12 Ekim 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

12 Ekim 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Birlnciteşrin 1938 CUMHURİYE1 SON HABERLER ACI BİR HATIRA: ölümünün yıldönümünde Paris matbuatı Hitlere ateş püskürüyor ! Bir gazete «Avrupanın göbeğinde 80 milyon insanın ihtirasları hududsuz bir şefi olan bu adam büyük bir tehlikedir» diyor Paris 11 (a.a.) Gazetelerin müta bir devlete karşı bu kadar sert, bu kadar lealan, gene Hitler'in nutku hakkında mütecavizane bir lısan kullanan adamm ihtimal aklî melekâtına emin bir surette dır. sahib olmadığı neticesine varılmıştır. AExelsior, diyor ki: caba kazanmış olduğu muvaffakiyetler «Sarbruk'te irad edilmiş olan nutuk, kendisini, bütün menfaatlerini tanımıya vücude getirmiş olduğu eseri memnuni cak derecede sarhoş mu etmiştir? yetle temaşa eden bir adamın nutku de Avrupanın göbeğinde seksen milyon ğildir. Bu nutuk, canı sıkılmış bir ada insanın itiraz kabul etmez şefi olan ve ihmın nutkudur. Fakat neye canı sıkılmış tirasları için hudud tanımıyan bir adamın olduğunu lâyıkile bilmiyoruz. Ancak mevcudıyetı ne büyük bir tehlıke, ne büyapılan tekdirin Manş'ın ötesindeki dostyük bir tehdiddir? Bu hususta Fransa lanmıza raci olduğundan iştibah edile hükumeti, ne düşünüyor, ne söylüyor, ne mez ve bu tekdirin faşist gönüllülerin İshazırlıyor?» panyol cephesinden geri çekilmesi ve PoPopüler gazetesinde Blum şöyle di lonya ile Macaristandan gelen bazı ha yor: berlerle ayni zamanda vukua gelmesi ol«Münih itilâfından sonra ilk defa söz dukça dikkate şayandır. Führer'in kendi söyliyen Hitler, bu itilâfların arifesinde işlerile meşgul olmaları suretinde demoksöyliveceği tarzda söylemiştir. Maama rasilere vermiş olduğu nasihate gelince fih Fransa, bu işten vazgeçmemelidir, ueğer bu nasihat bizi gafletten ikaz edecek mumî tesviye suretine yol açan Münih olursa faideden hâli değildir.» itılâflarının tesirini husule getirmesi gene Lö Jur, yazıyor: Fransa ve Ingilterenin elindedir. Hitler «Dokuz gün içinde kendi kendisini bu tarafından gösterilen ademi kabule rağkadar kat'î bir surette tekzib eden, daha men bu vadideki gayret ve faaiiyetin geçenlerde ifratla sitayişinde bulundueu srevsempmsi icab eder.» mu.nuHiıllıtllllllllllllllllNinillUlllllllllllllllllllllllllinilllltlllı Şark cephesinde çarık yenilen şünler Rahmetli Ahmed Refİk İHEM Yazan: M TURHAN TAN Fakat onlar basıt ve çok basıt bırer bıyografik risaleden ibaretti. Ahmed Refik bıze, tarih şubelenrden herhangi bırınm nasıl yazılacağını Senyobos tercümesilefalim ve tedris etmiş oldu. Fakat Ahmed Refiğin en büyük hızmeti, bütün halk tabakalarına tarih sevgisi aşılamasmda tecellı eder. Bu hizmet çok müspet neticeler temin etmiş olmakla beraber üstadın asrî manasile büyük bir müverrıh olmasına mânı teşkil etmiştir. Çünkü o, halkm tarih okumasını, tarihe sevgi taşımasını ve bu suretle şuurlu bir r tene\ vür elde etmesini istiyordu. Böyle bir maksada ermek için ise halkm hoşuna gıdecek ve tarihi yübusetten kurtarıp tatlılaştıracak bir yol tutmak lâzımdı, ayni zamanda çok yazmak gerekti. Rahmetli üstad o yolu, tarihe şiir çeşnisi vermekle elde etmiş oldu, bütün ömrünce de yazı neşrederek halkın, kendi maksadı üzerine rağbetinı temin etti. Eğer bu ülküyü takib etmeyip de Türk, İslâm veya Arab tarihlerinden biri üzerinde sâyini teksif etseydi, şüphe yok ki, yüksek bir müverrih olurdu ve o sıfata lâyık orijinal eserler de bırakabilirdi. Fakat o, dediğimiz gibi, halkı tarihe dost yapmak istedi ve irfanının kendine vadettiği büyük müverrihlik payesini o ülküye feda etti. Ingiltere, ordusunu Çin yeni zaferler tensik ediyor iddia ediyor Mecburî askerliğin ihdası Pehan'ın cenubunda lehinde de kuvvetli bir büyük bir çevirme cereyan var hareketi yaoılmaktadır Londra 1 1 (a.a.) Harbiye Nazırı Hankov 11 (a.a.) Çin umumî kaBelisha, Manionhuse'de bu akşam söy rargâhından bildirildiğine göre, Çin kıta lediği bir nutukta ihtiyat ordusunun ye atı Yangtse kıyısında ıki kuvvetli Japcn nibaştan tensik programını izah etmiştir. alayını mağlub etmişlerdir. 101 ve Alınan tedbirlere nazaran ihtiyat or 102 nci Japon fırkalarma mensub olan dusunun kadrosu on sekiz fırkaya çıkan bu askerlerin ekserisi ölmüştür. Çinliîer lacaktır. Bu ordu ulth#m6cîern öla'cak \e mühim miktarda malzeme ele geçirmiş icabında derhal muvazzaf orduyu takvi1 lerdir. ye edebilecektir. "•'•^> < ' ' ; 1 Tehan'ın batı cenubunda kuvvetli Çin Bu fırkaların dokuzu muvazzaf ordu kıt'alarının mukavemetine maruz kalan nun ayni teşkilâtı haiz olacaktır. F rka Japonlar şimdi bu Çin kıt'alan tarafın lardan üçü baştanbaşa motörize olacak, dan muhasara edilmişlerdir. biri seyyar bir hale getirilecek ve beşi de Çin askerî mahfilleri, dağlık Çin mınhava müdafaasma tahsis olunacaktıc takasında Hankov'un başlıca müdafaa Cumhuriyet'te «Erzincan bayram yaptı» başlığı altında, ilk trenin Erzincana Bir yıl, işte bir gün, hatta bir dem gibi girdiğini bildıren haberlerle telgrafları ogeçti. O da tarihten bir yaprak oldu. Fakuyanlardan acaba kaçı bu yazılardan kat bu yaprak, canlı satırlarla doludur benim duyduğuma benzer hislerın tesiri ve aziz Ahmed Refik bütün neşesde, altında kalmıştır?. şetaretile silinmez bir tebessüm gibi kendini tanıyanların, sevenlerin hafızasında « Beyefendi! Bize çarık gönder yaşıyor. Ölümden sonra da devam eden meyin, un gönderin... Askere beş gün bu yaşama hakkını ona veren ılmıdır, dür bir dirhem yiyecek veremedik. Mehirfanıdır, eserleridir ve cisimleri, resimlemedler, gelen çarıkları kızartıp yiyorlar. ri yok etmekte güçlük çekmiyen zaman. Bu vaziyet ölüm zayiatını büsbütün areserlerin kucağına işlenmiş isimleri kolay tınyor...» kolay unutturamıyor. Fakat ne yazık ki Bu sözler 1916 yılının birincikânun Ahmed Refiğin şimdi yaşıyan addır, ayında Kafkas cephesinde, Ikinci Ordu kendi değil. Duyulan irfanının zemzememıntakasının genisçe bir cephe kısmını iş sidir, kendi sesi değil. Bu acı hakikati ogal eden tümen (fırka) lerimizden^biri nun ölümünden bir yıl sonra daha derin sinin kumandanı tarafından Kor komuta surette kavrıyoruz ve hafızamızda yanına telefonla söylenmişti. Bunun şahidi şayıp da Ahmed Refiği remsil eden şen benim kulaklarım, bu sözleri buraya key tebessüm kavrayış karşısında bir damdetmek için müracaat ettiğım vesika ise, la yaş oluyor! o cephede günü gününe tutulmuş, bir se*** nelik not defterimdir. Ahmed Refik, Ürgüblü KörlükçügilKor komutanı, Tümen komutanının bu den Ahmed Ağanın oğludur. İstanbulda feryadına ne cevab verdi, bu feryad nasıl karşılandı?.. Bunlar ayrı meselelerdir doğdu, Harbiyeden piyade birinciliğıleve bu kısa yazının mevzuile alâkalan, çıktı, gene o mektebe 1 9 2 0 yaşlarında «dolayısile» dir. Mühim olan şey şudur: bir gene iken muallim yapıldı. Bütün O zaman benim de mensub olduğum o tahsil yıllarında tarihe ve edebiyata bağlı tümen, 1916 1917 kışında (dokuz bin) kalmıştı, askeiük ve muallimlik hayatınden fazla Türk çocuğunu, kefensiz ola da da bu bağlılğı muhafaza etti, tam kırk rak, karlara gömdü. Bu hazin akıbet, aç yıl tarih okudu ve okuttu, edebiyat zevkilıktan ve tabiatle mücadele imkansıZİı ni de elemlerını inlemek için şarkı güfteğından meydana geldi. İzmir, Manisa, leri yazmadığı günler gene tarihte buldu. Aydın, Nazilli, Ödemiş ve civarlarının Büyük, küçük yüz cilde yakm eser neş(on bin) i aşan gürbüz, çevik, kahraman retmesine, binlerce makale kaleme alıp çocuklarından teşekkül etmiş ve cephede muhtelıf gazetelerde bastırmasına rağde birkaç bin kişilik takviye almış olan men Ahmed Refiği tarihçi saymıyanlar, tümen, ertesi yılın bahannda, (Mene ve onun kıymetini inkâr edenler vardır. men) e dönerken insan mevcudu 260 ı Bu zümre, bu pek değerli adamın şahsmgeçmiyordu. Cepheye götürdüğümüz da bir Michelet, bir Lavisse, yahud bir (7000) hayvandan ise bir tanesi bile ar Mommsen bulamıyarak o münkir vaziyeti takınmışlarsa belki haklıdırlar. Çünkü tık yaşamıyordu. Ahmed Refik, umumî tarih telâkkilerinBurada bir: « Neden?» sualine lüzum var de inkılâb yapmış ve yeni yeni tarih düsmı?.. Bir harb cephesi tasavvur ediniz ki turları kurmuş bir âlim değildir. Fakat mevcudu yüzbinleri bulan insan kütlele onun sahnede görünmesinden önce bizim rini ihtiva etsin ve bu cephenin gerisine, elimizde ne gibi tarih kitabları bulundumemleket içinden, demiryolu değil; üze ğunu ve kendisinden nasıl eserler aldığırinden kağnı geçecek doğrudürüst bir pa mızı gözönüne getırdiğimiz zaman, Ahtika bıle gelmesın!. Bu yüzbinler ne ile med Refiği inkâr etmenin büyük bir hakbeslenir?.... Rakamlar gözümüzü karar sızlık olduğunu kabul etmek ıstırarında kalınz. tacaktır; geçelim. *** Bu şftTtlar altırtda'bif rrfemlekei nasıl müdafaa edılebilırdi?.. Evlâdlarının, tabiatin öldürebildiği kadarını toprağın sathına ve karın içine terketmek; onlara, yuvalarından bin kilometre uzakta, ölümlerinin sırasmı bekletmek «yurd müda faası» demekse Osmanlı împaratorluğu bunu yapmıştı: Kahraman Mehmedcikler bazan sekiz metreye yükselen karın içindeki siperlerinde bekliyorlardı. Ki mi?.. Cepheden gelecek düşman taarruzunu mu. arkadan gelecek cepaneyi mi, erzakı mı, yazlık elbiselerinin üstüne giyilecek kaputları mı?.. Hayır!.. Onlar ölüm nöbetlerini beklediler; cidarlan birbirine yapışmış çarık parçalarile de linmiş midelerile Allahlarına kavuştular. Ben (Menemen) e dönebilen (260) ın içinde bulunabildiysem bunu; ağırlığı 38 kiloya inen vücudümün mukavemeti sona erdiği sırada «aç ve biilâc», 2300 metre yüksekliğindeki dağbaşlarında beklememizin manasızlığını, o zamanki «Ikinci Ordu» nun emir ve kumandasını eline aldığı ilk günde, takdir edip bizi erzak alabileceğimiz mıntakaya çeken Atatürke borcluyum. Bu nokta üzerinde biraz durmak isterim: Türkçe yazılmış ve Umumî Tarih diye halka sunulup okutturulmuş eserlerin sayısı düzineleri geçer. Bunların arasında meselâ Alî Hüseynin, yahud Ebülfazl Mehmedin, hatta Âli merhumun Umumî Tarihlerini ele alarak şöyle bir gözden geçirirsek usturelerle meddah hikâyelerinin ve dıyar diyar söylenegelen masallann birbirine mezcedilerek sahifeler doldurulduğunu görürüz. Garb âlemi ekseriyetle bu Umumî Tarihlerin çerçevesine girmemiştir, bütün garb îskenderden veya Bizanstan ibaret gibi gösterilrniştir. Hâdiseler vesikasızdır, devirlerin hayat ve hayatın devirler üzerindeki tesirleri tetkık edılmemiştir. Ve vak'aların sebeblerile neticeleri tahlil olunmamıştır. Lâkin bu kusurlar o muharrirlerin değil, zamanındır. Çünkü Avrupada bile tarih, ancak Ondokuzuncu asırda ilmî mahiyet almış, kısımlara ayrılmış ve bir ihtısas işi olmuştur. O halde Ebülfazılların, Âlilerin eserlerini örnek tutmıyarak Ondokuzuncu asırdaki tarih durumumuzu hatırlıyalım: O asırda Umumî Tarihten ancak parçalar alarak Türk okuyucularına garb tarihi hakkında küçük bir fikir vermeğe çalışanlann başında Hayrullah ve Ahmed Mithat Efendiler vardır. Fakat her ikisinin eserleri deryadan katre sayılacak mahiyettedir. Ve ilmî görüş bakımından da çok aşağı derecededir. Dagistanh Murad Bey, altı cildlik Umumî Tarihile bizim bu büyük noksanımızı tamamlamak istedi, o eserile tarih âlemimizde bir inkılâb yapmış sayılarak yıllarca alkışlandı. Halbuki onun altı cildile Ahmed Refiğin Umumî Tarih adı altında bastırdığı altı cıld yanyana getıniırse Murad Beyin hâlâ Herodot'tan mahlul kalan zaviyede süründüğü, Ahmed Refiğin ise Yirminci asir tarihini bize okuttuğu görülür. Demek istiyorum ki bizim yurdumuzda ilmî şekilde ilk Umumî Tarih nümunesi veren Ahed Refiktir ve onun kazandığı mevki, bugün de kendisinin elinde kalmıştır. Çünkü ikinci bir muharrir çıkıp da Ahmed Refiğin almancadan tercüme ettiği Umumî Tarihten daha güzelini yazmamıştır. Yalnız bu hizmet, Ahmed Refiğe karşı memleketin müteşekkir kalmasını icab ettirirken o, Senyobos'un üç cildlik medeniyet tarihini de tercüme ederek tarihin tek bir mevzu teşkil etmediğini, o büyük ılmin bir çok şubelere bölündüğü nü memlekete öğretti ve ondan sonra bizde edebiyat tarihi, san'at tarihi, harbler tarihi, musiki tarihi, mimarlık tarihi gibi eserler yazıldı. Gerçi eskiden de hattatlar tarihi, vezirler tarihi, şajrler tarihi gibi kitablar yok degildi. Çekoslovakva ve Türk?ye Bir kabine azasımn beyanatı Londra 11 (a.a.) Kabine azasından Lord Vinterton dün akşam söylediği K nutukta, Çekoslovakya meselesinde Sc .t Birliğile lâyık olduğu veçhilc istişare edilmemiş olduğuna teessüf eden muhaliflere hücum etmiştir. Lord Vinterton'a göre, Çekoslovakya buhranında Sovyetler Birliği kat'î hiçbir yardım vadinde bulunmamış ve askerî zâ fına binaen çok müphem vaidlerde bulunmakla iktifa etmiştir. Mecburî askerliğe gelince, Lord Vinterton demiştir ki: « Diğer milletlerin cebren yaptık ları birşeyi Ingiltere kendi arzusile yapmak istemezse günün birinde mutlak surette imha edilir.» f mevzilerinde şiddetli muharebelere intizar edilmesi lâzım geleceğini bildirmektedır ler. Hankov 1 1 (a.a.) Çin askerî makamları namına söz söylemeğe salâhiyettar bir zat Pekin Hankov demiryolu üzerinde kâin Sunyang mıntakasının Japon kıtaatından tathir edilmiş olduğunu beyan etmiştir. Mumaileyh, bundan başka Liu lin'i işgal etmiş olan Japonlann Çinliîer tarafından yapılan müteaddid hücumlar dan sonra ricat etmiş olduklarını ilâve eylemektedir. ekoslovakya devleti, sıcak bir güneşe maruz kalan bir buz dağı gibi, erimeğe başlad:. Çekler, kenJi hataîarmn cezasını çekiyorlar. Büyük Harbin son^nda darmadağın olan Avusturya Macar imparatorluğundan hiç de ibret almıyarak Avrupanın göbe i ğinde ve büyük komşular arasında, onun j bir küçük modelıni \iicude getirdileı. Bu bin senelik imparatorluğu yıkanlarm içinde kendileri de olduğu halde, bu yıkılış Çeklere ders olmadY Mıllî birlığe davanmıyan devletlerin teınellerinden sarsıldıklan ve milliyet ruhunun en büyük kuvvetle hâkim olduğu bir devirde, parça bohçası j gibi yamalı bir de\let kurmağa kaikıştı | lar. Şimdi bohçanır. dikişleri birbin peşmden sökülüyor ve milliyet rüzgân, parçaları alıp götürüyor. Çekler, zafer sarhoşluğile burunlan nın ucunu göremiyecek bir hale gelmiş olan galiblerin zoriie bu milletler halitası küçük devleti kurduktan sonra, hemen büyük bir gurura ve şovinizm yobazlığına kapıldılar, teşekkülü itibarile milliyet taassubuna asla müsaid olmıyan bu devletin içinde, asırlarca tâbi bir ekalliyet halinde yaşadıklanndan intikamım almak ister gibi, eski metbularına tahakküm etmeğe kalkıştılar. Bu, uşağın efendisine cmretmesı gibi birşey oluyordu. Böylece, hem kel hem fodul vaziyetine düştülcr. Ahmed Refiğin bizde açtığı bir çığır tmzaladıkları misaklara ve ittifaknameda vesika aramak, bulmak ve tarihî vak lere güvenerek Almanlar, Slovaklar, Maaları bu yeni vesikalara göre tahlil et carlar, Lelhler ve Rütenler üzerinde 20 mektir. Gerçi vak'anüvisler de meselâ sene saltanat sürdüler. Fakat, aıtık. Cevdet Paşa Tarihinde görüldüğü gibiOl saltanahn ye//er eser şimdi yerinde eserlerine vesikalar ilâve ediyorlardı, lâkin Evrak hazinesinden bugüne kadar mısraı, Çekoslovakyanın dağlarında ve omeçhul kalmış ve Avrupa eserlerinden de valarında bir yel gibi esiyor. bize henüz intikal etmemiş vesikalar seÇekoslovakyanın bu harbsiz parçaıançerek birçok eksikleri ve birçok yanlışlan tashih eden odur. Öyle zannediyorum ki ması karşısında, Osmanlı imparatorluğuDemirbaş Şarl hakkındaki fermanları nu tasfiye ederek «Misakı Millî» ile tam İsveç tarıhçileri bilmiyorlardı, Marki dö bir Türk devleti kuran Büyük Atatürkün Bonnak'ın, yahud Novantel'in Sefaret derin ve kuvvetli görüşünü hayranhkla namelerini ve Şefer'in Muhtırasım ondan hatırlamamak mümkün değildir. Mütarekenin kara günlerinde (28 ikinevvel bizim diyanmızda tahlil eden yokcikânun 1920) kabul edilen Misakı Miltu. lî, Türkiye hududlan dahilinde, ya'nızj Şimdi üstadın tarihçilik bakımından ve münhasıran Türk yurdlarım aı^oy hakikî hüviyetine geçelim: Ahmed Refik makta idi. Türk orduları muzaffer oî » hiçbir zaman tarihî roman yazmadı, bir duktan sonra, hiçbir sarhoşluğa kapılmaValteraskot veya Aleksandr Düma oldık, «Misakı Milli» nin çizdiği hududlar mak istemedi. Onun sayıları elliyi bulan dahilinde kalarak, yalnız ve mü;.hasııan tarihî risaleleri arasında ne bir Rob Roy, Türk yurdlarım istedik. Türkiyeden pek ne de bir Mousquetaires ve Troi vardır. de ayrılmak istemıyen Yemeni bile kabul Fakat o bir monografi mütehassısı da de etmedik. Böylece Osmanlı imparatorlu ğildir. Monografik sanılacak yazıları çok ğunun aksine olarak sadece Türk 'insuruolmamakla beraber o mevzua bağlanarak na dayanan bir devlet kuruldu. Bugün, kalem oynatmamıştır. Nasıl ki kendisi bi bu sayede, Türkiye Cumhuriyeti hududyograf da olmamıştır. O halde nedi:?.. lan içinde, menşei bir. soyu bir, tarihi bir, Bu suale bir kelime ile cevab vermek müş dili bir, kültürü bir. ülküsü bir. icnanı bir kül olup üstadın hakikî hüviyeti şu şekil bir millet, Türk milleti yaşıyor. Ve Türde izah olunabilir: Tarihi şiir yapan kiyenin en büyük kudreti, en sarsıİTıaz adam!.. kuvveti bu birlikt'.r. Ve onun içindu ki Evet. Rahmetli Ahmed Refik büiün Türkiye, ebedî bir varlıkbr. yazılarında tarihi şiir yapmıştır ve ondan dolayı da tarihi halka sevdirmiştir. Keşki her şairimiz böyle bir hizmette bulunabilseydi ve tarih de, korkunc hakikatler haykıran yabis birşey olmaktan çıkıp şiir zevki verseydi? M. TURHAN TAN Yugoslav Meclisi dün feshedildi Japonlar cevab vermiyorlar Rusya protesto etti Londra 11 (Hususî) Londradaki Sovyet elçisi Mayski, kabine azasınJrtn Lord Vinterton'un Rusya hakkındaki nutkunu protesto etmiştir. Mecburî askerlik lehinde cereyan Londra 11 (a.a.) İhtiyat ordusunun tensiki matbuat tarafından müsaid bir şekilde karşılanmaktadır. Bu tedbir Ingilterenin «her ne pahasma olursa olsun sulh» siyasetinden gayri bir siyaset takib etmesini gittikçe büyüyen bir şid detle arzu eden efkârı umumiyeyi kıs men tatmin etmektedir. Bu sebeble muhafazakâr gazetelerin büyük kısmı asırlık akidelerini terkederek askerî hizmetin mecburî olmasım istemektedirler. Diğer muhafazakâr gazeteler bu fikri kat'iyetle ileri sürmekle beraber harb vukuun<Ja halka tahmil edilecek olan vazifelerin şimdiden bir mecburî hazırlık şeklinde gösterilmesini istemekte dirler. Şanghay 1 1 (a.a.) Japon askerî makamları namına söz söylemeğe salâhiyettar bir zat Çinlilerin büyük bir muvaffakiyet kazandıklarını iddia etmekte ol dukları Yangtze nehrinin cenubunda kâin Tehan mıntakasında Japon ordulan nın vaziyeti ne olduğuna dair gazete muhabirleri tarafından sorulan suallere ce vab vermemiştir. Tokyo 1 1 (a.a.) Domei Ajansı, İnyang'ın zaptı haberinin mevsimsiz ol duğunu haber vermektedir. Resmî tebliğlere nazaran bir Japon kıt'ası bu noktanın beş kilometre garbi şimalisine vâsıl olmuştur. İtalyan hükumeti bütün iki parti intihabda müşsefirleri değiştiriyor terek hareket edecekîeıi Roma 1 1 (a.a.) Görünüşe nazaran Kigi sarayında Haricıye memurları arasında yapılacak bazı mühim tadilât hazırlanmaktadır. Halihazırda İtalyayı BuenosAires'de temsil eden Raffaele Guarigla'nın Paris sefaretıne tayin edileceği söylenmektedir. Yapılacak tadilât bilhassa Vaşington, Berlin, Moskova, Varşova, Brüksel, RiodeJaneiro, Santiago büyük elçiliklerile Bükreş, Bel grad, Budapeşte ve La Haye elçiliklerini alâkadar etmektedir. Romanın diplomatik mahfillerinde söylendiğine göre, ağlebi ihtimal Hariciye Müsteşarı Bastiani Berlin sefiri Attolico'nun yerine, Prens Ascanio Lolenua Vaşington sefiri Suviç'in yerine tayin edilecektir. Belgrad 1 1 (a.a.) Niyabeti Saltanat meclisi, Dahiliye Nazınnm teklifi üzerine ve Nazırlar meclisinin mütalea sını aldıktan sonra 5 mayıs 1935 te inti hab edilmiş olan meb'usan meclisinin fe hine karar vermiştir. Yeni teşriî intiha bat, 11 kânunuevvel 1938 tarihinde pa lamentoya dahil olacak meb'usların inti habına müteallik nizamata tevfikan icr; edilecektir. 11 kânunuevvel 1938 de üı tihab edflecek olan meclis, 16 kânunu sani 1939 da fevkalâde bir içtimaa da vet edilecektir. Ayan meclisi de ayni t» rihte fevkalâde bir içtima akdine dav olunacaktır. Nazırlar meclisinin akdetmiş olduğ içtimadan sonra yeni Devlet Nazırı H cera, müttehid bir halde bulunan muha lıfler tarafından sarfedılmekte olan v > hatta devletin mevcudiyetini tehlikeye il ka etmekte bulunan faaliyet dolayısil mensub olduğu fırkanın Yugoslavcılık v < devletin vahdeti şampiyonlarile koalisyon yapmakta oldu^unu beyan etmiştir. Mumaileyh, ilâveten demiştir ki: « Fırkanın merkezî komitesinin vermiş olduğu salâhiyetlere istinaden fırkam, , kuvvetlerimizi Yugoslav radikal biriığiie I Yugoslav halkçı fırkası arasında intihabatta bir koalisyon vücude getirmek üzere < birleştirmek maksadile Stoyadinovıç'Ie • bir itilâf akdetmiştir.» ' Londra semasında yapılan balon barajı tecrübesi Londra 11 (a.a.) Daily Telegraph'ın yazdığına göre, cumartesi günü Londra'da yapılan balon barajları tecrübeleri bazı teknik noksanlar göstermistir. Bir defa balonîar üç bin metreye kadar yükselememiştir. Yapılan tecrübelerde ancak pek alçaktan yapılacak tayyare 'ücumlarına karşı bu balonlann müessir Mr müdafa barajı olabileceği anlaşılmış! Lindberg Berlinde r.. Binaenaleyh balonlann üç bin metremişti. Yulaf, arpa ve mısır mahsulâtı evr Berlin 11 (a a.) Lindberg saat 15 velce bu mahsullerin bolluğuna dair ya~n daha çok yükseklere çıkması lâzımte tayyare ile Paristen buraya gelmi§tir. pılan tahminleri teyid etmektedir. iır. «Yurdda sulh, cihanda sulh» prensi pıni dış sıyasetının parolası yapmış olan Türkiye Cumhuriyeti, herhangi bir tecavüze uğramadıkça elbette ki harbetmiyecektir. Fakat millet bir gün varlığını müdafaaya mecbur kalırsa artık, isteı Canakkalede, ister başka cephede « Aman cepane, aman erzak!...» diye feryada mecbur kalmıyacak; Türk mühendisinin ve Türk işçisinin eseri olan demiryolMareşal ÇanKayŞek'in ları, kendi yaptığımız harb malzemesile lüzumlu erzakı cephenin hemen gerisine beyannamesi Hankov 1 1 (a.a.) Çinde cumhuri yetistireceklerdir. yet ilânının yıldönümü münasebetile MaYirmi iki yıl önce, cephede carık yereşal Çan Kay Şek millete hitab eden nilen günlerde, bundan bize bahsedilseybir beyannamede, insanca ve toprakça di hangimiz inanırdık?.. bütün zayiatına rağmen Çinin bugünkü Celâl Dincer vaziyetinin harbin başlangıandan daha iyi olduğunu kaydetmekte ve Çinin önün Londra şimendifer hamalları de ve sonunda Japon tecavüzünü akim grev yaptılar bıraktıracağını söylemektedir. Londra 1 1 (a.a.) SenPankras isErgani tahvillerinin ikramiye tasyonunda çıkan ve bu istasyonun diğer keşidesi servislerine ve Küston istasyonuna sirayet Ankara 1 1 (a.a.) İkramiyeli, yüz eden hamallar grevi, Londranın bu iki de beş faizli 1933 Ergani istikrazı tahvil müntehasınm marşandiz istasyonlarına da lerinin 11 inci ıkramiye keşidesi Türkiye sirayet etmek istidadını göstermektedir. Cumhuriyeti Merkez Bankası idare mer Amerikada mahsul bolluğu kezinde I7 / 1O / 1938 pazartesi günü saVaşington 1 1 (a.a.) Ziraat Ne bah saat 10 da Malive Vekâleti ve Ban zareti, ilktesrinde Amerikan'n buğday kalar mümessillerile Noter huzurunda ic mahsulünü 940,229,000 kilo olarak tahra edilecektir. min etmektedir. 1 eylulde mahsul Ke c '^ede herke* bnlunabilir. 939,972,000 kilo olarak tahmin edil Yüksek Otarşı meclisinin içtimaı Roma 11 (a.a.) Yüksek Otarşi komisyonu dün Mussolini'nin riyasetinde ilk içtimaını akdetmiştir. Bu münasebetle bir nutuk söyliyen Mussolini, isrihsa lâtın birkaç sene sonra nüfusu 50 milyonu bulacak olan memleketin ihtiyaclarına tekabül ettirilmesi lüzumunda bilhassa ısrar etmiştir. Komisyon muhtelif meseleler arasında bilhassa yeni endüstriler ihdası, sermayelerin yatınlması, bazı gıda maddeleri fiatlarının kontrolu işlerini de tetkik edecektir. Müzakerelere ayın 13 ünde devam edilecektir. Belçika Kralı bugün Parise gidiyor Naib Belgrad'da M Paris 11 (Hususî) Belçika Kralı Belgrad 11 (a.a.) Naibi hükumet Uçüncü Leopold yarın resmen Parisi zi Prens Pol, bu sabah Sîovanya'da kâin yaret edecektir. Cumhurreisi Löbrön, Bel Kranj'daki ikametgâhından buraya gel çika Kralını karşılıyacaktır. miştir. I

Bu sayıdan diğer sayfalar: