5 Haziran 1938 CUMHURÎYET Kör kazma hortlıyabilir mi ? Sinanın eseri olan Atmeydanı Sarayı yıkılamaz Bu emsalsiz bina, bugün, Hapisane, Tapu dairesi, Maliye evrak hazînesi ve Dikimhane ambarı arasmda paylaşılmıştır Saltanat devrinde, bu menhus âlet de hayli saltanat sürmüştü, fakat biz ler, Cumhuriyetin kültür ışığı alnnda onu, kendisini yaratan kara cehaletle birlikte cehennemin esfeli safilinine gömmiiştük. Şimdi bu nun tekrar, hortla masma imkân var mıdır dersiniz?!. Ne yalan söy liyeyim, şu umumî hapisanenin bulun duğu yerdeki Türk saraymı keşfettikten ayrılmış olup iki büyük, iki de küçük avlu üzerinde bazı yerleri ikişer ve bazı yerleri üçer katlıdır. Binanın tek katlı daireleri gö rülmüyor. Zemin katı bir takım geniş odalan ve ekseriya kalm ayaklara müstenid kemerler ve tonoz larla örtülü geniş ve uzun salonları, merdiven yerlerini, mutfak dairelerini ve saireyi muhtevi o lup, üt k Türkîngiliz malî antantı etrafında Bir Fransız gazetesinin neşrettiği mütalealar Pariste çıkan Le Journal gazetesi, Türk İngiliz anlaşmasına dair olarak İngiliz Başvekili M. Çemberlayn tara fından Avam Kamarasmda verilen izahattan bahsederek ezcümle diyor ki: «Türkiyeye açılan bir buçuk milyar franklık krediden başka, harb gemileri inşaatına tahsis edilmek üzere 900 milyon franklık hususî kredi açılması suretile yapılan anlaşmanın esasları, Yavuzun ge çen sene Maltaya yaptığı ziyaret esnasında takarrür etmişri. İngiliz hükumetıni memnun bırakan bu ziyaret semeresini vermişrir. Türkiye, donanmasını artın yor ve Büyük Britanya siparişler alıyor. Britanya Amiralhğı tarafından tanzim edilen yeni Türk bahriye programında başlıca, torpidolar, torpil gemileri ve denizaltı gemileri vardır. Bunlar, îngiliz harb gemileri inşaatına sekte vermeden İngilterede kolayca yapılabilecektir. Bu suretle, Büyük Britanya, müşteri olarak kaybettiği Türk hükumetini tekrar ka zanmış bulunyor ve herhalde onu muha faza etmesini de bılecektir.» Muaşeret Muhtelif memleketlerde kadın, erkek münasebatı Son Paris modelleri Somada çam bayramî Soma (Hususî) Uzun mücadele lerden sonra Soma çamlığınm Kırkağaca geçmesi bütün Somahları müteessir etmiş ve çam bayramı olarak anılan kır eğlenceleri tavsar gibi olmuştu. Nihayet son defa bayramın Kadınköy çamlığında yapılmasına karar verilmiş, köylü ile elele veren Soma Beledıyesi her türlii hazırlıkları bitirdikten sonra bayram yapılmıştır. Kahveciler bay ramdan bir gün evvel radyolarıle, lüks lâmbalarile çamlığa gelmek suretile bayram geceden başlamış, halkın bir çoğu geceyi çamlar altında geçirmişlerdir. Ertesi gün pehlivan güreşleri, at koşuları, cirid, değnek, muhtelif zeybek ve mahallî oyunlan zevkle seyredilmiş, Somanın bütün çalgıcıları çamda iş almışlardır. Esnaf çok kârlı bir gün ge çirmiş, halk pek güzel eğlenmiştir. Üstte: Atmeydanı sarayı kapılarından birinde Sinan başhğı, altta: Bevakın içeriden görünüşü sonra, bunun yıktırılacağmdan bahsedildikçe kafamda böyle bir sual doğuyor ve kendı kendime cevabını vermeğe uğraşıp duruyorum. İşte şimdi de bu suali ve cevabını karilerimin huzurunda tetkik ve tahlile lüzum gördüm; evvelâ mevzuu kısaca izah edeyım: Dört yüz yıl evvel dedelerimiz At meydanına nazır bir saray yapmışlar, bu saray, tarıhin binbir vukuatına sahne olduktan sonra nihayet sağ ve salim Cumhuriyet devrine intikal mazhariyetine kavuşmuştur. lşin tuhafı bu saray, Istanbulun göbeğinde ve herkesin gözü önünde olduğu halde, onun kıymetli bir saray olduğunu kimse bilmiyormuş, hatta mimar profe sör Prost dahi bu sarayın şahsiyet ve hüviyetini takdir edemiyerek buradaki binaların kâmılen yıkılması lâzımgeldiği kanaati ile projelerini yapmış, maketlerini hazırlatmıştır; ondan sonradır ki bu projenin tatbikatına hazırlık ıçin buraların yıkılmasma muvafakat edılmiştir. Mimar Prost mazurdur, çünkü Türk tarihini bilmez ve şunu da itirafa mecburum ki eski eserler üzerinde çalışan bir mimar olduğum halde bizzat içine girip ciddî tetkikat yapmadan buralarda cıddî binalar bulunduğuna ben de kani değıldım; çünkü dışarıdan bunW berbad ve tahammül edılmez şekillere sokulmuştur. Fakat içini dışmı tetkik ettikten sonra anladım ki burada viraneler arasında on altıncı asırdan kalma bir Türk sarayı uyumaktadır, ve bu saray meşhur İbrahim paşa sarayıdır, üstündeki palaspareler kaldırılırsa altındaki asilzade uyanıp kalkacaktır. Yani bu sarayın önüne ve etrafına on sekizinci asırdanberi yamalar halinde yapıştırılan kıymetaiz binaların, tahta perdeliğine nihayet verilirse Sultanahmed camii ile mükemmel bir armoni teşkil edecek olan başka bir ihtişam ve başka bir güzellik meydana çıkacaktır. Ve bu güzellik 400 yıl ev velki Türk san'atkârları tarafından vü cude getirilmiştir. Eğer tarih âlimlerimiz burası îbrahim paşa sarayı değildir derlerse ısrar etmiyebilirm; fakat buranın on altıncı asırdan kalma bir saray olduğu noktasında musırrım. Buradaki binalar bazı müdekkiklerin dedıği gibi mimar Mehmed Ağanın binaları da değildir. Mehmed Ağa on yedinci asırda Sultanahmed camiini yaparken bu sarah yüz yılhk ömre sahibdi. Cami kubbesinin bağlantısını ve minarelerin yükselişini sükunetle seyrediyordu. Şu halde bu sarayın kime aid ve ne sarayı olduğunu da tarihçilerimizin söylemeleri ve tesbit etmeleri lâzımdır. Mevzu anlaşıldıktan sonra bu saray hakkında muhtasar malumat vereyim: îbrahim paşa sarayı, bugünkü Sultanahmed camiine cephe cepheye nazır olup park kenarında ve Tapu dairesinin arkasında yüz otuz sekiz metrelik müstakim bir cephe üstünde, yetmiş beş mefre jerinlik üzerinde serilip yatmış muazzam jir binadır. Başlıca dört mühim kısma avlulara bakmakta olan üzeri kubbeli revaklara sıralanmış altmış sekiz tane odadan başka iki büyük ve üç küçük salonu ihtiva etmektedir. Salonun birisi (26.80) tul ve (18.60) metre arzında olup Atmeydanına bakan açık kemerli bir de balkonu muhtevidir ki şimdi burası askerî ambar olarak kullanılmaktadır. Diğer büyük saloTi (32.00) metre tulünde olup elyevm hapisanede bir mah kum koğuşu olarak kullanılmaktadır. Bugün bu muazzam saray dört müessesenın ışgali altındadır: Hapisane, Tapu dairesi .Mailye Evrak hazinesi ve Askerî şubeler ve dikimhane ambarı bu sarayı kısım kısım paylaşmışlardır. Yukarıdakı salon ölçülerine avdet ederek, memleketimizdeki yerli ve ecnebi mimarlara ve bütün tarihçilerimize arzetmek isterim kı: Klâsik Türk binalarında yirmi altı metre boy ve on sekiz metre arzında başka tek bir salon daha olma dığı gibi yüz otuz sekiz metrelik cephe taşıyan başka bir binamız yoktur. Topkapı sarayındaki binalar bunun yanında birer oyuncak koleksiyonu halinde kalırlar. Atmeydanı sarayı hakkında şimdilik bu kadar malumat, zannederim, kâfidir. Sarayın ehemmiyetini ana hatlarla gösterebildığımi sanıyorum. Muhterem kanlerime nihayet şunu da arzedeyim ki bu muazzam saray mimar Koca Sinanın Tezkeretül'ebniyesinde zikrettiği Atmeydanı sarayından başka bir şey değildir. Evet mimar Koca Sinanın eseri olan Atmeydanı sarayı işte burasıdır; hayır diyecekler olursa, onlara, Atmeydanı sarayının nerede ve ne olduğunu da sorarım. •jt Amerikalılardan bir delikanlı, genc bir kızı gezmeğe gitmeee davet ettiği zaman ona bir demet .çiçek gönderir. Genc kız da o çiçeklerden bir veya birkaç tanesini elbisesinin münasib bir yerine takar. JC Amerikalı erkekler, bir yemeği müteakib sofrada bulunan kadın veya ka dınlar masayı terketmek hareketi gösterdiler mi, hemen ayağa kalkarlar. •^ Alman erkekleri, kadınlan dansa davet ettikleri zaman ayaklarını asker gibi birbirine vurarak eğilirler ve kadma gaib sıgasile hitab ederler. "A' Almanlarda da bizdeki gibi genc kızları, yaslı kadınlann ellerini hürmetle öpmeleri âd«ttir. •İf İngilterede erkekler asansörde tanımadıkları bir kadın dahi olsa, gene ona karşı hürmet göstermek üzere şapkalarını başlarından çıkarırlar. •^ İngiliz erkekleri sokakta mutlaka bir kadının caddenin ortasına müteveccih tarafında yürürler. Otomobil ve saire çarpmasmdan onları korumak için!.. •^T tngiliz erkekleri. yemekten sonra kadınlardan sofrayı terk etmelerini rica ederler. îçecekleri sigaranın onları rahatsız etmemesi ve konuşacakları mevzudan kendilerinin sıkılmaması için. Yünlüden güzel bir elbise. Yaka, keLâmeden fevkalâde bir akşam elbiseTİT İtalyanlar karı koca da olsalar bir si. Süslerinin şekli ayrıca tesbit edilmiş mer, ve garnitürleri danteleden viicude birlerini sokakta veya umumî yerlerde ra tir. getirilmiştir. hatça öpemezler. Onlar ancak tren istasyonlarında, yahud vapur rıhtımlarında serbestce bir veda busesi taati edebilirler. •İt Bir İspanyol delikanlısı yolda her hangi tanımadığı bir kadma rastgelip de güzelliğine hayran olduğu takdirde şapkasını çıkarıp ona: «Seni bu kadar güzel olarak dünyaya getiren annenden Allah razı olsun!» diyebilir. Nasıl çamaşır yıkamalı? Bir çoklarımızm evinde tatbik olunan eski usuller iç elbiselerimizin ve ev takımlarımızın vaktinden evvel eskimesine sebebiyet vermektedir bir mahlul haline getirmeli, 0 mahlulleri kendi cinslerine aid sularn beher on litresine bir çorba kaşığı karıştırmalıdır. Çamaşırlan ıslatmağa b:rakmadan ve sıcak suya sokmadan evvel üzerlerindeki lekeleri çıkarmak icab eder. Çünkü ba zan bu lekelerin mahluller veya eczalarla değil, alelâde soğuk su ile bile çıkması kabil iken sıcak suya girınce yerleşir kalırlar. Islatmalar esnasında beyazlarla renkliler, hatta az kirliler, fazla kirliler mutlaka ayrı kablarda ıslatılmalıdır. Islatma dan çıkarıldığı zaman çamaşırları iyice sıkmak lâzımdır. Çünkü kirlerinden kısmıazamı üzerlerinde kalır. Beyazlan kaynatmağa koymazdan evvel üç su, keza renklileri de üç ;u yıkamak lâzımdır. Kaynatma kazamnın dibine eski ve kıymetsiz çamaşırları serip diğerlerini onun üzerine dizmek lâzımdır. Harareti yavaş yavaş ziyadeleştirmeli ve aşağı yukarı kaynatma müddetini bir saate hasretmelidir. Kaynatmağa ufak sabun parçalan ve soda da konur. Beyazlar, kaynatmadan çıktıktan sonra bir veya iki su daha yıkanır, sonra çividlenmeğe konur. Çividlenme için her yirmi beş litre suya bir baş çivid kâfi gelir. Sıkma meselesî de mühîmdir. Mümkün olduğu kadar çamaşırların susuz kalma31 lâzımdır. Kurutmağa gelince, çama * şırları fazla bekletmeden sermek muvafıktır. Ütülemeden evvel de yırtıklarmı so küklerini dikmek gerektir. îpekli ve ince çamafirlar için hususî bir yıkama usul ve tarzı vardır ki bunu da bir gün sırası geldiği vakit yazanz. Bizde çamaşır yıkamak veya yıkatmak denince akla ekseriya 5u gelir. Akşamdan bir kısmını ıslatmak, ertesi gün onları sabunlu ve sodalı suda yıkamak, beyazları kaynatmak ve çivitlemek, temiz sudan geçirip kurumağa bırakmak akla gelir. Halbuki çamasır yıkamak bu kadar basit değildir. Evvelâ çamaşır için n« gibi vasıtalar lâzımdır. Onları tedarik etmek icab eder. Bunlar bir tekne, veya leğen, onun altına konacak ayaklık, bir sabunlama tahtası, bir tahta maşa, ip, mandal ve saire. Sonra bir takım ecza ve maddeler: Kabilse, muhtelif lekeleri çıkarmak için hazır mahluller. Sabun; fazla kirliler yumuşak ve siyah, az kirliler için beyaz, ipekli ve saire için de toz veya rendelenmiş sabun kullanmak gerektir.. Soda, çivid. Çamaşır yıkamağa başlamadan evvel kullanacağınız suyun cinsini tayin etmek lâzım gelir. Çünkü muhtelif şekilde fazla maddeleri ihtiva eden sular sabunun lâyıkile köpürmesine, çamaşınn iyi yıkanmasma mâni olur. Onun için suyun cinsine göre içine muayyen maddeler katarak onlan sabunun ziyan olmamasma ve çamaşır yıkamağa salih bir hale getinnek mümkündür. Meselâ kalkerli sulara carbonate de soude ve borate de soude, kükürdlü sulara sulfate de soude, bicarbonate de soude, demirli sulara sulfate de magnesie ve bicarbonate de soude, kilisli sulara chlorure de sodium ve sulfate de magnesie alkalen olan sulara chloridrate d'ammoniaque katmalıdır. Birinciyi 60 ve 40, ikinciyi 40, 80, üçüncüyü 30 ve 70, dördüncüyü 5 ve 50 gram olarak katıştırıp Yeni şapkalar Devlet DemiryoIIarinin tenezzüh trejtjjçri ^ Devlet Demiryolları tarafından tertib edilecek yaz tenezzüh trenleri haBân da bazı malumat vermiştik. Demiryol ları Umum müdürlüğü bize gönderdiği bir mektubda bu hususta şu mütemmim izahatı vermektedir: Devlet Demiryollan elindekl vasıtalara, mahallî vaziyet ve ihtiyaclara göre her yaz mevsiminde bazı mıntakalarda tenezzüh tıenleri tertib etmektedir. Bu sene de tenezzüh trenleri yapılan mmtakalar şunlardır: 1 Haydarpaşa Sapanca Adapazarı. 2 îzmit Sapanca Adapazarı. 3 Ankara Çankırı. 4 Balıkesir (Mevzii). 5 Samsun Kirazlık. 6 Sıvas Çermik. 7 Afyon Geçikhamam. 8 İzmir (mevzii). Bunlardan başka yerler için. bahusus Ankara Haydarpaşa ve emsali gibi esasen kâfi derecede trenleri olan uzun mesafeler için ayrıca tenezzüh trenleri mevzuubahs değildir. Pariste moda meşheri sayılan at koşuları yerlerinden birinde görülen son moda şapkalardan. Biri hasırdan tabla şeklindedir. Diğeri maron ince fötrdendir. Beyaz grogrenle süslenmiştir. Ev kadını •^ Kıymetli dantellerin yıkanırken zedelenmemesini temin için onlan şişeye sarıp sabunlu ılık suya batırmak ve sonra rette yıktırılmasına karar verilmij olan Yıldırım köprüsünün, orta Avrupaya akınlar yapan Türk ordularına ve ağırlıklarma yol vermiş olan şerefli köprü olŞimdi asıl endişemize dönelim: Acaba duğu isbat edilince, hükumetin hassasi kör kazma hortlıyabilir mi? yeti ve Ali Çetinkayanın yüksek himmeGeçenlerde bir muhterem dostum bana tıle, bu köprü yıkılmıyarak tamir edil ihtar ediyordu: miştir. « Bu iş hükumet işidir; hükumet isCumhuriyet hükumetinin mimarî abi ter ve lüzum görürse daha büyüklerini delere karşı ne dereceye kadar alâkalı de yıkar. Sen ne telâş ediyorsun?» olduğunu hâlâ lâyıkile anlamamış vatanEvet, hükumet isterse yıkar, bu hükme ezelden e\et diyenlerdenim. Fakat u daşlar varsa, bunlar lutfen, ilk mekteblenutmıyalım ki hükumet kıymetli mimarî rimizin ve kaza belediyelerinin dosyalaâbidelerimizi kat'ıjyen yıktırmak istemez, rında bile mevcud olan Cumhuriyet h'jonların en samimî ve candan hâmisidir; kumeti Başvekilinin imzasını taşıyan taancak o binanm kıymetini hükumet naza mımleri ve emirleri bulup okusunlar, göreceklerdir ki Cumhuriyet hükumeti birında tebarüz ettirmek lâzımdır. lâkayd \e şart, kıymetli abidelerin mu Böyle yanlış düşünen başka vatandaşlar varsa, onlara haber vereyim ki, ddrt hafazasını emretmektedir. Şu halde, Cumhuriyet hükumetinin, yıl evvel Lsküdar iskelesi başındaki eski Sir.anın on altıncı asırda yaptığı meshur bir eserın yıktırılmasını tervıc ettıği içir Cumhurijet idaresinin azlettiği kayma Atmeydanı sarayının kör kazmaya kurkamı şahsen tanırım, kıymetli ve münev ban olmasını kat'iyyen istemiveceği nıuver bir arkadaş olduğu halde, hükumet o hakkaktır. Ancak, dediğim gibi, bu saranu, feda etmekte tereddüd etmemiştir. yın kıymetini hükumet nazarında teba Gene dört yıl evvel Bursa ovasındakı rüz ettirmek şarttır. Bunu yapacak kimbirbuçuk milyon liralık bir kanal isinde, se kalmadise, bu işi ben üzerime alıyo Davanın bütün avakıbını ve bütüa müteahhidın boydan boya ovayı yara va rum. ra gelip dayandığı Ikinci Muradın yap mes'ulıyetini kabul ederek, burada klâsik tırdığı mıhrablı köprü yıkılırken yetişilip devirden kalma muazzam bir saray bu hükumete, köpriinün kıymetli olduSu ha lunduğunu haber verıyorum ve muhterem ber \erilince, bütün zorluğuna rağmen. Cumhuriyet okurlarına tekrar ediyorum, köprü kurtarılmıştır. Bugün olduğu gibi kör kazma artık hortlıvamıvacaktır. ya=amaktadır. Mimar Uç yıl evvel Edirnede, muhakkak suSEDAD CETİNTAŞ Güzel bir çilek bolü gene şişenin üzerinde kaldıkları halde temiz ılık sudan geçirmek lâzımdır. •jç Soğan soyarken gözlerin yaşar maması, onları ancak suyun içinde soy mak ve kesmekle kabil olur. •^ Süpürge ve fırça kıllarının yatkm lığmı gidermek için onlan su buğusuna tutmahdır. ~Jç E\inizde parke döşeli kısımlar varsa. bunları süpürge sapının ucuna takacağınız eski bir bere ile oğunuz. Parkelerin hayret edilecek derecede parladıklarını görürsünüz. Kirlenen eski bereyi güzelce yıkayıp saklayınız. Pek çok defalar kullanabilirsiniz. •İC Bıçakların yüzünü keskinleştirmek için onları tabakların ters tarafına dik Şimdi tam mevsimidir. Yarım kilogram çilek ahnız. Üzerine biraz şeker ve bir katle bir asağı bir yukarı birkaç kere surşişe Tekirdağı şarabı ilâve ediniz. İki üç saat öyle dursun. Sonra üstüne gayet fazla mek kâfidir. ^T Elde enginarın bıraktığı lekeleri li soğutulmuş 2 şişe şarabla mümkünse bira z da şampanya ilâve edip biraz da limon sıkınız. Çilek bölünüz hazırdır. Misafirlerinize ikram edebilirsiniz. monla ovarak izale edebilirsiniz. J