7 Eylül 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

7 Eylül 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHUBtYET 7 Eylul 1938 I Tarîhî roman : 30 Yazan: M. TURHAN TAN ( Şehir ve Memleket Haberlerl ) Hemşehrisini Öİdüren adam o, sirkten tahta geçmişti. Siz zindandan Türk cennetine yükseleceksıniz!..» Maksudun muhakemesi Türk îtalyan ticarî mü Denizhank, yeni teşkilât projesini hazırladı Ne o Dimitriyos, dedi, bahçıvan sinde böyle bir işin kârdan ziyade zi ne dün de devam olundu nasebetleri tetkik edildi Memleketinden İstanbula getirttiği karısı Erveheyi kendisinden boşattırarak almak istiyen hemşerisi seyyar sebzeci Saidi üç hafta evvel Tarlabaşında muhtelif yerlerinden tabanca ile vurarak öldüren seyyar sebzeci Arnavud Maksudun muhakemesine dün Ağırcezada devam edilmiştir. Dünkü celsede müdafaa şahidi ola rak Bektaş dinlenmiş, Said veresesi nin vekili, Bektaşın ifadesine itiraz ederek: « Bu adam yalan söylüyor. Esasen kendisinin evvelce Ağırcezada bir muhakeme esnasmda yalancı şahidlik yaptığı sabit olmuştu. Madem ki, Saidi tanıdığını söylüyor, eşkâlini tarif etsin» demiştir. Bunun üzerine reis, Bektaşa maktul Saidin eşkâlini tarif etmesini söyle miştir. Bektaşın tarifinden sonra Said veresesinin vekili tekrar söz alarak: « Maktulün eşkâli kat'iyyen şahi din tarif ettiği gibi değildir. Bektaş hakkmda yalancı şahidlikten takibat yapılmasım isterim> demiştir. Heyeti hâkime, kısa bir müzakereyi müteakib buna lüzum görmiyerek gel miyen şahidlerin celbi ve polis müdiriyetine tercüme için gönderilen evraka aid geçen celsede yazılan müzekkere nin tekidine karar vermiş, muhakemeyi başka bir güne talik etmiştir. Izmir (Hususî) Bari Fuan mümessili ve İtalya Korporasyonlar umum müdürü sıfatile Fuanmızı görmek, ayni zamanda Türkiye îtalya ticaret işleri üzerinde bir tetkik yapmak üzere şehrimize gelmiş olan îtalyan meb'uslarından Andrea Cilento Rodosa dönmüştür. Bu vesile ile şehrimiz îtalyan Ticaret Odasında, Türkofis müdür vekili, Ticaret Odası reisi, alâkadarlar ve îtalyan bankalan memurlarının iştirakile bir toplantı yapılmıştır. îtalya mümessili, bir nutuk irad ederek Türkiyede göze çarpan canlı refah ve kalkınma hamlelerine hayran kaldığını, Atatürk rejimi ve Atatürk çocuklannın gayretlerini çok takdir ettiğini, bilhassa Atatürke karşı büyük hayranlıklar duyduğunu, îzmir Fuarının en mütekâmil Avrupa fuarlan meyanında bulunduğunu, coğrafî mevkii itibarile bu fuarın diğer fuarların fevkınde bir rol oyriamağa namzedlik taşıdığını, îtalyanm Türkiyenin mahsullerinin başlıca alıcılarmdan olması hasebile Türkiye piyasasına çok alâka gösterdiğini söylemiş, biltnukabele Türk mahsulât ve sanayi eserlerinin de Bari fuarında geniş mikyasta tanıtılması temennisinde bulunmuştur. Sözlerinin sonunda, iki memleket ticaret münasebetle Siyasî icmal Südet Almanları ekoslovakyanm Almanya hud duna mücavir Südet dağlık ar zisinde yaşıyan üç buçuk milyc Almanm mukadderatı dahilî bir iş olma tan çıkıp beynelmilel bir mesele olmu ur. Südet Almanlarile Çekoslovakyac hükumeti ve tefevvuku ellerinde bulu duran Çek partilerinin arasını bulmaş gelen Lord Runciman'm tabiyesini de ğiştirip Südet Almanları partisi lide Henlein'i doğrudan doğruya ve resm< görüşmek üzere Hitler'in nezdine gönde miş olmasile beynelmilel bir şekil ah mesele bu yolda inkişaf etmektedir. Henlein, Hitler ile görüştükten sonr ekoslovakyanm merkezi Prag'a dönm yip Südet ALmanlan merkezi ve ken partisinin karargâru bulunan Asch şehri de kalmıştı. Lord Runciman kendisin başmuavini Gvatkın'i buraya göndenr ve Henlein'in Hitler'den ne cevab alc ğını öğrenmiştir. Bu cevab tamamile Lordun arzusuı muvafık bulunmamakla beraber ümidi k jecek bir mahiyette de değildir. Bunı için îngiliz lordu faaliyetine devam et mektedir. Lâkin artık Çekoslovakya Ba vekilile görüşcneyip doğrudan doğruya 1 devletin şefi Beneş ile müzakereye ba lamıştır. Daha sonra îngiliz lordunun Hitler' nezdine gidec<*ği söyleniyor. Artık s < sözü Almanya ve Çekoslovakyanın de let şefleri söyliyeceklerdir. Bununla b raber Hitler ile Südet Almanları parti: nin kat'î noktai nazarlan şimdiden anl şıhyor. Bunlar Südet havalisine toplu r. muhtariyet verilmesinde ısrar edecekh dir. Halbuki Çekoslovakya hükumeti * müsaade olarak bu havaliyi birçok ka tonlara ayırmağı teklif etmifti. Südet havalısi Çekoslovakya camif içinde Danzig gibi ayrı bir Alman h kumeti halini almadığı takdirde vaziy çok fenalaşacak ve Avrupada yeni r. harb çıkması ihtimali kuvvet bulacaktır Fransa ihtiyatların bir kısmını Magin müstahkem hattı mürettebatını tamaml mak üzere silâh altına davet etmişt Fransa bu hazırlığım Çekoslovakya h kumetine bildirmiştir. Almanya da fe kalâde askerî hazırlıklar yapıyor. Es Avusturya tanınmıyacak bir hale gelm tır. Her tarafta sevkulceyşî ehemmiy haiz demiryolları ve yollar yapılmışt Çekoslovakya hududunda 30 kilomet derinliğmdeki arazi ahaliden tahliye dilmiş ve birçok müstahkem hallar ve i sülharekeler vücude getirilmiştir. Burar ahalisi, Umumî Harbin sonunda ga devletler tarafından Macaristandan tef; edilip A\usturyaya ilhak edilen Burg« land eyaletine nakil ve iskân edilmiştir. Halihazırda Alman ordusu bütün ih yatlarile seferber haldedir. Fransa, B çika, îsviçre ve Holanda hududund* tahkimat sür'atle itmam edilmektedir. talya dahi Fransa hududunda baştan t şa müstahkem hatlar vücude getirmek dir. Hududun îtalya tarafında, yeri yı du olan Fransızların mülkleri, askerî ic re tarafından istimlâk edilmiştir. İtalya Iarm tahkimat faaliyeti hududun Fran tarafından aşikâr bir surette görühnek dir. Almanya ile İtalya, şimal denizind Akdcnizin Tirenij'en körfezine kad Avrupayı ikiye ayıran ve geçilmesi m hal bir sed vücude getirmektedirler. Ç koslovakya meselesinden dolayı Fran müdahaleye kalkıştığı ve İngiltere dı kendisine yardım ettiği ve baid bir ihtitn olarak Amerika dahi işe kanştığı zama bunlar denizde ve karada büyük bir e gel karşısında kalacaklardır. Fransızlar ve bunlann muhtemel yaı dımcılan bu müstahkem hatların önün> oyalanırken Almanya Çekoslovakyave Va yardım etmek istiyen Sovyetl birliğine karşı harekâtını tamamlama' fırsat bulmağı hesab etmektedir. Ital; dahi kendisine her suretle yardım edece tir. Simdi dünya sulhunun mukaddera üç buçuk milyon Südet Almanınm ta bir muhtariyet alıp almamasma bağlı b lunuyor. Bir İtalyan meb'usu Denizyolları, Akay İzmir fuarında birlestîrilirken... yamaklığını bıraktın da cambazlığa mı başladm?.. Bu iş, ötekine benzemez, beSki canına mal olur. Başın ipe dolaşmadan, bir kazaya uğrayıp genc yaşında cukura düşmeden tehlikeli isleri bırak, bir köşeye sin. Hele su çocuğu göz göre göre ölürre sürme. Zavallının işte dili dc acılmış. Varsm, bir köyde yaşdaşlarile çelikçomak oynasın. Yaninin sağında, solunda bulunan'.ar onun cambazlarla dost ve tanışık çıkmasmı imrenerek, kıskanarak dinliyorlardı. Oyuncular reisinin Dimitriyos adını ta şıdığını da öğrenmekten de büyük bir gurur duyarak bu gururu daha ileri ve geride yer alanlara his?ettirmek için tehalük gösteriyorlardı. Kısa bir lâhza içinde bu ad ağızdan ağıza geçmiş ve her dudağa Dimitriyos kelimesi bir tad vermişti. Lâkin Yani'nin komşuları bu yay:m işini yapmakla berehtr cambazlar elebaşısının ihtiyar dostuna nasıl cevab vereceğini de merak ettiklerinden gözlerini onların yüzünden ve kulaklarım onların dudaklanndan ayırmıyorlardı. yan getireceğine kanaat hasıl etmişti. O sebeble Teodosya'yı. Edirne kalesinin anahtarı diye Türklere götürmeği ve bu hizmetinden dolayı yaşamak hakkını kazanmayı düşünüyordu. Bu düşüncesinden memnundu ve Türklerle mutlaka uyuşacağına kâmil bir imanla inanıyordu. Teodosya'yı bu maksada kolaylıkla imale edeceğine de şüphesi yoktu. Yalnız sehir içinde bir gü rültü kopmadan, Türklerin kendince pek tabiî olan hamleleri başlamadan işi yürütmek lâzım geldiğini takdır ettiği için etraftaki engelleri nasıl gidereceğini hesabhyordu. Öyle ya. Prenses, bir mahpustu. Hapisanenin bulunduğu yer, ka leydi. O mahpusu bölük bölük askerlerle sarılı bir kaleden çıkarmak, Türklere götürüp teslim etmek kolay değildi. Gerçi kızı kacırmak işine girişilmek ka rarlasınca da bu güçlükle karşılaşılacaktı. Lâkin o işe, uzun uzun hazırlanıldıktan sonra, tesebbüs edileceği için müşküllerin birer birer ve ihtiyatla giderilmesi mümkündü. Halbuki şehre girmiş vazi yette bulunan Türklerle şehrin akşama Bizzat Yani de ömrünün en büyük sabaha muhtemel sukutundan önc« ancür'etini gösterek yaptığı bu hamleden laşmak lâzımdı. sonra büyük bir telâşa kapılmıştı, Di mitriyos sandığı heybetli adamm vereceYani, bu nokta üzerindc d« bir müdği cevabı bekliyordu. O, kendisini tanı det kafasını yordu, bıyığından elli altmış madığını ve bahçıvan yamaklığı yapma kıl daha yedi ve gene Arşimed'leşerek dığını söyliyerek inkâra mı sapacaktı, şen şen mırıldandı: yoksa hüviyetinin böyle açığa vurulma Buldum, hem de güzel buldum!. smdan dolayı hiddetlenip boğazma mı Yerinden sıçramıştı, ayakta nüvesi sarılacaktı? Bu ikinci ihtimal, bir an için zihnine doğan plânmın ana hatlarını çicesur kesilmiş ve zekâsını mahzuz etmek ziyordu. Bu önemli işi de başardıktan için başmdan büyük bir halt işlemiş olan sonra sürur ve gurur içinde yürüdü, Yani'yi iliklerine kadar titretiyordu, yü prensesin hücresine yanaşrı, kapjyı tıkırzüne gülünc bir kanşıkhk çiziyordu. dattı: Fakat meşhur Kara Abdurrahmanın ta kendisi olan heybetli cambaz ne havret gösterdi, ne telâş. Sadece tebessüm etti ve sadece iiıüyar gardiyanı kucakladı, öbür seyircilere duyura duyura şu sözleri söyledi: Vay dostum, sen buradasm ha. Bütün evliyalar beni çarpsm ki babamı görmüş kadar sevindim. Ve onu boynundan öpüyormuş gibi dayranarak kulağına fısıldadı: Beni, Ilya'yı. Dimetokayı bir ddhi ağzına alırsan kendini yok bil. Sonra kollannı scrsemleşen herifin boynundan çözdü: Akşama doğru, dedi, yanımıza gelirsen bol bol görüşürüz. Şimdilik allaha ısmarladık babalık. Yani bu sözlerle kendine yükletilmek istenen vazifeyi o andaki sersemliğine raemen anladı, sağında solunda du ranlar tarafından sorguya çekilme«ine meydan vermeden oyun yerini bıral'.tı, başını bir kere bile ardına çevirmeden vürüdü, kapaüı kale zindanma atarak bir köşeye yığıldı, basını ellerinin içine aldı, düsünmeğe koyuldu. Edirne, onun mülâhazasına göre, artık Türklerindi. Çünkü Dimetokayı bir buçuk kişi ile zapteden o her işe kadir, o her güçlüğü kolaylaştırmağa muktedir büyük millete mensub yirmi adam, bir değil birkaç Edirneyi fethedebilirlerdi. Şu takdirde «emrivakii» esas yaparak bir yol çizmek lâzım geliyordu ve bu yol da ya Türklere hizmetkâr olmak, yahud onlardan uzaklaşmak şekillerinde çizilebi lirdi. Yani işte bu iki yoldan birini seç mek için uzun bir düşünce saati geçirdi va sonunda Türklere sığınmak kararını aldı. Geldim, dedi, huzurunuza girebî • lir miyim? Teodosya, şevkle ve telâşla müspel cevab verdiğinden kapıyı açtı, içeri girdi: Bahtınız, dedi, Teodora'nın ba]ı.tından daha kuvvetli. O, sirkten tahta geçmişti. Siz, zindandan Türk ccnnetine yükseleceksiniz. (1) Genc prenses bu benzetilişten ilkin resmî şerefi ve resmî haysiyeti namına sinirlenecek, ihtiyar gardiyanı paylıya cak oldu. Lâkin onufl «Türk cennetin den» bahsetmesinden doğan merak, şeref kaygusuna galebe ettiğinden hiddetini yendi: Ölüleri, dedi, diline alma da dürüst konuş, ne diyeceksen çabuk söyle! Yani, büyük müjdeyi kolaylıkla söylemek istemiyordu. Onun için bu ihtarı mühimsemedi, zindan köşesindeki kanapeye müsaadesiz oturdu: Prensesim, dedi, siz îstranca ormanlarının yürüyüşe geçip meselâ Edirneye gelebileceklerine inanır mısınız? Hayır! Ebros'un (Meriç) ipek bir mendil gibi büküle büküle küçülüp yatağından çıkacağına, Edirnenin odun pazarma sığışacağma inanır mısmız? ' Hayır! Ya gökün yere inecegine inanır mısınız? Teodosya yerinden fırladı, geveze ihtiyann iki kulağmı yakaladı, bütün kuvvetile çeke çeke bağırdı: Hayır, hayır, hayır. Fakat sen, behey mel'un herif, benimle eğlenmeğe mi geldin, olmaz şeyleri sıralayıp beni zıvanadan mı çıkaracaksm?.. Maksadın nedir, dilinin altında ne var, açık söylesene!. Yani, can acısile şiir yapmaktan, kendine zarif görünen çığırlar sıralamaktan vazgeçti, bir yandan prensesin pamuk e!lerine sanldı, bir yandan teşbihlere sararak yavaş yavaş sunmak istediği hakikati çınlçıplak açığa koydu: Türkler Edirneye geldiler!.. Teodosya'nın zarif pençeleri ihtiyaı gardivanın sert ve uzun kulaklarından ayrıldı, gözlerine bir sersemlik doldu, dudaklan çatlak bir çilek gibi açık kaldı. Söylenilen sözün doğruluğuna inanamıyordu, Yani'nin küstah bir cür'etie istihza etti'Sini sanıyordu. Fakat o pespaye adamm herhangi ıraksadla olursa olsun böyle bir cesaret gösteremiyeceğini bir nebze sonra hatırladı, hayretini neşeyle mübadele etti, gülden yumusak parmaklarını gardiyanm nasırlı ellerinc geçirdi, tebessüme benziyen bir sesle yalvardı: (Arkast var) Deniz Bank umum müdürlüğünün Devoüaı ve Akay ıdarelerini tek bir idare haline »etirmek için yaptığı tetkikler sona ermiş ve bunun için bir proje hazırlan mıştır. Deniz Banktan verilen malumata öre, bu projenın yakmda tatbikahna gecilecektir. Bu sekil. iki idarenin tevhidinden ziyade, Bankanın daha faydalı olacağına kanaat beslediği yeni bir teşkilât mahiyetinde olacaktır. Bankaya bağlı bulunacak bu yeni teşkilât, tamamen tnülga Seyrü Sefain ida'iin benzeri olacaktır. Bu arada Akay ismi ortadan kalkacak ve Akayın forması da kaldmlacaktır. Karaköydeki Akay binası tamamen Denizvollan acentalı^ı o'arak kullanılacaktır. KÜLTÜR İŞLERİ Ekalliyet mekteblerinde çalışan Türk muallimlerinin maaşları Ecnebi ve ekalliyet mekteblerindeki kıdemli Türk muallimlerinin maaşlanna zam yapılması için Kültür dırektörlüğü mekteb idarelerine tebliğat yap mıştı. Geçen sene yapılan bu tebliğat mucibince mekteb idareleri önümüzdeki sene zarfında hazırlık yapacaklar ve gelecek tedris senesinden itibaren de bütçelerini ona göre tanzım edeceklerrindeki zorlukları da öğrencnek istediğini dir. ŞEHtR tŞLERl bildirmiş ve eylul ortalannda müzakeresi Terfi eden müfettişler yapılacak olan yeni ticaret muahedesi iMaarif Vekâleti umumî müfettişle Çocuk bahçeleri etrafmda çin, bu işe memur îtalyan heyetinin An rinden Fethi ve Necmeddin ikinci sınıf tetkikler karaya gitmeden îzmire uğrayıp Türk umumî müfettişliğe terfi etmişlerdir. Muhtelif mmtakalarda yeniden tesis hracatçılarla temasmm faydalı olacağı Muallim mektebi Balmumcuedilecek çocuk bahçeleri hakkında ka mülâhazasında bulunmuştur. ya naklediliyor zalarca yapılan tetkikat neticesi Bele Türkofis müdür vekili Rahmi cevab Çamlıcada bulunan Îstanbul Erkek diye riyasetine bildirildiği cihetle Be vererek îtalyanm Fuara iştirakinden ve Muallim mektebi Balmumcudaki boş lediye reis muavini Raufun riyasetin bizzat Andrea Cilento gibi salâhiyettar yatı mektebi binasına nakledilecek, mudeki heyet bu hafta içinde Eyüb ve Fabir şahsiyetin îzmir Fuarını tetkike me allim mektebinin binası da yeni açılatih mıntakalarında tesbit edilen yer mur edilmesinden dolayı memnuniyetini cak Çamlıca ortamektebine tahsis olu leri mahallinde tetkik edecektir. tebarüz ettirmiş ve misafirin Türkiye î nacaktır. Turîzm çalışmaları talya ticareti hakkındaki temennilerine saMüsteşarın tetkikleri Bu sene memleketimize geçen sene mimiyetle iştirak eylediğini bildirmiştir. Bir müddettenberi şehrimizde tetkiklere nisbetle daha çok seyyah gelmiştir. Bunu müteakib muhelif tacirler ve a lerde bulunan Maarif Vekâleti MüsteBu rağbetin genişletilmesi için Beledilâkadarlar da mütalealarını bildirmişler şan Rıdvan Nafız Edguer, birkaç gün ye Turızm şubesince tertibat alınmak sonra Ankaraya gidecektir. dir. ^ ^ ^ tadır. Yeni yapılmakta olan Edirne as DENİZ İSLERİ falt yolile yakmda memleketin muhtelif noktalarında yapılacak yollarda seyFabrika Ve Havuzlar müdüyah celbine yardım edecektir. Son za Ankarada bulunmakta olan Başvekil rü, Umum müdürlük manlarda îstanbula gelen seyyahlar Celâl Bayar, yarın ekspresle İstanbula emrine alındı Bursa ve Yalovaya da rağbete başladık hareket edecek ve cuma günü şehrimizlarından buralarda da daha mütekâmil de bulunacaktır. Deniz Umum müdürlüğü, gördüğü lühareketler için hazırlıklar yapılmakta:um üzerine, yeni bir ıslahat programıVali de geliyor dır. nın tatbikma karar verdiği Fabrika ve Bir müddettenberi Ankarada bulu Havuzlar idaresinin müdürü Cemili Sinemalar içîn yenî bîr tarife nan Vali Muhiddin Üstündağın da yaUmum müdürlük emrine almıştır. hazırlanıyor rm Başvekil Celâl Bayarla birlikte şehFabrika ve Havuzlar idaresinde yapıKış mevsiminin yaklaşmasile sinema rimize dönmesi muhtemeldir. lacak ıslahattan evvel bazı mesailin tetmevsimi de yaklaşmakta olduğundan Jktısad Vekilinin şehrimizde kiki için bir tahkik heyeti teşkil edil Belediyece sinemalar için yeni bir tarimiştir. Bu heyet havuzlarda tahkikata yapacağt tetkikler fe hazırlanmağa başlanmıştır. Yeni taîktısad Vekili Şakir Kesebir bu hafta başlamıştır. rife geçen senelerin kış mevsimlerine Galata antreposu sonunda Vekâlete aid bazı işler üzerinnazaran yüzde on beş nisbetinde daha de tetkiklerde bulunmak üzere şehri Galatada eski Mumhane antrepoları ucuz olacaktır. mize gelecektir. Öğrendiğimize göre, yerine inşa olunan yeni antreponun küMÜTEFERRtK Şakir Kesebir, şehrimzide bulunduğu şad resmi Cumhuriyet bavramında yamüddet zarfında bilhassa ihracat mev pılacaktır. Mukavele mucibince on ayBarbaros ihtifaline iştirak simi başında bulunduğumuz şu sıralar da ikmali lâzım gelen Galata Yolcu Sada Türkofiste ihracat tacirlerile bir gö lonu da ancak yılbaşında Denizbank taedecek subay ve efrad rafından tesellüm edilecektir. Ayın yirmi sekizinde yapılacak Bar rüşme yapacaktır. baros ihtifaline donanma subay ve efIzmirde kömür buhranına ADLİYEDE radınm iştiraklerine müsaade edildiği Genel Kurmay Başkanlığından alâka mâni olacak tedbirler Hâdisenin sebeb: darlara bildirilmiştir. Başvekilimiz Nevyork sergisine gönderilecek tarihî e«er fotoğrafları sarhoşluk mu? alınıyor Onun ak bıyıklarından bir kısmını yiye yiye dakikalarca düşündükten sonra böyle bir karara varmasmın bellibaşh sebebleri şunlardı: Yürüyen sudan o suyun yoluna düşen çörçöpün korunmasına imkân olmaması, suyun da boyuna coşkunlaşıp taşmakta bulunması!... îh tiyar Yani, Türk akmını bir nehrin taşma^ına benzetiyordu ki doğruydu. îstilâ yolları üzerine düşen köyleri, kasabalan, şehirleri de içinde oturanlarla beraber çörçöpten farksız buluyordu ki bu da hic süphe yok ki isabetli bir görüştü. Fakat Türke sığmmanın, denize bir fiske kÖDÜk katilması şeklinde olmasmı da istemiyordu. Böyle bir hareket, şahlanmıs küheylânlar ayağından havalanan tozlarla o küheylânlar arasındaki münasebete, yani hiclikten ibaret bir alâkaya benziyecekti. Ondan ötürü Yani, Türklerin karsısma bir kıymet olarak çıkmayı tasarhyordu. Böyle bir durumu temin (1) Teodora, aslmda Opravuva adlı bir ed=Hilmek için elinde kuvvetli bir serma Slav olup Birinci Justinien ismile Bizansta (527 565) imparatorluk yapan ve Ayasofye de vardı: Teodosya!.. yayı inşa ettiren meşhur adamm karısıdır. Onu, basit ve sefil bir muhabbet tellâh s?ibi görünerek Türklere takdim etmek ve hediyesi makbule geçerse ücret olarak hayatını bağıslatmak kaygusundan uzaktı. Çünkü daha evvel ve başka münasebetlerle yürüttügü muhakemeler netice Nevvork sergisinde teshir olunmak üzere îstanbul Müzelerinden bazı kıy metli tarihî eserlerin fotoğraf ve mo lâjlarımn almması için hükumetten icab eden müsaade istihsal edilmiştir. Sergiye gönderilecek eserlerin mü him bir kısmımn fotoğraf ve molâjlan tesbit edilmiştir. îstanbul Müzeler idaresi Nevvork sergi idare heyetile temasa geçerek hazırlanmış olan bazı fotoğraf ve molâj ları Amerikaya sevkedecekt'r. EVKAFTA tdarenin istediği müsaade Evkaf, Eminönünde yıkılan Valide hanı yerine Yenipostane karşısındaki boş arsaya yeni bir han inşasma başlamıstı. Bu arsada yetişmiş ağaclar vardır. Ağac kesmek memnuiyetine binaen Evkaf idaresi, Vilâyete müracaat ederek bu ağaclarm kesilmesi için müsaade istemiştir. MÜZELERDE Vandaki tarihî hafriyat bitti Vanda asarı atika hafriyatı yapan arkeolog Lâke dün şehrimize dönmüştür. Lâke, şimdiye kadar yaptığı hafriyatta Van kalesinin bulunduğu mevkide bazı tarihî yeraltı binaları bulmuş ve bu binalarda ü^ periyot tesbit etmiştir. Arkeolog bir müddet şehrimizde kalarak müzelerde tetkiklerde bulunacak, gelecek sene de bir heyetle birlikte Vanda yarım bıraktığı hafriyata devam edecektir. Bir müddet evvel beraber yaşadığı Haj'rünnisaya Kadıköy vapurunda öldürmek kasdile üç el ateş eden Fahreddinin muhakemesine dün Ağırcezada başlanmıştır. Maznun Fahreddin vak'ayı kısaca şöyle anlatmıştır: « O gün oldukça sarhoştum. Vapur, Havdarpaşada iskeleye yaklasırken sarsıldı. Bu sırada biraz ayılır gibi olmuştum. Karşımda Hayrünnisayı görünce kendimi tutamadım. Havaya ateş et tim.> Bundan sonra şahid olarak dinlenen polis memuru Ahmed, Fahreddinin vapur iskeleye yanaştığı zaman elindeki tabancayı yana doğru tutarak çıktığmı gördüğünü ve kendisini yakaladığını, fakat bu esnada tabancamn denize düştüğünü söylemiştir. Diğer şahid Musatfa da: « Silâh sesi üzerine üst kata çıktı ğım zaman bu adam elinde tabanca ile duruyordu. Bir kadın da bağırarak makine dairesine doğru koşuyordu. Fah reddin bu sırada havaya doğru bir el daha ateş etti> demiştir. Neticede heyeti hâkime gelmiyen diğer şahidlerin celbi için muhakemeyi başka bir güne talik etmiştir. İzmir (Hususî) Kış vakti zuhur edecek kömür buhranını önlemek için, alâkadar daireler şimdiden tertibat almağa başlamışlardır. Çünkü şimdi bile, bir buçuk kuruşa mübayaa edilen kömür, Izmır piyasasında beş kuru$ üzerinden satıl maktadır. Orman müdürlüğü, bu sene kömür yakma ruhsatnamelerini geciktirmemek ve bir an evvel kömür imalini kolaylaştırmak maksadile, orman mıntakalarında, mühendislerini icab eden hazırlıklan yapmağa memur etmiştir. Bu meyanda belediye veya herhangi hükmî bir şahsiyctin, şehir hesabına kö mür yakıp satmasını ileri sürmeği de dü«ünmektedir. Bursa 2 milyon kilo şeftali yetiştirdi Muharrem Feyzi TOGA" Hipodromda ayı bekçilıği yapan bir şahsın kızı idi. Sirklerde aktrislik ve umumî evlerde sermayelik yapıyordu. Pek çirkin bir şohret k?.?andığı için İstanbulda oturamaz yaziyete düşmüş, Suriyeye gitmişti. Orada İmparator Justinien'e rasladı. sevildi, imparatoriçe oldu ve Bizans tarihinin en seçkln bir siması hallne yukseldi. Bursa (Hususî) Bu sene Bursanın meşhur şeftali »nahsulu bazı mmtakalarda tamamen mahvolmuş bulunmasına rağmen diğer bazı mıntakaîarda ise çok garib bir tabiat tecellisi neticesi olarak fevkalâde mebzul vetişmiştir. Yalnız Vakıfköy bahçelerinde yetişen şeftalilerden her gün 80 bın kilo İstanbula sevkiyat yapılmıştır ki on gün devam eden bu sevkiyat neticesinbu köyden İstanbula yollanan şeftali ECNEBİ MEHAFİLDE d« miktarı 800,000 kiloyu bulmuştur. MahBir îtalyan ticaret heyeti sulün idrak edildiği yerlerle birlikte bu sene Barsanm şeftali rekoltesi iki milyon bekleniyor kilodan fazladır. Bu şeftaliler nisbeten Öğrendiğimize göre, yeni Türk îtalyan ticaret anlaşması müzakerelerinde ucuz olmakla beraber diğer taraftan A bulunmak üzere bir İtalyan heyeti bu merikan ve İtalyan aşılı şeftaliler çok pahalı satılmaktadır. ay sonunda şehrimize gelecektir. Bostan bekçisinin kavgası Terkos köyünde bostan bekçiliği ya pan Bünyanlı Kerim oğlu Hâmid b bostan meselesinden aralarında çıkc kavga neticesinde elinde bulunan ı tüfeğile Terkos köylü Hüseynin üzeri ne üç el ateş etmiş, çıkan kurşunlar Hi seyni sol dizinden yarlamıştır. Cumhuriyet Abone şeraılı: Senelik Altı aylık Üç aylık Bir »yhk Nüsbası 5 kuruştur. icin 1400 Kr. 750 > 400 • 150 için 2700 Kr. 1450 > 800 • Yoktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: