20 İkinciteşrin 1939 CUMHURİrET Polonyalılar için... Fırsattan istifade! Balkanlar ve dış İrlanda tethişçileri alarm işaretini bekliyor Londra 19 (a.a.) Harbin bidayetindenberi ilk defa olarak İrlanda tet hişçileri ışıkların söndürülmesinden isti fade ederek bombalarla suikasdler ter tib etmektedirler. Dün Londranın mer kezinde birçok infilâklar vuku bulmuşsa da kimseye bir şey olmamıştır. İlk mfilâk Picadilly ve Park Lane köşesinde, ikinci infilâk Picadilly'nin ortasında, üçüncü infilâk Uppert Regent sokağında, dördüncü infilâk Lower Regent sokağında vuku bulmuştur. Tiyatro ve sinema çıkışı münasebetile halk sokaklara dolmuştu. Polis kolayca intizamı temine mu vaffak olmuştur. Civarda patlamamış iki bomba buiunmuştur. Park Lane'da da saaü kurulmamış bir bomba bulunmuştur. Tarihı ve mukaddes eserlerle dolu şefıir \ V İ L N O Nesillerle Polonyah yetiştiren Vilno Üniversitesinden memleketin istiklâl cidalinde çalışan kahramanlar da feyiz ve kültür almıştır Polonya harbi nihayete erdiği günden j beri, ismi etrafında her gün bir çok haberler işittiğimiz Vilno şehri, ötedenberi Polonyanın büyük kültür ve medenıyet merkezlerinden biri olmuştur. Sovyet Rus yanın, Polonyadan tılıp Litvanyaya verdiği Vilno, bugün Vilnius oldu. Eski ismi, belki muvakkat bir zaman için, böylece tarihe kanşan bu tarihî şehir hakkında bir nebze malumat edinmek faydalı olur. Vilno, evvelâ üniversitesile meşhurdu. On altıncı asırda Polonya hükümdarlarından biri tarafından tesis edilen bu mekleb, nesillerle Polonyalı yetiştirmiş, memleketin en büyük üstadları, Polonya istiklâlinde en mühim rolleri oynayan şahsiyetleri, bu üniversitede okutmuşlardır. Polonyanın büyük millî şairi Adam Mickiewicz tahsilinin bir kısmını burada ikmal etmişti. Vilno ve civan, ayni zamanda, PolonVilno şehrinde Pilsudski'nin vaktile yalıların çok ehemmiyet verdikleri tarihî oturduğu ev ve mukaddes eserlerle doludur. Bunlar Vilno, çok eskidenberi, Polonya vatan meyanında, bilhassa Ostralvama kiliseseverlerinin millî davalan için bir ilham sinde muhafaza edilen meşhur Maryem kaynağı olmuş, Polonya istiklâlini hazırtasvirini zikretmek lâzımdır. layanlar, o emeli tahakkuk ettirenler ya Vilno, yahud Vilna şehri, on dördünVilnoda doğmuş, ya orada tahsil ve tercü asırdan on yedinci asra kadar Polonbiye görmüştür. ya ile Litvanya arasında paylaşılan bir Şimalde büyük bir şöhreti olan Unieyalet halinde idare edilegelmişti. 3 u itiversitesi, millî duygulan beslemek, ruhbarla, Litvanyalılar, bu şehre tarihî bir lara kahramanlık ateşi aşılamak, yüksek tesahüb iddiasında idiler. Büyük Harbideal sahibi nesiller yetiştirmek hususunden sonra istiklâle kavuşup Vilnoyu alan da, hiç şüphe yok ki en büyük âmil olLitvanyalılar, 1920 senesinde, bu en bümuştur. Millî şair Adam Mickiewicz ile, yük şehirlerinin Polonya • generallennden millî kahraman Jozef Pilsudski, yurd daZeligovski tarafından zapt ve işgalini afvasını ileri götüren o nesillerin büyük evfedemiyorlardı. lâdlarıdır. Polonya, Vilno uzerînde hak iddia eVilno, genclerin, siyasî ve vatanî sahaderken, Polonya milletinin burada teşkil ettiği ekseriyeti, lisan, kültür ve ilim sa Iarda daima birinci derecede rol oynadıkhalarındaki üstünlüğünü, esasen hiçbir za lan her Üniversite şehri gibi, Polonya taman parlak bir millî ve fikrî hayat eseri rihinde geniş bir yer işgal eder. 1817 segösteremiyen Litvanyalı kütlenin, zaman nesinde, Mickievvicz ve arkadaşlan, Villa büsbütün seyrekleştiğini ileri sürüyordu. no Üniversitesi muhitinde, iki cemiyet teFilhakika, Litvanyalı kütle, Vilnoda par sis etmişlerdi. Bu cemiyetl«rin gayesi, ilmakla sayılabilirken, Polonyalı unsur, a mî idi. Toplantılan, faaliyetleri, azası ve sırlardanberi burada kahir bir ekseriyet maksadı tamamen ilme re fenrie hf halinde yaşamıştı. Gerek Polonya, ge etmek olan her iki cemiyet, asıl hedefi orek Litvanya tarafından, ayni kuvvet ve lan siyasî faaliyete, gizliden gizliye, faısrarla müdafaa edilen tezler karşılaştm kat son derece şiddetle atılmıştı. lacak olursa, Polonya iddıalarının daha Mickievvicz ve arkadaşlan, yan açık, kuvvetli delillere istinad ettiği görülür. Şu yarı gizli cemiyetlerinde, asıl maksadları nokta bilhassa şayanı dikkattir ki, Lit olan siyasî faaliyeti, yorulmak bilmez bir vanya noktai nazarını müdafaa edenler, azim ile ileri götürürken, ilmî hakikatledelillerini, son hâdiselerin neticesi olan bu re, felsefeye de vakit ayırmaktan, propagünkü vaziyet üzerinde bina ettikleri hal gandalannı ekseriyet itibarile bunlara isde, Polonyalılar, asırların şahadetini öne tinad ettirerek yapmaktan geri kalmıyorsürüyorlar; bugünkü nesle gelinceye kalardı. dar Vilnonun yaşadığı tarihî günleri, ihFakat, cemiyetlerînin hayatı uzun sürtiva ettiği tarihî eserleri iddialanna delil medi. Bütün Vilno havalisindeki faaîiyetolarak gösteriyorlar. leri kulaktan kulağa yayıldı, nihayet, Polonyalıların bilhassa tahammül edeÇarlık Rusyası, bir ilim ve marifet bucağı medikleri ve mukaddesata hakaret saydıkolmaktan ziyade bir «isyan ve Polonyalan cihet Vilnonun, millî kahramanlan cılık ocağı» halinde tutuşan Vilno ÜniJozef Pilsudski'nin vatanı oluşudur. Filversitesini, bir emirle kapattı. hakika, Pilsudski ailesinin memleketi, Vil Polonyanın şairlerini, mütefekkirlerini, no civarında kâin küçük bir kasaba olan kahramanlarını yetiştiren Vilno, bugün Zulov'dur. Eski Polonya devlet reisinin atası, bu kasabada medfundur. Bizzat Polonyalılardan alınıp Litvanyalılara veMareşal Pilsudski, hayatımn bir kısmmı rilmiş, ismi de Vilnius olmuştur. bu yerlerde geçirmiş, tahsilini kısmen Vilnoda yapmıştır. Ve nihayet, Polonyalıların, ırk, dil ve kültür sahasındaki deliller haricinde ileri sürdükleri hissî sebeblerden biri de, gene millî kahraman Pilsudski'nin ölümünden sonraya talluk eden bir noktadır. Pilsudski'nin vefaktmdan sonra, kalbi, bir mahfaza içine konularak anasının rnezarı yanında bir yere kaldınlmıştı. Bu mukaddes emanete, millî duygularının bütün kuvvetile bağlı kalan Polonya! ılara, Vilno topraklarına basan yabancı ayaklar, en büyük Polonyalının kalbini çiğnemiş gibi geliyor. Bütün Polonyayı kurtaran kahramanın yüreğini, müstevli elinde bırakmak, Polonyalıların kalbinde derin bir yara açmıştır. • T T T kuvvetler [Batmakaleden devaml italya da hemen ayni şeyleri hesablıyor. Balkanlann Rus veya Alman tesir dairesinde yaşaması İtalya için büyük bir tehlike sayılır. İktısadî menfaatlerin sarsılacağını bir tarafa bırakahm, böyle bir hâdisenin akisleri Akdenizde fırtına uyandırmasm, mümkün olmadığından Roma hükumeti Balkan sükununu bozabilecek her teşebbüse kulak kabartmaya mecburdur; o kadar ki, İtalyanın emniyeti Balkanlıların emniyetine bağlıdır, diyebiliriz. Vaziyet bu şekilde Balkanlı milletler için müsaid imkânlar hazırlamış bulunurken bize düşen vazife, bu imkânlardan istifade ederek Balkan birliği fikrini hakikat sahasında hergün biraz daha ilerletmektir. Bazı muharrirlerin yaptığı gib lüzumsuz kuruntular içinde yüzerek: Bizimle neden böyle meşgul oluyorlar? Tarzmda menfi yazılar yazmak faydasız olsa gerek. Şüphesiz bizimle meşgul olacaklar; biz de onlarla meşgul olacağız. Siyaset demek, devletlerin birbirlerile uğraşmalan demektir. Elverir ki karşımızdakinin meşguliyeti bizim menfaatlerimize aykın düşmesin, bize herhangi bir şekilde zarar vermesin. İtalya hakkındaki tereddüdler de yersizdir. Diyorlar ki: Almanya harbe girdiği zaman çelik pakl işlemedi. italya bitaraf olmadığı halde harb dışmda kaldı. Şimdi bu deülelin Balkanlarda, bir lakım faaliyetlerde bulunduğımu görüyoruz. Fakat acaba bu işler hüsnü niyetle mi yapılıyor? Bitaraflığım ilân etmediğine göre, biz İtalyanın samimiliğine nasıl inanabiliriz? Bu düşünce karanlıktır. İtalya bitaraflığım ilân etmediyse, Balkanlarda sulh ve sükun isterken mutlaka samimilikten uzak mı kalmak mecburiyetindedir? Siyaset yaparken mücerred hâdiseleri bırakır da karşımızdakinin ruhî ahvalini keşfe uğraşırsak her halde siyasetten başka birşey yapmış oluruz. Hâdiselerin objektif mütaleası, Balkan sulhunun İtalyan menfaatlerine uygun geldiğini açıkça gösteriyor. Bu devlet tarafından takib edilen politika da bu görüşe uygundur. Roma hükumeti Balkanlı milletler arasına nifak sokmaya çalışmıyor, bilâkis buralarda bir ahengin teessüsünü istiyor. Şu halde yukarıda kaydettiğim kuruntuların lüzumsuzluğuna hükmetmek daha raakuldür. Hakikî vaziyet, Balkan birliği fikrinin inkişafı için icab eden şartlann bugün bol bol mevcud olduğu merkezindedir. Onlardan azamî şekilde istifade edebilmek, Balkanlıların kabiliyetine Kanada'dan garb cephesine asker nakline başlanıyor (Baştaraft birinci sahifede) Realistler, empresyonistler. Madenî giliz fırkalannınki kadar mükemmel ola kitleler ressamların fırçası altında bir meşcaktır.» cere şeklini alıyor. Diğer taraftan general Kanada fab Modern gizleme usulünde en büyük rikalarında tasavvurun fevkinde top imal 4ıizmeti empresyonizm yapmıştır. edilmekte olduğunu bildirmiştir. Malumdur ki, bu usul küçük eb'adda Fransada silâh altına alınacak üstüste konulan ve mütemadiyen tekrar yeni kara efradı edilen muhtelif renklerin uzaktan bir tek Paris, 19 (a.a.) 1919 sınıfının bi renk gibi gözükmesi esasına dayanmaktarinci kısmına mensub olanların yani 30 ha dır. Bu tarz, bilhassa harbde kullanılan ziran 1919 tarihine kadar doğmuş clan alçak arabaları ve topraktan çok fazla ların ay sonunda silâh altına davet edile yükseklikte olmıyan tahkimatı etraftaki cekleri bildirilmektedir. toprağın rengine bağlamak için çok uygun Müttefik hava kuvvetlerini îngiliz düşüyor. Buna mukabil mühim tahkimakumandanı idare edecek ta uygun gelmekte, zira bunların gölgeLondra, 19 (a.a.) Müttefik hava leri usulün muvaffakiyetine mâni olmakkuvvetlerinin bir elden idaresi kararlaştı tadır. Fakat renklerin birbirine kanştırılmıştır. Müttefik hava kuvvetlerine ku nlmasına lüzum kalmadan fabrikalardan manda edecek olan İngiliz kumandanı ka çıktığı gibi kullanılması imkânı işin sür'ara kuvvetleri için General Gamlin'e ve tini temin bakımmdan empresyonizm usurilen salâhiyeti haiz olacaktır. Bu iş için lüne itiraz kabul etmez bir rüçhan kazanen liyakatli zat intihab edilir edilmez ku dırmaktadır. Buna binaen bu usulden gizmandanlığa tayin edileceği zannedilmek lemeye yalnız kara nakliyatında değil, denizde ve havada da tatbik edilmektedir. tedir. Filhakika, münkesir hatlar halinde üstüste üç Alman esiri kaçtt Londra, 19 (a.a.) Üç Alman esiri boyanmış satıhların hem mesafe, hem de îskoçyadaki üsera kampından kaçmıştır. sür'at takdirinde isabetsizliklere sebeb olBunlar bir denizaltının çok genc müret muyor. Buna binaen tayyareler ve hatta tebatındandır. Birisi 15 ve diğer ikisi de harb gemileri bazan çok mat ve ne kadar 1 7 yaşındadır. Bunlar kampı çeviren tel dikkatli olursa olsun uzakta bulunan bir örgülerin aralanndan sıynlarak dışan çık müşahidin gözünden kaçmaya imkân vemışlardır. Yanlarında paralan olmadığı ren zigzak hatlan halinde boyanmaktaj ^ gibi yiyecekleri de yoktur ve ingilizce de dır. bilmiyorlar. Bütün îskoçya postalanna keyfiyet bildirilmiştir. îsviçre ordusunda mezuniyetler kaldırıldı Bern 19 (a.a.) Ordu kumandanlığı tarafından neşredilen bir tebliğde şöyle denilmektedir: «Harb vakayii karşısında şimdiki kararsızlık devam ettiği müddetçe kıtaatta izinden bahsedilmesi lüzumsuzdur.» Polonya deniz kuvvetleri îngiliz bahriyesine bağlandı Londra 19 (a.a.) Polonya deniz kuvvetlerinin Ingiliz deniz kuvvetlerile işbirliği etmesi hususunda bugün Londrada İngiliz ve Polonya hükumetleri arasında bir anlaşma imzalanmıştır. Polonya filosundan bir müfreze har bin sonuna kadar îngiliz donanmasına raotolunacaktır. Fransız sabah tebliği İngiliz ve Alman mayinleri arasmdaki fark Londra 19 (a.a.) Reuter ajansı bildiriyor: Beynelmilel kanun mucibince İngiliz torpilleri o suretle yapılmıştır ki, konul duklan yerden bağları kurtulur kurtul maz tehlikesiz hale girmektedir. Alman torpillerinin ise böyle olmadığı öğrenil mektedir. Paris, 19 (a.a.) 19/11 sabah tebiği: Gece kayda şayan hiçbir hâdisc olmamıştır. Balkan bloku içinde Bulgaristanm vaziyeti (Baştarafi l inct sahijede) Corentul diyor ki: «Rumanya, büyük Rumanyanm isti' nad ettiği prensiplere sadık kalmağa az metmiştir. Rumanya samimî dostluklan reddedecek değildir. Ancak Avrupa kıt! ası için ve bu kıt'anın sulhu için tehükeli olan eski formüllerden de bilhassa uzak bulunacaktır.» Romania gazetesi de şöyle yazıyor: «Rumen topraklarının ihlâl edilmez liği Rumanya haricî siyasetinin temelidir. Bu toprakların dokunulmazlığı bizzat devletinin bekası demektir. Bu esas üzeıinde Rumanya ayni yolda bütün komşularile halisane çalışmağa hazırdır.» Gazetelere göre, matbuatın aldığı bu  vaziyet guya Rumanyanm şimdiki Av »<j rupa harbinden sonra cenubî Dobricayıi Bulgaristana terketmeğe muvafakat eyîe*j| diğine dair ecnebi memleketlerd? çıkan] haberlerden doğmuştur. Gene bu ha j berler yeni Rumen Bulgar hududunımJJ diğer Balkan devletleri tarafından ga j ranti edileceğini de bildiriyor. Fransız aksam tebliği Paris 19 (a.a.) 19 teşrinisani ak şam tebliği: Gün sakin geçmiş, yalnız bazı mevziî :opçu faaliyeti kaydedilmiştir. Son dört harb haftası zarfında denizde devriye gemilerimiz tarafından yakaanan Alman ticaret gemilerinin tonilâ osu yekunu, düşman yüzünden kaybe dilen Fransız ticaret gemilerinin tonilâtou yekununu birkaç bin ton tecavüz et mektedir. Mussolini'nin nutku (Baştarafı 1 tnct sahifede) tatbik etmekte bulunduğumuz iktısadî otarşi sisteminin doğruluğunu kat'î, nihaî ve mukavemet edilmez bir şekilde, hatta dramatik bir surette ispat etmiştir. Şimdi terkes iktısadî sistemimizin veyahud şu veya bu sistemin «muvafık» olup olmadığına dair yapılan bazı münakaşaların ne kadar gülünç olduğunu görebilir. İptidaî maddelerin hiç bulunmadığı veya bu madde fiatlannın fevkalâde yükselmiş olduğu şu sırada dahilî ve haricî fiatlara müteallik meselelerin ne kadar akademik olduğunu herkes müşahede edebilr. Bilhassa şu zamanda herkes, hatta zekâsı kıt olanlar bile «harb ikrısadiyatı» ile «sulh iktısadiyatı» arasında bir fark olduğunu iddia etmenin saçmahğını anlamıştır. Harb iktısadiyatı ve sulh iktısadiyatı yoktur. Yalnız harb iktısadiyatı vardır. Çünkü tarih bakımmdan harb senelerinin adedi harb halinin milletlerin daha doğrusu Avrupa kıt'asında yaşayan milletlerin normal hali olduğunu ispat etmektedir. Sulh içinde geçtikleri söylenen senelerde bile «müsellâh harbi» hazırlayan başka tipte «harbler» yapılmaktadır. Binaenaleyh iktısadiyata hâkim olması lâzım gelen ve hâkim olan önüne geçilemiyen «müsellâh harb» ve onun mukadderatıdır. Bu hakikati nazarı itibara almak istemiyen felâkete doğru yürür ve bunu müdrik olmadığı için de bu felâketten şikâyet etmeğe veya hayret ızhar etmeğe hakkı olamaz. İtalyan milleti şimdi otarşi uğrunda açılan harbin yalnız faydasını değil, lüzumunu da hissetmiş ve anlamıştır. İtalyan milleti dediğim zaman muhterileri, profesörleri, işçileri ve müstehlikleri kastediyorum. Bu ordunun bütün kısımlan oldukça uzun merhaleler katetmişlerdir. Fakat bugün adımlarınm temposunu imkân hadlerini aşan bir şekilde tacil etmeleri lâzımdır. Hiçbir enerjinin boşa gitmesi doğru değildir. Bütün iradeler bir araya getirilmeli, bütün fedakârlıklara katlanmah, şüphe içinde bulunanlar ve geri kalanlar uzaklaştırılmalıdır. Hiçbir oyuna benzemiyen bu o~ yunun vereceği netice pek büyüktür. Mevzuu bahsolan şey askerî kudret ve binaenaleyh vatanın istikbalidir.» Alman tebliği Berlin, 19 (a.a.) Tebliğ: Aşağı Rhin noktasmın bir yerinde mühim mitalyöz faaliyeti ve müsademeler vuku bulmuştur. Cephenin diğer kısımlarmda sükunet vardır. Yalnız mevziî topçu faalieti kaydedilmiştir. Hava kuvvetleri Frana üzerinde istikşaf uçuşlarına devam etmektedir. bağh. NAD1R NAD1 Kar ve fırtına IBaştaraîı 1 tnct sahifede) Vilâyet dahilindeki mezruat kurakhktan tehlikeye girmiş bulunuyordu. Bu yağmur, tehlikeyi bertaraf etmiştir. Koyun, sığır ve diğer hayvanatın yiyecek otu temin edilmiştir. Harbde ressamlara düşen vazife Paris, 19 (a.a.) Askerî hedeflerin gizlenmesi san'ati 1914 1918 harbinden alman tecrübeden istifade edilerek mezkur harbde kullanılan usulleri daha mükemmel bir hale koymak suretile tatbikından ibaret bulunmakla beraber, emresyonist ressamların bugün yaptığı hizmet çok mühimdir. 1918 denberi tayyaecilikte elde edilen terakkiler bugün gizeme işini pek mühim bir hale getirmiştir. Bugün yalnız ön saftaki hedefleri değil, yni zamanda sınaî bölgeleri ve kalabaık yerleri de düşman tayyarelerine kargizlemek icab ediyor. Bugün bu iş için em bina ve tiyatro dekoratörleri ve hem de bizzat ressamlar kullanılmaktadır. Daoratörler bilhassa göz aldatmıya, yani taıiat haricindeki eşyayi gizlemeye matuf serler vücude getirilmesinde çalışıyorlar e buna yağh boya tabloları şpklinde tu1lerle muvaffak oluyorlar. Bu suretle meselâ toplar ve rasad noktaları bunUn hata eden tabiî manzaraya gene meselâ >ir orman şeklinde temsil edilmektedir. Manzara ressamlanna gelince, iki türü ressam cahsmaktadır: Macar siyasî mehafili hâdiseleri dikkatle takib ediyor Budapeşte 19 (a.a.) «Havas» Macar diplomatik mahfilleri doğu ce nub Avrupasının muhtelif devletleri arasmdaki münasebatın inkişafmı büyük bir dikkatle takib etmekte ve Avrupanın bu kısmında bir bitaraf blok tesisi hakkındaki şayialan ihtimamla kaydetmektedir. Macar gazeteleri Avrupanın bu kıs mındaki diplomatik vaziyete ve Macaristanın hattı hareketine müteallik olarak dünya matbuatı ve bilhassa İtalyan matbuatı tarafından neşredilen yazılan geniş mikyasta naklediyorlar. Doğu cenub memleketlerindeki İtalyan diplomatik mümessillerinin bulunduklan memleketlerin hükumetlerine, böyle bir bitaraf blok fikrine İtalyanın muhalif olmadığını fakat bu blokun büyük devletler haricinde tahakkukunun daha ziyade mümkün olacağını bildirdikleri haber verilmektedir. Macar siyasî mahfilleri, îtalyan nü fuzu altında böyle bir blokun Sovyetler Birliğinin şiddetli aksülâmelini intac edebileceği kanaatindedirler. Izmitte îzmit 19 (Hususî muhabirimizden) Havalar birdenbire soğudu. Dağlara kar yağmaktadır. Karadenizde fırtına Dün Karadenizde şiddetli bir şimal rüzgân esmektedir. Motörlü ve yelkenli ufak merakib dün boğazdan dışan çıkamamışlardır. Vapurlar her zamanki gibi normal seferlerine devam etmişlerdir. Tan vapuru, dün Karadenizden limanımıza teahhürsüz gelmiştir. Rumen Alman ticaret müzakeresi Akdenizde fırtına (Baj tarafı 1 inci sahifede) memleket arasmdaki ticaretin münhasıran mübadele esasına dayanmasında ısrar etmiş ve Millî Ekonomi Nazın meseleyi tetkik edeceğini vadeylemiştir.» îzmir, 19 (a.a.) Bir iki gündenberi Akdenizde hüküm süren şiddetli fırtına yüzünden Tirhan vapuru iki gün teahhürle dün limanımıza gelmiştir. Dünkü hava vaziyeti Müzakereler çıkmaza mı girdi? Irk, kültür ve dil bahislerinde Polonyaldarın delilleri kuvvetlidir. Vilnonun bugün iki yüz bini tecavüz eden nülusu, ekseriyet itibarile Polonyalıdır. Rus ve Litvanyalı unsurlar bu rakam içinde asgarî bir azlık teşkil ediyorlar. Bunun neticesi olarak dil ve kültür üstünlüğü de tabiatile Polonyahlardadır. Bu şerait dahilinde, Avrupanın bu kısmında da, diğer bazı kısımlarmda olduğu gibi, ekalliyeti <=!:seriyet aleyhine olarak ideal hududları icine almak imkânsız olduğunu söyleyen Polonyalılar, parçalanan büyük Poionyayı tek bir kahramanın dehasile nasıl dirüttilerse, yakm bir âtide, Vilno basta olmak üzere, ayni Polonyayı gene ihya edeceklerine inanıyorlar. Bükreş 19 (a.a.) Havas: Almanya Rumanya ticaret müzakereleri bir çıkmaza girmiştir. Almanyanm Rumanyayı mecbur etmek için ne gibi bir taz yik vasıtasına başvuracağı merak edil mektedir. Rumanya şimal hududunda Almanyadan Sovyetlerle tecrid edilmiştir. Buna binaen üzerinde ancak Maca ristan yolu ile bir tazyik yapılabilir. Al manya, Rumanya ile müşterek hududu kaybetmekle Rumanya ekonomisini kendi lehlerine kullanmak fırsatını da kay betmişlerdir. Dün hava Trakyada bulutlu, diğer bölgelerde kapalı ve yağışlı geçmiştir. RÜ7 gârlar orta Anadolunun doğu bölgelerinde cenubî, diğer bölgelerde şimalî ist!kametten orta kuvvette Egede orta ve cenubu şarkî Anadolusu bölgelerinde kuvvetlice, denizlerimizde kuvvetli esmiştir. Dün İstanbulda hava çok bulutlu ve yağışlı geçmiştir. Rüzgârlar şimalden saniyede 4 ilâ 6 metre hızla esmiştir. Saat 14 te hava tazyikı 1014,4 idi. Sahunet en yüksek 10,4 ve en düşük 3,4 santig.ad göstermiştir. Cephede hayat sahneleri İtalyan gazetelerinin tefsirleri Zonguldakta pasif korunma tecrübeleri Zonguldak, 19 (a.a.) Zonguldakta hava pasif korunma tatbikatı yapılmıştır. Tatbikata saat on beşi beş geçe başlanmış ve saat on beş? kırkbeş geçe nihayet verilmiştir. Saat on beşi beş geçe alârm işareti verilmiş, vazifedar teşekküller vazifeleri başına koşmuşlardır. Halk «ığmaklara ve nakil vasıtalan gizlenme yerlerine sığınmışlardır. Mefruz düşman hava filosu dört yangın, üç tahrib ve zehirli gaz bombası atmıştır. Bu tatbikatta gerek korunma teşekküllerinin ve gerek halkın takdire değer dikkat ve gayretleri görülmüşFransız cephesine civar köylerden birinde İngiliz askerlerinin açık hava tür. berberlerine bir ziyareti. Ziraat Bankasının köylüye yardımı Ş. Karahisar 19 (a.a.) Mevsimsiz devam eden yağmurlar dolayısile tohumu temin edilmemiş olan köylümüzün sonbahar tohumluk ihtiyacını karşılamak üzere Ziraat Bankası köylüye tohumluk tevziatına başlamıştır. Roma 19 (a.a.) Mussolini'nin Yüksek otarşi t komisyonunda söylediği nutuk matbuat tarafından geniş bir surette tefsir edilmektedir. Gazeteler, şefin İtalya için tespit edilen vazifede ikdam ve sebat lüzumu üzerinde ısrar ettiğini, İtalyanın dahilî ekonomik müdafaayı teşkilâtlandırması lüzumunu, otarşinin müsalemetperver îtalyan menfaatlerinin himayesi hususunda karar ve icraat serbestisini muhafaza e Ziraat Bankasının tam zamanmda yaotığı bu yardımdan dolayı köylümüz bü den İtalyayı korumakta olduğunu kaydediyorlar. yük bir sevinc duymuştur.