CUMHURİYET 24 Temmuz 1939 ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Tuğla standardı Tarihî roman: 93 Yazan: Kadircan Kaflı Halkın dilekleri İnhisar birası Siyasî icmal Salâh havası arb için en müsaid mevsim hulul etmekte olduğu halde hiç beklenmiyen salâh havası birdenbire esmeğe başladı. Uzakşarkta dünyanın yansmı harb sahnesi yapacak bir müsellâh ihtilâf patlamak üzere iken Japon İngiliz anlaşmasile ortalık süt liman oluverdi. Avrupada Danzig yüzünden çıkan gerginlik, tam ip kopacak bir anda gevşedi. Bohemya'nm Almanlar tarafmdan ve Arnavudluğun da İtalyanlar tarafından işgalindenberi şimdiye kadar böyle bir salâh ve nikbinlik havasına hiç tesadüf edilmemişti. İngiliz kabinesi azası ilk defa pazar günü Londradan aynldılar. Başvekil Çemberlayn, hafta sonunu asude olarak geçirmek için Chequers sayfiyesine çekilmiştir. Çünkü Japon İngiliz gerginliği uzlaşmaya münkalib olduğu gibi Alman İngiliz gerginliği de ilk defa gevşemiştir. Son günlerde aradaki havayı zehirliyen ve Alman nazırlarından Göbbels'in şiddetli hücumlarma sebeb olan King Hall ismindeki İngiliz müteşebbisinin Almanyada binlerce adrese muhtelif memleketlerden gönderdiği hususî mektublarla yaptığı tahrikâtın devamı iki büyük devletin ileride anlaşmalarına imkân bırakmıyacak bir hava yaratacağına dair Berlindeki İngiliz büyük elçlsi Henderson'un Londraya yaptığı ihtar, İngiliz makamları tarafmdan nazan dikkate alınmıştır. Hariciye Nezaretinin parlamentodaki mümessili Buttler bu adamın hükumetle her hangi bir alâkası bulunmadığını ve kendisıne hükumetin hiçbir surette teşebbüsünde yardım eylemediğinin Başvekil namına beyan ve teyid etmiştir. Bu sırada Almanya Propaganda Ne zareti erkâmndan biri, Danzig meselesinin Alman metalibinin bilâkayd ve şart tamamile tatbik edilmesi yolunda hal ledilmesinde musır olduğunu ve lâkin bu davanın sulhan halledileceğini beyan etmiştir. Danzig meselesinin sulhan halledile ceği ötedenberi Alman devlet adamları tarafmdan söylenmiş olduğundan Propaganda Nezareti namına yapılan son beyanat, yeni bir şey ifade etmemekle beraber Londrada salâh havasının estiği bir zamana tesadüf etmesi itibarile ehemmiyet kesbetmiştir. Fransız matbuatı bu havaya ve diğer alâmetlelr*l|akarak İngiltecei|e Aimanya arasında iktısadî müzakereler bahanesile siyasî temaslar yapıldığma ihti mal veriyorlar. Almanyanın Rumanya ve İspanya ile yaptığı uzun müddetli ve geniş mikyastaki iktısadî muahedeleri müzakere eden Wohltatt'm ahiren Londrada bulunmuş olması bu ihtimalleri kuvvetlendirmiştir. İngilterenin siyasî meselelerin hallini müteakıb Almanya ile kendisine müstemlekelerinin iadesini de müzakere edeceği haber veriliyor. İngilterenin Moskovadaki müzakerelerin arkası almmadan evvel Almanya ile analşmağa temayül göstermiş olması Fransızlar tarafından pek hoş görülmüyor. Fakat iki devletin müşterek politikasmda İngilterenin sözü daha nafiz olduğundan bir defa Almanya ile anlaş maya karar verdiği takdtrde bundan kendisini kimse vazgeçiremez. Bugün müşahede olunan salâh havasının devamı Avrupada sulhu kurtaracaktır. Temaslar yapacak olan 17 senedenberi hakkını 1 ağustostan itibaren yeni alamıyan bir malul Kızlarağasile dostları, Mahfiruzun esir olduğu heyet Ankaraya gitti mamulât satışa çıkıyor Kadıkö Askerlik şubesinde kaBütün memlekette yapılan tuğlalarm hislerden faydalanmayı ihmal etmiyorlardı! înhisarlar idaresi, Ankara bira fabriyıdlı emekli sekizinci sınıf muaraeMahfiruz Sultan bunları büyük bir dikkatle dinliyordu. Sözün bitmesini bekliyemedi: Kardeşim... Birdenbire kendisini toparladı; gözlerini karşısmdakinin, hayretle büyüyen bakışlarından kaçırarak düzeltti ve sordu: İmam efendi, sen benim dahi dünya ve ahiret babam sayıhrsın da, onun için dilime böyle geldi. Çakır Ali Diyarbekirde ne yapmış? Kayış Mehmedi cirid oyununda okla vurup kaçmış! Olmüş mü? Ok göğsünden girip sırtından çıkmış, fakat ölüp ölmediğini öğrenememiş, sultanım! Genc kadm heyecan ve meraktan sık sık soluk ahyordu. İçini çekti: Bunu onun ağzından dinlemeyi o kadar isterdim ki... Bu Kayış Mehmed dedikleri herif gerçekten bir canavardır. Nasuh Paşa böyle adamı bile bile nasıl kapusunda tutuyor! Hele Murad Paşa onun Celâlî olduğunu öğrenir de nasıl bırakır? Elbet bunların hesabı sorulur. Sen gönlünü hoşça tut!.. Gene derin derin soluk aldı; mırıldandı: Onu nasıl vurduğunu kardeşimin ağzından duymayı öyle istiyorum ki... îmam efendinin yanında Ali için kardeşim demekten artık çekinmiyordu. Bundan bambaşka ve o zamana kadar uzun zaman mahrum kaldığı tatlı bir haz duyuyordu. Hoca da haseki sultanm bu teveccühünden sarhoş gibiydi! Çakır Aliyi hareme getiremezdi. Imam Mustafa Efendinin evine gitmek münasib düşmezdi, çünkü vezir bile değildi. Fakat meselâ Ekmekçizade Ahmed Paşanın Vefada yeni yaptırd:ğı saray kadar büyük konağma rçittiği takdırde kimse bunu garib göremezdi. Mustafa Efendiye bu fikrini açmca o da uygun buldu. Bununla beraber maksadm çok gizli tutulması, hatta Çakır Alinin Ekmekçizade konağına kimseye sezdirmeden alınması tenbih edildi. Ertesi gün saraya yeni bir haber gel'• Kızlarağası Mustafa Ağa, doğrudan doğruya Padişaha birşcy söyliycmiyordu. Mahfiruz Sultanm aldırmayışına büsbütün canı sıkıhyordu. Herşeyden önce onu yeniden kazanmak lâzımdı. Fırsat buldukça Murad Paşanın yaptığı işlerden bir kısmını pek fena olarak anlatıyor, anlatıyordu. Ekmekçizade Ahmed Paşa ile Sun'ullah Efendi ve hoca Mustafa Efendi de ayni dilden konuşuyorlardı. İmam Mustafa Efendi ise şöyl bir tezkere yazmıştı: «Benim inayetlu sultanım, herkes geldi, lâkin oğlum sipahi Ali gelmedi. Sadrıazamm kapu halkı arasında bulunmak gerekti. Tokat şehrine yaklaşıldığı sırada kaybolduğu söyleniyor.» Tezkerenin burasında Çakır Alinin zavallı bir çocuğu kurtarmak isterken serdar tarafmdan boğulduğu anlahhyordu. İmam Mustafa Efendi Kuyucu Murad Paşanın Çakır Aliyi gizlice öldürtmüş olmasından şüpheleniyor; bunun tahkikine kendi gücü yetmediğinden Mahfiruzun merhametine sığmıyordu. Son satırlar okunurken Mahfiruzun gözleri büyümüş; kalbinin derin îstırabını yüzüne aljsettirmekten kendini alamamıştı: Öldürtmüş ha!.. Fakat... bu, bir... bu, bir... Maksadını anlatabilecek bir sıfat bulamıyordu. Mahfiruz Sultan hemen kızlarağasını çağırttı. Kapıağasım Murad Paşaya göndermesini, işin aslmı herhalde ve çabuk öğrenerek bildirmesini emretti. Fakat fazla birşey öğrenemedi. Yalnız kapıağası, Murad Paşaya: Acaba bir kusur edip de cezaya mı uğramıştır? Her ne olmuşsa biünsin! Dediği zaman ihtiyar serdar şu cevabı vermişti: Tokatta onu idam için aramıştım, lâkin ele geçmedi. Eğer sağ ise gözüme görünmesin! Sadrıazamın bu sözleri üzerinde duranlar ve onun karakterini bilenler Çakır Aliyi gizlice öldürtmüş pldujgu hakkındaki şüpheleri gülünc buluyorlardı. Mahfiruz Sultan işi bir defa da Padişah vasıtasile sordu. Ayni cevaHı a!ch. Gerek kızlarağası, gerek diğer dostları Mahfiruz Sult^nın o sırada esir olduğu hislerden mümkün olduğu kadar faydalanmayı ihmal etmiyorlardı. Fakat genc kadın Kuyucu Murad Paşanın Padişaha hâlâ Anadoluda bulunan Celâlilerden bahsettiğini, Yusuf Paşa ve Muslu Çavuş isimlerinin başta geldiğini unutmamıştı. En sonra Mustafa Ağaya sordu: Yusuf Paşa ve Muslu Çavuş Celâlî midir? Sultanım, Celâlî idiler, lâkin tövbe etmişlerdir ! Mahfiruz Sultan Murad Paşanın bu tövbeler hakkında Padişaha: Gönüllü değillerdir, korkudandır; fırsat gözetirler! Dediğini de öğrenmişti. Mustafa Ağaya bunu da söyledi; fakat kandıramadı. Kızlarağası, Murad Paşanın en kısa zamanda sadnazamhktan atılması hiç değilse İran üzerine gönderilmesi lüzumunda ısrar ediyordu ve bunu ayni zamanda Sunullah Efendi ile diğer Mustafalar ve Ekmekçizade namına da yapıyordu. Hatta Sadaret kaymakamı Hafız Ahmed Paşa da Kuyucunun gelntesi üzerine bütün kudretinin elden gitmesine üzülmüş; kızlarağasınm kafadarları arasma katılmıştı. Mahfiruz Sultan bir taraftan Kuyucu Murad Paşanın aleyhinde bu'unamıyor, son Celâlileri ortadan kaldırabümesi için ona fırsat vermek istiyordu. Diğer taraftan da kardeşini çok merak ediyordu. Bu sırada İmam Mustafa Efendi Çakır Alinin sağ ve sağlam olarak geldiğini bildirdi; genc kadm korkunc bir kâbustan uyanır gibi silkindi ve kararını verdi: Murad ''asayı şimdilik Padişah yanında kötüemiyecekti; lâkin Mustafa Ağa ile ar.adaşlannı gücendirmemek için de onarm tarafmı tutmuş görünecekti. Anadoudaki son Celâliler de ortadan kalktıktan =onra Murad Paşayı İstanbuldan savman'n kolaymı elbet bulacaktı; hatta o koca moruğun Çakır Ali için fena maksad güt">esini de yanına bırakmıyacaktı. Kardesinin hayatından korktuğu için imam Mustafa Efendiye sıkı sıkı tenbih etti: standardı için İktısad Vekâletince girisilmiş olan teşebbüs üzerine Ticaret Odasında bir toplantı yapan tuğla fabrikatorları ve harman sahibleri Ankaraya bir heyet göndermeye karar vermişlerdi. Bu heyet dün akşam Ankaraya hareket etmiştir . Hareketinden evvel kendisile g?rüşen bir muharririmize heyet reisi Şaban Özbalçık tuğla standardizasyonu ve yapılacak talebler hakkında şu malumatı vermiştir: « Seri bir imar hareketine sahne olan memleketimizde imar işinin başlıca unsuru olan tuğlanm standardize edilmesini b*z tuğlacılar sevincle karşıladık. Çünkü tuğla tiplerinde cidden bir keşmekeş vardır ve bıınun müşkülâtını tuğîayı alanlar kadar bizler de çekmekteyiz. Yaptığimiz toplantılarda bütün memleket için elverişli olabilecek bir tip tespit ettik. Bu slandard tuğlanın boyu 21, genişliği 10 ve derinliği 7 santim olacaktır. Yani bu suretle Türk tuğlasınm hacmi 1470 santimetre mikâbı bulunacaktır. Vakıâ bunun, meselâ Şişlideki harmanlar tarafından yapılması biraz güçtür, Ankaradaki harmanlar binz müşkülâta uğrarlar. Fakat toprağın elâstikiyet ve nescinin kaynaşma derecesine göre fazla veya az hararet, müddetin ataltılıp kısaltılmasile bu da temin olunur. Bir de Anadoluda yapılan kerpiçler vardır. Bunlar için nasıl bir karar verileceğini bilmiyoruz. Ankarada bu husustaki temennilerimizi Vekâlete bildireceğiz.» le memuru 25 330 İrfan Akyüz imzasile şu mektubu aldık: «Ben, Balkan, Harbı Umumî ve bilhassa Mücadelei Müliyeye iştirak etmiş, millet ve memlekete istihkan hayatla hizmet ederek birçok takdirname almış emekli sekizinci smıf askerî mua mele memuruyum. Mücadelei Milliyenin son günlerinde taarruz hazırlığı sırasında fevkalâde yorulduğumdan 551 numaralı kanun mucibince derece dahiline giren bir sakatlığa maruz kaldım. İstanbul Gülhane seririyatında yatırıldım, tedavi edildim. Hastalığımın kabili tedavi olmadığını ve daimî maluliyet olduğunu kabul ettiler, Malulen tekaüd edildimse de derece verilmedi. On beş sene 240 kuruş gibi kuru ekmek parası bile olmıyan cüz'î bir maaşla yaşadım. Beş defa ameliyat oldum. Müteaddid defa heyet ve mütehassıs muayeneleri yapıldı. En sonunda Millî Müdafaa Sıhhiye dairesi reisi General Mazlumun müdahalesile hakkım teslim edildi ve tekaüdlük tarihinden itibaren beşinci dereceden tekaüdlüğüm kabul olundu. Müdafaai Milliye Vekâleti Tekaüd şubesi, tahakkuk muamelesini yaptı. Evrakımı tesçil için Divanı Muhasebata gönderdi. Fakat dosya, iki üç itirazdan sonra reddedildi. İkinci daireye havale olundu. Orası da reddetti. Heyeti umumyieye müracaat ettik. Orası da red karan verdi. kasının devir ve teslimi için temaslara başlamıştır. Ankara Çiftlik bira fabrikası, bu ay sonundan evvel tamamile İnhisarlar idaresi tarafından tesellüm edilmiş olacakhr. 1 ağustos tarihinden itibaren yeni İnhisar birası satışa çıkanlacaktır. Çiftlik birası şişeleri üzerine, inhisar birası için hazırlahlan yeni etiketîer yapıştırılacakbr. Bira fiatlarmın indirilmesi için yapılan tetkikler Vekâletin tasvibine arzedilmiştir. Yeni fiahn 1 ağustos tarihinden itibaren tatbikı için Vekâletin karannı süratle vereceği ümid edilmektedir. Yeni bira fiahnm on beş, müdafaa vergisile beraber 16 kuruş olacağı anlaşılmaktadır. Bomonti fabrikası hakkında şimdilik verilmiş bir karar yoktur. ŞEHÎR İŞLERİ Yol vergisi nasıl tahsil edilecek? Belediye 1561 numaralı kanunun tadili için bir proje hazırlamaktadır. Bu projede yol vergisi için de beyanname usulü kabul edilecek, yol vergisile mü kellef olanlar beyanname vermeğe, iş ve ikametgâh adreslerini bildirmeğe mecbur tutulacaklardır. Hazırlanmakta olan projede kazanc, buhran ve muvazene vergilerinde olduğu gibi yol vergisinin de müesseseler tarafından kesilmesi için hükümler vardır. MÜTEFERRtK Doktor Celâl Muhtar Doktor Celâl Muhtar, halen berayi tedavi Pastör müessesesinde bulunmak tadır. Görüş hassasını hemen hemen tamamen kaybetmiş olan doktor, bu müessesede ölünciye kadar tedavi edileceği için bütün servetini Pastör müessesesine terkettiği söylenmektedir. Seferihi«ar kaymakamı Cevdet Vekâlet emrine alındı Seferihisar kaymakamı Cevdet Salih, görülen idarî lüzum üzerine Vekâ^et emrine alınmıştır. » , . h . ., , • • • ^ t \ Başdefterdar Baki Paşa Surîye: den gelmiş, bir milyon altın getirmiş!.. Şehirde dedikodu başladı: Canboladoğlunun mallarını hep yağma etti. Mücevherat ve o derece değerli elbiseler, Hind ve Mısır eşyası ne oldu? Canboladoğlu Ali Paşanın saraya alınmış oğullan Padişahın gözüne girmişlerdi; onlar da Baki Paşayı kötülemek için ne lâzımsa söylediler. Başdefterdarlığa göz koymuş olan Ekmekçizade bu fırsaü kaçırmadı. Hemen şeyhülislâma, kızlarağasına, hele Mahfiruz Sultana Baki Paşanın hırsız olduğunu ileri sürdü. Padişah bu sözlere o kadar kapıldı ki hemen emretti: Tiz Yedikuleye hapsolunsun! Ekmekçizadeyi başdefterdar ettim; Baki Paşayı teftiş eylesin! Bu emir hemen yapıldı. Birinci Ahmed ertesi gün vezirler huzura girdikleri zaman Murad Paşaya baktı; en küçük bir tereddüd manası sezilmiyen sert bir sesle: Baki Paşayı Yedikuleye gönderdim, Ahmed Paşa gene defterdar olsun, Bakiyi teftiş eylesün! Canboladoğlunun malını ne yaptı, görelim! Dedi. Murad Paşa bunu hoş görmemişti, fakat bir defterdar için burada, vezirlerin önünde Padişahla münakaşa etmeyi doğru bulmadı; birçok kimselerin onu çekemediklerini, sadnazamhktan attırmak için fırsat gözettiklerini biliyordu; bunun için hiç telâş etmeden ve hislerini sezdirmeden cevab verdi: Pek makul buyurulmuş! Bazı ıymetli mücevherat ve esvab saadetlu Padişahıma lâyık idi, onlaıı satmıyarak getirüp teslim eyledim; öteküerin hesabını kendisi versin! Ahmed Paşa hemen o gün Yedikueye gitmiş, nemli duvarların ortasında dostsuz ve desteksiz bir halde atılmış buunan Baki Paşayı sorguya çekmişti. Baü Paşa hiç de korkmuş değildi: Sefer içün harcadım. Elbet hesa Oğluna söyle, zinhar Murad Pa bı verilür! şaya yahud adamlarına görünmesm! Dedi. Koynundan çıkardığı birtakım Mustafa Efendi Murad Paşayı kötü kâğıdları ortaya attı. Bunlarda israf ve pmek icin Çakır Alinin son macerasmı çık yoktu. ja anlattı. (Arkası var) Murad Paşa Kayış Mehmed gibi bir Celâliyi gözgöre bırakmıştır. NaKurtarılan genc suh Paşadan alamaz mıydı? Çakır Ali Bursa San'at mektebi talebesinden 23 D haydudun sağ kalmasma bir türlü razı yaşında bir genc, Küçüksu plâjında yüo'amamış da ardmdan gitmek için sad zerken kuvveti kesilmiş ve çırpınmağa nazamdan ayrılmıştır. Bu bir suç değil başlamıştır. Genc, plâjdaki tahlisiye sandalile kurtanlmıştır. sevab olsa gerektir. Böyle bir... Beş tayyare ısmarlandı Devlet Havayollan, beş yolcu tayya resi ısmarlamıştır. Ismarlanan ÎDuğlas yolcu tayyareleri, 25 ilâ 50 yolcu taşıyabilecektir. Deniz kulübü idare heyeti Moda Deniz kulübü umumî heyeti, dün toplanmış, yeni idare heyetini seçmiştir. Kazalar Tophanede Cihanyandı kahvesi üs tünde bir odada yatıp kalkan Riza oğlu Adem, dün pazar gezmesini Floryada geçirmek istemiş, orada denize girmiş tir. Yüzerken, işaret bayraklanndan 25 metre ileriye açılmış, kuvveti kesilmiş, çabalanmağa başlamıştır. Etraftan yetişilinciye kadar da boğulmuştur. Cesedi çıkanlmış, hâdisenin kaza olduğu tespit edilerek gömülmesine müsaade olunmuştur. * Tarabya caddesinde 166 numaralı evde oturan Muammer kızı 70 yaşmda Kâmile, odasında uyurken, tavan bağdadisinin sıvalan kopmuş, bir yığın toz Bu yeni müessese ile toprak üzerine dökülmüş, sağ ayağile sol kolundan yaralnan Kâmilenin tedadevlet fabrikalarının visine başlanmıştır. iğ adedi 114652 i buldu * Şehremininde Ördekkasab mahal lesinde Rüştüpaşa sokağında 13 numa Beş yıllık sanayileşme plânınm tatbi ralı evde oturan 67 yaşında Adviye, evi katından olarak Sümenbark, Türkiye Zinin merdiveninden inerken düşmüş, ba rat ve Türkiye îş Bankalannın iştirakile şından ağırca yaralanmıştır. Adviye, kurulan büyük Malatya bez ve iplik hastaneye götürülmüştür. fabrikalarının inşa ve montaj işleri tama* Karagümrükte Hamsi sokağında 20 mile bitirilmiş ve fabrikalar 1 temmuzda numaralı evde oturan Mustafa kansı çalışmaya başlamıştır. Leylâ, gazocağma çaydanlık koymuş, Şark vilâyetlerinin ihtiyacırı karşıla bir aralık sarsıntı ile devrilen çaydan lıktaki kaynar su, bir buçuk yaşındaki mak maksadile kurulmuş olan bu fabrika çocuğu Altayın üzerine dökülmüştür. Bakırköy, Kayseri, Ereğli ve Nazilli fabMuhtelif yerlerinden haşlanan çocuk, rikalarından sonra plân mucibince tesisi ikmal edilen beşinci pamuklu kombinasını hastaneye yatınlmıştır. * Uzunyusufta oturan 11 yaşmda Şe leşkil etmektedir. Tamamen modern bir tarzda inşa edilref, bir arsadaki ceviz ağacma çıkmış, dal çatırdamış, çocuk yere yuvarlan miş ve en mütekâmil makinelerie teçhiz emıştır. Gureba hastanesinde tedavi gör dilmiş olan bu yeni fabrika 26,000 iğ ve mektedir. 430 teşgâha maliktir. Senede bir milyon * Küçükmustafapaşada oturan Ali, kiloyu mütecaviz pamuk istihlâk ederek havuzlarda, boş dökme kovanlarmı el dokuma ve iplik imalâtında bulunacaktır. arabasma koyarken, araya parmağı sıBu yeni fabrikanın faaliyete geçmesile kışmış, zedelenmiştir. Sümerbank elile işletilmekte olan devlet * Sarıyerde Piyasa caddesinde 61 mı fabrikalarının mecmu iğ adedi 114,652 marada oturan Artin kızı Aşkem, 312 yi bulmuştur. Memleketimizin 1938 seplâka numaralı tek atlı brikle Piyasa caddesinden geçerken, Büyükdere Kib nesi istatistiklerine nazaran umum iğ rit fabrikasında çalışan Bekir kaptana mevcudu 229,920 olduğuna göre devlet çarpmış, Bekir kaptan başından yara fabrikaları Türkiye pamuklu endüstrisinde çalışan iğ miktannın yarısma malik lanmıştır. * Harbiye Fatih hattına işliyen 2849 bulunmaktadır. Yapılmakta olan tevsi numaralı vatman Alinin sürdüğü 79 nu işlerinin ikmalinden sonra devlet fabrikamaralı tramvay, Ahmed oğlu Hüsnüye larının iğ mevcudu 132,652 yi bulmak çarpmış, Hüsnü sol elinden hafifçe ya suretile memleket mevcudunun % 58 ine Bunun üzerine Meclisi Âliye, Divanı Muhasebatm kararında isabetsizlik olduğundan bahisle müracaatte bulundum. Aynca, Askerî Temyiz mahkemesine başvurdum. Hak kazandım. Evrakım Müdafaai Milliye Vekâletine havale edildi. Mezkur ve yüksek makam da tasvib ederek tekrar tahakkuk muamelesi yapıldı. Tesçili için evrakım Divanı Muhasebata gönderildi. Fakat mezkur makam, tesçil edeceği yerde, Yüksek Meclisten 7/7/939 da mahkeme karanna tearuz teşkil eden kendi heyeti umumiye karannı formalite itibarile tasdik ettirmek suretite karar istihsal etti. ' " ^ • '• • Halbuki evrakınl Divana daha evönderilmiftl. • Divanı Muhasebatm bu noktada ihmaline kurban ediliyorum. Bu şekil 17 senedenberi devam eden mağduriyetimin gene temadisine sebeb olmaktadır. Askerî Mahkemei Temyizin kararı, Meclisi Alinin kararından ekdem ve kanuna göre, lâzimülinfazdır. Divanı Muhasebatm bu şekilde hareketi, 17 senelik hakkın tecellisine mâni olmuştur. Bu vaziyet karşısında, hakkımı nereden arayayım?> CUMHURİYET Bu zat. ya maluldür, yahud da değildir. Malul ise, formalite yüzünden hakkını teslim etmemekte ve istihkakını ödememekte mana yoktur. Esasen kanunî mevzuat, bir hakkın 17 sene gibi uzun bir müddet zarfmda sürüncemede bırakılmasma da mânidir. Alâkadarlann tashihi karar suretile bu vatandaşı sevindirmelerini bekleriz. Adliye Vekâleti, beş hâkimi Fransaya gönderecektir. Gidecek olanlar, vazifelerinde gösterdikleri gayretle tanmmış genc Adliyeciler arasmdan seçilmiştir. Bunlar, Ankara sulh hâkimlerinden Lutfi Doğrutürk, Başmüddeiumumî muavinlerinden Mehmed Ali, Zat İşleri başmuavini Murad Çumralı, Balıkesir Müddeiumumî muavini Necmeddin Yeşil ve Ankara hâkimlerinden Hamdidir. Genc Adliyecilerimiz, ay başmda Fransaya gideceklerdir. ADLİYEDE Fransaya gidecek Adliyecilerimiz Denizbankın FındıkİMİaki Satie binasl Hiedeiösindfe, :Müddeiumumilik tahkikar tm tevsiini istemiş, bunun üzerine dördüncü sorgu hâkimliği bir şahidle dava edilenlerden bixini tekrar dinlemişti. Şimdiki halde iş bu safhadadır. Sorgu hâkimliğinin bugün de bazı ifadeler alması muhtemel görülüyor. Diğer taraftan bazı yerlerden yeniden istilâmlarda bulunulduğu ve sorulan cihetlere cevab beklenildiği, tahmin ediliyor. Bu itibarla, tahkikatın tevsii safhasınm daha bir kaç gün süreceği ve hafta sonuna doğru arkası almabileceği sanılmaktadır. Ancak istenilen cevablar süratle verilirse, bu safhanın daha evvel bitmesi de ihtimal haricinde değildir. Satie meselesi tahkikatı bir ^ Ikatffciiıidaha rfüreeek Hayli sakin gün! İstanbul Adliyesinde meşhud suç vaziyeti, dün hayli sakin geçmiştir. İstanbul asliye ikinci ceza ile Sultanahmed birinci sulh ceza, pazar nöbetçileri idi. Bun r lardan sulh cezaya sarhoşlukla gürültü patırtı çıkarmak mevzulu iki dava gelmiştir. Taşkasabda arabacı Salim, arkadaşı küfeci Sabri ile beraber rakı içerken kavga ederek dövüşmüşler, Adliyeye getirilmişler, rnuhakemede ikisi de banştıklanm söylemişler, sarhoşlukla gürültü patırtı çıkarmaktan dört buçuk lira para cezası ödemelerine karar verilmiştir. Dövüşmekten karşılıklı davalan, vazgeçmeleri üzerine düşmüştür. Bun dan sonra Çemberlitaşta, bir gazoz fabrikasında çalışan Şevket de, rakı içerek sokakta gürültü patırdı çıkarmaktan muhakeme edilerek, dört lira para cezası ödemesine hükmedilmiştir. Muharrem Feyzi TOGAY Malatya fabrikası Fatih Halkevinin güzel bir teşebbüsü Fatih Halkevi ar şubesi, yurdun diğer yerlerindeki kardeş Halkevlerile bir san'at yakınlığı ve bir kültür tamşıklığı yapmak maksadile ar şubesi üyelerin den keman san'atkân Ekrem Zeki Üngörle eşi piyanist Verdâ Üngörü bir Anadolu turnesine çıkarmıştır. San'atkârlar, Bandırma, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydm, Afyon, Konya, îskenderun, Adana, Kayseri, Sıvas, Samsundaki Halkevlerinde (Paganini), (Çaykovski), (Wieniavsky), (Brahms), (Bach) gibi beynelmilel dâhi san'atkârlann eserlerinden mürekkeb birer konser vereceklerdir. Gazetecilere verilen tenzilâthbiletler Gazetecilere mahsus ve muayyen is tasyonlarda satılan yüzde altmış tenzi îzmirde ekmek meselesi lâth halk biletleri, bundan böyle bütün halledildi istasyonlarda satılabilecektir. Devlet îzmir, (Hususî) Şehrimizdeki ekDemiryollan idaresi bu hususta alâka mek derdi, nihayet ortadan kalkmak ve darlara tebligat yapmıştır. Samsun (Hususî) Samsunda bir polis komiserinin ölümü ve dört kişinin yaralanmasile neticelenen feci bir vak'a olmuştur. Caddedeki kalabalıktan ürkerek sahibinin elinden kurtulan azgm bir manda, etrafa saldırarak kaçmağa başlamış ve bu sırada önüne çıkan dört kişiyi yaralamıştır. Polislerin attığı kurşunlarla yaralanan manda, büsbütün azmış ve bu esnada karşısına çıkan polis komiseri Ahmede hücum ederek şiddetle çarpmıştır. Ağır surette yaralanan zavallı komiser, biraz sonra kaldınldığı hastanede ölmüştür. Azgm hayvan, biraz sonra öldürülmüştür. Feci vak'a şehirde büyük bir teessür uyandırmıştır. Samsunda feci bir vak'a halk da bugün imal edilmekte bulunan ekmeklerden kurtulmak üzeredir. Toprak Ofisin ihtiyac nispetinde İzmir piyasasına sert ve yumuşak bugday çıkanp satması için emir çıkmıştır. Yeni majısul gelinceye kadar bu suretle ihtiyac karşılanacaktır. Maamafih yeni buğday ve arpa nın yakmda piyasaya gelmesi de beklenmektedir. C u m h u r i y et Nüshası 5 kurnstur Haric Türkiye icin icin Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. 750 » 1450 > Altı avlık 800 » 400 . Üc aylık Abone şeraiti ralânmıştır. çıkacaktır. Bix aylık 15ü • Stoktur