CUMHURİYET 2 Temmuz 1938 Korsikalı kalbi Fortünato, Korsika adasında Porto Vecşyo kasabasma yakm köyleıden birbde sakin, vakit ve hali yerinde «Mateo Folko» nun on yaşında bulunan oğludur. Çocuk, bir gün, evde yalniz bulunurken, jandarma onbaşısı clan amcazadesi Gamba geldi. Ona, pırıl pınl parhyan bir gümüş saat verdi. Sevincinden gevezeliğe kapılan çocuğu söyleterek, haydud «Injanetto Sampiyro» nun evde gizlendiğini öğrendi ve haydudu yakalıyarak jandarmalara teslim etti. Mateo, bunu haber alınca, on dakika kadar birşey söylecniyerek düşünceli durdu. Çocuk, tüfeğine dayanmiş olan bakiflarımn manası gittikçe acılaşan babasının gözlerinin yüzüne dikilişinden korkmağa başladı. Mateo, endişeli bakışlarını kâh kendi yüzünde, kâh annesinde gezdiren çocuğuna bakarak, içinde bir fırtma saklandığı belli olan sakin sesile: İşe iyi başladın! Dedi. Çocuk, babasmm tabiatini biîdiğî i çin, bu tehdidkâr sözlerin önünde irkildi; gözleri yaşararak kollarmı uzattı ve a{ dilemek için ona doğru ilerledi. Mateo, ayaklarına kapanmak istiyen oğlu na: Yaklaşma! Diye bağırınca, Fortünato, babasından birkaç adım uzakta durdu ve hıçkıra hıçkıra ağlamağa başladı, Bu sırada, çocugun annesi Giüzeppa, Fortünato'nun gömlcğinin cebinden bir ucu sarkan gümüş kösteği görerek ona yaklaştı ve sert bir sesle: Bu saati sana kim vcrdi? Dedi. Atncazadem. Mateo, karısının, Fortünato'nun ce binden çıkardığı saati yakaladı ve bir taşa çarparak parçaladı. Sonra, daha kinli bakışlarla çocuğa bakmağa başladı. For tünato, yaklaşan tehlikeyi sezerek acıklı acıkh ağlıyordu. Mateo Falkon, tüfeğinin dipçiğini yere vurduktan sonra, silâhmı omuzuna aldı ve oğluna kendisini takib etmesini söylîyerek yüriidü. Giüzeppa, koşarak kocasmın kolunu yakaladı. Kara gözlerin:, maksadmı anlamak istiyen bir dikkatle onun gözlerine dikti ve: Oğlun olduğunu unubna! Dedi. Mateo, kolunu silkti ve: Evet.. Onun babası olduğumu biliyorum. Bırak beni! Diyerek, arkasında oğlu yoluna de vam etti. Giüzeppa, slîm bir his içinde oğlunu kucakhyarak öptü ve ağlıya ağlıya kulübesine döndü. Ora^a bir Meryem tasvi = Prosper Merime'den Malullerin ikramiyeleri Bir, iki güne kadar tevziine başIanacak olan malullerin tütün ikramiyesi şu şekilde tesbit edilmiştir. Derece RADYO Hep anne rolüne çıkan genc kız Henüz 20 yaşını geçmemiş olan Jutta Fraybe beyaz perdede iki defadır çocuklu kadın şahsiyetini temsil ediyor akşamki program J ANKARA: 13,30 karıs.ık plâk neşriyâtı 13,50 plâk: Türk masıkisi ve halk şarkıları 14,15 dahili ve harici haberler 18,30 çocuklara Karagoz (Kuçü(k Ali) 19,15 Türk musıkisi ve halk şarkılan (Servet Adnan ve arkadaşları) 20 saat ayarı ve arabca neşriyat 20,15 Turk musikisi ve halk şarkıları (Hikmet Rıza ve arkadaşları) 21 Ankara ilkbahar at yarışlaruıın sekizinci hafta sında koşuya iştırak edecek atlar ve ka zanma ihtimalleri hakkında konu§ma: (Abdurrahman Atçı) 21,15 stüdyo salon orkestrası 22 ajans haberleri 22,15 yarınki program ve İstiklâl marşı. İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadis 13,05 plâkla Türk musikisi 13,55 Novotniden naklen konser: M. Kemal idaresinde orkestra 14 son 18,30 plâkla dans musikisi 19,15 konferans: Profesör Salih Murad (Radyo dersleri) 19,55 borsa haberleri 20 saat ayarı: Grinviç rasadhanesinden naklen, Beima ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları 20,45 hava raporu 20,48 Omer Rıza tarafından arabca soylev 21 Necmeddin Rıza ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları 21,45 orkestra 22,15 ajans haberleri 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 22,50 son haberler ve ertesi gunun programı 23 son. rinin önünde diz çöktü. Duaya koyuldu. Mateo Falkon, kulübeden iki yüz a dımdan fazla ayrılınadı. Orada, bir sel yatağı vardı. Oraya indi. Tüfeğinin dipçiğile yeri yokladı. Tamam, toprak yu muşaktı ve kolayca kazılabilirdi. Mateo, bulunduğu yeri maksadma muvafık bulunca, oğluna: Fortünato! Haydi, şu büyük taşm yanına git! Dedi. Çocuk, hiç itiraz etıneden yürüdü. Taşm önüne gitti. Orada diz çöktü. Haydi, dua et! Babacığını! Babacığım! Beni Öİdürme! Mateo, gürliyen bir sesle: Dediğimi yap! Dua et! Diye tekrar etti. Fortünato, hıçkıra hıçkıra «Pater» ve «Credo» dualarını kekeüyerek okudu; bitirdi. Mateo da «âmin!» dedikten son Bildiğin duuların hepsi bu kadar mı? Diye sorunca, çocuk: Baba, ben «Ave Maria» yı ve halarnın öğrettiği «Litanie» yi de biliyorum. Litanie çok uzun.. Amma zararı yok; onlan da oku! Çocuk, «Litanie» yi, son nefesini verir gibi bitkin bir sesle bitirdi. Duan tamam oldu mu? Merhamet, babacğım! Beni af et! Bir daha böyle şey yapmam! «Jiyanetto» yu kurtarması için amcazademe yalvaracağım. Mateo, oğlunun söylediklerini dinle meden tüfeğini doldurdu. Nişan aldı ve: Allah seni affetsin! Dedi. Çocuk, son bir gayretle yerinden kı mıldadı. Koşup babasının ayaklarına atılmak istedi; fakat ileriye bir adım atamadı. Mateo, birdenbire tetiği çekmiş, ço cuğunu cansız yers yuvarlamıştı. Mateo, oğlunun cesedine bakmadan arkasına döndü ve onu gömmek için, e vinden, bir kürek getirmeğe gidiyordu. Birkaç adım atmamıştı, ki silâh sesini işittiği için çılgm bir halde koşup gelen ka rısı Giüzeppa ile karşılaştı. Kadm: Ne yaptm? Diye bağırdı, kocası k;saca cevab verra: Subaylara 1 2 3 4 5 6 Derece 1 204 184 143 122 102 80 lira Erata 102 lira 81 » 61 » 40 » 20 » 20 » Eylâd!şühedayaJ9 50 05 15 70 25 80 kuruş » » » » » 2 3 4 5 6 25 kuruş 80 » 35 » 90 » 45 » 45 » lira 81 kuruş Buğday standardizasyonu işi Buğdaylarımızm standardizasyonu için şehrimizde yapılan toplantılara encümen halinde dün de devam edlimiştir. Dünkü toplantıda ihrac edileoek buğdaylardan kontrol için nümune alın ması ve bunlarm kontroluna aid formalite üzerinde görüşülmüştür. Encümen toplantısına bugün de devam edecek ve pazartesi günü heyeti umumiye halinde toplanılarak son müzakereler yapılacaktır. Yabancı merkezlerden müntehab parçalar Operalar 21,05 Lyon: Lohengrin (Vagner'in). 21,40 Monte Ceneri: Palyaço (Leon Cavallo'nun). 22,40 British National: Macbeth (Verdi'nin) 4 üncü perde. 21,35 21,50 22,20 22,35 Kontrolör teşkilâtı genişliyor Yeniden bazı ihrac maddelerimizin standardize edilmekte olması üzerine bugün bütün Türkiyede adedleri altmış kadar olan kontrolörlerin ihtiyaca kâfi geleraiyeoeği şimdiden gözönünde tu tulmaktadır. Bunun için kontrol teşkilâtı genişletilecektir. Büyük konserler . Jutta Fraybe Berlinden yazılıyor: Prusya'lı zabitlerden albay Freybenın vakrile üç kızı dünyaya gelmişti. Bunlardan Katrin'le Sybille muharrir oldular. Birçok Alman mecmualannda roman, hikâye ve makale yazıyorlar. En küçükleri Jutta ise çocukluğundanberi artistliğe hev«s etmişti. Sahned« veya beyaz perdede halkın kalbine hitab ederek onları bediî lıcyecanlarla sarhoş etmek istiyordu. Prusya'lı bir zabit aktrisliği hiç de hoş görmiyen bir adamdır. Onun için üçüncü çocuğunun bu emellerini iyi bir vaziyette karşılamadu Fakat tanıdıklannın Jutta'nın istidadı hakkında kendisine mütemadiyen telkinde bulunmalan neticesi nihayet yavrucağın tiyatro san'atı tahsil etmcsine muvafakat gösterdi. Genc kız bir taraftan konservatuarda kurken diğer taraftan bazı piyeslerde ve filim stüdyolarında figüranlık ederek tahsil masrafının bir kısmını çıkarmağa başlamıştı. Jutta mektebi bitirir bitirmez babasından izin ve para alarak Münih'e kadar gitti, orada rejisö'r Hans Schlenk'in idare etmekte olduğu tiyatroya girmeğe muvaffak oldu. Bu tiyatro ayni zamanda müptedi artistlerin bir staj yeri gibiydi. Binaenaleyh Jutta orada iki türlü istifade ediyordu. Hem san'atına aid terakkiyi, hem de hayatına aid kazancı temin ediyordu. Genc kız çok çalışkan ve zeki olduğu için boş zamanlarında da lisan dersi alıyordu. Bu suretle fransızca ve ingilizce gibi iki yabancı dili birden öğrenmeğe muvaffak oldu. Fakat hayat mücadelesi hergün daha müşkül bir safhaya giriyordu. Jutta geçenlerde bir mecliste o günlere aid hatıralarını anlatırken: Eğer o günlerde, dedi, çektiğim sıkıntıyı annem, babam duymuş olsalardı, «ha gördün mü, biz sana demedik miydi, şimdi cezana katlan!» tarzında beni tekdir edecekleri muhakkaktı. Lâkin kat'iyyen ümidimi kesmedim, m«yus olmadım. Benim vazîyetimde olan diğer arkadaşlarımla birlikte en ucuz pansiyonlarda adeta bir kışla hayatının yeknesaklığım ya şadım.. Köylere, kasabalara giden turnelere iştirak ettim. Ölmiyecek derecede ekmeğimi ve katığımı temin ettim. Bir gün Hans Schelenk bana: Kızım, dedi, senin burada sürdüğün hayata acıyorum.. Elimden de fazla yardım etmek gelmiyor. Çünkü kadro dolu.. Bir yere kayırmam imkânı yok.. İyisi mi, sen başka bir tarafa gidersen istikbalini temin edecek daha iyi bir vaziyetc girersin zann«deriml ıj «larırnun Bu iyi kalbli adamın nasihati be nim ilk yükselme adımımı atmama sebeb oldu. Eğer Münih'te kalsaydım, belki hâlâ ayni vaziyet devam edecekti. Berline geldim, slüdyolarda iş aradun. «Aşk bazan aldatır!» filminde küçük bir rol almağa muvaffak oldum. Bu küçük rol, beni filim âmillerine ve rejisörlere tanıttı. Villy Fritsch ile birlikte «Fırtmalı havada uçuş» u çevirmemi temin etti. Ondan sonra «Paylaşılamıyan çocuk» ile «Sybjlle'nin başma gelenler» de genc ve çocuklu birer anne şahsiyetini temsil ettim. Fakat bugün asd en mühim vazifemi deruhde ettiğimi sanıyorum.. Meşhur tayyareci «Richthofen» in hayatını tasvir eden «Pour le merite» filminde Paul Hartmann'ın partöneri olacagım! •^ Şehrimizdeki «Roman Film» müessesesi tarafından angaje edilerek Sümer ve Türk sinemalarında önümüz deki mevsim esnasında gösterilecek olan filimlerden bir kısımları şunlardır: «Titanik faciası», «Beyaz esire», «Katia», «Sivastopol», «Mam kahramanları», «Sulu kadmlar», «Paris çiçeği», Ülti matum», meşhur İtalyan tenörü Tito Şipa'nm «Yaşayahm!», «Benden mes'ud kim var?», «Ateş diyarı» isimlerinde üç filmi, «Mişel Strogof'un çocuğu», «Mesalina», «Aşk yanşı». Paris (P. T. T.): Senfonik konser. Strassburg: Muhtelif havalar. Luksenburg: Senfonik konser. Orta İngiltere: Vood, Bonnman ve sair bestekârların eserleri. 23,10 Paris (Radio): Senfonik konser. 23,40 BritLsh National: Orkestra konse^ ri (J. Lacombe ve Strauss'un eserleri). Kız meselesinden kavga Feriköyünde Adsıznefer sokağında 24 numaralı evde oturan Şişli mensucat fabrikasmda amele Bulgaristanlı Satar, Kurtuluş caddesinde 135 mırna ralı evde oturan Ali, ayni caddede Kır sokağında 11 numaralı evde oturan sı vacı Yani ve Kurtuluşta Rum mezarlığı yanmda bahçıvan Etem, evvelki gece, bir kız meselesinden kavgaya tutuş muşlardır. Kavga kızışmca kıskanc ar kadaşlar birbirlerini dövmüşlerdir. Ali yüzünden, Rıza alnmdan yaralanmış tır. Kavgacılar yakalanmı^tır. Operetler 21,35 Milâno: Muhtelif operetlerden par çalar. Askerî bandolar 20,20 Frankfurt: Avrupa milletlerinin ulusal havaları. 23,35 Laypzig: Muhtelif havalar. NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece şehrimizin muhtelif semtlerindeki nobetçi eczaneler şunlardır: istanbul ciheti: Emüıönünde fMinasyan), Alemdarda (Ai Rıza)/Küçükpazarda (Necati AhmecP, Kumkapıda (Asador), Şehzadebaşında (Ü< niversite), Karagünırükte (Kemal), Aksa rayda (Şeref), Fenerde (Emilyadi), Samatyada (Rıdvan), Bakırköyde (İstepan), Şehremininde (Hamdi), Eyubde (Hikmet Atamaz) eczaneleri. Beyoğlu ciheti: İstiklâl caddesinde (Dellasuda)', Asmahmesçidde (Kinyoli), Şişli Halâskârgazl caddesinde (Nargileciyan), Taksimde (Limonciyan), Karaköyde (Hüseyin Hüsnü), Kasımpaşada (Vasıf), Halıcıoğlunda (Barbud), Ortaköy, Arnavudıköy, Bebek eczaneeri. Kadıköy Söğüdlüçeşmede (Osman Hulusi), Büyükadada (Halk), Heybelide (Ta naş), Üsküdarda (Selimiye), Beşiktaşta (Süleyman Receb), Beykoz, Pasabahçe, A. Hisar eczaneleri. di: Adalet. Nerede? gömeceğim. Sel yanğında. Onu Merak etme, hiristiyanca oldu. Ruhuna bir dua da okutacağım. H a ! Damadım Tiotor Biyanşi'ye haber gönder de bize gelsin, otursun. Çeviren: Kuyuda boğulan çocuk Dikilitaşta Saatçibayınnda 4 numa ralı evde oturan Asarı Atika müzesi odacılanndan Recebin 8 yaşmdaki kızı Nermin, evvelki gün, bahçedeki, ağzı açık kuyuya düşmüş, çıkarılarak ŞLşli Çocuk hastanesine kaldınlmışsa da orada ölmüştür. M. Rasim özgen Dut ağacından düştü Şehremininde Tatlıbekâr caddesinde 7/1 numaralı evde oturan 8 yaşmdaki Şahabeddin, evlerinin bahçesindeki dut ağacından düşerek başmdan yaralan mıştır. Devlet dairelerinde yeni mesai Dün saat 2 de her yerde tatil yapıldı C Askerlik işleri Beşiktaş Askerlik şubesinden: Gayriislâmlardan şimdiye kadar hiç askere çağırılmamış olan 330, 331, 332, 333 doğumlu tahsil ve sıhhî sebeblerle geriye bırakılmak suretile bu doğumlularla muamele gormekte olan diğer doğumlu ve emsali askere çağırıldığı halde herhangi kanunî sebeblerle geri bırakılarak henüz sevkedilmemiş veya bakayada kalmış 316 doğumundan 329 (dahil) doğumuna kadar sağlam ve san'atkâr erat askere alınacaktır. Bu san'atkâr eratın 6 temmuz 938 çar şamba günü behemehal şubeye müracaat etmeleri ve bugünden sonra geleceklerin cezalandırılacağı ve bedel vennek Istiyenlerin 5 temmuz 938 günü akşamına kadar bedellerini vermeleri ilân olunur. Acıklı bir öliim Selânik Ticaret mahkemesi reisi merhum Bay Ali Vehbinin eşi, Cerrahpaşa hastanesi bakteriyologu doktor Fethi Erdemin, ve Gemlik Kaymakamı Bay Zeki Işığm büyük kayınvalideleri, Fatih Halkevi sekreteri Mücteba Or, Mustafa Demirhanla Deha Pamirin büyük valideleri, doktor Ekrem Erkanm eşinin halası Bayan Sıdıka dün vefat etmiştir. Cenazesi bugünkü cumartesi günü sabah saat 12 de Caddebostanı Santral istasyonunda No. 260 Bay îlhami nin köşkünden kaldırılacaktır. Öğle namazı Erenköy camiinde kılındıktan sonra Karacaahmed şehidlik mezarlığına defnedilecektir. C Yeni mesai şeklinin ilk günü: Saat ikide Vilâyetten çıkan meraurlar Devlet dairelerinin saat ikide tatil edilmesi karan dünden itibaren hemen her tarafta tatbik edilmeğe başlanmıştır. Yalnız bir kısım dairelerde bazı aksaklıklar meydana çıkmıştır. Gümrükler kanununun 60 ıncı madde•tfnde gümrüklerin mesai saatleri tayin ve Esbit edilmiş olduğundan Vekil'er Hefeti kararının kanunu bozamıyacağı gibi •r zehab hasıl olmuş ve dün gümrükler i »ğleden sonra çalışmıştır. Fakat Merkez 3ankası ve sair esaslı bankalar öğleden ionra kapalı olduğundan gümrükte. öğeden sonra hemen hiç iş olmamıştır. Ticaret Odası da idare meclisi karar vermediğinden dün öğleden sonra açık kalmıştır. İdare meclisi ancak salı günü toplanacağı için Oda şimdilik öğleden sonra açık kalacaktır. kizde işe başlanmış ve saat on dörtte tatil yapılmıştır. Bu vaziyet nakil vasıtalarına da tesir eylediği için tarifelerde bazı tadilât yapılması zarureti hasıl olmuştur. Bu hususta tetkikat yapılmaktadır. Tarifelerde ihtiyaca uygun olarak yapıla cak tadilât bir iki güne kadar tatbik olunacaktır. Resmî dairelerde tatbik olunan mesai saatinin Inhisarlar İdarelerine de teşmiline karar verilmiştir. Bu müesseselerin umumî müdürleri bugün; yarın bu hususta bir karar verecektir. Pazartesi gününden itibaren buralarda da tatbikata geçilmesi muhtemeldir. Adliyede Yeni mesai saatine dünden itibaren İstanbul Adliyesinde de başlanmıştır. Hâkimler ve memurlar dün sabah saNakil vasıtaları tarifelerinde at sekizde vazifeleri başma gelerek fadeğişiklik sılasız 6 sat çalışmışlardır. Saat 2 den Resmî dairelerde dünden itibaren yeni sonra mahkemeler ve bürolar kapanmışmesai saati tatbik edilerek sabah saat se tır. Yeni Eserler Laboratorium Arama ve Deneçleri *) 193839 mevsimi filimlerinden Mevlid Ispartalı eczacı Emin Tekelinin kırkmcı gününe raslıyan 47938 pazartesi ğünü ikindi namazmı müteakib Üsküdar Selimiye camiinde Mevlid okutulacağından arzu edenlerin teşriflerini rica ederiz. Merhumun ailesi Dr. Şükrü Kültür'ün Laboratorium Arama ve Deneçleri adlı tıbbi kitabmm ikinci basışı çıkmıştır. Bunda biyoşüıük ve biyolojik bahisleri genisletilmiş ve kan bansine renkli resimler ilâve edilmiştir. Laboratuarda talebe ve stajiyerlere faydalı bir eserdir. Pratik çalışanlara da tavsiye ederiz. Fiatı 150 kuruştur. Fen bilgisinin faydalari Yüksek Mühendis mektebi fiziık profesörü ve laboratuarı şefi kıymetli arkadaşı mız, Salih Murad Uzdilekin «Fen Bilgisinin Faydalari» isimli eseri, Kanaat Kitabevi tarafından neşredilen «Ankara Kütübhanesi> serisinin 6 ncı kitabı olarak basılmı§tır. Muharririn kitaba yazdığı başlangıcda söylediği gibi, bu eser gencler için yazıl mıştır. Gaye onları ileride görecekleri derslere hazırlamak ve fenne aid bilgilerini artırmaktır. Bununla beraber mektebden uzun zaman evvel ayrümıs olan ve fen harikalarını takib etmek istiyenlere de yardım eder. Bu itibarla Salih Muradın fen bilgisinden faydalanmalarmı bütün oku yııcularımıza tavsiye ederiz. BahLsleri aydınlatmak için lüzumlu birçok resimler de ilâve edilmiş olan bu kıymetli ve faydalı kitabın fiatı 50 kuruş tur. Mevlid 3 temmuz 938 pazar • günü öğle na mazmdan sonra Bostancı camiinde merhum Macid Dincerin ruhu için Mevlidi Şerif okunacağmdan arzu eden zevatın teşrifleri rica olunur. Ailesi Clark Gable, Myrna Loy, Spencer Tracy «Hava kahramanlan» nda Amerikan kordelâlarında tayyareciler ebedî bir mevzudur. İşte «Hava kahramanalrı» da gene bir tayyareci olan Jim'in hissî ve meslek hayatına aid olan hâdiseler üzerine kurularak vücude getirilmiştir. Jim, kıracağı rökorlara o kadar düşkündür ki bu ona çok sevdiği karısı Ann'ı bile unutturuyor. Ann de Jim'in makinisti Gunner ile dost oluyor.. Fakat aralarında ne var?.. Bir dostluk mu, bir aşk mı?. Filimde burası izah olunmuyor. O sırrı keşfetmek seyircilere bırakılıyor.. Jim'i Clark Gable, Ann'i Myrna Loy, Gunner'i Spencer Tracy temsil ediyorlar. HALK OPERETİ Bu akşam Anadoluhisarı îdman yurdunda Pazar: Beylerbeyi İskele tiyatrosunda Çarşamba: Yeşilköy İstasyon bahçesinde, perşembe: Beykoz İskele tiyatrosunda Büyük operet 3 perde Tayyare ile Ankaraya 2 saatte Gidiş 22 lira Gidiş geliş 32 lira. Otobüs her sabah saat 8,15 de Natta acentasında kalkar. NATTA Acentahğı Galatasaray Telefon 44913/4 44514