9 Temmuz 1939 CUMULKİYEl' 3 Hâdiseler arasında Sinsi tekâmül DUŞUNCELER Ankara Hava Garı Devlet Havayollarınm yeni istasyonu dün büyük merasimle açıldı Ankara 8 (Telefonla) Devlet Havayollarınm yeni Ankara meydam bugün saat 15 te merasimle açıldı. Mükemmel olduğu kadar da çok zarif bir şekilde inşa. edilmiş olan yeni istasyon binasınm kapısındaki kordelâ Meclis Reisi Abdülhalik Renda tarafından kesiidi. Davetliler, istasyonun geniş salonuna girdiler. Başvekil Refik Saydam, Hariciye, Dahiliye, Gümrük ve İnhisarlar ve Münakalât Vekilleri, Parti Genel Sekreteri, Müstakil Grup Vekili Ali Rana Tarhan, aralarında Cevdet Kerim İncedayı, Rasih Kaplan, Nakiye, Şehime Yunus, Fuad Sirmen, Abdülhak Fırat, Bekir Kaleli olmak üzere birçok meb'uslar, Münakalât Vekâleti erkânı merasimde hazır bulunuyordu. Devlet Havayollan Umum müdürü Ferruh bir nutuk söyliyerek 1933 te teşekkül eden müessesenin bugüne kadar geçirdiği tekâmül safhalarını anlattı; sözleri sırasında, halkm hava yolculuğuna gösterdiği rağbet ve alâkayı sevincle kaydetti ve Havayollarınm ayni zamanda bir emniyet yolu olduğunu, tesisatındaki rasaneti, malzemedeki yeniliği, elemanlardaki liyakati kaydederek ifade etti. Bundan sonra Muhterem Münakalât Vekilimiz Ali Çetinkaya, Münakalât Vekâletinin esas vazifelerinden olan Havayollarınm memleketin inkişafma uygun ve beynelmilel terakki ile hemahenk olarak yürümesi zaruretinden bahsetti. Beyanatına devamla: « Hükumet, bu esası takdir ederek Havayolları işini lâyık olduğu ehemmiyetle ele almış ve icab eden tahsisatı diriğ etmemiştir. Şimdi göreceğiniz tesisat ve tayyarelerden başka yeniden birkaç tayyare daha almak ve münakasaya koymak mevkiinde bulunuyoruz.» Ali Çetinkaya, bu tesisatla müessesenin, memleketi, gerek Balkanlara, geerk şarka havayollarile bağlıyacak vaziyete gelmekte olduğunu kaydederek bütün cihanda hava münakalâtına son senelerde verilen büyük ehemmiyeti anlattı. Bu arada dedi ki: « Bilhassa îngilizler, bütün imparatorluklarile olan münasebetlerini deniz ve kara yollan kadar havayollarile de temin etmek hususunda hemen hemen bütün milletlere takaddüm etmişlerdir, denilebilir. «împaratorluk Havayollan^ adile teşkil edilen kumpanya, ilk seferlerini yaptığı sırada 63 bin kişi nakîetmiş, ertesi sene bu miktar 300 bine, bir sene sonra 400 bine çıkmıştır. îlk seferler Londra ile Kahire ve Kap arasında iken daha sonraları Suriye, Bağdad ve nihayet Hindistan muvasalası temin olunmuf, her sene genişliyen bu seferlerle şimdi imparatorluğun her tarafına muntazam postalar kurulmuştur.» Ali Çetinkaya, Fransa, Hollanda ve Almanyanın bu sahadaki faaliyetlerinden de bahsettikten sonra bütün bu izahatı şu ehemmiyetli noktaya bağladı: « Büyük devletlerin hepsinde havayollan üzerinde gittikçe artan bir faaliyet görülüyor. Bulunduğumuz vaziyet böyie beynelmilel bir mücadelenin ortasındadır.» Münakalât ve Muhaberat Vekilimiz, şarkla garbm muvasalasını temin eden havayollarınm topraklanmız üstünden geçtiğini kayıdla Türkiye Cumhuriyetinin gerek siyasî, gerek iktısadî bakımdan memleketin havayolları üzerindeki ehemmiyetli mevkiile mütenasib bir faaliyet sarfına mecbur olduğunu tebarüz ettirdi ve beyanatına şöyle devam etti: « Bu teşebbüsümüzle Bağdad, Tahran, hatta Kâbile kadar seferler yapmak imkânını bulacağımızdan eminiz. Yeni sipariş edilecek tayyareler bu seferlere daha elverişli ve daha kuvvetli motörlü tiplerden olacaktır.» Ali Çetinkaya beyanatmı şöyle bitirdi: « Bugün lutfen teşrif ederek tetkik ettiğiniz müessese işte böylece istikbali açık ve geniş bir münakalenin mebdeinde bulunuyor. Bu bahtiyarlıkla Sayıa Meclis Reisine, Başvekile ve diğer arkadaşlara ve Muhterem davetlilere şükranlanmı arzederim.» Merasimden sonra davetliler, Dsvîet Havayollarınm tayyarelerile Ankara üzerinde cevelânlar yaptılar. Gazeteci''îr de hususî bir tayyare ile bir saat kadar uçuş yaotılar. Amerikada bir ihtilâf Âyan azasından 34 kişi, bitaraflık kanununun değiştirilmesini protesto eden bir beyanname hazırladı Vaşington, 8 (a.a.) Ayandan 34 kişi halihazırdaki bitaraflık kanununun değiştirilmesine şiddetle muhalefet edeceklerini bildiren bir beyanname imzalamışlardır. Bu beyannamede bilhassa şöyle denilmektedir: «Harb halinde bulunan milletlere silâh, cephane ve harb malzemesi satılmasını ve ihrac edilmesini meneden şimdiki bitaraflık kanununun ilgasına veya tadiline şiddetle muarızız. îcra hakkmı veren her tiirlü geniş salâhiyetin aleyhindeyiz. Silâhh bir ihtilâf çıktığı takdirde memleketimizin hakikî bir bitaraflık muhafaza ettnesinde menfaati olduğuna inanıyoruz. Elimizde bulunan bütün namuskârane ve meşru vasıtaları kullanarak hattı hareketimizde ısrar etmeğe azmettik.» Bu beyannameyi imza edenler arasmda bilhassa cumhuriyetçilerden Borah, Johnson, Nye, Vandenberg, Danaher, demokratlardan Clark, Bone, çiftçi ve işçi partisinden Shipstea buîunmaktadır. 2 Para darbedilmesi için 500 milyon ons gümüş alıkonacaktır. 3 Amerika endüstrisinin gümüşmaden istihlâkini kolaylaftırmak için 250 bin dolar ayrılacaktır. 4 Ecnebi gümüş ithalâtına ambargo konacaktır. Talî komite, Hariciye Nazırı Hull'ün gelecek hafta komiteye gelerek ecnebi memleketlerden gümüş mübayaası hakkında nezaretin noktai nazarını bildirmesini istemiştir. Hull, bu daveti kabul edip etmediğini henüz bildirmemiştir. Yeni gümüş fiatt Vaşington, 8 (a.a.) Hazine, dünkü ecnebi gümüşü alım fiatını ons başına 36,75 cents olarak tespit etmiştir. İtalyan mallarmdan fazla resitn alınacak Vaşington, 8 (a.a.) İtalyan ipek mensucatının tâbi tutulduğu munzam tarifeler hakkında beyanatta bulunan Hull, bu tedbirin siyasî mahiyette olmadığını, çünkü Amerikan maliyesini bu kararı ittihaz etmeğe sevkeden kanun çoktanberi mer'i olduğu için mezkur tarifelerin bu kanuna tevfikan tatbik edilmekte olduğunu söylemiştir. Siyasî mahfillerde söylendiğine göre bu beyanatile Nazır îtalyan matbuatının bazı makalelerine cevab vermiş ve bitaraflık kanunu müzakerelerinin arifesinde hükumetin haricî siyasetine karşı beliren muhalefeti teskin etmiş olmaktadır. Gümüş mübayaası ihtilâf hakkındaki Vaşington, 8 (a.a.) Ayan meclisinin talî maliye komitesi Adams'ın riyasetinde toplanarak ecnebi memleketlerinden yapılan gümüş mübayaalarının durdurulması hakkında Tovnsend tarafından yapılan teklifi tetkik etmiştir. Bu hususta bir karar verilmediği için gelecek hafta bir toplantı daha yapılacaktır. Sonkânun 939 da tevdi edilmiş olan Tovnsend projesinde derpiş edilen noktalar şunlardır: 1 Maliye Nazırı, hazinede bulunan bir milyar 700 milyon ons'u tecavüz eden gümüş stokunu Amerika hükumeti için kârh addedilecek bir fiata satabilecektir. Amerikaya nakledilen paralar Nevyork, 8 (a.a.) «Federal Reserve Bank» 7 temmuzda Amerikada bilhassa Japonya, Kanada ve İngiltereden takriben 11 milyon altın dolar geldiğini bildirmektedir. IMIIlrHtlllllMlııtm. ....... ünyenin dışında hiçbir ız vermiyen gizli hastalıklar gibi dünya hâdiselerinin de sinsi bir tekâmülü var. Bazan şurada bir yara açılıyor, adını «Cibuti» veya «Tunus» koyuyorlar, tedavisine muvaffakiyetle koşuyorlar; o yara kapanıyor, fakat dünyanm cildi üstünde başka yaralar açılıyor. Bu sefer onların adı «Danzig» ve «Tiençin» dir. Birinin üstüne tentürdiyotu basmanızla ötekinin ufunetten kıpkırmızı kesilmesi bir oluyor. Hiç bir yara görülmediği zaman hastanm nöbeti yükselmiştir. Daha vahim ihtilâtlardan korkuluyor. ÇekoSlovak yarasının Alman yakısile kapatılması Avrupayı kurtarmadı, hararetinin derecesini yükseltti. Harb, ümidsiz bir hastaya son tecrübe nev'inden yapılan öldürücü bir ameliyat olacak. Bunu herkes biliyor. Zaruret insan iradesini aşmadıkça, yani insanm iradesi elden gitmedikçe, kollektif bir intih?r vak'asına da benziyen umumî bir harbe ihtimal verilemez. Hastanın bünyesini kurtarmak lâzım. Fakat burada, türlü ideolojilerin koyduklan teşhis ve tavsiye ettikleri tedavi birbirine taban tabana zıd. Sosyal kalkınmayı her biri başka türlü anlıyor. Konferans, müşterek emniyet sistemi, Milletler Cemiyeti, artık palyatif tesirlerini bile kaybettiler. Tekrarlıyalım: Bünye. Hastalık orada. Ve bütün bu v ^ V ? ' " ' ^ âciz kalan ledavinin bir t*h v8H'T~»nsı vardır: Tabiat. Müc»*Me, intîb:»V ve ıstıfa ameliyesini gizlice yapar, hastayı kurtarır veya yere vurur. Ben daima nikbinim. Ana tabiat, en mükemmel çocueu insandan şefkatini esirgemiyecektir. Fiziyokratlar ve memurlar Yazan: AL1 KÂM1 AKYÜZ Hâlâ münevver tabaka içinde bile yalnız çiftçiyi müstahsil sayıp onun dışında kalanları, tüccarları, san'at sahiblerini ve bilhassa memurları müstahsil sınıfından saymıyanlar az değıldir. Bunlann fikrince servetin asıl kaynağı topraktır. Ne çıkarsa topraktan çıkar. Arzın mevcud olan servetine yeni servetler katan yalnız top rakçılar, yani ziraatçilerdir. San'atçılar mevcud olan servetin şeklini, tüccarlar da yerıni değiştirir. Maya gene eski maya dir. Ne varsa odur. Hele memurlar \e serbest mesleklere mensub olanlar müstahsil olmaktan uzak birer parazıt ve müstehliktirler. Bu düşünceyi bir meslek, bir mekteb tesis edercesine ilk ortaya atan, Fransız ekonomistlerinden Fransuva Kene (1694 1774) dir. İlim tarihinde Kene'nin müridlerine «fiziyokratlar» adı verilmiştir. Daha sonra yetişen ekonomistler başta reisleri olmak üzere, fiziyokratların düştükleri yanlış yolu aydınlattılar. Meseleyi şu şekilde düşünelim: Servetin derecesini, mübadelesi mümkün, kıymetınin derecesile ölçmek icab eder. Elbette bir çuval buğdayın, bir çuval un kadar kıymeti ve bir çuval unun, undan çıkacak ekmek derecesinde değeri yoktur. Mevcud kıymetlere yeni kıymetler ilâve etmek yeniden servet istihsal etmek değilse nedir? San'atın yarattığı harikalar iptidaî maddelerin kıymetini birkaç yüz bin misline çıkarıyor. Meselâ pek az değeri olan bir kilo demirden yapılacak minimini saat zembereklerinin kıymeti bir kilo demirin kıymetinden birkaç yüz bin kere fazladır. Bu fazlalık neden ileri geliyor? Ve bu fazla kıymetten kimler pay alıyor? Tabiî olarak hemen hatıra bir fabrika, fabrikada çalışan emele, fabrikanın sahibi ,koyduğu sabit ve mütedavil sermayeler, binalar, makineler bunların amortismanı, sermayenin faizi vergileri, sigorta bedelleri hep hisse alacaklardır. «Hisse alacaklardır» demek servetin istihsalinde amil olmuşlar veya bakasını temine yarıyorl&r demektir. Bunlann hakkı nasıl inkâr olunur? Bu netice karşısında tabiatten aldığımız bir kilo ham demiri bir servet saymasak büyük bir haksızlık etmiş olmayız. İktısadcıların babası telâkki edilen meşhur Adam Smit «senetin asıl kaynağı çalışmadır» demiş fakat o da yanılmıştır. Tabiatin, tabiat kuvvetlerinin yardımı olmasa yalnız çahşmanm verimi, nekadar az olurdu! Smit bununla da kalmamış, iktı sad ilminin mevzuuna girecek serveti maddenın madde olmak haysıyetıle iktisab edeceği kıymetle ölçmek hatasma da düşmüş ve bunun haricinde kalan amilleri ilmin çerçevesı dışında bırakmıştır. Tasnifin en makulü Stuart Mill'inkidir. Bu tanınmış ekonomistin dediğine göre sâyin vücude getirdiği faydalar üçe ayrılır: 1 İnsanların islerine varavacak maddelere sâyin izafe ettiği maddî kıymetler. 2 İnsanların maddî olmıyan kıymetleri: Bu halde sây, insanları bizzat kendilerine ve başkalarına faydalı olacak şekilde yetiştirmeğe yarar. Terbiye, ahlâk, sıhhat işlerile meşgul olanların; ilmî, sınaî bilgi verenlerin, hasılı insanların vücud, ahlâk ve fikir bakımmdan yüksel mesıne yarıyanların çalışmaları bu sinıfa dahildir. 3 Ne bir madde üzerinde, ne de insanlar.n şahsında temerküz etmek sizin azçok bir müddet için işe yarıyan ve kendinden sonra, devamlı bir iz bırakmı yan kıymetler: Bir aktörün, bir müzisyenin kıymeti gibi. Bundan gaye o ana mahsus bir haz vücude getirmektir. Bunlar doğrudan doğruya kıymet vücude getiren sâylerdir. Doğrudan doğruya olmayıp, fakat bunlann varlıklarını temine yarıyan çalısmaların da kıymeti ötekilerden aşağı değildir. Meselâ emniyet ve asayişi temin eden hükumet memurları olmasa ötekilerin kıym;ti sıfıra düşer. Hükumet memurlarımn b?p'inin böyle bir hıkmeti vücudü vardır. Onlar doğrudan doğruya müstahsil değildirler, fakat umumî istihsalâtın devamı onların sâyine bağlıdır. Haz ve neşe yaratan veya ruhlarımızda heyecanlar doğuran artistlerin temin ettikleri fayda da inkâr olunamaz. Ruhun bunlara ihtiyacı o kadar sabittir ki bazan onlann bir saatte kazandıklannı bir çiftçi ailesi kırk yılda kazanamaz. Çiftçilerin mesaisini takdir ve tebcil etmemek yediğimiz ekmeğe karşı nevuma küfrandır. Fakat eski fiziyokratlar gibi istihsali yalnız toprağa hasredip bunun haricinde kalanları, bilhassa zavallı memurları parazit saymak da bilgisizlik ve insafsızlıktır. Barem kanunile maddî hakları temin olunan o memurların manevî hakların: korumak da borcumuzdur. Onlann içinde tam bir istirahat ve tedaviye muhtac oldukları halde vazifelerine devam edenler az değildir. Bana bu satırlan yazdıran, tesadüfün karşıma çıkardığı, feci bir sahnedir: Fatih tahsil memurluğu önünden geçiyordum. Kapının iç tarafına birikmiş kalabalık arasında kıymetli doktorlarımızdan dostum Ali Mazhan da görüp sordum: Bir memur, dedi, bayılmış, ona bakıyorum.. Başımı çevirip odaya baktım. Döşeme tahtası üzerine uzatılmış bir genc yatıyordu: Derisi kemiğine yapışmış, elmacıkkemikleri fırlamış, yüzü toprak rengi almış, bir canlı cenaze, hatta sadece bir cenaze idi. Doktorun yüzüne baktım. îzah etti: Zaten Tüberkülozdur. Ne zamandanberi kendisine söylüyordum. Sen çalışamazsın, git evinde rahat et! diyordum... Fazlasını dinlemeğe tahammülüm yoktu. Kaçtım. PEYAMI SAFA Japon tayyareleri Mareşal Çakmak 27 tayyare Chungking Izmirden Aydına mütelimanını bombaladı veccihen hareket etti Adliye Vekili İstanbulda Chungking, 8 (a.a.) Chungking'i İzmir, 8 (a.a.) Genel Kurmay Baştetkikat yapacak bombardıman eden 27 Japon tayyaresı kanı Mareşal Çakmak, bu sabah saat 8 nin birinden düşen bir bomba «Falcon» ismindeki İngiliz topçekerinin 30 metre kadar ilerisine düşerek gemiyi sarsmıştır. «Falcon» infilâkın şiddetinden nehrin sığ yerlerine doğru sürüklenmiştir. Nehirden yükselen su sütunları geminin güvertesine düşmüştür. Bombanın gemide husule getirdiği maddî hasar hafiftir. de Alsancak istasyonundan hususî bir otokarla Aydın istikamehne hareket etmişlir. Orgeneral Altay, Orgeneral Çahşlar, Korgeneral Muğlalı, Genel Kurmay men subları, Mareşalin beraberinde hareket etmislerdir. Mareşal Çakmak, istasycnda Vali, müstahkem komutanı, Belediye reisi, vilâyet, komutanlık, ibelediye, parti ve diğer teşekküller erkânı, matbuat mümessilleri ve bir çok zevat tarafından ihtiramla uğurlanmışlardır. Başında bandosu olduğu halde bir askerî kıt'a ve bir polis müfrezesi selâm resmini ifa etmiştir. Orduevinden istasyona kadar bütün caddeler ve istasyon civarını dolduran büyük bir halk kalabalığı sayın Mareşali hararetle alkışlamış ve heyecanlı tezahuratta bulunmuştur. Fethi Okyar Londradan döndü Japonynaın itizarı Ottawa, 8 (a.a.) Japonya tarafından Kanadaya gönderilen bir notada Çangteh heyetinin bombardımana maruz kalması ve Kanadalı misyonerlerin ölümü dolayısile özür dilemekte ve mermilerin isabet ettiği paviyonların üzerindeki İngiliz bayraklarının seçilmesine mani olan sis dolayısile tayyarecilerin yanhş bir harektte bulundukları izah edilmektedir. Ali Kâmİ AKYÜZ Danzig şehri dün gece nümayişlere sahne oldu [Baştarafı 1 inci sahifede] rafından dün neşredilen beyannameye bir cevab teşkil ettiği ileri sürülmektedir. Varşovadan alınan haberler ise, nümayişlerde Alman parmağı olduğu ve nümayişçilerin ekseriyetle âhiren Almanyadan gelen sivil nazilerden mürekkeb olduğunu bildirmektedirler. Fakat buna mukabil Polonyalı ekalliyetin millî şahsiyetıne de hürmet edilmelidir. Bu beyanatın üçüncü noktası, kasden kapalı yazılmıştır. Varşovada tebarüz ettirildiğine göre, Danzig'deki menfaatleri üzerindeki tehdidlerin Polonyayı harekete getirebilecek bir mahiyet aldığı dakikayı tespit etmek yalnız Polonyanın hakFransız gazetelerine göre Paris, 8 (a.a.) Danzig meseîssi kıdır ve Polonya hükumeti, bu plânı kathakkındaki tefsirlerde bulunan Exelsior iyyen daha evvelden ifşa emelinde değildir.» diyor ki: Bayan ŞanKayÇek'in müracaati Londra 8 (Hususî) Suriyedeki Fran sız fevkalâde komiseri bugün Suriye kanunu esasisini feshetmiştir. Bundan sonra, Suriye, fevkalâde komiserin emirnamelerile idare edilecektir. Suriye meclisi önümüzdeki hafta or « Hukuku beşerin bu suretle tecatasında toplanarak dün istifa eden Cumvüzlere maruz kalması uzun raüddet dehur Reisinin yerine yenisini intihab evam edemez.» decektir. Laguardia, «başka memleketlerin topAmiral Byrd cenub kutbuna raklarını zapteden diktatörleri» tenkid etgidiyor tikten sonra Çin General konsolosuna hiVaşington 8 (a.a.) Amerika Birleşik tab ederek, şunları söylemiştir: devletleri reisi Ruzvelt, bugün büyük « Memleketinizin vaziyetini ve vata kutub kâşifi Amiral Byrd'in cenub kutnınızın müdafaası için sarfettiğiniz kahra buna yapacağı seferin plânlanm tasvib manca gayretleri tamamile anlıyoruz.» etmiştir. Laguardia, Nevyork halkını Japonlara Amiral Byrd, gazetecilerle konuşur karşı yaprığı muharebede Çine yardım ken, sefere teşrinievvelin 15 ine doŞru etmeğe davet etmiştir. cıkacağını ve bu seneki seferin esas heYunan millî bankası müdürü definin, evvelki seferler esnasında Amerikalılarm keşfettiği arazileri Amerika değişti Birleşik devletleri hükumeti adına te Atina 8 (a.a.) Nazırlar meclisi is mellük etmek olduğunu bildirmıstir. tifa eden Tsuderos'un yerine millî banAmerikada sıcaklardan 20 ka genel direktörlüğüne sabık genel dikişi öldü rektör Drosopulos'un getirilmesi hak Nevyork 8 (a.a.) Sıcak dalgaları nekında banka meclisi tarafından yapılan ticesinde Birleşik devletlerde ve Kanateklifi tasvib etmiştir. danm şark eyaletlerinde geçen cuma Kral Zogo, Varşovada günü giineş çarpmasında 20 kişi ölmüşVarşova 8 (a.a.) Arnavudluk Kralı, tür. dün akşam Varşovaya gelmiştir. Kral. Mancu Sovyet hududurıda burada iki, üç gün kaldıktan sonra Gdyşiddetli çarpısmalar nia'ya gidecektir. Londra 8 (Hususî) BLr Japon teb Slovak hükumetinin bir Iiğine göre, Mançu Sovyet hududunda kararı bugün yeniden şiddetli muharebeler ceBratislava 8 (a.a.) Salâhiyetli Slo reyan etmiştir. Muharebeye tankîar ve vak mehafillerinde söylendiğine gbre, tayyareler de iştirak eylemiş ve JaponSlo^ak hükumeti, Slovakyayı ne filen. lar bazı mühim noktalan işgal etmis ne de hukukan tanımamıs olan memle lerdir. ke'lerin konsolosluklanndan memleket Diğer taraftan, Sovyetlerin de Siberharici imtiyazını nezetmek niyctinde varlqn küllivetli rr'Vtarda takvive kuv dir. vetleri celbettikleri haber verilmektedir. Nevyork 8 ( a . a . ) ÇangKayŞek'in refikası tarafından Çin harbinin öksüzleri menfaatine toplanan ianeye bir yardım olmak üzere tertib edilen Pekin'in hazineleri sergisini ziyaret eden Nevyork Beiediye reisi Laguardia, bir hitabe irad ederek demiştir ki: Suriye kanunu esasisi feshedildi Fethi Okyar Bir müddettenberi Ingilterede bulunan Adliye Vekilimiz Fethi Okyar, dün sabah ekspresle şehrimize gelmiştir. Fethi Okyar Sirkeci garmda başta Vali Lutfi Kırdar ve Müddeiumumî Hikmet Onad olmak üzere İstanbul Adliyesi erkânı, Tapu ve Kadastro erkânı, dostları ve matbuat mümessilleri tarafından karşılanmıştır. Adliye Vekili garda Müddeiumumi den bazı hususlar hakkında izahat aldıktan sonra otomobılle Köprüye gelmiş ve oradan Büyükadadaki evine geçmiştir. Fethi Okyar dün kendisile görüşen bir muharririmize seyahati ve İstanbulda yapacağı tetkikler hakkında şu malumatı vermiştir: « Biliyorsunuz ki İngiltereye İskoç üniversitelerinin en eskisi ve İngiliz üni versitelerinin en büyüklerinden biri olan Saint Andreus Universitesinin bana kaışı bir cemile ve Türkiyeye gösterilen bir sempati eseri olarak tevcih etmiş olduğu fahrî hukuk doktorluğu münasebetile yapılacak merasim dolayısile gitmiştim. Tamamile hususî mahivette olan bu seyahali maksad dahilinde ikmal ettim. Saint Andreus Universitesinde bu münasebetle yap:lan merasimde Türkiye için fevkalâde teveccühkârane sözler söylendi. Bu münasebetle ve her vesile ile cok e=ki olan ve son anlaşma ile bir kat daha resanet kesbetmiş bulunan Türk İngiliz dostluğu etrafında samimî tezahürata şahid oldum. Dönüste evvelce vazifeten bulundu ğum Londra ve Parise de uğradım. Ankaraya salıdan sonra dönecesim. Bura dan gitmeden evvel Adlive Vekilliği mak&mını is°;aldon sona yakından temas f;rsatını bulamadiğım İstarbul AdliveM'lnı vare* p^o=x;n, Pnn^an sonra Anka raya gideceğim.» Çemberlayn'in yarınki nutku «Totaliterlerin bütün propaganda gayLondra, 8 (a.a.) Söylendiğine göretleri, dünyayı Danzig'in bir harbe değre, Çemberlayn, Danzig meselesi hakkınmediğini iknaa çalışmaktadır. Fakat Danzig'in bir harbe değmediği maalesef doğ da pazartesi günü Avatn Kamarasında ya ru değildir. Zira Avrupa için, birbirini pacağı beyanat esnasında Almanya taratakib eden tecavüzler politikası karşısm fından geçen hafta Polonyaya yapılan da bir kere daha boyun eğmesi imkânsız teklifleri hatırlatacak ve Polonyanın bu teklifleri niçin kabul etmediğini izah ededır» Oeuvre gazetesinde Bayan Tabouis cektir. Muayeneye çağrılan Almanlar diyor ki: Berlin, 8 (a.a.) 1918, 1919 ve «Vaziyette en tehlikeli nokta, Alman1920 doğumlulardan ve 1914 ile 1917 yanm bir harbi göze almadan Danzig i işgal edebileceğine kani bulunmasıd'r. seneleri arasında doğup da tecil edılenHalbuki bütün hükumet merkezlerinde e lerdenmaada 1906, 1907, 1910 ve 1913 min bir surette bilinen cihet, Polonyahla te doğmuş olup da henüz sıhhî muayerın Danzig statüsünde değişiklikleri kat neden geçmiyenler 7 temmuzdan 9 eyluiyyen kabul etmiyeceği ve buna silâhîa le kadar sıhhî muayene heyetlerine müra caat etmeğe ilânlar vasıtasile davet edilmukabelede bulunacağıdır.» mektedirler. Figaro diyor ki: Röyter muhabirinin Danzig'te «Esasen, resmî Polonya mahfilleri, gördükleri dün bir kere daha Polonyanın Danzıg Londra, 8 (Hususî) Röyter ajanmeselesi karşısındaki hattı hareketini tasJean Tannery öldü sının Danzig muhabiri bugün Almaniar rih etmışlerdır. Paris 8 (a.a.) 1935 senesinde Frantarafından tahkim edilen mıntakayı ziyaPolonyanın noktai nazanna göre, 1 Danzig, Alman hududlarının ha ret etmiştir. Almanlar, tahkimatı tekzib sız bankasının müdürlüğünü ifa etmiş oederek bir çocuk kampı vücude getirdik lan tanınmış maliyecilerden Jean Tanricinde birlik olarak kalmahdır. nery vefat etmiştir. 2 Danzig, Polonya gümrük şebeke lerini iddia ediyorlardı. Halbuki muhabir, askerî muhafaza altında muazzam si dahilinde bulunmalidır. 3 Polonyanın Danzig üzerindeki tahkimatla karşılşmış ve tanklar, tayyahakları başka bir devletin keyfine tâbi reler ve tayyare dafi topları görmüştür. Tokatlıyan Oteli yanmda, Marinos bulunmamalı ve bu haklara yalnız kâğıd Muhabir, memnu mmtakada ne aradığını mağazası üstündeki atölyesinde 15 ' üzerinde değil, fakat aynı zamanda fıli soran zabitlere, «çocuk parkını görmeğe temmuzdan itibaren yaz modellerini ] geldim.» demiştir. Alman zabitleri gül ehven fiatla satacağını muhterem yatta da hürmet edilmelidir. 44 Dar7K Alman eV=erivetinin kül müsler ve muhabirin şehre avdetine mü müsterilerine arzeder. türel inkışah için ımkânlar mevcuddur. i manaat eüaetnj§lerdir, , İREN FAYN TERZIHANESİ 1