8 Nisan 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

8 Nisan 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Nisan 1939 CUMHURİYET San'ata dair Beethoven'in yaratıcı ve daima yaşayan aşkı «Sağır bir san'atkâr güzel bir kadını memnun edebilir mi?» suali, büyük san'atkârın hayatını tehdid eden korkunc bir istifham olmuştur Yazan: ZEYNEL AKKOÇ Ârnavudlukla îtalya arasında savaş IBaşmakaleden devam] « İki âli âkidden herbiri ihtiyac halinde diğer tarahn askerî yardımına koşacaktır.» Bu maddeye göre eğer îtalya bir tehlikeye düşerse Arnavudluk onun yardımına koşacaksa da hakikatte böyle bir meselenin konuşulmasına bile yer olmıyacağını izaha hacet yoktur. O muahedenin sarih manası Arnavudluğun ne zaman isterse İtalya tarafından askerî işgal altına aimabileceğinin ifadesinden ibaretti, ve o zaman bu hakikat bu sütunlarda böylece izah olunmuştu. Arnavudluğun İtalya ile bu yolda başlıyan münasebetleri yalnız bu muahedeye münhasır kalmış değildir. Ondan sonraki bir sürü muahede ve mukavelelerin kâffesi yukanki esası birer suretle teyid eden hâdisat ve tatbikatın tevalisini gösterir. Arnavudluk maliyesi İtaiyan yardımile yürüyegelmiştir. Arnavudluk iktısadiyatı İtalyanlann idaresine geçmekte devam etmiştir. Mülkî ve askerî Arnavudluk idaresinin tanzim ve jslahı îtalyan ihtısasma tevdi olunmuştur. Arnavudluk hükumeti, zahirî bir istiklâlin göze görünen şekilleri arkasındaki hakikî vaziyetin bundan ibaret olduğunu bilmiyor değildi elbette. Buna rağmen Arnavudların malum olan millî ve mağrur benlikleri zaman zaman bu yabancı müdahaleden rahatsızhk duyduğunu gösteriyordu. Galiba hükumet de hakikat ne olursa olsun îtalya tarafından zevahiım muhafaza edileceğini umuyordu. Arnavudlukta İtaiyan nüfuz ve hakimiyetinin takviyesi için çıkan yeni vaziyet, bundan dolayı olacak, orada efkân umumiye ile beraber hükumeti de azçok şaşırtmaktan hâli kalmamıştır. Bir memleket meselesi Yumurta ihracatı işini tanzim etmek lâzımdır Hükumetimiz, memleketimizden cıkan hernevi ihrac maddelerinin hertürlü tağşışten an bir şekilde ihracını temın için son yıllarda kuvvetli bir mücadeleye girişmiştir. İhracdan evvel kontrolu yapılan ihracat maddelenmizm başında yumurta gelmektedir. Bılhassa geçen sene martının 18 inde tasdik olunup nisanın 15 inde mer'iyet mevkiıne gıren yumurta ıhracatının murakabesıne dair muaddel nızamname ile bu işe yeni bir hız verilmiştir. Fakat maksada vanlmış ve memieket menfaatlerine uygun bir netice aiınmış mıdır? Söylenenler, ortaya konulan misaller, bazı noksanlarırra nazaran millî menfaatlere büsbütün aykın telâkki edi lemiyecek olan nizamnamenin tatbikatından dolayı tamamile aksi bir netice ahndığını, göstermektedir. f Çelikpalas oteli ihtiyaca kâfi gelmiyor ı Beethoven, Terez'le bir arada 1796 senesî bîr mayıs günü Terez biraz çalmasını rica ediyor. Üstad her Brunsvick kardeşi Josefin ve annesile zamanki gıbi piyanonun başına geçince beraber musiki dersinden gelirken Frei yavaş yavaş ahenkli bir melodi sesleniyor smger sokağında bir ahbablarını ziyaret ve hafif hafif yükseliyor; sonra birdenetmişlerdi. İşte orada Terez, Beethoven bire iniyor, sakin sular gibi azametle etle tanışmıştı. rafa yayılmağa başhyor. Sebastien Terez o zaman genc ve güzel bir kız Bach'ın bir parçası, dı. Geniş ve açık alınlı, parlak gözlü, «Eğer kalbını bana vermek istersen oElen burunlu, ufak ve güzel yapılı ağzile nu gizli yap. Bizim ruhî kaynaşmamızı pek sevimli bir çehreye malikti. întizam kimse sezmesin!» la taranmış siyah saçları, beyaz bir korMelodinin ahengile Beethoven'in bakışdelâ ile süslenmişti. Bütün bu vaziyetıle lar: Terez'in gözlerinde mıhlanıyor. Muklâsik bir portreye benziyordu. Genc siki nağmeleri, ikisinin de ruhunun derinsan'atkârın karşısına çıktığı zaman ken liklerindeki kaynaşan hislerin manasını disinde tuhaf bir his duymuştu. Sanki gözlerden çalarak birinden diğerine taşıgizli bir kuvvet, onu üstada bağlıyor ve yor. İşte o zaman Terez senelerın hulyabu büyük san'atkâra karşı hürmete ben sile avuttuğu sevgisinin o anda karşılıkzer bir inkıyadla yaklaşıyordu. İşte o za sız olmadığını anlıyarak büyük bir sevmc man büyük musikişinasa karşı kendinde raşesile sarsılıyor. Beethoven ise, hakikî bir sevginin parlayıverdiğini anlamıştı. bir sevginin gönlünü sardığını duyarak ve Beethoven genc olmasma rağmen biraz senelerce kendisi için sönmiyen bir aşkın kamburumsu duruyordu. Çîrkih olriıa mevcudiyetini hissederek coşuyor; coşmakla beraber hiç de güzel bir delikanh tukça musiki nağmelerinin bu ilâhî Jutufdeğildi. Geniş ve açık alnı, büyük ve yas larına şükranlarını bahşediyor. •' " sı burnu, sık, uzun, intizamsız saç'arı 3J5 !p 3JC nev'i şahsına münhasır bir tip vücude geErtesi günü Beethoven, Terez'le beratiriyordu. Yüzünün birkaç yerinde hasber parkta bir çınar ağacmın altında butalığmdan kalma izler olmasma rağmen luşuyorlar. İnce ruhlu san'atkâr sevgilisisempatik bir çehresi vardı. Fevkalâde çenin gözlerine bakarak ellerinden tutuyor. kici, pırıl pırıl yanan büyük gözleri, onVe: daki fevkalâdeliğin başlıca nişanesiydi. «Beni sevdiğini anladığım andan iti* * * baren kalbımı o kadar yüksekte hissediGenc musikişinasın daveti üzerine yoruk ki sanki içimde beni saadet ufuklaKontes Terez piyanonun başına geçiyor. rına sürükliyen bir kuvvet var. Bu kuvvet Üstad elile tempo tutmak suretile ona iş de senin bakışlarından gelıyor. Dündentirak ediyor. Birkaç parça çalındıktan beri bana her yer ışıklı, her yer temiz gösonra Beethoven güzel piyaniste parmak rünüyor. Etrafımda şefkatli hislerin parıllarmı daha sert tutması hususunda tavsı dadığını hissediyorum. Gece hiç uyumayede bulunuyor. dım. Senin ilhamınla bir opera hazırlıyoİşte bundan sonradır ki Beethoven rum. Bunu sana hitab edeceğim.» diyor. Altınşahin oteline hergün muntazaman Beethoven bu derin aşkından sonra giderek iki kız kardeşe piyano dersleri hissedılecek derecede değişiyor. Kalen vermeğe başlıyor. Beethoven, Bruns derliği bırakarak şık ve muntazam giyi vick ailesine o kadar alışıyor ve onlar a niyor. Hastahğı dolayısile bozulan âsabı rasında bulunmak o kadar hoşuna gidi iyıleşiyor. Şeklinde ve ışıklı gözlerinde yor ki ders günlerinden başka zamanlar büyük bir bahtiyarlığın nişaneleri sezilida da onlan ziyarete başlıyor. Bu ziya yor. İşte bu saadet kaynağı içerisinden büretlerde Terez'in kendisine olan aşkm.n yük üstad kayalardan fışkıran sular gıbi gittikçe şiddendiğinin farkında bile ol musiki san'atının şaheserlerini döküyor. tnamıstır. Fakat o, Terez'in teyzezadesi Bu sıralarda dördüncü senfonisini vücude Juliet'i sevmeğe başlamıştı. Hassas san getiriyor. Bu eserde mehtablı bir gecenin atkâr sevgisinin ruhunda husule getirdıği berraklık ve sakinliği vardır. derin tesirlerle «Ay ışığı» isminde fan Altıncı senfonisi ovalardan, sevinc ve tezi sonatı vücude getirmişti ki, bu eser saadetten bahseder. Bu senfoni de «Akleri arasında fevkalâde bir kompozisyon kassianata» Sonatası sevgilisi Terez'e itsayılmaktadır. haf olunmuştur. Beethoven'in Sonataları Fakat büyük san'atkânn bu anî askı şiddetli bir desillision'la sönüyor ve bundan sonra geçirdiği bir kriz neticesi ku lağı işitmemeğe, daha sonra da hiç duymamağa başlıyor. Bir musikisinas için bu halin ne bü vük bir mahrumiyet olduğu bedihidir. Beethoven'in, büyük şöhretler kazandığı zaman, salonlan çmlatan alkış seslerini bile isitememesi onda büyük kederler husule getirmiştir. îjî arasında en güzeli budur. Bu senfoni bittikten sonra Beethoven, Terez'e sık sık mektublar yazmıştır. * * * Büyük üstad, nihayet Terez'le evlenmeğe karar veriyor. Bu karardan Terez pek memnundur. Nihayet senelerce sevdiği üstadına kavuşacaktır. O ince ruhlu san'atkânn bir kadın sevgisile daima bir şefkate ve himayeye muhtac olduğunu da hissetmektedir. Derin sevgisile onu ölünciye kadar mes'ud edebileceğine kanidir. Şaheser melodilerin raşedar nağmeleri arasında sevgilisile beraber olmak ve onun saadetini hazırlamak Allahın ne büyük lutfu idi. Beethoven de ayni saadet dalgalarının seyrine kendini bırakmıştır. Fakat evlenme kararmı verince meş'um bir düşünce içini kemirmeğe başlıyor. Terez kendisini seviyordu. Fakat acaba bu sevgi bir sukutuhayale uğrıyamaz mı? Çünkü kendisi hayatî varhklarınm en müfojmminden mahrumdu. Kulakları işitmiyordu. Terez'in büyük sevgisi, beraber yaşamağa başladıklan andan itibaren merhamete kalboluverirse o zaman kendisi bir zavallıdan başka birşey olmıyacaktır. Ta 3p *J* Beethoven, Terez'le görüşmelerinden on bes sene sonra gene bir gün Marton vasar (Macaristan) daki Brunsvick ailesinin villâsında mısafir bulunuyor. Gene güzel bir mayıs günü... Ilkba harın zaferi tabiati tamamile genclsştirmiş, şirinlestirmiş. Pazar günüdür. Vilâya gelmis daha baska misafirler de vardır. Siyah mavi ormanın arkasındaki gurubun alevleri, etrafta kuşların ötmesi ve böceklerin sesi, onlan rüyalar diyarma süpiklüyor. Terez, gizli yakıcı ve sakin tapıcı aşkile daima üstadı seyrediyor; ve sonra yavaş yavaş Beethoven'e yaklaşarak Arnavudluktaki yeni vaziyetin nasıl inkişaf edeceğini bu satırları yazarken tahmin etmek mümkün değildir. îşin filî bir işgalle zâhirî Arnavudluk istiklâline nihayet vermek şekline kadar götürülmemesi ve buna mukabil oradaki İtaiyan nüfuz ve hakimiyetinin daha bariz ve daha filî bir şekle konulması ihtimali yok değildir. Bu ihtimale mukabil icabında dağlara çekilerek çete harbi yapmak itiyadında olan Arnavudların kendi hükumetlerine karşı da isyan ederek Arnavudukta halli azçok zaman istiyen anarşik bir vaziyet ihdas etmeleri de gayrimümSanayie mahsus yumurtalan, nizam;ün değildir. name, yinecek yumurtalar haricinde bıArnavudluğun ftalya tl^afınîbrö i?ga raktığma göre nizamöaih«!lîif'«anayiden ine teşebbüs olunması mahallî bir hâdıse maksadı kâgıdalık, tabâklık*ve saire gi»Imaktan ziyade milletlerarası mafoiyerr'e bi büyük <»3üsitıi.riDİelağuna jüphe yokehemmiyeti haizdir. Yugoslavya böyle tur. Pastacılık, makarnacılık ve sair gıbir işgale karşı bir diyeceği olmadığını da sanayii bu çerçeve içine giremez ve anlatmış ve îngıltere Arnavudlukta böyle girmemelidir. Çünkü yenemiyecek yu bir işgalden müteessir olacak hiçbir men murtanın gıda sanayiinde kullanılma Ayancık (Hususî) Bu sene yeni bir kadro ile işe başlıyan Halkevi faati olmadığını Başvekili lisanıle Avam sına bizim belediye nizamnamelerimizin rrremlekette yeni bir hayat ve varlık haline gelmiştir. Fransızca ve almanca kursları, köyculuk, avcılik, spor kolu, kitab saray ve gösterit kolu muntazaman kamarasmda ilân etmiştir. Şu halde Ar dahi müsaadesi yoktur. navudluktaki İtaiyan işgaline AlmanyaSon bir ay zarfında îstanbuldan I faailyetlerine devam etmektedirler. Gösterit kolunun bu hafta sahneye koyduğu Yaşayan ölü ve Babur Şahm seccadesi pıyesleri çok iyi temsıl edılmış nın da itıraz etmiyeceğıni gözönüne ahr talyaya ve Yunanistana gönderilen yuve fazla rağbet gördüğü için ikinci defa tekrar edılmiştir. Gönderdiğim resak meselenin bu milletlerarası vaziyetin murtalarm hemen hepsi mevsim itiba sim, Babur Şahm seccadesinden bir sahnechr. de bugün için herhangi bir ihtilât düşün rile taze yumurtalardır. Bu, yenecek kameğe yer olmadığını görürüz. liteli birinci nevi yumurtalar nizamnameBuna göre Arnavudluktaki vaziyetin sinin klişesine bakılarak üzerine «S» yani yeni birşey olmadığını ve bu akıbetin res sanayie mahsus yumurta damgası vumî Arnavudluk makamatile İtalya ara rulmak suretile ihrac olunmaktadır. sında çoktan hazırlanmış olduğunu söy Bundan memleketin gördüğü zararı, burada izaha tabiî lüzum yok. lemekle iktifa etmek bir zaruret olur. Milletlerin sersemlikleri içinde Avrupa Bir kısım kabuklan kirli bulunan yusiyaset gemisi orsaboca yürümekte devam murtalar sanayie mahsus yumurtalar ediyor. Arnavudluk bu gelişigüzel yürü zümresinden sayıhyor. Çünkü fılân memyen serseri siyasetın bugün için son misa leket kirli yumurta istemiyor, deniliyor. ini teşkil etmektedir. Fakat kabuktaki kirın yumurtanm içine YUNUS NAD1 tesir yapmıyacağı hesaba katılmıyor. Memleket yumurtalannın evsafmı iyibiî insanî duyguların neticesi olarak bu leştirmeğe çalışmak gayesile hareket ehal hem kendini hem de sevgilisini bizar dilirken iyi yumurtalarımızın kötü damedecekti. Bir sağır, güzel bir kadını her ga altında ihracı kadar memleket menzaman mes'ud edebilir mi? faatlerini baltalıyan bir âmil daha tasavİşte bu fena düşünceler üstadın âsabi vur olunamaz. Birinci nevi yumurtalann nı tekrar bozuyor. Deli gibi oluyor. He sanayie mahsus yumurtalar gibi ihracı men sevğilisinin villâsını terkediyor. Se nizamnamenin ruhuna da maksadma da yahate çıkıyor. Silezya'ya, sonra Viya külliyen aykırıdır. Inegol (Hususî) Mevsim dolayısile burada bir ağac bayramı yapılmıştır. Programı, Halkevile Orman Bölge Şefliği tarafından tertib edilen naya gidiyor. Oralarda birkaç senfonik So n istatistiklerde memleketimizden konser idare ediyor. Ve nihayet Terez'le ekseriyetle sanayie mahsus yumurta çı merasime bütün mekteb talebelerile halktan yüzlerce insan iştirak etmiştir. evlenmemeğe karar veriyor. Ve tekrar kanldığını göreceğiz. Bu, Türkiye yu Önce Belediye önünde toplanan mekteb talebelerine ağac fidanı dağıtılarak bandonun çaldığı İstiklâl marşile merasime başlanmış, bunu" HalkBrunsvick'lerin villâsına gidiyor. Ayrıhk murtalarınm hemen daima düşük kalite evinde söylenen ve hoparlörle dinlenılen «ağac sevgisi» hakkındaki hitabe gözyaşları karşısmda güzel hatıralarm li, bayat, durgun yumurtalar olduğu za takib etmiştir. Bundan sonra alay, Belediyenin ağaçlatmak istediği sahaya süslediği aşkını kalbinin en hücra köşele habını haric piyasalarda uyandıracak ve gitmiş, çocukların ellerindeki fidanlar dıkilmiştir. Gönderdiğim resim, merarine ygrleştiriyor ve onun için bunlar bi aleyhimizde yapılan propagandalarda sime iştirak edenleri, fidan dikmeğe giderken göstermektedir. rer ilham kaynağı oluyor. İşte bu ayrı resmî kontrol dairesinin vesikalan bir bürlıştan meşhur dördüncü senfonisi çıkı han olarak ortaya konulacaktır. yor. îyi malımızı resmî kontrol ve vesika* ** Iarla kötü göstermek ve bu yüzden esaTerez'den aynldıktan sonra, 98 me sen 10,5 milyon liralıktan yanm milyon lodi parçası yazıp hepsini «uzakta bulu lirahğa kadar düşmüş olan yumurta ihnan dostuma» diye ithaf ediyor. Olü racatımızı daha fazla düşürmeğe savaşır münden bir sene evvel bir hastahğı es gibi görünmek bize mahsus bir orijinalinasında arkadaşlarından birisi onu ziya te gibi görünüyor. Artık bu vaziyete bir ret ediyor. Üstadın göğsüne bastırdığı bir nihayet vermek zamanı gelip geçmiştir.^ portre olduğu halde ağladığını görüyor. Alâkadarların bu mütalealan haklı Çok müteessir oluyor. Ertesi gün tekrar gibi görünüyor. Ticaret Vekâletinin bu gittiği zaman onu neş'eli bir tarzda pi hususta tetkikat yapması her halde fayyanosunun başmda buluyor. Bu tahav dalı olacaktır. vülü üstaddaa soruyor. O da cevab veriyor: Bulgaristan fuara iştirak «Çünkü bu sabah merhametli meediyor leğim beni ziyaret etti.» diyor ve Terezİzmir 7 (a.a.) Bulgaristan, Enter in portresini gösteriyor. nasyonal İzmir fuarma iştirak edeceğini Terez de sevgili san'atkârmdan aynl bildirmiştir. Belediye sergi evinin in dıktan sonra bir manastıra kapanıyor. İngiltere İngiliz donanmasım takviye için ahiren inşa edilen moşaatı işinı süratlendirmek içintedbirler Bu hususta ileri sürülen noktai nazarBugün artık dünyanm birinci sınıf otelları şöyle hulâsa etmek kabıldir: «İhrac olunacak yumurtalan standar lerinde oturmaya alışmış kimseler, Bursadize etmekten maksad; yumurtaları mu ya geldıklerinde yaşayışlarını hiç yadırayyen evsafa uygun tiplere, sınıflara ayır gamıyacak bir otele kavuşuyorlar. Cumhu maktır. Yumurtalann standardizasyonu riyet devrinın Bursaya armağan ettiğı bu nu istihdaf eden yumurta kontrol nizam modem müessese, onların her türlü zevk namesi, kötü evsaftaki yumurtalarm iyi ve ihtiyaclannı tatmin edebilecek vaziyetdiye ihracını önlemek gayesile ortaya ko te olduğu gibi Bursanın da bu bakımdan nulmuş olduğu kadar ve belki daha zi yüzünü ağartmaktadır. Bursada turizmi yade iyi yumurtalann da harice kötü yu teşvik için devletin kurduğu tesislerin bamurta damgasile ihrac edilmemesini de şmda bulunan bu müessese ilk yıllarda biltemin etmek vaziyetindedir. Nizamname hassa kış günlerinde ekseriyetle boş kJınin sekizinci maddesi ihrac olunacak yu yordu. Birkaç yıl sonra masrafını karş1.murtalan : layarak kâr getirmeye başlayan otel, arA Yenmeğe mahsus yumurtalar, tık bütün bir yaz mevsimi boyunca olduB Sanayie mahsus yumurtalar; o ğu gibi kış günlerinde de dolu bulunmaklarak iki kısma ayırıyor. Hüncü madde sanayie mahsus yumurtaları yemeğe mahsus yumurtalar haricinde kalan yumurtalar olarak tavsif ediyor. Şu vaziyete göre, bu yumurtalann ikinci nevi ve konserva yumurtalardan aşağı evsafta olması pek tabiî bulunmaktadır. Şu halde, sanayie mahsus yumurtalar, çok bayat, yenmiyecek derecede ağırlaşmış olmakla beraber henüz bozulup kokmamış yumurtalar olarak gözönüne getirilebilir. Çelikpalas otelinin Bursa, (Hususî) Bursanm turistik hayatı ve bilhassa banyolu otelciliği üzerinde mühim bir inkılâb âmili olan Çelik Palas oteli ılk açıldığı günlerde masrafını bile kapatamıyordu. Bugün ise 938 bilânçosunda kâr getirmeye basladığı dahi görülen Ç°lik Palasın artık ihtiyaca kâfi gelmediği anlaşılmaktadır. haricden görünüşü tadır. Hatta yazın, günlerce boş yer kalmadığından, başka otele inenler olmaktadır. Banyolu odalarında mevcud 32, banyosuz odalarındaki 20 yatak ki: cem'aa 52 yatakla büyük bir turist şehrnin ihtiyacını karşılamak imkânı bulunamamaktadır. Halbuki bu otele, müstahdem kadrosuna büyük bir ilâve yapılmaksızm, daha 100 yataklı bir kısmın ilâvesi mümkün ve elzemdir. Bugünkü otelin salonu dar, odalan az olduğu için bunları genişletmek ve çoğaltmak, mevcud rağbeti karşılamak ve hatta arttırmak demek olacaktır. Elde bir ilâve projesi mevcud bulunuyor. Bu projeye göre: Tıpkı bugünkü Celık Palas gibi yeni ve ona mütenazır c!arak yanına bir bina eklenecektir. Fakal bu ilâve için müsaid zemin ve imkân beklenmektedir. Ayrıca şirket de sermayesiri tezyide çalışmaktadır. îşte: Bu ilâve yapıldığı gün Bursa, şu birkaç yıl için otel sıkmtısı çekmiyecek ve Çelik Palas gibi bir otelde kalmak isteyenlerin arzulan yerine getirilmiş olacaktır. f Ayancık Halkevinde verilen temsiller J f İnegölde ağac bayramı yapıldı J nHM^B^nmaa^vr ^., • ZEYNEL AKKOÇ almıstır. törlü torcitolardan bir grup,

Bu sayıdan diğer sayfalar: