19 Haziran 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

19 Haziran 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 19 Haziran 1938 ispanyol hikâyesi Mavi caddeler Mercl Rodoreda'dan İzmir köylerinde feci bir cinayet Bir kadın yüzünden köy muhtarı öldürüldü İzmir (Hususî) Şehir civarında Değirmendere nahiyesinin Karacadağ köyünde, kadın yüzünden feci bir cinayet olmuştur. Hâdise şu suretle tenevvür et miştir: Köy muhtan Hüseyin, kendi harmanınm dibinde, beyninden aldığı bir kurşun yarasile ölü olarak bulunmuş ve hâdise, ilk sıralarda esrarengiz bir çehre göster miştir. Fakat tahkikat derinleştirilince, zavallınm kadın yüzünden öldürülmüş olduğu meydana çıkmıştır. Katıller yakalanmıştır. Hüseyin, köyden Şükriye nammdaki kadınla ötedenberi münasebette imiş. Bu kadın, bir müddet evvel Halil İbrahim namında birile evlenmiş ve Halil İbra him, eski münasebete nihayet verilmesi için muhtar nezdinde teşebbüsatta bulunmuştur. Fakat muhtar, aldınş etmemiştir. Halil İbrahim bunun üzerine kardeşlerile elele vererek muhtara bir tuzak kurmuş, bir evin arkasındaki pencereye merdiven dayamış, bunu müteakıb Şükriyenin ifa desile ona şu haberi yollamıştır: RADVO "Mösy ö DanielleDarieuxn Güzel Fransız artistinin kocası rejisör Henri Decain kendisine birçoklarının bu lâkabı takmış olmalarına müthiş sinirleniyor akşamki program ANKARA: 12,30 karışık plâk neşriyatı 12,50 plâk: türk musiklsı ve nalk şarkıları 13,15 dahlli ve haricî haberler. 18,30 karışık plâk neşriyatı 18.50 çocuklara masal tMasaldede) 19,15 türk musikisi ve halk şarkıları (Makbule Çakar ve arkadaşlaru 20 saat ayarı ve arabca neşriyat 20,15 türk musikisi ve hlk şarkıları (Salâhaddln ve arkadaşlaıı) 21 edebi konuşma (Behçet Kemal ağlar) 21,15 studyo salon orkestrası 22 ajans haberleri 22,15 yannki program ve Istıklâl naarşı. İSTANBUL: 12,30 plâkla türk musikisi 12,50 havadls13,05 plâkla turk musikisi 13,30 muhtelif plâk neşnyatı 14 son 18,30 plâkla dans musikisi 18,50 konferans: Prof. Salih Murad (Radyo dersleri) 19,20 Nlhal ve arkadaşları tarafmdan turk musikisi ve halk şarkıları 19,57 saat ayarı Grenviç rasadhaneainden naklen 20,02 Konservatuvar profesorlerinden viyolonist Iiko Amar, piyanoaa Bayan Sabo. 1 Konserştük: Şubert. 2 Konser No. 22: Viotti 20,45 hava raporu 20,48 Omer Rıza Do&rul tarafmdan arabca söylev 21 klâsik türk musikisi: Nuri Halil ve arka.das.lan tarafmdan: 1Peşrev, 2 Baste: Serde havayı kâkul, dilde hayali canan: Zekâi dedenin, 3Şarkı; Vakfı rahı aşkın etmişken bütün canu teni: ekâi Dedenin, 4 Şarki: Camı aşkın içtim oldum derdnâk: Şevkinin, 5 Şarkı: Dedım ey gonul sultam, aman ey canımın cani: Dedenin, 6 Şarkı: Hoş değDdir sevdığun naz ettığın: Mızıkalı Bay Halid, 7Şarkı: Almca gonlumu mıhri cemalin: Haci Arifin, 8 Şarkl: Yeni moda bir güzelsin, niçin sen beni üzersin: Mızıkalı Cenab, 9 Yuruk semaî: Ey dil hevesi vuslatı canan sana düşmez: Kuçük Mehmed Ağa, 10Saz semaisi 21,45 orkestra 22,15 ajans haberleri 22,30 plâkla sololar opera ve operet parçaları 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 23 son. e Öyle anlar olur ki, onlar için aylar, seneler feda ederiz. A. Tehekhov Yaz sona eriyordu.. Şehir cepheye hergün binlerce insan yolluyordu. Bir kadın.. Bir adamı çoktanberi seviyordu. Fakat, bundan ona bahsetmeğe cesaret edememişti. İşler birdenbire kanşmış, artık herkes kıyamet günleri geldi sanmıştı. Ölüm mavi caddelerde dolaşıyor, cvlere giriyor, geceleyin şehrin üzerine karanlıkla beraber iniyordu. Kadını, adama aşkını itirafa zorlıyan ölüm olmuştu. Kadın onu karşısında gö'rünce, deli gibi haykırdı: Size birşey söylemek istiyorum. Adam sükunetle, kadını iliklerine kadar titreten gür bir sesle: Söyle! diye cevab verdi. Çok güç, söyliyemiyeceğim. Zayıf kelimeler düşüncesinin güzelli ğini anlatamazlardı. Zâf kararın karşısına dikilivermişti. Maamafih, gene kendini zorladı. Masaya doğru yürüdü, eline bir kâgıd parçası aldı. Sadece şunu yazdı: «Sizi seviyorum.» Kâğıdı ona verdi. Adam heyecana kapılmadan kâgıdı okudu, sonra katladı, fakat avcunda tuttu. Uzun bir sükut. Birbirlerine ellerini uzattılar. Kadın bekliyordu. Samimî olduğunu ispat et mek, ve buraya bir rok şeyler verip karşıhk olarak hiç bişey istememck fikrile geldiğini anlatmak istiyordu.. Kadın uzun müddet adamm gözlerine yalvararak baktı, bugüne kadar sakladığı hakikatin anlaşılmasım istiyordu.. Birbirlerinin dudaklarını emmeğe başladılar. sımsıkı sarılmışlardı, kadmın dişleri ada mm dudaklanna gömüldü. Ve kadın gitti. Yağmur yağıyordu. Kadın, yağan yağmura aldırmadan, fakat üstünde bü tün hayallerin şekillerini değiştirdikleri asfaltta kımıldıyan mavi parlaklığa bakarak caddelerde yürüyordu. *** Kadın bir mektub aldı. Adam, «bana telefon ediniz» diyor du. «Edemem» diye cevab verdi. Adamdan biı mektub daha.. "«Sizi her yerde aradım, bulamadım. :i muhakkak görmeliyim.» Tahammül edemiyordu. Kafasının ıde bir takım fikirler vardı. Onu git tikçe artan bir ihtirasla öptükçe arzuları daha yakıcı oluyordu.. Kolları arasında ona: «Sizi seviyorum» demek. Öğleden sonra, telefonda iki ses işitildi. Mavi şehirde yegâne iki ses: Yarına! dediler. Kadın adamın bulunduğu yere geldi. Gece yorgun gözlerini derin çizgilerle çerçevelemişti. Bütü; gece, bu adamın hatırası onu şaşkına döndürmüştü. Ve işte şimdi beraberdiler. Birkaç gün evvel pusulayı yazdığı masa üstünde, içinde kırmızı çiçekler bulunan bir vazo duruyordu. Adam, biraz titriyen ellerini kavuş/urmuştu. Kadın söylüyordu. Sizi çoktanberi seviyordum. Belki bunu size hiç söyliyemiyecektim... Adam, nihayet, sükutu parçalıyarak haykırdı: Bunu beklediğimi söylesem de, bana lâkayd olduğunuzu söylesem de, sizi aldatmış olacaktım. Kadm ne yalancı, ne de yaltaktı. Gidişatıma mana verecek bir şey bulmam lâzımdı. Harb... Ve, anî bir samimiyet heyecanile.. kendimi öldürecektim. Hayatla anlaşmam lâzımdı... Sizi severek, hayatı seviyorum. «Sevdiğim hayat sizsiniz.» diyecekti, adamın bunu manasız bulacağını umarak durakladı. Adam birden cevab vermedi. Sonun da: Zihnimi altü ' ettiniz! dedi. Ayrılacaklardı. Birbirlerinin ellerini sıktılar O zaman adam kadını kuvvetle kendine doğru çekti, ona baktı, süratle dudaklarını aradı. Fakat, kadın dudak larını çekti, başını adamın göğsüne dayadı, alnından öpülmeyi istiyordu. Adam bu sefer kadını kem?rinden yakaladı. Bu insan: en zevkli bir kucaklama idi. Kadın dudaklarında öpüşmeyi ihtirasla duydu. Ağızları ayrılınca, arkalarında hiç bir şey yokmuş, bu andc hayat yalnız onlar için başlamış gibi bakıştılar. Kadın adamın yüzünü, sert saçlarını, göğsünü okşadı.. Adam da bir çok defa onun ağzını, yanaklarını öptü. 5(! rjfi îjC Sis yolları siliyor, şehirleri kalın man tosile örtüyordu. O akşam ışıklar söndürülmüştü. Kadı nın ilk düşündüğü o adam oldu. Acaba neredeydi? Ah, onu bir görebilse.. Köşebaşlarında, cinnet nöbetıne tutul muş insanların silâh sesleri başladı. Kadın evden çıktı. Gece karanlık olmakla beraber, yıldızların parlaklığı hissediliyor du. Adamlar koşarak geçiyorlardı. Kal dırımlardaki ayak sesleri feryadlara, köpeklerin ulumalarına karışıyordu. Ağzı nın içinde yegâne iki öpüş saklıyormus gıbi, ellerıle dudaklarını sıkıyordu. Ya adam? Onu düşünür düşünmez kadında korkudan eser kalmamıştı. Ona «sizi seviyorum» değil, «seni seviyorum» demek için gecenin içine dalacaktı; bunu söyleyince, adam da, birbirlerinin nefeslerini duyarak, kadmı, canını acıtacak kadar sıkacaktı. Telefon: Sizi unuttum mu sandınız? Kadın tereddüdsüz: Hayır! diyor. Sizi görmek, sizinle konuşmak istiyordum. Kadın cevab verdi: Yarına! îjC ?jî 3(5 Danielle Darieux Paristen yazılıyor: Sinema yıldızlarından birinin kocası olmak... Ne güc bir mesele!.. Hele bu yıldız biraz fazla gene, fazla meşhur olursa... Meselâ Danielle Darieux gibi! Çok mu şımarık görünüyor, kabahat kocasının! Çok mu ciddî görünüyor, gene kabahat kocasınm!.. Birincide fazla yüz verdiğ için... İkincide fazla baskıya koyduğu için... Faraza gazetecileri kabul etmiyor değil mi? Kocasınm kıskanclık damarlarınm kabardığına hükmolunur... Muharrirlerle uzun uzadıya konuşuyor... H a . . . Karısına reklâm yaptırmak isti yor... Vurun, hep zavallı abalıya!.. Evet, rejisör Henri Decoin, karısı Danielle Darieux ile birlikte Holivud'dan döndü döneli hep bu şekilde hücumlara uğruyor... Henri Decoin, ilk bakışta fazla ciddî, hatta vahşi görünen bir tiptir. Umumî harbde bütün cephelerde bulun muş, bılhassa Verdun'de silâh ve ateş mücadelesının bütün acılıklarmı görmüş tür. Mütarekede Parise döndüğü vakit dört hava müfrezesinin kumandanı, tayyare yüzbaşısı rütbesini haizdi. Fakat hayatını kazanmak için bir iş yapması lâzımdı. Gazeteciliğe başladı. l'Auto gazetesinde çalışırken asıl mütehassısı olduğu diğer bir sahayı da terk etmedi. Mütemadiyen piyesler yazdı. Lâkin bunlar sahneye konamadı. Hep yazıhanesinin çek mecesinde birikti. Sonra birden kendini gösterdi. Muhtelif tiyatrolarda «Hektor» «Korkusuz adam», «Normandie», «Tehlikeli oyunlar» muvaffakiyet kazandı. Birçok gazetelere daha yazılar yazdı. Bir gün gözüne bir ilân çarptı. «Osso film şirketi Albert Prejan için bir senaryo arıyor!». Henri on beş gün Fransa kupası ve dünya şampiyonluğu meselelerini kaliyyen unuttu. On altıncı günü koltuğunun altında bir tomar kâğıdla «Osso» şirketine gitti. Ona: Müsveddeleri ve adresinizi bıra kınız, biz size yazarız! Dediler. Henri pek öyle saf insanlardan deeildi. Onun için şu cevabı verdi: Ya, nasıl mevzuumu çalar mısı niz... Ben bizzat mösyö Osso'yıı görmek isterim... Yazıhanedeki memurlar bu gencin kaçık olduğuna hükmettiler. Fakat bir saat sonra da direktörle görüştürmeğe müvafakat gösterdiler. O?so, etrafında kalabalık maiyetile mağrurane iskemlesine kurulmuştu. Henri soğukkanlıhkla: Işte, dedi, arzu ettiğıniz senaryo... Ben bizzat fena bir şey olmadığını zannediyorum. Onun için bırakamam. îsterseniz okuyayım... Yelnız bir şartla... Kapıvı kapayınız ve telefonu kesiniz! Tam saat yedide Henri eserini oku mağa kovuldu. Saat sekizde Osso kendisine sordu: Siz ne işle meşgulsünüz, kuzum? Muharririm... Kaç para kazanıyorsunuz? Senede otuz bin frank kadar... Pekâlâ... Senaryonuzu 40 bin franga satm alıyorum... Rejijsör Garmine Gallon da söze karıstı: Henri Decain Ne zaman arzu eckrseniz bu filmi çeviririm!.. Birkaç ay sonra «Bir baskın gecesi» muvaffakiyctle umuma gösterildi ve Henri Decoin, Osso şirketinin bellibaşh senaryoculanndan biri oldu. «Bir baskın gecesi» ni «Bahriyelilerin şarkısı» ve «Talebe pansiyonu» takib etti. Sonra Henri Decoin Arlette Merchal ile Georges Carpentie'nin çevirdikleri «Toboggan» fılmile rejilsörlüğe başladı. Delikanlı rejisörlükte senaryoculuktan daha fazla bir muvaffakiyet gösterdi. «Kız oğlan kız annem!» ile «Suiistimal davası» m da Danielle Darieux ile yaptı. Sonra ilk aşkı olan tiyatroya döndü. «Tehlikeli oyunlar» ı bilhassa Danielle için baştan aşağı tashih etti. Henri bugün müstakbel film esaslarını hazırlamakla meşguldür. Bu eserin mevzuu Vicki Baum'un bir eserinden alınmıştır. Adı «Seher vakti dönüş!» tür. Rejijsör bu hususta diyor ki: Pierre Volf ile birlikte eserimİn son hatlarını çiziyorum. «Seher vakti dönüş!» ün mevzuu hiç de fena değildir. Buna «Bir gene kızm dört saatlik hayatı» ismi de konabilir. Bu, Budapejte'de doğmuş bir gene kızm başından geçen garib bir macerayı tasvir etmektedjr. Filmde şimdiye kadar şöhret merdiveninin basamaklarında görülmemiş yepyeni simaları oynatmak istiyorum. Henri Decoin, hayatta en ziyade bir şeye sinLrlenmektedir: Bazılarmın kendisini ismile zikredecekleri yerde Danielle Darieux'nün kocası veya Mösyö Danielle Darieux unvanile ondan bahsetmeleridir. Öf, diyor, böyle karımın ismile beni çağırmaları ne fena... Benim adım, mesleğim, yok mu? Eh... Ben de bugün ondan Danielîe Darieux'nün kocası olarak değil, rejisör Henri Decoin olarak bahsettim. Arzusu yerine geldi demektir. F Aradan birkaç gün geçti. Harb meydanlarmda, soğuk, harekâtı felce uğrat mıstı. Kocam burada değil, filân evde seni bekliyorum. Arka tarafta merdiven de hazırladım, oradan çık! Muhtar hiç tereddüd etmeden, bu davete koşmuş ve merdivenden oda içine inince, Halil İbrahimin sıktığı bir kurşunla yuvarlanmıştır. Katil, cesedi sırtlayıp harmanına kadar götürmüş ve bırakmış Geçen defa, siz gittiğiniz zaman, tır. Kan izlerini de kısmen ortadan kaldırşaşkına dönmüştüm.. Biliyor musunuz? mıştır. Fakat hâdise tamamile aydınlatılYarım saat yazıhanemde gezindim.. mış ve iki kardeşile birlikte yakalanmış tır. Devam etti: Size birşey söyliyeceğim. Mutlu doğum Söyleyiniz. Devlet Havayolları Ankara Istasyon Adam ona bakmıyordu: Hayır. Şimdi değil. Burada söyli müdürü Seyfinin bir kızı dünyaya gelyemem.. Nasıl bir zamanda geldiğiniz miştir. Yavruya Asude ismi konulmuştur. Küçük Asudeye uzun ömürler diden herhalde emin... ler, anne ve babasını tebrik ederiz. Ve birdenbire... Ben dönünce, dedi, çok konuşacak kadar rahat oluruz. Yarın cepheye gidi yorum. Yeni Arnavudluk Arnavudluk Mıllî Turizm OfLsi «Yenl Bu korkunc bir haberdi. Arnavudluk> adıle fransızca, ingilızce, alKadın ölgün bir sesle: manca bir eser neşretmiştir. Bu broşur, Arnavudluğa aid güzel resimlerle süslu Yarın mı? diye sordu. Bakışları karşılaştı, ayıramadılar. Bir dür. Sümer Bank Bülteni dakika bu halde kaldılar. Sümerbankın her üç ayda bir neşrettiği Gözyaşsız ve öpüşmesiz bir ayrılış, içi bültenln 11 12 nci sayıları çıkmıştır. kemiren bir ayrılış. Adam, kadının bütün Türkiy&de fiat dağılısları ve 1937 nln ıkinhayatı olan adam öaüme gidiyordu. O ci yarısında emtia piyasalan gibi iki mümuzda silâh, ağızda türkü, sancak rüz him tetkik yazısını ihtiva eden bultenin ayni zamanda, her ntishasında oldugu gibi, gâra salınmış sonu gelmez bir insan siirü bütün ham madde stoklarma ve memlekesü gözünün önünde geçid resmi yapıyor timizde mali, iktısadi hareketlere ald tstatistiklere, emtia piyasalarma aid temevvüç du. ve tahavvüllerin rakamla Ifadelenne de Gene gelecek. Evet, gene gelecek. yer verilmiştir. Alâkadarlara tavsiye edeHarb bitince, sev^.neleri için güzel ve ne riz. Tütün mecmuası şeli bir mevsim başlıyacak. Her yerde Tütüncülüğümüz hakkında kıymetli ve rüzgâr ve güneş.. Geceleyin kokulu tarlalarda uzanarak yıldızlardan en eşsiz çi faydah malumatı ihtlva eden Tütün mecmuasının üçüncü sayısı da zengin mündeçek demetleri yapacağız. ricatla çıknuştır. Tütünün iç ve dıs piyasalarma, memleketimizde ve başka memleketlerdekl tütüncülüğe müteallik hernevi Kâğıda kimsenin okuyamıyacağı tarzhareket ve haberlere yer veren mecmuayı da: «Sizi deli gibi seviyorum! Derin bir tavsiye ederiz. şefkatle seviyorum.» cümlelerini yazıyor Köylülerimize tavukçuluk ve du. Kadın beyhude yere «siz» yerine yumurtacılık bilgileri «sen» i koymağa çalıştı. Yapamıyordu. Maruf ziraat muharrirlmiz Sallh Zeki Büyük bir azab içinde harb havadislerini Ekinci bu isimle güzel bir risale neşretmişbekliyordu. Her küçük muvaffakiyet tir. 20 kuruş gibi mütevazı bir fiatla da onda büyük bir zafer tesiri yapıyordu, satılan bu eserde çok faydalı malumat varher küçük muvafakiyetsizlik de kıyamet dır. Tavsiye ederiz. kopacağı zamanki tesiri. Geceleyin, isyan kurbanlarınm ilk gömülme merasimi hatırasile kafası altüst oluyordu. Tabutlar Mevlud Baysal üstünde, güneş altmda alev saçan kırmız! Dördüncü Vakıf Han dördüncü bir bayrağa sanlmış olan çiçekler titreşikat, 18 numara. Telefon: 23426 yorlardı. Arabalar.. Bu arabalar üstünde relgraf adresi: Mim Baysal İstanbul ayakta duran adamlar.. Adamlar gö Büyük şehit ve kasaba parkları; rünmiyen bir düşmana nişan alıyorlardı. Anıt tneydan, çocuk parkları ve Kollarında mensub oldukları tarafm işavillâ bahçeleri için naodern proje retleri vardı. İki amele sırası tabutu ta ve plânlar hazırlan keşifnameler kib ediyor, yürüyüşleri pek azametli, koltanzim eder. Projelerin arazide tuklarında silâhları, yüzlerinde nefret ve tatbikatmı deruhde ve taahhtid ıstırab yaraları.. eder. Biiket. nişan sepeti ve çelenkler Adam hayatmı, bir kahraman gibi deiçin vapılan siparisler süratle hağil; sadece cesur bir insan olarak feda zırlanır. etmişti. Olümü bir hücum esnasında ol Çiçek, sebze tohumlan; fide ve muştu. Kendisi ve arkadaslan korku içinfidanlar; süs, meyva ağaç ve ağaçde ilerledıkleri esnada, midesine kurşun çıklan; bahçe alât ve edevafc ve isabet etmiş, olduğu yere yığılıvermişti. phlivetli Bahçivanlar gönderir. Dişini sıkarak tekrar ayağa kalktı. Gene bir kursun vızıltısı işitti, kalbinden yaralanmıştı. Dizüstü yere düştü. Tekrar karda sürkklenmiş, şehrin mavi caddele kalkma&ı, uzaklasan arkadaşlannı takib rinde, sırtta taşınmış yaşsız gözlerinde yaş etmegi düşündü. Ayakta, sendeliyerek. bulunan, ne de göğsünü hıçkırıklarla yo agır silâhile beraber kollarını havaya kal ran kadının gözlerine kadar sokulmuştu. dırdı, sonsuz bir kaya eibi devrildi. Ağzı, Hiç birşey işitmedi; yalnız, kalbinin parmüdafaa ettiği, fakat kanile koruyama çalanmasına karşı bir nevi müdafaanamedı&ı tooraSa çarptı. den ibaret şu: «Onu seviyordum.. Onu Adı ardovaz plâka üzerine yazıldı. seviyordum..» kelimeleri zavallı kafasmı Şehir deıhal onu tanıdı. Adam şimdiye çekiçliyordu. Çeviren: kadar tanımadığı ölümle kucaklaşmıştı. ŞERtF HULUSÎ Keri vollannın sertlesmis camurlarında. Bu defa buluştukları yer başka idi. İlk defa karşılaşıyormuş gibiydiler. Güldü ler. Birbirimize söylenecek o kadar çok şeyimiz var ki.. Adam kadının elini tuttu, kuvvetle sıktı: Yabancı merkezlerden müntehab parçalar Operalar ve operetler 19,05 Viyana ve bütün Alman Istasyonlari: Lohengrin (Vagner'in). 22,05 Sottens: Arles'li kadın (Bizet'nln). 22,05 Roma: Sevil berberi (Rossinl'nin). 22,40 Britsh National: Martha (Flotovun). Büyük konserler C Yeni Eserler Oda musikileri 19,05 British National: Haydn'in «Yaz> ismindeki parçası. 21,20 Kopenhag: Mozart Schubert, Brahms'm eserleri. 22,10 Londra: Beethoven'in eserleri. 22,10 Şimali İrlanda: Atterberg Bach (6 ncı senfonl). 23,30 Frankfurt: Şan konserl 16,40 Vıyana: Haydn (E: dur Kuvartet), Operetler Atkerî 19,55 Varşova: Neş'eler diyarı (Leharın). bandolar 21,35 Strasburg: Muhtelif havalar. 22,45 Boma: Muhtelif parçalar. Bahçe Mimarı Bu gece şehrimizin muhtelif semtlerindeki nobetçi eczaneier şunlardır: , Istanbul ciheti: Eminonunde (Hüseyin Hüsnü), Alemdarda (Abdülkadir), Kumkapıda (Haydar), Kuçukpazarda ı.Bensason), Şehzadebaşmda (Asaf), Fenerde (.Vitali), Karagumru'ite (Arif), Şehreminlnde (Naznn), Aksarayda (Z. Nuri), Samatyada (Rıdvan), Bakırkoyunde (Lstepan), Eyubde (.Arıf Beşer) eczaneleri. Beyoğlu ciheti: Şisli Halâskârgazi caddesinde (Halk), Taksimde (Nizameddln), Istiklâl caddesinde (Kanzuk), Dairede (Güneş), Galata Topçular caddesinde (Sporidıs), Kasımpaşada (Müej'j'ed), Hasköyde (Nesim Aseo>, Beşiktaşta (Vidin), Ortaköy, Arnavudköy, Bebek eczanelerl. •JC Pariste «Küçük memur» isminde Kadıkoy Moda caddesinde (Nejad), Albir filim çevrilecektir. Bu kordelâda baş tıyolda (Namık), Üsküdarda (İmrohor), Buyükadada (Şinasi Rıza), Heybelide rolleri Mireille, Claude Dauphine oynı (Halk), Beykoz, P&şabahçe, Anadoluhisarı yacaklardır. eczaneleri. •^ İspanyol muharriri ve Carmcn müNişan ellifi Prosper Merime'nin «Colomba» Emekli sujbaylarımızdan Kâmil Özismindeki eserinden iktibas olunarak Fransada bir filim çevrilecektir. Başrol çelik kızı Müşerrefle Beyoğlu Maliye leri Paul Combo, Redel ve Eve Lavalli tahsilât müdürlüğü memurlanndan Abdülkadir Murarhamn. nişan törenleri ere oynıyacaklardır. dün Beşiktaştaki evlerinde yakın dostTA' Fransada gayesi millî müdafaa ları huzurunda icra kılınmıştır. Gene • propagandası yapmak olan bir kordelâ lere saadetler dileriz. vücude getirilecektir. Bu filmin ismi «Millî emniyet» olacaktir. " ^ Alexandre Dumas'nın eserlerinden «Vicomte de Bragelonne» filme alına caktır. Artistleri henüz seçilmemiştir. Bahçe, Lokanta T^ Yakmda Holivud'dan mezunen Fransaya gelecek olan Annabella Parisve Birahanesinde te «Liman kızı» isminde bir filim çevireSevimli okuyucu cektir. Rejiyi Pierre Billone idare ede cektir. "AT Fransada «Beyaz müfreze» ve ve opera tenoru «Normandie'li Kuzen!» isminde iki fi lim için hazırlıklar yapılmaktadır. Bakeas ve mu g a nni Yunka ^ Mişel Strogof'un maceralarınm mabadini tasvir etm«k üzere «Mişel Strogof'un oğlu» isminde bir filim için hazır;klarda bulunulmaktadır. NÖBETÇİ ECZANELER C Bir iki satırla ) NOVOTNi KATO LESZAY TEPEBAŞI BAHÇESi Bugün bütün yeni varyete programile Satılık Kârgir Ev Büyük Matine Müracaat Yeri Kızıltoprak ile Feneryolu arasında tramvay caddesi üzerinde 147 numarah yeni kârgir ev satıüktır. 12 odası, 2 banyosu, bir buçuk dönüm bahçesi vardır. Bir katı ayn kiraya verilebilir. Pazar ve çarşamba günleri içindekilere müracaat olunur. f i 9 6 Lira ile 3 2 Gün Köstence, Bükreş, Peşte, Prag, Leipzig, Dresden, Berlin, Viyana, Miinih.. Triyeste, Venedik, Milâno, Roma, Napoli ve Atina'da kalacak ve eğleneceksiniz. NATTA Galatasaray Tel. 44914

Bu sayıdan diğer sayfalar: