19 Ağustos 1939 CÜMHURÎYET Şehir Meclisi İptidaî kavimlerde hurafeler nasıl yaşar? Bir cüzzamlı, insana birşey verirse onu almalı imiş, cüzzamlmm hüsnüniyeti hastalığın sirayetine mâni imiş Medeniyetin henüz ulaşamadığı htalarda yaşayan insanları kâh yamyanı, kâh vahşi, kâh sadece iptidaî diye farıf ederken, hayalimizde tarife göre ya kazığa geçırılmış bır bıcareyı, tandır kebıbı yapmakla mesgul bir dudağı yerde t.r dudağı gökte, yarı çıplak zencıler; ya her gördüğü beyaz renkli insanı kendısine düşman farzeden, yamyamdan kıl kadar farklı bir tip gelir. Fakat, iptidaî ınsanı yalnız bu cephesinden görmek suphe yok ki fazla basit bir görüş olur. Onu, kendi cnuhiti içinde mütalea ederken, beşerî temayülleri baknnından medenî insanla arasında mevcud benzerlikleıi ve farkları gözden geçirmek iptidaî insan tıpi hakkında en sağlam fikri verecek o.an bir sistemdır. Bu yazımda size îptidaî kavimlerin hurafe karşısındaki durumlarım anlatmak etmişler: «Öfkelenen adam, hata ettiğiistiyorum. ^ , , , ni bilmelidir. Et pay edilirken, birine iriİptidaî insanın zekâsı, herşeyden ev ce bir parça, ötekine biraz daha ufarak vel frelojik ve mistik bir zekâdır. Bariz parça isabet etmesi, elbette olagan işlertarafı, muhitmdeki eşyayı, mahluklan ve dendir. Komşusunun aldığı parçaya yan hâdiseleri, anlaşılmas; bizce tnüşkül bir bakan göz ise, baktığı yeri her zaman tarzda, hem kendi taşıdıkları şekil vz su dosdoğru gb'remez.» retlerde, hem başka şekillerde görmesiİptidaî insanların uğur saymadıkları dir. birşey daha var. Başkasının kalbini kıraİzah edeyim. Meselâ Brezilya şima cak, keyfini kaçıracak harekette bulunlinde yaşayan Bororo kabilesi efradı, mak. Bu da kabile için meş'um birşey. kendılerinin hem insan, hem arara deni O sebeble, iptidaî insanlar, muhatablalen bir nevi kırmızı papağan olduklaıı rını tekzibden daima çekinirler. Bu akanaatini taşır ve bununla iftihar ederler. damlann ifrat derecede terbiyeli ve naBu zihnî halet, iptidaî insanların, tabi zik olduklarına dair söylenen rivayetlerin atle fevkattabia hakkında bizlerden büs sebebi de budur. bütün başka telâkkilere sahib olmalarır.ı Karşısındakinin hüsnüniyetine inanışta, intac ediyor. İptidaî insan, tabiî hâdıse iptidailiğin ne derece ileri gitiğini ve bu lerle fevkattabia hâdiseleri biribirine ka hüsnüniyete nekadar ehemmiyet verdiğirıştırarak terkib ettiği bir halita içinde ve nı bır mısalle anlatayım: daima fevkattabiaya mütemayil olarak Tahiti yerlilerinden, ihtiyar bir tariki yaşar. dünya, gece kendisine misafir olan biı İptidaî insanın zihr.ini, hemen hemen Avrupahya ajiyet. bir palto v.ermiş v,e vemütemadi surette işgal ed«n şey, göre rirken de, bu paltonun vaktıle bir cüzgörünmiyen bir takım kuvvetlerin, muhizamlıya aid olduğunu söylemişti. Tariki tinde her an mevcud bulunduğu kanaaıidünyanın, kim bilir hangi eski bir itikad•dir. Lâkin onun bu zihin meşguliyetin la inandığma göre, cüzzam illeti, ancak <len doğan korkusunu, medenî insınm başkası hakkında kötü niyetler besliyen ıfevkattabiadan veya cinden, periden cüzzamlıdan geçermiş. Eğer bir cüzkorkmasına benzetmek yanlıştır. Çünkü zamlı, gönül arzusile insana birşey verirgöze görünmez, tabiat harici kuvvstlerin, se onu almakta hiçbir mahzur yokmuş; gelecekteki tesirlerinden değil, sadece ve zira onun bu hüsnü nıyetı, hastalığın simünhasıran halihazırdan endişe duyar. rayetine mânimiş. Bir Eskimo rahibinin, Avrupalı bir îptidaî kavimlerin hayatında, ölüm ve seyyaha bu hususta söylediği sözler, ipölü büyük bir yer tutar. Hele ölümü ütidaî kavimlerin fevkalbeşer hâdiseler zerinden az bir zaman geçmiş olanlar, hakkındaki telâkkisini çok güzel anlatır. hâlâ kabilenin içinde yasar gibidirler. Ayni zamanda kabilenin kâhini ve sihirFevkattabiayı medenilerden başka türbazı olan E=kimo rahibi diyor ki: lü gören iptidaî insanlar, ölüm mevzuu«Biz inanmayız, sadece korkarız. Bübahs olunca, bu sahada medenilere bentün âdetlerimızi hayattan alır, hayata zememek ister gıbi, bir soldan geri edeiade ederız. Hicbir şeye mana izafe ttrek, ölüyü aralarına alır, tabiata ve hameyiz, hiçbir şeye itikadrmız yoktur. yata irca ederler. Korkarız, o kadar. Bu korkulanmız tiirİptidailerin, maneviyata itikadları bahJü türlüdür. Nasıl olduğunu bilmeden, sinde göz isabetine inanmalarını, hastaniçin olduğunu izah edemeden, ataları lığı mutlaka sihirden bilmelerini de i!â' mızdan gördüğümüz âdetleri, şeametten ve edelim. Bir erkek hasta mı oldu? ve musibetten masun yaşamak içın, tatMutlaka karısının nazarı değmiştir vebik eder gideriz.» yahud kadın büyü yapmıştır. Eskimo rahibinin bu izahatı, iplidaî Günahını itiraf etmenin, ruhu temizli' insanın, korktuğ'i meçhul v.e tabiatten üsyen bir hareket sayılmadığı iptidaî hiçbiı tün kuvvetleri bılerek, anlayarak değıl sadece hissederek mevcud farzettiğini an cemiyet yok gibidır. En psikolojik misalini, hâmile bir kadının, doğurmakta güçlatıyor. Meselâ uğursuzluklan korkan iptidaî lük çektiği takdirde, çocuğun hakikî bainsan, muayyen felâketlere karşı muay bası kim olduğunu itiraf etmek sayesinde yen tılısımlar kullanır. Felâketi böylece kolay doğuracağına karşı beslenen inancönlediğine emin olup gönlü rahat ettik a gösterebiliriz. *** ten sonra da, uğur tmuskaları taşır. Sa yanı dikkat noktalardan biri şudur. îptiİptidaî kavimleri oldukları gibi görüp daî kavimlerde, kadınların ve erkeklenn anlıyabilmek için, onların dünyayı ve süs diye kulland'klan nekadar eşya var hayatı telâkki tarzîarına iyiden iyiye nüsa, hepsi önceden mutlaka tılısım olarak fuz etmek lâzımdır. Onların nazarında, vazifelerini ifa etmislerdir. fevkattabia, tabıatın hem haricındedır, Bu kadar değil. Uğur getiren tıhsün hem onunla yekvücuddür. Tabıaın «n ların yanısıra, bir de uğursuzluğa sebeb kuvvetle hıssettikleri tarafı fevkattabia taolan şeyler vardır ki, bunlar, herhangı bir rafıdır. Hayatlarının, mukadderlerinin, felâketin, bir mağîubiyetin hatırasile a saadetlerinin ve felâketlerinin, hatta halâkadar eşyadır. Çünkü, medeniyst dı yatlarının ve ölümlerinin bütün müsebbişındaki insan, herhctnşı bır hâdisenın ken bi, korkusu her dakika yüreklerini doldisinden ziyade, o hâdiseyi guya tevlid duran gizli kuvvetler, göze görünmez caeden manevî ku\\etlere ehemmıyet venr. zibeler, tabiatın fe\kındaki meçhul kudBu uğursuz esyaya bir de uğursuz in retlerdir. sanlan ılâve etmek lâzımdır. Meselâ, ceH B1LG1C nub Afrikasındaki Bergdama kabilesinde, kavga ve öfke o kadar yasak, öyle Dördüncü Ümumî müfettişin uğursuzdur ki, bu uğursuzluğa meydan tetkikleri vermemek icin haklı tarafın haksız taraf Elâzığ, (HususO Dördüncü Ukarsısında boyun eğmesi bile caizdir. Ayni kabıle, erzak paylaşılırken hak mumî Müfettiş General Alpdoğan mebkmın baskasına gectığıni zannederek öf us Feridun Fıkri ve Fethi ile birlikte tetkelenen bir kımsenın, bu öfkesıni acığa kikatta bulunmak ve halkla yakından tevurmasa dahi, kabileye uğursuzluk geti mas ederek derd ve ihtiyaclarını dinlemek receği itıkadını besler. Çok iptidaî olmak üere Bingöl Vilâyetine hareket etmiştir. la beraber, cok âkilâne diyebileceğim bir Bu seyahatte bılhassa meb'uslara mahallî hükümle, öfkeyi ve kavgayı şöyle yasak, derdleri dinletecektir. Dün aktedilen celseden sonra fevkalâde toplantı nihayet buldu Adliye Vekili imralıda tetkiklerde bulundu Bu nevi müesseseler çoğaltılacak Fethi Okyarın beyanatı Şehir Meclisi, fevkalâde toplantılannı, dün akdettıği uzun celseden sonra bitirmiştir. Toplantıya Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar riyaset etmiştir. Elektrik, Tramvay ve Tünel işleri umum müdürlüğü içın intihab olunan ikı murakıb hakkındaki mazbata okunmuş, Adhye Vekili Fethi Okyar, dün sabah üçer yüz lira aylıkh bu iki murakıblığa saat 8,45 te Trak vapurile hareket ederek azadan Zahid ve Ekrem seçilmiştir. Bina itıraz komısyonları azalıklarına İmralıya gitmiş, mahkumlar adasını tetkik da Suphi Artenle Refik Ahmed Seven ve teftişten sonra, ayni vapurla, gece saat 21 de şehrimize dönmüştür. Adliye Vekigil ve diğer bazı zevat seçilmişlerdir. 3710 numaralı kanuna tevfıkan teşkili limize bu seyahatinde Adliye Vekâleti lâzım gelen ıstımlâk takdırı kıymet ko Müsteşarı Selim Nafiz Akyollu, Adliye misyonuna Belediye Tahsil müdürü Ca Teftiş heyeti reisi Sezai Bılge, Tapu ve bir, Emlâk müdürü Muhsin seçilmişler Kadastro Umum Müdürü Halid Ziya dir. Türkkan, Ankara Müddeiumumiliğine Müteakıben İstanbul tramvaylarında tayin edilmiş olan Başmüfettiş Arif Yaparasız seyahat edecekler hakkındakı zar, Adliye müfettişi Ekrem Salyam, cemazbata okunmuştur. Tramvayın Be!eza ve tevkif evleri umum müdürü Rifat, dıyeye devri hakkındaki kanun ancak Umum müdür muavini Muzaffer, Adliye 300 kışiye meccanî paso verılmesını emhususî kalem müdürü Şakir, ceza işleri uretmektedir. Halbki eski Tramvay şirketi 2000 kişiye meccanî paso vermişti. mum müdür muavini Bekir, Usküdar ceza Üç yüz paso şu şekilde tevzi edılmiş evi müdürü Cemil refakat etmislerdir Trak vapuru, Mudanyaya gitmeden, İmralı yatir: Vekili ve refakatindekiler tmralıda 1 Valiye, 74 Şehir Meclisine, 2 Vali kınlarında tevakkuf etmiş, Vekille refakamuavınlerıne, 1 mektubcuya, 1 1 kayma tindekiler buradan motöre geçerek İmrakamlara, 5 Vilâyet Sıhhiye müdürlüğü lıya çıkmışlardır. Tayfalarını mahkumlane, 8 Emnıyet müdür, muavın ve sube rın teşkil ettiği motör, İmralıya vardığı sımüdürlerine, 10 Emniyet müdürlüğü rada, adanın sakinleri, karşılıklı iki sıra emrine, 1 jandarma kumandanına, 3 halinde dizili olarak misafirleri selâmlaNafıa müdürlüğüne, 1 Seferberlık mü mıslardır. Fethi Okyar, cezaevi müdürdürüne, 10 Belediye fen işleri emrine, lüğüne aid binada kısa bir istirahatten son5 Belediye muhasebesine, 1 Belediye ra, gene motörle Mete burnuna gitmiştir. Sıhhat müdürüne, 3 Nafıa Vekâleti ko Burada, Vekile mahkumların yetiştirdiği mıserlerine, 2 Belediye reıs muavinleri meyvalardan ikram edilmiştir. Fethi Okne, 4 Belediye başhekimlerine, 6 Parti yarla refakatindekiler, buradan, gene moye, 5 Müddeiumumiliğe, 1 Ağırceza re törle, adanın merkez kısmına dönmüşlerisine, 5 asliye ceza mahkemelerine, 18 dir. Burada misafirler için bir öğle yemeMüddeiumumilik emrine, 1 İcra reisi ği hazırlanmıştı. Ve yemekten sonra mahne, 20 Tramvay işletmesi emrine, 4 Bekumlann geçid resmi seyredildi. İmralı alediye Temizlik müdürlüğüne, 5 Beledasında bulunan ve kısa zamanda tamadiye Emrine, 7 Usküdar tramvayına men müstahsil birer unsur haline gelmiş (mütekabiliyet şartile), 5 Denizyollarına (mütekabiliyet şartile), 9 Şirketi Hay olan mahkumlar, kısım kısım geçtiler. MüFethi Okyar, İmralıda yetiştirilen soğanları tetkik ediyor riyeye, 2 Halic şirketine, 4 Devlet De teakıben Vekil, adadaki tesisatı gezdi. Bamiryollarına, 1 Anadolu ajansına, 18 lıkhane görüldü, mahsullerle dolu ambaryevmî Türk gazetelerine (herbirine iki lar gezildi. Burada bılhassa İmralının meşşer), 1 Baroya, 5 Belediye Hukuk, Zat, hur soğanları bulunmaktaydı ve halen İktısad, Teftiş ve Yazı işleri müdürlüğü memleketimize İtalyadan ithal edilmekte ne, 2 İş daıresıne, 20 İstanbul kuman olan kırmızı soğanlar da muvaffakiyetle danlığına, 1 Mıllî Saraylar müdürlüğü yetiştirilmişti. Fethi Okyar mahkum done, 1 Defterdarlığa, 3 Belediye Levazım kumacılann meydana getirdiği kumaş stok şubesine, 8 hastane baş hekımlenne, 8 larını, hububat ambarlannı, yemekhaneBelediye riyaset makamı emrine, 4 Be leri, berber salonunu, dokumahane, malediye kaza baş hekimlerine... rangozhane ve demirhaneyi tetkik etti. TaBundan sonra Belediyeler Bankasın vuk yetiştirilen kısmı gördü, bütün bu kıdan yapılan beş milyon liralık istikraza sımlardaki çalışmalar hakkında alâkadaraıd mukavelename hakkındaki mazbata lardan ayrı ayrı izahat aldı, mahkumlara okunmuştur. Bu madde kabul edildıkten muhtelif sualler sordu. sonra Belediyenin beş senelik imar progİmralı, kısa zaman içinde, tesisindeki ramına aid mazbata gözden geçırılmıştır. gayeye doğru her bakımdan ilerlemiş vaBelediye Reisi, bu sene zarfında gerek Usküdar, gerekse Kadıköy Belediyeleri ziyetteydi. Mahkumlar burada sabah Mahkumların gecid resminden: Bahkçılar ne mühim mikarda tahsisat verildığini, beş buçukta kalkmakta, altıya kadar tebununla beraber beş senelik imar prog mizlikle meşgui olmakta, altıda bayrnk ramı için ayrılan tahsisatın mutlak olma merasimi yapılmakta, kahvaltıdan sonra dığını söyliyerek: yedide iş başında toplanmaktadırlar. Öğ« Belki bu işleri yapmak için para le yemeğinden sonra bir buçuk saat dinbuluruz; belki de bulamayız. Para bullenen mahkumlar dört saat çalışt'ktan duğumuz takdirde imkânlar arayacağız» sonra tekrar bir saat dinlenmekte, 7 de demiştir. aksam yemeği yemektedirler. 7 buçuktan Azadan Hamdi: 8,45 e kadar ders gören mahkumîar 9a « Eminönü Unkapam yoluna üç milyon lira sarfedılecek, denilıyor. Bu kadar tekrar istiraht etmekte, ona kadar para ile yapılacak işlerin anahatlarını muhtelif mevzularda faydalı konferansöğrenemez miyiz? Acaba neler yapıla larda bulunduktan sonra yatakhanelerıne caktır? diye sormuştur. gitmektedirler. Vali Lutfi Kırdar, bu sahanm imarıBütün adada, o da, haricden herhannı gösterir mahiyette maket ve plânlar gi bir tecavüze veya kaçakçılığa mâni olmevcud olduğunu, maamafıh yalnız bu sahanm imarı için 9 milyon liraya ihti mak için ancak dört jandarma vardır. yac bulunduğunu, sarfedilecek üç milyon Mahkumlar, kendi inzıbat işlerini kenMahkumlar Iğrıbla balık avlıvorlar liranın şimdilik bir kısmın imarı için ser dileri temin etmektedirler. Aylardanberi, mayei mütedavile olarak kullanılacağını aralarında en ufak bir vak'a bile çıkmasöylemiştir. mıştır. Şimdiye kadar adaya 966 mahAzadan Fuad Fazlı, imar mıntakasın kum gelmiş, bunlardan 175 i meşruten daki inşaat şeklinin tespit edilıp edılmedi olmak üzere 286 sı müddetlerini bitirğini, buraîarda inşaatın iktısadî bakım diklerinden tahliye edilmiş, 34 ü yerleridan takyide tâbi tutulup tutulmıyacağını, ne iade olunmuşur. Bugünkü mevcud dükkân inşa edilecek mahallerin tayin 628 dir. edilip edılmiyeceğini sormuş, Belediye IAdliye Vekili, mahkumlar adasından mar müdürü Hüsnü: ayrılırken, cezaevinin hatıra defterıne su « Yapılacak binalar hakkında bir program vardır. Programa göre bu hu satırları yazmıştır: «Mahkumları hapi' sus tamamile gözönünde tutulacaktır» ve tazyik usulü yerine onlan çalıştırmak suretile terbiye etmek ve kusurlarını düdemiştir. Program kabul edildikten sonra Hu zeltmek kendilerini cemiyete faydalı bir susî İdare ve Belediyelerin teşkilât kad unsur olarak yetiştırmek sistemının murolan hakkındaki mazbata okunmuş, vaffakiyetli bir başlangıcı olan bu müesseseyi gördüğümden pek memnunum. Vali: « Yaptığımız tekikat neticesinde Mahkumların çalışmalanndaki intiBelediyenin henüz müruru zamana uğ zam ve müessesenin tutuluşundaki temizİmralının mahkum sakinleri Fethi Okyarı uğurluyorlar ramamış 12,5 milyon liralık alacağı ol lik takdire şayandır. Bu işi organize eden duğunu gördük. Bunu sür'atle tahsıle ka müfettiş Cemil Oyata ve müdür Hakkı kacağı sırada, güverteye toplanmış olan denen tazyik ve tazib yerine onlan cerar verdik. Bunun icin müsabaka ile 60 Şükrü Talimcioğluya tesekkür ederim.» Trak yolcuları da Adliye Vekilimizi al miyete nafi bir unsur olarak yetiştiımek memur alacağız. Tahsilât yapıld'ktan Adliye Vekili Fethi Okyarla refaka kışlamışlardır. Vekil, dünya yüzünde eş ve yaptıklarından kendilerine nedamet sonra kadroyu eski şekline indireceğiz.» tindekiler gene motörlerle ve saat 18 de siz olan ve her tarafa örnek olacak bir getirmek gayesıni takib eden îmralı ce • demı«tır. adadan ayrıldıkları sırada bütün mah muvaffakiyetle inkisaf eden mahkumlar zaevini gördükten sonra hasıl ettığim inElektrik, Tramvay ve Tünel işleri kumlar rıhtıma toplanmışlardı. Mah adasını tetkikten dönerken, intıbalannı, tıba, kısaca hulâta edılmek lâzım gehrse umum müdürlüğü bütcesile teadül cet kumlar misafirlerini uzun uzun ve şid bu seyahatte kendisine refakat etmiş olan bu gıbi müesseselerin sayılarını azamî surette çoğaltmak ve eski hapısanelenn vüvelleri hakkındaki mazbata da kabul e detle alkışlamışlardır. Müfettiş Cemil arkadasımıza şöyle hulâsa etmiştir: dildikten sonra fevkalâde toplantı niha ve müdür Hakkı Şükrü Trak vapuruna « Asrî ceza mtfhumile tamamen cudünü bir an evvel ortadan kaldırmak yet bulmuştur. kadar motörle gelmişlerdir. Vapura çı uygun olan ve mahkumları manen ve be arzu ve temennısidir.» c P 1