gelen Dahiliye Vekili hartasından silinmiş olan Polonyanm bu yonda tetkikinden sonar umumî heyetçe müzakeresi hakkında takrir sahibi tara Faik öztrak geceyi hususî vagonlarmda yağmaya iştirakinde görmüştük. Polonya fından dermeyan edilen teklif reye konu geçirmiş ve bu sabah vilâyet erkânile gö ile Macaristan ÇekoSlovakyanın taksimilarak kabul olundu ve ruznamede başka rüştükten sonra Kastamonuya hareket et ne iştirake müsaraat ettiler. Bu iki devletmadde kalmadığmdan saat 18,10 da top miştir. ten biri ÇekoSlovak izmihlâlini ganimetli Sıhhiye Vekili Erzincanda lantıya nihayet verildi. bir nimet saymanm cezasım çok ağır görErzincan 5 (a.a.) Sıhhiye ve lçti dü. Diğeri ise ÇekoSlovakyanın mevcuRus ajansının uydurduğu maî Muavenet Vekili Hulusi Alataş dün diyeti zamanına nispetle şimdi artık kapıhaberler akşam şehrimize gelmişler ve Utasyonda sına gelip dayanmış tehlikelerin halecanıMoskova 5 (a.a.) 2 kânunuevvel Vali ile askerî komutanlar ve kalabalık nı çekiyor. larihinde Pravda gazetesi, lstanbuldan a bir halk kütlesi tarafından karşılanmışlarSon harb hâdiseleri karşısında ltalya larak Tass ajansının neşrettiği bir habere dır. meselâ kendisini lspanya seferine sevkearfen, Avrupada baslıyan harbin Türkitnhisarlar Vekili Mersinde den sebeblere bağlılıkta sebat ederek şimye iktısadiyetı üzerinde tesirleri görüldüMersin 5 (Hususî) Gümrük ve In diye kadar milletlerarası ahlâkından güzel ğünü, haricî ticaret hacminin son derece hisarlar Vekilimiz Raif Karadeniz Mersibir nümune vermekte devam etmektedir. küçüldüğünü, piyasada demir, elektrik, ne gelmiştir. Yoksa eğer iş diğer bazı devletlerin yapmakine yedek âletleri gibi inşa malzemeAnkaraya gönderilen mahlut tığı gibi hukuku ve ahlâkı hiçe saymanın sinin yokluğu hissedildiğini ve bunun nemilletler arasmda yaratacağı anarşi hakiticesi olarak bütün eşya fiatlannda bir yağlar meselesi katen sonsuz olurdu. yükselme hasıl olduğunu, tstanbulda ekAnkara 5 (Telefonla) lstanbul BeKuvvetin hakka galibiyeti düsturunda mek fiatının yükseldiğini, Büyük Millet lediyesi memurlar kooperatifinin AnkaraMeclisi inşaatının tatil edildiğini bildir ya gönderdiği yağlarm Ankara Belediye çok mubalâğa edilmiş olduğunda jüphe dikten sonra Son Posta gazetesinin Istan since tahlile tâbi tutularak satışı mene yoktur. Böylelikle gücü yetenlerin zoru bul limanmdaki durgunluktan bâhisolup dildiğini bildirmiştim. Mahlutiyeti görü . önünde daha zayıf milletlerin hatta mevİngiltereyi tenkid eden bendini hulâsa et len bu yağlarm Ankarada «atılmasma izin cudiyetlerinin hiçe »ayılınası dünya için mekte ve Türkiyede ticaretin yalnız muh verilip verilmiyeceği bugünlerde belli o bütün tarihin asla kaydetmediği bir anartekirler tarafından yapıldığını, gene bu lacaktır. Yapılan tahlilde bu maddenin şi kaynağı olmağa namzeddir. gazeteye atfen, yazmaktadır. susam yağı, pamuk yağı, iç yağı, kavram Teşekkür olunur ki nekadar büyük ve yağı, vejetalin ve kremadan mürekkeb ol nekadar kuvvetli milletler tarafından geTrabzonda fakir hastaların duğu anlaşılmıştır. lirse gelsin boyle bir tehlikenin vaziyete muayenesi hâkim olmasına imkân yoktur. Çünkü muEkrem König işine aid dava Trabzon 5 (a.a.) Halkevi yardım Ankara 5 (Telefonla) Ekrem Kö vakkat kuvvet tezahürlerine mukabil milkoluna dahil Trabzonda mevcud bütün liyetleri şuunınu idrak etmiş milletlerin doktorlar her gün nöbetle muayyen saat nig işinden dolayı muhakeme edilerek üç hayatlan en kuvvetli sedlerle zaptolunalerde fakir hastalara bakmakta ve bu aya mahkum edilen Ruhi Bozcalı hakkın mıyan yanardağlara benzerler. Onlar hastalann ilâçları Halkevi tarafından daki karar Temyizce bozulduğundan bu cumartesi günü, ağırcezada yapılacak o kaynarlar, kabanrlar, taşarlar, ergeç etmeccanen verilmektedir. lan duruşmada nakza ittiba edilip edil raflanndaki manialan yıkarak ortaya fırHaftada iki defa da konferanslar ter . miyeceği hakkında karar verilecektir. Ru Iarlar ve yükselirler. tib edilmiştir. hiye tebligat yapılmıştır. Son günlerin en güzel nutuklardan biI 2 birincikânunda başlıyacak olan iktırini Ingiliz Müstemlekeler Nazın M. Eden Avam Kamarasında sad haftası için Halkevinde büyük bir söyledi. Bu zat milletlerarası ahlâkındaki sergi vücude getirilmektedir. gizli celse buhrana işaret ederek bu harbi behemeLondra 5 (a.a.) Çemberlayn, sflâh hal kazanmakla kurtanlacak en kıymetli Egede tütün satışları Izmir 5 (a.a.) Dünkü satışlann 3 imalâtı meselesini görüşmek üzere Avam maddenin işte bu ahlâk olduğunu ifade milyon kiloya vardığı tahmın edilmek . Kamarasının bir günlük gizli celse akde ediyordu. tedir. Hafta sonuna kadar satış miktarı deceğini Avam Kamarasına bildirmiştir. Filhakika dünyanın şimdiki halleri ve Tekoltesinin yüzde kırka yaklaşacağı General Veygand Pariste şartlan içinde milletler kendi varhklan zannolunuyor. Paris 5 (Hususî) Fransanın şark kadar kıymetli diğer bir nimet cevheri olKağızmanda yeni hükumet orduları Başkumandanı General Veygand mak üzere işte bu milletlerarası ahlâkını bugün Parise gelmiş ve Başvekil Daladye kurtaracaklar ve böylelikle bütün insanhkonağı tarafından kabul edilmiştir. Başvekil, bi ğa en büyük hizmeti yapmış olacaklardır. Kağızman 5 (a.a.) LİIi bin lira lâhare General Gamelin'i kafcul etmiştir. sarfile vücude getirilen hükumet konağı YUNUS NADl Fırtınaya tutuldular dün Kars Valisi Akif Eydoğan tarafından Roma 5 (Hususî) Helsinki'den kayapılmış ve açılış resminde mülkî ve asIrakın Ankara sefiri kerî erkânla kalabalık bir halk kütlesi çan Almanları hâmil bulunan vapur fırAnkara 5 (Telefonla) Mezunen tınaya tutulmuş ve bir adaya iltica etmiş memleketinde bulunan Irak sefiri Kâmil hazır bulunmuştur. tir. Almanlar erzaksız kalmışlardır. Geylânî bir iki güne kadar Ankaraya getngiltere ceÜk srümrüğünü Bir muallim diyor ki Uzak vilâyetlerimizden birinin lise muallimi, 21 ikinciteşrin 1939 tarihle bana şu satırlan yazıyor: «Şehrimizde elektrik olmadığı için tabiî mektebde de yok. Tedrisat burada o kadar saçmadır ki talebe öğleden sonra karanlık içindedir. Ne khab okuyabili yor, ne derse çahşabiliyor. Gürültü içinde adeta körebe oynuyorlar. Şu mektubu yazarken dısanda kar nrtması var, göz gözü görmüyor. Sınıflarda da gürültü hr~ bnalan var. Buralara bir müfettis uğradığı yok ki bu manzarayı gorsün de caresine baksın.» Parti Grupunda Başvekil Ankarada Hariciye Vekili, haricî Dr. Refik Saydam, devlet meseleler hakkında merkezinde merasimle izahat verdi istikbal edildi «.Genclikt» diyor ki Lutfi Gökırmak imzasını taşıyan bu ateşli yazının bazı satırları: «Biz, yüluek tahsil gencliği, avazırmz çıktığı kadar bağırıyoruz: Kitab isteriz, kitab isteriz, kitab isteriz! «tçlerinde yer kapmak için kavga, döğüş etmeden ders dinleyebileceğimiz muntazam smıflardan, salonlannda ferah ferah oturabüeceğimiz kütübhanelerden, damlan akmayan, yemekleri kokmayan rutubeUiz talebe yurdlanndan ve talebe af evlerinden, talebe kıraathanelerinden çoktan vazgeçtik. Hiçbir şey istemiyoruz. Sonsuz bir feragati göze aldık: Fena yiyeceğiz, az yiyeceğiz; rahatsız ve az uyuyacağız; rahatsız, fakat çok çahşacağız. Lâkin bize kitab verin, kitab, kitab, kitab istiyoruz! cKendimizi aldatmayahm. Bu mfllete bir islâm ansiklopedisi belki lâzundu*. Fakat Unhrersite gencliği için, hiç olmazsa müfredat kitablannın flonali, buna nazaran elzemdir. Daha fazla beklemeğe tahammülümüz kalmadı. Bütün malumab hocasından tuttuğu notlardan ibaret kalan bir Univershenin ilim mi yapbğını sanıyorsunuz?» Bu satırlardan da açıkça anlaşılıyor ki Maarif Vekilinin Mecliste altı ay evvel yüzde yetmiş beşinin hazır olduğunu ve belki yüzde doksanının da sene başında hazır olacağını söylediği kitablann ço ğundan Üniversitede e»er yoktur. Elinde kitablannın yüzde sekseni bulunan bir genclik böyle haykırmaz. öteki mekteb kitablannın da ne geç yetiştirildiğini, bazılannın hâlâ noksan olduğunu da bili yorsunuz. Mekteblerde gene gramer yoktur. Büyük Millet Meclisinde bu mesele de ortaya ablmıştı. Başka bir muallim diyor ki «Yüksek tahsilimi Avrupada yaptun. Memleketime döndügüm zaman 25 lira aslî maaşla beni tayin ettiler ve her üç senede bir zam göreceğimi söyledüer. Şimdi muallimliğünin onuncu senesi içindeyim. İki yabancı dili iyi bfldiğim gibi, bunlardan birinin halen ve aynca hocalığmı bile yapmakUyım. Bütün bunlara rağmen ben hâlâ ayni maafi ahyorum. Buna sebeb olarak muvaffakiyetsîzliğim veya devamsızhğun da gösterilemez. Çünkü henüz bir müfettis yüzü görmediğim gibi vazifemden bir saat de geri kalmış değilim. Nihayet 28/8/1939 tarih ve 33 numarah Tebliğler dergisinde terffleri 4>BdirUen tneslektaslanmdan birçoklan nın kademleri ve tahsil menşeleri benimkinden aşağı olduğu halde maaşlannm benimkinden daha yukanya almmif ol duğunu hayretle gördüm.» Idare keşmekeşinin teftişle alâkası olmıyan son bir vesikası daha: Kütahya lisesinin 4 üncü A sınıfmda 1 5 numarah Neriman Başhan Vekâlete bir istida gönderiyor. Bafra ortamektebinde almanca okuduğunu, fakat ailevî bir zaruretle Kütahya lisesine girmeğe mecbur olunca, orada almanca yerine ingilizce okutulduğu için bu lisanı da öğrenmeğe karar verdiğini, muhitte ingilizce öğretmeninden başka bu dili bilen olmadığını yazıyor ve bu öğretmenden hususî ingilizce dersleri almasına müsaade edilmesini Vekâletten rica ediyor. Istidanın tarihi 29 bırinciteşrin 1939 dur. Maarif Vekilliği orta tedrisat umum müdürlüğünden gelen 53232/33/30021 numarah cevabda. bakınız ne deniyor: «Okullarımıza yardımcı öğretmen olarak tayin edilrneniz için lise veya kollej mezunu olmanız lâzımdır.> Gönderilen istida ile ona verilen bu cevab arasmda hiçbir münasebet olmadığı için, kızın babası, Tavşanh Frengi mücadele heyeti sıhhat memurlanndan Rahmi Başhan, bu vesikayla beraber bana yolladığı mektubda, Maarif Veklâetinde bir istidayı okuyup anlıyacak adam olup olmadığını sorduktan sonra, ilâve ediyor: «Dalgınlık eseri olarak verilen bu cevab bende şöyle bir şüphe doğuruyor: Maarif Vekâleti, çocuklann öğleden evvel bütün dersleri görmeleri ve saire gibi verdiği kararları da acaba ayni dalgınlığın tesiri altmda vermiş olmasın?» ir Bükreş telgrafı, Almanların Macar hududunda mühim askerî tahşidat yaptıklannl haber verdi. Gene bu telgrafa göre, Slovakyada tahşid edilen Alman kuvvetlerinin karargâhı, Karpat Ükraynası hududu civanndaki Frosof'ta bulunmaktadır. Bu, Almanlann Slovakyada tahşidat yaptıkları hakkındaki ilk haber değildir; geçen hafta da böyle bir haber alınmıştı. O zaman, Slovakyadaki Alman tahşidatl muhtelif tefsirlere yol açmış, hatta, Almanların bu askerî tedbirleri Sovyetlere karşı aldıkları dahi söylenmişti. Avrupa harbi, garbda bitmesi Iâzım gelen bir mücadele olduğu için, Almanların Slovakyaya asker yığmalarmın hakikî sebebini keşif ve tahmin etmek kolay bir iş değildir. Bükreş telgrafı, tahşidatın «mühim» olduğunu da bildiriyor. Demek ki Almanlar, garb cephesinden başka yerlerde de, birşeyler yapmak istiyorlar. Yığmağın yapıldığı sahaya nazaran, Almanlara, üç maksad atfedilebilir: 1 Sovyet Rusyaya karşı, 2 Macaristana karşı, 3 Rumanyaya karşı. Almanya, bugün Sovyetlere karşı birşey yapacak vaziyette göriinmüyor. Almanyanın en korktuğu şey, iki cepheli bir harbdir. Tabiî, iki cepheli harb de mekle, Sovyet Rusya gibi büyük ve kuvvetli bir devlete karşı harbi kasdediyoruz. Macaristana gelince, Almanyanın, kendisine müteveccih ve müzahir bir siyaset takib eden Macaristanı istilâ etmesinden fayda yerine zarar gelir. Bugün Almanya, Macaristandan iktısaden bol bol istifade etmekte olduğu için, bu memlekete karşı harbetmesinin manası olamaz. O halde, Rumanyaya karşı mı? A l manya, Rumanyadan istediği ham maddeleri, petrolu ve erzakı almak için bir tazyik mi yapmak istiyor? O vakit, bu tahşidat, daha ziyade bir blöf mahiyetini ahr. Yahud da Almanlann Macarlarla beraber Rumanyaya bir taarruz yapmak ve Balkanlan karıştırmak, Balkanlara hâkim olmak arzusu vardır. Bugünkü siya setine göre, ltalyanm bu müdahaleye razj olmaması icab eder. Sovyetlerin de Almanyanın Rumanyaya inmesini hoş görmemeleri Iâzım gelir. Nitekim iki ay evvel Lehistanın Rumanyaya mücavir arazisini ta Slovakyaya kadar işgal ederek Almanyaya, Rumanya, Balkanlar ve Karadeniz yolunu kapamışlardır. Almanya, Lehistan seferi esnasında olduğu gibi, garb cephesinde, Zigfrid hattl gerisinde, Fransızlarla lngilizlere karşı, gene müdafaada kalarak Avrupanın bu kısmında, birşeyler yapabilecek kudrettedir. Acaba, Almanlar, Sovyet Rusyanın Finlandiya davasını hallettikten sonra Besarabya'ya geleceğini biliyorlar da, kendileri de ya Ruslarla beraber, yahud da bu, zayıf bir ihtimaldir onlara karşı, cenubuşarkî Avrupada ve Balkanlarda bir rol mü oynamak istiyorlar? Bugün, bu muammayı halletmeğe imkân yoktur. Fakat Sovyetler Besarabyayl almak isterler ve Rumanya da, Finlandiya gibi buna silâhla mümaneat ederse, cenubu şarkî Avrupa ve Balkanlar muhakkak karışacaktır. Slovakyadaki Alman tahşidatı, böyle bir ihtimali düşünerek şimdiden hazırlıkh bulunmak için yapılmış olsa gerektir. En fena ihtimal, tabiî, Almanya ile Sovyet Rusyanın beraberce Balkanlara inmek istemeleridir ki buna da pek güç imkân bulunabilir. Bekliyelim, görürüz. Bir me'su demişti ki Balıkesir meb'usu Yahya Sezai Uzay, gramer bahsinde şunlan söylemişti: «Şimdi mekteblerimizde gramer yoktur. Çocuklanmız türkçeyi öğrenmeğe ça Hariciyede tayinler Ankara 5 (Telefonla) Varşova büyük elçiliği müsteşan Basri Rıza Bükreş büyük elçiliği müsteşarlığma> Varşova büyük elçiliği üçüncü kâtibi Fehim Tahran üçüncü kâtibliğine, merkezde Beşir Balcıoğlu Paris büyük elçiliği kâtibliğine tayin olundular. Lâhey elçiliği üçüncü kâtibi Şinasi ile Stokholm ikinci kâtibi Rıza Rifat becayiş ediidiler. maktan başka ne yapıhrî Palyatif tedbirlere karşı her zaman ileri sürülen bu klâsik ve doğru mukayeseyi tekrarlamağa mecbur oluyoruz. lısıyorlar, fakat öğrenemiyorlar. Mektebden de fikirleri karmakansık bir halde çıkryorlar. Gramer hâlâ yoktur. caba ya pıhnasına teşebbüs edilmiş midir? Edilmemişse ne zaman başlanacakhr ? Maarif Vekili muhtereminden bunu da öğren mek isterim.» Bir muallim diyor ki Uzak vilâyetlerimizde kitab işleri büsbütün bozuktur. Bir lise mualliminin geçen ay gelen mektubundan şu satırları ahyorum: «Burada lise talebesinin mevcudu 1200 dür. İki yüzünün kitabı gelmistir, diğerleri kitabsızdır. Maarif Vekâleti Erzurumda şark vilâyetleri için bir Yayın direktörlüğü ihdas etti. Mektebler Erzuruma birer memuru mahsus göndererek kitablan aldıracaklar. Bakınız burada ne oluyor: Çocuklar muavinlere para verirler. Idare liste yapar ve parayla Iisteyi gönderir. Fakat gidip kitablan alacak adam yoktur. Kitablar orada bekler. Sonra çocuklardan bir kısmının parası yoktur, olduğu zaman da liste gitmiş bulu nur; liste bir daha tanzim edilinciye kadar aylarca beklenir. Vekâletin bunlardan haberi var mıdır acaba? Çünkü buralara senede bir müfettis ya uğrar, ya uğramaz. Vakitlerini tstanbulda geçir • mek için sık sık oraya giderler.» Teşhis ve çare Birinci makalemin mevzuu sistemsizlik, ikinci makalemin mevzuu kemiyet ve keyfiyet müvazenesizliğini, üçüncü makalemin mevzuu ahlâk terbiyesi ve disiplin bozukluğunu, dördüncü makalemin mevzuu muallim derdlerini, bu makalemin mevzuu idare keşmekeşini doğuran ena sebebdir. Idare makinesinin bozukluğile sistemsizlik arasındaki münasebet, ötekilerden fazla açık: Hedefile vasıtaları arasındaki ahengin ayarını, tek bir sistemin riyazî nispetlerine göre bulamamış, makinesinin parçalarile bütün arasındaki mekanik nispetleri şaşırmış bir idare mekanizmasının kötü işlemesine, zırt zırt bozulmasına ve durmasma ne şaşalım ? Bütün yollar oraya çıkıyor: Sistem, plân, ana program ve ona göre kurulmuş mükemmel bir teşkilâtın ahenkli bütünü. Maarife aid her meselenin dibine doğru indikçe bir temel davasile karşılaşıyoruz. Kökü çürümüş ve temizlenmeden doldurulmuş bir dişin sık sık yaptığı sancılar gibi ikide bir ağrısı tcpen maarif hastasının illetini derinde aramadıkça, aspirin nev'inden uyu»txırucu ve aldatıcı ilâclarla onun sıhhatini büsbütün boz PEYAMt SAFA Bursa meb'usu muhterem. Nevzad Ayas'a ' Alâkanıza ve teveccühlerinize teşekkür ederim. Akıl için yol bir olduğuna ve maarif mevzuunda takib edilmesi Iâzım gelen sıra bundan başca birsey olamıyacağına gore, sizinle her noktada, hatta tahlil metodu bakımındar bile ayni fikirde bulunmak bana şeref verir. Meclisteki sözlerinizi ben Maarif Vekâletinin neşrettiği bir kitabdan aldığım için bununla Meclis zabıtları arasındaki farka dikkat etmedim Bu fark. fikirlerinizi teyid ettiği içın zikredilmeğe değmese gerektir. Ahlâk ve disiplin hakkındaki kıymetli mütalealannızı da makalemin içine almak isterdim. fakat sütunların hacmi müsaade etmedi. Hürmetleriml kabul ediniz. P. S. Bir sabah gazetesinin «bir muallim» imzal» makale muharririne Maai'f Vpkiün'1 yazdı&ını bir mektuba cevab alamad'ğım ve arkasmdafl da neşrivat kongresinde kenHi^mden >!tıfat görmediğim için bu makaleleri kin ve inflal hislerile yazdığımı iddia ediyorsunuz. Bu iddianızm hiçbir delili yok; fakat aksinin bir delili var ve §u: Ben neşriyat kongresi münasebetile yazdığım yazılarda Maarif Veküini tekrar methettim. Yazmızm gazetenizdeki diğer maarif yazılarile ne gülünc bir tezadı ele verdiğinı anlamanız için 11 ikinciteşrin sayınızm beşinci sahifesi başındaki yazıya bir göz atınız! P. S. Mekteblerde teftiş bozuktur Teftişe aid şikâyetlerden çoğu şahsî olduğu için, vak'a delâletile hüviyetleriPosta müdürleri arasmda nin meydana çıkmasmdan ve Vekâletin Londra 5 (a.a.) Ingiltereye yapıRoma 5 (Hususî) Bir Yunan ticalacak çelik ithalâtına aid bütün gümrük Ankara 5 (Telefonla) Kayseri Pos hışmına uğramaktan endişe eden mektub riisumunun bugünden iMbaren ilga edile ret heyeti Atinadan Romaya hareket et ta müdürü Şefik Içele, lçel müdürü Ya sahibleri, benden mahremiyet rica etmiş$ar Kayseriye tayüı ediidiler. lerdir. Elimde bazı haksızlıklar iddia miştir. ceği haber veıilmektedir. kaldırdı Yunan ticaret heyeti Romaya gidiyor lecektir.