CUMHURÎYET 28 Ikînrfteşrfn 1939 Küçük hikâye Yabancı kadın Annemi kaybettiğim zaman henüz on TÜKKİYE RADYODİFÜZYON POSTALARI yaşında idim. O günü takib eden anlarTiyatonun zaferi, sinemaya temel oluyor. Dalga nzuüntn: da çektiğim ıstırabı tasvir edebilmekli Türkiye Radyosn 1648 m. 182 Kc/s. 120 Kw. Aylardanberl Fransayı zevk ve takdlrle yerinden oynatan Ankara > T. A. P. 31.70 m. 9465 Kc/s. 20 Kw. ğim imkân haricındedir. Annemi sonsu 12,30 program ve memleket saat ayan 12,35 bir muhabbetle seviyordum. Mevcudiyeajans ve meteoroloji haberleri 12,50 Turk müziği. Çalanlar: Vecihe, Cevdet Kozan, Ketimde ne büyük bir rol oynadığını onu mal Niyazi Seyhun, Cevdet Çağla. Okuyan: cansız ve hareketsiz gördüğüm saniyede Müzeyyen Senar. ı Hüseyni peşrevi. 2 Şükrü: Hüseynî şarkı (Baygın suların). 3 Lem'i: daha iyi anladım. Daha pek küçükken Huseynî şarkı (O güzel gözlerle bakmasını bıl). üzerime eğilip beni öpmesi, okşaması 4 Lem'i: Hüseynî şarkı (Zaman olur ki). 5 Cevdet Çağla: Keman taksimi. 6 Sadeddin sonra kucağına alıp uyutması o kadar Kaynak: Huseynî şarkı (Ayrılık yıldbnümü). Kudretlerile süsliyerek Fransız sinemacıhğına bir şaheser hoşuma giderdi ki sormayın! Sakin ve 7 Halk türküsü CBenim yârim pencereden bakıyor). 8 Halk türküsü (İki karpuz bir kolmüsterih gözlerimı yummak üzere iken hediye ettiier. tuğa sığar mı). 9 Halk türküsü (Meşali meanneciğimin tatlı profılini gizli gizli, faşeli) 13,3014 müzik (karışık hafif müztk Pl.) 18 program 18,05 memleket saat ayan, kat en tatlı hislerle seyrederdim. ajans ve meteoroloji haberleri 18,25 müzık Biraz büyüyünce arkadaşlarımla be (cazband Pl.) 18,55 konuşma (Ulusal Ekonomi ve Arttırma Kurumu) I9,ıo Türk müraber gürültülü oyunlara daldığım için ziği: Şerif Muhiddinin sazsemaileri. Çalanlar: beni dünyaya getirene fazla ehemmiyet Vecihe, Ruşen Kam, Mes'ud Cemil 19,25 Türk müziği. Çalanlar: Vecihe, Mes'ud Cemu, vermez olmuştum. Onun için şirin yüzüRuşen Kam. A Okuyan: Necml Rıza Ahıs nün gitgide solduğunu, yanaklarının çu kan. 1 Ferahnak şarkı (Avare gönül). 2 Kanunî Reşad: Ferahnak şarkı (Ağyare ile dalkurlaştığını, gözlerinin parlaklıklarını mış zevki saîaya). 3 Ferahnak şarkı (Hoş ya. kaybetmeğe başladıklarını birden farkeratmış). B Mefharet Sağnak. ı Hüseynî 2 9 leşrinisani Çarşamba gününden itibaren şarkı (Çektim elimi gayri bu dünya hevesindememıştım. Istanbul muhitinin en kibar konforlu sınemasında bu sene Avrupadan den). 2 Hüseyln Fahri: Hüseynî şarkı (VasBeni karşısma alarak verdiği nasihat hnla cana). 3 Şemseddin Ziya: Hüseynî şaryeni getirilen ve sesleri tabiileştiren ve hiç pit yerde eşi bulunmıyan son kı (Yaslamp yatmış). 4 Hüseynî sazsemaisi lerin manasını ancak şimdi kavrayabilisistem makinalarla sayin halkımıza gösteıilecek olan 19,50 konuşma (aile ziraati tavukçuluk) yorum. O vakitler, sözlerini Iâkaydane 20,05 Türk müziği: Klâsik program. Ankara radyosu küme ses ve saz heyeti. İdare eden: dinler ve aklımde tutamazdım. AnneciMes'ud Cemil 21 konser takdimi: Halil Bedil ğimin her zaman tekrar ettiği cümle şu Yönetken 21,15 müzik (radyo orkestrası Şef: Hasan Ferid Alnar) 22 memleket saat idi: ayan, ajans esham tahviürkçe sözlil Arapça şarkılı filminin baş rolunda: lât, kambiyo haberleri; ziraat,(fiat) 22,20 ser Babanı sev ve onun dediklerinden nukud borsası best saat 22,30 müzik (Mozart: Kuartet fa kat'iyyen dışarı çıkma! majör «Obua» ile) 22,45 müzik (cazband Acaba, bunları söylediği vakit evimiPl.) 23,2523,30 yarınki program ve kapanış. Sinemamız kaloriferle teshin edilmektedir. Tel. 22127 ze başka bir kadının geleceğinı ve kendı yerini işgal edeceğini biliyor muydu? Üvey annem evvelâ bu çekingenliğimi BAYAN SERVET ARMAN Şüphesiz biliyordu. Çünkü o meş'um ve vahşiliğimi hoş görüyordu. Lâkin za 26/27 ikinciteşrin gecesi kısa bir rahatsızlığı müteakıb genc yaşında vefat gün mektebden dönüp de babam beni, man geçtikçe çehresindeki neş'e ve tebesannemin bitkin ve harab cesedinin önüne süm eserleri nadirleşmeğe başladı. Hatta etmiştir. Yavrularile kederli ailesine sa"Endülüs geceleri,, nin unutulmaz yıldızı, büyük sürüklediği vakit bu akıbeti evvelden tah arasıra gözlerinde yaş parıltılarının akis bırlar diler, merhumeye cenabıhaktan mağfiret dileriz. Cenazesi 2P/11/939 samin ettiğine tamamen kanaat getirdim. lerini gördüm. İspanyol şantöz ve dansözü lı günü saat 11 de Osmanbey Kodaman Hakikaten bir müddet sonra yabanc Ona karşı çok zalimane davrandım, sokakHalâs apartımanından kaldınlarak kadının evimize gelmesi mevzuu bahsol bunu ancak kendi kendime şimdi itiraf namazı Beşiktaşta Sinanpaşa camisinde du. Ben bu lâkırdıya pek aldırmadım. edebiliyorum. Ama, o zaman bende ga kılmarak Karacaahmeddeki ailesi makHakikT gltarlar ve Madrld Operası balet heyetlnin Iştlraklle Çünkü onu tanımıyordum. Fakat içimden liba merhamet denen histen eser yoktu. beresine defnedilecektir. Çiçek göndetamamen Ispanyada çevrllmlş ikincl bUyUk İspanyol fllml o vakte kadar her dakika ağzımdan tatlı Onun ıstırab eçktiğini gördükçe acımıyor, rilmemesi rica olunur. tatlı çıkan «anne!» kelimesile ona hitab bilâkis memnun oluyordum. Bazan da bu YENİ ESERLER etmemeğe söz veriyordum. manzaralara şahid olmamak için eve geç İşte, Sacideyi böyle aksi ve sert hisler dönüyor, iyi veya fena oJup olmadıklarıŞaheserin ilk iraesi şerefine Ispanyolca dans ve şarkılar galası Genclik Gazetesi altında ezilırken tanıdım. Sacıde, ılk de nı düşünmiyerek vakit geçirmek için kenGünün büyük meseleleri •Maarifimiz» Serenadlarla danslar arasında geçen İspanyol gecelerlnln fa babamla nikâhları kıyılmazdan bir ay dime arkadaş tedarik etmeğe bakıyor hakkında yanlar, Şair Necib Pazıl Kısakurekin bUyUk aşk romanı evvel evimizi ziyaret etti. Babam beni o dum. Bu vaziyet babamın nazarı dikkati senfoni şiırinin son sekli bütün halinde, tet kik, tercüme, genclerln heyecanlı yazılan ve Yerlerinizi evvelden aldırınız. Tel: 42851 na takdim ederken, takındığım dürüşt ta ni ancak şu vesile ile celbetti. Bir fırsat nefis bir mizah sahifesile intişar etti. Okuyu vır herhalde gözünden kaçmadı. Fakat, bularak Sacide hakkında söylemediğimi cularımıza tavsiye ederiz. sesıni çıkarmadı. Hazmettı. Herhalde on bırakmadım ve o vakit kendisinden ilk şa cih ettim» diyordu. En netis dans Şarkı ve musikl ile sUslenmiş YARIN AKŞAM beş yaşındaki bir çocuğun, kırk yaşına marı yedim. Tokatın maddî acısı birşey Dünyada onun gibi iyi kalbli insanlaEğlenceli Harikulâde zevkll mevzu ile basmış bir adamın sevmek ve hayatını ye değil, yalnız bu sahne cereyan ederken rın pek az olduğunu düşündüm. O anda c niden tanzim etmek hakkına sahib oldu tesadüfen yanımızda bulunduğu için Sa kalbimde yeni bir muhabbet meş'alesinin SİNEMASINDA ğunu takdır etmesını istıyemezdi. cidenin nazarında izzetinefsim ve guru yandığmı hissettim. Sacideyi seviyorum.. ıfourtv Şimdi, o zamanki hırçmhklatttrrf 'gözü rum mahvolmuştu. Doğrusunu söylemek Fakat, bugün ebediyete kârışmış biricik mün önüne getınnce çok hodbınce ve mer lâzım.. Babamın tekrar sinirlenmesinden annem gibi değil.. Bir abla his ve muhabhajn,etsizce hareket ettiğimj,. a,njjyoj;u,ıjv korkarak birkaç ay üvey anneme istrskal betilaL • L. »;., 4i; ..«u»... •« iw.\a*4 »•"•Fransızca sozlü Baş rollerde Dünyanın binnci dansözfi Lâkin, mazurdum. O kadının, annemden göstermekten vazgeçtim. Geçtim ama, Babam Ankaradan dönmezden evvel Brodvay K.elodilerinin unutulmaz ve eşsiz yıldızı boş kalan yeri doldurmak küstahlığına çatımızın altında Sacidenin gelişile yeni onu bulmaya çahştım. Annesinin evinde den doğan güneş de ortadan kaybolmuş karşılaştık. Yüzünü, gözlerini, ellerim kalkmasını bir türlü affedemiyordum. Dıırun, size biraz Sacideden bahsede tu. Çünkü ona zâhiren gösterdiğim hür öptüm. Kendisinden af diledim. O da büyim. İlk defa bana doğru ilerlediği vakit met ve muhabbete rağmen aramızdaki tün bunlara tek mukabele olarak beni Filme ilâve olarak: Foks en son dünya havadisleri ne neş'eli, ne mes'ud görünüyordu, ta soğukluk bir türlü zail olmamıştı. Art.k göğsünün üstünde sıktı, sıktı. İkimizin Profesör Fuad Köprüıü'ye Pariste Sorbon Universitesinde Fransız savvur edemezsiniz.. Ona rağmen ru odaları çmlatan kahkahalarının aksinden gözlerinden de yaşlar boşanıyordu. Cumhur Reisi önünde yapılan bUyUk merasim humda duyduğum nefret ve heyecana eser kalmamıştı. Gittikçe zayıfhyor ve Nakleden: Yarın akşam İçin numaralı biletler bugilğden aldırılabllir Tel. 40868 hudud yoktu. Tabiî benliğimdeki bu ak gözlerinin feri soluyordu. NUR1 REF1K *** sülâmel sırf onun şahsına karşı değildi. Böyle bir cesareti kim gösterseydi, ona Babam birkaç gün için Ankaraya git Bütün dünya halkının beğendiği, her 3 senede bir yaratılan bükarşı şüphesiz ayni muameleyi yapacak mişti. Bir akşam mektebden geldiğim vatım. Güzel bir kızdı. On dokuz yirmi yaş kit apartımanı boş buldum. Sacide, ma yük şaheser! 1933 senesinde canavar yaratan FRANKENŞTEİN 1936 senesinde FRANKENŞTEİN nişânhsı larında kadar görünüyordu. Fakat o, yir sanın üstüne iki mektub bırakmış, eşyalami beş yaşmda olduğunu söylüyordu. rını toplayarak çıkıp gitmişti. Mektub 1939 da milyonlarca doiara mal olan ve tanınmış kudretli beş Babam, ona kolunu verip de sokağa çık ardan biri babama, öteki de bana hitabüyük artistin oynadığı. Fransızca sözlü : Türkiyede ilk defa tıkları vakit, rasgelenler kızı zannediyor ben yazılmıştı. lardı. Zarfı ellerim titriyerek açtım ve asa Avrupada muhtelif memleketlerde ! beş fabrikası bulunan ve memleketimizde büyük rağbet kazanan Poker traş bıçakları fabrikaları Türkiyeye resminin önünde hüngür hüngür ağladım. her ne suretle olursa olsun Poker traş bıçaklarmı göndermeye acentasına teminat vermiştir. Nikâh merasiminde bulunmadım. Eve Poker traş bıçakları piyasamızda döndükleri vakit de kaçtım. Onlan teb mevcuddur ve daima olacaktır. rik etmeği izzetinefsime yediremiyordum Cins itibarile şimdiye kadar gelen Öyle ya, anneciğim o karanlık yerde ya mallardan üstündür. tarken ben yeni evli hanımla beye dalkaEVLENME vukluk mu edecektim? Kan koca izdivaclarının ilk haftasını Emekli Kurmay Albay Ali Ruşen lligeçirmek üzere Büyükadaya gittiler. rişin oğlu înhisarlar İdaresi Tütün eksDöndükleri vakit, bizim evde guya tabiî perlerinden Muammer İliriş ile inşaat hayat başladı.. Fakat, hayret. Babam, müteahhidlerinden Şevlket Kurdoğluon yaş kıdar gencleşmişti. Dudaklarında nun kızı Julidenin evlenme törenleri 24/ 11/939 cuma günü akşamı Orduevinde uzun senelerdenberi görmediğim tatlı leicra edilmiş ve tören her iki taraf akrabessümler de yeniden peyda olmuştu. Bir basınm ve güzide bir çok davetlilerinin zamanlar sade teessür ve ıstıraba şahid ol huzurile pek samimî ve neş'eli bir hava muş bulunan çatımız altında tekrar bir içinde sabaha kadar devam etmiştir. neş'e güneşi doğmuş gibiydi. O küçücuk Tarafeyne saadetler dileriz. beynimle pekâlâ idrak ediyordum ki bunun yegâne sebebı Sacıde idi. Genc KaDOCUM dın ikimizin arasında çok mes'ud ve bahŞekerci Cemil Kandmanın bir oğlu tiyar görünüyor, akşamüzeri sade baba dünyaya gelmiş ve Muharrem tesmiye mı değil, beni de son derece nazik ve mül edilmiştir. Yavruya uzun ömürler diletefit hareketlerle karşılıyordu. Heyhat.. riz. Bütün bu yaltaklanmalar beni üvey anÖLÜM neme kat'iyyen yaklaştıramıyor, ısındıramıyor, bilâkis uzaklaştırıyordu. Ona, ben Merhum tüccardan Bay Hüseyinin kıancak bir hizmetçi nazarile bakıyordum zı, merhum Priştineli müteahhid Bay Büyük, küçük hakkımda gösterdiği bin İlyasm yeğeni, fabrikatör Şevketin gebir ihtimama rağmen Sacideyi aile erkâ lini, tüccardan Raşid ve Ramiz Usbernından biri imiş gibi telâkki edemiyor gin hemşiresi, Vakıflar Başmüdürlüğü muhammini Nafiz Armanın eşi: dum. Mühim bir müessese Samsun Belediye Riyasetinden: Samsun şehri lâğımlarının Mert ırmağına akıtılması için yapılacak kanalizasyon projesi 600 lira bedel mukabilinde bir ay müddetle münakasaya komflmuştur. Şeraiti öğrenmek istiyenler Samsun Belediye Riyasetine müracaat etmelidirler. (9795) RADYO aksamkî program^) c GABY MORLAYSACHA GUITRY JACQUELINE DELU3AC Bu eşsiz ¥ j \ ¥ ¥J 9 1 eseri siz de L ı •**• Lı d UC K SACHA GUITRY'nin ölmez eseri A D R i L görmeye hazırlanınız. Bu perşembe akşamı r Şehzadebaşı T U R A N sinemasında « UMİD ŞARKISI Ş Şarhın ses kraliçesi Ü M M Ü GÜLSÜM IKŞAM S Ü M E R sinemasında EMPERiO ARGENTiNA'nın SPANYOLİTA . . ı rı . MELEK n \j n \j oenenın en guzel n l m ı L. w im vı ELEANOR POWEL L Sarışındı. İçleri gülen büyük gözleri vardı. Benim aksiliğime, tersliğime ehemmiyet vermeden bana sanki birkaç yaş büyük ablammış gibi müşfik davranıyordu. Babamla da çok nazik konuşuyor du. Göz ucile şöyle arasıra kaçamak yüzüne baktığım vakit ona âşıkane nazarlar fırlattığırı görüyordum. Babam, onu evine götürmek îçin beni yalnız bıraktığı zaman ruhum kabarmış, kalbim şişmişti. Odama çıktım. Annemm biyetle iğri büğrü yazılmış satırlan kal bim çarparak okudum. Zavallı kadının ancak o zaman benim yüzümden nelerc atlandığını anladım. Öyle ya, Sacide bana ne fenalık etmişti? Hiç.. Halbuki ben onu daima terslemiş, durmadan tah;ir etmiştim. Doğru muydu, yaptkla ım!,. Buna rağmen üvey annem bana kat'iyyen kırılmadığını, gücenmediğini dc ıyrıca ilâve ediyor: «Yavrum, seni bedbaht etmektense aranızdan çekilmeği ter 20 sene uyumuş kalmış korkunç bir hâdise... Birdenbire bu yarı adam yarı canavar meydana geliyor... İnsan fakat mazinin irsi gölgeleri belirinciye kadar... O zaman... Korkunç canavar... En büyük vahşeti yapan hayvan FRANKENŞTEİN... OGLü Yarın matinelercen J | l JLt A 7 A | > itibaren slnemasmda fcaşlıyor. birine uymıyan bu insanların yanında, ne ce geliniz de bakuıız, size anlatacağım ne nız, otomobili gördüm. Yepyeni, pırıl pı beri uğramadınız. Biraz da onu söyleyinl... Şoförü göndermiş, onunla sordur niz, bakalım. Ne yapıyordunuz?.. Buistediği gibi konuşabiliyor, ne de düşüne ler var!.. ao radaki işleriniz hâlâ bitmedi mi?.. O kaDiyordu. Genc çocuk sesini çıkarmadı. du. biliyordu. Hele demindenberi soluk alıdar çok muydu?.. şına bile bir darlık gelmişti. Çekilip git Yarın akşama kadar, kim bilir, neler olur, Muzaffer, belli belirsiz titredi. OdacıSonra, onu incitmeden biraz da eğlenmek için ayağa kalktı. Muhiddin Bey o diye düşünüyordu. Yarın akşam değil, nın anlatışına bakılırsa, kendini arayan nu bırakmak istemiyordu. Yemeği yer ye öbür akşam da değil, belki aradan aylar, adam, Muhiddin Bey olacaktı. Beş gün mek, takılrnak istedi: Tefrika No. 22 Nakleden: KEMAL RAGIB mez kaçıp gitmenin biraz çirkin düşece yıllar geçtikten sonra bile bir daha bu denberi Nişantaşına uğramamıştı ya; an Geceleri de çalışmıyordunuz ya?.. Çok iyi yürekliydi, pek açık yüreküy ne var, denilebilirdi. Öyleyken pek deriu ğini Muzaffer de bilmiyor değildi. Fakat evden içeriye adım atmasa?.. Sanki bu laşılan Satvetin amcası da kalkmış, bunu Sinemalara gitmek için pekâlâ vakit buluyormuşsunuz, işte!.. Hiç nafile saklaÜI. İçi, dışı birdi. Öyleyken onu sevmi bir yerinden incinmiş gibi beyninin içı kurtulmak için de can atıyordu. Arkasın da büsbütün olmıyacak birşey miydi?.. sormak için şirkete kadar gelmişti. dan ne derlerse desinler, hepsini göze almayınız, görmüşler, Hem de yalnız bir 5 Genc çocuk sokak kapısına indi. Yayenler, belki sevenlerden daha çoktu. Pek uğulduyor, her yerinde anlaşılmaz bir kınılmamıştı, otomobilin içinde ihtiyar dip gece değil, birkaç gece!.. Odacı geldi: çoklarını incitmış, darıltmıştı. Durur du rıklık, kırgınlık duyuyordu. Bu kızla na dı. Dışarılann serin havasına susamıştı. Muzaffer, kıpkırmızı oldu. Bunlar, lomat oturuyordu. Onu görünce yerin Sizi birisi görmek istiyor. rur da sonra birden taşar, önüne gel^ne sıl tanıştığını, niçin evleneceğini unutmuş Sokaklarda aşağı yukarı dolaşanlar gözünün önüne geldikçe onlan bile kıskaden kalkar gibi yaptı; arabamn kapısına şimdi de her işi bırakmışlar, arkasına aDiye haber verdi. çatardı. Rahat yaşayabilmek için. bumın muydu, acaba?.. uıyordu; kalabalığm arasına karışmak, bidam mı koymuşlardı; nereye girip çıktıMuzaffer, önündeki kâğıd yığınların j doğru iğildi: ne büyük bir eksiklik olduğunu kendisi Kendini gülünc buluyor, küçülmüş gö raz olsun kendini unutmak için içi titredi. dan başını kaldırmadı: de bilmez değildi. Gene de bir türlü vaz rüyor, hele Satvetın hali gittikçe sınırlen Nerelerdesiniz ayol?.. diye seslen ğını da mı sorup araştınyorlardı?.. Deminki acı sözlerin hepsini unutmuş Muhiddin Bey, biraz daha içli dışlı, Gelsin, dedi. geçemezdi. di. Sizi kendi elimle alıp götürmekten ne dokunuyordu: gibi hürmetle, Satveti selâmladı. O da babacan bir sesle fısıldadı: Burada değil; aşağıda bekliyor. Şimdi de işte, şu kızcağızın gerçekten başka çare bulamadık. Artık kurtulamaz Böyle bir kadınla yaşanmaz!.onu oda kapısına kadar götürmek için a Salonda mı?.. sınız. Anlamıyorum, zannetmeyiniz, deacmacak bir hali vardı. Bir yandan büt'.ir. Diye düşündü. yağa kalkmıştı. Muhiddin Bey: Hayır, kapının önünde. o katı sözler dudaklarından dökülürken, Muzaffer dudaklarmın arasında bir di. Mutlaka Satvet, sizi de gücendirmiş Öyleyse ne yapacaktı?.. Onunla nasıl Hangi kapının?.. Sokak u sının kaç beylik lâkırdı çiğner gibi yutkundu. olacak. Öyle, öyle... Biz, küçük hanı Daha erken... Nereye gideceksibir yandan da: evlenecektı?.. Evlenırse nasıl geçınecekti. önünde mi?.. Muhiddin Bey onu söyletmedi, bile: mın deliliklerine alıştık da hoş görüyo Artık üstüme varma!.. Elınden ğelse hepsınden vaz ge;ecek, yol niz?.. Bu saatte de yatılmaz ya... Evet. Haydi, diyordu, hemen şimdi... ruz. Siz de artık pek o kadar aldırmazDiye çırpınırken genc kız hiç karışmaDiye yalvaraıi bir bitkinlik uinde idi. yakmken geriye dönecek, hemen şimdi Genc mühendis, iki elini birden ma Şapkanızı alınız da gidelim. sınız, ne yapalım. Hele aradan biraz zadı; sesini çıkarmadı. Ayrılırken de nişanBöyle bir zavallıyı sıkmak değil, ona kaçıp gidecekti. sanın üstüne dayadı. Odacınm yüzüne yardım etmeli değil miydi?.. Bugün buKapı açıldı. Muhiddin Bey içeriye gir lısına el uzatmayı sanki unutmuş gibi gö Şimdi mi?.. Bilmem ki nasıl olur?.. man geçsin: O da değişir, hepsi düzelir. raya gelirken, kendi kendine bunun için di. Onlan da kurtarmış oldu. Sonu neye rünüyordu. Muzaffer, bunu da görmemiş baktı: Muhiddin Beyin, böyle bütün suçu kıŞirkette birçok işim var. Kimmiş?.. Nasıl adam?.. Neden söz vermiştı. Nışanhsı ne yaparsa yapsın varacağı pek kolay kestirilemiyen bu ko gibi davrandı. zın üstüne atmak istemesi, nedense, Mu Yarına bırakır çıkarsmız. bunların hıçbirıne aldırmıyacaktı. Hem nuşma yarıda kaldı. Hem daha erken de... Bu saatte zafferin içinde yepyeni bir üzüntü oldu Amcabey, merdiven başına kadar gel buraya gelmiyor?.. mademki onu sevmivordu; artık bund'n Bilmiyorum, efendim. Yüzünü iyi çıkılmaz ki. Muzaffer yalnız kalmak, biraz da ken di: Hemen atıldı: daha öteye işi uzatacak, karıştıracak da di kendini dinlemek istiyordu. İçi dışı bir Kuzum damad bey, kaç günden[Arkası var] Yarın akşam bekleriz. Biraz erken görmedim. Otomobilde bekliyordu. Yal