4 Ikincîteşrin 1939 CUMHURIYET Neler okutuyoruz İktısadî sahada alınan tedbirler (Baştaraft birinci sahifede) Yanlış kitab 1 Dokuz on senedir liselerîmîzin son sınıflarında «Metinlerle muasır Türk edebiyatı Tarihi» isimli, ve isminden de belli, daha ziyade antoloji mahiyetinde bir kitab okutulur. Bin sahifeye yakın tutan kitabın ilk tab'ı iki iclddi, beş sene sonra yapılan ikinci tab'ı sekiz yüz sahifelik kalın bir cild halinde basıldı (1). Eserin müellifi hemen yirmi yıldır edebiyat muallimliği yapan haluk ve çalışkan bir meslektaşdır. Hele bibliyoğrafya sahasında çok emekli himmetler gösterdi. Fakat kitabın birinci kısmı olup tam 263 sahife tutan «Nazım» kısmına gelince.... Buna nazım kısmı değil nazımsızlık kısmı diyebiliriz: Sanki sakar bir zelzele kitabın bu koca kısmmı her tarafından sarsakh yarak yüzlerle ve yüzlerle mısraı, ya bellerinden kırılmış, ya uzuvları koparılmış, ya manalarmın ruhları ahnmış birer naaş halinde yerlere sermiş bulunuyor. Bir mezarlıkta gibiyiz. «Bu ne dikkatsizlik?» demeyiniz. Müellif kitabını çok dikkatle bastırdı. Tashihlerinde o kadar titiz davranmıştır ki hiç hata yapmadığına emin olduğu için eserin her iki tab'ında dahi bir kelimelik «hata ve sevab» cetveline bile lüzum görmüyor. Hakikaten nazım kısmının üç dört misli tutan diğer nesir kısımlannda hemen hiç hata yok gibidir. Demek ki müellifimiz çok dikkatli. Öyleyse nazım kısmı neye hemen baştanbaşa denecek kadar yanlışlarla dolu? Demek ki... Hükmü sona bırakalım. İşin hiçbir tevile ve hiçbir kaçamağa imkân bırakmıyan tarafı şuradan geliyor: Haydi bütün bu yanlışları kitabın birinci tab'ında yapmış bulundu. Fakat kitabını beş sene sonra ikinci defa bastırıyor. Düşününüz ki kıdemli bir edebiyat muallimi olan müellif bu beş sene içinde kendisi kendi kitabını tedris etti: Bütün o manzum metinleri ya talebelerine okuttu, ya kendi okudu; dinledi, dinletti; mana verdi, mana verdirtti; beş senelik bu uzun tecrübeden sonra kitab yeniden basılınca... Bir de bakıyorsun ki, o çeşid çeşid ve cins cins, ve böyle bir kitab için hepsi de vahim olan hatalar oldukları gibi duruyorlar. Hayır delillerimizi urganla değil gemici halatile bağlamış bulu nuyoruz. Bu kitab on yıldanberi okutulup durduğu halde neye ancak şimdi harekete geldiğimizin sebebini ve diğer bazı cihetlerin izahmı üç dört makale tutacak bu küçük serinin son yazısına bırakıyorum. Herşeyden önce bu hataların neler olduğunu görelim. Yüzlerle ve yüzlerle ha tayı on kısma ayırdım: 1 A t l a n a n kelimeler: İlk numaraya işin en hafıfinden başlıyorum. Birçok mısralardan kelimeler a tılmış ve bunların farkma varılmamış. Bunlara «mürettib hatası» der geçirdik; Eğer bu hataların çoğu beş sene sonraki tabıda da aynen tekerrür etmeseydi. Recaizade Ekremin «Mevt... Nejad» manzumesinin 7 nci mısraı (birinci tabı, sahife: 62, ikinci, S: 55) «değil midir» yerine «değil» yazılarak mısralıktan çıkanlmış: «Vücudünüzle vücudüm değil mi şahid.» (S = 102, mısra = 1, S = 79, M = 10) daki «Nekadar nazlı gitmededir» diye cümle şekline gi ren mısra bir «nazlı» kelimesi da ha ilâve edilecek. Tevfik Fikretin «Sabah olursa» manzumesinin 2 nci mısraı (S = 132, S = 102) «Ümidimiz bu ölürsek de yaşar mutlak» şeklinde yazılarak «ölürsek» ten sonraki «biz» kelimesi düştüğü için mısra da nazımdan nesre düsüyor. Gene Fikretin «Halukun bayramı» şiirinin sondan 3 üncü mısraı (S = 134, S = 102) «3u ruyi sefalet... Evet meserrettir.» Hayır «Şu ruyi zerdi sefalet...» Cenabın «Temaşayı hazan» manzumesinin sondan 6 nci mısraı (S = 145, S = 111) «Bu düşenler birer nahif elcJ'"r» olacakken «nahif» atılmış. M'saller yeter. Bütün vezin bilenlere sornnuz. İlk kitabını bastırırken yanlışlıkla bu kelimeleri atlamış olabilir. Fakat o kitabı beş sene okuyup okuttuktan sonra tekrar bastırdığı zaman gene farkına varmasın, buna imkân var mı? Evet bir şartla vardır Fğer vezin bilmiyorsa. 2 Çifte telâffuzlu kelimeler: Aruzlu nazımda bazı kelimelerin iki türlü telâffuzuna müsaade olunmuştur. Meselâ «kamıslık yer» manasına «neyistan» ve gene bu cinsten «gülistan» ve «di'istan» kelimeleri ayni zamanda neysitan, gü'sitan, dilsitan diye de okunur lar. Halbuki müellif bunları hep birinci şeki'de yazmıs ve tabiî mısralarrla da vezinden eser kalmamış. (Sırasile S = 100, M, sondan = 7; S = 102, M = 1 ; S = imha harbi (Baştaraft birinci sahifede) f Paris, 3 (a.a.) PoJonya Hariciye tediye kudreti artırılmış olacaktır. Diğer Nazırı Zaleski, Petit Pansien gazetesiLondra 3 (a.a.) Dün Kral, Kiel Yazan: İSMAİL HABİB taraftan buna muvazi olarak ithalâtm da hava baskınile Alman tayyarelerine karşı nin bir muharririne beyanatta bulunarak mümkün olduğu kadar ucuza mal edil yapılan muharebelerde temayüz eden beş Von Ribbentrop'un 21 mart 1939 tarimesi lâzımdır. Bu münasebetle şunu kay gene tayyareciye nişanlarını vermiştir. Ahinde Berlindeki Polonya sefirine Al* Arabcada şeddeli bazı kelimeleri biz manya ile Polonyanın Sovyet Rusya a* türkçede şeddesiz okuruz. Nitekim imlâ detmek isterim: sırlardanberi ilk defa olarak biı İngiliz leyhinde mesai birliği yaprıasmı natık bir lugati de bunları böyle kabul etmiştir. Gerçi, memlekette, demir, kalay ve hükümdarı faal bir hizmette bulunan birplân teklif etmiş olduğunu ifşa etmıştir.' Fakat bu ancak konuşma dilimizde ve bazı inşaat malzemesi gibi bir kısım eşya kaç askere nişanlarını vermektedır. ancak nesirde caiz olabilir. Nazımda ise nın fiatlarında nedretinden dolayı teKral, altı saat Almanya üzerinde uçan Mareşal Göring, Romaya gidiyor Diğer taraftan 26 ilkteşrin 1938 de Von Ribbentrop. Polonya sHirme müstemleonlar şeddeli kullanılmışsa öyle okumağa reffüler olmuştur. Fakat Türkiyemizin tayyarecilerle ilk defa olarak Bprlin ve Roma 3 (a.a.) Havas ajansından: ve öyle yazmağa mecburuz. Aksi takdir şimdiki vaziyeti Umumî Harbde muhat Potsdam üzerinden uçan tayyarecileri d Göring'in yakında Romaya gelmesi kelere aid mutalebat sahasında Almanya de ne vezin kalır, ne nazım. olduğu şartlarla asla kıyas edilemez. kabul ederek kendilerile görüsmüştür. muhtemel olduğuna dair burada bir ta ile Polonyanın teşriki nv**aı etmesine daEsir Alman bahriyelileri kım şayialar deveran etmektedir. Bu ir bir plân teklif eylemiştiı. Zaleski, Poİşte size bir sürü misal: Cemiyet Mahsur bulunmadığımız gibi muharib de değiliz. Kara yolları kadar denizler taLondra 3 (a.a.) Üç Alman bah münasebetle birkaç hafta evvel Alman lonyanın Alman Hariciye Ncızmnın her (S = 114, M = 1 1 ; S = 86, sondan, M = 4 ) . Ebediyet (S = 102, sondan, rafından da ticaret yollarımız açıktır. Tek riyelisi Firth of Forth'ta bir limana geti yadan gelmiş olan haberlerde Alman iki teklifine de kulak asnıamı$ olduğunu = nlmiştir. Bunlar, bir tahlisiye sandahnda Hava Nazırının faşist liderlerile mühim ilâve etmiştir. M = 3; S = 79). Kere (S = 67, son müşkül şundandır: görüşmeler yapacağmm bildirilmiş oldan, M = 9 ) . Cemiyat (manzumenin Malumdur ki, klering yolile gelen eş altı buçuk gün deniz üstünde kaldıktan Leh ajansıntn ifşaatı duğu hatırlatılmaktadır. son mısraı, S = 97, S = 78). Meşiyet yanın en mühim kısmı Almanyadan ge sonra bir balıkçı gemisi tarafından kurtaMoskova, 3 (a.a.) <Leh aiansı bilResmî mehafil, bu husus hakkmda (S = 76. M = 8 ) . Mugberim (S = tirilmekteydi. Ağustos başında müddeti r;lmıştır. Bunların abluka cüzütamları tadiriyor» Molotof'un nutkuncl.ı Polonyahiçbir mütalea serdetmemektedirler. 165, M = 6 ) . Yeter değil mi? Bunlann biten ticaret anlaşması yeniden uzatılma rafından içinde araştırmalar yapılan bir ya aid olan kısımlar pek gizlermiyen ve Saltya hareket ediyor hep şöyle yazılması lâzımdı: Cem'iyyet, dığı cihetle ayni eşyanın başka memle Alman şilepi mürettebatından olduklan fakat anlaşılması tamamen mümkün olan Londra 3 (Hususî) Pololo d'İtalia bir sıkıntıyı göstermektedir Sovyetler Birve bir sandala binerek kaçmağa teşebbüs ebediyyet, kerre, cem'iyyat, meşiyyet, ketlerden getirilmesi için tedbirler alıngazetesi Mareşal Göring'in salı günü mugberrim. ması icab etmiştir. Bazı malların, kısa bir ettikleri zannedilmektedir. liği 1932 de Polonya ilt bir ademi tecaRomada bulunaca'ını vazıvor. müddet için de olsa bu yüzden getirile vüz paktı imzalamıştır. Pol.nya bu pakBir tngiliz vapuru durduruldu Hele «ümid» kelimesi: Nazmımızda 1 Alman elçileri Berlinde ta daima riayet etmiş ve Rusya ya karşi Oslo 3 (a.a.) Dün Nor\eç sahı bu ayni zamanda «ümmid» diye de oku meyişi bir kısım halk üzerinde eski harbi toplanıyorlar bir Alman Leh tesriki nvsaisi için Alnur. Eski harflerde ayni imlâ ile yazılan hatırlatarak eşyanın nedret kesbedeceği leri açıklarında Norveç torpitoları bir İnMoskova 3 (a.a.) Alman büyük el manya tarafından yapılan bir çok telkinbu iki telâffuzu nasıl ayırabiliriz? Bunu zehabını uyandırmış, Umumî Harbin ge giliz vapurunu durdurmak istemişlerdiı. tabiî ancak vezin bilenler ayırabilir. Siz niş kazancına hasret çekenler de fırsattan İngiliz vapuru cevab vermediği için tor çilerinin konferansmda hazır bulunmak leri daima reddeylemiştir üzere Berline hareket etmış olan Al işin garabetine bakınız. Kitabda ise bu istifadeye yeltenmişlerdir. Bu haleti ruhi pitolar ihtar mahivetinde olarak birkaç 1938 senesi sonuna doşru, Südetlerin manyanm Moskova büyük elçisi Von kelime hep ters olarak «ümmid» denile ye memlekette belki biraz anormal fiat kere top atmışlardır. Bunun üzerine va der Schulenburg, Molotof'la mülâkatta ilhakından sonra, AlmanUrin doğu Avrucek yerde «ümid» ve «ümid» denilecek tereffüüne sebeb olmak istidadını göster pur durmuş, içi aranmış ve yoluna devam bulunmustur. pası hakkındaki maksaJlar. t;ittikçe endidi. Bunun üzerine hükumet, derhal va elmesine müsaade olunmüstur. yerde de «ümmid» olarak yazılmıştır. şe verici mahıyet almış ve bunun üzerine Müfrit nazilerin istekleri tandaşları tenvir ettiği gibi icab eden yenı Hem de her iki tabıda: Sovyet Leh ademı tecavüz paktı 26 teşSulh nezareti! Londra 3 (a.a) Daily Herald ga rinisani 1938 tarihli Mus!.ova protokolile Hâmidin «Garam» mın 1 inci mısraı kanunî mevzuatı da ihzara başladı. FilLondra 3 (a.a.) Avam Kamarazetesinin diplomatik muhabirine göre, Al teyid edilmiştir. (S = 76, S = 60) «Âzim oldum nim hakika endişe edilecek hiçbir şey yoktur. sında, sulhun akdile alâkıdar rreseleleri 1 sıhhat, nim ümmid» ve gene Hâmidin hangi madde vardır ki, bugün Türkiyeye bir harb kabinesinin yapamıyacağı tarzda man hükumetinin muted' unst r'annı tuDaha 21 mart 1939 da Von Ribben«Bedihe» şiirinin sondan 4 üncü mısraı gelmiyecek veya getirilemiyecek olsun? tam bir bitaraflıkla tetkik etmek üzere tan Sovyetler askerî harekâtı durdurma trop Polonyanın Berlin büyükelçisile yap(S = 70) «Bir daha toplamak ümmidi Sadece bunun tanzimi icab eder. Bugün bir Sulh Nezareti teşkil edilip edilmiye ya ve sulhcu olarak gözükerek harbi si tığı tarihî bir görüşme esnasında büyük yaset sahasında yapmaya Hitler'i iknaa mikyasta bir Alman Leh anlaşma plâbaid». Bunlarda «ümmid» ler «ümid» o meselâ İngiltereden mubayaatta bulun ccği sualine verdiği cevabda Çemberlayn çalışıyorlar. mak isteyenlere bankalarca akreditif açıl demiştir ki: nını teşri eylemiştir. Bu plân Rusyaya kar lacaktır. maktadır. Dört beş ay evvel İngiltereden Müfrit naziler ise, İngiltereye karşı şı müşterek bir hareketi ihtjva eylemekte « Hayır. Şimdilik hükumetin bu işe Bir de bunların tersleri: İsmail Safa yapılan ithalâtta yüzde 90 takas primi kifayet edeceği mütaleasındayun.» muazzam bir taarruz yapılmasında ısrar idi ve Polonya bu projeyi dc reddeyledi. nın «Bir çocukluk hatırası» (S = 103, : verilirken şimdi bu prim yüzde yet ediyorlar. Bunların isted «> İngiltereye Buna mukabil, Rusya Po!cıny«jyı arkaîşçi partisinden Adams, bu hususta sondan, M = S; S = 81, M = 5) «Var mişe inmiştir. Şu vaziyete göre takasta kat'î beyanatta bulunulmasında ısrar et karşı kütle halinde hava hücumlan yapıl dan vurmak üzere Hitler Almanyasile anidi ümidi». Hüseyin Siretin «Ocak ba yüzde yirmi ucuzluk var demektir. Ta miştir. ması, harb filosuna taarruz edilmesi ve laşmak için ilk fırsatı gan'm^t bildi. İşte şında» şiirinin 7 nci mısraı (S = 157, kasların şimdikine nazaran yüzde 10, 15 îngiltereye asker çıkarılmaya teşebbüs Molotof'un nutkunda «Lırış ve AlmanyaÇemberlayn demiştir ki: S = 122) «ümidi, aşkı, gencliği, âlâmı, tenezzül etmesi ihtimali kuvvetle mev olunmasıdır. nın, barışa matuf emellerinp muzaheret», « Şimdilik, bu babda hatta ne zafirkati.» Bunlarda da «ümid» ler «üm cuddur. siyaseti ismini verdiği siyaset budur. man beyanatta bulunulabileceğini bile Fransız tebliği mid» olacak: Sakarlık bu ya, iş inada Eğer harb bazı eşya kıymetleri üzerin söyliyemem.» Keza, Molotof'un Ru^'ar tarafından binmiş! Paris 3 (a.a.) Büyük umumî kade biraz tereffü dahi yaptı ise, bizim takas Fransız kabinesinin içtimaı işgal edilen Leh mıntaka3tndaki halkın 3 Yanlış luğat vezinsizlikleri: rargâhtan tebliğ edilmiştir: primlerini düşürmemiz dolayısile ingilteParis 3 (a.a.) Bu sabah Reisicum2 ikinciteşrinde iki motörlü bir Alman guya kurtarıldığından babeden iddiası Lugatleri bilmemek veya yanlış oku reden ithalâtımızı harbden evvelki fiatlarhur Löbrön'ün riyaseti altında bir Na istikşaf tayyaresi, bir İngiliz avcı tayya da ciddî telâkki edilemez. Rus olmıyan mak yüzünden yapılan vezinsizlikler de dan daha aşağı mal etmemiz gene mümçeşid çeşiddir: Konuşma dilimize kadar kün olacaktır. Bittabi' harb sebebile fi zırlar Meclisi içtimaı yapılmıştır Dalad resi tarafından bizim toprağımıza düşü ve ekseriyeti itibarile katclik olan bu ahali Bolşevizme bir âfet gözi'e bakmakgirmiş pek çok lugatler vardır ki «aksan atları yükselen meselâ bakır, kalay gibi ye, beynelmilel vaziyet hakkındaki haf rülmüştür. talık raporunu vermiştir. tadır. Leh, Ukraynalı ve bazı Rüten sisız» yazılırlarsa hem vezni bozarlar, hem mahdud bazı maddeler bir istisna teşkil Alman tebliği yaset adamlarınm tevkifi bu hutusta MoHalifaks'ın beyanab de başka kelime He »töbas peyda. ettikle, edebilir. •"Berlih'3' (a.a.) Alman büyük nlotof'un iddiasından daha beliğdir. Esarinden manayı değiştirirler. Kitabda bunLondra 3 (a.a.) Lordlar kamara mumî karargâhı tebliğ ediyor: Bir taraftan müstehlike yük olan ithasen, bu komünist tahlisi siyâ^î bütün dünlara ckTuie'teulen raslıyoru*/, ^ Inr primlerini indirirken bir yandan da sında yâpılânT" jnözakereler~''e4riaşınd^ Garbda pek mahdud olan fopçu ve keyaca kâfi derecede malum oLn apayn'Bîr Meselâ «açık, parlak» manasına «bâ müstahsillerin hepsine prim verilmesi ih Lord Halifaks, sulha yaklaşmak için ya sif kolları faaliveti görülmüstür. fasıl teşkil etmektedir. hir» aksansız yazılmca «deniz» manası ıacatımızın ve istihsalâtımızın çoğalma pılacak her teşebbüsün esası, itimad ol Bir İngiliz generalinin fikri Leh hükumeti, Paristen taşımyor na «bahir» olur (S = 28, M = 9; S == sını intac edecek, bu sayede memleketin ması lâzım geldiğini söylemiş ve demiştir Londra 3 (a.a.) Londra radyosunLondra, 3 (a.a.) Yenı Polonya 29, M = 5) «parlak» manasına «zâhir» iştira kudreti daha ziyade artmış ola ki: da İngilterenin Alman kıtaatı tarafından hükumetinin Paristen Angere nakledilecele «açık» manasına «zâhir» aksansız ya caktır.» « Şimdiki Alman hükumetinin ortaşgali hakkındaki nazi fikri ile alay eden ği Paristen bildirilmektediî. Başvekil Sizılınca «yardımcı» manasına «zahir» odan kaldırdığı itimadın yeniden teessüs General Svvinton bu tehdıdleri hayalî o korski ayni zamanda Po!on\a ordusunun lur. «Uyuyan» manasına «nâim» eğer etmesi lâzımdır. Bu itimad, Alman milarak tavsif eylemıştir. başkumandanı da olduğuıırkn, Harb'ye «naim» yazılırsa «cennet ve nimet» maleti tarafından yeniden teessüs edilebilir. IBaşmakaieden devam} Belçika üzerinde meçhul Nezaretile temasta bulunmak üzere Parisnasına gelir. Tıflı nâim şiiri (S = 22, Bunun nasıl tahakkuk edebileceğini düte kalacaktır. Polonya Hjrbıye Nazın da tayyareler S = 23) «sükut eden» manasına «hâ surette bağlı bulunduğu sulh siyaselini şünmek bize değil, Almanlara düşer. muş» a bedel onun hafifi olan «hamuş». takib elmek niyetinde ve Yunanislanla Harb gayelerinin tarifi İngiltereyi olduBrüksel 3 (a.a.) Şark istikametin gene Pariste kalacaktır. Polonya ordusuİialya arasında yeni bir dostluk devresi' (S = 40, sondan, M = 2) ve ayrıca ğu kadar dominyonları ve müttefiklerimi den gelen üç meçhul tayyare, dün Rou na kayıd muamelesi ilerlemektedir. Bir nin ve karşıhklı en büyük iiimada daya(S = 71, sondan M = 5) «Suud etmekbaix'e doğru Tournai mıntakası üzerin kaç bin asker kaydedilmiştir. zi de alâkadar eder. ten» «yükselen» manasına «sâid» aksan nan bir aniantın başlamasını görmek bahSilâhlara sarılmamızı icab ettiren ga den uçmuştur. Fransız hava dafii batarOksijen satışları sindeki samimı arzusunda hemfikir busız «mes'ud» manasına «said» olur. yelerin tahakkukuna medar olacak şera yaları ateş açmışlardır. Oksijen satan bazı tacirlerin bunu kaBu gibi hataların nazımda vezni boz lunmaktadır.» Hareket noktasını samimî sulh arzu itin tafsilâtını tespit etmek zamanı belki nunî fiattan aşağı satmakta oldukları gömaktan başka manayı da nasıl altüst edegelecektir. Umumî hedefimiz açık, tuttu Avrupadan gelen talebelerrülmüş ve bu vaziyet Mıntaka İktısad ceklerini anlamak için bu cins iki hatayı sundan alan bu fikirler, Balkan sulhu ve ğumuz yol doğru ve halkımız, inandığı den istenen malumat müdürlüğünün nazarı dikkatini celbetti tek satırda birleştiren şu mısraa bakalım: dolayısile dünya sulhu bakımından fay prensiplerin müdafaasında müttehid ol dalı olabilmek için icab eden bütün şartAnkara 3 (a.a.) Fransa, Belçika, ğmden tetkikat yapılmağa başlanmıştır. Ukulii zahire said fezayı ecrama ları haiz görünüyorlar. Yunanistan, Bal duğu takdirde müsavat esasına dayana îngiltere, İsviçre ve İtalyada hükumet Şayed oksijenin ucuza mal edildiği için Her iki tabıda da bulunan Sadullah kan birliğine son derece sadık, kuvvetli cak bütün milletleri birleştirecek yeni ve hesabına tahsilde iken memlekete alı düşük fiatla satıldığı anlaşılırsa nizamî fiPaşanın meşhur (19 uncu asır) şiirinin eller tarafından idare edilen bir millettir. daha iyi bir dünay vücude gelmesini is nan okuma yerlerinden hangi tarihte at değiştirilecektir. bu 1 1 inci mısramda (S = 96, S = 77) İtalya ile anlasmakla, yalnız kendine de teyenlerin bu kanaatlerine tevafuk ede aynldıklarını ve hangi tarihte memleşair şöyle diyor: «Parlak akıllar semanın Fabrikalarda faaliyet ğil, ayrıca Balkanlı komşularına da kıy cek bir netice istihsal edebileceğimizden kete geldiklerini açık adreslerile ve en yıldızlanna yükselmektedir.» «Zâhir» i emin olabiliriz. çok bir hafta zarfında birer mektubla Bayram münasebetile şehrimizdeki fab metli bir hizmette bulunmuş oluyor. Dive «sâid» i aksansız yazan müellifin dizHiçbir memleket veya hükumet Yüksek Öğretmen Genel direktörlüğü rıka ve ımalâthanelerın faaliyeti hissedi ğer taraftan İtalya, Yunaniîtan gibi, diği mısradan ise şu mana, yani şu manabasiret inhisarını alamaz. Milletlerin ne bildirmeleri istenilmektedir. lecek derecede atrmıştır. Bu arada do Balkan Antantınm en «mühim uzuvlannsızlık çıkar: «Yardımcı akıllar mes'ud sekuma fabrikaları fazla iş yapmakta ol dan birine dostluğunu vermek suretile manın yıldızlarına!» dukları gibi glikoz fabrikalan sahibleri bütün Balkanlarm emniyetine çalıştığını Doğrudan doğruya hüviyetleri değiş de Mıntaka İktısad müdürlüğüne müragösteriyor. tirilen lugatlere gelince: «mânende» decaat ederek üç ekiple çalışmak için müHerhalde dün teati edilen notalar, necek yerde «manend» (S = 24, M = saade istemişlerdir. i*, 5; S = 24, M = 13) «hadşe» yerine Avrupanın cenubuşarkisindeki milletleri ( TEŞEKKÜR ") «hadş» (S = 134, sondan M = 5) ve her cihetten memnun edecek, müspet vesikalardır. hele «âlih» yerine «ilâh» Hâmidin «GaMühim ve tehlikeli bir ameliyatı büNADIR NAD1 ram» mın 7 nci mısraı, her iki tabıda, yük meharet ve hazakatile, yüksek bir (S = 68, S = 60) «Dönse ilâhlarla her îstanbul Vali muavini muvaffakıyetle neticelendirerek eşim yer mahşere» müellif bunun «âlih» diye coğrafya öğretmeni Meliha Tanlayı uAnkara, 3 (Telefonia) İstanbul de okunduğunun demek farkında değil. zun zamandanberi çekmekte olduğu ısVali muavinliğine tayin elil»n Haluk, bu Bu bahse şu feci hatayı, eseflerle gös akşam İstanbula hareket etti. Ve istastırablardan kurtaran Zeyneb Kâmil hastanesinın kıymetli başdoktoru opetererek, nihayet verelim: «Tahribi hara yonda Ankara Valisi ve Pol's Müdürü, ratör Bay Eyüb Aksoya sonsuz mmnet bat mukaddemesi» ndeki bir beyit her iki Vilâyet erkânı, bazı mebuslar da dahil v° şükranlanmı derin saygılanmla atabıda da şu suretle diziliyor: (S = 52, olmak üzere 300 kadar arkadaşı tarafınlenen sunmayı ve değerli doktor arkaM = 3 ; S = 49, M = D dan teşyi edildi. daşlarile ebe bayanlara, hemşirelere teKitabei Risalei Veraset şckkürlerimi bildirmeyi kendime borc Bursa Valisi terfi etti Olmuştu numunei belâgat bilirim. Bursa, (Hususî) Bursa Valisi ReBirinci mısraın doğrusu şudur: Felsefe öğretmeni Vehib Atâ Tanla fik Kuraltanın maaş derecesi Dahiliye Küttaba risalei «Veraset» Namık Kemal Ziya Paşanın meşhur Vekâletince birinci smıfa çıkarılmıştır. Taltif edilen tayyareciler emellerini ve ümidlerini mümkün mertebe tahakkuk ettirmeğe matuf her teklifi tetkike hazır bulunmalıyjz. Dünyayı şimdiki facianm tekerrürüne kar şı koruyacak şartlann teessüs ettiğine kani olmadığımız müddetçe, üstümüze al dığımız vazifenin ifasına devam etmehyiz. Bu hedefe ne zaman ve nasıl varılacağını şimdiden tayin etmeğe imkân yoktur.» Bir Leh nazırının ifşaatı İtalya ve Yunanistan Rumanya elçisi dün Bükreşten geldi 120, M = 4 ) . f1) «Metinlerle Muasır Türk Edebıyatı Tarıhı», müellifi, Mustafa Nıhad, Devlet matbaası İstanbul. 1 ıncı tabı, 1 ınci cild ıosn, S = 5 ı, 2 nci C. ı<n2. S = 4?o. İkinci tabı (bir .> cild halinde) gene Devlet matbaası, 1934, S = 793. «Veraset Mektubları» kitabını telmih ederek ona «senin Veraset risalesi kâtiblere belâgat nümunesi olmuştu» diyor. Heyhat, eski harflerde tıpkı «kitab» gibi yazılan kelimenin «küttab» diye okununca «kâtib» in cem'i olduğunu bilmiyen müellif, arada beş senelik tecrübe geçirmesine rağmen, her iki tabıda da kelimeyi abidelerde ve mezar taşlarındaki yazı manasına gelen «kitabe» diye oku yor. Böyle okuyunca terkib olacak sana rak kelimeyi bir de izafetliyor. İzafetle nince «risale» kelimesini de kitabın ismi sanarak majeskülle yazıyor. Bu suretle mısrada vezin, beyitte mana, nahivde rabıt, ve kelimelerde doğruluk kalmıyor: Küçük bir hokkabaz kutusundan içiçe şatafatlı şeyler çıkarır gibi küçük bir mıs radan da katmer katmer hata çıkarmak değil mi? Rumen elçisi Stoyka vapurdan çıkarken Ankara paktınm akdiudcn sonra hükumetile temaslarda bulunmak üzere tayyare ile Bükreşe gitmiş otan Rumanyanm Ankara büyükelçisi M. Stoyka dün Rumanya vapurile şehrimize dönmüştür. Rumen büyükelçisi Rumanya Başvekili ve Hariciye Nazırı ile mütead3;d mülâkatlarda bulunmuş ve Kral Karol tarafından 'smatl HABİB Merhum Müfid Ratibin kızı, denizaltı subaylarından yüzbaşı Afif Tuğrulun da kabul edildikten sonra memleketimize refikası, Emirgân orta okulu ıngılizce öğretmeni Betul Tuğrul geçirdiğı feci dönmüştür. bir kaza neticesi tedavi edılmekte ol M. Stoyka, yarın sabah Hariciye Veduğu Ortaköy Şifa Yurdunda gene yakilimıze mülâkı olmak üzere dün akşamşmda dün sabah gözlerini hayata kapaki ekspresle hareket etmiştir. Rumanya mıştır. Cenazesi bugün hastaneden kalbüyükelçisi, Şükrü Saracoğlu ile yapacağı I dırılarak öğle namazı Bebek camiinde mülâkattan evvel beyanatta bu'unmaktan klndktan sonra Rumelihisar kabrista mazur olduğunu gazeteci'ere söylerniştir. ] nına gömülecektir. C ÖLÜM