24 Temmuz 1939 CUMHURİYET Karadenizde en yakın komşumuz dost Rumanya hakkında iktısadî bilgi 19 mizi teraziye vurursak bu vadide pek yaya olduğumuzu göreceğimiz şüphesizdir. Bilhassa bu sahada meşgul olanlann, şöyle yanıbaşımızdaki bu memleket hakkında az bilgüeri, muhakkak ki, Türk Rumen ticarî münasebatının büAliye «Lübnan» (Hususî) Irak f ^ ^ ^ ^ . tün arzu ve çalışmalara rağmen, inkişaf Kralı Majeste İkinci Faysal yazı geçir edememesinde başhca amildir. mek üzere Ana Kraliçe ile birlikte LübBükreş büyük elçiliğimizin ticaret nana geldi. ataşesi Nejad Ataman, dost Rumanya y ı Dünyanın en genc Kralı olan bu çok iktısadî bakımdan mükemmel bir tet sevimli ve zeki yavru, katettiği bin küsur kike tâbi tutmuş ve etüdlerini 169 sahifelik bir eserle ortaya koymuş bulunu kilometrelik bir çöl yolunun sonunda, yor. Genc ve çalışkan ticaret ataşemi Şamdan geçerken, sokakları, meydanları zin bu eserini ancak «mükemmel» vas dolduran Suriyeliler tarafından: Yaşasın Irak ve Suriye Kralı İkinci file tavsif edebiliriz. Rumanya hakkında coğrafî, siyasî ve idarî bügiler, zira Faysal! ate aid bütün malumat, canlı hayvan Diye selâmlandı ve alkışlandı. lar, kümes hayvanlan, deniz mahsulleri, Duvarlara ayni şeyi terennüm eden beormanlar, madenler ve sanayi hakkınyannameler, kasideler asıldı, destanlar dadaki bütün malumatı etrafile ve eksik siz toplıyan bu eser, Rumanyanın haricî ğıtıldı. Ve Suriye gazeteleri hemen hemen itticareti başhca memleketlerle olan ticarî münasebatı ve maliyesi hakkında tifakla genc yolcuyu (Arablığın tirnsali), malumat verdikten sonra Türkiye Ru (Arab ittihadının alemdarı) saydıklarını manya ticareti üzerinde bir fasıl aynl yazdılar, hâlâ da yazıyorlar. Irak Kralı İkinci Faysal Lübnana mış, mallanmızın sürümünün temini Suriye bir garib diyardır ve Suriyeli bin ıçm alınması lâzım gelen tedbirlerle e kere daha acib bir mahluktur. Bugün te geldiği gün seryaverinin kucağında otomobilden iniyor sere nihayet veriliyor. pine tepine, yırtına yırtına Majeste İkinci Bu mühim esere bir mukaddeme ya Faysala (Kralımız!) diye bağrını açan bilmenin imkânı yoktur. zan sayın Bükreş elçimiz Suphi TannBu böyle olunca da (Basra körfezin Güzel Florida sahillerinden bir manzara Suriyeli, yann Mısır Kralına, öbür gün dver, Rumanya ile ticarî münasebatımıHicaz Kralına, daha başka bir gün de den Babülmendebe kadar uzayacak A var. Bazan iki şehir arasında üç şirketin zın ehemmiyetini güzel bir buluşla şöyPacific ekspres haziran meselâ Yemen İmamına veya Emir Ab rab imparatorluğu) fikri kendiliğinden Emerson, Kant'ı okuduğu zaman genc treni işliyor. Tabiî aralarındaki rekabet le tebarüz ettiriyor. Karadeniz, bir meydandır. Bunun bir dullaha ayni sempatiyi, ayni coşkun te suya düşmüş ohnaz mı? bir rahibdi. Vicdanile idrakinin mücadele müşterinin lehine oluyor. Buna rağmen Bugün zavalh Suriyenin şaşkın liderlesi o vakitten başlar. Eski bir protestan ai iyi ve fena tarafları var. îyi, çünkü bizde tarafında bizim evimiz, bir tarafmda zahürü göstermekte tereddüd etmez. Bu rinin bile bütün ümidlerini bir (Arab ittiRumanyanın evi var ve biz karşı karşı bir karakter meselesidir. lesine mensubdu. O protestan ailelerine, olmıyan yenilikler vücude getirmişler. Yeya, birbirimize bakıyoruz.» Işte bu zıvanadan çıkmış, şuursuz ka hadı) na bağlamış bulunduklarını, hatta ancak benzerlerine Ingiltere ve Amerika mekli vagona bitişik diğer bir vagon oturVe mukaddemesine şöyle nihayet ve labalığın şamatası ortasından geçer geç bunlardan birçoklarının bizzat bana müteda tesadüf edilir. Taassubları iç dünyanın ma, okuma ve oyun oynama dairelerine riyor: mez Lübnan hududunda kendisini karşılı addid defalar: ruhaniyetinden ziyade dı§ dünyanın he taksim olunmuş. Hatta ufak bir barı ile «Bu kitabın intişan, millî Türk hüku Evet, bugün bizi tazyik edebilir, veskârlığına kapılmış bir maske gibidir. bir de taraçası var. Berber, elbise temiz meti tarafmdan Türkiye iktısadının fe yanların başındaki Dahiliye Nazmnın, yanına yaklaştığını görünce Kral: İskenderunu ve belki daha başka yerleri Emerson bu maskenin altında terledikçe, leyicisi, doktor ve hemşireye varıncıya ka yizlenmesine sarfedilen emeklerle bir Kim olasm sen? zorla elimizden alabilirsiniz. Fakat kırk yüzünü olduğu gibi gösterememek azabı dar düşünmüşler. leşerek iki dost memleketin mübadele Diye sormak lüzumunu duyarak, o ma yıl sonrayı düşününüz, o zaman karşınıza lerinde daha iyi bir istikbale intizar etnı duydu. Yaşadığı ufak şehir berrak bir Fakat iena taraflan daha ağır basıyor. nehrin kenarındaydı. Her kiliseden çıkı Amerikalının ifrata meyyal tabiati bura mek için bize hak ve ümid vermiştir.» sum halile bir gürültü ve patırdı cendere dikilecek olan muazzam Arab imparator«iktısadî Rumanya», yalnız iktısadî sinden kurtulup kurtulamadığını anlamak luğu sizden bunlann hesabını sormıyacak şmda nehre gider ve yüzünü orada yıkar da da tebarüz etmiş. En yeni konforun ışlerle alâkadar olanlann değil, her fer istemiştir. mıdır? dı. Kalb sızısınm kafasına kadar yayıldı yanında en iptidaî tarzla karşılaşıyorsu din ehemmiyetle tetkik edip istifade eVe üç beş adım ötede elinde devşirilDediklerini hatırlıyorum da, bu son ğmı hissettiği gün, papas elbisesini üzerin nuz. Meselâ yataklı vagonlar, bizde ol deceği bir eserdir. miş bir bayrakla duran çocuğu çağırarak: vaziyet karşısında bir hayale gönül vermiş den attı. Benliğine inanışı, Tanrıya ima duğu gibi kompartimanlara ayrılmamış. F.G. Neden açmıyorsun, dalgalandırmı olanlann şimdi ne hale geldiklerini düşünını takviye etti. Perdeyi yırttı ve iç dün Uzun bir koridor ve iki taraflı daireler. yorsun o bayrağı? nüyorum. yasını gördü. Schleiermacher idealizması Her bir dairede üstüste iki yatak. Gece reden bir keçi sürüsünü göstererek mırıldaDemiş, bu ihtar üzerine çocuk kolunu nı, dış dünya ile uluhiyet mutavassıtı de perdeler çekilince insan kendini izbede nıyor: Irak Kralı Majeste İkinci Faysalın Âhavaya kaldınp da ipekli Irak bayrağını liyeye gelişi üzerine canlanan bu münakağil, fakat doğrudan doğruya insani büyük zannediyor. Mukassi, dar ve sıkıcı. Bere Siyah ve heyaz keçiler... belirtince, Kral: Tanrıya yaklaştıran bir deva gibi içti. Ka ket versin soğuk hava tertibat.na, yoksa şalar ortasında buranm fransızca gazeteleNe demek istediğini anlıyorum. Oooh.. İşte benim bayrağım!.. diye ri Suriyelilere şu nasihatleri veriyorlar: baran heyecanını dindirebilmenin ancak nefessizlikten boğulmak birşey değil. Ta Evet, bizde siyah ve beyaz insanlar sevincle ellerini çırpmıştır. içindeki değişikliği dışarıya verebilmekle biî soyunup, kiyinmek gayet müşkül; hele «Âlemi rahat bırakın, ötekinin, berikiayni sofrada yemek yerler.,. Etrafında olup bitenleri saffet ve sami nin peşine takılarak başkalarının itibar ve kabil olacağmı anladı. Üniversite kürsüsü alısık olmıyanlar için. Karşıki yatakta bir Önce hayretle yüzüme bakıyor. Onun miyetle seyreden yavru Kralın bu sözlene çıktı. «Aroerikan âlemi» ünvanlı meş kadın sabahhğmı giyerken; bitisik yatakiçin böyle bir müsavata inanmak nekadar rinde bir derin mana aramak kimsenin ak şereflerile geçinmekten vazgeçin. Mısır hur hitabesi bu iç dünyanın dışa aksidir. taki erkek çorablarını çıkaryor. Fakat kim güç! Fakat akşam yastığımm üstünde iri lına gelemez. Fakat gelen geçenin (bizim Kralı Mısırlıların, Irak Kralı Iraklıların Ne kadar garibdir; Kant'ın müessir ol senin kimse ile meşgul olduğu yok. Bu şekbir portakal buldum. Bu Cimi'nin Türki kralımız ol!..) diye yolunu kesmeğe baş ve Hicaz Kralı Hicazlılarındır. Siz kimsiduğu bütün mütefekkirlerde bu ânî tahav Ie alışmadiğım için, ilk akşam nasıl soyuniz, nesiniz, neyiniz var, onu düşünün ve yeye hediyesiydi. lıyan Suriyenin politika simsarlarına kim vülün şahidi oluruz. Almanyada da Sch nacağımı düşünerek, melul, melul etrafıbulun. İstiklâl istiyorsunuz, fakat kime İkinci gün bundan iyi bir cevab bulabilirdi? legel ve Jacobi ayni haykırışla ortaya atıl ma bakındım. Karşımdaki perdenin arkarasgelirseniz onun eteğine yapışıyor ve *** mamışlar mıydı? «Amerikan âlemi» ben sından saçsız bir baş uzandı. Halden anFlorida yanmadasını geçiyoruz. Pal«gel benim başıma geç!..» diyorsunuz. likle din mantığının müdafaasıdır. Fakat hyan bir adama benziyordu: Irak Kralının buraya gelişi, ayni za (Arab ittihadı) fikri bir ulaşılmaz hayalmiyeler; portakal ve tath lünon bahçelerimaterializma ile hiç münasebeti olmıyan bir ni gölgeliyor. Yolumuzun üstü yeşillik, çi manda eski bir hikâyenin tazelenerek tek dir. Siz evvelâ kendi aranızda ittihad ve Siz ilk değilsiniz, dedi. Geçenlerde mantık. Manevî bir rabıta, bir aklı selim de bir ecnebi ile seyahat ediyordum. O da çek ve ağac... Hele ağac! Amerikalılar rar ortaya çıkmasına da sebeb oldu: To ith'fak edemiyorsunuz. Sonra da İskendegibi... «Amerika âlemi» ndeki: «Aklı se sizin gibi acıkta soyunmağa cesaret ede için bir mabed kadar mukaddes. Odunun rosları geçtikten ve Türk hududunu aştık run meselesinde bunca gürültü ettiğiniz lim, mevcudiyetini duyduğumuz sönmüş medi. Ben, üç yatak ötede, bacak bacak nev'i, yapraklann çeşidile iftihar ediyor tan sonra uzayıp giden topraklardaki in halde hani, hangi Arab varlığı kalkıp da bir kandil gibidir. Onu tekrar yakınız ki üstüne atmış, sigarasını tüttüren sarısm bir lar. Brezilya ormanlanndan tohumlan, sanlar Arab mıdırlar, değil midirler? davanızı benimsedi, lehinizde tek söz içiniz aydınlasm!» ve : «Büyük Tanrının akdını göstererek, avuclanmı açtım. Kom Japonyadan kökleri, Avrupadan filizleri Arab ittihadı taraftarlarının tereddüd söyledi? Siz herşeyden evvel düşüncesi, yardımile insani vicdan hürriyetine kavuş şum, derinden bir kahkaha savurarak sa taşıyorlar. Burnuma yaz kokusu doluyor. etmeden ve körü körüne «evet Arabdır arzusu, emeli, ideali ayni olan bir millet turacağız. Kendi ayaklanmızla yürüye rışın kadına döndü: ar!» cevabını verdikleri bu suale: «Ha haline gelmelisiniz. Böyle bir varlık gösDerin nefes alıyorum.. cek, kendi ellerimizle çalışacağız. Fikir yır, Arab değiliz!» diyenler pek çoktur. teremedikçe istiklâle lâyık olduğunuzu idCimi anlatıyor: Sizden utanıyormuş!.. bizim ışığımızla aydmlanacak!» cümle Zenginler kış mevsimini burada ge Nitekim bu defa Suriye ve Lübnan dia edemezsiniz!» Kadın önce hayretle yüzüme baktı. leri üluhiyetten kuvvet alan insanm mane Sonra o da gülmeğe başladı. Gayet tuhaf çirirler. Kar yağmaz, soğuk olmaz. Şubat gazetelerinden bir kısmının bu hususta koFakat dediğim gibi Suriyeliler kös vî benliğini buluşunu terennüm eden bir bir vak'anm karşısında imiş gibi mütema ortasında denize girebilirsiniz. Oteller sa pardıklan kıyamet üzerine Lübnanh hırisdinlemislerdir. Onlar her günün getirdiği kaside gibi güzeldir. tiyanlann ellerinde bulunan gazeteler şu taze hâdiselere göre ayak uydurmasını, ray gibidir. Hele zenginlerin evleri!.. diyen gülüyordu. *** Sizin zenginleriniz kışı nerede geçî mukabelede bulunuyorlar: «Alışkanhk en tabiî kanundur» sözü hatta günde birbirine zıd üç beş çeşid «Yazı geçirmek üzere memleketimize düsünmesini severler. nekadar doğru. Yenidünya ile bizi ayı rirler Cimi? Emerson'un kendinden sonrakilere tesigelen dost Irakın sevimli Kralmı çok aziz Göğsü iftiharla kabanyor: ri büyüktür. Münekkidler «Amerikan âle ran edeb veya ahlâk zihniyeti değil, fakat Suriyenin (liderler lideri!) olan doktor Burada... Otellerdeki bütün hiz bir misafir olarak karşılar ve aramızda kami» ni ikinci bir incil ilhamı gibi alkış terbiyenin başkalığı. Hicab sütürden geliAbdurrahman Şehbenderin en yakm arkalacağı zamanı şen ve mes'ud geçirmesini "ladılar. Ondan sonra yazılan Furness'in yor. Biz de elbiselerimizi bir tarafa attığı metçiler bizdendir... daşlarından biri bana şöyle anlattı: Uzaklara bakıyorum. Binbir gece ma candan dileriz. Bu ziyaret karşısında samız gün, ahlâksız olmıyacağız; fakat ah«Tabiat ve İncili» Alcott'un «Hıristimimî duygulanmız bundan ibarettir. Yok « Doktor Şehbender Ammanda Emir yanlık ve cemiyet» eserleri Emerson mek lâk, şeklini değiştirecek; o kadar... Yirmi safı gibi bir memleket. Servetle tabiat bir Abdullaha Sılriye tac ve tahtmı takdim tebinin semereleridir. Taassuba isyan e sene evvel plâj hayatına inanamazdık; anadan doğma. Üveylik yok. Fakat bir sa bazı gazetelerin, cemiyetlerin ve mah edip de Sa'ma dönünce kendisile görüşüden ve tabiatile akidenin müşterek kud yirmi sene sonra bizim setre pantalonumu denbire koca bir ilân gözüme ilişîyor. Bü fillerin yaymak istedikleri fikirler ve ma yordum. Ona sordum: Suriye Kralhğma retine inanan bu cereyan sosializma'nın zu za gülecekler. Medeniyet iki taraflı keskin tün manzarayı örten çirkin bir yafta: nasız politika havasmı biz hoş görenlcr en münasib şahsın Emir Abdullah oldukullanmız» den değiliz. Çünkü ne biz Lübnanlılar bir bıçak gibi.. îtiyadlarımız kablettarih «Chevrolet otomobillerini huruna kadar hüküm sürdü. Hüsnü tabiat, Bahrimuhiti aşamıyan der Arabız, hatta ne de Mısırlılar... Ve doğ ğuna kani misiniz?» Cevabı şu oldu: Avrupada olduğu gibi, Amerikada da devirlere döndükçe, tenimiz su yerine bumansız bir yüzücü gibi Amerikan milyone rusunu isterseniz Irakm bile baştan başa «Şimdilik öyledir.» Bu söze samimî bir büyük sanayiin inkişafı; amele ve burjuva har terliyor. kanaatle cevab verdim: «Biz, dedim, SuTrenin kondüktörü beyaz; fakat hiz rinin kış sayfiyesinde soluyor. Puslu bir Arab olduğunu iddia edebilmek için tarisınıflannm arasmda açılan uçurum yeni riye Cumhur Rivaseti mevkiinde sizi görses kulaklarımı tırmalıyor. Başımı çeviri hi inkâr etmek icab eder.» istikametlere sebeb oldu. Millî ve Sosyalist met edenler zenci. Birleşik devlette siyah yorum. Saçsız adam horluyor. Arasıra Bu dava pek yeni değildir amma, son mek isterdik!» Doktor Şehbender biraz mektebleri doğdu. îçlerinde en kuvvetlisi derili adam beyaz derilinin treninde seyaizü geriliyor; dudaklan inceleşiyor. zamanlarda kuvvetle tazelendiği ve (A düşündü ve «hakkınız var, dedi, hakikaten sandığım; Sinclair Lewis bugünün Ameri hat edemez; fakat ona hizmet eder. Renk Surivenin kurtuluş yolu budur!» kan realizmasmı temsil ediyor. Muasır ce farkı kara bir kâbus gibi beyaz Amerika Tath rüyasına gıpta ediyorum. Ben tren rab ittihadı) fikri ileri sürüldkçe ona bir Işte Surive bas'annm kanaatleri ve kamiyeti tenkid eden ve sosializmaya tema nm başucunda «müsavat» beyaz renkli de gecelerimi uykusuz geçiririm. Üç yatak kalkan gibi karşı konduğu için buralarda rarlarındaki sağlamlmı ve samimiyeti yülü sezilen bu romancı ikinci bir Doste bir kelime olduğu için; sivahtan hem çe öteki sarışm kadın mütemadiyen fotoğraf sık sık günün mevzuu olmaktadır. Mısırlı münevverlerin ne zamandanbe çösteren en canlı misal! yevski olmağa namzeddi. Fakat Doste kiniyor, hem hırpalıyor. Çölün ortasmda cekmekle meşgul; ufak makinesi elinden düsmüyor. Sabahleyin bana Hollvwood'a ri (Arab) lığı kabul etmedikleri ve bunu Onlar yalnız (Arab ittihadı) fikrinden yevski'nin dehası insana imanmdaydı. Bü hevecan geçiren aslan avcısı gibi... Tabiî bizim vagonun hizmetcisi de gittiğini, filim çevireceğini söyledi. Sine açıkça söyledikleri malumdur. Orada ge vazgeçemezler. Çünkü bu muhayyel tesyük eser kendine ve dünyaya inanan adama artistlerinin hususiyetlerine, biografi rek üniversite muhitinde, hatta hükumet Dİh de olmasa, oyalanacak başka birşeymm nasibidir. Şüohe ve vehim hiçbir za arab. Ona ismini sordum; çekinerek: lerini yazacak kadar vâkıf. Sevdikleri ye mehafilinde, en salâhiyetli ricalle görüşür 'eri bulunmıyacak... Cimi... dedi. man dâhinin sembolü olmadı. BenliâimizMinimini, sevimli Irak Kralının Aliye Dostluğumuz o zamandan başladı. meklere, giydikleri elbiseye kadar biliyor. ken, gafletle sarfedilen «Siz Arablar...» le mücadele bir devredir. Sonunda huzuBenim bu ilimdeki cehaletimi anlayınca sözünün her defasında «Hayır.. Biz A tepelerinde bir hoşça yaz gecirmese geliru bulmak ve vermek şartile büyük isi ba Dikkat ettim; benimle diğerlerile konuştuğu gibi konuşmuyor. Daha serbest ve gözünden düştüm. Şimdi hikâyesini kar rab değiliz..» mukabelesine maruz kaldı si, iste böylece, bu muhite, dünya buhramnı bile unutturarak, Arablık davasını samimî. Bir aralık milliyetimi sordu. Fa sısındaki genc adama tekrarlıvor. Delikan ğının en yakın şahidlerinden birivim. Büyük Okyanusa doğru... oralarda değil; fakat benden daha kurkat bütün tafsilâtıma rağmen Türkiyenin Burp'arda ise, eskidenberi bu fikri ya ^ekrar körükletti. Samlılar simdi de vaz sonunu bekli Bahrimuhitten büyük Okyanusa gidi foğrafî vaziyetini bir türlü kestiremedi. naz ve kadın ruhuna aşina: vanlar Fran«ız misyonerleridir. Kız, er vorlarmış. Bapdada dönerken Irak Kralıyoruz. tran ve Hindistanla karıştınyor. Daha u Ne güzel saçlarnTz var... diyor. Vek bütün Lübnan e;encliğini, en doğrusu Beş gün beş gece. Dört bin kilometre.. zun izah edivorum. Birdenbire elini alnma Etrafı dinliyorum. Ekspresin rayları her Lübnanlıyı besikten mezara kadar a nın otomobili önüne serilİD «bizi çi5nTneSekiz eyalet. götürüyor. Çocuk kafasınin içinde eski bir tazyik edisinde cıkardmı madenî ses, zavucları içinde tutan Fransız rahibelerile den geçemezsin, ey Kralımız!.» demek Tertemiz dışmdan bir top güllesini an hatıra canlanıyormuş gibi beyaz dişlerini manm cekici gibi... «Vakit geçiyor!..» rahiblerinin ilk dersleri daima: «Siz Arab için. dırıyor; kâmilen çelik. Içi madenî bir bo göstererek gülüyor: Nümayiş delisi olan Şamlılann böyl deriz. Ne yanlıs teselli! Gecen ne gün ne ^°^il«''nİ7!» le başlamaktadır. ru şeklinde; kendimi tahtelbahirde sanıfılgınlığına meydan vermemek emelile ay, ne sened'r. Geçen biziz. Zaman yer'n Hani su büyük bir adam vardı; geVakıâ doğnıdur; ne M'sırlılara, ne yorum. Kralın Suriveden habersizce geçirilmesini de duruvor. Biz kısalan mesafelerin mana L iibiaphlara, hatta ne de Samlılara "er sene öldü. ve ; Amerikada demiryollan devlet malı « m büyütüyoruz •ı <\ düşünenler var. Işte tam orası Cimi! hele Afri^'nm =irp3' nd"Vilçre kavıdsi7 1 değil. Ufak, büyük müteaddid şirke'ler Celâleddin EZtNE şartsız, bol keseden «siz Arbsınz!» diyeVe bunlann başında bulunan Lübnan Uzun uzun düşünüyor. Sonra pence MEKTUPlfAR. .. i ÎLünuadan iktısadî hareketler «İktısadî Rumanya» LÜBNAN MEKTUBLARl: Amerika demiryolları Irakın küçük Kralı Faysal Lübnana gitti Ziraat Vekili, dün sabah geldi İnhisarlar Vekili Raif Karadeniz Izmirde Bir müddettenberi Antalyada tetkikatta bulunan Ziraat Vekili Muhlis Erkmen, beraberinde Vakıflar umum müdürü olduğu halde dün Çanakkale vapurile şehrimize gelmiştir. Vekil, rıhtımda Vali Lutfi Kırdarla dostları tarafından karşılanmıştıı. Muhlis Erkmenin bu akşam Ankaraya gitmesi muhtemeldir. tnhİ8arlar Vekili Bir müddettenberi şehrimizdc bulunan İnhisarlar ve Gümrüklerde tetkikler yapan Gümrük ve înhisarlar Vekili Raif Karadeniz, dün saat 11 de Ege vapurile İzmire hareket etmiştir. Vekil, Galata rıhtımında înhisar ve Gümrük erkânı tarafından uğurlanmıştır. İnhisarlar Vekili İzmirde iki ilç gün kalıp tetkiklerde bulunduktan sonra tekrar şehrimize gelecektir. Küçüklü büyüklü müteaddid şirketlerin idaresinde bulunan şebekenin iyi ve fena tarafları var Kendilerine bir Baş aramakta olan Suriyeliler, küçük Kralın Suriye tahtına gelmesini istiyorlar Palmiyeler memleketi güzel Florida ) :mj. Yaz gelince... Bursada su sıkıntısı gene baş gösterdi Bursa (Hususî) Havalann şiddetle kurak gitmesi, şehrimizde her sene başgösteren su buhranını yeniden hissettirmeye başlamıştır. Mevcud içme sulannın azüğı yüzünden birçok semtler ve bu arada su ile iş gören fabrika ve müesseseler şikâyette bulunmaya başla mışlardır. Su meselesi Bursada esash bir şekilde halledilememiş olduğundan, alâkadar lar bu şikâyet ve müracaatler karşısında her yıl alınan tedbirleri tatbika başlamışlardır. Belediyede bu maksadla bir toplantı yapılmış ve vaziyet tetkik edilerek alınacak tedbirler tespit olunmuştur. Bu tedbirlerin başında, su sarfiyatımn israf şeklinden kurtanlması gel mektedir. Bunun için Belediyemiz halka hitaben bir beyanname neşredecektir Beyannamede suyun israf edilmemesi rica edilecektir. Bile büe suyu boşuna akıtarak soğutmak istiyenler hakkında cezaî muamelelerin tatbikı kararlaşmış olduğu bildirilecektir. Bundan başka parklar, bahçeler gibi fazla su sarfedilen yerlerin kontrolu da temin edilecektir. Tazyik kâfi gelmediği için susuzluk tan en ziyade mutazarnr olan semtler deki halin önüne geçmek üzere de pa zar gününden itibaren şehirde mmtakalara nöbetle su verilmek tedbirine başvurulacaktır. Belediyemiz, dağda mevcud büyük kanala, yakm yerlerden yeni sular ka tabilmek üzere tetkikler yaptırmakta dır. Bunlardan Sanalan suyunun Göl pma<r kaynağma 170 metrelik bir ka nalla alınması için faaliyete geçile cektir. i İ Kızkardeşini pencereden atmış Bursa (Hususî) Şehrimizde garib bir vak'a olmuştur. Mehmed Naim is minde bir genc, kızkardeşi 8 yaşmdaki Semahati 2,5 metre yüksek bir pencereden sokağa atmıştır. Kızcağız bu sukut neticesinde yara lanmıştır. Mehmed Naim bunu hiddetinden yaptığım söylemiştir. Kendisi Ad liyeye verümiş ve aklından malul olup olmadığı anlaşılmak üzere Adliye tabibine muayeneye sevkolunmuştur. Bursaya gönderilen tohum temizleme makineleri Bursa (Hususî) Ziraat Vekâleti vilâyetimıze beş tane selektör tohum temizleme makinesi göndermiştir. Maki neler gelmiş ve muhtelif mıntakalara gönderılmiştir. Bu makinelerle halkın tohumluğu parasız olarak temizlenecektir. Makinelerden biri merkezin Gürsu nahiyesine, diğerleri înegöl, Yenişehir, M. Kemalpaşa ve Karacabey gibi fazla zahire yetiştiren kazalara verilmiştir. Merkezde evvelce Ziraat mektebinde mevcud olan makineden de istifade edilecektir. Bu suretle vilâyetimizde halkın tohumluğunu temizlemek için altı makine faaliyette bulunacaktır. Makine lerin konacağı binalar Ziraat müdürlüğünce yaptırılmaya başlanmıştır. Ankaradaki hapisane inşaatı Ankara 23 (Telefonla) Kızılcaha mamda yapılan modern hapisanenin inşaatı tamamlanmıştır. Edirne hapisanesindeki mahkumlar bu yeni hapisaneye nakledilmektedir. Dahiliye Nazm Ebuşahla, geldiği gün kendisıne: Kim olasın sen? Diyen yavru Krala: Majeste, Vallahi ben onlardan dı ğilim! Cevabını veremediğine hâlâ yanıyor.