24 Haziran 1939 CTTMHURtYET î Rumanyada beden terbiyesi Yazan: SELIM S1RR1 TARCAN Hatay anavatana kutlu olsun lBa§makaleden devam] hslerine tebliğ olunmuştur. Böylelikle dün Hatayın anavatana iltihakı suretile bir hakkın yerine getırilmesı hâdisesi Fransız Türk dostluğunun mümbit bir sahada tahakkuku keyiıyetile gerek Türkıye, gerek Fransa için iki katlı bir mu\affakıyetin tecellisine sahne olmuştur. Bu katmerli muvaffakiyetten dolayı her iki taraf yekdığerımizi tebrik etsek yeridir. Yukarıda işaret etmiş olduğumuz veçhile Türk vatanından bir cüz olan Türk Hatay bölgesınin Türk vatanına iltihakı meselesi on dokuz senelik bir tarihe malıktır. Zamanın fevkalâdelikleri içinde guya elçabukluğile bir iş yapılıyormuş şeklınde yapılan bazı yabancı propaganda neşrıyatına kat'î bir nihayet vermek üzere bu m:llî meselemizin menşei ile safhalarını kısaca hatırlatahm: 1921 deki Londra konferansmda Fransızlarla cenub hududumuz üzerindeki anlaşma, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilmemiş olduğundan Fransa hükumeti ayni sene içinde ve hemen birkaç ay fasıla ile ayni meseleyi müzakere etmek üzere Franklen Buyyon'u murahhas olarak Ankaraya göndermişti. Onunla akdolunan muahedede o zaman adına Sarıcak denilen Hatay bölgesi için, bu bölgenin ırkî ve kültürel Türklüğü kabul ediIerek orasının bu iki esası tatmin edici (hususî bir rejim) e tâbi olacağı tespit olunmuştu. îşte bu hususî rejımdir ki Milletler Cemiyetince tetkik ve tefsir edilerek onun Hatayda müstakil bir idareyi zarurî kıldığı neticesine varılmıştır. Iktibaslar Afyoff^konferansı Hamza Osman Erkan, izahat veriyor Teknik harbi Modern bir harbde askerî ihtiyacların hududu bütün milletin iktısadî kabiliyetidir Askerî destanlar, devirlere göre değişir. Eski devrin askerleri muharib insan lardı, yannın askeri makinist ve mühendis olacaktır. Gelecekteki harblerde hâkim unsur teknik problemlerdir. On dakikahk bir çarpışmada bir makinelitüfek 30 küogram, bir mitralyöz 56 kilogram, 60 lık bir havan topu 130 kilogram, 80 İik bir havan topu 800 kilogram mühimmat sarfediyor. Yani, on dakikahk bir muhaberede bir bölük 3 ton barut ve çelik sarfetmektedir Zira, modern silâhlann ateş etme kudreti 1914 tekine nazaran dört misli fazladır. Bu basit misal, bir harb ihtimalinin son derece büyük teknik ve iktısadî meseleleri intac edeceği fikrini derhal akla getirmeğe kâfidir. Çünkü, modern herhangi bir ordunun gerısinde, erkânıharbiye haritalarının yanısıra, daha şimdiden azametli fabrikaların profili seziliyor. Modern bir harbin ortaya attığı meseleler, eskiye nazaran gayet mühim ve mudildir. Bundan, milletin iktısadî ve teknik se ferberliğini, çok daha geniş mikyasta ele almanın kâfi geldiği manasını çıkarmamalıyız. Meseleyi sadece kemmî cephesinden mütalea edip, eski ihtiyat kuvvetler 50 veya 100 le zarbetmekle iş bitmez. Bütün teknik terakkileri hesaba katmak şarttır. Büyük Harbde hücum arabaları orta ya çıktığı zaman hem harekâtm tabiye tar zını hem cephe gerisinin sınaî ve tekuik çalışma şeklini değiştirmek zarureti hasıl olmuştu. Hücum arabalarile yapılacak bir taarruz, topçu hazırlıklannı tadıl veya hazfettiği nispette, bir harbin askerî, teknik, iktısadî ve malj vaziyetinı de değiştirebilir. Istikbal harbinin sayısız meçhulleri karşısmda, başlıca Avrupa devletleri, ehemmiyetli nispette silâh iddihar edıyor lar. Bu stoklar mutlaka harb malzemesin den ibaret olmadığı gibi antrepolarda da biriktirilmiş değildir. Meselâ Amerikada, çinko ve nikel istihlâki teşvik edıliyor. Sebebi, memlekette mevcud olmıyan bu iki madenin ithalini artırmak ve harb zamanında elzem olan bu madenlerden, mamul eşya şeklinde ehemmiyetli bir stoka sahib bulunmasını temin etmektir. Almanya ayni şekilde hareket ediyor ve yarımamul eşya iddiharına germi veriyor. Fakat, bu derece çaprasık bir meselenin halli için, bu iddihar usulü kâfi değildir. Sun'î kauçuk meselesinin halli, bir harbin muhtemel devam müddetine tekabül edecek zamana göre hesab ederek mal iddiharile kabil değildir. İstihlâkin mik tarı ve istihlâk kuvvetinin devamı bah sinde tehlikeli ve yanlış tahminlerde bulunulabilir ve bir tek esas maddenin yok luğu, harbin şeklini tamamen değiştirebiIir. Fazla olarak, sun'î bir maddenin ev safı, tabiisinin evsafına her zaman tamamile uymaz. Bir milletin harb potansyeli, öyle mudil bir meseledir ki, başta sınaî teçhizat ol mak üzere, bütün madenî ve ziraî servetleri, askerî ve fennî kadroları, manevî kuvvetleri ve askerî an'aneleri buna dahildir. Bu bakrmdan, muhtelif memleketlerin iktısadî kuvvetleri arasındaki nispet meselesinde bazan büyük hatalara düşmek ihtimali vardır. Bunun sebebi gayet basittir, bu memleketlerden bazısında, istatistik rakamları, diğerlerinin rakamlarından daha samimidir. Diğer taraftan. başka başka istihsal şeraitini haiz iki memleketin istihsal kabiliyeti arasında bir mukayese yapmak tamamen sathî bir görüş eseridir. Almanya, silâh sanayiini son derece faaliyetle işletmek sayesinde, 1936 da, 8,756 ton çelik istihsal etmiştir. Avusturyanm 424 bin ton; ÇekoSlovakyanın 1.560 bin ton; İtalyanın 1.951 bin ton; Japonyanın 5.150 bin ton; Mançuku'nun 344 bin ton ve İspanyamn 370 bin ton çeliğini de buna ilâve edersek bu memleketlerin çelik istihsalâtının 28.555 bin tona balığ olduğunu görürüz. Fransanın 6703 bin ton çelik istihsalâtını, İngilterenin 1 1.974 bin ton ve Amerikanın 48.534 bin ton çeliğine ilâve edecek olursak, 67.21 1 ton çelik istihsal edüdiği neticesile karşılaşırız. Kanada, Avu«ralya, Hindistan ve Sovyet Rusya istihsalâtını da hesaba katmak istersek buna 19.092 ton daha zammetmek lâzım gelir. Bu mukayeseler kâfi derecede belâga Bükreşte Yüksek Beden Terbiyesi mektebi Rumanyada beden terbiyesi denince gayet tabiî olarak her Rumen General Badulescu'yıı hatırlar; çünkü ilmin mu'tayatına göre Bükreşte yüksek beden terbiyesi müessesesini kuran, Rumanya ordusuna olduğu gibi mekteblerine de kıymetli jimnastik ve spor muallimlerini yetiştiren, vücud ekzersislerini miîlî bir vazife şekline sokan hep odur. Onun kıymetli eserleri intişar etmeden evvel Rumen mekteblerinde beden terbiyesi pek mühmeldi. Jimnastik dersleri cambazlık kabilınden üç beş marifete inhisar etmişti. Yalan yanlış biraz spor yapmış ve bazularını şişirmiş olan pehlivan yapılı adamları jimnastik hocası yapıyorlar ve bu adamlardan bilintnesi esas olan fiziyoloji, anatomi, psikoloji, pedagoji hakkında velev iptidaî bir malumat bile aramıyorlardı. Mekteblerde jimnastik salonları, muntazam oyun ve spor meydanları yoktu. 1908 de Rumanya hükumeti jimnastiğe ve spora çok meraklı olan ve eskrimde şöhret bulan yüzbaşı (Badulescu) yu bu hayat ilmini tahsil etmek üzere (Stokholm) Yüksek Beden Terbiyesi mektebine gönderdi. îki sene sonra memlcketine dönen bu değerli sporcunun ilk işi Isveçte olduğu gibi müketnmel bir be den terbiyesi müessesesi kurmak oldu. Bir taraftan da beden terbiyesinin hakikî mahiyetini vatandaşlarına anlatmak için eserler yazmağa başladı. Bugün general rütbesine yükselmiş olan bu detin bilgili üstad hiç şüphe yok ki Rumanya da beden terbiyesi inkılâbının piştarıdır. Kendisile dostluğutnuz 1910 da ilk Rutnanyayı ziyaretimde başlamıştır. O zaman bu genc zabit bana şunlan söylemişti: « Kökleşmiş an'ane halinde oUn batıl itikadlan yıkmak hayli zor oluyor. Cehaletle mücadele lâzım. Işte ben de öyle yapıyorum. Bir taraftan konferanslar tertib ederek halka vücud terbiyecinin mahiyetini anlatıyorum, diğer taraftan iltne müstenid usullerle yetiştirdiğim gencleri örnek olarak gösteriyorum. Gayenin üç be§ virtuoz yetiştirmek değil, sıhhati umumiyeyi yükselterek memle kette tuli hayatı temin etmek olduğunu herkese anlatmağa çalışıyorum.» 1925 te tekrar Bükreşi ziyaretimde generalin mesaisinin semerelerini hayret ve takdirle gördüm. Her yeni yapılan mektebin İsveç usulünde mükemmel bir jimnastik salonu, şehrin muhtelif yerle rinde yüzme havuzlan, müteaddid oyun ve spor sahalan vücude gelmiş. Beden terbiyesi mektebi bir kat daha tekemmül etmişti. 1928 de general yüksek beden terbi yesi muallim namzedlerinden bir grupla tstanbula geldi ve benim Çapada tesis ettiğim muallim kurslarını ziyaret etti. Birkaç ay evvel tekrar Bükreşe gittiğim zaman ilk işim tabiî generali ziyarel etmek oldu. Beden terbiyesi yüksek müessesesini bir tıb fakültesi mahiyetinde gördüğümü söylersem hiç mubalâğa etmiş olmam sanınrn. Maalesef bu sefer generalle görüşe medim. Kendisi Avrupaya bir tetkik seyahatine gitmiş. Halen müessese biri askerî diğeri sivil olmak üzere iki şubeyi ihtiva ediyor. Mekteb üniversite mahiyetindedir. Tahsil müddeti dört senfdir. ilk üç senesinde tedrisat nazarî ve amelidir. Dördüncü sene, üniversitede pedagoji tatbikatına tahsis edilmiştir. Askerî kısma zabitler konkurla dahil oluyor. Evvelce yüksek tahsil görcnüs olan bu gencler için tahsil müddeti yalnız bir senedir. Program aynıdır. Yalnız nazarî dersler çok muhtasardır. Mektebi ikmal edenler askerî kıt'alara beden terbiyesi muallimi oluyorlar. Sivil kısmın direktörü tıb doktoru General (Michailescu) dur. Kendisi aynî zamanda fiziyoloji okutuyor. Askerî kısmın direktörü miralay (Pa langeanu) dur. Isveç Yüksek Beden Terbiyesi mektebinden mezundur. Jimnastik derslerini General (Badu lescu) bizzat veriyor. Beden terbiyesi tarihini fizik doktoru Kiritescu, tıbbî jim nastikleri tıb doktoru (I. Lascar), anatomiyi tıb doktoru (Dumitresco), hıfzı sıhhayı tıb doktoru (R. Olinescu), pedagoji tatbikatını felesefe doktoru (Nae Yanescu) veriyor. Bunlardan başka felsefe doktoru ik profesör de pedagoji ve psikoloji tatbi Hakkın bu suretle tezahürüne ve ona kah üzerine haftada birer konferans vegöre Türk ekseriyetine müstenid bir mecriyorlar. Bunlardan Biri doktor (G. Zalis seçilip Hatayda hemen hemen müstakil pan) diğeri (PetreLazar) dır. denilecek bir idare kurulmasına rağmen biz Bu profesörlerden başka altısı tıb dok kat'î ve nihaî hal noktasında asla istical ettoru, üçü beden terbiyesi doktoru, bir miyerek gene Fransanın muvafakatile muskimya, biri fizik doktoru, biri de beden ihane bir tesviye şekline varılmasını tercih terbiyesi lisans şehadetnamesini haiz on ettik. iki asistan vardır. Filhakika yalnız 250 bin nüfuslu HaTatbikat ve ameliyat dersleri için kız tay bölgesinin müstakil bir devlet halinde lar şubesinde biri İsveçli, ikisi İsveç Be kendi kendini idare etmesindeki müşkülât den Terbiyesi mektebinden mezun, biri kendisini göstermekte gecikmemişti. HataBükreşteki müesseseyi bitirmiş dört ka yın ırkî ve kültürel Türklüğü tasdik olundın jimnastik hocası, bir ritmik jimnastik duktan sonra aklen ve mantıkan bunun en muallimi, iki spor muallimi, bir (Jiu Jitsu) tabiî neticesi bu Türk halkının anavatanmuallimi, (Dobrescu) adında bir mill ları olan Türkiye ile birleşmesine muvarakıslar muallimi, bir boks muallimi, iki fakat etmekten ibaret olacaktı. İşte bugün eskrkn muallimi ve üç eskrim asistanı var Ankarada imzalanan yeni vesika ile kat'i dır. ve nihaî tezahürüne meydan verilen hakiSınıfların mevcudü erkeklerde asgarî kat bundan ibarettir. Hakkm yerini bul25, azamî 50 dir. Kızlarda asgarî 20, rnasına muvafakatte ise Fransa için niluazamî 40 tır. yet ve ancak şeref vardır. 1926 danberi müessese 518 i erkek, En haklı meseleler bile bazan böyle u291 i kadm olmak üzere 809 gence lı zun ve üzüntülü safhalar geçirebilir. Biz bütün bu safhalarda asla zora müracaat sans şehadetnamesi vermiştir. Rumanya ilkmekteblerinde beden ter etmiyerek hakkımızı tanıtmak için usanıp biyesi dersini muallim mektebi mezunu yorulmak bilmiyen bir ısrarla hep müzagencler veriyor. Yalnız Bükreşteki iik kere ve gene müzakere yolunu ihtiyar etmekteblerde son beş senedenberi yüksek tik. Vasıl olduğumuz neticeden memnubeden terbiyesi müessesesini bitirmiş olan nuz ve ayni memnuniyetin Fransız efkâlardan hususî muallim tayin ediyorlar ve rında dahı tecellısini görmekle müftehiriz Çetin safhalar arzetmiş bir meselenin yavaş yavaş bütün ilkmekteblerde bu dersi mütehassıs muallimlere tevdi edecek hak ve hakıkat dairesinde ve sulh yolile halli bütün tarihte ana'nevî dostluğa malermiş. Ortamektebler, liseler, san'at mekteb lik iki büyük milleti gene hak, sulh ve inlerinde jimnastik haftada dört saate sanlık davaları tekrar birleştirmiş olması çıkarılmıştır. Muallimleri lisans şehadet ise iki taraf için de hakıkaten büyük bir zafer sayılmaya lâyıktır. namesini haizdir. Hatayın tekrar kendi kucağma gelmeMektebin bütün smıflarını doktor sini anavatana kutlularken bu mes'ud gü(Michailescu) ile birer, birer dolaştık. nümüzde, her vatanî mesele gibi Hatay Genclerin muntazam mesaisini bana gösdavasında dahi en büyük ehemmiyeti verterdi. Ve herbiri hakkmda izahat verd'. miş olan Ebedî Şef Atatürkün hâtırasını Stadyomda spor yapan gencleri de zi taziz etmeği vazife bilir, ve Ebedî Şef yaret ettik. Doktor bana bu saha her sa ruhunu şadedeceğinde şüphe olmıyan son bah güneş doğmadan genclerle dolar, sa parlak neticeden dolayı Millî Şef îsmet at sekize kadar heveskâr gencler gelip İnönü ile Dr. Refik Saydam hükumetini ekzersislerini yaparlar ve duşlarını alıp ve büyük milletimizi tebrik ederiz. giderler, dedi. Doktordan ayrılırken tekrar sordum. Ordu ve mekteblerde yalnız İsveç usulünü mü takib ediyorsunuz? Evet, bu fennî ve terbiyevî usul genclerimizi hayata pek mükemmel hazırladığmı görüyoruz ve aldığunız neti ceden de memnunuz. Vaktile Belçika Yüksek Beden Terbiyesi mektebinin direktörü General (Lefebure) da bana ayni sözleri söylemişti. Cenevrede toplanan beynelmılel afyon ihzarî konferansmda Türk heyeti murahhasası azasından bulunan Afyonkarahisar saylavı Hamza Osman Erkan, dün sabah şehrimize dönmüştür. Diğer murahYazan: ANDRĞ LABARTE haslanmız da yarın şehrimize gelecek ve Fransa Teknik Araştırmalar hep birlikte Ankaraya gidilecektir. İstasyonu Müdurii Hamza Osman Erkan dün kendisile ti haiz olup, sınaî istihsalâtı hemen hemen görüşen bir muharririmize Cenevre topişba haline gelmiş olan totaliter devletler lanülan ve varılan neticeler hakkında şu blokunun rakamlarını daha ileriye kadar beyanatta bulunmuştur: sıralamağa mtiyac bırakmaz. Yalnız, bü«• Cenevrede bu defa yaptığınrz tün cihan sanayi istihsalâtı sahasında. toplantı, ilızarî toplantıların ıkincisidir. muhtelif memleketlere isabet eden nispeti Bu defa evvelce hazırlanmış olan projeyı şu levhada görebiliriz: ikmal ve intac ederek üzerinde mutab.k Amerika % 44 kaldık. Bu proje hükumetlere bildirilip Almanya % 11 12 noktai nazarlan alınacak ve gelecek seİngiltere % 10 ne Cenevrede tekrar toplanılacaktır. 1941 Fransa % 7 de ise büyük afyon konferansı yapılacakîtalya % 3 tır. Bütün müstahsil ve müstehlik menıRusya ve Japonya % 14 leketler delegelerinin iştirak edeceği bu Modern bir harbin ihtiyaclarının bü büyük konferansm İstanbulda yapılması yüklüğü meselesi karşısında, bazı kimse için Cenevrede bir terrbyül mevcuddur. ler, hiçbir milletin, harb ihtiyaclarını taTürk heyeti murahhasası gerek komimamen karşılayabilecek nispette amele te muhitinde gerekse Cemiyeti Akvam bulamıyacağı iddıasındadırlar. Bize ka mehafilinde fevkalâde iyi karşılanmış ve lırsa, askerî makamatm asıl düşünecegi serdettiğimiz tekliflerin ekserisı kabul onokta, ihtiyacların, memleketin iktısadî lunmuştur. Verilen kararlarda hemen ımkânlannı tecavüz etmemesi keyfiyeti daima tekliflerimız müessir olmuştur. Bu kararların başında bilhassa afyon dir. Alman iktısadî erkânıharbiye reisi satışlarının kontrol sistemi eski şeklinden General Thomas, bu hususta diyor ki: «Modern bir harbde, askerî ihtiyaciarın çıkarılarak müstahsil ve müstehlik memtek hududu, bütün milletin iktısadî kabili leketler ve mümessillerinden teşkil olunan bir komiteye kontrol vazife^inin veyetidir.» rilmesi gelmektedir. Şimdiyc kadar kcn« Bu mülâhaza bizi, istikbal harblerınin trolu yalnız müstehlik memleketler müen mühim meselesini teşkil eden işçı ve | messilleri yapmakta idi. kadrolar meselesini derpiş etmeğe sevkeDiğer bir mühim karar da afyon fiatdiyor. ları, esas melese olduğu ve zıraatte iah1933 martında, Almanyada 6 milyon did yapıldığı takdirde fiatlarm Ja yeniissiz vardı. 1938 nisanında, bu mıktar den ve daha evvelden değiştirilmesi ve 400,000 indi. Bunların arasında, bütün tayini hakkmdaki karardır. gayrimütehassıs işçiler dahildir. 1939 niMüstahsil olmıyan memleketlerin sanında, işsizler sayısının 94,000 e düştü bundan sonra ziraata başlıyamaması ğünü görüyoruz. Almanyada, işçi fıkda hakkındaki hüküm de çok mühimdir. nı 1936 danberi kendini hissettiriyor ve Afyon alım satımı hakkındaki muaheisçileri yerleştirme ofisi 800,000 arneleye deye dahil müstehlik memleketlerin daihtiyacı olduğunu ilân ediyor. hil olmıyan müstahsil memleketlerden Bu meseleyi sistematik bir tarzda, teş afyon sabn almalarının memnuiyeti hakkilâtlandırmak mevzuu bahsolduğundan kında da bir hüküm kabul olunmuştur. Haşhaş ziraatinin Türkiyedeki kanun oğlunun tahsilini bitirdiğini haber vermiyen her aile reisi 150 mark para cezası mucibince tahdide tâbi tutulmaması da verecektir. Meslekî terbiy* mecburiyeti münasib görülmüştür. Bu meyanda bizim mahzurlu görerk ihdas edilmiştir. Mesleği elzem telâkk kabul ettiğimiz bazı maddeîer de geleedilmiyen, yahud randımanı az zanaat sahibi ve her küçük esnaf. san'at icrasm cek içtimaa tehir edilmiştir. Konferansta elde ettiğimiz netice dan menedilmekte, muayyen bir sanay memleketimiz menfaatlerine uygundur. şubesine iltihak emri almaktadır. 1937 de, Esasen memleketimizin bu vadide sırf küçük zanaat sahibleri 90,000 nispetinde insanî gayelerle yaptığı fedakârhk daimî azalmıştır. bir takdirle karşılanmaktadır. 22 haziran 1938 tarihli bir Vararname Dönüşte murahhaslanmızdan Servet ile, milletin bütün işçi smıfı, daha sulh za Berkin ile beraber Belgrad'a uğradık ve manından seferber edilmiş, İtalyadan Yugoslavlarla aramızdaki afyon satış an30,000, Felemenkten 5000 ziraat amele laşmasmı son defa tetkik ederek üzerinsi gelmiştir. 115,000 adi cürüm mahkude tamamen mutabık kaldık.» mundan 85,000 kişisi, amele kadrolan nm boşluğunu dolduruyor. YUNUS NAD1 Temizlik işlerinin ıslahı düşünülüyor Şehrimizde temizlik işlerinin yeniden tanzim ve ıslahı düşünülmektedir. Bılhassa temizlik amelesinin çöpleri top Iarken sıhhî takyidata riayet etmeleri hususunda kat'î tedbirler almacaktır. Selim Strrt TARCAN Bir çocuk arkadaşını bıçakladı Adana, (Hususî) Ceyhan'da, küçük Kırım mahallesinde iki çocuk arasında kanlı bir kavga olmuştur. Bu mahallede oturan 12 yaşlarında Yusuf, ayni mahallede bulunan arkadaşı 12 yaşlarında Hasanla kavgaya tutuşmuş ve Yusuf, nihayet hıncmı arkadaşını bıçaklamakla lmıştır. Küçük Hasanın yarası ağırdır ve edavi altına alınmıştır. Suçlu çocuk da akalanarak hakkında kanunî muamele yapılmıştır. Münakalât Vekili Münakalât Vekili Ali Çetinkaya, ya nnki trenle Ankaradan şehrimize gelecektir. Çetinkaya, burada Denizyolları idaresinin yeni teşkiâltmı tetkik edecek ve birkaç gün kaldıktan sonra doğruca îzmıre giderek, İzmir liman işleri üzerinde incelemeler yapacaktır. Amerikan ticaret ataşesl vefat etti Amerikan sefarethanesi ticaret ataşesi M. Gillespie, dün, dairesinde çahşuken kendisine ansızın bir fenalık gelmiş, ve hastaneye kaldırılırken otomobilde ve fat etmiştir. M. Gillespie 49 yaşında bulunuyordu. îstanbulda 20 senedir ticaret ataşelığı vazifesini yapıyordu. Memleketimizin eski bir dostu olan müteveffanın aUesine taziyetlerimizi sunanz. Yunan Kralı Italyaya gidiyor Atina, 23 (a.a.) Atina ajansı bildiriyor: Başvekil Metaksas, Amiral gemisinde Kral ile birlikte filo manevralannı akib etmek üzere bugün Pansras'a gitliştir. Kral, manevralardan sonra Korfua, oradan da Prenses İren'in evlenme merasiminde hazır bulunmak üzere îtalyaya gidecektir. Metaksas filo ile birlikte Atinaya dönecektir. ' Küçük yaşında Mızıkai Hümayunda, kendisine mahsus yapılan bir masa üzerinde konserlere iştirak etmiş ve mu vaffakiyeti herkes tarafmdan takdir edilmişti Abdülhamidin cülusunda birinci f'lütçiliğe terfi etti ve o zaman mesleğinde inkişaf etmesi için Avrupaya gönderildi. îstanbula avdetinden sonra memleketimizde ilk türkçe solfeji yazdı ve Türkiyede ilk defa olmak üzere alafrarga musikinin nazarî tedrisatma başladı. Mustafa Saffet Atabinen 1898 de orduda yegâne olarak Abdülmecid zamaır.ndan kalma (atık miralaylık) rütbesine terfi etmiş ve elli sene icrayi san'at ve tedris ettikten sonra, Meşrutiyette Talât Paşanın bir müdahalesine itiraz edeAndre Labarte rek vazifesinden çekilmişti. Merhum, ahlâkı son derece metin, fikren yüksek, bütün manasile ince ve Kadıköy Halkevinin hayirlı medenî bir insandı. Vefatı, kendisini tanıyanlar üzerinde büyük teessür uyan bir teşebbüsü Kadıköy Halkevi sosyal yardım şu dırmıştır. besi kendi çevresi dahilindeki fakirlerin kışlık ihtiyacım temin ve ihzar etmek ü Zenci Levis şamniyonluğu zere 8 temmuz 939 cumartesi akşamı kaybetti Fenerbahçe Belvü kazinosunda bir balo Ne\york, 23 (a.a.) Nevyork Atvermeğe karar vermiştir. Davetlileri letizm komisyonu yarıağır siklet dünya memnun etmek üzere programa Münir Nureddin tarafmdan iki kısımlık bir boks şampiyonu zenci Levis'in tek gözlü konser ve hediyeli dans müsabakalan olduğunu tasdik etmiştir. Binaenaleyh Levis'in boksörlük hayave görülmemiş eğlenceler ilâve edilmiştir. Balonun zengin ve mükemmel ol tı sona ermiş bulunmaktadır. Ünvanı Aması için her fedakârhk yapılmaktadır. merikalı Bettina'ya devredilmiştir. Beher Muharib asker başma, tedafüî bir harbde, on fabrika amelesi, taarruzî harbde ise takriben on üç fabrika amelesi bulunmak şarttır. Modem bir avcı tayyaresi yapmak için modern vesaitle en az 9000 saat, bir bombardıman tayyaresi için de 18,000 saat çalışmak iktıza eder. Almanya, bu meselelerde, ulaşmasına imkân olmıyan hududlar karşısındadır Demokratik memleketler için, hassaten Fransa için, ayni meseleler büsbütün başka mahiyetler arzeder. Zira Fransız İngiliz Amerika potansyeli, sanayi ve işçi adedi bakımından, hiçbir devletin bugüne kadar hududlarını tecavüz edemediği bir istihsal kabiliyeti arzetmektedir. 1933 senesinde, mühendisler birîiği, *** Almanyada 65,000 işsiz mühendis buMustafa Saffet Atabinen, Abdülâziz lunduğunu haber veriyordu. Bu sene, Al devrinde Mızıkai Hümayuna intisab etman sanayiinin mühendis ihtiyacı 18000 miş ve on iki yaşmdan itibaren filüt dersleri almağa başlamıştı. den fazla olacaktır. Almanyada ihtısas fıkdanı bundan ibaret değildir. Birçok sanayi şefleri, salâhiyetli mühendis ve kimyager fıkdanı Eski Kocaeli meb'usu Reşid Saffet Atanı, müthiş bir tehlike olarak görüyorlar. binenle Sıvas meb'usu Remzinin refiî:c=ı Alman mühendisler birliği, 1928 den Ayşe Çinenn babalan kıymetli musikiberi, üniversitelerdeki talebenin yarıyarı şmasımız Mustafa Saffet Atabmen dün ya azaldığını söylemektedir. Yüksek tek seksen bir yaşında olduğu halde vefat nik mekteblerinde ve maden mektebinde etmiştir. Cenazesi 24 haziran cumartesi günü Boğaziçinde Sarıyer camiinde öğle her sene verilen diploma adedi 2700 kanamazı kılındıktan sonra, Anadoluka dardı. 1937 de bu sayı 2200 de, 1938 de vağı şehidliğinde hazırlanmış olan met1800 de kalmıştır. fenine götürülecektir. Mustafa Saffet Atabinen dün vefat etti