CUMHURİYET 27 Subat 1939 Ilk tasfiye müsabakaları pek sönük geçti. Pera Şişli takımları 3 • 3 berabere kaldılar. Matbuat takımı da Şişli takımım 3 1 yendi Şild maçla/ına dün Kadıköy, Taksim ve Şeref stadlarında hep birden başlan mıştır. Galatasarayla, Beşiktaşın şild maçlarında çıkan bir ıhtilâf yüzünden çekilmesi bu müsabakaların beklenen heyecan ve alâkasını kaybetmiş, müsabakalar bazı sahalarda sürprizlerle sona ermiştir. Dünkü şild maçlannda yirmi altı lira hasılat olmuştur. ild maçlarına dün başlandı Karagümrük: 3 Topkapı: 1 Birinci likten Topkapı ile ikinci likten Karagümrük takımı arasında yapılan maç bir sürprizle sona ermiştir. Birinci devrede iki takım da birer sayı yapmış ve devre bu suretle bitmiştir. İkinci devrede Karagümrük takımı daha güzel ve hâkim bir oyun göstermiş ve iki sayı yaparak Topkapıyı şild maçları haricinde bırak mıştır. tutturdu. Sedadın ayağile iki gol daha yapmağa muvaffak oldu. Bu arada Niyazi de dördüncü golü atmıştı, fakat hakem bunu ofsayd addederek kabul etmedi ve müsabaka 31 Matbuat takımının galibiyetile bitti. reket eden koşucular Mecidiyeköy îstinye Trabaya Mecidiyeköy arasın daki 29 kilometrelik yolu takib ederek yarışı bitirmişlerdir. Neticede Feneryılmazdan Torkum elli beş dakikada birinciliği, SüleymaniŞişli kulübü, maçtan sonra Matbuat ta yeden Abdullah biraz farkla ikinciliği kımı şerefine Narinzade lokantasında bir kazanmışlardır. dğle ziyafeti vermiştir. Samimî bir maç Şeref stadınm levhası tan sonra bu ziyafet de çok samimî bir asılıyor hava içinde geçmiş, Şişli kulübünün, gaBeşiktaş kulübü dün senelik kongresizetecilere gösterdiği misafirperverlık çok ni yapmış, idare heyetınin raporu takdirgüzel bir intıba bırakmıştır. Şişli Pera berabere kaldılar Ie karşılanmıştır. Bundan sonra, Şeref stadından evvelce indirilmiş olan levha Matbuat takımile Şişli mütekaidleri meselesi mevzuu bahsolmuş ve kongre, arasındaki maç bittikten sonra Pera ile ittıfakla bu levhanm yerine asılmasına Şişli günün en mühim maçını yaptılar. karar vermiştir. Bu arada merhum ŞerePera: Cakatino Mesinezi, Hristo fin Beşiktaş kulübünc yaptığı hizmetler Çaçi, Angelidis, Etyen Bambino, Cotadad edilmiş ve merhumun ruhuna hürlameni, Butley, Bodors, Murad. meten bir dakika sükut edilmiştir. Şişli: Armenak Vlâstardi, Aiber Bundan sonra Millî Şef İsmet înönüMartyan, Nobar, Arveri Hraç, Soldur, ne hürmet ve tazim telgrafı çekilmesine Vehab, Jirayir, Diran... karar verilerek kongreye nihayet veril Hakem: Ahmed Adem.. Binlerce seyircinin takib ettiği maç miştir. Fenerbahçe stadında: Fenerbahçe Feneryılmaz Feneryılmaz takımı gelmediği için Fenerbahçe bu maçı hükmen kazanmıştır. Vefa: 10 Ortaköy: 0 Birinci likten Vefa ile ikinci likten Ortaköy arasındaki maçta Vefadan Saim, Mehmed, Sinan takımda yoktu. Birinci devre daha ziyade Ortaköyün müdafaa ;ile geçti. Muhteşem iki, Şükrü bir gol yaparak devre 3 1 Vefanın lehine bitti. İkinci devre Ortaköy takımı tamamile müdafaaya çekildi Vefa takımı hâkim ve güzel bir oyundan sonra üstüste Abduş, Necib ve Şükrü vasıtasile yedi gol atarak maçı büyük bir sayı farkile kazandı. Hilâl: 5Eyüb:0 Birinci likten Hilâlle, ikinci likten Eyüb takımı arasmda yapılan maçın ilk dev resinde Hilâl 10 galib olarak oyunu bitirmiştir. İkinci devrede çok hâkim oynıyan Hilâl takımı üstüste dört gol daha yaparak maçı 50 kazanmıştır. Matbuat takımı kalecisi Namık bir gol kurtanyçr bugün îstanbul takımlarınm hemen hiçbirinde bulunmıyan kıymetli, genc, atılgan bir kaleci olduğunu dünkü oyunile gös termiştir. Yedi sekiz bin seyirci önünde oynanan bu karşılaşma, hakıkaten çok zevkli ol muş, seyirciler, ekserisi vaktile futbol oynayıp da şimdi çoluk çocuk sahibi olmuş eski futbolcuların oyunlarını gülüşmeler, takdirler ve alkışlar arasında seyretmişlerdr. Şişli takımı şu kadro ile çıkmıştır: Fruhan Bogos, Yervant Zanub, Istepan, Garo Hayko, Sarafyan, Aram, Mesrub, Kevrekyan. Matbuat takımı da şu şekilde idi: Namık Ercümend, Ahmed Adem Tarık, Salâhaddin, Âlı Şazi, Niyazi, çekmemiştir. Müdafaadan muhacimlere gelen top, Sedaddan Nıyaziye, oradan da Ulviye geçerek bir müddet Şişli kalesi önünde mekik dokuduktan sonra kuvvetli bir şütle kaleye havale edildi, bunun gol olması muhakkak gibiydi, fakat Şişlinin maruf kalecisi, bunu mahirane bir plon jonla kurtardı ve dakikalarca alkışlandı. Bundan sonra Şişli kalesine yapılan bir kaç akın da gene kalecinin müdahalelerile akım kaldı. Matbuat takımı muhacim leri, kalecinin bu mehareti karşısmda adeta nevmid olmağa başlamışlar ve daha yakın mesafeden şüt atabılmek maksadıle paslaşarak kale yakınına kadar sokulmağa uğraşıyorlardı. Bu arada muhacim lerden biri, ceza çizgisi içinde düşürüldüğünden hakem, penaltı verdi. Sedadın atiığı pçnajtıyı kaleci tutunca, gazeteci arkadaşlarda şafak attı. Fakat biraz sonra Şişli müdafaasının ikinci bir hatası ikinci bir penaltı ile neticelendi. Bunu gene Sedad attı, kaleci gene tuttu, fakat, topu elinden kaçırdı ve gol oldu. Beylerbeyi: 1 G. Gencler: 1 İkinci lik taklmlan arasmda cereyan eden bu maç ümidin fevkinde heyecanlı ve güzel olmuştur. Yapılan bütün gayretlere rağmen o yun sıfır sıfıra berabere bitmiştir. Şild maçları berabere bittiği zaman maçm başka bir gün tekrar edilmesi ve gene takımlar berabere kalırsa yanm saat uzatılması ıcab etmektedır. Hakem Feridun Kılıc maç berabere bittiği için maçı yanm sat uzatmak hatasına dü?müştür. Uzatılan müddette Beylerbeyi birinci golü ilk devrede yapmış, Galata Gencler de ikinci devrede bir gol yaparak bera bere vaziyete gelmiştir. Bu maç tekrar edilecektir. Taksim stadında: G. Saray lisesi: 4 îs. Lisesi: 0 îki lise takımı arasında yapılan bu m a ç çok güzel ve heyecanlı olmuştur. alatasaray ilk devrede iki, ikinci devrede de iki gol yaparak maçı 4 0 kazanmıştır. Kasımpaşa: 1 A. Hisar: 0 îkinci kümeden birinci kümeye terfi edecek olan bu iki takımm maçı ayni zamanda şild maçı olarak yapıldı. İki takımın maçı bu itibarla haftanın en mühim maçı idf. Takımlar şu sekilde sahaya çıktılar: Kasımpaşa: İzak Selim, Rüştü Mümtaz, Cafer, Mürteza Hâmid, Sarıoğlu, Sabri, Arslan, Hayri. Hisar: Mehmed Necati, Kâmil Saim, Sabahaddin, Faruk, Necdet, Fuad , Orhan, Atinalı, Fuad. Hakem: Süleymaniyeden Tarık. îlk devrenin sonuna doğru Hisar aleyhine sağdan çekilen bir kornerde Kasımpaşa soliçinin güzel bir kafa vuruşile gol ile bitti. Devre böylece 1 0 Kasımpaşanın galibiyetile bitti. İkinci devra yapılan bütün gayTetler bir netice vermedi ve oyun Kasımpaşanm galibiyefile sona erdi. Hisar takımı bu mağlubiyetle şild haricinde kaldı. İki takım birinci like terfi için tekrar karşılaşacaklardır. Seda 4ı..Vİyi. Besim. ^ ^ ^ ^ v Şeref stadında Beykoz: 5 Davudpaşa: 0 Birinci likten Beykozla, ikinci likten Davudpşa arasmda yapılan maçın ilk devresinde Beykoz çok hâkim bir oyunla üstüste beş gol birden yapmıştır. İkinci devrede Davudpaşa, Beyko zun devamlı hücumları karşısmda icab ettiği kadar mukavemet ctmiş ve oyun 31 Beykozun galebesile bitmiştir. Maçı, arkadaşımız Ahmed İhsan idare etmiştir»^ «Vjngffe *,& Oyuna başlanmadan evvel Şişli takımının kaptanı, Matbuat takımına güzel bir büket hedıye etmiştir. Şimdiye kadar yaptıkları maçlarda hakikî tekaüdleri kolayca yenmeğe alışan bizim arkadaşlar, dünkü maça başladık tan iki dakika sonra, nasıl bir takımla başa çıkmak mecburiyetinde olduklarını aniamışlardır. Müdafaası ve hücum hattı çok güzel işliyen Şişli takımı hemen hü cuma geçmiş, fakat gazetecilerin müda faası, bu hücumlan durdurmakta güçlük başladığı zaman Şişlinin hâkim oynamağa başladığı görülüyordu. Üstüste yap tıkları akınlardan birisi Soldorun kafa sile ve 13 üncü dakikada golle neticelendi. Bunu Vehabm Şişli hesabına yaptığı ikinci gol takib etti. Peralılar bu gollerden sonra düzgün oynamağa başladılar ve Colâmeni devre sonuna doğru Peranın golünü yaptı ve devre 2 1 Şişli lehine bitti. ikinci devrede her iki takım da zaman zaman hâkim oynadılar. Peradan Batley beraberlik sayısını yaptı. Şişli buna Diran vasıtasile cevab vererek üçüncü sayıyı kaydetti. Pera bir penaltı kaçırdı. Bir aralık lüzumsuz favuller ve kasdî hare ketler yapan Angelidisi hakem dışan çıkardı. Oyunun son dakikalarında Paralı Şişli muhacimleri, biraz sonra bu gole Bambino sıkı bir şütlr beraberlik golünü merkez muhacimleri Aramın ayağile en yaptığından oyun 3 3 beraberlikle ni fes bir gol atarak mukabele ettiler. Dev hayet buldu. re 11 beraberlıkle bitti. Barutgücü sahasında İkinci devrede Matbuat takımı rüzgâr Barutgücü sahasında dün yapılan maçaltına düsmüstü. Şişli takımı da, birkaç larda Askerî Tıbbiye takımı Barutgücü oyuncu değiştirmiş bulunuyordu. Buna A takımına 21, Yeşilköy B takımı Barağmen, Matbuat takımı, ilk devreye narutgücü B takımına 30 mağlub olmuş zaran daha serı, daha güzel bir oyun lardır. Demirspor kulübü teşkilâta girdi îstanbul Demirspor kulübü bir müddet evvel teşkilâta girmek için müracaatte bulunmuştu. Beden Terbiyesi Umum müdürlüğü îstanbul teşkilâtı, bu müracaati nazarı dıkkate alarak kulübün bütün hususatı hakkında mahallinde yaptığı tetkikat müspet bir neticeye vardığından kendilerine teşkilâta kabul edildikleri bildirilmiştir. Birçok kulüblerimizden daha esaslı teşkilât ve tesisata sahib olan îstanbul Demirspor kulübü, Ankara ve Eskişehirdeki Demirspor kulübleri gibi şimendifercile rin bir teşekkülüdür. Kendilerine muvaf fakıyetli başarılar temenni ederiz. Tamşvar Ankaraya gidiyor Romanyanm Tamşvar takımı çarşamba günü Ankaraya gidecek ve orada iki maç yapacaktır. Tamşvar gelecek pazar da İstanbulda bir maç yapmak üzere müracaat etmiştir. Voleybol maçları Beyoğlu Halkevinde yapılan voleybol maçlarının finali dün oynannvştır. Neticede üçüncü kategoride karşılaşan Da rüşşafaka ile Boğaziçi liselerinden Darüşşafaka; ikinci kategoride karşılaşan Çelikkolla Eyüb takımlarından Çelikkol, hasmı gelmediği için hükmen galib ilân edihniştir. Kategoride bulunan Galatasaray li sesile Mühendis mektebi ve Haydarpaşa liseleri takımları da tekrar karşılaşacak lardır. Uçok, Manisa takımım yendi İzmir 26 (a.a.) Üçok takımile Manisa şampiyonu Sakarya takımı ara sında bugün yapılan karşılaşmada, Üçok birinci devrede yedi ve ikinci devrede de dört gol atarak müsabakayı bire karşı on bir sayile kazanmıştır. Süleymaniye: 1 Boğaziçi: 0 Birinci likten Süleymaniye ile, ikinci likten Boğaziçi arasında yapılan maça iki taraf da onar oyuncu ile çıkmışlardır. Oyun ümid edüdiğinden fazla heyecanlı ve sür'atli olmuş, devrenin otuzuncu dakikasında Süleymaniye lehine verilen bir kornerde Boğaziçi kalecisi topu tuttuğu halde içeri atmıştır. Devre 1 0 Süleymaniyenin lehinde bitmiştir. İkinci devrede iki tarafın yaptığı bütün gayretlere rağmen netice değişmemiştir. Oyun 10 Süleymaniyenin galibiye tile bitmiştir. Yazan: VÎKİ BAUM Matbuat takımı: 3 Şişli: 1 Matbuat takımı dün sabah, Pera Şişli maçından evvel, Şişli kulübünün mütekaidlerile bir maç yapmıştır. Şişli kulübü, gazeteciler takımının karşısına tekaüd olmak şöyle dursun, bugün şehrimizin herhangi birinci takımında muvaffakiyetle oynıyabilecek oyuncuların da dahil olduğu kuvvetli bir takım çıkarmıştır. Karşı yakanm en iyi futbolcularını aralanna alan Şişli kulübü, tekaüd ismini verdiği bu takımile, her vakit maç yapmak imkânına malik olabilir. Bilhaassa kaleci Fruhan, Çeviren: HAMDÎ VAROĞLÜ Alman Yugoslav millî maçı Biıinci kümeje terfi müsabakasını kazanan Kasımpaşa takımı çirdi. Orada yapışık fotografı bir parça sararmıştı. Bu pasaport ve bu fotograf, balayı seyahatinden kalma şeylerdi. Evelin, bu resimde, çizgili bir rob giymişti. Babasınm hediye ettiği incili iğne yakasında takılıydı. Daha sıhhatli, daha mes'ud biraz narin, fakat şimdiki kadar zayıf olmıyan, şimdiki kadar yorgun ve bezgin görünmiyen bir Evelin'di bu. «Ne tuhaf, diye düşündü, bu eski fotograflarda insan daha yaşlı görünüyor» durdu, gene düşündü, «evlilik bana yaramadı» Pasaportunu çantasma yerleştirdi, fakat, beyhude getirdiği balo iskarpinlerini koyacak yer bulamadı. Nihayet, Frank imdadına yetişti ve alay etti. Evelin balkona kaçtı. Bir parça başı dönüyor, hava almak istiyordu. Lâkin, karşıki damlann tepesindeki semaya, sonra, Burbon meydanına dcğru bakmca daha fena oldu. Boşluk, onu kendisine doğru çekiyordu. «Kendimi aşağı atsam» diye düşündü. Rüyada, çok defalar, berrak ve şeffaf bir karanhğa doğru uçtuğu olmuştu. Baygmlık da ona benzer bir haldi. Bu düşüncelerinin muhasalası olarak «ah! aşk!» diye düşündü. Ölümün de tıpkı böyle olacağmı tahmin edemiyordu. Mırıltı bir karanhğa yuvarlanıp, rasgele bir yere ulaşmak. Evelin, doktorunun, endişeli bir homurtu ile tarif ettiği hastalığın manasını anlayalı ve evdeki tıb kamusunda, fakrüddeme aid kısa bahsi okuyalıberi, ölümü sık sık düşünmüştü. Bu, onun, korku hissetmediği, nadir şeylerden biriydi. Hayat zordu. Faaliyete, fedakârlığa, gayrete vabeste idi. Olüm, ona kıyasen kolaydı. Kendinı onun kucağma bırakıvermek kâfiydi. O esnada, Frank'ın sesini işitti: Vakit geldi, gidiyoruz, diyordu. Biliyorum. Dedi ve peşinden odaya girdi. Birden bire, Frank'ın bir sözü, onu, taş kesilmiş gibi olduğu yere çıvıledi. Bir eli havada, başı bir yana eğik, ânî bir manzara ile karşılaşan bir hayvan gibi kalakalmıştı. Frank, bütün 'hislerini hulâsa eden bir veda nutku veriyordu: Bunun, benim için eihemmiyetsiz bir şey olduğunu zannetme. Hayır, öyle değil..» Diyordu. Evelin gülmeğe başladı. Ona verdiği bu teminatta öyle bir anlayışsızlık vardı. Bu öyle yabancı, öyle uzak bir şeydi ki, ancak gülerek mukabele edilebilirdi. Şöminenin iki tarafında, karşı Berlin 26 (a.a.) Olimpiyad stadında 70,000 den fazla bir seyirci kütlesi önünde Yugoslavya millî futbol takimile karşılaşan Alman millî takımı 32 galib gelmiştir. Bu karşılaşmanın birinci Bisiklet müsabakaları haftaymında Yugoslavların 2 1 ga'ib 1939 yılı seri bisiklet yarışlarının bi vaziyette olmaları büyük bir alâka ve rincisi dün sabah yapılmıştır. 9,30 da Likör fabrikası önünden ha hayret uyandırmıştır. lıklı duruyorlardı. Aralarında, büyük bir uçurum vardı. Frank, aralarındaki münasebetin, ehemmiyetsiz birşey olmadığım söylüyordu. Cehaleti öyle azametli idi ki, âdeta merhamet hissi uyandırıyordu. Evelin ona doğru yürüdü, kötürüm parmakh elini okşadı. Bu sırada kapı vuruldu. Otel garsonu bavulları almağa gelmişti. Belinde yeşil bir önlük vardı. O da ufak bir rol oy nıyan aktör vaziyetindeydi. Ufak, fakat ehemmiyetsiz olmıyan bir rol. Evelin odadan çıkarken kapıyı ona bu garson açtı. Frank'ın eşyası, daima seyahat eden insanlara mahsus kalabalık ve hürmetli şeylerdi. Evelin'in ufacık çantası, bütün bu kalabalığın arasırda, acıklı bir manzara arzediyordu. Âşıkile birlikte hafta tatili geçirmeğe giden bir kadının, içine, alelâcele bir parça çamaşır tıkıştırılmış bu el çantası, o hürmetli eşyaya karşı bir hakaret gibiydi. Frank, merdiven başından taksiye kadar, yolları üstüne dizilen bütün otel müştahdemlerini isimlerile tanıyordu. Kimine bahşiş verdi, kimine veda etti. Kapıdan çıkarlarken, otel sahibesi: Güle güle gidiniz, Madam Davis, dec3'. Otelimizden memnun kaldınız, ümid ederim. Evelin, hayretle kadının yüzüne baktı. Bu yabancı isimle hitab edilen şahsın, kendisi olduğunu birdenbire anlayamamıştı. Otelci kadın, bir garson yamağ: çocuğu elile iterek, döner kapıyı açarken: Ümid ederim ki, diye devam etti, bir daha sefer Parise teşrifinizde gene otelimizi şereflendirirsiniz. Sonra: Güle güle gidiniz. Allah selâmet versin. Temennisini ilâve etti. Müşterilerinin peşi sıra, kadının önüne kadar çıktı; bavulların otomobile yüklenmesine nezaret etti. Taksi, sokağın köşesini dönerken, o, elini sallıyor, hâlâ yolcuları selâmetliyordu. Bir kasaba otelinden de, ancak bu kadar iptidaî selâmetlenme usullerile çıkılabilirdi. Yol kısa sürdü. Otomobilde ancak bir kaç kelime teati ettiler. Aynlık, Evelin'in tahmin ettiği ve korktuğu kadar acı o!mamiftı. Evvelâ, Frank'm başında, yüzüne yakışmıyan ve ona yabancı bir manzara veren bir şapka vardı. {Arkası ror) o<eıron Roman: 58 ODO «^^ Tayyareye binmek, uçmak, Berlin'e varmak, Geltovv'a gitmek, Kurt'u görmck, yalan uydurmak, bütün bunlar öyle de^^aş şeylerdi ki! Bütün bu karmakar= k!'k içinde, bir tek sağlam nokta vard: Marian. Frank: Berlin'e saat beşte varacaksın, dedi. Arkad? s 'm istasyona gelıp beni k>r''"'acak. Marian... Hatırlıyorsun de"'1 m ı 5 Cılrlinin rengi çok güzel olan bir kadın vardı, o mu ? Evelin omuzlarını silkti. Marian'ın rildi h a kkırdi hiçbir fikri yoktu ve Frank'ın. bu gibi teferrüatı bilmesi hayretini mucib cluyordu. Frark'm, kendisini sevip se\Tnediğini bilmek için pek çok şey feda etmeğe ha"z:rdı. Gerçi, Frank'ın, kendi sevgisi gibi devasız bir aşk beslediğini zannetmiyorHu. Fakat ne de olsa, az çok sevebilirdi. Ona mimozaları gönderdiği zaman, Berline telefon ettiği zaman, bütün bir geceyi beraber geçirdiği zaman, Evelin bu aşka inanmıştı. Şimdi, gün ışığında, şu kahvaltı masasının başında otururlarken, bunu şüpheli görmeğe başlamıştı. Hiçbir kadının, sormaktan kendisini alamadığı suali zaptetmek için bir müddet nefsile mücadele etti ve nihayet dayanamadan, sordu: Sen... beni seviyor musun? Frank yemeği bıraktı, onun elini tuttu: Evet sevgilim, diye cevab verdi, çok. İkna etmeğe çalışmadı. Esasen başka ne söyliyebilirdi? Aşkta, hakikati öğrenmeğe imkân var mıdır? Evelin'ın parmaklarına bal bulaşmıştı. Elini yıkamak için odasına gitti. Bir müddet, çantasını yerleştırmekle meşgul oldu. Bu çanta, şimdi gözüne dünkünden daha biçare görünüyordu. Bir müddet, tereddüd içinde, pasaportunu gözden ge