22 Ağustos 1399 CUMHURÎYET 4 SON MABER Hâdiseler arasında Düşünceler İslâm Ansiklopedisi aarif Vekâleti büyük İslâm Ansiklopedisini tercüme ettirmeğe karar vermiş. Bu i§ için Istanbul Universitesi Edebiyat fakültesinde bir grup teşekkül ettiğini ve yüzden fazla Türk âliminin yardımile Ansiklopedinin türkçeye çevrileceğini öğreniyoruz. Türklerin islâm medeniyetindeki büyük rollerini burada izaha ve ispata lüzum yok. Bir islâm ansiklopedisi, Tokyo, 21 (a.a.) îngiliz Japon le tevakki eylemesi ve görüşmelere yeni geniş fasıllarile halis Türk ansiklopegörüşmeleri hakkında, hükumet maıbuat den başlamak için aç'.kkapı bırakmasıdır. disi demektr. Bu fasıllar baştanbaşa bürosu, aşağıdaki tebliği neşretmektedir: Japon hükumeti, bununla beraber ayni Türk fikir tarihinin bir hulâsasıdır. «Tokyo müzakereleri, İngilterenin ta zamanda, aşağıdaki esaslı şartı da koy Yeni çağın ilk devirlerine kadar hırislebi üzerine açılmıştıı. Japonya, bu mü maktadır: Göruştnelerin iki taraflı kal tiyan beynelmilelinin ilim dili yunanzakereleri, Tiençin isinin esasmdaki me ması lâzımdır. Tokyo, bu işin doğurdu ca ve lâtince olduğu gibi islâm beynelseleler hakkında Ingiliz hükutnetinin an ğu ekonomik meseleleri dokuz devlet mu milelinin ilim dili de arabca ve acemce layış zihniyetini nazarı dikkate alarak ka ahedesini imzalamış olan diğer devletle idi. Bunun için Türk kütübhaneleri bul etmiştir. İngilterenin müzakere etmek rin de iştirak edeceği bir müzakereye mev yalnız Türk değil, bütün islâm kültüteklifi, Londramn Çinde Japonyanın as zu teşkil ettirmek istememektedri. Maa rüne aid eserlerle ve vesikalarla tıklım kerî, ekonomik ve siyasî ihtiyaclarını na mafih Japanyanm tuttuğu hattı hareket, tıklım doludur. Bir Şemseddin Sami, zarı dikkatte tuttuğunu göstermekte idi. İngiltereyi ayn olarak diğer alâkadar dev bu kaynaklardan istifade ederek, tekBuna göre, ekonomik meselelerin de mü letlerle görüşmekten ve nihayet müzake başına bir KamusüTâlâm yaptı. İstanÜniversitesinin yüzden fazla zakereye konmasına rnâni hiçbir hal mev relerin son safhasına bu devletlenn mü ıul cud değildir. Bu halde, İngilterenin hattı messili olarak çıkm&sından meneyleme Türk âlimi, hem de aradan bunca tekâmül yılı geçtikten sonra, miUî ve hareketinde birbirini tutmıyan tezadlar mektir. dinî kültürümüzün tarihini yabancı Tatil değil, talik! vardır. Japonyanın dokuz devlet muaheTokyo, 21 (a.a.) Hükumet na dillerden tercüme etmeğe davet olundesine karşı daha çok evvelden alnuş olduğu hattı hareket rna.umdur. Eğer Ingi mına söz söylemeğe salâhiyettar zat, bu muştur! Atatürkün millî tarih hamleliz hükumeti, üçüncü devletlerin müdaha gün gazetecilerle yaptığı görüşmede, İn sile bize getirdiği en büyük ilim prenlesini mucib olmak niyetinde ise, Japonya giliz Japon görüşmelerinin tatil değil, ipi, kendi tarihimizi yabancılardan hükumeti, buna karşı, ancak, böyle bir te fakat talik edilmiş oîduğu üzerinde bil öğrenmek zilletinden bizi kurtarmak değil miydi? şebbüsü kat'iyyen kabul edetniyeceğini hassa ısrar etmiştir. Imparator, Başvekili kabul etti Tercüme etmeğe kalktığımız bu kavıdla ıktıfa eder. Tokyo, 21 (a.a.) Başvekil Hira tslâm Ansiklopedisinin yanlışları büMüzakerelere yeniden başlanabilir numa, bugün İmparator tarafından kabul tün islâm âlimlerini kahkaha ile gülLondra, 21 (a.a.) Ingiliz Japon edilmiş ve Dotnei ajansına göre, Başvekil dürmüş ve fasılasız tenkidlere uğramünaseetlerine dair dün neşredilen tebliğ İmparatora dahilî ve haricî vaziyet hak mıştır. «Müsteşrik» denilen insanların hakkında Hariciye Nezaretine yakın mahşark ve islâm kültürüne aid meselekında izahat vermiştir. fıllerde söylendığine göre müzakereler Jaerdeki hatalarına her eserde sık sık ... Vaziyet vahim! ponyanın arzusile inkıtaa uğramış oldutesadüf edilir. Hangi birini sayalım? Paris, 21 (a.a.) Jour Echo de ğundan Japon hükumeti arzu ettiği takParis gazetesinin Londra muhabiri yazı En taze misallerden biri: Carra de dirde müzakerelere 24 temmuz formülüVaux'nun «İslâm Mütefekkirleri» adnün çerçevesi içinde devam edilebilecek yor: «Tokyo müzakerelerinin akamete ug ı beş cildlik eserinde Rıza Tevfiğin tir. Japonya müzakereler esnasında Çin adı «Rıza Tevfik Paşa» dır ve hiç bilparası ve Tiençindeki Çinlilerin mevduatı raması ne gibi bir netice verecek? Japonmediğimiz fikirlerin sahibi olarak ömeselelerının de tetkık edilmesini arzu et ya Hongkong'u abluka ettnek tehdidini yerine getirecek mi? Bu takdirde îngilte nümüze çıkar. İslâm Ansiklopedisini tiği takdirde bu hususta alâkadar devletyazanlardan Jean Denny'nin Türkilerin fikrini altnası ve onlan da müzake re ne yapacak? Bütün bu sualler kabineyeye aid bir kitabında Türk edebiyarelere iştirak etmeğe davet etmesi lâzım nin sah günü yapacağı içtimada dikkatle tetkik edilecektir. Uzakşarktaki vaka tına aid fasıl, gülünc yanhşlarla doludır. yiin vehametini gizlemek beyhudedir. Bu dur. İsmini kimsenin bilmediği şairler Açık kapı bırakılmış vak'alarm Avrupa buhramna inzimam et birinc plânda gösterilmiştir. Gene bu Tokyo, 21 (a.a.) İyi haber alan mesi şüphesiz bir tesadüf eseri değüdir. nsiklopedi muharrirlerinden Clement mahfillerin kanaatine göre, Tokyo tebli Esasen geçen hafta Londraya gelen dip Huart'ın Fatih devrine aid bir kitabeğinin en mühim nokt&sı, Japon hükume lomatik raporlarda Alman İtalyan Ja yi okumaktan bile âciz kaldığı «Cumtinin Ingiliz Japon konferansının tatil pon siyasetinde tam bir teşriki mesai ve huriyet» teki tarih münakaşasında meydana çıkmamış mıydı? Hele, edıldığini söylenıekten büyük bir dikkat itnsicam görüldüğü kaydedilmekte idi. (İbni Sina ölürken hatim indiriyordu» cümlesindeki «hatim» kelimesini anlamayıp da, arabca «tahtim» yani «mühürlemek» kelimesile karıştıran ve meşhur filozofun ölürken Kur'anı mühürlediğini yazan garb tarihçierinin sersemliğine ne buyurulacak? IngilizJapon görüşmeleri tatil değil talik edilmiş Japonlar, Tiençin meselelerile birlikte iktısadî işlerin de müzakere edilmesini istiyorlar Kah raman Yazan: ALi KÂM1 AKYÜZ Geçenlerde gazeteler yazmışh: Turgudlu civarındaki bağlarda demırci Nurı namında bir şahsın ve ailesinin maruz kaldığı facia dolayısile vak'anın kahramanı olan Hüseyın namındaki gencin yakalandığı İzmirden bildiriliyordu. Bu kahramanın ne yaptığını insan, tüyleri ürpermeden tekrar edemez: Demirci Nuri ile karısını bağda uyurken bastırmış. Karısı Lutfiyeyi demir bir kazıkla öldürmüş, adamcağızı ağu surette yaralıyarak gözlerini kör etmış, bütün bu canavarlıklardan sonra da Nurinin kızı Muazzezi bıçakla tehdid ederek hem de başka kızlann önünde, kirletmiş! Bir dejenere, bir psıkopat olduğu şüphe götürmıyen bu azgın canavara da birçok emsali gibi kahraman unvanı verilmesi bana, nedense Karlayl'in «Kahramanlar» unvanlı kitabını hatırlattı. Yüksek tarihçi, beşeriyetin tarfivini yapanların her devrede birkaç kahraman olduğunu ileri sürerek bunlardan bırkaçını kitabına almışhr. Uç dört yüz sahife içine tercümei hallerini sıkıştırdığı kahramanlar şunlardır: Lüter, Şekispir, Muhammed, Dante, Bürns, Napolyon. Bunları içimizde bilmiyen yok gibidir. Yalnız Bürns'ün ismi ötekiler kadar yayılmamıştır. Robert Bürns, İskoçyah bir şair (1759 1 7 % ) . Fakir bir köylünün oğlu. Şöyle böyle bir tahsil görmüş. Sonra kendi gayretile tahsilini ileri götürmüş. Babası ölünce müşkül bir vaziyete düşmüş. Kardeşinin çiftliğini sürerken hatırına gelen, içine doğan şıirleri bir tarafa yazmış. Ve borclarından dolayı hapse atılacağı sırada bir kolaymı bulup bu şiirleri bastırmış (1 786). Kitab Edimburg'da Doktor Bleklok'un eline geçmiş, alâkas'mı uyandırmış ve onu davet etmiş. Orada köylü şair büyük bir sükse yapmış ve eserinin ikinci basımını bazı türküler ilâvesile çıkarmak fırsatını bulmuş ve bu sayede biı'kaç bin franklık ufak bir servet yapmış, üstelik nüfuzlu okuyuculan ona gümrükte bir de vazife bulmuşlar. O, bir taraftan ilhamlarının sahasını büyüterek herkesi hayran eden birçok İskoçya halk türküleri yazmıs ve bunların herbiri bestelenerek birer şaheser olmuş. 1791 sonlanna doğru Bürns'ü bir \crgi memuru sıfatile gene mütevazı vazıfesinin başında buluyoruz. Kendısi icin terakki ümidi yoktur. Çünkü Fransa Büyük İhtilâlini öyle derin bir şevk ve heyecanla karşılamıştır ki Ingıltere kendisine şüpheli bir gözle bakmaya başlamıştır. Çalışmasında olduğu kadar zevkinde de işin ilerisine giden Iskoçyalı şair çok geçmeden nahif vücudünü harab ederek ve karısile dört çocuğunu büyük bir yokluk içinde bırakarak 37 yaşında ölmüştür. Bu lirik şairi Fransızlar Iskoçyanın Beranje'si ve bir nevi Müse'si sayarlar. Bence buna gelinciye kadar daha ne kahramanlar vardır ama Bürns bir Iskoçyalı, Karlayl da bir îngilizdir. Müdahale ve muahazeye hakkımız yok. Sonra unutmıyalım ki o îngiliz; seçtiği birkaç kahraman arasına bizim peygamberimiz Hazreti Muhammedi de komuş ve kitabında dört beş formalık bir yeri ona tahsis ederken «Bu kadar samimî olan bir adamın yalancı olmasına ihtimal yoktur» demiştir. • Karlayl'in kahramanlarından Lüter malum olduğu veçhile bir Alman din ıslahatçısı, reformatörüdür. Köylü bir aileden yetişmiş. Universite filozofi şubesinden çıkmış. Sentagüsten'in bütün skolastik ve mistik doktrinlerini incelemiş. Havariyundan Senpol'un «Doğru adam imanla yaşar» sözü kendisine ilham kaynağı olmuş. Kilisenin birçok taamüllerine karşı gelmiş. Papanın otoritesini hiçe saymış. Uç yılhk bir mücadeleden sonra Papanın gönderdıği bir emirnameyi herkesm gözü önünde Vitemberg meydanında yakmış. Mütevali eserlerüe dın reformunu ılen götürmüş ve öldüklen sonra hakkında yüzlerce eser yazılmış ve bir o kadar heykeli dikilmiş. Evet Lüter hakikaten bir kahramandır. Dehasına ne zamandanberi edebiyat âlemıni hayran eden Şekspir'i nasıl İngilterenin en büyük şıir kahramanı sayarsak Dante'yi de İtalyanın o kadar büyük kahramanı saymamız lâzımdır. Zavallı Dante «Beyazlar ve karalar» diye maruf olan siyasî fırkaların çarpışmaları arasında ezılmiş ve bir suiistimal davası bahanesile ağır bir para cezasına ve sürgüne mahkum olmuşken iki ay sonra yeni bir kararla bu ceza «diri diri yakılmak» cezasına çevrilmiştir (1302). Bereket versm Dante ondan evvel Floransadan uzaklaşmış bulunuyordu. Hayatının bundan sonrası en elemli, fakat en verimli devri olmuştur. İnsanlık onun «İlâhî komedi» sini sürgün hayatına borcludur. Dante bu vatancüdalığa ölünciye kadar alışamadı ve ölünciye kadar, pek sevdiği Floransa'sma kavnaşmak ümidini besledi. Ve gene ölünciye kadar. kendi tabiri veçhile «başkasının ekmeğini yemek ne acı birşey olduğunu ve başkasının merdivenlerinden çıkıp inmenın ne dıkenli bir yol yorgunluğu verdığini» tecrübeden hâli kalmadı. Yüz binlerce insan kam pahasına Avrupa haritasını altüst eden ve netice itibarile beşeriyete bir enerji nümunesi olmaktan başka bir fayda vermiyen Napolyon'u bir tarafa bırakıyorum. Arabistanm bir köşesinde bir çöl çocuğu gibi doğduktan kırk sene sonra ebediyete kadar hükmünü sürecek büyük bir dinin mübeşşiri olarak işe başlıyan ve on üç buçvk asırdanberi meşalesi altına milyarlarca insanı toplıyan Hazreti Muhammed için de sözüm yoktur. Karlayl'in büyük noksanı kahramanlar serisinde eski ve Ortazaman Türk kahramanlannı ihmal etmiş olmasıdır. Yeni Türk kahramanlarına yetişmiş olaydı bu ihmalini tashihe mecbur olurdu sanırım. Şimdi gene asıl mevzua avdet ediyorum: Türklük ve insanlığın yüzünü kızartacak türlü şenaatler yapan azgın bir canavara «kahraman» demek, hangi manasına olursa olsun kelimenin şerefine dokunmaktır. Vakıa Fransızca heros kelimesile meselâ bir piyesin başlıca eşhası da murad olunur. Fakat biz bu tevsia yanaşmıyahm. Öyle toy gencler vardır ki isminin bir kere «kahraman» diye gazeteye geçmesi için cinayet işlemeyi göze aldırır. IHEM NALINA MIHINA Blöf mü, değil mi? 1 • vrupada, vaziyet vahimleşiyor. Ordular ve donanmalar harbe hazırdır. Bütün mesele, Aimanyanın yeni bir blöfle suh cephesini tehdid ederken mukavemet gördüğü takdirde, işi harbe kadar götürüp götürmıyeceğindedir. İngiltere, Fransa ve Lehistan, Almanyanın «Istediklerimi vermezseniz harbederim» tehdidi karşısında, ikinci bir Münih hezimetini kabul edecekler mi? Şimdiye kadar söylenen sözlere göre hayır! Bu üç devlet sonuna kadar dayandıkları ve silâha davrandıklan takdirde, Almanya ne yapacak? Harbi göze aldıracak mı? Bu, bir sırdır ki sulh ve harb onun içinde gizlidir. Alman gazeteleri, Danzig meselesinde, artık o kadar ileri gittik ki geri dönemeyiz, diyorlar. Bu söz blöf ve tehdide tam bir şiddet vermek için söylenmiş olabilir. Malum ya blöf ancak blöf olduğu hissettirilmedikçe muvaffak olur; yoksa tamamile aksi netice verir. Bu sebeble Alman matbuatı ve onların kuyruğu olan İtalyan gazeteleri, bütün gayretlerile harbcu da\ranmaya mecburdurlar. Almanyanm gene bir blöfle Danzig'i de koparmak istediği muhakkaktır. Bu şiddetli neşriyat ve «Artık geri dönemeyiz, harbederiz!» nâralan hep karşı tarafı yıldırmak ve sulh cephesini iknici, ÇekoSlovakyanın isgalini de hesaba katarsak üçüncü, Arnavudluğun istilâsını da nazarı itibara alırsak dördüncü bir Münih hezimetine uğratmak içindir. Bu itibarla, Alman ve İtalyan gazetelerinin neşriyatını, bu iki memleketin Danzig için, mutlaka harbedeceklerine bir delil addetmek doğru değildir. Onlar, blöfün muvaffak olması için tam bir harb havası yaratmaya ve karşı tarafı sinir harbinde mağlub etmeye çahşıyorlar. Asıl mesele, yukarıda söylediğimiz gibi, blöf sökmediği takdirde Almanyanm silâha sanlıp sarılmıyacağındadır. Bunu keşfetmek de müşküldür. Fakat, Almanya, bugün, henüz, geri dönemiyecek kadar ileri gitmemiştir. Askerî hazırlıklarını tamamlayıp da Danzig'i ilhak için filî bir adım attığı ve top patladığı zamandır ki geri dönemiyecek kadar ileri gıtmiş olur. Çünkü bir kere iki tarafın askerî makineleri harekete geçtikten sonra, geri dönmek mümkün olmaz. 1 j ' Kanuna uygun genclik kulübleri Macar Hariciye Nazırı Peştede Beden Terbiyesi Müdürü Almanlar, Macaristanı Izmirde beyanatta tazyik etmediklerini bulundu iddia ediyorlar İzmir, 21 (a.a.) Burada bulunmakta olan Beden Terbiyesi Genel Direktörü General Cemil Taner, Anadolu ajansının bir muhabirine şu beyanatta bulunmuştur: « İzmire, Belediye Reisinin Fuar için yaptığı davet üzerine geldim. Fuar vesılesile Izmirde yapılacak güreş ve futbol müsabakalarını da bu arada göreceğim. Fakat asıl bu vesileden istifade ederek İzmire gelmemden maksad, İzmir Vilâyet istişare heyetile birlikte İzmir gencliğinin beden terbiyesi mükellefiyetini ne şekil ve tertible yapması uygun olacağı hakkında müdavelei efkâr etmek ayni zamanda beden terbiyesi kanunu ve beten terbiyesi nizamnamesi hakkında heyeti tenvir etmektir. İstişare heyetile müzakereden sonra Haîkevinde umumî bir müsahabe ile kanun ve nizamname hakkında İzmir efkân umumiyesini de tenvir edeceğim. Biliyorsunuz ki Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü, spor kurumunun istihalesi değildir. Vazifesi de yalnız spor müsabakaları tertib etmek ve klüb ihtilâflarını halletmek değildir. Bu işler de vazifesinin bir kısmını teşkil eder. Nizamname mucibince kanunı uygun genclik kulübleri teşkil etmek ve mevcud kulübleri de genclik kulüblerine intibak ettirmektir. Bu ise evvelâ İzmirden başlayacağız.» Budapeşte 21 (a a.) Kont Csaky, dün akşam buraya gelmiştir. Hariciye Nazırı, bu görüşmede Başvekile Alman ve İtalyan devlet adamlarile yaptığı hususî mülâkatları hakkında izahat vermistir. Almanya, Macaristanı tazyik etmiyormuş Berlin 21 (a.a.) Alman istihbarat bürosu AlmanMacar münasebetleri hakkmda yeniden neşrettiği bir tavzihde Almanyanm Macaristanı tazyik ettiğine dair dolaşan haberleri tekzib etmektedir. Büro şöyle demektedir: «Almanya ile Macarıstan arasında siyasî, tarihî ve coğrafî sebeblere müstenid siyasî bir teşriki mesai mevcuddur. Kont Csaky Macaristanla Almanya arasında kat'î bir mutabakat görülebileceği noktasında hıç bir şüpheye yer bırakmamıştır. Bir Türk ve islâm memleketinin üniversitesinde bir Türk ve İslâm Ansiklopedisi tercüme değil, telif edilir. Biz, bütün fikir tarihimizin boyunca mensub olduğumuz kültür nizamının kıymetlerini ve safhalarını yabancılardan öğrenecek kadar bilgi dilencisi olamayız. Bu müstemleke ilminden ve tercüme allâmeliğinden illâllah! Türkiyede bir İslâm Ansiklopedisi telif edecek pek çok âlimimiz var. Onlar, lüzum görürlerse, garb eserlerinden ve ansiklopedi metodundan da istifade ederler. Ancak müstemlekelere yaraşan bu tercüme kafasını kıralım, gırtlağından keserek üniversitenin önündeki havuza atalım. Belediye gelip onu kaldırır ve havuzu temizler. İstanbul Universitesi kendi millî ve dinî kültüriimüze aid eserleri de almancadan, ingilizceden, fransızcadan tercüme edecekse kap'larını kapasın. Çünkü bu işi ivi lisan bilen mütercimlerden mürekkeb bir tercüme idarehanesi de Ali Kâmi AKYÜZ Amerika Posta Nazırı Pariste Pans 21 (a.a.) Amerika Birleşik devletleri Posta Nazırı Farley, bu sabah gazetecileri kabul ederek Avrupadaki seyahatinin hususî mahiyette bir istirahat gezintisi olduğunu söylemiş, Polonya seyahatirden Polonyanm azimkâr kaimağa karar vermiş olduğu intımamı elde ettiğini bildirmiş ve nihayet Avrupa vaziyeti hakkında fikrini bildıresimn doğru olamıyacağım ve bunu belki de Amerikaya döndüğü zaman yapacağmı kaydeylemiştir. 1914 te, Alman ordusu, Lüksenburg'a girdiği ve Belçika topraklarına girmek üzere bulunduğu zaman, İngiltere Almanlara, Belçikaya tecavüzü harb sebebi addedeceğini bildirmiş, o zamana kadar bitaraf kalacağı zannedilen İngilterenin bu harekeri karşısında İmparator Viihelm ve Başvekil Betman Holvey fena halde i şaşırmışlardı. İmparator, General Mot 1 ke'ye, Belçika istilâsından vaz geçmesini emrettiği zaman, kumandan ye'sinden ağlamış, ordunun senelerdenberi hazırlanan harb plânına tevfikan, harekete geçtiğini ve yüz binlerce askerin Belçikaya doğru akışmı durdurmanın fennen imkânı olmadığmı, böyle bir hareket yapıldığı takdirde, Almanyanm kat'iyetle mağlub olacağını imparatora söylemiş, artık ok yaydan çıktığı için imparator da Belçikaya karşı harekâta devam edilmesini emretmişti. Şimdi de ok yaydan çıkarsa, artık geri dönmez. Geçenlerde bir yazımda söylediğim gibi, Hitler, ilerlemeyi bildiği kadar geri dönmeyi de bilirse sulh kurtulabilir. Fakat bu düşünce, Alman diktatörünün harbi şimdiden göze aldırmamış da sade blöfle iş görmek istedığine nazaran doğrudur. Yoksa, Hitler, Avrupayı kana boyamak hususunda kararını vermişse, bu buhranın sonu harbdir. Temenni edelim ki yaptığı gene blöf olsun ve blöfün sökmediğini görünce zamanında tornistan etmeyi bilsin. ı Amerika Hazine Nazırı da Finlândiyada Helsinki 21 (a.a.) Amerika Birleşik devletleri Hazine Nazırı Morgenthau. buraya gelmiştir. Amerikada bir otokar kazası Fladelfiya 21 (a.a.) Bir otokarla bir itfaiye arabası arasında vuku bulan çarpışma nericesinde beşi itfaiye efradı olmak üzere 29 kişi yaralanmıştır. yapar. PEYAMI SAFA Sütçülerin grevi Nevyorkta sütler sokaklara dökülüyor Nord Nevyork, 21 (a.a.) Nevyork devletinin şimalifide grev yapan ve yapmıyan çiftçiler ve sütçüler arasında vukua gelen arbedeler esnasında çiftliklere ve sokaklara bin litreden fazla süt dökülmüştür. Sütlerin dağıtılmasına mânı olmak isteyen grevciler çiftçilere hücum ederek şehre gönderilmek üzere yükletilmiş olan sütleri dökmüşler veya tenekelere petrol karıştırmışlardır. Grev altı gündenberi devam etmektedir. Nevyorkun süt istihlâki bugün hemen yarıya inmiştir. Hamond'dan Nevyorka giden trenin vürümesine mâni olmak için grevciler rayları yağlamışlardır. Saint Laureut civannda vukua geien bir arbede esnasmda grevcilerden 12 kişi yaralanmıştır. Grevciler süt fiatlarım arttırmak istemektedirler. Nevyork B°lediye Reisi, Laguardia ihtilîfını halletmek üzere alâkadarları bu gün bir içticnaa davet etmiştir. Memelde tevkif edilen Almanlar Varşova 21 (a.a.) Gazetelerin Memel'den aldıkları haberlere göre, Gestapo, son günlerde Memel'de yüzden fazla kimseyi tevkif etmiştir. Bunların arasında, nasyonal sosyalizm aleyhtarı bir teşekkül vücude getirmeye tesebbüs etmekle suçlu birçok genc Hitlerciler de vardır. 3 üncü umumî müfettiş dün şehrimize geldi Alman Amerikan cemiyeti hakkında yapılan tahkikat Vaşington 21 (a.a.) Tahkikat komisyonu, Alman Amerikan cemiyctinin ve komünist partisinin, pek yakında kanuna muhalif harekâtta bulunmak suçile itham edileceğini bildirmektedir. Komisyon, bu teşekkülleri, yabancı hükumetlerle alâkadar teşekküllere hususî bir deftere yazılmak ve faaliyetleri hakkında geniş ve mufassal malumat vermek mecburiyeti tahmil eden kanuna riayetsizlik göstermekle itham edecektir. Tekirdağında mahsul vaziyeti Tekirdağ 21 (a.a.) Bu yıl Tekirdağında buğday ve ketentohumu bereketli olmuştur. Kuşyemi zer'iyat sahası geçen yıla kıyasen yüzde elli nispetinde az olduğundan bu yıl kuşyemi rekoltesı yüz bin çuvaldır. Geçen seneden müdevver otuz bin çuval stokla beraber halen Tekirdağında yüz otuz bin çuval kuşyemi vardır. Haric piyasalarda kuşyeminin iyi fiatla satışım temin maksadile Tekirdağındaki ihracatçı tacirler arasında bir blok yapılması düşjjnülmektedir. Şarköy kazasının bu seneki tütün mahsulü yüz elli bin kilodur. Mürefte önlerinde tutulan kolyoz ve sardelya balıkları, kilosu yedi buçuk kuruştan Yunanıstana satılmıştır. Amerikada bir orman yangınının neticeleri SanFrancisco 21 (a.a.) Kaliforniya'nm muhtelif mmtakalannda çıkan orman yangınları netıcesınde takrıben 600 kişi mekânsız kalmıstır. Pine Ridge Oresran kasabası tamamile harab olmuştur. Dağlık bir halde bulunan yüz kadar çiftlik harab olmuş veya hasara uğramıştır. Yahudi kongresinde Fransada yağmurlarır yaptığı zarar Uçuncu Umumî Mufettış Tahsm Uzer, dün Tan vapurile İstanbula gelmiş. nhtımda dostları tarafından karşılanmıştır. Bir müddettenberi midesinden rahatsız bulunan Tahsin Uzer, şehrimize tedavi için gelmiştir. Burada birkaç gun kaldıktan sonra Fransaya gidecekt'r. Dün aldırdığımız yukarıdaki resîm Tahsin Uzerı Tophane rıhtımında gösteriyor. Paris 21 (a.a.) Bordeaux'da Fransanın şimal mmtakalannda pek şiddetli fırtınalar çıkmıştır. Bağlar doludan harab olmuştur. Birkaç kişi ölmüştür. Zarar ve ziyan birkaç milyon franga baliğ olmak tadır , Cenevre 21 (a.a.) Sionist kongresinde, salâhiyetlerin tetkiki komisyonunun verdiği raporun kıraati esnasmda, müteaddid gruplar, Filistinde bu kongreve delege göndermek üzere yapılan secimlerdeki nizamsızlıkları protesto etmişlerdir.