CUMHUR1YET 31 İkincikânun 1939 3ugün ve bu gece son defa olarak CaEdwe!l Erskine'den zr Onu yalnız bir defa görmüştüm, ev lenmelerinden bir sene sonra. Cenaze merasimi bitmişti; kalabalık dağılmıştı. İkimiz evde yalnızdık. Ona söyliyecek şeyim yoktu, ve o dün gecedenberi lâf etmemişti. O ve Finley bir sene evvel evlenmişlerdi ve henüz yirmisine basmamıştı. Viicudü gencliğin göz kamaştıncı güzelliğini arzediyordu. Fakat hâlâ bir çocuktan başka birşey değildi. Pencere öniinde oturmuş, akşam gölgelerinin toplanmasuıa bakıyordu. Lâmba yakmamıştım ve saatlerdenberi san daiyasından kımıldamamıştı. Ve otur dugum yerden, profilini, semanın gri fonu üzerinde siyah bir kabartma gibı, hareketsiz görüyordum. O anda, ıstırabda güzellık olabileceğinı anladım. Onunki en güzelleTİndendi. Finley biricik kardegimdi; ölümünden evvel, dünyada tek akrabam oydu ve bu kadın onun kansıydı. Adı Thotnasıne di, fakat onu asla bu küçük ismile çağırmamrçtım. Buna alısık değıldim, yakınımız olmıyan bir isimde, onu, bir yabancının taarruzuna karşı koruyan birşey vardiT. Onu küçük ismile çağırabileceğim zaman. ona aid sesler telâffuz edeceğimi biliyordum. Bu evde bir yabancıydım ve hâlâ bir lâf etmemıjtik. Finley benim kardeş^m v« onun kocasıydı. Ölümünden sonra, beni dul karısma bağlıyan akrabahk ne olmuştu? Bununla beraber, ayni evde Uzun müddet beraber oturamıyacağımızı, bu evde herbirimizin yerini tayin eden bir anlaşmaya ergeç varacağımızı biliyordum. Akşam soğuktu ve salon duvarsız bir genişlikti. Profilinin çevreleri, akşamın gri rengi yavaş yava? gecenin karanhğına yerini terkettikçe, yumuşuyordu. Du varlar namlitenahiye kadar gerilemiş görüniiyordu, salon genişti ve şimdi profilinin çevreleri evin üzerine düşen zulmette eriyordu. Salonun öteki tarafında oturduğu müddetçe, yalnızlığının şuuruna pek de sahib değildi. Başının, omuzlarının münhanisi, akşamın kaplayıcı gölgeleri içinde sarkıyordu. fakat o kendi mevcudiyetini düşünmüyordu. Finley öleli aradan ne geçmişti ki! O, ayağa kalkınca kendi»i gîbfyâp*tıcn ve ona doğru yürüdüm. Yanıbişm da durdum. Elimi uzatarak ona dokunabilirdim, fakat bizi ayıran mesafe salo nun genisliğile de ölçülebilirdi. Sevdi ğim kadını teselli edeceğim gibi, onu kollarıma ahp teselli etmek istiyordum, fakat o Finley'in karısıydı ve mesafeler aşılmaz kahyordu. Salon çukur ve boştu ve sonsuzluğu içinde yüzüyor gibi duruyordu. Bir çakmak taşından sıçrıyan kıvılcım bizi kör edcbilir ve bu ateş bizi kül edebilirdi. Bu eve girmeden evvel, adı Thomasine olan bir kadın düşiinmemiştim, ve işte bu kadın Finley'in dul karısıydı. Salondaki çiçeklerden bazıları gece dolayısile kapanmışlardı. Fakat gül yapraklan yavaşça halının üzerine düşüyordu. Birden, karanlıkta bana doğru dö'nerek, mırıldandı: Finley'in tavşanlarına yîyecek verdiniz mi? Evet, dedim. Yiyecekleri kadar taze otları vardır. Orgülü saçları çözülmüştü, omuzlarına dagılmıştı, başının etrafında köpükleni yordu. Saçları açık kumraldı ve odanın karanlığile ve siyah elbiselerle garib bir tezad teşkil ediyordu. Bu renk, teessürünii daha tahammül edilmez bir hale getiriyordu. Şeklini farkedemediğim du varlann mürekeb siyahlığma dikkatle baktığım zaman, açık renk saçlarını kardeşimin göğsüne serpilmiş ve kardeşimi onun şefkatli ağzım ö'per ve yumuşak uzuvlarmı okşar düşüniiyordum. Aşk senelerinin güzelliği ve serveti, her tarafa yayılan karanhklarda ölüyordu. Bu geniş ve boş salonun karanlığındadır ki, ilk defa olarak, ölümün bir netice olduğuna ve bu kadının kalbini çökerten teessüre inandım. Bir senelik âşıklar ölümdn bir netice olduğuna inanamazlar. Thomasine buna hiç inanamazdı. Ona birşeyler söylemek isterdim, fakat telâffuz edeceğim kelimelerin bayağılığı beni durdurdu. Onun aşkı ölüm fikrine karışmamal'ydı, zaten bunu anlamağa yanaşmaz di. Gecenin başlangıcıydı. Odasına gitmesine razı olamazdım, fakat pencere önündeki sandalyasından kalkmış olduğunu hissettim. Tanımadı ğım mobilyeye parmaklarımın ucile dokunarak, ve salonun içinde, saçlarından yayılan taze kokunun rehberliğile, arkasından gidiyordum. Durdu, odasımn eşiğinde bulunduğumu ve ancak, kokular saçan saçlarının istikametinden başka bir istikametin şuuruıa sahib olmadığımı anladım. Bir köşeden diğer köşeye gittiği za man, konuşmasım, bir sö'z söylemesini bekledim. Birşey istediğjnı, tenbih etnaeği unuttuğu bırşeyi yapmamı söyleseydi! Bir köşeden diğer kö&eye miinzevi gezintisi ve yatağın hareketsiz soğukluğu, genış ve boş salonun aksi sadasını uyandırdı. Yatağa doğru yürüdüğünü, ona dokunduğunu, sonra pencereye doğru gittiğini işitiyordum. Pencere ö'nünde, ayakta durdu, gecenin boşluğuna, siyah boşluğuna bakıyordu, bense, kapıyı kapamamı söylemesini ve kendisini yalnız bırakmamı rica etmesini bekliyordum. O, odasında ve ben eşikte olduğumuz, ve tavşanlar dışarıda oldukları halde, boşluk, aysız ve yıldızsız bir gecenin hareketsizliği gibi eve abanmıştı. Kollarımı kaldırdığım zaman meçhul mıntakalarda uzandılar, ve baktjğım zaman, gb'zlerim, sönük göklerde ışık arıyora benziyordu. Eşikte olduğumu, beni dışarı gönde recek bir söz beklediğimi biliyordu, fa kat yalmzlığında konuşmak kudreti yoktu. Duvarîarı çok uzaklara kadar gerilemişe benziyen bu odada yalnız kalmağa tahammül edemiyece&ini biliyordu. Karanlıkta telâffuz edüen bir kelimenin, yalnızlığını gideremıyeceğini ve evın hududsuz boşluğundan kurtulamıyacağını biliyordu. Merhum kardeşim, kansmdan bahsederken, ona benziyen sevecek bir kimsem olmadığını bir nevi esefle bana yazmıştı. Bunun için, kardeşimi kaybeden bu gecenin yalnızlığını anladım; ve ben ki böyle bir aşk tanımamıstıcn, bu ıstırabdan kendime pay çıkaramazdım. Tekrardan yatağa doğru gitti ve parmaklarınm ucile or\a hafifçe dokundu. O zaman, bir çocuk gibi yavaşça ağ lamağa başladı. Yüksek b'kçeli ve bağsız terlikleri ayaklarmdan düştü; parkenin üzerine kocaman erkek ayakkabıları atılmış sanılırdı. Dizi bir sandalyayı sıyırdı; bu, bir erkek karanlık bir odada, eşyaya çarparak ve içinden küfür ederek dolaşıyormuş gibi akisler yaptı. Ustünden çıkaTdığı, yatağın ayakucuna koyduğu elbiseler, bir adamın ağır bir mantoyu uzaktan bir sandalya üzerine atarken yaptığı gürültüye benzer bir gürültü kopardı. Yavaşça pencereyi açtı; bir erkek pencerey». şiddetle, şabırsızlıkla açmış sanıhrdı. Yatagın kenarına oturdu, sonra ^ dı; bir erkek, bütün ağırlığınca kendini bir döşek üzerine atmış sanıhrdı. Yavaşça öteki tarafa döndü ve kolunu yastığın üzerine koydu; yastıklan" öfkeli yumruklarla dövüyor sanıhrdı. Hıçkınklarla sarsılan vücudü, yatağı hafifçe oynatarak, ürperdi; bu, kuvvetlerini kontrol edemiyen bir erkeğin sert bir hareketi sanıhrdı. Eşikte, gidebileceğimi söyliyecek ke limeyi bekhyerek, nekadar zaman kal dığımı bilemem. Bu boş evin kalın zulmetinde zaman evvelâ çok çabuk sonra çok yavaş geçmişti. Bir saat! Belki beş saat. Konuşmak için ağzımı açtım. Ağ zımdan çıkan sesler, nihayetsiz bir aksi sadada devam ediyor göründü. Titriyen bir sesle: Bonsuvar Thomasine! dedim. Kalbine bir hançer sapîanmış gibi bir korku ve endişe çığhğı kopardı. Sonra, yavaşça, yatağmda döndü. Allahtm! Allahım! Allahım! . Kollarile sıktığı yastık, bir ormanın karanhğmda devrjlen bir ağac gibi, yatağm öbür tarafma düstü. Boş odada gece zifıri bir karanlık kesildi. " • Senenin en glizel TUıkçe sözlU şarkılı muazzam Şark filmi İPEK ve SARÂY Sinemalarında Ramon Novarro Mirna Loy ve Bugün saat 11 de matine vardır. Baş rollerde: DKKAT: Bu Film bucünden itlbaren iZMiR'de Hk defa olarak YENi Sinemada başlıyor Hazım Bugüne kadar yapılan Tîirk filimlerinin en güzeli Vasfı İPEK Bu ve filim IZMiR'do ELHAMRA sinemasında BUGUN başlıyor Yarın matinelerden Ktibaren Oıkkat: Bayram günleri matineler saat 11 de başlar. SARAY Yann matinelerden itibaren sinemalarında birden Ş I K Sinemada Göz Yaşları Türkçe Sözlü Arabca Şarkılı Seanslar bugün saat 10,30 dan itibaren başlar. AŞKIN Bugiln MELEK sinemasında Bayram hartalarında daîma en güzel filmini gosteren BÜYÜK VALS Baş rollerde Yeni doğan ve ilk filmi ile bütün kalbleri fetheden büyük yıldız senenin en guzel en nefis ve en muhteşem tiîmi Asrî Sinemada Cayet müstesna bîr program Miliza Korjus Ş i K A G O ve Fernand Gravey Lufse Raîner •.. Metro Goldvin Mayer 3000 Artist ve 50 büyük Yıldızın iştirakile çevrilen Bugün ve bu gece son defa olark Y A N I Y O R Tyron Povver Alice Faye Don Ameche 4 ŞUBAT CUMARTESi Bay Tekin 1 hkbahar geceleri Denizaltı Hâkimi 1 Dalevereciler Kralı FERAH Sinema BAYRAMDA 4 gün 4 gece Bayram münasebetile 8 giinde 4 büyUk film r Şehzadebaşı 30 kısım tekmili birden ŞekercE MıltoD (Bubul) bu şaheserinde sizi ağlatırcasına güldürecektir. 2 Şerefli Darbe AŞK HAFIZ MUSTAFA ve MAHDUMU Çikolat Cemil Dindaşlarının kurban bavramını kutlular. 3 silâhijör Kovboyların şimdiye badar çevirdıkleri rn mükemmel ve delışetli Yumruk tilmi (Tel: 21359) Sayın ve sevgili müşterilerinin Bayramlarım kutlulamakla büyük şeref duyar. Gözelliği, sesi ve şıklığı ile MARTHA EGGERTH ı unuttran MARIKA RöKK'ün büyük Opereti Şarkıcı Kovboy GENE AUTRY'Dİn heyecanlarla dolu büyük Amerikan filmi 2Son Vals 8 şubat çarsamba programında MAHUMU KUTUP ŞEYTANLARI Beyoğlunda bu senenin en çok rağbet gören büyük iılmı ( F E R N A N O E L ) m en son şalıesen Serapa heyecanlı ve meraklı sahnelerle dolu emsaisiz fflm (MALA) (RiCHARD ARLEN) Ortak aranıyor1 Diplomah, mühendis, bina ve su injaatında onbeş sene çalışarak betonarme mütehassısı inşaat taahhüd ve kmali için sermayeli ortak arıyor. Adres: Mühendis N. N. tstanbul Beyoğlu, İstiklâl caddesi 465 Tel: 41373 RUDOLF RUDOLF unutamayanlar için bir VALENTİNO'nun ve VLENTINO'y» sürpriz!.. VİLMA BANKY ÖNÜMÜZDEKİ CUMA AKŞAMEVDAN İTİBAREN T A K S i M sinemasında Çeviren: trfan KUDRET ile heraber çevirdiği ve bütün görenlerde unutulmaz izler bıraktığı Bugün T A K S İ M sinemasında Türkçe şarkılı fevkalâde aşk, ihtiras ve macera filmini göreceksinîz. Ş EY H i N O G L U BOSNA SARÂY FACİASI ( 1914 ültimatom ) Büyük Fransız filmini mutlaka görünüz ve tarihin gizli kalmış vekayiini gözünüzle takib ediniz. Baş rollerde Harbi Umumiyi doğuran ve dünyayı kana boğan Bugün gündüz matinelerden itibaren: AZAK BAYRAMI SİNEMASINDA ŞEREFINE ZENGIN PROGRAM KURBAN Beyoğlu DİTA PARLO ERİC STROHEİM Bayramda hergün matineler 11 de başlar sinemaları göstermeden büyük fedakârlıkla elde edilerek I s t r b u l d a ilk de a olara.i N UH U N M A U S. G E Mi S i r TÜRKÇE SÖZLÜ tarihî muazzam filme ilâveten gene tstan bulda ilk defa olarak DÜX AKŞAM İSTANBUL HALKININ TAKDİRLE ALKIŞLADIĞI FİLM... EMSALSİZ BİR MUVAFFAKİYET... ÂDETA BİR ZAFER... Güzeüik, Lüks ve Şıklık Ziyafeti... Velhasıl şayani hayret bir film... H A L K M İ K İ D A N S L A R I Avrıca veni Bayram münasebetile matinele rimiz hergün saat 11 de başlar S Ü P4 E R sineması Bayram günleri münasebetile BAYRAMINIZI TEBRİK EDER. BAYRAM İÇİN: ALEMDAR ve M I L L I Türkiyeye bir misli henüz gelmemiş DA1SİELLE en DARRİEUTun PARiS ÇiÇEGi Filmini takdim ediyor. Yerlerinizi evvelden aldırınız. Bayramda hergün saat 11 de matine vardır. son çevirdiği zengin ve muhteşem MARKOPOLO Büyük San^atkâr GARY COOPER'in Şedövrü nun MÜTH *Ş Baştan asağı aşk, heyecan ve lezzet T Ü R K Ç E Bayram devamınca: Matineler: 11, 13, 15. 17, 19 gece 21 de ^^^^•^HMU Her seans sonunda salon boşaltılacaktır. Vaktinde gelmenizi rica ederiz.