27 Haziran 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

27 Haziran 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Haziran 1939 CUMHURÎYET S O Hâdiseler arasında Fikir adamı ve politika irkaç senedir, Avrupa kafasına miithiş bir politika merakı yapıştı. Üstünde bir sanatkâr, bir estet, ihtısası politikaya en uzak bir ilim adamı imzası taşıyan kitabların çoğu bile, insanın siyasî kaderine aid meraklarla, fikirlerle ve endişelerle yüklii. Bazılarının ucunda ferdî değil, hatta millî bir menfaat ümidi bile sallanmıyan bu kitabların objektif yapılı, tarafsız ve beşerî görünmeğe çalışan bir tek mevzuları var: Politika. Bütün ömürlerinde, siyasî düşünceyi, zekânm en haysiyetsiz ve aşağılık faaliyeti saymış garbcı fikir adamlan bile, şimdi, zihinlerine yapışan bu politika yengecinin hükmü altmda, insanın kaderine aid her meseleyi rejimlere ve milletler arasındaki münasebetlere bağlıyorlar. Avrupada, zamanımızın münevver denilen adamı, sabahlan bir elinde südlü kahve fincanı, öbür elinde gazete, gurbetteki oğlundan veya babasından aldığı mektuba lâyık bir merakm pençesinde, Uzakşark vaziyetini, Kremlin müzakerelerini, konferansları ve nutuklan harfi harfine okuyor. Hatta bu münevver, gazetesinin makale sütununda politika yerine kendi ihtısasına dair bir makale görmekten bile hoşlanmaz olmuştur ve okumasını bitirince, daha taze haber aramak için radyosuna koşacaktır. Hiç şüphesiz bir fikir adamına bu merakı veren şey, yalnız dünya sulhunun akıbetine, yahud da memleketinin menfaatlerine aid amelî endişeleri değildir. ö y l e bir tarih devresinde yaşıyoruz ki, bu zamanda, millî kuvvetlerle bir arada ve bir tempoda bütün fikirler, bütün felsefe, ruh, cemiyet ve iktısad nazariyeleri toptan imtihan geçiriyorlar. Siyasî vakıalarda inandığı akidenin kıymetini ve kuvvetini deneyen her fikir adamı için, dünyanın sağa, sola doğru her vurduğu yalpa, ihtilâf halindeki nazariyelerin kontroluna yarayan müşahhas ve diri bir tecrübe mihaki hizmetini görüyor. Fakat, kendisine en objektif müşahede zaviyesini seçen fikir adamı bile, evvelce sahib olduğu kanaatleri hırpalıyan hâdiseler karşısında incinen gururunun hoşnudsuzluğu içinde öfke nöbetleri geçirmekten kendini alamıyor. Bu yüzden, soğukkanlı ve bitaraf hükümler taşıyan bir kitaba raslamak zor. Her fikrin altında, kökleri menfaate değilse bile gurura ve eskidenberi yerleşmiş bir akide inadına bağlı şahsî temayüller saklı. Bütün fikir münakaşalarım kızıştıran ve harblere, ihtilâllere kadar götüren beşerî temayüller. Doğruyu görmeğe niyetli olanlar için her kitabı şüphe gözlüğile okumanin ve her hâdiseye kendi gözile bakmanın en fazla gerektiği bir devirdeyiz. Pıopaganda değil, namuslu fikir yazısı bile taraftar yakalamak için gerilmis tahlil ve muhakeme tuzaklarile dolu. Ezelî tehlike. Fakat en çok bu miithiş rekabet ve müsabaka çağmda beliren kapılma ve yutulma tehlikesi. DUSUNCELER Mogol Mançu hâdiseleri Bir buçuk aydanberi vukua gelen muhtelif hâdiseler hakkında Tas ajansı bin tavzih neşretti Moskova 26 (a.a.) Tass ajansı bildiriyor: 15 mayıstaoberi birçok yabancı gazeteler Kuantung ordusu kurmaymın yanlış tebliğlerine dayanarak Moğol Ha!k Cumhuriyeti kıtaatile Japon Mançu kıtaatı arasında vuku bulan musademe'er hakkında malumat neşretmektedirler. Japon gazeteleri bu musademelerin Moğol kıtaatının Mançuri hududunu geçmele rinden ileri geldiğini hakikate muğayir bir şekilde iddia ediyorlar. Ayni zamanda Japon gazeteleri Moğol kıtaatının ve tayyarelerinin ağır zayiat verdiklerini de öğünerek bildiriyorlar. Moğol Sovyet kıtaatı kurmayından alman malumata istinaden Tass ajansı, bu hâdiseler hakkında aşağıdaki doğru malumatı neşre mezun bulunmaktadır: Hakikatte Mançuri hududunda Buirnor gölü mıntakasında aşağıdaki hâdiseler vuku bulmuştur: 11 mayısta Buirnor gölünün doğu cenubunda ve Kalkın göl nehrinin 16 ilâ 20 kilometre doğusunda bulunan No monkan bölgesindeki Moğol hudud karakollan Japon Mançuri kıtaatının anî baskınına uğnyarak nehrin batısına doğru çekilmeğe mecbur kalmışlardır. 12 mayıstan sonra 10 gün zarfında hemen hergün bu bölgede musademeler vuku bulmuş ve iki taraf ölü ve yaralı bırakmışlardır. 22 mayısta, Moğol topraklarına daha derin bir surette girmeğe teşebbüs eden takviyeli Japon Mançuri kıtaatı hudud haricine püskürtülmüşlerdir. 28 ve 29 mayısta, Japon Mançurî kıtaatı tanklı, toplu ve tayyareli taze Japon kuvvetlerile takviye edilerek yeniden Moğol topraklarına girmişlerdir. Ayni zamanda hududa yetişen Moğol kıtaat: bunları dağıtmıştır. Japon Mançuri kıtaatı 400 ölü, birçok yaralı ve silâh bı•ıınımııifiıuilllll Barem kanunu ve adalet mefhumu Yazan; ALt KÂMt AKYÜZ diplomasızlar çok olduğunu da hepimiz biliriz. Nerdesin, ey liyakat ve adalet terazisi nerdesin? Hasretin gönlümde ama, kimbilir sen nerdesin?.. Mademki elimizde böyle bir terazi yoktur, şekle bağlanmaya mecburuz. Fakat ileri sürülen iddiaların hepsi böyle mi? Yurdun bir köşesinden bir inilti duyuluyor: Ben, diyor, on bir senelik öğretmenim. Maaşım hâlâ yirmi lira. Yeni barem kanunu mucibince ilk defa dersaneye girecek bir öğretmenin de maaşı yirmi lira olacaktır. Benim on bir senelik hizmetimin karşılığı nerede? Hatta diploma meselesinde de, son tahsil çağını cephelerde geçirip kanı ve canı pahasına yurdu, yurdumuzu müdafaa eden ihtiyat subaylann feryadına kulak asmamak mümkün müdür? Ziya Gevherin ateşin cerbezesi coşan duygularımıza tercüman oldu. Biraz ewe! «sekle bağlanmaya mecburuz» demiş tim. Hayır! İstisnai haller istisnaî kararlar ister. Sekle bağlanmak lâzım. Fakat burada bağlanmamak elzem. Herkes gibi ben de adalet terazisinin elimde olduğunu tevehhüm etmekten kendimi alamıyorum. O teraziye vurarak bir tezi müdafaa edeceğim: Memuriye tine müteallik hususattan dolayı işten el çektirilerek muhakeme altma alınan memurlara beraet ettikleri takdirde kesilen maaşlarmın yarısı verilecektir. Niçin yansı da hepsi değil? Gözümün önünde bir misal var: Namus ve istikametine itimadıcn olan bir mutemed biliyorum ki 16 senelik memuriyet hayatında kıl kadar hatası görülmemiştir. Bu mutemed, Al man Yahudilerinden bir profesörün yol ücretini her zaman olduğu gibi kendisin* götürür ve imzalı makbuzunu alır. Aradan yedi ay geçer. Profesör her ne se beble ise kendi canına kıymak ve hayatına hatime çekmek niyetindedir. Bu buhran içinde yedi ay evvel parayı aldığını besbelli unutarak rektörlüğe bir mektubla bu parayı bilmem kimlere teberru ettiğini bildirdikten sonra Isviçreye gider ve ertesi gün orada niyetini yerine getirir, yani intihar eder. Beri tarafta mutemed Vekâlet emrine almır ve idarî tahkikat sırasında tayin olunan ehli hibre seneddeki imzayı profesörün imzasına benzetemîdiğinden memur tahtı muhakemeye alınır. Dava ve müdafaa uzun sürer. Memur iki çocuklu bir aile babasıdır. Aldığı yan maaşla ıstırab çeker. Kocasının masumi yetine kail olan karısı sinir buhranlanna uğrar. Ayrıca onu tedavi masrafları açılır. Doktorların tebdilhava tavsiyeleri hükümsüz kalır ve bu hal üç sene devam eder. Üç sene sonra verilmekte olan yarım aylık da kesilır. Bedbaht aile bir sene de namusuna itımadı olanların ikrazatı sayesinde yaşar. Nihayet yeni bir chli hibre profesörün bir değil birçok imza'arile karşılaştırarak seneddeki imzanın bunlardan bırıne aynen benzediğini görür ve mutemed de dört senelik maddî manevî bir harabiden sonra namusunu istirdad eder. Manevî zararların ö^enmesine imkân yok. Fakat bir mecnunun, bir müntehirin narına yanan böyle bir vatandaşın maddî zararlarını olsun ödemek bize bir borc değil midır? Medenî bir eserimîz Yalova kaphcaları [Başmakaleden devam] yatiyetle ortalığı gök yeşile boğan ağaclara bakarak insanın galiba bunlar hep Yalova sularındaki harikulâde hassalardan kuvvet alarak böyle oluyor diyeceği geliyor. Yalova sularının şifa verici hassalannı biz keşfetmedik. Bu cihetin pek eski tari'nlerdenberi görülüp bilinmiş olduğu orada itina ile yapılmış olan eski eserlerden bellidir. Tabiatin sinesinden çıkan sıcak suiann türlü fayda ve şifa meziyetlerini ise yeni devirlerin fennî tetkikleri iyiden iyiye ortaya çıkarmış bulunmaktadır. Yalova bunlann hakikaten en iyilerinden biridir. Cumhuriyet Türkiyesinde Yalova sulan rejimin memlekete hayat veren feyizlerinden istifade etmek nimetine mazhar oldu: Atatürk köşesinde uyuklayan bu yeri buldu ve onu kudretli elile kaîdırdı. Şimdiki Cumhur Reisimiz Millî Şef İnönü dahi bütün kıymetile takdir ettiği Yalovanın hakikî bir su şehri halinde inkişafını iltizam etmektedir. Doktor Refik Saydam hükumeti bu inkişafm en tabiî tahakkuk yolu olmak üzere Yalovayı Sıhhat ve îçtimaî Muavenet Vekâletine bağlamağı kararlaştırdı. Meclis encümenlerinde müzakereleri biten lâyiha bu görüşün ifadesidir, ve hükumet Yalovamn az zamanda müstaid olduğu yüksek tekemmül derecesine varması için hiçbir fedakârlıktan çekinmemek azmindedir. Eğer bu devrede kanun çıkarak tahsisatı verilebilirse çok değil, iki yıl sonra Fransadaki meşhur Vişi'ninkine muadil en modern bir Termal etablismanın Yalovada herkesin istifadesine arzolunacağını kat'iyetle söyliyebiliriz. Kat'iyetle diyoruz, ve bunu bilerek söylüyoruz. Sebebi şu ki diğer bir mazhariyet olarak Yalova kıymetli bir vatandaşımızm şahsında en yüksek bir mütehassısa malik oldu: Doktor Nihad Reşad. Fransa gibi bir memlekette meslekî kemalile temayüz edebilmiş olan kıymetli doktorumuz orada bilhassa madenî sularla tedavi mevzuunda ihtısas sahibi olmuş ve yıllarca Fransanın Colombiere kaplıcalarında en ileri bir unsur olarak çalışmıştır. Kendisi Universitemizde madenî sularla tedavi kürsüsüne tayin olundu, ve bütün vasıflarına ve şartlarına malik Yalova kaplıcalarını en modern bir müessese haline getirmek vazifesini üzerine aldı. Makalemizin başuıda Yalovamn şimdiden medenî bir müessese haline girdiğini kaydettik. Bunu işini pek iyi bilen hazik doktorumuzun becerikli idaresine borcluyuz. Marifetli bir elin yerine göre ipek, yerine göre çelik teması Yalova suları etrafında temini elzem ilk sağlam esasları şimdiden kurmuş bulunuyor: Sular kapte edilerek bunlann sıcak veya soğutulmuş madenî olanlarına haricden bir damla başka suyun kanşması ihtimali bertaraf edilmiştir. Mevcud otellerin medenî telâkkilere göre tanzimi şimdiden bir emrivakidir. Çok şifa hassalı Yalova sularından bugün bile medenî konfor şartlarına uygun olarak istifade olunuyor. Yalovada hangi hastalıklar tedavi edilir? Herhalde yalnız bizleri ılıcalara götüren klâsik romatizma ağrılan değil. Kadm ve erkek herkesin pek çok arıza'.arınin Yalova sularında şifa kaynaklan bulacağı mütehassıs doktorun izahlarmdan anlaşılıyor. Ve yolu Yalovaya düşenler şimdiden bu faydaları elde ediyorlar. Herhalde Yalova kaplıcalarile pek yakmda bütün yakmşarkın rağbetine mazhar olacak millî ve modern bir şifa müessesesinin şimdiden sağlam temellerini kurmuş bulunuyoruz. rakmıştır. Moğol ordusu bu muharebe lerde 40 ölü ve 70 yaralı vermiştir. Ölen üç kurmay subaymm üzerinde bulunan vesikalar arasında Hailar'daki 23 üncü Japon fırkası kumandanınm hakikî bir emri bulunmuştur. Bu subaylardan biri Yarbay Adzama kolunun kurmay subayıdır. Fırka kumandanı General Kamatsubara zikredilen emrinde «fırkanın bizzat kendi kıt'alarile Kalkın gölü bölgesindeki dış Mogolistan kıtaatını imha etmesi» lüzumunu bildirmektedir. Bir taraftan kara kuvvetleri müsademe ederken havada da muharebeler cereyan etmiştir. 28 mayısta avcı ve bombardıman tayyarelerinden mürekkeb bir hava filosu ansızın Moğol tayyare meydanlanna taarruz etmiştir, Moğol tayyareleri hazırlanmakta geç kaldıklarından düşman bundan istifade etmiş, Moğol Sovyetler 9 ve Japonlar 2 tayyare kaybetmişlerdir. Nihayet Japon tayyareleri sür'atle üslerine dönmeğe mecbur kalmışlardır. 22 haziranda 120 Japon tayyaresi tekrar hücum etmiş ve 95 Moğol Sovyet tayyaresi bu hücuma mukabele eylemiş tir. Bu muharebede 34 Japon ve 12 Moğol Sovyet tayyaresi düşmüştür. 24 haziranda, 60 Japon Mançuri tayyaresi 60 Moğol tayyaresile tekrar muharebeye girişmiş ve 25 Japon Mançuri tayyaresi düşürülmüştür. Buna mukabil yalnız iki Moğol Sovyet tayyaresi düşmüştür. 25 haziranda hiçbir hâdise olmamışhr. Sovyet Moğol kıtaatı halen Kalkın gölü nehrinin doğu bölgesinde bütün hudud noktalannı işgal etmektedirler. Bütün bu musademe devrelerinde, Sovyet kıtaatı, tayyarelerin düşman tay yarelerini takib için zarurî olarak Mançuri toprakları üzerinde uçmaları müstesna olmak üzere, muayyen olan hududu kativven eecmemislerdir. Ingilterenin hava kuvvetleri artıyor Hava Nazırı, modern tayyarelerden sitayişle bahsetti Londra 26 (a.a.) Imparatorluk matbuatmın senelik konferansında bir nutuk söyliyen Hava Nazırı Kingsley Wood, imparatorluğun hava müdafaası programında önümüzdeki iki sene içinde daimî denizaşırı hava filoları miktarının artmlacağmı beyan etmiştir. Pat Slovakyada kanlı nümayişler oldu • Alman ve Slovak kıt'aları çarpıştilar, birçok yaralı var Varşova 26 (a.a.) Bratislavadan Ajansına bildiriliyor: Slovakyada Zilinada Slovak askerle rile bu şehırde bulunmakta olan Alman kıt'aları arasında bir arbede vukubulmuştur. Express Poranny gazetesine göre her iki Modern tayyarelerin faaliyet sahalaritaraftan da 10 kişi ölmüş ve birçok kişiler le sür'atlerinin seri inkişafı, imparatorlu yaralanmıştır. Sivil halk, Slovaklardan ğun müdafaası meselesinde bir inkılâb vüyana çıkarak Alman askerlerinden birkacude getirebilir. çının silâhını almıştır. Hava taarruzlarile şehirleri tahrib et Söylendiğine göre Hlinka'nın doğdumek imkânı hakkında, fikirler arasında ğu Ruzemberg şehrinde de buna benzer ihtilâf bulunabilir, fakat bütün imparatorbazı hâdiseler cereyan etmiştir. Şehir lıalluğu tahrib etmek imkânı bahsinde bu kakı, sokaklardan geçerek: «Yaşasm ser bil ihtilâflar mevcud olamaz. Modern best Slovakya, Almanlar dışarı» diye batayyareciliğin inkişafı sayesinde impara ğırmışlardır. torluk müdafaasmın tevhidi, istikbal için Yapılan tevkifat büvük ümidler bahşetmektedir. Bratislava 26 (a.a.) Slovak ma İngilterede tayyare inşaatı meselesinden kamları Zips mıntakasında ikisi Alman bahseden hatib, tayyare imalâtının haftadan haftaya artmakta olduğunu beyan et papazı olmak* üzere 7 kişi tevkif etmiştir. Bunlar, halkı Macar millî marşı söylememiştir. ğe mecbur ediyorlardı. Mıntakada mü Royal Air Force ile muavin hizmet temadiyen hükumet aleyhınde beyanna için efrad tedarik ve celbi işi parlak bir meler dağıtılmakta ve Slovak makamları muvaffakiyetle devam etmektedir. Im buna nihayet vermek için sıkı tahkikat ve paratorluğun her tarafından birçok genctevVifat yapmaktadırlar. ler kaydolmuşlardır. Dominyonlarla ya pılan itilâflar sayesinde birçok pilotlar da antrenman görmektedirler. Tayyare imali için lâzım olan mühim miktardaki iptidaî maddeler, ımparatorluk dahilinde tedarik olunmaktadır Devlet memurları maaşlarmın tevhid ve teadülüne dair olan 1452 sayıh kanun hükumetçe bazı maddeleri tadil ve bazı maddeJer ilâve olunduktan sonra, Büyük Millet Meclisine sevkedilmiş ve geçen lerde heyeti umumiyeye gelcniştir. Her biri kırk bin vatandaşı temsil eden vüksek meclis azası, kırk bini geçen memurlarımızın ve iki yüz bine varan aileleri nin mukadderatında amil olmak mes'uliyetini hakkile müdrik bulunduğu için adalete nekadar mümkün olursa o kadar yaklaşmayı bir gaye bilmiş ve müzakerelerinde ona göre hassasiyet göstermiştir. «Adalete yaklaşmak» diyorum. Niçın yaklaşmak da vâsıl olmak değil? Çünkü adaleti muilaka denilen ve uluhiyetin şanından sayılan tam bir adalet yapısı, adaletsizliklerle dolu olan bu fani dün yada hiçbir kula nasıb olmamıştır. İslâm tarihinde adaletin sembolü telâkki edilen Halife Hazreti Omer bile seksen sopa dayak cezasına mahkum ettığı kendi oğlunun haddi şer'î tamam olmadan öidüğünü görmüş ve dayak cezasına mah kum olan bir kimsenın ölüm cezasına çarpılmasındakı adaletsızlığı takdırden uzak, mütebaki cezayı delikanhnın ölüsüne tatbik ederek sonra da başına geçip, bıı çocuk gibi, hüngür hüngür ağlamıştır. Adaleti bir terazi ile temsil etmek âdet olmuştur. Bu terazinin eczanelerde ehemmiyetli dozları tespite yarayan bir kimya terazisi gibi hassas olacağı hatıra gelir. Fakat nerede? O terazi kimin elinde? Ben razıyım; o, âdi bir terazi, bir kantar, hatta odun tartan bir baskül olsun, fakat elimize geçsin! Bir baskülün ba şında bulunan iki kişi arasında ihtilâf olmaz. Olsa da yüzde biri geçmez. Adalet terazisinin başında bulunanlar arasındaki ihtilâf ise bazan yüzde yüzü buluyor. Her zaman her yerde olduğu gibi, barem kanunu müzakeresinde de böyle oldu: Hatiblerin her biri meseleyi kendi zaviyesinden görerek ve adalet terazisir.in kendi elinde olduğunu sanarak büyük bir samimiyet ve hüsnüniyetle fikrini müdafaa ediyor. Haricde bu kanunla alâka dUr olan yüzbinlerce vatandaşın da her biri kendi zaviyesinden işi muhakeme ettiğine şüphe yoktur. İktısad ilmi servetin istihsalinden, cnübadelesinden, inkısam ve istihlâkinden bahseder. Barem: Vergi vasıtasile devletin eline geçen servetten bir kısmının memurlara tevzii şeklini gösteren bir listedir. Devlet, vergi tarhederken adaiete yaklaşmak için bazı kaıdelere bağlandığı gibi ne şekilde olursa olsun bunu tevzi ederken de bazı esaslara kıymet vermek ödevindedir. Servetin taksiminde nazarî olarak ileri sürülen esaslar şunlardır: 1. Serveti herkese müsavi olarak tak sim etmek. 2. îhtıyacı nispetinde ver mek. 3. Liyakati nispetinde pay etmek. 4. Çalışma randımanını esas tutmak. Bunlardan iki evvelkilerin tatbikatta yeri olmadığı nekadar aşikârsa iki sonrakilerin ihtnal olunmıyacak birer kıymet PEYAMİ SAFA oldukları da o kadar meydandadır. Li yakatın derecesi tahsıl derecesile ölçülür. Tahsil derecesinin sembolü diplomadır. Fakat bu sembol çok kere yaîancıdır. Ben, ancak bir ilkmektebde hocalık edebilen Darülfünun mezunu bılirim. Da Donanmamızın da iştirakile denizaltı rülfünunda profesörlük edecek liyakatte filomuz, Marmarada, bilhassa Adalar arkasile Pendik, Kartal ve Maltepe açıklannda tatil günlerinden maada günlerde manevralar yapacaktır. Oradan geçen merakibın müteyakkız bulunması Lıman riyasetine bildirilmistir. Donanmamızın manevrası Ali Kâmi AKYÜZ Belediyeye geçecek miiesseseler YUNUS NADt Mısır Hariciye Nazırı şerefine Bükreşte verilen ziyafet Hamidiye Zonguldakta Zonguldak 26 (a.a.) Dün limanımıza gelen mekteb gemisi kumandanı Valiyi ziyaret etmiş ve Vali iadei ziyaret ederek topla selâmlanmıştır. Sabahtan saat 6 ya kadar bütün halk gemiyi gez Elektrik, Tramvay ve Tünel idarelemişler ve gemideki genc subaylann nezarinin İstanbul Belediyesine devri hakkınketli ve izahatlı refakatlerile karşılanmışdaki kanun lâyihası Resmî Gazetede inAmerikanın tayyare ihracatı tır. Saat 1 7 de çok kalabahk bir halk hutişar etmiş ve dün alâkadarlara tebligat Ankara 26 (Telefonla) Yalova kap zurile Zonguldak spor kulübile Hamidi yapılmıştır. Vaşington 26 (a.a.) Ticaret Ne zareti 1939 senesinin ilk beş ayı zarfın lıcalannın işletmesi ve kaplıcaların in ye spor kulübü arasında yapılan futbol İdarede teşekkül etmiş olan devir ve da ihrac edilen Amerikan tayyarelerile kişafı işlerinin Sıhhat ve İçtimaî Muave maçı 33 e beraberlikle bitmiştir. Bu ma tesellüm komısyonu, müdürü ıımumî vehava malzemesi hakkında bir istatistik net Vekâletine devri hakkmdaki kanun ça karşı halkın gösterdiği alâka ve heye killiğine tayin edilen mühendiî Mustafa lâyihası bugünkü mecliste müstaceli can çok üstündür. Saat 20 de Sehir parneşretmiştir. Gösterilen rakamlara naza Hulki, idarenin eski umum müdürü yetle görüşüldü ve kabul edildi. Lâyhiaıan ihracat miktan 38 milyon 237,052 nın heyeti umumiyesi üzerinde bir sıh kında Belediye tarafından Hamidiye Kadri Musluoğlu, hukuk müşaviri Tadoları bulmaktadır. Bu miktar, 1938 se hat kadar müzakereler yapıldı. Osman subavları şerefine bir ziyafet tertib edil hir, İktısad müdürü Saffet, muhasebeci nesinin ayni devresine nazaran yüzde 31 Şevki Uludağ. idarenin Bursa kaplıcala miş, bu ziyafette Vali ve Parti başkanı ve diğer bazı memurların iştirakile dün fazladır. rile tevhidini istedi. General Besim Ö Halid Aksay, Belediye reisi, Halkevi re ilk toplantısım yaparak vazifeye başlai?i ve bütün rüesa hazır bulunmuş ve ziyaBu miktarın bir milyondan fazlasmı mer, Berç Türker, Refik İnce, mütaleamıştır. larmı söylediler. Ahmed îhsan Tokgöz fet çok samimî bir hava içinde geçmiştir. Jaoonyaya yapılan ihracat teşkil etmek İlk defa olarak mevcud menkd ve de fiatları çok pahalı bularak Karlsbad, Hamidiyenin limanımıza gelişi, gencleritedir. | gayrimenkul eşyanın devir isile meşgul Vişi ve Visbaden fiatlarile mukayese mizin ve halkımızın denizciliğe alâkasını olunmuştur. Emvali menkule esasen anAlman millî takimı yaptı. Durak Sakarya, memleketin her bir kat daha yükseltmistir. cak bir iki ay evvel septi defter edilerek tarafındaki kaplıca ve içme sularının Danimarkayı yendi eski şirketten Nafıa Vekâletine devredilAlfabede değişiklik yok Kopenhag 26 (a.a.) Almanya millî plânh bir tetkike tâbi tutulmasım bu miş olduğundan şimdiki devir muamelesi Ankara 26 (a.a.) Maarif Vekilliğintakımile Danimarka millî takımı arasın münasebetle Sıhhat Vekâletinden is tedi. den: Türk alfabesinin tadili hususunun kuyudat üzerinden yapılacaktır. Ancak duki karşılaşma 2 0 Almanalrın galibiSuhhat ve İçtimaî Muavenet Vekili düşünülmediğini ve bu yolda herhangi emvali gayrimenkulenin yalnız devir deyetile neticelenmiştir. Birinci haftaym İ 0 Almanların lehine idi. Maçta 35,000 ;7?v,5t ,.ri; Maddelere geçildi ve lâyiha bir teehbüsün mevzuııbahs olmadığını ğil, ayni zamanda ferağ muamelesi de yapılacaktır. Bu muamelenin icrası için seyirci hazır bulunmuştur. ' beyana Anadolu ajansı mezundur. ' kabul olundu. > Yalova kaphcaları İsletme idaresi, Sıhhat Vekâletine raptedildi Elektrik, Tramvay ve Tünel idarelerini teslime memur heyet, dün ilk toplantısım yaparak vazifeye başladı Bükreş, 26 (a.a.) Rador ajansı bildiriyor: Dün öğleden sonra buraya gelen Mısır Hariciye Nazın Abdülfettah Yahya Paşa istasyonda Gafenko ile Türkiye büyükelçisî ve Hariciye erkânı tarafından karşılanmıştır. Protokolu ziyaretlerden sonra nazır sarayda defteri imlâzım gelen hazırlıklar tamamlanmıştır. za etmiş ve akşam da Gafenko tarafınYakında Nafıa Vekili, Tapuda Beledi dan şerefine verilen ziyafette hazır buye namma ferağ evrakını imzahyacaktır. lunmuştur. ' Malum olduğu üzere Nafıa Vekâleti Mançuri hududunda hava bunu şirketten on mılvon küsur Türk lımuharebeleri rasına satın almıştı. Elektrik. Tramvay Moskova 26 (a.a.) Haricî Mogo ve Tünel Belediyeye devredileli ancak listan ve Mançuri hududunda bir aydanbir sene olmuştur. Bu müddet rarfında bir senelik borc taksitleri ödenmiş, yeni beri mühim hava ve kara muharebeleri tesisat için bir milyon lira sarfedilmiştir. cereyan ettiği resmî bir tebliğde teyid eİdarenin elinde 2,300,000 fra kadar bir diimektedir. para vardır kı, bu, müessesenin çok iyi 22 ve 24 haziranda cereyan eden muidare edildiğini, varidatm artırıldığını gös harebeler esnasında 56 Japon Mançuri termektedir. Belediyenin ayni şekilde bu ve 14 Mogol Sovyet tayyaresi düşürül müessesenin idaresine devam edeceği müştür. şüphesizdir. Arnavudluk, propaganda Belediye mevcud para ile Tramvay merkezi oluyor yollannı asfalta çevirmek arzusundadır. Londra 26 (Hususî) Romadan Bu suretle caddeler tozdan kurtulmuş obildirildiğine göre, İtalyan hükumeti Arlacaktır. Resmî gazetedeki kayda nazaran E navudluğu Balkanlar için propaganda lektrik, Tramvay ve Tünel müesseseleri, merkezi haline getirmeğe karar vermis 1 temmuzdan itibaren Belediye tarafın tir. İlk iş olarak Balkan dillerinde bir dan tedvir edileceklir. propaganda gazetesi neşredilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: