1 Temmuz 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

1 Temmuz 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET pmmii7 II Heyecanlıj hikâyelerj Bir ruhun hikâyesi RADYO Tarzanın yaramaz oğlu akşamki programj 15 saniyede 15 metre yüzen 15 metre uzunluğundaki ipe yalnız kolları ve ayaklarile tırmanıp çıkân beş yaşındaki çocuğun hikâyesi Nakleden : Hamdi Varoğlu Mösyö Oliver Bredborug, bir aile bir kılıcm çelik dilini aydınlatıyordu. AkO zaman nasıl ve niçin olduğunu bil pansiyonunda oturuyordu. Ciddî ve te sisada bize karşıcı geliyor gibiydi. Yata miyorum foto elektrik tabancamın tetr Türklye Radyodifüzyon Postaları DALGA UZUNLUĞU miz yüzlü bu evin methal duvarları leke cağım odanın kapısı önüne geldığimiz ğini çektim. Bir çırtırdı oldu. Koridorun OSI •svz £81 t n 6S9I zaman, Vilkoks bana hayırlı gece temen zifirî karanlığını şiddetli bir ışık parça siz bir beyazlıktaydı. Merdiven zeytin T. A. Q. 19,74 m. 15195 Kcs. 20 Kw. yağlı yemek ve parke cilâsı kokuyordu ni ettikten sonra, şamdanın sarımtrak ışı ladı. Sonra, sükut! Fakat, ayni dakika^ T. A. P. 31,70 m. 9465 Kcs. 20 Kw. Koridorun döşeme tahtaları, bastıkça gı ğından bir hâleyi arkasında sürüyerek da, hayaletin, dumandan dizlerinin bü • 13,30 Program, 13,35 Türk müziği l Rast peşrevi. 2 Nuri Bey East şarkı cırdıyan neviden değıldi. Tavandan dö cekildi, gitti.» küldüğünü, vücudünün gevşek gevşek ye Hailim bir nazlı yaxe. 3 Sadi Hoases Gayriihtiyarî: külen ışık, bir mağaza vitrinini aydınlare eğildiğini, döşeme taşları üzerine yığı Rast şarkı Elâ gözlüm. 4 Rast şarkı tan ziya gibi esrarsızdı. Korkunc! diye mırıldandım. lıp kaldığını gördüm. Bir erkek sesi işitÇahma bak ef«de 5 Kâzım Uz Bayatiaraban şarkı Ayrılık nekadar acı. 6 HiiHolivud'dan ya Mösyö Bredborug, bir yudum viski tim. Fakat o kadar uzak, öyle temiz ve Bir kadm gazetesi tarafından, Mösyö seyin Fahri Tahtr şarkı Uzaktan baktı nefes nefese çıkan bir ses ki, sanki bana zılıyor: Oliver Bredborug'la mülâkat yapmağa aldı ve: geçti 14,00 Memleket saat ayan, ajans ve «Tarzan sürgün Niçin korkunc olsun? diye devam ulaşmcıya kadar sonsuz, ölü mesafeler Londra ruhî tetkikler cetniyetile arasmmeteoroloji haberleri 20,10 Neş'eli plâklar R. 20,15 Türk müzigi l Hicaz peşrevi. 2 da geçen münakaşalar ve hayalet avcı etti. Yalnızlığa ve ervaha, ötedenberi a den geçiyordu. Bu ses «vuruldum!» di de..» filminde JoRefik Fersan Hicaz şarkı Mahmur ufukhnny Weissmuller ları cemiyeti riyasetinden istifası hakkın lışıktım. Şizlerin, hayaletten korkmanız yordu. larda batan gün. 3 Melek hlç Hicaz da kendisinden malumat almağa memur hatadır. Şimşeğe, bataklıklardaki alevli Bir sıçrayışta hayaletin yanına gel ile Mauren O'Sullişarkı Çıkmadın bir lâhza kalbimden. 4 van'm çucuğu rolüLemi Hicaz şarkı Severim her güzeli senedilmiştim. Mösyö Bredborug'u, sadece, buharlara, nezleye nasıl alışıksanız, bu ta dim. Ses, tekrar: den eserdir 5 Şemseddin Ziya Hicaz nü oynıyan küçük ulumu hafiye hakkında yazdığı müp bıî hâdiselere de öylece alışmanız lâzım Vuruldum, dedi, bu elinizdeki a şarkı Ne bahtundır ne yari biamandır 20,35 Johnny Sheffield'in hem manalı makalelerle tanıyordum. O dır. Aklıselim meselesi! let, öldürücü birşey... Turk müziği (Halk türküleri) 20,50 Konuşma (Dış politika hâdiselerl) 21,05 Temsil. sebeble, bu zatı ziyarete giderken, esrar Öldürücü olduğunu bilmiyordum, hakikî hayattaki ma Sadede gelelim. Odama girdim. Yük22 00 Haftalık posta kutusu (ecnebi dillerde) cerası, bu kordelâda engiz bir eve gireceğimi zannetmıştim. sek tavanlı bir odaydı. Ortada, sayvanh diye kekeledim. 22,30 Müzik (Operet seleksyonlan Pl.) Halbuki, kapısını vurup içerisine girdi bir karyola, masif tahtadan mobilya var Ben biliyordum, daha doğru, his başından geçen hâ23,00 Son ajans haberleri, ziraat, esham, tahvilât; kambiyo nukud borsası (fiat) ğim oda bir banyo dairesi gibi temiz ve dı. Odanın içinde, fazla olgun elma ko sediyordum. Tabancayı sandalyanızın diselerden çok daha 23.20 Müzik (Cazband Pl.) 23,5524 Yarınki garib ve hayrete şaapaydınlıktı. Beyaz ve ekran gibi çıplak kusu dolaşıyordu. Pencereden bakınca, üstünde görünce o seseble kaçtım. T a program. yandır. Babası Re duvarlar; çiçekli kretonla örtülü bir düz karanlık hendekler görülüyordu. Duvar banca elinizde, beni takib ettiğinizi gö Operalar ve operetler kanape; içinde havagazi yanan bir şö lar, dört ayağından çivilenmiş hayvan rünce, kendimi müdafaa edişim de bu se ginald Sheffield de bir aktördü. Hem 21,05 Paris (Eiffel kulesi): Pigaro'nun izmine ile karşılaştım. derilerile ve yakından bakınca askerî san bebdendi. Şimdi, iş işten geçti... Vuruldivacı. de çocuğu gibi çekirdum. Mösyö Bredborug bana yer gösterdi, caklar olduğu farkedilen yırtık kumaş 22,05 Milâno: Toska. Evet ama, ruh ölmez ki! diyecek dekten yetişme idi. parçalarile süslenmişti. Sükut, bir mezar kendisi de karşıma oturdu ve sordu: 22,05 Varşova: Bir operet temsili. encliğinde AmeriBüyük konserler Gazeteniz, beni ziyaret edeceği taşı ağırlığile hüküm sürüyordu. Yalnız, oldum. Hayalet, dumanlı başmı salladı. Bu kanın eskrim şampiarasıra bir fare kemirtisi, yahud sisler ornizi evvelce haber vermişti. Benimle ne Johnny Weissmüller ve Johnny Sheffild bir 19,15 Münih: Mozart, Respighi'nln eserlerl. tasında haykıran bir baykuşım sesi işiti run delikleri daha genişlemişti; ateşböce yonluğunu da kazan21,55 Brüno: Muhtelif eserler. arada çizilmiş bir krokisi görüşmek istiyorsunuz bakalım? mıştı. Annesi çocuk 22,05 Brüksel I : Charbier, De Lacrois ve Herkes gibi, ben de, «Hayalet av liyordu. Elimdeki mumu bir şamdana ini andıran gözbebeklerinde hafif' bir Lalo'nun eserleri. terbiyesi ilmine merakhydı. Hatta bu hu leri arasına girmezden evvel 15 saniyecıları cemiyeti» riyasetinden istifanızı diktim ve soyunmağa başladım. Yatağı crpınış vardı. 22,20 Strassburg: Muhtelif eserlerl. susta bir de kitab yazmıştı. Tabiidir ki de 15 metre katediyordu. Biz de sizin kadar biçare fanileriz, hayretle karşıladım ve bu istifanm sebe mm yanıbaşmda duran bir sandalyanm küçük Johnny Sheffield annesinin bu sa Bu meziyetlerine rağmen Johnny Oda musikileri üstüne rövelverimi ve kendi icadim olan diye inledi. bini öğrenmek istiyorum. O zaman, harikulâde, emsalsiz, kor âhiyetinden mükemmel surette istifade Sheffield, diğer çocuklardan ayrı bir 19,35 Saarbrücken: Schumann ve sair b«sMösyö Bredborug, koltuğuna yaslan foto elektrik sellüllü tabancayı ycrlestirbüyüme tarzma tâbi tutulmuş değildir, tkârların sserlerl.. etti. dı, göz kapaklarmı mavi gözlerinin üs dim. Bu aleti henüz tecrübe etmemiştim. kunc bir manzaraya, bir hayaletin can Minimini yavru Pasedana hastanesin Yalnız istisna edilecek bir nokta varsa o Solistlerin konserleri Fakat hayaletlerin güpegündüz de mev çekişmesine şahid oldum. Parmaksız eltünde kısarak: lerini göğsünün üstüne kavuşturmuştu. de pek gayritabiî bir vaziyette dünyaya da daima tabiî, çiy süt içmiş olmasıdır. 23,25 Doyçlandzender: Flüt ve Cembal kon Azizim, diye cevab verdi, bu suali cud olduklarmı bu savede ispat etmek seri. Vücudünden boğuk bir nefes çıkıyordu; geldi. Doğduğu zaman iki kilo sıkletin Keza, kıyılmış ve pişirilmiş sığır etini de soran gazetecilerin tam on beşincisi olu iimidindeydim. Bu tabancanın, bundan Nefesli sazlar orkestraları fakat ağzını göremiyordum. Aradasıra deydi. Halbuki tabiî bir çocuk ekseriya çok sever. İ&panağa da bayılır. Haftada yorsunuz. Sizden evvelki on dört gaze daha başka meziyetleri de olduğunu o 19,05 Doyçlandzender: Askeri bando. da, rüzgârın yere serdiği bir dumanı an üç buçuk Jcilo ağırlığındadır. Tabiî ağır beş defa muhakkak ispanak yer. teciye verdiğim cevabı aynen size de ve ana kadar bilmiyordum. Şimdi onu da Johnny'nin ebeveyninin çok dikkat 19,05 Frankfurt: Muhtelif parçalar. dıran gevşek ve renksiz vücudü, müthiş lığı bulabilmesi için onu bir kuluçka ma19,35 Prag: Konser. receğim. Fakat tıpkı onlar gibi, bu ce anlatacağım. kinesinin içine yerleştirdiler. Fakat Jo ettikleri mühim bir husus da şu olmuştur, 20,05 Danzig: Seçme havalar. bir raşe ile sarsılıyordu. Yatağa girdim; on dakika sonra, serin vabı neşretmek cesaretini siz de göstere Çok ıstırab çekiyorum... diye inle hnny bugün beş yaşında olmasına rağ onun korku nedir biLmemesü. Küçük, ipe 20,05 Hamburg: Muhtelif havalar. çarşafa bürümnüş, mükemmel bir uykuya miyeceksiniz. tırmanmak, ağaca çıkmak gibi çok teh 20,35 Breslav: Marşlar. dalmıştım. Nekadar uyuduğumu bilmi di... Hayır, sizin kabahatiniz yok!.. Bil men 27 kilo gelmekte ve boyu da bir Sizi temin ederim ki.. likeli sporlar yapmış olmasına rağmen 21,20 Berlin: Tayyareciler bandosuyordum. Kapalı pencerelerime vuran miyordunuz!... Ne bilecektiniz!... Çok metreden 25 santimetre fazla .bulunmak21,20 Saarbrücken: Konser. hiçbir kazaya uğramamıştır. Çünkü bun 22,05 Lelpzig: Marşlar. Lüzum yok. Çünkü biliyorutn. ağmur tanelerinin gürültüsü ve fırtma mustaribim... Korkuyorum da, dünyadan adır. Yürümeğe başladığı andan itibaren ları tabiî olarak ve kimsenin nezareti al Koro konserleri Cevabmız o kadar müthiş birşey nın sesile uyandım. Gözlerimi açtım. Dış korkuyorum... Sizin dünyanızda beni annesi babası onun, küçük bir mekteb tında bulunmadan yapmış ve kendi kuv 19,05 Viyana: Muhtelif parçalar. mi? kepenkleri bulunmıyan pencereden, sa bekliyen akıbetin ne olduğunu bilmiyo Müthiş değil, garib.... Acib bir rımtrak bir aydınlık geliyordu. Fakat o rum.... Hangi vücudün içinde bulunaca şekline ifrağ edilmiş olan bahçelerinde vet ve kudretinin fevkine çıkmaya hiçbir 19,35 Hamburg: Halk şarkıları. ASTÎ musiki konserleri şey. Evvelâ size şunu sorayım. Siz ha da karanlıktı ve duvarlar, tavan, ze ğımı bilmiyorum... Elinizi bana verin... hiçbir nezaret altında bulunmadan ser zaman teşebbüs etmemiştir. Beş yaşındaki çocuğun bu harikulâde 19,05 Londra (Reglonal): Haydn ve Wood best bir tarzda oynamasına müsaade etElimi uzattım. Elle tutulamıyan, ışıkyalete, hortlağa inanır mısınız? min gece karanlığına karışıp erimiş gibiyiler. Çocuk yalnız başma ipe tırmanmayı evsafına hayret ettiniz, değil mi? Fakat un eserleri. Evet. di. Yağmurun ve rüzgârın gürültüsile ka tan parmaklarını avucuma bıraktı. ve ağaca çıkmayı öğrendi. Su anda kü böyle olmasa küçük Johnny beyaz per 21,25 Strassburg: R. Strauss'un eserlerl. Peki ama, siz kimsiniz? diye sor Yalan söylüyorsunuz. Fakat biraz rışık bir başka gürültü daha işitiyordum. Doyçlandzender: Westevmann'ın so« çük Johnny on beş metre uzunluğundaki dede büyük Johnny'nin oğlu rolüne çık 23,35 natları. sonra inanacaksınız. armak şaklamasını, yahud bir kuşun ca dum. Rasgele bir hayalet... Diğer bir bir ipe yalnız kollarile, ayaklarile tutu maya lâyık olabilir miydi? Biraz sonra mı? ma gaga vurmasmı andıran bir ses. SonİC Robert Young, Kaliforniyada narak çıkıp tırmanmaktadır. Yaşına göre Evet, hikâyemi anlattığım zaman. a keskin, uzun, canhiraş bir miyavlama çok hayaletlerden bir tanesi... Otomobil levazımı «Tarzana» ismini taşıyan küçük bir şe büyük bir rökor, değil mi? Size bir yardırnda bulunabilir miSon günlere kadar, hortlaklann mahiye oldu. Bir kedi yavruluyordu. Ayni zaİki buçuk yaşında iken ebeveyninin hirde belediye reisi intihab edilmiştir. kaçakçılığı ti ve mevcudiyeti hakkında, cemiyetteki manda, penceredeki hafif ışığm solduğu yim? Dün, otomobil levazımı kaçakçılığı Santa Monika civarında yaşadıkları Müsaid zamanlarında gidip bu yeni işile Evet. Son nefesimde yanımdan ayarkadaşlarımla ayni fikirdeydim. Âlemi nu, titrediğini, şekilden şekle girdiğini hakkında Hüsnü Halat firmasmdan şu uğrasmaktadır. gördüm. Karşımda, bazı Japon balıkla rılmayın. Son dakikalarımı yaşadığımı kamp hayatına iştirak ediyordu. O za gaybı görmek hassasına malik olanlar tamandanberi bu tarz yaşayışa fevkalâde •JC Lev Ayres ile Jeannette Mac Domektubu aldık: rafmdan görülebilen, gayrimaddî, herşe nnın kuyrugu biçiminde beyaz ve şaffaf, hissediyorum... Hayat sıcaklığınm vücu<Bugünkü tarihle intişar eden gazetemeraklı ve heveskârdır. O sırada yüz nald'ın çevirdikleri «Kalbimi beraber göyi bilir, lâyetnut ruhlardı bunlar. Fakat, uzun bir hayal belirdi. Yüzünde, göz yu düme dolduğunu hissediyorum... Çok nizin 2 nci sahife 3 üncü sütununda Aramekte fevkalâde bir meharet iktisab etti. tür!» filminde Virginia Grey isminde yeşitndi size nakledeceğim hâdiseler üzeri valarmın fosfor saçan çukurlarmdan ve müthiş şey... Yavaş yavaş ısınıyorum... Arşerin, gümrük kaçak malını Ali Rıza«Tarzan sürgünde..» filminin mümessil ni bir genc artist görünecektir. Fram, Antranikle müştereken sürmek ze ne kanaatlerim öyle sarsıldı ki cemiyetten burun deliklerinin karanlık boşluğundan Ruhum, henüz yabancısı olduğum bir vühabmı tevlıd edecek bir neşriyata tesabaşka birşey görünmüyordu. Bacaklan, cudle birleşiyor... İki dünya arasında istifaya mecbur oldum. düf ettim. Tavzihi keyfiyeti, haysiyeti sallanan kumaş parçaları gibi yumuşak muallâktayım... Fakat daha gencim... Kanaatinizi sarsan şey ne oldu? üccariyem namına arz ve tavzihi keyve gevşekti. El parmaklarının yalnız ikisi Gitmek istetniyorum... Daha gencliğime Evvelâ, ruhlann lâyemut olmadıkfiyet ederim. ayrık duruyordu. Öteki parmakları, be doymadım... Bilmediğim, tanımadığım larını, onların da fani olduklarmı öğrenAra Arşer firması 200 ton gümrükşeyleri tatmak istiyorum.... dim. Tıpkı bizim gibi, fakat bizden ayrı azımtrak buhardan bir eldiven giymişe en mal kaçırmış, bunu beyanname haHayaletin aydınlığının yavaş yavaş bir âlemde yaşıyorlar. Bizim gibi ihtiyar benziyordu. ici ve kaçak eşya olduğunu bilmediği kısıhr gibi olduğunu, mütereddid, kırpı lıktan, hastalıktan, yahud eceli kaza ile Bu manzara karşısında ne yaptı mizden, mezkur otomobil levazımını uşık bir azalışla soluklaştığını görüyor ölüyorlar ve bir başka vücudde tekrar nız? cuz ve piyasanm ihtiyacma pek muvafık dum. Sesi güç işitiliyordu. canlanıyorlar. Hiçbir şey kaybolmuyor, gördüğümüzden satm almıştık. Bilâha Benim yerime başka birisi ne ya Adam sen de, diye ilâve etti, kalıp re bunun kaçak olduğunu memurini aihiçbir şey yeniden yaratılmıyor. parsa, ben de onu yaptım. Bekledim. Hada ne olacak? Yok olmak daha iyi! Ne desinin gelip musadere etmesinden an Yani tenasüh nazariyesi mi? yalet, bir duvardan ölekine, sallana salyorgunluk, ne mücadele!.. Hepsi bitti. adım. Aldığımı da memurlara iade et Onun gibi birşey. lana yürüdü. Sonra, serbest ıkı parmağıNihayet bu korkunc manzarayı üstümden m. Peki, o halde, masa başma davet nı şaklattı; buhardan omuzlarını silkti ve atacağım! Nihayet huzura kavuşacağım! Ben, Ara Arşerin kaçakçı olduğunu edilen meselâ Napolyon'un, Jül Sezar'ın kapıya yaklasarak, sünger kâğıdından bilemiyeceğim gibi, muamelâtı resmi Nihayet anlıyacağım! Elveda... geçen bir mürekkeb damlası gibi, kapıyı ruhlarını nasıl izah edebiliriz. enin hüsnü suretle tatbik edilip edilmiHayalet, bu son kelimeleri söylerken, Zevzeklik. Napolyon'la Jül Se deldi geçti. Merak ve tecessüs beni yaeceğini bilemezdim.> son bir raşe ile sarsıldı. Eğildim ve birzar'm ruhları çoktanberi ölmüştür. Ş[m ağımdan fırlattı. Rövolveri ve foto elekDiğer taraftan kaçakçılık işinde ismi denbire, gözlerimin önünde, koridor taşdi dünyanın kimbilir hangi tarafında do rik tabancayı yakaladım, hayaletin peeçen Ali Rıza Gebzeli de bize yazdığı larının soğuk karanlığından başka birşey laşıp duruyorlar. Yalnız ne var ki, ruh şine takıldmı. Koridora çıkınca, onun mektubda kaçakçılık işile alâkası olmakalmadı. Eli, elimde, bir kar tanesi gibi dığını bildirmektedir. lar azizliği severler, ispritizma ile meş belli belirsiz ışıklı şeklini uzaktan farketeriyivermişti. Nefesini işitmiyordum. Hergul olan insanlar da saf adamlardır... tim. Çıplak ayaklarımın ucuna basarak şey bitmişti. Yeni eğitmenler Anlarıyorum, dinleyin. Bundan tak koştum. Rüyada gibi hafif ve çeviktim. Bir zaman, koridorda, hayret içinde riben iki ay evvel, hafta tatilini geçirmek Hayaleti yakalayıp isticvab etmek, mevBursa (Hususî) Arifiyedeki eğit Lil Dagover ve Victor Staal «Saadet dönemeci» kordelâsında kaldım. Sonra odama avdet ettim, rövolmenler kursuna giden 60 eğitmen namüzere, Vilkoks isminde, dostum olan bir cudiyeti dostlarımı rahatsız ettiğinden, şaverimle fotoğraf tabancasını şato hendezedi yakmda bu kursu bitirerek şehri • Sarıyerde ailenin îskoçya'daki şatosuna davet edil todan çekilip gitmesin: tavsiye etmek niğine attım. Çok geçmeden, odanın bir köato mize döneceklerdir. Bunun için önümüzyetindeydim. O sessiz sadasız uzaklaşırmiştim. 5 ' sislere bürülü, kayalık bir şesinde bir miyavlama oldu. Akşamdan deki ders yılmda Bursaya bağlı 60 köytepede kâindi. Ekseri şatolar gibi on se ken, yüzüme, yüksek tepelerde esen rüzsesini işittiğim kedi yavrulamış, hafif has a de eğitmenler faaliyete geçeceklerinden kizinci asırda tamir görmemişti. Şato ' gâr gibi bir hava temas ediyordu. HayaBugün açıhyor. fif inliyordu. Yağmur durmuştu. Rüzgâr Maarif müdürlüğü bu eğitmenler için hibleri, kendi zevklerine göre tanzim et leti yakalıyacak kadar yakına gelmiştim. mektebi olmıyan 30 köyde derhal mekda durmuştu. Yalnız, ağaclardan, dur Meşhur İspanyol Şarkıcısı JULİA REYES tikleri kısımda oturuyorlardı. Endirekt Uyku sersemi, boğuk bir sesle: «Dur! eb inşaatma başlanmak üzere tedbir madan damlıyan tanelerin şıpırtısı işitiliiştiraklle bUyük orkestra ışık, yana açılır raylı kapılar, kutu biçi Dur!» diye haykırdım. O zaman, müthiş T aldınnaktadır. Vekâletçe tespit edilyordu. Ertesi gün şatodan ayrıldım. Bir minde mobilya, hepsi tamamdı. Misafir birşey oldu. Hayalet, arkasına döndü ve miş plâna göre, bu mektebler önümüz • gün sonra da kulüb reisliğinden istifa etHer akşam odaları, binanm şimal kısmındaydı ve na öfkesinin, yeşil kıvılcımlar halinde, etradeki ders senesinde açılacaktır. tim. B fına saçıldığını gördüm. Bez gibi salladiren kullanılıyordu. Sustu. O esnada, tüylerimi ürperten bir Kadıköy Halkevinden: Satoya geldiğim gün, ev sahibleri, ba nan uzun kollarını başmm üstüne doğru miyavlama işittim. Başımı çevirdim. Bir Evimizin temsil şubesi tarafından 2 kaldırdı ve birdenbire, duvarda asılı duna tahsis edilen odada bir hayalet bulunAlaturka kısmında kara kedi, sırtını çıkarmış, cam gibi paremmuz 939 pazar günü akşamı saat 8,30 duğunu haber verdiler ve istersem, yata ran bir kıhc, yerinden fırlayıp, büyük bir lak gözlerile bana bakarak, kayar adım da Süreyya sinemasmda Hülleci komeğıımı salona yapmağı teklif ettiler. Gü ürültü ile ayaklarımın dibine düşlü. isi temsil edilecektir. Davetiyeler idalarla yanıma geliyordu. lümsiyerek, kendimden emin bir tavırla Ağır bir kalkan, omuz başımı sıyırta•eden alınır. Mösyö Bredborug: reddettim. Müsterih oldular. rak geçti, gökgürültüsünü andıran bir gü O gece doğan yavrulardan biri, Kemanî SADİ Piyanist ŞEFİK ve arkadaşlan O günü, gezme ile ve sırf dünyevî ba rültü ile döşeme taşları üzerinde yuvar{ ÂSKERHK ÎŞLERt dedi. Belli olmaz. Belki de ölen ruh buhisler üzerinde görüsmekle geçirdık. Ge andı. Duvara yapıştım. «Ne oluyorsun? Mısır Yıldızı K İ K İ nun vücudüne girmiştir. ce saat 1 1 de, Con Vilkoks beni odama Sana fenalık edecek değilim!» diye hayFatih Askerlik şubesinden: Hamdi VAROĞLU kadar götürmek istedi. Satonun bu kıs kırdım. Cevab olarak bir ok fışırdadı ve Süvari yarsubay İbrahim oğlu Nakimında elektrik bulunmadığından, bana dayandığım duvara, yüzüme bir iki sanAyncB muazzam Saz heyeti. Telefon : 49711 eddin Şahin Girayın (329 B 3) ün EGE TİYATROSU üfusile Fatih şubesine müracaatı. bir kutu kibritle üç tane de mum verdi. timetre kala saplandı. Büyük bir korku temsilleri Sonra, eline büyük bir şamdan aldı, o çjnde rövolverımı yakaladım ve ateş etNAŞÎD ÖZCAN Nureddin Gencdur ve b'nde ben arkada, her adım attıkça güm tim. Silâh sesini, çmgırak gibi bir kahkaTürkçe söılü ve ERTUĞRUL SADÎ Tels arkadaşlan Arabca şarkılı güm öten, duvarlan silâh armaları ve ha takib etti. Hayalet, ileri doğru uzatbirlikte 1 temmuz cumartesi tablolarla süslü, bitmez tükenmez kori iğı ziyadar avucunda, ufak, siyah bir civ e Taksim Altıntepede akşamı Beylerbeyi İsM.J'STîSdiçe.1 S e m i r a M u h a m m e d arkad a şları dorlara daldık. Şamdanın titrek ışığı biz sim tutuyordu. Bu, rövolverin kurşunuyBu gece (BALAYI) kele tiyatrosunda vodvil 3 perde den önde gidiyor, kâh bir dua kitabı o du. Ayni saniyede, ikincı bir ok, kol yeAynca: S a m i e Murat varyete heyeti. Duhuliye 10 kuruştur. (İki siingü arasmda) Okuyucu Aysel kumakla meşgul solgun bir çehreyi, kâh nimi deldi geçti. Murad Şamil varyetesi Almanyada çevrilmekte olan filimlerden sahneler CANLI BALIK LOKANTASI Harbiyede B E L V U ahçesinde U A L LA YAŞASIN ve SEMiRA MUHAMMED B akşam Beşiktaş S U A D P A R K T A u Semira Muhammed AŞK

Bu sayıdan diğer sayfalar: