CUMHURİYET 24 Subat 1939 ADLiYEDE V E MAHKEMELERDE Bir tavcılık Otelde hırsızlık JP © #? S i N i R .... Bir kaşık hamal Ismaıli tavlamaga teşebbü=ten dördüncü cezaya getirilen İsmaille İzzetin mu^akemeleri bir celsede bitirilmis, bunlardan İsmaile on gün, İzzete on beş gün hapis cezası veri'mi'tir. Kırklarelinden buraya tavuk satmak üzere geldiHerini ?öyliyen bu iki arkadaşm, hamal İsmaile yaldızlanmış bir gümüş çeyreği altm lira diye sürmek istedikleri iddiası, davanm m€vzuudur. Şaban isminde biri, bu teşebbüsü görmüş, bu suretle de teşebbüsleri suya düşmüştür. beş kuruşu altm Suçlu, on dört ay hapse Istanbulspor, Anadolu, Altınordu, takım çıkaradiye sürmüşler... mahkum oldu madıklarından, Galatasarayla Beşiktaş da itiraz Otelde hırsızhktan suçlu Halil İbraYenicami ile Mahmudpasa yckusu arasındaki mesafede aralarına aldıklan himın muhakemesi, ikinci cezada bitmişettiklerinden maçlara girmiyecekler tir. Verilen karara göre, Halil Ibrahim, geçen kânunuevvelin yirmi dördüncü gecesi, bir otelde yatak kiralamış. Altı numaralı oda, iki yataklı imış. Yataklardan birine kendisi yatmış, birinde de Şevket isminde birisi uyuyormuş. Halil Ibrahim, gece kalkmıs, bitişik odaya geçmiş ve orada uyuyan Mustafanın yüz kırk üç lirasını aşırmış. Mustafa, bu arahk uyanmış ve parasını çalanı kovalamış. Halil Ibrahim, altı numaralı odaya girerek, parayı o odada yatan Şevketin siltesi arasına sokmuş. Bu sırada da otel kâtibi İsmail koşmuş ve altı nımarah odayı dışandan kilidliyerek polis çağırmış. Halil Ibrahim, dört yüz doksan ikinci maddenin birinci bendine uygun olarak bir sene hapse mahkum edilmiş, hırsızhktan 1933 senesinde Kocaeli mahkemesince üç seneye mahkum olduğu, Üsküdar hapishanesinden 1936 da çıktığı anlaşıldığından, sabıka dolayısile bir sene müddete iki ay daha katılmışhr. Dün bütün kulüblerin iştirakile yapılan toplanhdan sonra şild maçlarmm pazar günü her üç sahada birden başlamasına karar verilmiştir. Şild maçlarına bırinci ve ikinci likteki takımların hep bir arada başlaması icab etmekteyse de İstanbulspor, Altınordu, Güneş ve Anadolu kulübleri takım çıkaramadıklan için müsabakalara giremiyeceklerini bildirmişlerdir. Bundan başka Galatasaray, Beşiktaş kulübleri Halk Partisi tarafından konan şildin on senede on defa oynanmış ol masmı, halbuki maçların üç sene yapılmadığını, bu oynanmıyan tarıhler için şildin bundan maada, üç sene daha yapılmasını taleb etmişlerdir. Mıntaka Spor direktör vekili Muhtar, maçların üç .ene yapılmamış olmasmı nazarı itibara alamıyacağını ve bu sene yapılacak maçlarla muayyen olan on senenin tajnamlanmış olacağını bidir mıştır. Bunun üzerine Galatasaray ve Beşiktaş kulübleri murahhaslan da işin ni hayet bir spor meselesi olduğunu ve bu oynanmıyan üç sene nazan itibara alınmadıkça maçlara giremiyeceklerini, vaziyetin bir defa da Halk Partisinden sorulmasını ve oyunların hiç olmazsa ge lecek hafta başlamasını, aksi takdirde şildden çekilen diğer kulübler gibi maçlara iştirak edemiyeceklerini bildirmiş lerdir. Spor direktör vekili Muhtarın Halk Partisi tarafından konan şildi, bu seneki maçların sonunda vereceğini söylemesi üzerine Galatasaray ve Beşiktaş kulüb leri de şild maçlarından çekilmişlerdir. On sene oynandıktan sonra en çok galıbıyet kazanan takıma verılmesi lâzım olan şildin, üç sene müsabaka yapılmamış olmasını nazarı itibara almamak, hıç şüphe yok kı ıkı büyük kulübün maçlardau uz.dk kalm«ısı üolayisilc spordan beklcnen rekabeti ortadan kaldırmış olduğuna şüphe yoktur. Halk partisi nezdinde yapılacak bir teşebbüsle maçlara bir hafta sonra başlanması şild turnuvasına daha zevkli ve heyecanlı bir şekil verecekken, bunun aksıne hareket etmekteki mana bir türlü anlaşılamamıştır. Mıntakanın tebliği Beykoz kulübünden 278 Mehmed Sekizcan 2 ay. Yukanda adları, soy adları, kulüblerile bölge sicil sayüarı yazılı idmancılara lik ! maçlarmdaki sui hareketleri dolayısile hizalarında yazılı müddetler için geçici müsabaka boykotu cezaları verilmiştir. Bu , cezalar tebliğ tarihi olan 24' 2/1939 tari hinden itibaren başlamaktadır. Alâkadar kulüblerle hakemlerin bu idmancıları müsabakalara ithal etmemeleri lüzumu tebliğ olunur. Şild maçlaıına pazar günü başlanıyor ZAMANIN HASTALIG1DIR Sinir arıları * Asabî öksürükler # Baygınlık 0 Baş dönmesi *$ Çarpıntı ERViN V V I I I I Tatlı bir uyku ra temin eder Antrenörler istifa ediyorlar Ankara 23 (Telefonla) Ankarada çalışmakta olan futbol antrenörü istifa et miştır. Futbol Federasyonu antrenörle mü zakereye girişerek maaşma 25 lira zam yaparak Türkiyede kalmasını temin etmiştir. Diğer taraftan güreş antrenörü Finlandiyalı Belhne'nin de istifa edeceğinden bahsedilmektedir. Fakat güreş antrenö rünün istifası ancak millî takımın Avrupa turnesınden sonra mevzuu bahsolabile cektir. Zaten Güreş Federasyonu, serbest güreşte kullanılmak üzere bir başka antrenör daha getirtmek için çalışmaktadır. ve sinirden ileri gelen bütün rahatsızlıkları iyi eder. Müstehcen filim davasma başlandı Sirkecide «Kemalbey» sinemasında umumî seans bittikten sonra hususî olarak on beş kişiye bir filim seyrettir mekten suçlu sinema idare memuru Pertevle makinisti Alber hakkındaki mu hakemeye dün ikinci cezada başlan mıştır. N Naf ıa C C D l\ Vekâletinden: Maluliyete sebeb olma Baronun vaoacağı ictima Altı yaşında bir çocuğun sol îdare heyeti, eski rei« Hasan Hayrinin istifasile hasıl olan gözüne lâstik sapanla vaziyeti görüştü taş atmış!. Mebruke isminde on sekiz yaşmda bir kız, İstanbul Ağırceza mahkemesinde maluliyete sebeb olmaktan muhakeme edilmektedir. İddiaya göre, Mebruke, Kasımpaşada çember çeviren altı yaşındaki Ozerin sol gözüne lâstik sapanla taş atmış Davacı olan çocuğun ailesi, Mebrukenin annesinin Ozeri doktora görürmemelerini tavsiye ederek, kendi yapacağı kompresle gözü iyilestirebileceğıni vadettığıni söylemişlerdir. Bu suretle de doktor tedavif nin geciktirildiği ve çocuğun bir gözünc'en mahrum kaldığı ileri sürülüyor. DünVü muhakempde şahidler dinlenilmiş, bu r hetin de tespitine calısılmıştır. Baska baîstanbul Barosu umumî heyeti, yarın saat on dörtte İstanbul Ağırceza mahkemesi salonunda geçen haftaki içtimaın devamı olmak üz«re içtima ederek, Barolar haysivet divanı için namzed aza intihabım ikmale çalışacaktır. Diğer taraftan, Baronun dört mart cumartesi günü saat on dörtte Ağırcezada bir umumî heyet ictimaı daha yapması kararlaştırılmıştır. Baro idare meclisi, Hasan Hayrinin reislikten çekilmesi üzerine ortaya çıkan vaziyeti görüşmüş ve bu hususun aynca bir umumî heyet içtimaı ruznamesine alınarak müzakeresine lüzum görmüştür. 4 mart içtimaının hararetli geçeceği tahmin 71 cpVnVlor r^inlonllmplo Ü7Prp. m u h a k p OlUIİLlVOr. D u Uyliı«»«loı. KirçrvV a ı i l t a h n menin devamı bırakılmıştır. söz alacağı anlaşılmaktadır. Avukatlara Beraet etti 4 mart için davetiyeleri gönderilmiştir. Fskişehir Hava okuluna girmek maksadile, muayenede gözlerile kulaklan Mevzu, aralarında şimdiden uzun uzadının sağ'am oldu&una dair sahte bir ra ya konuşulma'ktadır. por hazırlamaktan İstanbul Ağırceza Kasden yangın çıkardığı mahkemesinde muhakeme edilen Hasan anlaşılan adam isminde bir genc hakkındaki karar Agob Vartanyan isminde biri, Ağırbildirilmiştir. Mahkeme, muharref rapordaki göz cezada bin lira sigorta bedeline tamah mütehassısı Visali ile kulak mütehassısı ederek, içerisinde dört yüz liralık mal Mustafanın isimlerini gösteren imza bulunan dükkânmı yakmağa teşebbüsların, bu doktorlann imzalarma benzememesi ve alâkadarlar tarafmdan bu ci ten muhakeme ediliyordu. Mahkeme, suçu sabit görmüştür. Kahetin derhal farkına varılacagı, dolavı rara göre, Agob Vartanyan, eski bir pansile de bu doktorlarmmış gibi bu sekilde imza atmanm, raporu muharref ol talonu gaze bulamış ve dükkânı kapatmak üzere kullanmağa, bu raporla işi tıktan sonra bodrum katmdan zemin halletmeğe varamıyacağı noktasmdan, kısmma girmiş, gazli pantalonu ateşletaklidi usulü dairesinde vaki sayma miştir. Ondan sonra da çıkıp gitmiştir. mıştır. Hasanm beraeti ve muavene kâ Fakat. konu komşu koku duymuşlar, ğıdımn iptali kararla<=tırılmıstır. yangınm başlangıcında farkına varıp, Ac kaldığı icin bu işi yapmıs! yetışmişlerdir. Bu suretle ateş söndü Zindankapısında zahireci Kanberin rülmüştür. Yakmağa teşebbüsten veridükkâmndan kırk beş kilo buğday aşır len ceza, iki sene dört ay hapis ceza maktan dördüncü cezada muhakeme esıdır. dilen Kozma. üç ay hapse mahkum ol muş ve tevkif edilmistir. Kozma, aç kal Göz çıkaran adam mahkum dığındarı hu i^i yaptıŞmı söylemiştir. oldu İstişare heyeti askerî mektebler spor muallimlerini dinledi Ankara 23 (Telefonla) Beden Terbiyesi Umum müdürlüğü istişare he yeti, bu sabah Umum müdürlük salonunda toplanarak çalışmalarına devam et miştir. Umumî müdürün hazırladığı rapor üzerinde münakaşalar yapılarak öğleyin müzakereye nihayet verilmiştir. Akşam I 7,30 da tekrar toplanan heyet, Ankaraya davet edilen Kuleli, Maltepe, Bursa Askerî Liseleri spor muallimlerini dinle miştir. Muallimler, askerî mektebler hakkında Umumî müdürün hazırladığı tali matname hakkında fikirlerini söylemişlerdir. Askerî mektebler spor muallimleri, daha bir müddet Ankarada kalarak istişare heyetile beraber çalışacaklardır. İstanbul stadyomu Eksiltmiye konulan iş : 1 Tarsusta Berdan çayı sulama şebekesi keşif bedeli (180,000) lirackr. 2 Eksiltme 10/3/939 tarihine raslıyan cuma günü saat 15 te Nafıa Vekâleti Sular Umum Müdürlüğü Su Eksiltme Komisyonu odasında kapalı zarf usulile yapılacaktır. 3 İstekli'er, eksiltme şartnamesi, mukavele projesi, baymdırlık işleri genel şartnamesi, fennî şartname ve projeleri ( 9) lira mukabilinde Sular Umum Müdürlüğünden alabilirler. 4 Eks'ltmiye girebilmek için isteklilerin (10.250) liralık muvakkat leminat vermesi ve eksiltmenin vapılacağı günden en az sekiz gün evvel ellerinde bulunan vesikalarla birlikte bir dilekçe ile Nafıa Vekâletine mürac = at ederek bu işe mahsus olmak üzere vesika almaları ve bu vesikayı ibraz etmeleri şarttır. Bu müddet içinde vesika Ialebinde bulunmıvanlar eksiltmiye iştirak edemezler. 5 • İsteklilerin teklif mektublarını ikinci maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar Sular Umum Müdürlüğüne makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez. ( 863 ) Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma, nevraiji, kırıkhk ve bütün ağrılarınızı derhal keser. icabında günde 3 kaşe alınabilir. t Ankara 23 (Telefonla) İslanbul Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar, Dolmabahçede yapılacak stadyom için alâkadarlardan izahat almak üzere Beden Terbiyesi Umum müdürlüğile temaslar yapmıştır. Beden Terbiyesi Umum mü dürü ve Sahalar Dairesi Reisi, kendisine lâzım gelen malumatı vermişlerdir. Ve bılhassa istanbul stadyomunun müsabaka İstanbul Futbol Ajanlığmdan: açılmadan İtalyan mimarı Viola'ya veril25 2 1939 cumartesi günü yapılacak maçlar mesi doğru olmadığı, bu isi gayet iyi baTaksim stadı: saracak Türk mimarları da bulunduğu, Fenerbahçe Galatasaray B takmıları İstanbul Valisine bildirilmiştir. Umum s a a t 15. H a k e m : Adnan Akın. 26 '2/1939 pazar günü yapılacak şild müdürlüğün istanbul stadyomu için ne maçları gibi yardımlar yapabileceği de konuşulTaksim s t a d ı : mu'tur. Anadoluhisar Kasımpaşa A takımları s a a t 13,30. H a k e m : Tarık Ozerengin. Fenerbahçe s t a d ı : Beylerbeyi G a l a t a Gencler A takımları s a a t 11,30. Hakem: Şazı Tezcan. Hilâl Eyüb A takımları s a a t 13,15. Hakem: Necdet Gezen. Fenerbahçe Fener Yılmaz A takımları s a a t 15. H a k e m : Feridun Kılıc. Şeref s t a d ı : Süleymaniye Boğaziçispor A takımları s a a t 10. H a k e m : Adnan Akın. Topkapı K a r a g ü m r ü k A takımları saat 11,45. H a k e m : Izzet Muhiddin Apak. Beykoz Davudpaşa A takımları s a s t 13,30. H a k e m : Refik Osman Top. Vefa Ortaköy A takımları s a a t 15,15. H a k e m : Halid Galib Ezgü. Nafıa Vekâletinden: Beîediye ,Fener stadından fazla para alıyormuş . Eksiltmiye konulan iş : 1 Susurluk çavma akan Uluabad deresi ve Canbollu azamağı ıslah işlerile Uluabad regülâtörü inşaatı keşif bedeli « 657,429 » lira « 06 » kuruş. 2 Eksiltme 17/3/939 tarihine raslıyan cuma günü saat 15 te Nafıa Vekâleti Sular Umum Müdürlüğü Su Eksiltme Komisyonu odasmda kapalı zarf usulile yapılacaktır. 3 İstekliler eksiltme şartnamesi, mukavele projesi, bayındırlık işleri genel şartnamesi, fennî şartname ve projeleri «32 > lira « 87 » kuruş mukabilinde Sular Umum Müdürlüğünden alabilirler. 4 Eksiltmiye girebilmek için isteklilerin « 30.047 » lira « 16 » kuruşluk muvakakt teminat vermesi ve eksiltmenin yapılacağı günden en az sekiz gün evvel ellerinde bulunan bütün vesikalarla birlikte bir istida ile Vekâlete müracaat ederek bu işe mahsus olmak üzere vesika almalan ve bu vesikayı ibraz etmeleri şarttır. Bu müddet içinde vesika talebinde bulunmıyanlar eksiltmiye iştirak edemezler. 5 İsteklilerin teklif mektublarını ikinci maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar Sular Umum Müdürlüğüne makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez. « 440 » ( 860 ) Bir beraet kararı Sahte naklive tezkeresi hazırlamak tan Ağırcezada muhakeme edilen Mehmedin, bu tezkerevi kendisinin vazıo da kullanmak üzere Ömere verdiği anlaşırnazmm beraet etmistir. Yazan: VtKİ BAUM Haçator isminde birinin gözünü çı karmaktan suçlu Altnin muhakemesi. Ağırcezada bitmiş, suç sabit görülerek. bir sene üç ay hapis cezası, iki yüz lira tazminat ödemesi karar altma almmıştır. Çeviren: HAMDt VAROGLÜ Ankara (Hususî) İstanbul Belediyesinin beş senedenberi Fenerbahçe stadından fazla para almakta olduğu hak kında Fenerbahçe kulübü tarafından evvelce Türk Spor Kurumuna, sonra da Beden Terbiyesi Umum müdürlüğüne şikâyetler yapılmıştır. Her iki idare de Fenerbahçe kulübünü haklı bulmuşlar dır. Fenerbahçe kulübü bu kere de Dahiliye Vekâletine müracaat ederek hakkını Ceza gören oyuncular aramıştır. İcab ederse mahkemeye müraDavudpaşa kulübünden 1008 Kemal Özcaat edilecektir. tunalı 1 ihtar. mişti. Arabaların ikisi de şimdi Grand Hotel'in önünde duruyordu. Bir sigara sarmakİa meşgul genc şoföre: Saint Lazare istasyonuna gideceğiz, dedi. Arabaya bindi. Treni hiçbir zaman kaçırmaz, fakat da'ma, hareketine üç dakika kala yetişirdi. Gara geldikten sonra, iki tane telgraf çekecek kadar bile vakit buldu. TelgrafIarın birini Peasson'a, ötekini Santa Barbara'da bir otelin metrdoteline çekmişti. İstasyonda, Şerburg'dan hareket eden büyük transatlantiklerin hususî trenlerine mahsus tipik yolculardan mürekkeb bir kalabalık vardı. Çeşid çeşid Amerikalılar, bir Japon ailesi, nehrin öte kıyısında spor yapmağa gidiyorlar hıssini veren bir iki genc İngiliz, etrafında, gazete fotoğrafçılannın, pervane gibi döndükleri bir sinema yıldızı. Tren memurlan imgilizce konuşuyordu. Frank, kalabalığın arasından geçerken: «Elveda Paris!» diye düşündü. Biletini muayene ettirdiği sırada, birinin kendisine dikkatle baktığı hissine kapıldı ve arkasına dönünce Marion'u gördü. Güzel dikilmiş, koyu mavi bir robu vardı. Her zamanki gibi öğleye kadar Hopa Sulh Hukuk Mahkemesinden: Hopa Posta Telgraf idaresile Hopa eski posta koli memuru Trabzonlu Hasan Fehmi aralarmdaki alacak davasının muayyen olan gününde Hasan Fehminin 'kametgâhı belli olmadığı anlaşıldığından tarihi ilândan itibaren bir ay müddetle ilânen tebligat ifasma karar verilmiş ve 22/3/939 çarşamba günü saat 9 da Hopa Sulh Hukuk Mahkemesine gelmesi için tebliğ ve ilân olunur. (1220) uyumuş denilecek kadar terü taze idi. hakikatte Pariste bulunmıyan Pearl'i görFrank'a, şöyle, yalandan bir baktı. San mek için, sabahın yedisinde yataktan ki, o güne kadar yüzünü hiç görmemişti. kalkması bir fevkalâdelikti. Frank, saatine bir göz attı. Daha bir Kondüktörler, kendilerine mahsus asabuçuk dakika vakti vardı. Hızlı adımlarla biyet içinde: Marion'un yanına yaklaştı: Arabalara binelim! Allo! Marion. Diye haykırışıyorlardı. Frank, telâş Allo! Cici. la uzaklaşarak: Orada ne yapıyorsun? Adiyo, Marion! dedi. Seni görmeğe geldim, azizim. O O, koşa koşa trene giderken, arkasınkadar. dan bir ses: Seni bir kere daha gördüğüme öy Hangisi? le sevindim ki. Diye sesleniyordu. Frank, komparh Senin benimle konuşman öyle ihmanma girince, aklına şeytanca bir şey tiyatsızlık ki. geldi. Trene binmekte olan birkaç kadma Yani? seri bir göz gezdirdi. Çirkin, orta yaşlı Senin kann, her Amerikalı kadın tam manasile İngilizvari giyinmiş bir kagibi kıskanc değil mi? dını gözüne kestirdi. Şapkasını çıkardı ve Frank, Marion'un kendisini karısile kadma elini uzatarak, trene binmesine beraber zannettiğını ancak o anda hatır yardım etti. Sonra, onun peşi sıra kendisi ladı. Marion devam etti: de vagona giderken, başını arkaya çevi Sana açık söyliyeyim. Fena hal rip baktı. Marion orada, ağzı bir karış de merak ediyordum. Kendimi gösterme açık, bakıyordu. Frank göz kırph ve gülden, uzaktan. karım görmek istiyordum. meğe başladı. Marion, kendine mahsu> Gözleri, trene binen kalabalığı araştırı çapkın tavrile yüzünü buruşturdu; tre1 yordu. Frank, gülmekten kendini alama hareket etti. dı. Kadınlar hakikaten serapa sürpriz o(Arkast var) larak yaratılmış insanlardı. Marion'un Ne acayib şapkan var! Frank, yuvarlak şapkasmın katı kenarını, bu ihtara bir parça sıkılmış bir tavırla yokladı: Şapkamın neresi acayib? Hiçbir yeri. Amma, alışık değilim de. Senı bu sapka i>e hiç görmedım. Şu adama bak. Bir sokağın köşesinde, sabah karanlığı, saksofon çalmakla meşgul bir adam duruyordu. Fvelin: O adam âmâ, dedi. Körün çaldığı hazin havayı bir müddet dinlediler: sonra, ses, otocnobil gürültüleri, korna yaygaraları arasında kayboldu. Frank: İşte geldik, diye haber verdi. Grand Hctel'in önünde, omnıbüslerden biraz iyice, hususî otomobillerden bir az fenaca, kühengi iki araba duruyordu. Frank, Evelin'in küçük valizini bu arabalırdan birine tasıttı; o, biletini aramakla meşgu'ken, kendisi de yanıbaşında durdu. Evelin'in, heyecanlı bir veda sahnesıne lüzum görmiyeceğıne emindi; fakat, ayni zamanda, ondan bu kadar kuru bir vedala ayrılmağı da acıklı buluyordu. Üşüyor musun? diye sordu. Sonra, ilâve etti: Yamnda paran var mı? Nihayet: Saat beşte Berlindesin. Evelin: Bana bir sigara ver, dedi. Bir tane kendisine, bir de Evelin'e sigara yaktı ve paketi, onun elinde tuttuğu çantaya koydu. Bu sırada, kasketli ve terbiyeli bir adam: Madam, gidiyoruz, diye haber verdi. Lutfen arabaya biner misiniz? Evelin, buz gibi üşümüş elini uzattı. Frank, bu eli öpmeği çok isterdi. Fakat, arabaya binen insanların ve arkasında, ^üzel bir meşin esvab bulunan şoförün yamnda sıkıldı. Vedalaştılar. Son dakikada, Frank: Evelin, dedi. Bana mektub yazacaksın değil mi? Evelin başmı salladı. Basamaktaydı ve dudaklarında acı bir gülümseme vardı. Hayır, dedi. Bu işi uzatmakta mana yok. Frank, Evelin'in kendisine bakan gözlerinin, maddî bir şeymiş gibi, adeta çehresine battiğını hissediyordu. Tebessümü de gitgide daha derin bir mana alıyordu. Sonra, sesinde hafif bir istihza ile: Zaten adresini vermedin ki! dedi. Bu sözü söyler söylemez arabaya girdi; araba, birinci vitesle başlayıp, ikinci vitesle devam ederek arttıktan sonra, üçüncü vitesle sokağın köşesinde kaybolan bir gürültü içinde hareket etti. Evelin ağlamamışh, hayır, çok şükür ki ağlamamıştı! Frank, kendi boğazının kısıldığını hissetti. «Güzel, sevgili Evelin!» diye düşündü. Böyle derin hislere sahib olduğundan dolayı bir parça gurur duyuyordu. Eşyasını bir taksiye yüklemiş, kendisî, Evelin'le beraber başka bir arabaya bin